Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA
4-
CUMHURİYET 21 NİSAN 2003 PAZART!
HABERLER
ûvetekbugün
toprağa verilecek
• IZMİR(Cumhuriyet)-
Izmır'de önceki gece
geçırdıği kalp krizı sonucu
yasamını yitıren Hatay
Vılisi Ismet Gürbîiz
Ovekk'in (45) cenazesi,
düzenlenen törenin
ardından Ankara'ya
gönderildi. Civelek'in
Kecatepe Camii'nde bugün
kıknacak öğlen namazırun
ardından toprağa
verileceğı belirtıldi.
Esfcibakan__•• *••••• ••••••
Koprufuler oldu
• İSTANBUL(AA)-
Solunum yetmezliğı
nedeniyle bir süredir Özel
Isvıçre Hastanesı"nde tedavi
gören eski Ticaret Bakanı
Teoman Köprülüler (69)
vefat etti. Köprülüler,
bugün Erenköy GaJippaşa
Camıi'nde öğleyın
kılınacak cenaze namazının
ardından toprağa verilecek.
tki çocuk babası olan
Köprülüler, 1978-1979
ydlan arasında Ticaret
Bakanhğı yapmıştı.
Dörtkoldan
soruşturma
• ANKARA(ANKA)-
Enerji Bakanı Hilmi
Güler, iç ve dış çevrelerin
yoğun lobisıne karşın bir
süre önce gorevden aldığı
BOTAŞ Genel Müdürü
Gökhan Bildacı hakkında
ihbarlar üzenne
soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında
Mavi Akım Projesi 'nde 40
milyon dolarlık fazla
ödemede bulunulduğu,
Kütahya branşman
hattırun, Esldşehir-
Bozöyük Proje
kapsamından
çıkanlmasından dolayr
fazla ödeme yapıldığı
yönündekj iddialar da
araştınlıyor.
TKfden destek
çağmı
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Komünist Partisi,
12EylüI1998'deABD'de
FBI ve CIA tarafindan
ABD'nın Miami kentinde
düzenlenen operasyonda
tutuklanan 5 Kübah
yurtsevenn serbest
bırakılması ıçin dünya
çapmda başlatılan ımza
kampanyasını destekleme
çagnsı yaptı.
Yasadışf örgüt
operasyonu
• tstanbul Haber Servisi -
Istanbul'da yasadışı MLKP
örgütüne yönelik
operasyonda, TÜSIAD
binasına bomba konulması
olayuun bazı faillerinin de
araîannda bulunduğu 1 'i
kadın 6 kışi yakalandı.
lstanbul DGM'ye
sevk edilen 6 kişiden
4'ü, tutuklanarak
cezaevme konuldu.
Erdoğan ve Gül, Milli Görüş'ü büyükelçilikler protokolüne sokan genelgeyi savundu
Şeriatçılara sahipçıkülarANKARA (CumhuriyetBü-
rosu)-Başbakan Yardımcısı ve
Dışişlen Bakanı AbduDah Gül,
Milli Görüş'ü yurtdışındaki
Türk büyükelçiliklerinin pro-
tokolüne sokan genelgeyi sa-
vundu.
Milli Görüş içinde "benim-
semediğiaşmuçjar" olduğunu,
ancak diğer taraftan Türk dış
polinkasına kazandınlabitecek
büyük bir kitlenin bulunduğu-
nu ileri süren Gül, "Bu gibi ör-
götier tamamen (bşlandığmda
karşı ülkelerin istihbarat ör-
gütlerinin kueağına düşüyor-
lar. Bunlan dışlamak yerine 9-
gflenmek gerek* dedi.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan da Abdullah Gül' e arka
çıkarak büyûkelçilüdere gön-
derilen genelgede herhangi bir
demek veya vakıfismi verilme-
Erdoğati: Teröre bulaşmadıktan sonra ülke hassasiyetlerini koruyan
derneklerle, vakıflarla niçin bizim büyükelçiliklerimiz iletişim içinde olmasm.
GÜI: Bu gibi örgütler tamamen dışlandığında karşı ülkelerin istihbarat
örgütlerinin kucağına düşüyorlar. Bunlan dışlamak yerine ilgilenmek gerek.
diğini, "terörebulaşmamıştünı
dCTnekfer" ile iletişim kurulma-
sından söz edildiğini söyledi.
Erdoğan, "Teröre bulaşmadık-
tan, birfiffieyiemin içerisinde
obnadıktan sonra ülke hassasi-
yederini koruyan derneklerle,
vakıilarla niçin bizün büyükel-
çiliklerimiz iletişim içinde ol-
masın" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan ile Dışış-
leri Bakanı Gül. katıldıklan TV
programlannda Milli Görüş ile
Fethullah Gülen okullarının
Türk büyükelçiliklerinin pro-
tokolüne sokulmasını savun-
dular. Dışişlen Bakanı Gül, ge-
nelgenin bazı gnıplara "özel
önemverme* şeldinde olmadı-
ğını belirtirken yurtdışındaki
Türklerin kurduğu farklı gö-
rüşlerdeki örgütlerin Türk dış
politıkasına katkıda bulunama-
malanndan duyduğu memnu-
niyetsizliği dile getirdi.
Gül, "Türkdevietiolarakbu
böyük nüfus benim devlet po-
ütikama nasıl katkı sağlayabi-
tir, nasıl giiç haüne gelebilir?
Bunn yapmaya çahşıyonız. Va-
tammseven büyükbirkitleyine-
den kaybedeHnı'' dıye konuş-
tu. Daha önce, Türk siyasilerin
yurtdışı ziyaretlerinde çeşitli
örgütlerle yaptıklan temaslar-
da büyükelçiliklerin eşlik edip
etmeme konusunda karar al-
ma sıkıntısı yaşadıklaruıı da
anımsatan Gül, yeni genel-
geyle bu belirsizliğin de orta-
dan kaldınldığını ileri sürdü.
Başbakan Erdoğan da ge-
nelgenin "iyiniyetJibiradmı''
olduğunu savunarak daha ön-
ceki uygulamalar nedeniyle
yurtdışındaki Türk vatandaş-
îarının kurduğu örgütlerin,
Türkiye lehine harekete geçi-
rilemediğini öne sürdü. Erdo-
ğan şunlan söyledi:
"BüyükelçiÜklerimiz ileti-
şim içinde olacak ki oradaki
Türk toplumunu kucakiasm
ve onla/ia beraber sürekli ha-
rekethaBndeolarak,hatta ora-
daki belki de idare yapılara
onlarm da nüfuz etmesini sağ-
lasm. Onlar oradaki merkezi
ve yerel yönetimlere girmeti,
bu faanyetleri sürdürebitmesi
için 0 cenıi\etlerle irtibat ha-
hnde otmak Ama büyükelçi-
tiklerimiz bize, Maalesef biz
bu dernekleri bir araya getire-
miyoruz' döye dert yanıyorlar.
Nrve işte bu tür sıkuıtûar ne-
deniyle. Bunlan bir araya ge-
tirip ülkemizin de oradaki va-
tandaşlann menfaanna olan
adnnlan atnıamızı büyükelçi-
Kklerimiz sağlayabiür ve böy-
lecede biz oralann parlamen-
tolanna girme imkânı ya-
kalanz."
BAĞIMSIZLIKLARIBİTECEK
Kurullara
siyasi
düğüm
• AKP hükümeti, yapacağı yasal
düzenlemeyle özerk kurullann birinci
önceliğini hükümetin programı
yapmaya hazırlanıyor.
HACERBO\ACIOĞLU
ANKARA - AKP hükümeti, kurullann
bağımsızlığını hazırladığı çerçeve yasa
taslağıyla ortadan kaldıracak. Düzenlemeyle
hükümet programlan, "bağunsiz" kurullann
"birinci" önceliği yapılırken DPT'ye de
kurullann "koordinasyonundan sorumlu
kunun" yetkisı veriliyor. Buna göre, DPT
kurullann düzenkme ve uygulamalannda
koordinasyonu sağlamakla sorumlu olacak.
AKP hükümeti tarafindan hazırlanan, ancak
henüz BakanJar Kurulu'nda ımzaya açümayan
"Düzenleyici ve Denedeyici Kurumlann
Koruhış ve Go'rev Esaslan Hakkmdaki Yasa
Tasansı
n
nda kurullar ve bunJara bağlı
oluşturulan kurumlardaki kuruluş ve işleyişler
yeniden düzenleniyor. Taslakta, düzenleyicı ve
denetleyici kurullann görevlerini yaparken
"bafHnaz" oldugu ileri sürülmesine karşın
"bağunsız v« özerk" tüm kurullann
koordinasyonu DPT'ye veriliyor. Buna göre,
kurullann düzenleme ve uygulamalannda
koordinasyon Başbakan adına DPT tarafindan
sağlanacak. Kurullann yapacağı me\
r
zuat
çahşmalannı DPT'nin onayına bağlayan
taslağa göre, kurullar faaliyette bulunduğu
sektöre yönelik hazırlayacagı ikincil
düzenlemelerde öncelikle DPT'den görüş
almak zorunda olacak. Taslakta yer alan
düzenlemeyle kurullara, hükümet
programlannı "birincfl" olarak uygulama
zorunluluğu da getiriliyor. Buna göre kurullar,
kalkınma planlan, yıllık programlar ve
hükümet programlannda yer alan ilke, strateji
ve polirikalan her türlü çahşmalannda birincil
olarak gözetecek. KuruJ başkanı ve üyelerinin
Bakanlar Kurulu tarafından atanacağı
belirtıJen taslakta, kurul üyeliklenne sivil
toplum örgütleri ve Danıştay, Sayıştay gibi
kurumlardan yapılan atamalara değinilmemesi
de dikkat çekiyor.
Niyet mekrubtrvia çeüjküi
Hükümetin kurullara yönelik çalışmalan
IMF'ye sunulan niyet mektubuyla da çelişiyor.
Niyet mektubunda, hükümetin kurullara ilgili
kuruluş yasalanyla sağlanan mali-operasyonel
bağımsızhk ve belirleyiri düzenleyicı yetkileri
korunmada karariı olduğu vurgulamyor.
Mydonose'da
namaz şov
Saadet Partisi'nin (SP) Mydonose
Shotvland'de yapılan 1. Ölağan
lstanbul İl Kongresi'nde
gönintüier, kapahlan Refah ve
Fazilet Partisi dönemJerindekileıie
aynrydı. Çok sayida
sankh, şalvarh erkeğin, kara
çarşaflı kadının kaûkuğı kongrede,
salonun fuavesinde
tophı halde namaz labndo. barem-
selamhk oturuldu. Milli Görüş
hareketinin
lideri Necmetân
Erbakan, AKP'ye jüklenirken bu
partinin "taklitçL işbirükçi ve
figüran" olduğunu, 6 ay içinde de
bovasınuı döküklüğünü söyledi
(Fotoğraflar: AA)
Erbakan, AKP'nin tek işinin IMF'ye figüranlık olduğunu söyledi
Asker kanı satiyorlartstanbul HaberSenisi-
.3 Kasım Genel Seçımle-
ri'nde büyük bir yenilgi
yaşayan SP'nin Mydono-
se Shovvland'de yapılan
lstanbul il kongresinde,
hem AKP'ye yönelik tep-
ki, hem de önümüzdeki
günlerde partinin başına
geçmeye hazırlanan Erba-
kan'la birlikte yeniden to-
parlanmaya dönük bır
ümit vardı.
"Möcahid Erbakan".
"Erbakan neredebiz ora-
dayız", "Hoca'yı satanı
biz de satanz" sloganla-
n ve "Neredesin ay yüz-
lüm" şartasıyla karşıla-
nan Erbakan, konuşma-
sında hükümete \r
üklen-
di. Başbakanı olduğu 54.
hükümetin icraatlanm an-
latan, SP'nin Milli Gö-
rüş'ün tek temsilcisi ve
Türkiye'nin yıldızı oldu-
ğunu savunan Erbakan,
54. hükümetin, Türki-
ye'nin başansını isteme-
yenler ve dünyayı kendi-
"Somali'de gidip birioe,
dünyanın kurtuluşunun
nasıl olacağuu sorsamz,
dünyanm kurtuluşunun
Türkrye'de SP iktidann-
dan geçtiğini söyler" de-
di. 1997 yılında, kendi ik-
tidarlan döneminde Tür-
• Erbakan, 54. hükümetin, Türkiye'nin
başansını istemeyenJer ve dünyayı
kendilerine köle yapmak isteyenlerce
yıkıldığını öne sürdü.
lerine köle yapmak iste-
yenlerce yıİcıldığını öne
sürdü. Millerin özü olan
SP'nin, hakkı üsrün tut-
ruğunu ve Batı taklitçisi
obnayan tekparti olduğu-
nu ifade eden Erbakan,
kiye'nin güçlendiğini gö-
renlerin, önce Refah Par-
tisi 'ni kapattıklannı, son-
ra da AKP'yi işbaşına ge-
tirdiklerini dile getiren
Erbakan sözlerinı şöyle
sürdürdü:
u
Bu pbnbrm rutanak-
lan efimizde. Bu işj pian-
lavanlardabuovumınbir
kez tutacağını yazmışlar.
Vrtekim seçimkrden son-
ra herkes koşarak SP've
getrvor. Bunlar54. hükü-
medn bakanı okiuklan-
nı söjieyerek oy istedfler.
Bakan oldular ama ba-
kar da görmezlerden oi-
dular."
Salondaki kalabalığa
Milli Görüş yemini etti-
ren Erbakan, "Askerka-
nı satarakborçödenmez.
Bunlann yapn^ı IMPye
figüranhk vapmaktaniba-
ret" dedı. Kongrede il baş-
kanlığuıa, eskı millerve-
killerinden Osman Yu-
makoğuflan seçildi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Ziya Öztan'ın "Abdülhamit Dü-
şerken" filmini keyifle izlediğimi söy-
leyebilirim. Filmin kurgusu, sinema
dili, oyunculann başarılı performan-
9, tarihsel mekânlan kullanmaktaki us-
talık, iyi bir tarihi filmin yaratılmasını
beraberinde getirmiş. Mertem Cum-
bul, Mehmet Kurtuluş, Tank Akan,
Halil Ergün, Mustafa Alabpra, Meh-
met Ali AJabora, Çetin Öner, Ha-
luk Kurdoğlu, Müjdat Gezen, Ali
Poyrazoğlu, Engin Cezzar, NurSü-
rer, Ismet Ay gibi birçok ustanın rol
aldığı film, 31 Mart gibi modernleş-
metarihirnızde önemli biryeri olan dö-
nemi değertendiriyor. Abdülhamit'in
tahttan indırilmesiyle sonuçlanan film
Nahit S<m Örik'in aynı adlı romanı-
na dayanıyor.
Filmin başkahramanının kadın ol-
ması da Üginç. Meltem Cumbul, ih-
tiraslı bir Osmanlı kadını rolünü çok
güzel oyntyor. Tarihsel olaylaria, ro-
man kurgusunun iç içe geçtiği filmin
etki/eyici tarafı olaylara oldukça nes-
Bir Film Bir Oyun
nel yaklaşma çabası. Bu nesnellik,
Meltem Cumbul'un oynadığı hayali
kahraman Nimet rolünde bir erkek
bakışına dönüşüyor. Tarihi romanla-
nmızda çokça işlenen, fettan ve ihti-
raslı kadın figürü bu romanda da ken-
dini gösteriyor. Bir filmin ve romanın
tarihi gerçeklere bire bir uymasını
beklemek olmaz. Bu nedenle Nimet
gibi saray entrikaları içinde yetişmiş
kadınların böyle roller oynaması da
mümkündür. Ziya öztan, 1968 Mül-
kiyelisi (Siyasa) Bilgiler Fakültesı). Da-
ha önce de tarihi filmler yaptı. Cum-
huriyet tarihine ilişkin önemli oyunla-
ra imza attı. Son filmi, yıllann biriki-
mini yansıtıyor. "Abdülhamit Düşer-
ken"i iztemek, yakın tarihe yeni biryol-
culuğa çıkmak anlamma da geliyor.
Biryanda artık zamanını tamamla-
yan ve sürekli toprak yitiren bir im-
paratorluk, bir yanda dört bir yanda
patlak veren ulusal isyanlar, bir baş-
ta tarafta ise bu çöküşe çözüm ara-
yan aydınlar.
Ittihat ve Terakki Fırkası'nın önder-
lik ettiği 2. Meşrutiyet'in ilanı, tarihi-
mizde modernleşme sürecinin de
önemli birdönüm noktası. 2. Abdül-
hamit'i tahttan indiren Ittihatçılar, mut-
lak monarşiye karsı meşruti monar-
şiye kapıyı açtılar. Ittihatçılık, Abdül-
hamit istibdatına karşı çıkarken, da-
ha ileri bir rejim kuracaklannı düşü-
nüyorlardı. Sonunda kendileri de des-
potik bir iktidann parçası olup Osman-
lı'nınsonunugetirecek bir dünya sa-
vaşının içinesürüklendiler. Bu döne-
me ait tartışılacak 0 kadar çok şey var
ki. "Abdülhamit Düşerken" bu tari-
he ilişkin tartışmalan yeniden gün-
deme getirebilir.
• • •
Perşembe akşamı Izmit ŞehirTiyat-
rosu'nun sahneye koyduğu Özen
Yüla'nın "Kırmızı Yorgunlan"n\ izle-
mek için Izmit'teydik. Oyun Süley-
man Demirel Kültür Merkezi'nde ser-
gileniyordu.
Bir koca kentin kültür merkezine bir
sanat insanının adını koymak varken
acaba neden bir siyasetçi tercih edil-
mişti, diyerek söylendim. örneğin
Türkiye'de kaç tane Yaşar Kemal,
Aziz Nesin, Yılmaz Güney kültür
merkezi var acaba?
Yücel Erten'in genel sanat yönet-
menliğini yaptığı Izmit Büyükşehir
Belediyesi Tiyatrosu birbirinden
önemli oyunlan sahneye koyuyor. Yü-
cel Erten, görevi haziran ayında dev-
raldığını söyledi.
Erten'le sohbetimızde şunlan söy-
ledi: "Hayatının yaklaşık 40 yılını ti-
yatro sanatına adamış ve tiyatroyö-
netimi açısından da çeşitli görevler
üstlenmiş bir sanatçı olarak bu yeni
görevimdengururduyuyorum... Can-
lı, coşkulu ve lezzetli bir sezon için
William Shakespeare'tfen Micha-
el Frayn 'e, Vedat Türkali ve Turgut
Özakman'dan özen Yula'ya kadar
uzanan zengin bir repertuvar yelpa-
zesi oluşturduk."
"Kırmızı Yorgunlan"nin yönetmen-
liğini, uzun zamandır Izmit'te çalısan
Emre Koyuncu yapıyor. Yaşar Oz-
veri, Banş Falay, Bengi Heval Öz,
Esra Bezen Bilgin ve Suna Selen'in
rol aldığı oyun, günümüz dünyasının
insanının gündelik yaşamına ilişkin
diyaloglanndan oluşuyor. Oyuncula-
nn çok başanlı oldugu iki perdelik
oyunun konusu, bir evde yaşayan
dört genç insanın yaşama ilişkin sor-
gulama ve bunalımlannı gözler önü-
ne seriyor. Suna Selen alt kattaki yaş-
lı kadın rolünde, sempatik ve etkili
bir oyun sergiliyor.
Yolunuz izrnit'edüşerse, SehirTiyat-
rosu'na uğramanızı öneririm.
2000
9
IJ YILLARD^
ERDAL ATABEK
EgjtimdeNedenBaşarıl
Olamıyoruz?..
Eğitımde başarılı olamıyoruz. Bu kanıya varmam
zın nedeni, gerek Milli Eğitim yetkililerinin hazıriadık
lan raporlar, gerekse eğitim yöneticilennin ve eğitim
cilerin günden güne daha karamsar olan degerlen
dirmeleri. Aileler de çocuklannın ders çalışma istek
sizliklerinden, başanyı hedefleyen birodaklanma içi
ne girmediklennden yakınıyor.
öğrencilerin başan güdüsunü engelleyen pek çofr
etken var. Bunlann başında, her aşamada karşılan-
na çıkan sınavlann yarattığı bıkkınlık ve kaygı var. ll-
köğretimin son yıllan 'Lise Giriş Sınavlan'nn baskı-
sıyla geçiyor. Use birinci sınıftan sonraki iki yıl da üni-
versiteye girişi belirleyen 'öğrenci Seçme Sınavı 'nin
gökjesınde geçiyor. öğrenciler, sonucu belli olma-
yan sınavlara hazırlanmaktan yorgun ve bezgin dü-
şüyorlar. İçinde bulunduklan durumu ağırlaştıran et-
kenter içinde 'ailelerin beklentileri ve kaygılan' özel
biryertutuyor. Aileler, çocuklannın başan çizgisinde
'ûniversiteye giriş' başansını, çocuklannın zekâ de-
receleri ile, ailelerine verdikleri değerle özdeşleştiri-
yorfar, bu da öğrenciler üzerinde büyük bir baskı
oluşturuyor.
Ûniversiteye giriş kendi başına bir çözüm de ol-
muyor. AJınan puvanlara göre seçjlen da/ çoğu kez
öğrencınin ilgi alanıyla, yetısiyle bağlantılı olmuyor
bu da sonuçta iş bulunacak bir mesleğe sahip ol-
mak anlamına gelmiyor. Üniversiteyi bitirmek, çoğu
kez, iş bulma olanağı belirsiz bir etiket oluyor. Bu da,
eğitimle iş bulma arasındaki ilişkinin giderek güven-
sizleşmesi nedeniyle çekıci olmaktan çıkıyor.
Bu arada yapılan eğitımin içeriği de 'testbiçimine
sokulmuş vehlerin bellibir süredeyanrtlanmas/nayö-
nelikbirbecen" biçimine giriyor. Eğıtimın temel ama-
cı olan 'bilginin işlenmesi, bllimsel bilginin analiz ve
sentezinin yaptlabi/mesi, bu yolla düşünme gûcü-
nûn arttınlması, beyinsel yaratıcılığın geliştirilmesi'
amaçlanndan giderek uzaklaşılıyor. Oğrenciter, okul-
la dershane arasında, kımi zaman ortak, kimi zaman
ayn bir eğitim görerek sonuca ulaşmaya çalışıyorlar.
Bu etkenlere bir de cep telefonlanyla uzun uzun
konuşmalar, internetteçetleşmelereklenince, çalış-
ma programının neden yapılamadığı, yapılsa da ne-
den uyulamadığı birer birer ortaya çıkıyor.
Eğitim bütün bu etkenler bir araya gelınce genel
olarak başansızlığa sürüklenıyor.
Bu durumda da, basarısız öğrenciler için af çıkar-
mak, sınrfgeçmenin kolaylaştınlması, neredeyseza-
yıf notlarla bitesınffta kalmanın kaldınlması yollanna
gidiliyor ki, bu da eğitim zayıflığının süregen duruma
gelmesıne yol açıyor.
öğretmenler, ekonomikaçtdan güçlükferiçinde, sos-
yal açıdan sıkıntıda olan bır rneslekte çalışmanın yor-
gunluğu, bezginliğı içindeler. Bir yandan öğrencile-
rini çalışmaya yönlendirmek, öte yandan ailelerin
desteğmi istemek, yetkilileredertterini anlatamamak,
durumlanna çözüm bulamamak öğretmenleri bıktır-
mış durumda.
Bütün bu koşullarda egitimde başanyı nasıl bek-
leyebiliriz.
Ancak, bilinen birgerçek de, eğitimin bu sorunla-
nnı çözemez ısek uygar ülkeler içinde daha da geri-
lerde kalmaya mahkûm olacağımızdır.
Bu sorunlan yaşayan yalnız bizim ülkemiz değil-
dir.
Pek çok ülke, eğitımlerinin yakın geleceğin gerek-
sinmelerine yanıt venp veremeyeceğini sorguluyor ve
zaman yitirmeden durumu nasıl doğru bir yola so-
kacaklannı tartışıyor.
Prof. Ken Robinson, Warwick Üniversitesi (Ingil-
tere) Yaratıcı Eğitim profesörü ve Los Angelesta Pa-
ul Getty Merkezi'nin eğitim danışmanı, dilimıze 'Ya-
ratıcılık-Aklın SınırtanntAşmak' olarak çevrilen kita-
bında bu konuyu ırdeliyor (Kitap Yayınevi-Ceviri Ni-
hal Geyran Koldaş - Yayın Yönetmeni Çağatay Ana-
dol). Prof. Ken Robinson şunlan söylüyor
"önümüzdeki otuzyıliçinde, insanlıktarihinin ba-
ştndan beri olduğundan çok daha fazla sayıda in-
san, eğitim ve öğretimden geçerek resmi yeteriilik
kazanacak. Eğitim alanında her tür yeteriilikiçin du-
yulan gereksinim hergeçen gün artmaktadır. Bunun
iki nedeni vardır. llki, çalışmanın niteliğinin yeni tek-
nolojiler tarafindan dönüştürülmesinden kaynakla-
nıyor. Yenibilgiçağında fikirterana emtia haline ge-
lince, elleh yerine kafalanyla çalışan insanlara olan
gereksinim de arttı; yani entelektüeller kol emeğiy-
le çalışanlardan daha fazla talep edilir oldu. öteki
etmen, nüfus artışı. 19G0'ta 3 milyarolan dünya nü-
fusu 1999'da 6 milyardı. 2013"te 7 milyarolacak ve
giderek bu artış hızlanacak. Kesin olan şey, giderek
entelektüel işgücünün hâkimiyeti altına giren küre-
sel ekonomiierde eğitim, bireylerin, ailelerin ve ulus-
lann variıklannı koruyabilmeleriiçin kritik önemi ha-
izbirunsur."
Biz daha ne kadar bekleyeceğiz ve neden bekle-
yeceğiz?..
e-mail: erdalatakv superoniine.com
fax: 0212 513 90 98
Egitimde eş dost ataması
AKP'li Dülger'in
eşi müsteşaroluyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanı Hüse-
>in(,dikm İsnıaİIBir-
can'ın istifa eönesiyle
boşalan müsteşarlık gö-
revine, DYP kökenli
AKP Antalya Millet-
vekili Mehmet Dül-
ger'in eşi ve Devlet
Planlama Teşkilatı Mü-
şaviri Doç. Dr. tlhan
Dülger'i getireceği bil-
dirildi. Çelik'in, müste-
şar yardımcılığı göre-
vine ise Kültür Bakanı
Erkan Momcu döne-
minde Teftış Kurulu
Başkanlığı ndan alınan
CevdetCengiz'i ataya-
cağı öğrenildi.
Milli Eğitim Bakanı
Çelik bakanlıktaki kad-
rolaşmasını sürdüriiyor.
Daha önce müsteşar
yardımcıhğı görevine
Van 100. Yıl Üniversi-
tesi'nden arkadaşı Şa-
banŞimşek'i atayan Çe-
lik, baskı nedeniyle
müsteşarlık görevinden
istifa eden Prof. Dr. Is-
mail Bircan'ın yerine
dekendisi gibi DYP'den
AKP'ye geçen Mehmet
Dülger'in eşini atayaca-
ğı belirriliyor.
Doç. Dr. Ilhan Dül-
ger, Erkan Mumcu'nun
döneminde çalışması
başlatılan YÖK yasa
taslağıyla ilgili oluştu-
rulan akademisyen atöl-
ye grubunda dabulunu-
yordu. Dülger, şimdi-
ye kadar 50'nin üzerin-
de bakanın görev yap-
tığı Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın ilk kadın
müsteşan olacak.