05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ HABERLER Gül, AB reform paketine sonradan eklenen ve tepki toplayan öneriden vazgeçildiğini açıkladı Apartmana ibadethaneyokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı AbduÜah Gül, AB reform paketinde yer alan ve tepki toplayan "apartmanda ibadethane" önerisinden vazgeçildiğini açıkladı. Seçimlerde Türkçe dışında propagan- danın da sakıncalı bulunarak taslak- tan çıkanldığını bildiren Dışişleri Ba- kanı, özel kanallardan ana dilde yayın ile Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinın kalkması konusunda ise çe- kinceleri paylaşmadığını anlattı. TRT 1 'de yayımlanan "Pazar Pano- rama" programına katılan Dışişlen Bakanı Abdullah Gül, gündemdeki AB süreci, Kıbns sorunu, ABD'yle ye- ni dönem ve Irak'ın yeniden yapılan- masına ilişkin sorulan yamtladı. Gürün açıklamalan ana başlıkla- nyla şöyle: MGK'de çekinceler görüşülmüştü Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) mayıs ayı ola- ğan toplantısında askerler, AB reform paketi üzerin- de 4 konuda çekincelerini iletmişlerdi. Terörle Mü- cadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesinın tümüyle kaldınlmasının yaratabileceği zafıyete işaret eden ku- rulun asker kanadı, apartmanlarda ibadethane açıl- masını öngoren değişiklik için ise "Böyle bir uygu- lama AB'de nerede var" sorusuyla eleştirilerini dile gerirmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı da "apartman- da ibadethane" önerisine karşı çıkıyor. Diyanet İş- leri Başkanvekilı Rıdvan Çakır, ibadethanelerin ge- reksinime göre açılması ve herkesin gidebileceği or- tak bir alanda olması gerektiğini belirterek eleştiri- lerini dile getirmişti. Çakır, "Herkes kendi apart- manının alünda ibadethane açacak, orası mescit ola- cak. Öyle şey olur mu?" demişti. AB paketi Selanik'e yetişmeyebilir: 6. AB uyum paketi Meclis kapanma- dan önce çıkanlacak. 20 Haziran'da ya- pılacak Selanik Doruğu'na yetişme imkânı var. Orada bizim için karar ve- rilmeyecek. Önemli olan ekim ayın- da çıkacak tlerleme Raporu'nun olum- lu olması. Anahtar olan bu. Reform- lan çıkanp 2004 yılında da bunlann uygulamasını göstereceğız. Paket degişti. apartmanda ibadet- hane olmayacak: AB paketi konusun- da bazı tartışmalar bilgi eksıkJiği ile yapılıyor. Bakanlar Kurulu'nda ele ahndığı şekliyle bu tartışılanlar olma- yacak. Örneğin Türkçe dışında seçim propagandası. Sakıncalan bulduğum için bunu çıkarttım, sevk etmedım. îbadethane konusunda düzenleme Tür- kiye'ye son yıllarda gelen çok sayıda yabancı için düşünüldü. Bu kişıJeriba- det yeri için başvurmuşlar, yasal en- gellerle karşılaşmışlar. Burada tartışı- lan apartmanda ibadethaneye daha ilk konuşfuğumuzda doğru olmadığı dü- şünceleri geldi. Bakanlar Kurulu'nda Diyanet'ten sorumJu arkadaş başta ol- mak üzere birçok arkadaşımız bunun doğru olmadığı düşüncelerini iletti- ler. Bu çıkanldı, şimdi taslakta yok. Terörle Mücadele Yasası'nın 8. mad- desinde de zaten dığer yasalarda bu dü- zenJeniyor. Zaten tedbirler var, buna gerek kalmıyor. TBMM isterse. gere- kirse ileride yıne kanun çıkarabilir. Kıbns'ta adım sırası AB'de: Kıb- ns'ta şimdi atılması gereken adım KKTC'ye ambargonun kaldınlması. Bununla ilgili çalışma yapılıyor. Ümit ediyorum. gelecek günlerde bu da ger- çekleşir. Bu karşılıklı adımlarla gü- ven inşa edilebilir. Ege konusuyla il- gili olarak da ciddi çalışmalar yapılı- yor. Önemli gelişmeler olabilir. 'ARIKOVANINA ÇOMAK SOKTUK' Eıxloğaıı\laıı kadrolaşma savunması EBRl TOKTAR/ SABİT HORASAN KONYA - Recep Tayyip Erdoğan başbakan olarak ilk kez gittiği Konya'da kadrolaşma eleştinlerine yanıt verdi. Kadrolaşmadıklannı savunan Erdoğan "An kovanma çomak soktuk. Buralardan nemalaıuyorlardı. Nemalan kesiiecek de onun için rahatsıziar" dedi. Konya Içme Suyu Projesi ile Suğla Projesi'nin açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından önce DSİ KJasik Türk Müziği Korosu bir konser verdi. Ttörende Erdoğan, hükümetin 6 aylık icraatlannı anlattı. IMF ve Dünya Bankası'run uyanlannı kasteden Erdoğan, "Mah" disipiini bozmavm diyorlar. Ya kardeşim bozulmaz! Biz bunu dikkate alarak her şeyi yapryoruz" dedi. Erdoğan yaptığı ziyaretler sırasmda sık sık "annebabalann" yanına gelerek "Oğuımu işe aT talebinde bulunduğunu belirterek şunlan söyledi: Devlet kapısı arük • Devlet kurumlannın "yan gel yat, maaşını al" kapısı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Devlet kapısı başka, vatandaş da biliyortadını. Ama artık devlet kapısı iş kapısı olmaktan çıkacak" dedi. istihdam kapısı olmaktan çıkacak. Öğretmen, doktor gibi önemli kalenıler hariç, arük devlet iş buuna kapısı olmayacak. Ama tabii devlet kapısı başka. Vatandaş da biliyor tadını. Çünkü yan gel yat, maaşını al' Özel sektörde bu yok. Çalışırsan maaşını alırsın, arük interaktif, üreten, yaünmcı Tûrkiye'ye ihtiyacımız var." Konyaspor'u birinci lige çıkmasından dolayı kutlayan Erdoğan, birçok gazetede Akçaabatspor, Rizespor gibi takımlann birince lige çıkmasının, bu bölgelerde AKP'nın birinci parti olmasıyla ilişkilendirilmesine "Ne alakası var" diye tepki gösterdı. 'Peşkeşçi özelleştirmeye hayır' Erdoğan, Seydişehir Alüminyum Tesisleri'ne yaptığı ziyaret sırasında kadrolaşma itirafında bulundu. "Yanhş atanıalar yapümış olabilir" diyen Erdoğan, "Yüzde yiiz isabetli olmayan atamalar olabilir. Bazı arkadaşlanmıan zorlamasryla, dayatnıasryia atanıalar yapılnıış olabilir. Bunlan tespit ettiğimde görevden amjakgörevün" dedi. Erdoğan, buradakı zıyaretinde Kamu-Sen ve Enerji-tş sendikalannın "Peşkeşçi özeDeştirmeje hayır" pankartlanyla karşılaştı. Komünist ülkelerde özelleştirilmemiş kurum kalmadığını öne süren Erdoğan, "Önemli olan, özelleştirme yaparken sağlam kazığa bağlanıak, buradan işçi çıkanlmaması şartını koymak" dedi. AKP REKOR KIRDI Ecevit, ordunun Baühlaşma girişinılerine öncülük ettiğini vurguladı. (AA) Eceviften orduya destek 'Türk Silahlı Kuvvetleri, AB'ye değil, kimi AB üyelerinin oyunlanna karşıdır' ANKARA (Cumburiyet Bürosu) -DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, kimi çevrelerin TSK'yi AB üyeliği- nin başlıca engeli gibi göstermeye çahştığuu vurgulayarak "TSK,AB'ye değil, kimi AB üyelerinin oyunlan- na karşıdır" dedi. Ecevit, dün düzenledi- ği basın toplantısında. "ABD'de ve AB'de kimi çevrelerin TSK'ye karşı sonzamanlardayoğunbir kanıpanva açtığmı" vur- guladı."TSK,hattaAta- rürk'ün, AB üyeliğinin önündebaşhca engelgibi gösterihneye başlandığı- na" dikkat çeken Ecevit şunlan söyledi: "Kimi ' Türk entelektüellerinin ve yazarla- ruun da bu oyuna gelmeleri acı bir garabet ve gaflet örneğidir. Türk or- dusu daha Osnıanlı dönenünde Ba- tıhlaşma girişimlerine öncülük et- miştir. Her yeniliği Tûrkiye'ye ordu getirnıiştir. Böyle bir ordunun her • Ecevit, son zamanlarda ABD'de ve AB'de kimi çevrelerin TSK'ye karşı yoğun bir kampanya açtığım söyledi konuda görüş açıklaması doğal hak- kıdır. AB'nin her koşuluna boyun eğmekAB üyeliğinin yolunu açmaz. Kimi ,\B ülkeleri Türİdye'yi AB'nin gerçek üyesi değil, uydusu olarak görmek istiyorlar. O arada Lozan Ândaşması'nı törpülemek ve Sevr'i yeniden günde- me getirmek istiyorlar. TSK, AB'ye değiİ, kimi AB üyelerinin bu oyun- lanna karşıdır. Bu tür oyunlara karşı tavır al- mak da yalnız TSK'nin değil Türİdye'yi seven her yurttaşm görevidir. Bazı Avrupa devletieri uzun ve çetin tarüşmalardan son- ' ra AB'ye üye olmuşlar- dır. Bazılannın tartışmalan halen sürmektedir. Türkiye de, elbette, shili ile aske- ri ile bu tür tarüşmalan sürdürecek- tir. AB'nin her isteğine koşulsuz bo- yun eğmek gibi bir yükümlülüğü- müz voktur." Hükümetten 5 ayda 12 bin açıktaıı ataııın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP'yı iktidara taşıyan 3 Kasım 2002 ile 10 Nisan 2003 tarihleri arasında kamu kurumlarına 11 bin 657, yerel yönetımlere de 151 açıktan atama izni verildiği açıklandı. CHP Istanbul Milletvekili Kenıal Kıbçdaroğlu nun soru önergesinı yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin. açıktan atama rakamlarını açıkladı. Buna göre; bakanlıklar, genel müdürlükler, yükseköğretim ve yüksek yargı kurumlan gibi kamu kuruluşlarına 7 bin 497'si memur, 357'si sürekli işçi, 3 bin 803'ü sözleşmeli olmak üzere toplam 11 bin 657 açıktan atama izni verildi. Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Çevre ve Orman Bakanhğî, TEDAŞ, Adalet Bakanlığıjanm ve Köyişleri Bakanlığı ( • Mehmet Ali Şahin, Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığındaki 59. hükümet döneminde Başbakanlığa 12 personel ataması yapıldığını, 4O'ı emekli olmak üzere 48 personelin aynldığmı bildirdi. açıktan atama izni verilen kurumlar oldu. 4 Kasım 2002 ile 10 Nisan 2003 tarihleri arasında belediye ve il özel idarelerine 116 memur, 34 personel ve 1 işçi olmak üzere 151 açıktan atama izni, 32 bin 102 kişiye de geçici işçi vizesi verildi. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın başbakanlıkta çalışan personelle ılgilı soru önergesine verilen yanırta da başbakanlıkta kadrolarla ilgili rakamlar açıklandı. Abdulah Gül'ün başbakanlığındaki 58. hükümet döneminde Başbakanlık'ta 2 bin 592 kişınin çalıştığı, aynı dönemde 85 personel atandığı bildirildi. Başbakanlığa 12 atama Kummlanna iade edilen 285 geçici personelle birlikte emeklilik, naklen atama, istifa ve ölüm nedeniyle 331 personelin başbakanlıktan aynldığı aktanldı. Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığındaki 59. hükümet döneminde başbakanlığa 12 personel ataması yapıldığı, 4O'ı emekli olmak üzere 48 personelin aynldığı bildirildi. Bin 645'i kadrolu, 470'i sözleşmeli, 429'u da geçici olmak üzere toplam 2 bin 544 kişinin başbakanlıkta çalıştığı kaydedildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Yılmaz Erdoğan'ı severim. Yara- tıcı, zeki ve esprili. Yaşam öyküsünü herkes gibi ben de biliyorum. Hak- kâri'de bir gece babasıyla tanişmış ve saatler süren bir sohbet yapmış- tık. Erdoğan'daki zengin espri yete- neğinin kaynaklarından birisi muhak- kak babasıydı. Hakkâri dağların ara- sında bir kasaba. Müthiş ve etkileyi- ci bir doğası, yoksullukla iç içe ya- şayan bir halkı var. Hakkârili son yıl- larda büyük sıkıntılar çekti. Hâlâ bu sıkıntıların bir kısmı ortadan kalkma- dı. Geçen yıllarda Hakkâri'deki fes- tivaller sırasında konan yasaklara, güvenlik güçlerinin baskıcı tutumu- na tanık olmuştuk. Bunlann ne kada- n çözülebildi onu da bilmiyorum. Yılmaz Erdoğan, bu coğrafyanın çocuğu. Onun ailesi de çok acılar çekti. Dayısının Susurluk çetesi tar- zı bir faiii meçhul cinayete kurban gitmesi onun yaşamınm belki de an- laşılmayan dramlarındandır. Erdo- ğan'ın içinden geldiği solcu kültürü de buna eklerseniz, belki de diğer Bakire Bir Kızla Evlenmek komedyenlerden farkı anlaşılabilir. Erdoğan, şov dünyasının önde ge- len yıldızlarından. Tuttuğunu altın eden başarılı bir üretim kapasitesine sahip. Oynuyor, yazıyor, yönetiyor, konuşuyorve sürekli parakazanıyor. Şov dünyasının, para ve şöhret ka- zandırırken sürekli insanı tüketen bir yanı da var, Güzel kızlar, mankenler, birbiri ardı- nagelen aşklar Yılmaz Erdoğan'ın şov dünyasmdaki normal yaşarnının bir parçası haline geldi. Eşinden boşan- dı, televole dünyasının orta yerinde bir ünlü olarak yasamaya başladı. • • • Erdoğan, bir söyleşide yaşadığı şov dünyası içinde yalnız kaldığinı, za- man zaman çok mutsuz olduğunu ve insan ilişkilerinden sıkıldığını itiraf edi- yor. Böyle olduğunu tahmin etmek zor değil. Ancak bu yaşam içinde ken- disi için çözüm yolu olarak gördüğü "bakire birkıza âşık olup evlenmek" ise Erdoğan'ın içine düştüğü açma- zı çok güzel yansıtıyor. Şov dünyası zaten maço bir dün- ya. Burada güzel kızların sergilen- mesine yönelik bir kültür, egemenli- ğini sürdürüyor. Yılmaz Erdoğan, bu yaşadığı dünyadan sıkıldığını soylü- yorama bulduğu çözüm, yine bu ya- şadığı dünyanın kültürünü yansıtıyor. Ne demek bakire kız? Kendisi sa- yısız genç kızla kısa vadeli ilişkiler yaşıyor. Bunlar bakire olmadığı için mi güvenilemezlerdi? Onun için mi on- larla kalıcı bir ilişki kurulamazdı? Ay- nı konuya bir de kız tarafından bak- mak gerekiyor. Yılmaz Erdoğan'ın kendisi bakir mi? Bütün bu ilişkiler- de kızlar kötü, Erdoğan masum mu? Bakire kız aramak geleneği, Ana- dolu'nun en köklü erkek gelenekle- rinden birisi. Erkekler, erkekliklerini ilk hissettikleri andan itibaren kadınlarla ve kızlarla ilişki kurmayı erkekliklerinin doğal ve kaçımlmaz bir parçası olarak görürler. O zamana kadar kızlar ne ya- pacaklar? Evlerinde oturup, orada bu- rada çeşitli kadınlarla ve kızlarla bir- likte olan erkeğe, bakireliklerini sun- mak üzere bekleyecekler. Eğer kız bakire olmazsa başına her türlü bela gelebilir. Töre cinayetlerin- den zifaf gecesi babasının evine gön- derilmeye kadar her türlü aşağılan- mayı kabul etmeye hazır halde bek- leyecekler. Yılmaz Erdoğan, bunlan bilmeyecek kadar cahil ve deneyim- siz birisi değil. Iki cins arasındaki iliş- kinin bozukluğunun veya sağlamlığı- nın nedeni, daha önce böyle bir de- neyi yaşamamak olabilir mi? Sorun, Erdoğan'ın dünyasmdaki insan ilişkilerinin yapaylığı ve sami- miyetsizliği. Bu dünyada ilişkiler tica- ri bir boyuta da sahip. Herkes bir şe- kilde ilişkisini pazarlıyor. Erdoğan'ın bakire kız isteği bence onun düzeyindeki birisi için şaşırtıcı. Bu tutumun, kadınlan da kendisini de aşağılayan bir yanı var. Bir insa- nın ilişkiden mutlu olması için, daha önce hiç ilişki yaşamaması bir neden olabilir mi? Burada, erkek yaşayabi- lir ama kadının yaşamamış olanı mak- buldürgibi sakat, geleneksel anlayış yatıyor. Yılmaz Erdoğan, bakir bir erkek değil. Olması da gerekmiyor. Yaşa- dığı ilişkilerin onu ve karşısındakini yıp- ratmış olmasının da çok başka ne- denleri olduğunu sorgulamalı. Oradan kendisine dersler çıkarmalı. Çıkardı- ğı ders, "bakire bir kız olursa olur" demek aslında hâlâ şov dünyasının maço anlayışınateslim olduğunu ka- bul etmesidir. Not: Bu yazıyı Hürriyet gazetesin- deki bir habere (El Ele dergisinden ak- tarma) dayanarak yazdım. Yılmaz eğer bu sözleri söylemediyse bu ya- zıyı onun ismini çıkararak okuyabilir- siniz. 200O'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK • ••Sınav Kaygısını Aşmak Üniversite giriş sınavları bu yıl da hem sınava gi- recek öğrencilerin hem de ailelerinin en büyük kay- gı nedeni. Lise eğitiminin neredeyse tümünün bu sınava en- deksli olduğunu düşünürsek konunun önemini da- ha iyi anlayabiliriz. "Üniversiteye girmek" neden bu denli önemli? Bir meslek sahibi yaptığı için mi? Yaşamında eğiti- min son aşamasını da tamamlamış olduğunu kanıt- lamak için mi? Kendisinden beklenenleri gerçekleş- tirdiğini göstermiş olmak için mi? Bir genç için bu sınavın bu denli önem taşımasının nedenleri neler? Belki bunların hepsinin payı var, belki de bir genç için "üniversiteye girmiş olmak" çok önemli bir "sos- yalkimlikkazanımı" olduğu içindir. "Sosyal kimlik kazanımı" öylesine önemli bir et- kendir ki bunu kazanamamış olmak, taşınması çok ağır bir yük sayılmaktadır. Bu kazanım, genç için olduğu kadar aileler için de önemli bir "sosyal kimlik"t\r. Aileler de çocuklarının üniversite giriş sınavını kazanıp kazanmamalarını çok önemli bir aile sorunu saymaktadırlar. Aileler ara- sındaki sosyal rekabette bu sınav önemli bir sosyal kredi ölçütü olmaktadır. Sınavı önemli kılan görünürdeki önemli nedenler, "iyi bir meslek sahibi olmak", "yaşamını bağımsız kılacak kadaryeterliparayı kazanmak" aslında ikin- ci planda kalmaktadır. Eğer bir genç, üniversiteyi bi- tirmeden de meslek sahibi olabilirse, üstelik çok da para kazanacağını bilse gene de üniversiteye girmek hedefinden vazgeçmeyecektir. Çünkü, çok iyi bir işi de olsa, çok da para kazansa, toplumun çok önem verdiğini bildiği "sosyalkimliğikazanamamış olma" onu rahatsız etmeyi sürdürecektir. Üniversite giriş sınavının bu denli kaygı yaratma- sının arka planında hangi etkenler var? Bunlann başında "sonucun belirsizliği" geliyor. Ne denli iyi de hazırlansa -kı bunun sonu yoktur- sı- navın sonucu belirsızdir ve "her sonu belirsiz du- rum" kaygı yaratır. Ikinci önemli neden, "kişilik değerineyönelik teh- dit"tir. Genç öğrenci, bu sınavı salt bir ölçme olarak değil, kendi değeriniölçen birtest olarak algılamak- tadır. Sınavı kazanmak kendisini "değersiz hisset- mesine" yol açacaktır. Üçüncü önemli neden, yaptığı hazırlığı yeterli bul- maması, yeterli görünse de sınavda ne kadannı ger- çekleştıreceğini bilememesi, bu nedenle de özgü- venini korumakta zorlanmasıdır. özgüveni olmayan öğrenciler için bu neden daha da büyüyen bir kay- gı nedeni olmaktadır. Dördüncü neden, ailelerın yüksek beklentilerine karşılık verememe korkusudur. Aileden aileye değiş- mekle birlikte, genel olarak aile beklentilerinin çok yüksek olduğu bir kültürde yaşamaktayız. Aileler, hem çocuklarının geleceği için hem de kendi sosyal say- gınlıkları için çocuklarında yüksek beklentiler oluş- turmakta, bu da gençler için büyük bir yük oluştur- maktadır. Kimi durumda da aile beklentisinin yerini gencin kendisinden yüksek beklentisi almaktadır. Bu kaygılarla nasıl başa çıkılabilir? Durumun belirsizliği "seçenek üretimi" ile belir- gin kılınabilir. Şınav ya kazanılacak ya da kazanıla- mayacaktır. Kazanılmadığı durumda bir yıl sonra gene sınava girilebilir. Kazanılıp da beklenen puana erişilmez ise ona göre değerlendirme yapılır. Seçe- nek üretme kaygıyı azaltır. Bu sınav kişilik değerinin ölçüsü değildir. "Ki- şilik değeri" bu sınavla değil, kişinin karakteri ile dü- rüst, kararlı, azimli davranışları ileölçülür. Bu neden- le duyulan kaygı bütünüyle yanlış bir değerlendir- medir. Hazırlık, yapılabildiği ölçüde yapılmıştır. Şimdi bu- nu irdelemek yerine, yapılmış hazırlığı tümüyle sına- va aktarabilme üzerinde çalışılmalıdır. Keşke şun- lan yapsaydım demekten vazgeçmek gerekir. Aileler çocukları üzerindeki yüksek beklenti bas- kısını kaldırmalıdır. Çocuklarına yapabitecekleri en önemli destek budur. Olabilecek olanı, olması ge- rekenin yerine koymak daha gerçekçi bir tu- tumdur. Şınav heyecanı normal bir duygudur, basannın engeli olan, kaygı ve paniktir. Aslında başarıyı da başarısızlığı da büyük ölçüde kendimiz yaratırız. e-mail: erdalatak ı superonline.com Faks:0212-513 90 98 Metin Kaplan 4 gündür kayıp • Dış Haberkr Senisi - Almanya'dakı Düsseldorf Yüksek Mahkemesi taranndan 27 Mayıs'ta serbest bırahlan Metin Kaplan, 4 gündür bulunamıyor. Fran- sız AFP haber ajansının haberine göre, Alman yetkili makamlanrun, geçen cuma gününden beri "şehri terk etmemesi" yönündeki tebliği iletmek için aradığı Kaplan bulunamıyor. Ajans. olay nedeniyle Alman makamlannın zorda kaldığinı vurguladı. Hükümetin reçetesi 'ver kurtul' • ANKARA (Cumhurij'et Bürosu) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP'nin dış politakadaki ana kurtuluş reçetesinin "ver kurtul", ekonomide ise "sat kurtul"dan ibaret olduğunu vurguladı. Basın top- lantısı düzenleyen Devlet Bahçeli, "Hiçbir dönemde AKP üctidannda olduğu gibi milli onur ve hassasiyet- lerin bir kenara in'lmediğini" vurguladı. DfflAP'a polis müdahalesi • İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda "genel af" istemiyle basın açıklaması yapmak isteyen DEHAP'lı grup. polis taranndan eğitimli köpekler ve gözyaşar- tıcı gaz kullanılarak dağıtıldı.Tarlabaşı Bulvan'ndaki DEHAP İstanbul tl Başkanlığı önünde toplanan grup adına yapılan açıklamada. "Abdullah Öcalan'a daha iyi koşullar sağlanması gerektiği" öne sürüldü. 21. Hukuk İhtisas Semineri • İstanbul Haber Servisi - Marmara ve Bahçeşehir üniversiteleri ile Barolar Birliği'nce Hilton Oteli'nde düzenlenen "21. Hukuk thtisas Semineri"nin açılı- şında konuşan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, "Gündelik emırlerle yönlendirilen güvenlik hizmeti anlayışı terk edilecek, istatistiksel verilere göre karar verebilen yönetim anlayışı egemen kılınacaknr" dedi. CUSİAD'ın Gala Yemeği' I Haber Merkezi - Cumhuriyetçi Sanayici ve İşa- damlan'nuı "Gala Yemeği" İstanbul Ritz Carlton Oteli'nde yapıldı. Cemal Reşit Rey Oda Orkestra- sı'nın konser verdiği CUSİAD yemeğine eski Sanayi Bakanı Tahir Köse, Cem Vakfı Başkanı Izzettin Doğan. eski DSP millervekili Ayşe Gürocak ve kalabalık bir işadamı grubu katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle