04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ SAGLIK 4-Tenis, yüzme, koşu, yürüyüş aktivitelerinden önce bir doktora başvfrmak şart por sağlığıruzıbozm;tstanbul Haber Servisi- Sağlıklı yaşan- tının vazgeçilmez unsurlanndan biri olan spor, doğru yapılmadığı zaman zararlı olabiliyor. Son günlerde moda haline gelen spor aktivitelerinin, kişinin kilosuna, yaşına, kronik hastalıklan olup olmadığına ba- kılarak yapılması gerekiyor. Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Uz- manı Prof. ZekiOngen, insanlann tenis, yüzme, koşu, yürüyüş gibi çok sayıda spor dalıyla uğraştıklannı ancak çoğu- nun spor öncesi hekime gitmedüderini söyledi. Lise ve üniversite çağlanndaki genç insanlarda spor sırasında görülen ölüm- lerin altında doğuştan bozukluklann yat- tığına dikkat çeken Prof. Zeki Öngen, • Kalp kasının, herhangi bir sebebe bağlı olmaksızın daha çok kahtımla geçen bir bozukluk sonucu kalınlaşması, genç sporcu ölümlerinin en önde gelen nedeni. Ailesinde bu tür hastalık olduğu bilinen kişilerin spora başlamadan önce mutlaka bir kardiyoloğa gitmesi gerekiyor. "Bunun dışında kalp kasının iltihabı ve erken yaşta görülen damar sertliği de ölünı nedenleri arasında. Bunlar spora başlamadan önce yapüacak muayene, çekilecek elektrokardiyografi gibi basit incelemeleıie önlenebiHr" diye konuştu. Futbol, basketbol ve atletizmin ani ölümün en sık görüldüğü spor dallan olduğunu belirten Prof. Ongen şöyle de- vam etti: "Ölümlerin nedeni yüzde 90 ritim so- runudur. Sağhklı kalp kasından ritim bozukluklannın oluşması beklenen bir durum değildir. Kalp kasının, herhan- gi bir nedene bağlı olmaksızın daha çok kahümla geçen bir bozukluk nedeniyle kahnlaşmasL, genç sporcu ölümlerinin en önde gelen nedenidir. Ailesinde bu tür hastahğı olduğu bilinen kişiler eğer spor yapacaklarsa, bir kardiyolog tarafindan incelenmeliler.'' Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uz- manı Prof. Sabri Narman da aniden ölen sporculann yüzde 80'inin ölmeden bir- kaç hafta önce bazı rahatsızlıklar- dan yakındığına dikkat çekerek bunlan "göğüs ya da mide ağnsı, sırt ağnsı, baş dönmesi, düzensiz kalp aüşlan, yorgunluk" olarak sı- raladı. Acıbadem Hastanesi Spor Hekim- lıği Bölümü'nden Dr. Çağlayan Yer- gin, spora başlamayı düşünen herke- sin, öncelikle fiziksel kapasitesi hak- kında bilgi sahibi olması gerektiğini vurguladı. Nedeni bilinmeyen ve sinsi ilerleyen Multipl Sklerozlu 1 milyon kişi var adrnları seven hastalı Sefertası fastfooda karşı ŞULE KÖKTURK J p ç ğ , od tarzı vaşam, butun Fast food kanser nedeni Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyete- tik Bölümü Toplum Beslenmesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülden Pekcan da, ayak üstü beslenmede tüketilen gıdalann, doymuş yağ asit- leri yönünden zengin, posalı, kalsiyum yönün- den fakir olduklannı belirterek, "Bu besinler, kalp-damar hastalıklannın görülmeriskiniart- nrdığı gibi,Ave C vitaminleri yönünden eksik ol- duklan için bağışıkuk azalmasına, kanser gibi bazı hastahklann riskinin artmasına yol açar" de- di. Pekcan, ayaküstü beslenmede yiyeceklerin uy- gun koşullarda hazırlanmaması nedeniyle, enfek- siyon riskini de arthracağını vurguladı. Dünyada genetik değişikliğe uğramış ürünle- rin üzerinde uyan yazısı bulunmasına karşın Türkiye'de bu ürünler bilinçsizce tüketiliyor. Uzmanlar, genetik değişikliğe uğratılmış ürün- ler üzerinde bulunan GM uyan yazısının Türki- ye'deki ürünlere de konulması gerektiğine dik- kati çektiler. Fast foodun sunduğu ürünlerin ge- netik değişikliğe uğratıldığını dile getiren uz- manlar, Amerikan tarzı yaşamı da beraberinde getiren fast foodun, kanser riskini arttırmasının yanı sıra, tüm yaşamı kapsayan çok sayıda olum- suz etkiye sahip olduğunu vurguluyorlar. ttalya'da fast foodun toplum ve yaşam üzerin- deki olumsuz etkilerine tepki olarak 1986 yılın- da başlatılan "Uhıslararası Slow Food Hareke- ti"nin Türkiye'ye yansıması olan Sefertası Ha- reketi'nin Başkanı Ümit Sinan Topçuoğhı, fast foodun zararlannın sade- • Fast foodun c e sağlıkla bitmediğini sunduğu ürünlerin belirterek, fast foodun genetik biryaşam biçimi, bir kül- değişikliğe t u r ^^Y1 ?1 olduğunu Ugratüdlğim ^ y a ş a m b.çıminin behrten uzmanlar, d ü n y a d a tüketim ahş- Amerikan tarzı kanlıklan belirli tek tip yaşamı da insan yaratmaya yöne- beraberinde l i k olduğunu dile geti- gefıren fast ren Jopçuoğlu, "Fastfo- foodun, kanser riskını arttırdığmı | e r e |de etmeye çalışır- söylüyor. ken ürünü de doğada — — — ^ ^ — ^ ^ — standart bak getinneye çalışryoriar. Bu standardaşârma çabalan sıra- sında ürünlerde geretik modifikasyonla ürünle- rin genleri ile oynuyorlar" dedi. tstanbul Haber Servisi - Kesin nedeni bi- linmeyen ve sinsi ilerleyen MS (Multipl Skleroz) daha çok kadınlan seviyor. 20-40 yaşlan arası kadınlarda erkeklerden iki kat fazla olan, beyaz ırkta ve ılık iklimli bölge- lerde daha sık görülüyor. Şişli Belediyesi ve Schering Alman Ilaç fir- ması tarafindan Türkiye MS Derneği'nin des- teğiyle düzenlenen "MS ile yaşamak" pane- linde hastalık hakkında bilgi verildi. Istanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dah'ndan Doç. Dr. Gülşen Akman Demir, MS'nin genç erişkinlerde görülen merkezi sinir sistemi has- tahğı olduğu söyledi. Türkiye'de 40 bin MS hastası olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Demir, "Ancak çok azbttuıiyor" dedi. 3 yıldır bu hastalıkla yaşayan Pınar Umui hastahğı- nışusözlerleanlattı: "Bir sabah ayağunm soltarafindaki uyuşuk- lulda uvandım. Uyuşma parmak uçlarundan yukan doğru çıktı. Hemen bir nöroloğa baş- vurdumvebana MS teşhisi konuklu. MS'de mo- ral çokönenıli. Bu hastahğa j akalandığunı öğ- rendikten sonra daha düzenli, sağhkh ve pozi- tif bir hayat kurmaya başladım." Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mert Ertüre, amaçlannın MS hasta- lanna yaşama sevinci verebilmek, sosyal ve psikolojik yönden onlan rahatlatmak oldu- ğunu söyledi. Beyin ve omiriliği etkileyen kronik bir has- talık olan MS, yaklaşık 350 bini Avrupa'da ol- maküzere dünyada 1 mil- yon kişiyi etkiliyor. Belir- tileri kesin olmayan MS'nin en sıkbelirtileri, "halsiznk.kannca- lanma, hissizfikveya duyu zayıflama- sı, koordinasyon zayıflığı, görme bozuk- luklan, titrenıeler. kas sertieşmesi. bozuk konuşma, bağırsak ve mesane sorunlan, cin- selişlevbozukluklan vekısasüreta' belleksorun- lan'' olarak sıralanıyor. Hastalık kişide belirti vermeden de iler- leyebilir. Hastalıkta, bazı virüs veya bak- terilerin vücudun bağışıklık sistemini kan- dırarak kendi sağlıklı sinir hücrelerine neden olduğuna inanılmaktadır. Hastalığın seyri kişiden kişiye değişir. SARS NAYLON TEHLİKE1 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Iç Hastahklan Anabiihn Dah Başkanı Prof. Dr. Sait KapKioğhı, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu'da ortaya çıkarak dünyaya yayılan ve solunum yermezligi nedeniyle ölümkre yol açan SARS hastahğmın Türkiye için "naylon bir tehtike" olduğunu öne sürdü. Hastahğm henüz Türkiye'de görühnemesine karşın aşın korku yaratikbğını savunan Kapıcıoğlu, "Küresel ekonomilerin, önce tehtike ve felaket yaygarası yapıp, sonra bunu düzeltecek pahah önlemkri tophuna kabul ettirmek gibi gelenekleri vardır. Bu anlamda şimdi SARS için aşı, serum ve ilaç propagandası başlayacakur" iddiasında bulundu. SARS'a yol açan virüsün ortaya çıkışından bu yana bütün iletişim araçlaıinda büyük felaket senaryolannın anlatddtğmı, SARS'm AIDS'ten bfle daha tehükeü bir hastahk olduğunun vurgulandığını ammsatan Kapıcıoğlu, olayın gerçek ölçülerinden çok daha fazla abarnküğını idttia etti. Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu, mikroplann geçnüşte dünya nüfusunu birkaç kez yok edebilecek kadiamlara yol açnğnu, çiçek, veba,tiftis,srtma ve benzeri hastahklardan mih onlarca insanın öldüğünü, u\garhklann yok olduğunu anunsattı. (Fotoğraf: AP) ür/aye'de kayiûı 600 bin şizofren var ELİFTURUNÇ Türkiye'nin psikiyatrik rahatsız- lıklarla ilgili ilk sivil toplum ör- gütü olan Şizofreni Dostian Der- neği, Rehabilitasyon Merkezi ve Gündüz Hastanesi projelerini ger- çekleştirebümek için \ r akıfkurmak isriyor. Türkiye'de kayıth 600 bin, Istanbul'da ise 150 bin şizofren bu- lunuyor. 1996 yılında,"hasta ve hastayakmlannınvardımlaşma ve dayanışması'" amaçlı kurulan der- neğinüye sayısı 500'ün üzerinde. Dernek, şizofreni tanılı kişile- ri ve yakınlannı bir araya getirme- nin yanı sıra hastalık hakkında toplumdaki yanlış inanışlan da N A S I L B İ R H A S T A L I K ? Genellikle genç yaşlarda başlayan, kişiyi gerçeklerden, dış dünyadan koparıp kendi iç dünyasuıda yaşatan şizofreni, düşünce, idrak, konuşma ve davranış problemleri gösterebilen bir ruh hastahğı. Toplumdaki önyargılann aksine, şizofreni hastalan tehlikeli değil ve Uaçla tedavi edihneleri de mümkün olabiliyor. Ancak, hastalık derin uyum bozukluklanna yol açabildiğinden hasta ve ailesi için destekleyici yönde yaklaşımlara da gerek var. Dernekle irtibat kurmak isteyenler için telefon: (0212) 2563661. gıdermeye çalışıyor. Şizofreni Derneği Başkanı Dr. Ercan Kesal, üye sayüannın gide- rek artrığını \ e derneğin kendine yetmemeye başladığını belirtiyor. Kesal, şizofreni ve ruh hastalan- nın sosyal yaşamdan uzaklaştı- nlmadan tedavi edilerek, hayata yeniden kazandınlmalannı sağla- mak amacı ile, "rehabilitasyon merkezi ve gündüz hastanesi" yapma projeleri hazırladıklanm söylerken gerekli maddi desteği alabihnek için de vakıflaşmaya çahştıklannı açıkladı. Dernek üyelerinin de katılım- cdan arasmda bulunduğu "Ruh Sağlığı ve Şizofreni Vakfi Giri- şimi" adma konuşan dernek ikın- ci başkanı AyselDoğan ise "Der- neğüniz hastalara düzenn olarak psikososyal beceri eğitimiveriyor, ancak üyelerimizin ev bağunbhğı giderek dernek bağınüıhğına dö- nüşü>or. Bunun dışına çıkabibne- miz ise vakrfoluşrurabümenûz ik mümkün'' diye konuştu. Doğan. vakfın kurulabilmesi için de 200 milyara ihtiyaç oldu- ğunu ve duyarlı insanlardan bu konuda yardım beklediklerini açıkladı. .AÇLAR pÜZENLl ALINMALI "tres } ansiyonu körükler• Hipertansiyonda alkol alımı azaltılmalı. Nikotinin damara yaptığı tahribat ağır olduğundan sigaranın hiç içilmemesi gerekir. Stres, hipertan- siyonlu kişinin dengesini altüst eder, yaşamını bile tehlikeye sokar. Daha çok işadamlan, hukukçular, yöneticiler, emniyet mensuplan ve gazeteciler bu yüzden yüksek kan basmcıyla sık karşılaşırlar. VTJRALAHI Günümüzde her 5 kişiden biri hipertansiyonlu. Sinsi bir seyir gösteren hastalık çoğu kez hedef organlar olan beyın, böbrek ve gözlerde hasar yapıyor. IÜ Tıp Fakültesi Iç Hastalıklan Araştırma Polikliniği'nde yapılan çalışmalarda 100 hipertansiyon hastasının 70'inin kadın olduğu saptanmış. lOhipertansiyonlunun 6'sında ailede hipertansiyon olduğu görülmüş. Bu konuda bilgi veren ve hipertansiyonla ilgili araştırmalan olan IÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aykan Canberk, menopoz çağının kadında hıpertansiyonun gelişimini hızlandırdığına dikkat çekerek günümüzde çok etkin ilaçlara karşın hipertansiyonlulann yanlış bir yol izlediklerini söylüyor. Bu tıbbi hatalar neler olabiliyor? Canberk konuya şöyle gıriyor: "Hipertansiyon başlangıçta oynak bir özelnk gösterir. Bu dönemde kan basuicı 25-26'lara çıkabildiği gibi 12- 13'e kendiliğinden inebUmektedir. tşte bu durum >BnılgıIara neden olur. 'Tansiyonum normal gidıyor' diye ilaç kesilir ama, hasta yüksek tansiyon krizi ile yeniden karşınuza geür. Bu hastahğm ömür boyn süreceği aküdan çıkanlmamalıdır. Bir yanhş da \ ükselmiş kan basuıcuun teda\isi için kullanılân sanmsak ve başka otsu bitkilerdir. Yüksek kan basıncını ilaç dışında günümüzde hiçbir bitki düşüremez. Aynca, kan verme de tehlikeli olup hastahğm seyrini ağniaşünr. Yürüyüşler, jüzme \e hafif koşular yararbdu-.'' Prof. Dr. Canberk aynca şu önerüerde bulunuyor: "Hipertansiyonlulara eskiden çok sıkı perhiz ögütlenirdi. Bugün ruz aşın>a kaçmamak üzere kısıtlı kullanılabüiyor. Alkol aumı azaltıhııau, ilaçlar alkolün \an etkisini artnnr. Nikotinin damara yapbğı tahribat ağırdır. Hiç içilmemesi uygundur. Stres, hipertanshonlu kişinin dengesini altüst eder, yaşamını bile tehlikeye sokar. Daha çok iş- adamlan, hukukçular, yöneticiler, emniyet mensuplan ve gazeteciler bu yüzden yüksek kan basıncryla sık karşılaş.ırlar." S A Ğ L I K SlSTEMtBOZUK Doktorlar asıl işini yapmıyor SAADET USLU Sağlık Yöneticileri Derneği Başkanı Onur Yarar, sağlık sistemindeki sorunlann en önemli kaynağının, hastanelerde tüm işin bir kişinin üstüne yüklenmesi olduğunu söyledi. Artık pek çok ülkede hastane işleyişlerinin üçlü bir sisteme dayandığını belirten Yarar, "Bizde özeDJkle kamuda hâlâ başhekim hem hekimlerle, hem hastalarla, hem ahm-saomla, muhasebeyie ilgöeniyor" diye konuştu. Yarar, hastanelerde üçlü saç ayağına oturması gereken yönetim sistemini. "Birincisi medikal direktör (hekimHk uygulamalanndan sorumhı), ikincisi hemşireHk hizmetleri (hastalardan sorunüu), üçüncüsü de hastane yöneocisi (flnans, sann alnıa. işletme)'' olarak sıraladı. Türkiye'de ne işletme ne de muhasebe eğitimi almayan bir hekimin tüm hastaneden sorumlu tutulduğunu belirten Onur Yarar, "Bir kişiye yapamayacağı kadar iş veriüyor. Yapamryor da" dedi. Üçlü sistem sayesinde hekimin asıl işi olan hekimbaşı görevini daha rahat yapabileceğini \aırgulayan Yarar şöyle devam etti: "Hastaneyönetimi formel bir eğitim gerektiren ve tam gün yapılması gereken bir iş. Biraz hasta bakayım, biraz hastane yöneteyim, öğteden sonra muayenehaneye gideyim. Yok öyle bir şey." OKULLAR ARTTI Hastane yöneticisi yetişriren okullann son dönemde giderek arthğını söyleyen Onur Yarar, "Şu anda sağhk hizmetleri daha profesyonel bir hale getirüecekse ciddi bir sağhk yöneticisi açığı var. Önümüzdeki dönemden rabaren dernek olarak iki tip eğhim vereceğiz. Bu Türkiye'de ilk kez olacak" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle