Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17HAZİRAN2003SAU
10 DIŞ HABERLER dishaby cumhuriyet.com.tr
ABD'li Özel Koordinatör Weston, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ı ikna edemedi
Ne Annanplanı,ne ABHEŞATAKAR
LEFKOŞA-ABD Dışişlen Bakan-
lığı Kıbns Ozel Koordinatörü Thomas
">Veston, Rum lideri Tasos Papadopu-
los'tan sonra dün sabah görüştüğü
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
toş'a doğrudan görüşmelerin Annan
planı zemininde yeniden başlatılması
önerisinde bulundu.
Thomas Weston, Papadopulos'un bu-
nu reddetmediğini ve eylül ayından iti-
baren göriişmelere hazır olduğunu ile-
tirken Denktaş'tan olumlu yönde bir
yanıt alamadı.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş,
VVeston'la geryaptığı yaklaşık 1 saat
45 dakikalık görüşme sonrasında "Ge-
rek bizim. gerekse Rum taraftnın iste-
diği değişiklikleri göz önünde bulun-
dururlarsa Annan planına hayat ver-
menin imkânsız olduğunu görebilme-
Bdirier" dedi.
Görüşmelerin eylül ayında başlama-
sı olasılığını değerlendiren Denktaş,
önlerinde uzun bir yol olduğunu anım-
satırken Kuzey Kıbns'ın AB üyeliği
konusunda olumsuz mesajlar verdi.
"Kıbns Türk'ii için AB üyeliği, Türki-
ye'nin birliğe girnıesn le mümkündür"
diyen Denktaş şunlan kaydettı:
u
Biz kendi imzamızla AB yolundan
gidemeyiz. Kendi inızanuzla Türki-
ye'nin en büyük hakkını ortadan kal-
dıramayız. Bu Türk-Yunan dengesi
demektir. Bizim haklannuzı koruyan
bize güvenük veren bu dengedir. Onun
için Türkiye AB'ye girmeden bizim
ABve iyi bakmamız mümkün değil-
dir."
Bush sadece raporlara bakar
Amerikalı diplomatla gerçekleştir-
diği görüşme sonrasında çok sayıda
Türk, Rum ve yabancı basın mensubu-
nun sorularıyla karşılaşan Denktaş
-Rum tarafi, ABD Başkanı Bush'un
Kıbns konusunda devreye girmesini is-
tiyor. Buna ne dersiniz" şeklindeki bir
soruya şu yanıtı verdi:
"ABD Başkanı'nın Kıbns gerçekle-
rini tümüyle ve teferruaüyla bilmesini
temenni ediyorum. Ancak o kadar meş-
gul ve önemli bir şahsın her seyi bildi-
ğine kani değilim. Başkan Bush kendi-
sine verilen raporlara göre hareket eder.
Raporlar ise geüp gidenlerin \erdiği ra-
porlardır ki onlar da ne kadar gerçek-
çidir kimse büemez."
ABD'li Özel Koordinatör Weston,
Denktaş'la görüşmesinin ardından ga-
zetecilere "Çok yararh bir görüşme ol-
du" demekle yetindi. Weston daha son-
eston'la
görüşmesinin
ardından Annan
planına hayat
vermenin olanaksız
olduğunu söyleyen
Denktaş, AB
üyeliği için de
"Kıbns Türk'ü için
AB üyeliği,
Türkiye'nin birliğe
girmesiyle
mümkündür" dedi.
ra KKTC'deki muhalefet parti liderle-
riyle görüştü. Cumhuriyetin elde etti-
ği bilgilere göre, Cumhuriyetçi Türk Par-
tisi lideri Mehmet Ali İalat ile Top-
lumcu Kurruluş Partisi lideri Hüseyin
AngolemU, Weston'la yaptıklan gö-
rüşme sırasında doğrudan görüşmele-
rin Annan planı zemininde başlatılma-
sı yönünündeki değerlendirmelere tam
destek verdi.
Muhalefet lıderlen, Kıbns sorununun
1 Mayıs 2004 öncesinde çözümlenme-
sini ve Kıbns'ın AB'ye bir bütün ola-
rak girmesini de istedi.
Türkiye-lrak
ABD ile
strateji
teyidi
WASHEVGTON(AA) -Dışişle-
ri Bakanlığı Müsteşan UğurZival,
Washington'da Amerikalı yetkili-
lerle görüşmelerini sürdürürken,
Türkiye'nin, Irak konusunda Ame-
rikan tarafina, kapsamlı bir öneri
paketi sunduğu öğrenildi.
Türkiye'nin VVashington Büyü-
kelçisı Faruk Loğoğlu, Dışişleri
Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal'in
dün Washington'da ABD Dışişle-
ri Bakan Yardımcısı Marc Gross-
man ve ABD Sa\Tinma Bakan Yar-
dımcısı Paul VVblfovvitz ile görüş-
mesinin ardından yaptığı değer-
lendirmede, Türkiye'nin kapsam-
lı Irak paketi içinde, siyasi ve eko-
nomik konular dahil, pek çok ala-
nın bulunduğunu açıkladı. Loğoğ-
lu, Türkiye'nin önerdiği pakette,
Irak'ta istikrar gücüne Türkiye'nin
nasıl katkıda bulunabileceğine iliş-
kin unsurlann da bulunduğunu be-
lirtti. ABD tarafının Türkiye'nin
önenlerini değerlendireceği bildi-
rildi.
Türkiye'nin, Irak'ın yeniden ya-
pılanması için çeşitli önerileri ol-
duğuna işaret eden Loğoğlu, bunun
içinde Türk şirketlerine para ve
kredi desteğinin bulunduğunu, do-
layısıyla ABD'nin Türkiye için
ayırdığı 1 milyar dolarlık hıbe ve-
ya 8,5 milyar dolarlık kredi şeklin-
deki yardımın birmiktannın. Irak'ın
yeniden yapılanmasına aynlabile-
ceğini söyledi.
Iran ve Suriye ile ilgili sorunla-
nn teşhisinde ve bu konudaki viz-
yonda, Türk ve Amerikan tarafla-
n arasında önemli ölçüde örtüşme
görüldüğünü belirten Loğoğlu, "So-
auçta bu göriişmelere fevkalade
olumlu bir başlangıç yapıldı. Yani
ABD'nin duyduğu hayal kınklığı.
medyada görüldüğü ölçüde değiL
Bunu gördük. İkiülkestratejikbağ-
larmı tevit etti"
GAZZE'DE NARGİLE KEYFI - Filistinliler, geçen hafta bölgede yaşanan gergin günlerin ve kanta olaylann ardından
rahatlanıak için sahillere gittiler. Cazze Şeridi'nde bazı Filistinliler sigara içerken kimileri de sahilde uzandı ve denize girdL
Bölgede geçen hafta, çoğunluğu sivil ohnak üzere 50 kişi yaşamını >itinnişti. (Fotoğraf: REUTERS)
ABD'li temsilci Wolf, Filistin ve İsrail başbakanlanyla buluştu
Ortadoğu'da diplomasi trafiği
Dış Haberler Servisi -
ABD'nin yeni Ortadoğu tem-
silcisi John Wolf İsrail ve Fi-
listin'de temaslanna başlar-
ken Filistinli örgütlerle yapı-
lan ve ateşkes olasılığının
gündeme geldiği görüşmeler
sonuçsuz kaldı.
Gazze Şeridi'nde Mısırlı
arabulucu heyet aracılığıyla
bir araya gelen 13 Filistinli
örgütle yürütülen ateşkes gö-
rüşmelerinde bir ılerleme sağ-
lanamadı. Hamas'ın üst dü-
zey yetkililerinden İsnıailEbu
Şahab, toplantının ardından
yaptığı açıklamada, "tsrail'in
işgal emgi bötgelerden çeküme-
• Mısırlı arabulucu heyet aracılığıyla bir araya
gelen 13 Filistinli örgütle yürütülen ateşkes
görüşmelerinden sonuç çıkmadı.
sini ve direnişe devam edilme-
siniistiyoruz" dedi. Islami Ci-
had yetkihsi Muhammed El
Hindi de görüşmede, ateşkes
önerisinin tarûşılmadığını kay-
detti. El Fetih örgütünden Ah-
med HeUis ıse "direnişin bazı
aşamalarmın, ancak İsrail'in
suikast politikasuıa son ver-
mesi ve mahkûmlan serbest
bırakması durumunda son-
landınlabileceğiıır belirtti.
Örgütlerden yapılan açık-
lamalann, Mısırlı heyet aracı-
lığıyla vanlabilecek ateşkes
umutlannı yok ettiği kaydedil-
di. Filistin Dışişleri Bakanı
Nebil Şaat, toplantı öncesin-
de Hamas'ın israil ile ateşke-
si kabul edebileceğini söyle-
miş ve umutlu olduğunu be-
lirtmişti. israil Dışişleri Ba-
kanı Silvan Şalom ise Filisnn-
lilerle geçici ateşkesi kabul
etmeyeceklerinı kaydetmişti.
ABD Başkanı George
Bush'un Ortadoğu özel temsil-
cisi John Wolf, dün israil ve Fi-
listin başbakanlanyla bir araya
geldi. Wolf'un toplannda yol ria-
ritası sürecinin aksamamasını
gündeme getirdiği bildirildi.
İsraii'den banş gücüne ret
Bu arada israil, Fransa'nın
Ortadoğu"ya banş gücü gön-
derilmesi önerisini reddetti.
Hükümet sözcüsü Raanan
Grissin, ülkesini yahıızca, yol
haritası sürecinin denetleme-
si amacıyla gözlemci kabul
edebileceğini belirrti. BM Ge-
nel Sekreteri KofiAnnanda ge-
çen hafta aynı öneride bulun-
muş ve bu öneri de israil tara-
findan geri çevriknişti.
-mmm •
Beck's'in lezzet sırrı!
BeckYin essiz lezzetiıunformulünu1873ten beri yalıuzca 6 bira ustası bitmektedir.
Bu biıa ustalanıun hepsi de, hayatlanrun sonuna kadaı sadece Beck's icin «üs-
mıslaıdıı. Büyük biı sır olan Beck's mayası, Beck's üretilen tum fabrikalaıa, Beck's
Bremen febrikası taıafmdan temin edilmektedir. Bu gizü formul ile birtikte Alman
Safbk Yasası, Beck's'i benzersiz bir lezzetle donatmıs ve dunyanın her yerinde
ayru lezzet standardını yakalamasını garanti altına
alırustır. Sadece 5 ulkede üretilen Beck's, uretim iznini
son derece sıkı kalite standartlarını tutturabilen
üreticilere vermektedır. Anadolu Efes Istanbul fabrikası,
Bremen d«ında Beck's uretimi yapabilen bu 4 fabrikadan
bindir.
»ElKb
JİFGANİSTANDA SALDIRILARA ONLEM ARAYIŞl
ABD Talebanla görüşüyor
Dış Haberler Servisi - Yabancı
askerlere karşı son zamanlarda
saldınlann arttığı Afganistan'da
banşı sağlamak için, ABD istıhbarat
yetkililerinin Taleban liderleriyle
Pakistan'da görüştüğü bildirildı.
Hindustan Times gazetesinin,
görüşmede aracılık eden Pakistanlı
bir kaynağa dayandırdığı habere
göre, ABD Federal Soruşturma
Bürosu (FBI) ve Pakistan ıstihbarat
servisi ISI temsilcileri ile de\Tİk
Taleban liderleri, Kuetta yakınındakı
Pakistan hava üssü Samungli'de bir
araya geldiler. Söz konusu kaynak
görüşmede. Kâbıl hükümetinde yer
almalannı sağlayabilecek bir
uzlaşmaya vanlması için Taleban'ın
önüne 4 koşul getirildiğini
söyledi.Bu koşullar^de\Tİk Taleban
rejimi lideri Molla Omer'in
liderlikten uzaklaştınlmasını;
Afganistan'daki banş gücü
askerlerine karşı saldınlar
düzenleyen tüm Pakistanlı, Arap ve
diğer yabancı militanlann sınır dışı
edilmelerini; tutsak Amerikalı ve
müttefik askerlerin serbest
bırakümasını ve yurtdışında,
özellikle de ABD ve tngiltere'de
yaşayan Afganlara, bu kişilerin çoğu
Dari ve Peştun gibi dilleri
konuşmasalar da hükümette yer
verilmesini içeriyor. Görüşmelerin,
Pakistan'a sığınan Taleban yetkilileri
tarafindan başlatıldığı belirtilirken
görüşmenin zeminini
Afganistan'daki yabancı askerlere
karşı gerilla sa\aşının son
zamanlarda artmasının oluşturduğu
bildirildi.
KAVŞAK
OZGEN ACAR
VVashington'un Piçleri Lanetleniyor
Gün geçtikçe küresel gangster Ge-
orge W. Bush ile baş yardakçısı Tony
Blair'ın kitle imha silarılan (KİS) konu-
sundaki yalanlan tek tek kanıtlanıyor.
Blair'in savaş öncesinde şubat ayın-
da, Irak'ta kimyasal, biyolojik, nükleer
silah bulunduğu iddiasında kullandığı
bir kanıtın "foyası" ortaya çıktı. Kanıt
denilen belge, Amerikalı bir doktora
öğrencisinin 12 yıl önce yazdığı birtez-
di. Ingiliz istihbaratı bu tezi Blair'in açık-
lamasına "kanıt" diye yerleştirmiştı.
Blairyine James Bond'un patronla-
rına dayanarak bir başka kanıtı daha
açıklamıştı. Bu kanıt Nijer devletinin
resmi başlıklı gizli biryazısı idi. Yazıda,
Irak'ın kendilerinden nükleer silah ya-
pımı için "yeterli ölçüde uranyum al-
dığı" belirtiliyordu. Blair'in bu belgesi-
ne küresel gangster balıklama atlamış,
televizyonlardan yaptığı "ulusa sesle-
niş" konuşmasında kanıt diye kullan-
mıştı. Oysa bu belgenin sahteliği,
Bush'un konuşmasından 11 ay önce
saptanmıştı. Belgenin yazıldığı Nıjer
devletinin başlıklı kâğıdı en az on yıl ön-
ce kullanımdan kalkmıştı. Belgenin
sahteliğini BM adına Irak'ta nükleer si-
lah araştrması yapan Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı'nın Başkanı Moham-
med El Baradei de savaştan önce, 7
Mart'ta açıklamıştı.
Demokrat Parti'den Temsilci Henry
A. Waxman, ABD Başkam'nın Ulusal
Güvenlik Oanışmanı Condoleezza Ri-
ce'a 10 Haziran'da bir dizi soru içeren
bir mektup gönderdi. Waxman, "Mek-
tubun sahteliğinibile bileABD'nin dev-
let başkanının ulusa sesleniş konuş-
masına nasıl koyarsınız?" diye sordu.
Öncekı hafta bu köşede Amerikan
askerlerınin Kuzey Irak'ta biyolojik ve
kimyasal silah yapımında kullanıldığı
sanılan iki kamyon bulduklannı yazmış-
tık. Kamyonlar, ABD Dışişleri Bakanı
Colin Powell'ın BM Güvenlik Kurulu
toplantısında üyeleri ikna için göster-
dıği kamyon resimlerine benziyordu.
Ancak ingiliz hükümetinin kamyonla-
n incelemekle görevlendirdiği bir bilim
adamı, "değil bunlann söz konusu si-
lah üretecek olanaklara sahip olma-
sını, görünümlerinin dahi bu işe uy-
gun olmadığını" söyledi. Gerçeği "Bun-
lar, Irak topçulannın rüzgâr yönünû
saptamada kullandıklan balonlan hid-
rojen gazıyla şişiren gezici kamyonlar-
dır" sözüyle açıkladı. Uzman istihba-
ratçıları "gaflet içinde olmakla" da
suçladı. Savaş başlamadan önce hü-
kümetten istifa eden ikı bakan Robin
Cook ile Clare Short, bu hafta için-
de "Blairiçin utanç vehci olan bu du-
rumu "Avam Kamarası'nataşıyacak-
larını duyurdular.
Bu gelişmeler karşısında Bush ağız
değiştirmeye başladı. Daha önce "Irak'ın
KİS yaptığını, insanlık için yaşamsal bir
tehdit olduğu için bu ülkeye savaş aç-
tığını" söyleyen Bush, şimdi "Irak'ın si-
lah programı vardı. istihbaratımız Irak'ın
on yıldır silah yapımı ile ilgili bir prog-
ramı olduğunu belirlemişti" demeye
başladı. "Peki nerede bu silahlar? " so-
rusunun hâlâ yanıtı yok. BM'nin Irakta-
ki baş silah denetçisi, bilim insanı, Is-
veçli diplomat Hans Blix ise şimdiye de-
ğin göstermediği bir tepkiyle dünyayı
kandıran "VVashington'dakipiçlerin ma-
rifetlerini" lanetliyor.
Ayasofya'da konser, Ayairini'de delile
Son günlerde Ayasofya
(Hagia Sophia) ile Ayairi-
ni (Hagia Eirene) gündem-
de. Laik birdevletin Diya-
net Işleri Başkanlığı, Aya-
sofya'da (kutsal bilgelik)
klasik müzik konserlerinin
düzenlenmesine karşı çık-
tığını açıkladı.
Dünya klasik müziğinin
kökeninde kilise müziği ya-
tar. Bizans Ortodoks müzi-
ğinin de pek çok yapıtı gü-
nümüze ulaştığı halde, bi-
raz sıkıcı olduğundan Batı
Hıristiyanlığının Barok mü-
ziği kadar yaygınlaşmamış-
tır. Bu tür müziğin uygulan-
dığı Ayasofya'da klasik mü-
ziğin çalınmasına günümüz-
de karşı çıkılmasını anla-
makta zorlanıyoruz. Ayasof-
ya'da da çalınmış Bizans
müziğinin bazı örnek CD'le-
ri uluslararası plakçılarda sa-
tılıyor. Ayasofya, bugün ne bir
kilisedir ne de bir cami. Kutsallığı ile
korunan bir müzedir. O müzik, o gör-
kemli yapının kutsallığının da bir par-
çası değil midir?
Gelelim Ayairini'ye! Hagia Eire-
ne'de (kutsal barış) durum farklıdır.
Bu kılisede yıllarca klasik müzik kon-
serleri düzenlenmiştir. Düzenlene-
cektir. Çünkü bu kilisenin de köke-
ninde müzik vardır. Diyanet Işleri
Başkanlığı buradadüzenle-
nen klasik müze konserle-
rine karşı çıkmıyor ama Aya-
sofya'ya tepki gösteriyor!
Çünkü, Ayasofya beş yüz
yıla yakın cami olarak kul-
lanılmıştır. EğerAyairini de
cami olarak kullanılsaydı
laik cumhuriyetin Diyanet
Işleri Başkanlığı bu kon-
serlere de karşı çıkacaktı.
Biz, Ayairini'de moda
defilesi düzenlenmesine
karşıyız. İster cami, ister
kilise, ister sinagog ol-
sun, bu kutsal yapılar için-
de "çıplaklık" kutsal
inançlarta bağdaşmaz.
Kısa bir süre önce Aya-
irini'de Istanbul'un Fet-
hi'nin 550. yıldönümü bir
moda defilesi ile kutlan-
dı. Bu kutsal çatı altında
daha önce mayo defile-
si de düzenlenmişti. De-
fileyi izleyenler arasında
türbancı, tesettürcü iktidann Içiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu da
vardı. Defile sonrasında Aksu, be-
ğenisini "Tek kelimeyle muhteşem"
sözleri ile açıkladı. Acabadiyorum,
Yunanistan'da bir camide bir mo-
da defilesi düzenlenseydi, laik Cum-
huriyet'in Diyanet Işleri Başkanı ile
Içişleri Bakanı nasıl tepki gösterir-
lerdi?
defilesi
^ * 4
Nefertiti'nin altın muhrii Bodrum'da
Birkaç ay önce Milliyet gazetesinde
"defineciliğe övgü" niteliğinde bir ki-
tabın haberleştirilişini üzülerek eleş-
tirmiştık. Bu kez 11 Haziran tarihli Mil-
liyet'te "Definecilerü! Boş kazmaya
son" başlıklı bir reklamda, bir fırmanın
"metal dedektör" övgüsüne yer veril-
di. Definecilik, kaçak kazı demektir,
yasalara aykırılıktır. Firmanın, insanla-
rı zorla suça teşvik eden bu reklamını
Milliyet gazetesinin üç kuruş için ya-
yımlamakta mesleki birtereddüt gös-
termeyişını anlayamadık.
Bu reklamın yarattığı şaşkınlıktan
kurtulmamıştık ki 15 Haziran'da Sa-
bah gazetesinin tatil ekinde sekiz sü-
tuna "Mavi deriniiklerde amfora avı"
haberi gözlerimizin dört açılmasına ne-
den oldu! Gazetenin "Macera Ada-
mı " Bengüç Özerdem, Ayvalık açık-
larında bulunan amfora yük-
lü bir batığa, 35 yılhk bir ba-
lıkadam olan Haluk Cecan ve
ekibi ile bir belgesel çekimi için
dalmıştı. Gazetede çok güzel
resimler ile macera okurlara
aktanlmıştı. Ancak ne var ki,
bin yıllık Bizans batığı rahat-
sız edilmişti. Nasıl bir antik
mezar alanında her önüne ge-
len, gelişigüzel arkeolojik ça-
lışma, araştırma yapamazsa,
gazeteci de olsa, hiç kimsenin bir ba-
tığı yasadışı rahatsız etmeye hakkı
yoktur.
Bu konudadaimatitizdavranan Ra-
dikal gazetesinde ise 11 Haziran'da
dış kaynaklı ilginç bir haber vardı. in-
giliz uzmanlar, Mısır'da yaklaşık bir yüz-
yıl önce bulunan bir mumyanın Mısır
Firavunu Ahenaton'un ünlü eşi Ne-
fertrti'ye ait olduğunu belirlemişlerdi.
Firavun, Mısıriılan çok tanrılardan tek
tanrıya, güneşe tapmaya yönlendiren
kışi olarak tarihe geçmışti. Adı "Gelen
güzel kadın" anlamına gelen Neferti-
ti'nin ise nereli olduğu bilinmiyordu.
Ancak bildiğimiz olağanüstü güzellik-
teki büstü Berlin Müzesi'nde olan Kra-
liçe Nefertiti'nin attın mührünün Bod-
rum Müzesi'nde olduğudur.
Nefertiti'nin
mührü
Dünyada ilk kez denizaltı arkeoloji-
sini Türkiye kıyılarında kuran Prof. Dr.
George Bass. birsüngeravcısının yar-
dımıyla Kaş-Uluburun açıklarmda
1980'lerin başında dunyanın şu ana
dek bilinen "en eskibabğı"n\ buldu. Eki-
bi ile yıllarca daldı durdu. Eğitilmişeki-
binin bilimsel, titiz çalışmaları sırasın-
da bir dalış anında kumların arasında
tırnak büyüklüğünde bir altın parçasr
da bulundu. Büyük bir heyecanla yü-
zeye çıkanlan altın parçasının üzerin-
de Mısır hiyeroglifli biryazı vardı. Soy-
lu bir kişinin mührü idi. Uzmanlar ya-
zıyı okuduklarındaşaşkınhk içindeydi-
ler. Mühür, güzel kraliçe Nefertiti'yeait-
ti. Denizaltında yıllarca süren kazıda
bulunan yapıtlar Bodrum Müzesi'ne
titizlikle tek tek taşındı. Şimdi düşünü-
yorum da belgeselciler, maceracı ga-
zeteciler bu batığa dalsalar, ge-
minin yükünü gelişigüzel ka-
nştırsalardı, acaba bu mühürya
da öteki değerli yapıtlann ba-
zılan bulunabilir miydi?
Prof. Bass'a göre tekne ya-
pımı günümüzden beş bin yıl
oncesine dek uzanır. Bilim
adamına göre "Eğer Anado-
lu kıyılannda her yıl bir tekne
batmışsa, demek ki Türkiye kı-
yılannda beş bin batık olma-
lıdır. Eğer, iki tekne batmışsa on bin
batıktan söz edilebilir!"
Uluburun batığı ya da haberde sö-
zü edilen Bizans batığı bunlardan yal-
nızca ikısidir. Uluburun batığının yü-
künü inceleyen bilim adamları ya da
Bodrum Müzesi'ni gezen ziyaretçiler
şaşkınlık içindedirler. Afrika'dan aba-
noz ağacı, Kıbns'tan bakır külçeler, Eti-
yopya'dan devekuşuyumurtaları, iş-
lenmemış fildişiler, Suriye'den cam
külçeler, Afganistan'dan kalay, Ro-
manya'dan baltalar, Yunanıstan'dan
çeşitli seramık kaplar, Baltık Deni-
zi'nden kehribar, Mısır'dan çeşitli al-
tın takılar ile Nefertiti'nin mührü ile
korunmuş olan Uluburun batığı "gez-
gin bir süpermarkef'ten farksızdır.
Batıklar lütfen rahatsız etmeyelim!
Elmek: oacar@superonline.com Fax:0312.442 79 90