29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2003 PAZARTESİ HABERLER Hukukçular işUriği y v • KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) - Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya. Irakta yaşanan savaşın hiçbır hukuki dayanağının bulunmadığını. tamamen iktisadi ve sılahlı güç kullanınundan kaynaklandığını söyledı. Kahramanmaraş'ta bulunan Özkaya, devletlerarası ilişkılerde her zaman hukukun hâkim olamadığuu belirtti. Özkaya, "Dünyada bundan sonra yaşanacak daha vahim olaylara karşı hukukçulann da dayanışma içerisinde olmalan gerek" dedı. Gazetecilepm tedavrisi süpüyor • DİYARBAKIR (Cumhurnet Bürosu) - Kuzey Irak'ta Saddam'a bağlı milislerin saldınsında yaralanan Sky Türk TV muhabin Kemal Batur ile Show TV kameramanı Mesut Gengeç önceki gece Türkiye'ye getirildi. flk olarak sınırda oluşturulan askeri sahra hastanesinde kontrolleri yapılan gazeteciler, ardrndan ambulansla Diyarbakır' daki DÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiler. Batur dün sabah saatlerinde parmaklanndan ameliyat edilirken Gengeç'in kafa derisinin altındaki şarapnel parçası çıkanlarak taburcu edildi. ktanbufda örgüt operasyonu • Istanbul Haber Servisi - tstanbul'da. yasadışı MLKP örgütüne yönelık operasyonda gözaltına alınanS kişiden 3"ü tutukJandı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sorgu ve işlemleri tamamlanan Aligül Alkaya. Hatice Duman, Güllizar Erman, Cengiz Yıldız ve Songül Yıldız Istanbul DGM'ye sevk edildi. Bu kişilerden Aligül Alkaya, Hatice Duman ve Güllizar Erman tutukJandı. Hablemltoğtu cinayeti • İZMİR(AA)-Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Cengiz Köksal tarafindan Kocaeli 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde futuklu bulunan ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesı Dr. Necip Hablemitoğlu'nu öldürdüğünü öne süren Dunnuş Anucin'ın ifadesi doğrultusunda Izmir'de bir araba kiralama şirketi sahibi Ibrahim Türkmen ve yanında çalışan Namık Filiz ile su bayii sahibi Ahmet Coşkun ve Mustafa Arh'nın ifadeleri alındı. Değişiklikle, vakıf üniversitelerine ait olanlar da 'özel hastane' kapsamına alındı Sağlık 'özel'eemanet• Sağlık Bakanlığı'nca Özel Hastaneler Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle, hastane müdürü için kamuda çalışma koşulu kaldınldı. Yeni düzenlemede, her türlü binanın özel hastaneye dönüştürülebilmesi de karar altına alındı. ANKARA (CumhumetBü- rosu) - Sağlık Bakanlığı, özel hastane müdürlerinın en az 5 yıl kamuya ait bir hastanede he- kimlık yapması şartını kaldır- dı. Bakanlığın yönetmelik de- ğişikliği ile daha önce başka amaçla yapılan binalar da artık izinle özel hastaneye dönüştü- rülebilecek. Özel hastanelerin laboratuvarlannda görev alan uzman doktorun "kadrotaokna- a* zorunJuluğunu da kaldıran bakanlık, vakıf üniversitelerine ait hasîaneleri de özel hastane kapsamına aldı. Özel Hastaneler Yönetmeli- ği' nde değişiklik yapan yönet- melik Resmi Gazete'de yayım- lanarak yürürlüğe girdi. Buna göre başka amaçla inşa edil- miş binalann özel hastane bi- JJniversite hastaneleri çökertiliyor OZAN\A\.\IAN tZMİR-Hükümetin, 2003 yılı bütçesinde ûniversitelerin döner sermaye gelirlerinden alı- nan payı yüzde 30'dan 50'ye çıkarmasının, ûniversitelerin özellikle hastanelerini *felç' edeceği vurgulandı. Üniversite hastanelerinin geniş bir hasta agına ulaşması ve yüksek cirolar yapmasın- dan rahatsızlık duyan özel hastane işletme- cüerinin hükümete baskılannın sonuç verme- ye başladığı belirtiliyor. Üniversite hastane- lerinin elde ettiği gelirin yüzde 30'u görevli öğretim üyesine, yüzde 30'u üniversiteye, yüzde 30'u devlete, yüzde 10'u da Ar-Ge çalışmalanna aynlırken yeni düzenlemeyle devletin aldığı pay, yüzde 50'ye çıkanldı. Hastanelerin peşin vergisinin yüzde 9'dan yüzde 15'e yükseltüdiği yeni uygulamada, öğ- retim üyelennın mesai saatieri dışındakı ça- cnı cidcetıiKİtrı \uzae}<ı lukge- lir de çok düşük sınıra çeküiyor. CHP izmirMilletvekili ve TBMM Plan Büt- çe Komisyonu üyesi Prof. Dr. Hakkı Akahn, yasa tasansını, "Devfct ellyle, devlet üniver- siteleriDİn hastaneteri çökertittyor* diye nite- ledi. Düzenlemenin döner sermaye gelirleri- ni ciddi kayba uğratacağını söyleyen Akalın, uygulamarun üniversite hastanelerinin çökü- şü olacağmı belirterek "En büyük skHrtıyı has- tabryaşayacak" diye konuştu. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ÜM Ba- ymdır da döner sermayede biriken kaynağın azalmasının devlete, üniversiteye ve hastala- ra bir yaran olamayacağını söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. EminAh- a ise söz konusu durumu, özel hastanelerin daha yüksek orandaki kârhırsına bağlayarak hükümetin, özel hastanelerin bu istemini ya- nıtsız btrakmadığını belirtti. nasına dönüştürülmesi halinde dönüştürme ve tadilat işlemin- den önce Sağlık Bakanlığı ndan ön izin alınacak. Ön izin iste- mi, 30 gün içinde sonuçlandı- nlacak. Daha önce başka amaç- layapılan binalar sonradan özel hastane binasına dönüştürüle- mez ve özel hastane olarak kul- lanılamazken bundan sonra ta- dilat işleminden önce bakan- lıktan ön izin alınması kaydıy- la özel hastaneye dönüştürüle- bilecek. Kamuda çahşmasa da ohır Özel hastane müdürünün, da- ha önce kamuya ait bir hasta- nede en az 5 yıl hekimlik yap- ması gerekirken yeni yönetme- likle Türkiye'dekiherhangibir hastanede en az 5 yıl hekimlik yapnğını göstermesi yeterli ola- cak. Aynca laboratuvarlarda çalışan uzmanlann, kadrolu uz- man tabip olarak çalıştınhnası zorunlu ohnayacak. Özel hastanelerde fakir ve muhtaç hastalann tedavileri ıçin aynlan yataklarda, acil olarak müracaat eden ve başka bir ku- ruma nakledılmesı übben müm- kün olmayan falar ve muhtaç hastalann da tedavileri ücretsiz olarak yapılacak. Yönetmelik kapsamında olan ve yönetmeliğin yürürlüğe gir- mesinden önce bakanlık tara- findan ruhsatlandınlan özel has- tanelerle devir işlemleri süren özel hastaneler, 27 Mart 2002'ye kadar imar ile ilgili mevzuata gö- re inşa edilip yapı kullanma iz- ni belgesi aldıklannı belgele- mek zorunda olacaklar. Vakıf lar da özeDeşiyor Faaliyetlerini sürdüren vakıf üniversitelerine ait hastaneler- se bına ve fizilci altyapı koşul- lan hariç yönetmelikteki rüm unsuriara 27 Mart 2004'e ka- dar uygunluklannı sağlayarak bakanlık tarafindan ruhsatlan- dınlacak.Özel hastanelerde ya- tak ücretlerinin bakanlıkça be- lirienen fiyatlar, dığer tıbbi uy- gulamalann ise Türk Tabiple- ri Birliği'nin yayımladığı as- gari ücret tarifeleri üzerinden fa- turalandınhnası kaldınldı. Bu- nun yerine özel hastanelerin gündelik yatak ücretleri en son ücret tespit tarihi esas ahnarak Devlet Istatistik Enstitüsü'nce her yıl belirlenen toptan eşya fi- yat endeksindeki (TEFE) bir yıllık artış oranlan göz önün- de bulundurularak bakanlık ta- rafindan belirlenecek ve belir- lenen gündelik yatak ücreti bir yıl geçmeden arttınlamayacak. Yeni is Yasası Engelli işçiye tırpanİZMİR (Cumhumet Ege Bürosu) - Izmir Yerel Gundem 21 Engelliler Çalışma Grubu Başkanı Türe Tunçbay, hükümetin, 50'den fazla işçinin istihdam edildiği kurumlarda yüzde 3 olan engelli çalıştırma zonınluluğunu yüzde 2'ye indirmek istediğine dikkat çekerek "Duyarh kesimleri karşı çıkmayaçağnTyorum" dedi. Avrupa Birliği'nce 2003'ün, "Avrupa EngeDfler Yıh" ilan edildığını anımsatan Tunçbay, yayımlanan ortak deklarasyonda, "Engellflerin yardımseverlik değfl, eşh firsaüara sahip oünak istedüderinin" vurgulandığmı belirtti. Türkiye'de engellilerin, meslek edinme, ögrenme. daha nitelikJi bir yurttaş olma çabalannın önüne güçlükJer çıkanldığıru ifade eden Tunçbay şöyle konuştu: "Yeni Iş Yasa Tasansı'nda yüzde 3 olan oranın yüzde 2'ye indirümesi gibi bir konu gündeme geimiştir. Artan işsizük tehükesi ve uygar dünyanın standartlan göz önüne ahndıgında, bu oranın da yeterli olmadığı açıktır. Bu oran Almanya'da yüzde 5, Norveçte yüzde 6'dır. 2003 Engelliler Yılı nedeniyle bir kez daha önenı kazanan bu konuda duyartı kesimlerin desteğini bekKyoruz." Engellilerin toplumsal yaşama katılımlannın sağlanması gerektiğini vurgulayan Tunçbay, "İstihdamın engellilerin onurlu bir bir» olarak yaşamlannı sürdürmeleri açısuıdan en önemli girişimlerden biri olduğu unutulmamandır" dedi. PembeKöşk yyareteaçM tnönü ailesinin uzun yıBaryaşadıgL, sonradan "müze-ev" olarak düzenlenen PembeKöşk, 23 Nisan nedeniyle kapılannı bugün zrvaretçflere açryor. Sergide, tsmettnönü'nün göriin- tüsü ve sesüıin ilk kez yavunlanryor olmasuun yanı sıra Lozan Antiaşması metninin üplo- basımı ve tnönü'nün eşj Mevhibe tnönü'nün gelinMğinin de aralannda bulunduğu çeşirJi özel eşyalar yer alıvor. Geçen \ılki Cumhumet Bayramı'nda müzai 14 bin kişinin zha- ret etriğini anlatan İnönünün kızı Ozden Toker, "Çok kalabahk ziyaretierde her şeyin gö- rühne imkânı ohnuyor. Bu nedenle zrsareöeri mümkün olduğunca zamana yaymaya ça- oşryonız" dedi Sergi, 5 Mayıs'a kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek (FIRATKOZÖK) Tarihi Kentler Birliği: Kültür ve turizm bakanlıklannı birleştirmek hata olur Tarih, turizme kurban edilmesin İstanbul Haber Servisi-Kül tür ve Turizm bakanlıklannın birleştirilmesine bir tepki de Tarihi Kentler BirliğTnden geldi. Tarihi Kentler Birliği Başkaru ve Bursa Büyükşehir Beledıye Başkanı Erdoğan Bflenser yaptığı yazılı açık- lamada, iki bakanlığın birleş- tirilmesi yerine Kültür Bakan- lığı'nın kaynak ve etkinliğini arttıracak her türlü çalışmaya destek vermeye hazır olduk- lannı bildirdi. Turizmin talepleri Kültür ve Turizm bakanlık- lannın birleştirilmesi duru- munda, "tarihi ve doğal ko- nıma alanlannın turizm yaö- nnu talepleri" nedeniyle de- netim altına alınmasının zor- laşacağına dikkat çeken Bi- lenser, şunlan kaydetti: "Ta- rihi Kentler Birliği ild bakan- hğm birJeştirihnesi gjrişimini, gerek tarihi kentierin kimHk- B gelecek viz>onlan açısmdan, gerekse genel olarak ulusal kültürzenginBklerimiz ve top- hıma karşı kültürel görevler- le ilgili kamusal sommluluk- lann yerine getirilmesi bagJa- mında,ileridegiderilmesi çok zorzararlara da yol açabilece- ği ka\gısı>1a birükte, uygun ve gerekH görmediği yönün- deki görüşünü ilgililere ve kamuo>Tjna açıklamayı kül- türel bir göre\ bilmektedüV IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Yeni piyasaya sunulan bir çama- şır makinesinin reklamını günlerdir TV kanallannda izliyorum. Reklam- da, Türkçesini tam çözemediğimiz yeni birmodel çıktığı anlaşılıyor. Ça- maşır makinesinin gazetelerde yer alan 6 temel marifetinden söz edi- liyor. Çamaşır makinesinin bir fo- toğrafıyla birlikte reklamın bir ya- nında üç özelliği, diğer yanında da üç özelliği yer alıyor. Bu özelliklerin çamaşır makinesi- nin çamaşır yıkamaya ilişkin yete- nekleri bir yanda, tasarrufa ilişkin özellikleri bir yanda yer alıyor. Bu iki- li aynmın neden yapıldığını merak mı ediyorsunuz? Evet, ben de edi- yorum. Reklamın ana başlığı şöy- le: "Reklam güzelde... "Sonrası ise şöyle geliyor "DirectDrive'ın anne- lere faydası ne?" Bu soru sorul- duktan sonra cevaplar ait alta sıra- lanıyor. "1. Çamaşınn cinsine gö- re program önerir. 2. Hemen yı- kanması gerekenleri 30 dakikada yı- kayıverir. 3. VVoolMove özelliğiyle Babalara Ne Yarar, Annelere Ne Yarar? yünlüleri elde yıkar gibi yıkar." Bu üç özelliğin annelere faydası oldu- ğu reklamcı ve reklamveren tarafin- dan saptanmış. Gelelim ikinci bölüme. Ikinci bö- lümün başlığı şöyle: "Direct Dri- ve'ın babalara faydası ne?" Baba- lara da üç temel faydası olduğu be- lirtenmiş: "1. Çamaşınn miktannagö- re elektrik ve su harcar. 2. AAA sı- nıfıdır. En az elektrik sarfıyatıyla en iyi temizliği sağlar. 3. Motoru dün- yanın en sessiz motonıdur." • • • Bir erkek ya da baba olarak bu ma- kine benim ne işime yarıyormuş: Daha az elektrik ve su harcaması ve de motorunun sessiz olması. Fena bir tespit değil. Biz erkekler evdeki gürültülerden hoşlanmayız. Kadın- lara gelince, onlann sessizlik iste- diklerini kim söyleyebilir ki! Onlar için önemli olan çamaşırların bir an önce yıkanması. Makinenin daha az elektrik ve su harcamasının biz erkekleri sevindirmesi de iyi birsap- tama. Çünkü evin paralan, geliri er- keklerin değil mi? Bay ya da bayan reklamcı şu uyanyı yapıyor: Kadın- lar böylece erkeklerin paralannı da- ha az tüketebilecekler. Onlann da ka- zançlı çıktığı yönler var: örneğin yünlüleri elde yıkama zahmetinden kurtulacaklar. Ne kadar sevinseler yeridir. Geçenlerde, Esenyurt Belediye- si'nin kadınlar günü anmalan için birtoplantısına katılmıştım. Orada- ki konuşmama bazı erkek dinleyi- cilertepki gösterdiler. Birkısmı, "Biz ütü yapmayı bilmeyiz ki, çamaşır makinesi kullanmayı da bilmiyoruz, yemek yapmayı da" dediler. Doğ- ru söylüyorlardı. Türkiye'deki er- keklerin ezici çoğunluğu bu tür iş- leri yapmayı bilmezler, bütün bu iş- lerin kadınlann görevi olduğunu dü- şünürler. Ben de onlara şöyle bir soru sormuştum: "Bu ülkenin ne- redeyse bütün aşçılan, kuru temiz- lemecileri, terzileri acaba neden er- kek? Sokakta bu işi yapan erkek- ler evde neden yapamazlar ki?" Benim bu sorulanm karşısında yüzüme garip garip baktılar. Söyle- diklerimi anlamamışlardı. Buncayıl sonra yani, şimdi evde bulaşık, ütü, yemek derdi mi çıkacakt bir de? Ben de onlann yüzüne bakmıştım ve bu söylediklerimi anlamamalannı anla- yamamıştım. Hatta, solcu olduğu- nu söyleyen bir öğretmen gelmiş ve hayal kınklığı içinde bana şunla- nsöylemişti: "Ora)Bey, kafamdasi- zinte ilgili çok olumlu ve etkili bir imaj vardı. Bu konuşmalan dinledikten sonra, büyük bir hayal kınklığına uğradım. Şaşırdım kaldım." Yeni çamaşır makinesinin özel- liklerini okurken, hayal kınklığı için- deki öğretmeni anımsadım. Mutla- ka bu ilanı görünce sevinmiştir. Er- kek işiyle kadın işinin nasıl aynlmış olduğunun bir teknoloji ürünüyle yeniden anımsatılmasından mutlu- lukduymuştur. Mutlaka benim söy- lediklerimi de anımsamış ve benim ne kadar yanıldığımı bir kez daha gördüğümü düşünüp huzura ka- vuşmuştur. Ben de bu ilanı günlerdir izleyen bir erkek olarak, artık kadınların özgürlüğü, kadın erkek eşitliği gi- bi konularda daha dikkatli düşün- meye karar verdim. Bu çamaşır makinesinden bir tane satın alıp bu ilanla birlikte eve getirmeyi dü- şünüyorum. İlanı Ipek'in eline tu- tuşturup "Bak, sana yarayan yer- lerini iyi öğren, ben bana yarayan yönlerini biliyorum" diyeceğim. Bu ilandan öğrendim ki, kadın kadınlığını bilmeli. Erkek erkekliği- ni zaten biliyor. Arife tarif gerek- mez. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Peynir Yiyen Zavallı Maymunlar... Gazetemizin 10 Nisan Perşembe günkü sayısı- nın 10. sayfasında bir karikatür-haritayayımlandı. The Independent gazetesinden alınma çizim, "Dün- yanın YeniHaritası"n\ gösteriyordu. Dawe Brovvn imzalı karikatür-haritada bütün Kuzey Amerika "Teksas" olmuştu. Kanada, KuzeyTeksasolmuş, "liberaller", Amerika'nın batısınasıkışmışlardı. Gü- ney Amerika, "Kokain Çeken Isyancı Gorilier" ol- muştu, iyice de küçülmüştü. Ingiltere, kuyruk sal- layıp efendisine hoş görünmeye çalışan bir köpek biçimini almıştı. Kıta Avrupası, "Peynir Yiyen Za- vallı Maymunlar" olarak yeni dünya haritasındaki yerini almıştı. Afrika küçülmüş, önemsiz bir coğ- rafya parçasına dönüşmüştü. Ortadoğu'da Suri- ye ve Ürdün ortadan kalkmış, yerierini "Daha Bü- yük Israil" almıştı. Suudi Arabistan, "Exxon Ara- bistan "a dönüşmüştü. Dünya haritasında tek sim- ge"pe<ro//«vyL/su"olarakgösteriliyordu.Asya'da- ki kentlere "Buşdad" gibi, "Rumsfeldpolis"^ gibi ye- ni adlar verilmişti. Haritayı elinde tutan Bush ve yar- dımcısı dönmüş gözlerle dünyanın yeni haritasına bakıyorlardı. Bu karikatür-haritaya yeniden dikkat- le bakmanızı öneririm, ben bu kadar anlatabildim. Suçlu, güçlü olunca haklı mı olur? Bu soru, güç ile suç ve adalet arasındaki evren- sel denklemin sorusudur. Tarih boyunca adalet arayanlar suçlulann gücüne karşı mücadele ver- mek zorunda kalmışlardır. Aslında "reel politik" kavramı da "Suçlu eğer güçlü ise haklı sayılır" ku- ramının üstü örtülü açıklamasıdır. Zorba Amerika, elindeki büyük güçleri seferber ederek Irak'ı işgal etmiştir. öylesine büyük bir güç dengesizliği vardır ki Bağdat da düşer, bütün Irak da teslim olur. Ama bu durum Amerika'nın haklı olduğunu mu gösterir? Ya da haklı görülmese bile "Ne yapalım, elimizden bir şey gelmezdi ki.." mazeretini haklı mı kılar? Bunlardan çok daha kötüsü, "Mademki önleyemiyoruz, bari oradaki ganimet paylaşımına katılalım"\ haklı mı çıkanr? Hayır. Amerika'nın Irak işgali, bütün gerçek nedenle- riyle ortaya çıkmıştır. Ali Sirmen, geçen günlerde- ki bir yazısında kendisine gelen belgeye dayana- rak açıkladı ki Amerika'nın dünya haritasını kendi çıkarianna göre değiştirme kararı 11 Eylül saldın- sından çok önce karariaştırılmıştır. Bu konuda bu- günün aktörieri olan Amerikalı yöneticilerin imza- ladığı bir belge vardır. Bu durumda da 11 Eylül'de- ki Ikiz Kuleler saldınsının Amerika içindeki par- maklan ya da bilindiği halde -belki bu boyut dü- şünülmediği için- sessiz kalınıp bahane edilmesi savı güçlenmektedir. Her durumda Amerika Birie- şik Devletleri haksızdır, işgalcidir ve işgal burada kalmayacaktır. Silah denetçilerinin başkanı Hans Blix de kitle imha silahlan savının bir bahane ol- duğunun ortaya çıktığını söylemiştir. Peki şimdi ne olacaktır? Amerika, sadece güçlü olduğu için suçlannı hak- lı gösterebilecek mıdir? Savaş suçlan, bir ganimet paylaşımına ortak olma durumuyla ortadan kalk- makta mıdır? Türkiye, kuzey cephesinin açılışına izin verip de ekonomisini düze çıkaracak yardımlan almalı mı idi? Bunu düşünenler, yazanlar, ileri sürenler "Suç- lu eğer güçlü ise haklıdır" diyenlerdir. Amerika bir bahane bulup Türkiye'ye de saldınrsa bu kişiler ne diyeceklerdir? Gene Amerika'yı haklı bulacak ge- rekçeler mi icat edeceklerdir? Yoksa böyle bir şey hiç olamayacak bir olasılık mıdır? Bu gidişle Ame- rika'nın her koşulda yanında olmayı kabul etme- yenler, Amerika'nın düşmanı sayılmayacaklar mı- dır? Hayatta kalmanın koşulu, güçlünün yanında yer alıp suçun ortağı olmak mıdır? Mustafa Kemal, "düveli muazzama" karşısın- da ne yapmıştı acaba? "Canım, bunlar da çok gûçlüler, baksana güç- leri muazzam, en iyisi onlann himayesine girmek" diyenlere ne yanrt vermişti? Himayeciler, muhip- ler, mandacılar ne diyoriardı? Onlar da "Canım biz bunlarla baş edemeyiz, iyi- si mi dediklerini yapıp onlann kanatlan altında ya- şamaya bakalım" demiyorlar mıydı? Onlara verilecekyanıtı Cumhuriyettarihinin baş- lannda Mustafa Kemal vermişti, "hayır". "Hayır, ya istiklalya ölüm". Şimdi, Amerikan yayılmacılığının ürünü olan "Sen başkalannın başına gelenle uğraşma, onlardan kendipayına düşeni almaya bak" çıkarcılığının pay- daşlan bu sözleri elbette anlayamazlar. 1980 son- rasının özalizminin çömezleri için "Herşey kendi- ne çıkar sağlamak için yeni bir fırsattır". Haklılık da, adalet de, insanlık da bu fırsat koşuşmasında çiğnenip gider. Susma, sustukça sıra sana gelecek. e-mail: erdalatak <ı superonline.com Faks:0 212 213 90 98 Gönüldosüarı Samancı y yı andı Bhüktenlderine 'Gönül Dostian' adı veren şair, yazar ve gazeteciler bu ayki toplanrjlanm, 11 Nisan Cuma günü yaşamını \itiren Basın Üan Kunımu Genel Müdürü Gültekin Samancı'ya adadı. 76 yaşında yaşamnu \itiren Samancı, Pera Palas Otefi'nde 20 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan şiir ve müzik dinletileriyle renklenen toplanölann müdavimlerindendi. Dün bir araya gelen 'Gönül DostJan', aynı zamanda şair olan Samancı'nm şiirkrini okudu, düşüncelerini anlatü. (Fotoğraf: ERDAL USTA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle