22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-17HAZİRAN2003SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK Eski Bakan Hikmet Uluğbay, Türkiye için 2023 yılı projeksiyonlannı ve önerilerini kitaplaştırdı Kendi sentezimiziüretmeliyizMtYASE tLKMJR Hikmet Uhığbay, 30 yıl boyunca bü- rokrasinin ve siyasetin tepe noktalann- da görev yapmış sıradışı bir isim. Ge- rek Milli Eğitim Bakanlığı, gerekse ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlı- ğı döneminde icraatlanyla farklı bir politikacı tipolojisi çizdi. tlkeli ve ti- tiz bir görev adamı olması nedeniyle çeşitli kesimlerin tepkisinı de doğal olarak üzerine çekti. Sonra o meşum olay ve sessiz sedasız geri çekiliş. Sa- de yaşamını yine sürdürdü, ama ken- di deyimiyle evde otunıp televizyon sey- redecek İcadar duyarsız biri de değil- di. Bürokraside ve siyasette edındiğı deneyimleri, yurtdışında görev yaptı- ğı dönemlerde bulunduğu ülkelerin ekonomilerini ve toplum modellerini yakından incelemesinin kazandırdığı bilgileri toplumla paylaşmak istedi. Eşi NedretHanım'ın teşvikiyle baş- ladığı resim çalışmalanna ek olarak oturup kapsamlı bir kitap yazdı. "Risk Atandaki Bir Ülkenin 2023 YanşT adı- nı verdiği bu kitap geçen günlerde Ül- ke Politikalan Vakfi taraftndan yayım- landı. Kitapta 40 ülkenin ekonomık ve toplum yapısı karşılaştırmalı olarak incelenmiş. Hikmet Uluğbay'la kitabını, Türkiye'nin dünü, bugünü ve yannını konuştuk. Ayağında kum torbası olan ülkeler -Neden 2023 yıhnı baz aldınız? ULUĞBAY - 2023, Cumhuriyetın kuruluşunun 100'üncüyılıolacaİc. Bu 100. yıl için 8'inci 5 yıllık plan çalış- malannda uzun vadeli strateji olarak Türkiye'nin milli gelir bakımından dünyanın ilk on ekonomisinden birisi olma hedefı seçilmiştir. O nedenle ki- tapta 2023'te ilan edilen hedefe ulaşı- lır mı, onu araştirdım. Zaten benzeri bir öyküyü Türkiye daha önce yaşarruştı. 1970'tede benzeri bir stratejide 19901ı yıllarda Türkiye'nin ttarya'nın 1970 'te- ki kişi başına gelirine ulaşılacağı ön- görülmüştü. O öyküyü de değerlendi- ren bir boyutu var kitabın. Türkiye gi- bi başka ülkeler de dünyanın ilk on ekonomisi içine girmek için yanşıyor- lar. Bu nedenle kitapta, dünyanın ön- de gelen 40 ülkesinin ekonomisi, 1970- 1998 dönemindeki i gelişme ve perfor- manslan ele alındı. Buna dayalı olarak 2023 'e bir projeksiyonda bulundum. Geçmiş 30 yıllık koşu temposuyla at- letler 2023 'te nereye varabilirler ve bu yanşta bazı ülkelerin ayaklannda kum torbalan bağh. O ülkeler hangileridir? Ona baktım. -Peki 2023'te ilk on ülkeye girme he- defi tutacak mı? ULUĞBAY-Onubaşarabılrnekiçın Türkiye'nin geçmişte yaptığı, yaşadı- ğı bazı alışkanlıklannı terk etmesi ge- rekiyor. Eski alışkanlıklan aynen sür- dürürse, 1998 iribanyla bulunduğu dün- yanın 22'nci büyük ekonomisi konu- munu da kaybedebilir. O bakımdan geçmişteki hatalannnzın neler olduğu- nu da teşhis etmeye çalışıyorum. Baş- ka ülkeler Türkiye'den daha iyi perfor- mans gösterirken hangi alanda hata yapmamış, nasıl yanşta öne geçebil- mişler... Çok tipik bir örnek olarak 1970'te Güney Kore, Türkiye'nin ge- risindeydi. Ama 1998'de gerek milli ge- liri gerekse kişi başına milli gelirinde Türkiye'nin çok çok önüne geçti. 12 yıllık zorunlu eğitim -Günev Kore bunu nasıl sağjadı? ULUĞBAY - Bu başanyı önce eği- tim düzeyini yükseltmesine borçlu. Kore insana çok büyük yatınm yapmış durumda. Kore'yi biz, Türkiye'nin it- hal ettiği bilgisayardan televizyonuna, otomobiline kadar ürünleri ile tanıyo- ruz. Fakat o ürünlerin arkasında insa- na yapılan yatınmrn çok önemli yeri var. Bir de araştırma geliştirmeye bü- yük kaynaklar aynlıyor. Bu araştırma- ' ski Milli Eğitim ve DevletBakanı Hikmet Uluğbay, 'Risk Altındaki Bir Ülkenin2003 Yanşı' adlı kitabında 40 ülkenin ekonomik ve toplumsal yapısını karşıhklı olarak inceliyor. Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olan 2023'te Türkiye'nin dünyanın ilkon ekonomisinden biri olmayı hedeflediğini belirten Uluğbay, kitabında eğitime ö'nem verildiği, yozlaşmayla doğnı biçimde mücadele edildiği takdirde bu amaca varümasının güç olmadığım anlatıyor. da 40 ülkenin patent, lisans boyutlan- na da baktım. Türkiye'ye baktığınız- da kendi vatandaşlannın aldığı patent sayısı 200-300, yabancı patentler ise 16-20 bin cıvannda. Dönüp Kore'ye bakıyorsunuz ken- di vatandaşlannın patenti onbinlerle ifade ediliyor. Japonya ve Amerika'da da kendi vatandaşlannın patenti ithal ettiği sanayinin patentine neredeyse eşit durumda. -Türkiye'nin 2023 hedeflerine ula- şabilmesi için ne vapması gerekiyor? ULUĞBAY- Öncelıkle eğitime çok büyük önem vermesi ve eğitimin mut- laka 11-12 yıllık zorunlu hale gelme- si gerekiyor. Lise çağı yaş grubunun en az yüzde 60-65'ini mesleki teknik eğitime alması zorunlu. Karar veren- lerin yannın ekonomilerinin isteyece- ği insan gücü nedir, onu öngörebilme- leri lazım. Ikinci ayağı; bu koşuda ba- zı ülkelerin ayağında kum torbalan var. Bu kum torbalanndan bir tanesi nü- fus artışı. 1970-1998 arasında, 40 ül- ke arasında Türkiye en fazla nüfus ar- tışına sahip 9.ülke. Bu iki sorunu be- rabennde getınyor. Bınncısi; o çocuk- lara nıtelıklı bir eğitim vereceksiniz, ki ekonomi üzerinde bir yük olmasınlar. tkinci boyut ise kadınlan işgücüne ye- teri kadar katamayışımız. Verni affı handlkapı -Hedefe varmak için önce eğitim di- yorsunuz» ULUĞBAY - Bu da yetmiyor. Yoz- laşma, Türkiye'de hem mücadele edil- mesi hem de yozlaşmayı özendiren or- tamlann sağlıklı kurallarla bezenme- si gerekiyor. Yozlaşma, yolsuzluk da- hil her şeyi kapsayan geniş bir kav- ramdır. Aslında toplumda değer yoz- laşması, yaşam yozlaşması gibi unsur- lan tarrışıp sağlıklı rnodern bir toplu- mun taşıyabileceği boyuta indirgene- bildiğı takdirde bu da muhteşem bir kay- nak ısrafını önleyecek. Ek olarak Tür- kiye'nin komşuyu taklit alışkanlığın- dan vazgeçmesi lazım. Yatınmlar ih- tiyaç, rekabet şansı ve kârlılık hedef alınarak yapılmıyor. Komşusunun kâ- nna ve gelirine bakarak yapılıyor, bir süre sonra ikisi de darboğaza giriyor. Bu da ekonomiye yük oluyor. -Kitapta vergi politikalan üzerinde de çok durmuşsunuz... ULUĞBAY - Türkiye'nin üzerinde taşıdığı ipoteklerden bir tanesi de sağ- lıklı ve kalıcı vergi politikalannı oluş- turma konusunda hâlâ karannı vereme- miş olması. KitaptaTürkiye'nin diğer 40 ülkeyle vergi boyutlannı, ulusal ge- lirlerini mukayese ettiğim tablolar var. Bunlara baktığınızda, hangi ülkenin IMF kapısında dolaştığını da görüyor- sunuz. Türkiye'nin en büyük handikap- lanndan biri de sık sık gündeme ge- len vergi aflandır. -Olağanüstü performans gösteren ülkderden hagisini Türkiveörnekala- bilir? ULUĞBAY - Her ülke kendi özgün modelini kendisi oluşturur. Türkiye'nin de yapacağı başkalannın hatalanndan ve başkalannın başanlanndan ders ala- cak bilgi ile donanacak ve kendi top- lumsal yapısı, ekonomik dinamikleri çerçevesinde Türkiye'nin sentezini üretecek. ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(5 cumhuriyet.com.tr Türkiye bilimkurgu romanlanna ve öykülerine bugüne dek hep solak baktı. Asimov dan Stanislav Lem'e, Arkadi kardeşlerden, George Or- vvell'e uzanan birçok yazarın kitap- lan Türkçeye kazandınldı. Türkiye'de bugüne dek fazla bilimkurgu yazan- nın çıktığından sözedilemez. Bu ko- nuda ancâk birelin parmakları kadar isim sayabilirsiniz. Tüm bunlara karşın internetin yay- gınlaşması, peşinden biranda piya- sayı adeta istila eden filmler yeni ku- şaklar arasında bilimkurgunun yay- ginlaşmasına ve sevilmesine neden oldu denilebilir. Jules Verne'den bu- güne dek Batı dünyasının içli dışlı ol- duğu bilimkurgu artık Türkiye'de de okur buluyor. Türk okuru artık çok bilinen bir terimle tanışıyor: lyı bilim- kurgu iyi edebiyattır. Orwell'in büyük biraderinin adım adım gerçeğe döndüğü çağımızda futurist yazarlann eserleri ilgi ile izle- niyor. Sadece izlemekle kalmıyor. Bi- limkurgu eserleri için yarışmalar dü- zenleniyor ve genç yazarlar teşvik ediliyor. Türkiye Bilişim Derneği'nin düzenlediği "TBD Bilişim DergisiBi- Bilimkurgu Yazarlarına Çağrılimkurgu Öykü Yarışması" bunlar- dan sadece bir tanesi. 8 Ağustos ta- rihine kadar eser gönderilebilen ya- rışmanın ödülleri 14 Ekim'de sahip- lerini bulacak. TBD Başkanı Rahmi Aktepe ya- rışmayı neden düzenlediklerini şöy- le anlatıyor: "Son otuz yılda bilişim teknoloji- lerinde yaşanan ilerleme bugün ar- tık bir bilişim devrimine dönmüştür. "Bu devrim doğal olarak bilim- kurgu türünün inceleme alanla- rından biridir. Aslında bilişim tek- nolojileri ve bilimkurgu, yirminci yüzyılm başlarından günümüze dek biri "değiştiren" diğeri de "de- ğişimi inceleyen" olarak işbirliği içe- risindedir. Işte bu işbirliğinden aldığı güçle TBD Bilişim Dergisi 1998 yılın- dan bu yana bilimkurgu öykü yanş- Yerel yönetimleri (beledi- yeler ve muhtarlar) AB ko- nusunda bilinçlendirmek ve güçlendirmek, üyelik öncesi dönemde bu sürece ha- zırlamak, tartışmalarda taraf haline gelmelerine kat- kıda bulunmak, sürecin biraktörü haline gelmeleri için, bilgi, teknoloji ve insan gücü desteği sağlamayı he- defleyen "Avrupa Biriiği Sürecinde Yerel Yöne- timler Projesi" AB'nin Ufuklar Programı çerçeve- sinde Avrupa Komisyonu'nun mali katkılanyla Aralık 2002 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı. Bu bağlamda Yerel Yönetimler AB Bilgi ve Destek Ofisi, yerel yönetimleri AB konusunda bilgilendirme- yi ve kapasitelerini güçlendirmeyi, üyelik öncesi dö- nemdeki hazırlıklanna katkıda bulunmayı amaçlıyor. Türkiye'deki tüm yerel yönetimlere hizmet vermeyi he- Yerel yönetimler AB'de defleyen Yerel Yönetimler AB Bilgi ve Destek Ofisi, bu kurumlan Avrupa Biriiği ile ilgili tüm konularda bilgilendirecek, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde bu kurumların üzerine düşen görevleri gerçekleştirmeleri için gerekli bilgi aktanmı- nı gerçekleştirecek ve AB sürecinde yerel yönetim- leri ilgilendiren tüm konularda bir bilgi bankası oluş- turacak. Ofis, hizmete açtığı internet sayfası ile kul- lanıcılara, bilgi ve deneyim aktarmanın yanı sıra, AB ile ilgili fonlar ve bunlara ilişkin prosedürler konusun- da da taşıyıcılık yapacak. Yerel yönetimler, ihtiyaç duyduklan konularda gerek www. abyerelnet.org ad- resli internet sayfasını kullanarak gerek telefon ve faksla kişisel olarak başvurarak Ofis'den danışmalık hizmeti alabiliyortar. ması düzenlemektedir." TBD Bilişim Dergisi BilimKurgu öy- kü Yanşmasına Katılım Şartları Şöyte: - TBD Yönetim Kurulu ya da TBD Bilişim Dergisi Yayın Kurulu üyesi ol- mamak - Oykünün Türkçe yazılması - Konu serbest olmakla biriikte, öy- küde bilimkurgusal öğeler bulunma- sı - öykünün daha önce herhangi bir yanşmada ödül almamış olması Şartları aranmaktadır. Oyküler A4 boyutundaki kâğıtlann bir yüzüne, iki aralık, daktilo ya da bil- gisayarlayazılmalıdır. Öykünün uzun- luğu 10 sayfayı aşmamalı, yapıtın üzerinde rumuzu dışında yazaria il- gili hiçbir bilgi bulunmamalıdır. Altı kopya olarak hazırlanan yapjtlar 8 Ağustos 2003 tarihine kadar TÜRKİ- YE BİLİŞİM DERNEĞI, Çetin Emeç Bulvan 4.c. No: 3/11-12 06450 A. Öveçler - Ankara adresine kapalı zarfta yazann açık adı, kısa özgeç- mişi, açık adresi, telefon numarası ve e-posta adresi bulunacak şekilde yapılacaktır. Kapalı zarflann üzerinde de rumuzlaryazılmalıdır. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Uç Kent ve Uç Silahşon önce birtespiti rakamsal olarak paylaşmaktaya- rarvar. Uzun birsüreden beri, Türkiye'de ulusal ba- sın adını verdiğimiz, ülke çapında dağıtılan gaze- telerin tirajlan adeta yerinde sayıyor. Zaman zaman gazetelerin sayılan artıyor; yayıncılann ve dağıtım kuruluşlannın pazar payları öylelikle değişiyor. De- ğişmeyen, bugün ulusal basın şemsiyesi altında yayımlanan 36 gazetemizin toplam satışı. Elimde, 2-8 Haziran günleri arasında bu 36 ga- zetenin toplam satışını gösteren bir liste var. Üç büyük dağıtım şirketinin açıklamalanna göre, 4 milyon 222 bin 300 gazete satılmış. Bir hafta ön- cesindeki toplam sayıya göre, sadece 7 artış var. Okuryazar sayısı artan, nüfusu artan bir ülkede acaba bu yerinde sayma neden? Birkaç gün ön- ce, iki arkadaşı ile biriikte Ege Bölgesi'nde bir par- ti gezisi yapan dostum Şükrü Sina Gürel, bu ge- zinin ulusal başına yansıma biçiminden haklı ola- rak şikâyetini, komşu sütunlarda dile getiriyordu. DSP'li ekip, halkın ilgisinden de, kendilerini izle- yen gazete ve ajans muhabirierinin çalışmalann- dan da memnundu. Velakin, ertesi gün ulusal ba- sınımızın sayfalarını açınca, büyük bir düş kınklı- ğı. Çünkü, adı konmayan bir sansür, bir gün önce olup bitenleri yok saymış. Benim sevgili meslektaşlanm, 3 Kasım akşa- mında açılan sandık sonuçlanna göre koşullanma- yı terk etmemekte ve olaylan o gözle değerlendir- mekte inada varan bir ısrar içindeler Benzer bir ola- yı, cumartesi günü Ankara'da yapılan "Yerelden Genele Halk Iktidan" isimli DSP toplantısındaya- şadım. DSP Genel Merkezi, Nisan 2004'te yapılması beklenilen yerel seçimler nedeniyle düzenlediği toplantı için Esenboğa'daki Büyük Anadolu Ote- li'nin gerçekten büyük bir salonunu dolduran ve ülkenin dört bir yanından gelen görevli üyelerine "seçime hazır ol" startı vermeyi amaçlamış. Top- lantının bir başka önemi de, kasım ayında topla- nacağı resmen olmasa da açıklanan olağan kurul- tay öncesinde, örgütün nabzını belirlemeyi ortaya koymak. Bu yüzden, salonun en görülen yerinde- ki "Ben de bir Ecevit'im. Demokratik Sol kültürü yaşatacağım" dövizi, kasım kurultayında onursal genel başkanlık görevini üstleneceği söylenilen Büterrt Ecevit'ten DSP 'lilere birtür sorumluluk dev- ri gibi de algılanıyor. Yolsuzluğun da partizanlığın da adı okunmuyor Ama, DSP'li belediyelerin, yolsuzluğa da parti- zanlığa da izin vermediklerini belirterek yerel yö- netimlerde elde edecekleri kazanımlan genel se- çimlerde de kullanacaklannı söyleyen Ecevit, ye- rel yönetimlerdeki başarılı politikayı sergilemek amacıyla Izmir, Bursa ve Eskişehir Büyükşehir Be- lediye Başkanlan Ahmet Piriştina, Erdoğan Bi- lenser ve Yılmaz Büyükerşen'e görüntülü konuş- malar için gündemde yer ayırtmış. Köşe yazarlarına aynlmış sandalyelerde, sade- ce üç kişiyiz. Oktay Ekşi, Murat Yetkin ve ben. DSP'li üç büyükşehir belediye başkanı, kentleri- nin yüzünü nasıl değiştirdiklerini somut örnekler sı- ralayarak ortaya koyuyor. Üç kentimizdeki bu ba- şanlı icraatın, bu üç belediye başkanının isimleri etrafında çıkanlan transfer dedikodularının nede- nini de anlatmaya yeterii olduğu ortada. Büyüker- şen'i de, Piriştina'yı da eskiden beri tanıyorum. Bi- lenser ile ilk kez karşılaştığım için hayıflanmamak imkânsız. Bursa'yı, "Çehresideğişen Avrupa şeh- h" olarak tanımlıyor. Dahası, Avrupa'nın kültür baş- kenti yapmayı amaçladığını da örnekleri ile orta- ya koyuyor. Izmir; deniz ve metro yoluyla toplu ulaşımı ile, yeşil alanlan ile, büyük hamlelerin kenti haline gel- miş. Eskişehir'i bu köşede bir görgü tanığı olarak zaten zaman zaman övgü ile anlattım. Üç başkan, 3 Kasım'daki intihar seçiminden sonra, moralleri- ni yitirmeden, siyasal iktidann baskılanna aldınş et- meden hemşerilerine dürüstlüğün, yolsuzluk de- dikodularına yer vermeyen bir icraatın sahibi ola- rak yeni seçimlere yine DSP'li kimlikleri ile hazır ol- duklannı söylüyor. Bu nedenle, onları, Demokra- tik Sol Parti'nin geleceğinin 3 silahşoru olarak gö- renler var. Ne yazılı basınımızın ne de televizyonlanmızın hak ettikleri ilgiyi gösterdiği cumartesi toplanttsında, kür- süye ardı ardına gelen mesela? Lüleburgaz Bele- diye Başkanı Emin Telebaş'ı, Bandırma Belediye Başkanı Dr. Halil Ünlü'yü, Polatlı Belediye Mecli- si Üyesi Osman Eryılmaz'ı dinlerken yukandasö- zünü ettiğim o, "Ben de bir Ecevit'im.." diye baş- layan dövizde yazılı olanlann, yurdun çeşitli yerie- rinde nasıl kök saldığını anlayabiliyorsunuz. Bülent Ecevit, DSP yi yerel seçimlere bence çok tutarlı bir strateji ile hazıriıyor. Izmir, Bursa ve Es- kişehir'de yerel iktidarı korumak, bunun yanı sıra Ankara'daTayfun İçli ve Istanbul'da Masum Tür- ker ile 3 Kasım depreminin tahribatından kurtul- mak. Ve bu beş kentten yayacağı ateşleme ile, ülke genelinde özellikle CHP'ye karşı, ulusal solu to- parlamak. DSP'yi alternatif hale getirmek. Ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek elbette. Ama elindeki avantaj, parti örgütünün ço- ğu yerde 3 Kasım depreminden sonra en az ka- yıpla ayakta durmakta oluşu. Kasım kurultayı, öy- le sanıyorum ki, ateşleme için birfırsat olarak de- ğertendirilebilir. Ve alanlara çıkabilecek duruma gel- diğini gösteren bir demokratik sol hareket öylelik- le, medyamızın da ilgisini çekecek eylemlerin sa- hibi olabilir. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtfS e-kolay.net İnternetin tehlikeli virüsleri • KAYSERİ (AA) - tnternette yayılan "w32.bugbear.blmm, w32.klez.hlmm, w32.sobig.clmm, w32.sobig.blmm, w32.hllw.fizzertmm" adlı virüslerin "en tehlikeli viriisler" olarak ilan edildiği bildirildi. Türk tnternet Biriiği Başkanı Hakan Topuzoğlu, internette, dosya paylaşımı, e-posta gibi çeşitli yollarla yayılan virüslerin, etkilediği bilgisayarlarda sistemlere zarar verdiğini ve gizli bilgileri çaldığmı söyledı. Topuzoğlu, Symantec tarafindan derecelendirilen virüslerden en tehlikelilerinin "w32.bugbear.blmm, w32.klez.hlmm, w32.sobig.ctmm, w32.sobig.blmm, w32.hllw.fizzerîmm" adlı viriisler olduğunu kaydederek her gün yeni bir virüsle karşılaşan internet kûllanıcılannnı, antivürüs yazılımlannı düzenli olarak güncellemeleri gerektiğinı belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle