Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
HaMaBk-taymri
Ozamaaadmı
HaiaaaU
Bektronik posta: denizsom@ctanhuriyetxom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Amerikan askeıieri,
maaş isteyen Iraklılan
öldürüyormuş...
"Demokrasi cennetine
gönderivoriardır!"
KartvizitDeli Ormanlı Mehmet
Deniz'in biri vesikalık ve
öteki boydan iki
fotoğrafının yer aldığı
kartvizrtinde şunlar
yazıyor: "Boya,
badana, saten.
Fayans, çini.
Temel kazılır. Kalıp
çakılır. Demir bağlanır.
Bodyguardlık yapılır.
Elektrik tesisatı döşenir.
Kaynak işleri yapılır.
Baca örülür. Barbekü
yapılır. Her çeşrt
hastalıklara, boyun
ağrılarına, bel ağrılarına,
bacak ağnsına,
burkulmalara tedavi
yapılır. Şifalı bttkisel ot
temin edilir. Süper masaj
yapılır. Otobüs, TIR
kullanılır. Çrt tuğla, sıva,
kanal, taş duvar, çrt
çevirme. Bahçıvanlık.
Tesisatçılık.
Otoparkçılık. Çatı,
kiremrt, cam macun.
Plastik boru tesisat.
Eşya taşınır. Şömine
döşenir. Bay bayan saç
modası. Kahve falı itina
ile bakılır."
etrol-lş Sendikası'nın Petkim özelleştirme-
si ile ilgili olarak yaptığı değeriendirmenın
satırbaşları: "Petrokimya AŞ'nin, yüzde
88.86 oranındaki kamu payının özelleştiril-
mesine ilişkin ihale, 605 milyon dolaria, Uzan ailesi-
nin.beş ay önce kurduğu ve hangi alandafaaliyet yü-
rüttüğü bilinmeyen, sadece adında 'kimya, petrol'
yazan, Standart Kimya Petrol Doğalgaz Sanayi AŞ'de
kaldı... Televizyonlarda gösterilmesi nedeniyle ka-
muoyuna 'şeffaf olarak sunulan bu ihalenin arkasın-
daki gizli niyetleri elbette bilemeyiz.
Sanayileşme ve kalkınmanın lokomotif sektörle-
rinden birisi olarak kabul edilen petrokimya sanayi-
ne ülkeler, kamu girişimciliğiyle ve entegre yapılar
oluşturarak girmişlerdir. Bu anlamda Petkim, enteg-
re yapısıyla Türkiye'de petrokimya sanayiini tek ba-
şına temsil etmektedir... Plastik, ambalaj, lastik, de-
terjan, ilaç, kimya, dokuma, tekstil ve tanma kadar
uzanan büyük bir sanayi kesimine, hammadde ve ara
Petrokimya
malı üreten Petkim, kendisi gelişirken beraberinde
geniş bir yan sanayi de gelişerek ülkekalkınmasına
çok önemli katkı sağlamaktadır... örneğin; önceleri
sadece Istanbul merkezli ve ithalata dayalı üretim
yapan, çok azsayıda plastik firması bulunmaktaiken,
Petkim'in kurulmasıyla plastik sanayi Anadolu'ya ya-
yılarak 3 milyar dolarlık bir plastik hacmine ulaşmış-
tır.... Bugün faal olan 2 bin civanndaki plastik üreti-
cisi firmaların ancak, yüzde 10'u büyük ölçekli, geri-
si tüketime yönelik üretim yapan KOBl'lerdir. Bunla-
nn yüzde 95'i ise hammaddesini Petkim'den karşı-
lamaktadır. Fiyatları düzenleyici işlevi olan Petkim, bu
firmaların hammaddeye kolay ve ucuz ulaşmalarını
sağlamaktadır...
Petkim 2002 yılında, 962 trilyon lira ciro yaparak
devlete, 12.4 trilyon Iiravergiödemişve21 trilyon li-
ra faaliyet kErı gerçekleştirmiştir. Yetişmiş, nitelikli iş-
gücüyle, milli ekonomiye 254 trilyon lira katkıda bu-
lunmuştur. Petkim, işletme ve yatırım faaliyetleri için
ek bir finansman kaynağına ihtiyaç duymamaktadır.
Yürüttüğü işletme faaliyetleri ile istihdam, yenileme
ve idame yatırımları için gerekli olan kaynağı kendi-
si sağlamaktadır. Yani, devlete hiçbiryükü bulunma-
maktadır.
Geçmiş yıllarda yurtiçi pazann, yüzde 70-80'ini kar-
şılarken, özelleştirme kapsamına alındıktan sonra,
yeni petrokimya tesisi yatırımlarına izin verilmemesi
nedeniyle pazar payı, yüzde 35'e düşmüştür. Dünya
petrokimya pazan ise doygunluğa erişmiştir.Yeni pa-
zarlara ihtiyacı bulunmaktadır.Türkiye, büyüyen nü-
fusu ve dinamik pazan ile petrokimya üreticisi olan
ülkelerin, iştahlannı kabartmaktadır. Petkim'in özel-
leştirilmesi ihalesine yabancı petrokimya şirketlerinin
neden girmediği sorusunun yanıtı da buradadır.
Hak
Akif Kökçe: "Özel
hastanelerde hasta
haklanna saygı
gösterilir. Küçük bir
ön koşulla; faturayı
ödeyecek kadar
parası varsa."
SESSİZSEDASIZ(l)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku " yahoo.com
Ortada FAL yok yumurta yok...
Evliliği de nereden çıkanyorsun şimdi?
Çömezin kerameti, şeyhinden menkul
öyküyü, okur dostlardan biri gön-
dermiş ancak faks kâğıdında adı çık-
mamış... öykü şöyle:
Şeyhin biri çömezinin olgunlaştığına
kararvermiş... Eşeğinin doğurduğu sı-
palardan birini çömezinin önüne kata-
rak dergâhtan köyüne yolcu etmiş...
Yolda sıpa ölmüş... Çömez, üzüntü
içinde sıpayı yol kenarına gömmüş ve
duayadurmuş...
Yoldan geçenler çömezi dua eder-
ken görünce onlar da duaya katıl-
mış... Ortalık kalabalıklaşmış... Bazı-
lan sıpanın gömüldüğü yerin yanında-
ki ağaca bez parçalan bağlamaya baş-
lamış... Yol kenan yatıra dönüşmüş...
Çocuk isteyenler... Koca isteyenler...
Şifa arayanlar soluğu burada almış...
Çömez de, köyüne dönmekten vaz-
geçmiş ve o yörenin şeyhi olmuş...
Gel zaman git zaman çömezin ünü
şeyhinin ününü gölgede bırakmış...
Şeyhine gelen bin ise çömeze gelen on
binmiş... Bu arada çömez, büyük bir
servetin de sahibi olmuş... Herkes onu
konuşurmuş...
Günlerden bir gün, şeyh meraklan-
mış, "Beni geçen kim ola ki" demiş...
Yola düşmüş... Büyük şeyh diye kar-
şısına çömezi çıkmasın mı? Şeyh,
şaşkınlık içinde "Nasıl böyle oldun"
diye sormuş... Çömezi, "Verdiğin o sı-
pa yolda öldü. Burayagömdüm. Son-
rası böyle oldu" demiş...
Şeyh, o güne kadar kimselere açık-
lamadığı kendi yatınndaki sırn açıkla-
mış:
"Benim ki de bunun anasıdır!"
Gerçekçi Edebiyatınıızda
Orhan Kemal
t. GÜRŞEN KAFKAS
Türkçemizin ve gerçekçi
edebiyatımızın ölümsüz usta-
sı Orhan Kemal eserlerinde
insanoğlunun ekmek kavga-
sını irdelemişti. öykü ve ro-
manlarında "küçük adam"ın
yoksulluğa itilişi ile ilgili serü-
venleri anlatmıştı. Anlatımla-
nndaki kişiler, olaylar ve çev-
re, yazarın kendi yaşamından
çizgileri içeriyordu. 1935 yılı
sonrası edebiyatımızda hızla
gelişen "gerçekçi" öncüler
arasında Orhan Kemal görül-
mektedir. Geniş okuyucu krt-
lesine ulaşan eserleri, yazara
yaygın bir ün ve başan kazan-
dırdı.
Adana-Ceyhan'da 15 Eylül
1914'te doğan _ve asıl adı
Mehmet Raşit Öğütçü olan
yazar, eserlerinde "Orhan
Kemal" adını kullandı. Baba-
sı, Büyük Millet Meclisi'nde
(1920-1923) milletvekilliği
yjapmış, Avukat Abdülkadir
Ogütçü'dür. Serbest Fırka-
Halk Fırkası çekişmesinde o,
Adana'da Ahali Fırkası'nı kur-
du. Toksöz, Mücahede, Aha-
li gazetelerini yayına soktu.
Yalnızlık ve yoksulluk içinde
yaşadı ve öldü. Siyasi çekiş-
meleronu yiyip bitirmişti. Su-
riye'ye kaçtı. Onun bu dramı
beş çocuklu ailesini de etkile-
di. Orhan Kemal, baba evinin
koruyuculuğunda ilkokulu bi-
tirir. Oğrenimini orta son sını-
fa kadar sürdürdü. Pamuk
fabrikasında işçi, dokumacı,
kâtiplik yapar. Yaşamını
emekle yoğurur. O, geleceğin
bir Maksim Gorki'si olma
yolunda "yaşam ûniversite-
lerini" yüreğinde dokur, ya-
şar ve yazar...
Önce edebiyatı sevmez.
Sonra okumatutkusu benliği-
ni sarar. Artık okuma oburu
olmuştur Orhan Kemal. Bu bi-
rikimler sonrası şiir, oyun ve
serüven romanları yazar. llk
yazısı "Yedigün" dergisinde
"Raşit Kemal" imzasıyla
"Duvariar" şiiridir. Diğer şiir-
leri "Yeni Ses, Yürüyüş,
Gün" dergilerinde yayımlan-
dı. llk öyküsü "Babaevi" ad-
lı biyografya romanının bir bö-
lümü "Yeni Edebîyat" dergi-
sinde, "Babam". "Güllü",
"Asma Çubuğu", "Telefon",
"Çocuk AN" birçok dergide
yayımlandı. "Revir Meydan-
cısı Yusuf" yarışmada birin-
ci oldu. Orhan Kemal, Baba-
evi ve Ekmek Kavgası ro-
manlarıyla üne kavuştu. Ya-
şamının zor, çetin ve acılı ko-
şullannı bu iki romanda anla-
tır. "Murtaza" adlı öyküsü
"Vatan" gazetesinde tefrika
edildi.
Orhan Kemal, bu öykü ile
sanatseverlerin yanı sıra ge-
niş halk çevresine ulaşır. 1957
yılından sonra artık yalnız ro-
man yazar.
Eski öykülerini derleyip ki-
taplaştırır. "Kardeş Payı" ve
"Once Ekmek" kitaplarıyla
Sait Faik Hikâye Armağanı,
daha sonra "Türk Dil Kuru-
mu" hikâye ödülünü kazandı.
Orhan Kemal, öykülerinde
hapishanede gördüğü, fabri-
kalarda ağır iş şartlan, ezilen
işçiler, suçlular, gardiyanlar,
çocuklar, kadın suçlular, fab-
rika insanları, gece işçileri,
solgun ve perişan kadınları
anlatır. O, gelecekten ve
umuttan hep söz eder. Eser-
lerinde toplum sorunlannı aşı-
rı iddialara düşmeden parça
parça ortaya koyar. Yaşamın
acımasızlığını kanıtlarıyla an-
latır durur. Yaşamın, insanları
bir girdabın içine nasıl aldığı-
nı, evirip çevirdığini işler. Ger-
çekçi edebiyatımızın ölüm-
süz ustası Orhan Kemal'in 33.
ölüm yıldönümünde adına
kurulan ve oğlu Işık Öğüt-
çü'nün girişimciliği ve il Milli
Eğitim Müdürlüğü ile işbirli-
ğinde düzenlenen anma
programı gerçekleştirildi. Hıf-
zı Topuz'un ve Ibrahim Ba-
laban'ın _arkadaşım Orhan
Kemal; Özdemir Ince'nin
Cemile'den bölümler ve Ad-
nan Binyazar'ın edebiyatı-
mızda Orhan Kemal duyarlılı-
ğı anlatıldı. 33. yılında Orhan
Kemal roman ödülü Erhan
Bener'e verildi. Aynca "Öğ-
retmene Öykü, Oğrenciye
Şiir" yanşma sonrası ödül ka-
zanan öğretmen ve öğrenci-
ler izleyicilere tanıtıldı. istek
Belde Güzel Sanatlar Lisesi
korosunun anlamlı müzik su-
numu Orhan Kemal'in ruhunu
rahatlatmıştır. Günün sürprizi
Orhan Kemal'in "Kanma" şi-
irini Aykut Yılmaz'ın bestesi,
Islam Manasov'un düzenle-
mesi ile okundu ve eşine ar-
mağan edildi.
Ozanlar ve yazarlar eserle-
rinde dünümüzü, bugünümü-
zü ve yarınımızı anlatmakta-
dırlar. Gönül coşkusunu, sev-
giyi, acıyı, heyecanı insan ya-
şamını eserlerinde dokurlar.
Bir gün gelir "cansız beden-
lerindeki/cansız kolların-
da/eserleri dalgalanır/yıl-
larca, asırtarca, Orhan Ke-
mal gibi..."
Orhan Kemal adına müze
ve kültür-sanat evinin eşi ve
oğlu tarafından kurulması
önemli bir değerdir. Onları
kutlanm. İl Milli Eğitim Müdür-
lüğü ile işbirliğinde bu anma
gününün öğretmen ve oğren-
ciye indirgenmesi de çok
önemlidir. Nursel Aldabak ın
yoğun çabası, Şefika Kes-
kin'in duyarlı sunumu ile Or-
han Kemal eserieriyle canlan-
dırıldı. Nâzım Hikmet'in şiir-
lerindeki haykırışları ve duy-
gusu, Orhan Kemal'in öykü
ve romanlarındaki acıyı, nef-
reti, sevgiyle yoğurması ben-
zeşen anlatım motifleri oldu-
ğu sonucuna ulaşıldı.
Emeği geçenleri kutlanm.
"Çırpındığın yaşam kavga-
sını/Rahat ekmeğini ara-
dın/Yüreğine akıttığın göz-
yaşlarınla/sorunlarına so-
run kattın/çileli yaşamı ka-
tık/Toplum dertlerini dert
edindin./ Orhan Kemal rahat
uyu...
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
KEDİ LE\ O APTCÜKA
NE
aptull'ti hotmail.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BILGM
ATO'NUN
ARAŞTTRMASItOA SÖRE;
ÜLKEMİZDE HER
4 KADINOAN 1 TANESİ
OKUMA-YAZMA
BİLAIÖYOR-
MUŞ I.
O ARAŞTTRMA YANLIŞ BENCE...
BENİM 4 KARI DA OKUAAA-YAZMA BILMEZ !
TARİHTE BLGÜN \tCMTAZ ARIKA* 20 Haziran imcte.mumtaz-arikan.com
İLK KOSOVASAVASt
1389'DA 8UGÜM, KOSOvA'M YAPILAN
SAVA$TA,OSMANLI OROUSU, BALKAN
ÛLKBLBRİNİN BİRLEŞÎK OROuSUNU
YENDİ. OSMAKILILARIN AVRUPA '[>AKİ
GEMİÇLBME POUTİKALAR/NA K/VZŞl
ÖRSÛTLEfilEN UIRİSrİYANLAR RÜYÜK
BİR ORDU KURUP, PADİŞAH I.Ml/RArÂ
SAVAŞ AÇTIL4R- KOSOVA'PA YAP/LAM
SAVA$I OSMAAJL/LAR KA2ANDI!'ZA.
FSRDEN SONRA SAI/AÇ ALANINI DO-
LAÇAN YAŞLI PADİŞAUA, ÖLÜLERAO*
SlNDA YATAN BİRSlRPLI TARfiAINCAN
HANÇERLBSALDHZtLD/. M/lof OBİUç
ADLI ADAMtH,KALBÎNPEH yt^RAlAP/.
5/ MURATHÜDAVENDİ6ÂR ŞEHİT OLDUİ.
ANKARA...ANKA,..
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Çizgiyi Şaşırmadan
Üzgünüm, belli olayları yakalayamıyorum, gözü-
me, gönlüme takılan güzellikleri yeteri kadar yan-
sıtamıyorum bu köşede. Kimi olayları çok yoğun
ve hızlı yaşıyorum, görmek, yaşamak istediğim
güzellikleri uzaktan izliyorum ancak. örneğin Zey-
nep Tanbay'ın danslarını ekranda izlerken buruk
acılarla çarptı yüreğim. Başka bir dünyaya açıldı
gözlerim. Yalnızlığaterk edilen çocuklarla, cinayet-
ler, hırsızlıklar, soygunlar, dahası hastalıklar, ölüm-
ler içinde dans eden bir kadın, acılardan arınarak
insan vücudunun güzelliğini duyuruyor. Dahası
dünya değişiyor birden. Bir dans olayının görke-
mini yaşıyor, çirkinliklerden arınarak gerçeğe ula-
şıyor insan. Güzelliklerie sarmaş dolaş, insan ol-
manın mutluluğunu hissediyor. İnsan vücudunun
anlatım gücünü böylesine güzel çizgilerie yansıtan
ellere saygı duyuyor. Derken bir şimşek çakıyor yü-
reğinde, birbıçaksaplanıyordüşüncesine. Bu çiz-
gilerie Avrupa Biriiği'nin neresindeyiz diye düşü-
nüyor, gerçek çizgimizin yerini şaşırmak korku-
suyla titriyor. Böylesine güzel bir dansın evrensel
niteliği var ama toprağının soluğunu da duyuruyor
Zeynep Tanbay. Dahası bizi de gerçeğimize çeki-
yor. Avrupa Biriiği'nin sağı, solu, aşağısı, yukansı
Önemli değil bence. Atatürk devrimlerinin amaç-
ladığı yere gelince şaşılası yanı kalmıyor dünyamı-
zın.
Zeynep Tanbay'ı güzel çizgileriyle izlemenin
mutluluğu da bir başka çizgiye ulaşıyor o zaman.
Uzun soluklu bir dansın çizgisiyle yeni boyutlar
yakalıyor insan.
Zeynep Tanbay'ın uzun soluklu dansından baş-
ka bir güzelliğe yöneliyorum. Üzgünüm, üçüncü
boyut karikatürleri de görmedim henüz. Sevdiğim
çizerleri ellerimde hissetmenin, bir güzelliği par-
maklarımda yaşamanın umudu da gerçekleşecek
elbet. Hafta sonunda düzenlenen sergide karika-
tür dalındaki dostlanm yeni bir boyutla selamlıyor
bizi. Henüz görmedim, merakla bekliyorum. Çiz-
ginin yeni boyutlannı yansıtan eller nasıl bir deği-
şim sergileyecek acaba. Biraz korkuyorum, çizgi-
nin heykele, seramiğe, taşa, toprağa dönüştüğü
yerde nasıl bir serüven başlayacak acaba? Yaşa-
yarak öğreneceğiz. Belki de dönüşü olmayan bir
yola dalacağız. Karikatür sanatçılarımızı yeni bo-
yutlaria seyretmenin keyfini çok içten duyuyorum.
Arkası yann diye düşündüğüm çizgilerin özlemiy-
le, yeni çizgilerde yeni ufuklar bulmanın sevinciy-
le sesleniyorum tüm dostlara.
• • •
Sevgili okurlarım, son günlerin olayları hayli ka-
nşık. Tadı da var, acısı da. Bir dans ya da bir ser-
giyle yeni kapıların, yeni yolların müjdesini duyu-
ran kişiler ve kuruluşlar da var. Ektiğini yeşertme-
nin sevincini de taşıyor. Niçin, ne verdiğinin bilin-
cini duyanlar, umutla dikiliyor yol haritamızda. Sa-
nat olaylanna ilgi ve destek, dahası o ilgi ve des-
tekle oluşan güzellikleri, güzel bir çağrı gibi algılı-
yor halkımız. Yol haritamızı umutla izliyor, boyut de-
ğiştiren sanatçıları evrensel çizgilere vardırmanın
mutlu ve umutlu ürünlerinden onur duyuyoruz.
Bu onuru taşımanın mutluluğuyla merhaba di-
yorum hepinize.
BULMACA SEDAT YAŞAYA\
1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA:
1/ Adıyaman
ilinde, Roma
döneminden
kalma iinlü
köprü. 2/ Is-
panya'da
Bask bölgesi-
nin bağımsız-
lığı için sa\a-
şım veren
gizli örgüt...
Bağlam. 3/
Bankacılıkta
bir hesaptan başka
bir hesaba para akta-
nlması... Tümör. 4/
Hazırlanan çayın
renk ve koku bakı-
mından istenilen du-
rumu... Bir göz ren-
gi. 5/Cinsiyet... Şid-
detli belirtilerle baş-
layıp kısa sürede
ağırlaşan hastalıklar için kullanılan sözcük. 6/Sa-
vaşta ölen yeniçerilerin erkek çocuklanna verilen
ad... Çemberin çe\xesinin çapına oranını göste-
ren sayı. II Bir yerde oturma. 8/ Avrupa Birii-
ği'nin kısa yazılışı... "Hiçbir şeyden çekmedi
dünyada — ' d a n çektiği kadar" (Orhan Veli). 9/
Malzeme... Demiryolu.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Müslümanlıkta bazı kişilerin kaza ve belaya
karşı boyunlannda taşıdıklan, içinde dua bulunan
deri kılıf... Gümüşün simgesi. 2/"Erol — " : Res-
samımız... Bir şeyden kalan kötü iz. 3/Nar, erik,
kızılcık gibi yemişlerden yapılan pekmez. 47 "—
- mukassi görünür taşradan amma Bir başka fe-
rah başka letafet var içinde" (Nedim). 5/Üzeri kır-
mızı parafinle kaplanan bir tür peynir... Maksat.
6/Evcil bir geyik türü... Yunan mitolojisinde sa-
vaştannsı. 7/Notadadurakişareti...Ilave...Ulus-
lararası alanda karayoluyla mal taşımacılığında
kullanılan büyük kamyon. 8/ Atılmış, eğrilmeye
hazırlanmış top biçiminde yün ya da pamuk...
Radyum elementinin simgesi. 9/Tırnak, boynuz,
kıl gibi üstderi ürünü olan yapılan oluşturan
proteinli madde.
SARIYER SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 '579 Karar No: 2003 727
Mahkememızin 18.6.2003 tarih, 2003 579 esas,
2003 727 karar sayıh ilamı ile Sıvas, Gölova, Gözlü-
ce, 74 Cilt, 12 Hane'de nüfusa kayıtlı Süleyman ile
Gülbeyaz'dan 1970'de doğma Ramazan Aydın'a aynı
yerde nüfusa kayıtlı ağabeyı Adem Aydın vasi tayın
edılmıştir. tlan olunur. 18.06.2003 Basın: 29753
Dil Derneği'ne üye, sürdürümcü olun!
Bağışta bulunun!
Bilgi için: 0312-425 83 60