25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2003 SALI 14 KÜLTÜR kultur g cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GURUN Pandora'nınkutusu:61yaş17 Nisan 2003 tarihli Resmi Ga- zetede ;ıkan "Emekü Sandığı Ka- nunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair KınurTla birlikte 61 yaşını dolduran pek çok kamu çalışanı emeklilsge ilk adımlannı attı. AKP hükümeri. genelde yaptığı gibi, Cum- hurbaşkanı tarafından veto edilen bu yasa\ ı da virgülüne dokunmadan Meclis'ıen olduğu gibi geçirdi. As- lında, buna şaşırmamak gerekir. Dö- nem, böyle bır dönem... Bakalun, CHP'nin Anayasa Mahkemesı'ne yaptığı başvuru alışılmışın dışında bir hızla incelenerek yürütmeyi dur- durma karan alınacak mı? Sanatçı memur mudur? Tabii ki söz konusu yasayı çeşıt- li açılardandeğerlendirmek, eğrisi- ni-doğrusunu tartışmak hukukçu- lann işi. Bu yazı kapsamında değin- mek ıstedığim husus sanatçılara, ödeneklı kurumlardan apar topar emekli edilen onlarca sanatçıya yö- nelik bir dunım saptaması olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda, veto gerekçelerıni kısaca üç başlık altın- da toparlamak sanınm yanlış ol- maz: 1999'da 65 olarak saptanmış olan emeklilik yaşı 61'e çekilerek, kunımsal yapılanmada olduğu ka- dar maddi açıdan zor durumda olan Emekli Sandığı'nda ekonornik den- genin bozulacak olması. Öngörü- len hükümlerin hukuksal anlamda "eşitük ilkesi" ile bağdaşmaması. Ülkenin iç ve dış kariyer meslekle- rinin doğal akışlan ıçinde kesinti- ye uğratılması. Bu noktada yasanın yol açacağı çö- küntüyü bir kez daha belırtmeye kuşkusuz gerek yok. Olaya tiyatro penceresinden bakacak olursak da, dünyanın belli başh ödenekli tiyat- rolannda sanatsal skalanın zengin- liği kuşkusuz olgunluk çağını süren yaratıcı kadrolarla beslenmektedir. Bu yelpazeye sahip olmayan bir ti- yatro kısır kalacaktır. Tiyatroda coş- ku ve dinginlik, ihtiras ve aşk, genç- lik ve olgunluk örtüşmek durumun- dadır... Bir an için geriye gidecek olur- sak; 1965 sonunda Ankara Devlet • • • ı *ukuk devletinin sonucu olan hukuk güvenliği ilkesi, beklenen hakkın yitirilmesi ya da lehe olan düzenlemelerin kaldınlması nedeniyle kişinin uğrayacağı olası zararların gözetilmesini gerekli kılmaktadır." mesi elbette yanlıştır. çünkü sana- tın alanı çok daha geniştir ve sanat- çı öncelikle sanatın yolundan gitmek durumundadır. Tiyatrosu Edebi Kurul Cyesi Lüt- ffi Ay, 1966 Ocak ayı Devlet Tiyat- rosu Dergisi'nde "™Dev1etMemur- lan Kanunu'na bağlı olunca ...sa- natçüann 'memur' hüviyetine gir- diği, böyleökJe de özgürlüğünü yitir- diği -vehmedflmekte ve bu \thim cid- di bir tehüke gibi kamuoyuna akset- tirihnektedir" diyordu. Bugün bu 'vehmin' ne denli ye- rinde ve ciddi boyutlarda olduğu bir kez daha görülüyor. Bir sanatçının devlet memuru kadrolannda çalı- şanlarla aynı statüde değerlendiril- Sanatçı kolay yetlşmlyor Bu açıdan bakıldığında, sanatçı- nın sınırlannı hükümetler değil, sa- natın kendi zengin oluşumlan için- deki akış belirleyecektir. Yıllannı ve- rerek geldiği olgunluk çağında bir sanatçının emekli edilmesi sanatla olan iletişim kopukluğunun en be- lirgin örneklerinden biridir. "Sanat- taemekKBkolurnıu" sorusu65yaş için geçerli bir soru iken, yaş sını- nnı 6l'e çekmek abesle iştigaldir. Sorun genç kadrolara yer açmak ya da kadrolan daraltmaksa, buna ol- gunluk dönemindeki sanatçılan tır- panlamanın ötesinde yaratıcı çö- zümler aranması gerekir. Aynca, her durumda toplumsal huzur ön plan- da değerlendirilmek durumundadır. Zaten büyük bır moral çöküntü için- de olan insanlann avuçlannda tut- maya çalıştıklan denge kınntılan- nı da hoyratça savurmak kamu ya- ranyla ne denlı bağdaşır? Kolay yetişmiyor bir sanatçı. He- le Türkiye"de çok yoğun bir emek ve özveri istiyor. Bugün 60'lannda olan sanatçılar l960"lann. l970"le- rin dinamik tiyatro ortamının ıçin- den geçerek belli bir noktaya gelmiş olan insanlar... Bugün ise kendile- rini bu uygulamaya psikolojik ola- rak hazırlama firsatı bile bulamadan birdenbire boşluğa itiliyorlar. Ken- dı kendine sormadan edemiyor in- san: hangi kıstaslara göre 61 yaş 'emeklilik yaşı' olarak belirlenmiş- tir? Hangi kıstaslara göre bazı istis- nalar yapılarak emeklilik 65 yaşa çe- kilecektir? Istisnalar, bildiğim kada- nyla, Dışişleri'nin kilit konumlar- daki üst düzey bürokratlan göz önü- ne alınarak (haklı baskılar sonucu) yapılacaktır ve yapılmalıdır da. Öte yanda, bir ülkenin kültürel gelişimin- de katkısı yadsınamayacak olan sa- natçının durumu neden aynı şekil- de ele alınmamaktadır0 Şu hususun altını dikkatle çizmek gerekir; sanat- çılık bir 'kariyer meslek' olarak de- ğerlendirilmek durumundadır. Bugün bir WiDiaın Forsh>te, Pi- na Bausch, Ian Holm, Judi Dench, Robert Wilson, FionaShavv gibi sa- natçılar dünyanın belli başh öde- nekli tiyatrolannda sergilediklen çalışmalarla dikkatleri üzerlerine çeken ve 60 yaş sınınnı geçmiş olan sanatçılar. Evet. çoğunun çalışmalan sözleş- me statüsünde gerçekleştiriliyor. Ama. Türkiye'de henüz bu tür bir uy- gulama söz konusu değil. Belkı de olmalı... Sanatçıya artık sanat pen- ceresinden bakılmah ve bu neden- le de memuriyetin, zorunlu emek- liliğin vb. yarattığı ve yaratacağı sa- kıncalar dikkatle ele alınarak irde- lenmeli. Muhsin Ertuğrul'un sözleriyle noktalamak istiyorum yazımı: "... Çünkü, aziz üstadnn, tiyatrocu- luk bir meslek değil, dünyanın her yerinde bir imandır. Mensuplarm- dan bekleyiş ve özveri isteyen bir sa- nat YıDarca yapılan bu fedakârnğm çok defa karşıuğını vermeden can is- teven bir sanaL" Galeri X ve Kargart'ın ortak düzenlediği etkinlikte farklı disiplinler bir arada 'Videoist Festivali' yann sona eriyor Kültür Servisi - Galen X ve Kargart'ın ev sahipliği yaptığı ortak video sergısi yann son bu- luyor. Istanbul'da video sanatı- nın perspektifini ortaya koyma- yı amaçlayan ve 'VTdeoist' baş- İığını taşıyan etkinlığın düzenle- mesini MeBk tskender. Hülya Özdemir ve Ferhat Saücı üstle- nıyor. Belli bir program içinde gös- terimler ve sergileme ile gerçek- leşen etkınlik, vıdeo-art, vıdeo- performans, video-enstalasyon gibi türleri ve farklı sanatçılan bir araya getiriyor. Videoist Festivali'ne katılan sanatçılar ise Amir Bey, Ceren Oykut-Murat Ertel, Çağn Sa- ray, Elil Atalav, Ethem Ozgüven, Extra Mücadele, H. Fatih Kızıl- gök,Ferhat Saücı, FerhatOzgür, Genco Giilan, Hülya Özdemir. İrenı Ankan Avdınonat. Kaya Hacaloğlu. kemal Tufan. Kunı- cu Kocanoglu. Maria Sezer, Me- lik tskender, Mikkel Sktoldan, NancyAtakan, Nazan Azeri, Ne- rinıan Polat. Onur Eroğlu, Seç- kin UysaL Simla Zoriutuna, Tan CernaLMcdanNalburTaşdemir, Zeynep Per. Yeşim ÖzsoyGiUan. BUGÜN KADIKÖY HALK EĞÎTÎM MERKEZİ'NDE Çağdaş Bale Topluluğu Dünya Dans Günü 'nü kutluyor Kültür Servisi - 31 yıldır aralık- sız perdelerinı açan Cem Erteküı yönetimindeki Çağdaş Bale Top- hıhığu birçok konuda olduğu gibi bir ilke ımza atmış ve 1980'lerde ilk kez Türkiye'de 'Dünya Dans Günü'nü kutlamaya başlamış, de% - let baleleri de sonraki yıllarda bu kutlamalan benimsemişti. Çağdaş Bale Topluluğu bu gece saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğıtım Mer- kezı'ndeki özel gala gösterisinde zergin bir dağarcıkla dansseverle- rin karşısında olacaL Birçok solist dansçının da konuk olarak katıl- acağı gecede 'lieberTango' (Pıaz- zolla; koreografı Buket Deniz); 'YuhtaDeOro' (Puglıese) ve 'OM- nion' (Piazzolla); koreografi Tan- ju Yıldınm. 'GüL, Adam ve Diken' (Jobin Bohfa; koreoarafi Ç. Seda Altuğ): 'Katia' (CafeDelMor;ko- reografı ÖzgeKa\akb-EmreOnuk); 'Equhıoxe'(Theodorakis); 'Habk Con EUa' (Iglesıas); 'DeB Fişek' (Mozart-Gersh\vin), 'Prehıdio'l Pi- azzolla ) ve 'Arnk Son Tango' (ko- reografıler Cem Ertekin) adlı ya- pıtlar sergilenecek. (0216 348 35 07j Yeni bir Pina Bausch Demirtaş Ceyhun\ yapıtı İstanbul Projesi 30-31 Mayıs - 1 Haziran 2003 Atatürk Kültür Merkezi İstanbul Kültûr ve Sanat Vakfı ile Tanztheater VVuppertal Pina Bausch ortak yapımıdır Pina Bausch'un İstanbul büyüsü Mayıs ayında İstanbul'da İstajıbul Kültür ve Sanat Vakfı ile Tanztheater Huppertal Pina Bausch ortak yapımı ve Uluslararası istanbul Tiyatro Festivali'nın İstanbui üzerine gerçekleşrirdiği Szel projesi, 30-31 Mavıs \c 1 Haziran tarihlerinde, AKM Büyök Saion'da İstanbullu ızleyicilere perde açacak. Tanztheater Pina Bausch ilk kez 1998 vılında ""Cam Temiîleyicisi", 2000 yılında ise "Masurca Fogo" oyunlan ile Uluslararası istanbul Tiyatro Festivali'nın konuğu oldu, ieyırcı>ı fethettı. Pina Bausch 2002de İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nın düşünü gerçekleştirdi \e bu gızemll kent için bir koreografı yapmak üzere çalışmalara başladı. İstanbul Projesi ne tunstik ne folklorik ne de bir tarih gösterısi Pina Bausch bu projesınde de dışavurumru üslubunu sp>irriye etkileyici bir bıçimde aktanyor. Bır su şehri olarak gözlemledigı İstanbul'un kınlganiığını, gucünü, mistisizmini (gizemini) ve erotızmim gıiçlü solo daaslarla vurgııluvor. Pina Bausch îstanbu! için şöyie dı>on "Bir şeyler sizi yakalıyor, içıne çekivor. Bu güıel denizin içinde olmak bir şans, ama nereye yönelmek istedığinız çok önemli... Küçücük insanlar gibiyiz bu kentte." Pina Bausch, ince ve esprili gözlemlenyle yer >er bizlerle ılgili yakaladığı özeiliklere tebessüm de ettirı\or. 30-31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde AKM Buyük Salon'da İstanbullulann karşısında çıkacak olan Tanztheater Wuppertal Pina Bausch'un "tstanbul Projesi"nin biletleri 28 Nisan Pazartesi gününden itibaren Biletix'in tüm satış noktalanndan, çağn merkezi [216| 454 15 55 ile www.blletix.com uzerinden (hızmet bedelli) ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İstiklal Cad. .\o: 146 Lu\r Apt. Beyoğlu) gişesinden (hizmet bedelısiz) satışa sunulacak. Cumhuri>-et gazeteslnin katkılanvla yayinîanm |tir. , : : : : Postmodernizm veiiitban Bmükpaımakkapısk. 10/3 Bcvoğlalst. TeI-Fax:0212.2494774 «Niçin iliâ da türban ve niçin türbana hayır?» KAYSERİ 4. ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No- 2002 '1147 Davacı Hazine vekılı tarafindan hasımsız olarak açılan gaıplik ve tescıl da\'asımrı yapılan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca, Kayseri ili. Melikgazi ilçesi. Anbar Mahallesı, Kamışlık mevkiınde kaın Pafta: 13. Parsel: 266'da kayıtlı taşınmaz ölü Tevfık mırasçılan adına kayıtlı olduğundan ve ölü Tevfik mırasçılannın adresleri ve kım olduklan tespıt edilemedığınden, Kaysen 3. Sulh Hukuk Mahketnesınin 1991/803 esas, 1992İ04 karar sayılı ilamı ile ta^ınmazın kayyum tayinı ile ıdaresı karar verilmekle ve Kaysen Defterdan'nın kav'yum olarak atanmasına karar venlmekJe taşınmaz 10 yıldır kayyum marifeti ile idare edıLmıştir. Taşınmazın kayvıım tarafından idaresi 10 yıldan fazla olduğundan bu süre içinde herhangi bir hak sahipliği iddıası bulunulmarruş olduğundan MK'nun 588. maddesı gereğince ölü Tevfık mirasçılannın gaıphğine ve taşınmazın Hazine adma tescih is- tenmelde. ölü Tevfik mirasçılannın mahkememızın yukanda numarası yazılı dosyası- nın duruşmasuıda hazır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen aksi halde davanın yokluklannda görülüp karar venleceğı. dunışma günü olan 08.05 2003 günü saat 9 03 "te mahkememızde hazır bulunması hususu dava dilekçesı yenne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın. 19972 YAZIODASI SELtM İLERİ Kayısılı Bisküvi, FındıklıPastad) Gramofon Hâlâ Çalıyor'da Arnavutköyü'ndeki kü- çümen, o kadarşiirli evlerini, bahçelerini anlattığım Bedia Yenge'yle Ferit Amca, bize, Cihangir'e ge- lirterken bana da ille şemsıye çikolata gelirdi. Şem- siye çikolata. Bedia Yenge'nin hediyesiydi. Günler geçer, yaldızına kıyamadıgımdan, şemsi- yeçikolatayı birtürlü yiyemezdim. Evet, ufacık, bas- ton saplı bir şemsiye. Yaldızı kâh alev alev yeşildir, kâh kırmızı üstüne beyaz puvantiyeli, bazan altın sansı, bazan da rengârenk çiçekli. Sonra, biraz da hayal kınklığına uğramaktan kork- tuğum için açmazdım. Çünkü o yaldızlann perili bir saat gelince, sahiden şemsiye gibi açılacaklanna, yal- dızdan şemsiyeler olacaklarına için için inanıyor- dum... Bedia Yenge'lere gittiğimizde, artık şemsiye çiko- lata saltanatı sona erer; bu kez, ya kayısılı bisküvi- nin, ya da fındıklı pastanın saltanatı başlardı. Arnavutköyü'ne gıdişlerimiz hep cumartesi, pa- zar günlerine rastlıyordu. Mevsim de bende hep yaz ve yazsonu kalmış. Fakat belki de Edip Canse- ver'in dizelerindeki gibi: Güz ve kış ve ilkbahar geçti Yaz çarçabuk geçti Hepsi tekrar tekrar geçtiler Bu bana uzun geldi Öylesi uzun mevsimlerde, çay sofrasına oturulur- du. Mesela o cumartesi, kayısılı bisküvinindir. Be- dia Yenge. geleceğimizi bildiğı için, gündüzden yap- mış. Kim bilir kaç kez tarifi verilmiş, yazilmış kayısılı bis- küvi bizde de denenir, ama o kıvam bir türiü tuttu- rulamaz. Hele o kıvamdan taşan mutluluk, aklınızın ucundan geçmesin. Bedia Yenge'ninkinde bir giz- dir sürüp gider. Oysa tarif gayet açık seçik: Yanm kilo un, üç yumurta, iki yüz elli gram "ne- batîmargarin", aynı ölçekte pudraşekerı, limon ka- buğu rendesi, vanilya, iki tutamcıktuz, yüz gram ka- dar tozşeker, şamfıstığı içi, bolca kayısı marmelatı. Malzememiz bu kadar. Kayısı marmelatı, söyleme- ye gerek yok, ev yapımı. Bedia Yenge, unu, "çalışılacak kadar" açıyor. (Ba- yılırdım bu deyişe. Gelgelelim unda çalışmanın ne olduğunu asla çözemezdim.) Şimdi unun ortasında pudraşekeriyle nebatî margarıni iyice eziyor. Artık yumurtaları kıracaksınız, yine tam ortaya, çalışılacak yere: limon rendesini, vanilyayı, tuzu ila- ve edin ve hepsini kanştırın, hamurhalinegetirecek- siniz. Işte güzel bir bisküvi hamuru! Bedia Yenge, hamuru dört veya beş eşit parçaya bölüyor. Parçalan tozşekerde yuvariıyor-yuvartıyor. Burada el yordamının rolü büyük: Hamurun yeterii kalınlığaeriştiğıni hissedeceksiniz. Hissertinizse, yi- ne göz kararı el yordamı, hamuru kesin, birer ikişer santim arayla tepsiye dizin. Tepsiyi elbette daha ön- ceden yağlamıştınız. Orta ısıdaki fınnda pişirilecek. Pişmesine yakın, fı- nn açılacak, tepsideki bisküvilerin ortasına kayısı marmelatından birer çay kaşığı sürülecek. Fınndan çıkardığınızda, incecik kıyılmış şamfıstığıyla beze- yebilirsiniz. Çayın yanında o ne harikulade bisküvidir Onlan yemenin heyecanı hiçbir zaman dinmez. Cihangir'e, eve dönüşte beni bir siirpriz beklemek- tedir: Bedia Yenge, çay sofrasından arta kalmış ka- yısılı bisküvıleri benim için teneke kutuya koymuş, armağan ediyor! Her defasında aynı kaygı: Yaarma- ğan edilmezse kayısılı bısküviler? Ve her defasında aynı çılgın sevinç: Yann da kayısılı bisküvi var!.. Takvimde h Btrakan: "Birgün sana bütün bunlan anlatmıştım, Rena- ud." Colette, Duygusal Sürgün, Tahsin Yücel'in çevirisı, Can Yayınları, 1991. Hollywood da yıkıma kapşt LOS ANGELES (A.4) - 'Tom ve Jerry", 'Jetsons' ve 'Ayı Yogi" gibi dünyaca ünlü çizgi film kahramanJannın yaratıcısı Joe Barbera, kahramanlann ilk kez çizıldığı Hollyvvood'daki stüdyo ve bürolann yıkılmasına yönelik önerinin geri alınması için girişim başlattı. Barbera, hafta içinde Kent Konseyi"ne bir mektup yazarak mağaza ve apartmanlara yer açmak için bir dönem Hollyvvood'dakı Hanna-Barbera stüdyolannın yer aldığı üç binadan ikısinin yıkılmasına karşı olduğunu bildirdi. BİRLESİKREHBERLERTURİZM Mayıs / Haziran Kültür Gezileri 04 Mayıs 11 Mayıs 15-19 Mayıs 16-19 Mayıs 16-20 Mayıs : TOPHANE'DEN GALATA'YA (Gezginler Kulübü ile) : AKSARAY'DAN YEDİKULE'YE (Otobüs ile) : BİNBİR KİLİSE ve KONYA (Tren ile) Çatalhöyük, Sille, Karaman, Mekke, Ivrız, Nığde, Tyana... : KAYIP BİR NASTURİBÖLGESİ: HAKKARİ (Gezginler Kulübü ve Orhan Kural ile) (Uçak ile) : KIRIM Bahçesaray, Yalta, Sivastopol, Khersenesos, Çufutkale... 31 Mayıs-01 Haziran : MUDANYA, 03-08 Haziran 08 Haziran 19-29 Haziran ZEYTİNBAĞI, TRİLYE (Feribot ile) :DOĞUANADOLU (Uçak ile) : ZEYREK'DEN EYÜP'E : BEYAZ GECELER (Moskova-Sen Petersburg) BRT-BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM Tel: (212) 252 65 78-79-80 www.kuKurgezileri.com / bilgi kutturgezileri.com FIRATMEHMETEROĞLU'nun yeni kitabı SURENCİ HER ŞEY CANGIL Yayınlan'ndan çıktı KirjlPCMZDAN ISTBKYI UNUTIVMYn Isteme adresc Reşüpaşa Mahaüesı. Mareşal Caddea, :2 D: 2, Sanyer/lstanbul, Tel: 0536 468 77 26
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle