Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-14 NİSAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JjjJVlJiM fJİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• NTVEA Visage.
"kuru. hassas",
"normal, karma"
ve "yağlı, yağlı
olmaya eğilimli"
ciltlere özel üretilmiş
ürünleri ile kolaylıkla
her cildin bakım
ihtiyacına cevap
veriyor.
• SARAR yazhk
takım elbiselerini
piyasaya sundu.
Vücut ile uyumlu
hareket eden likra
kanşımlı ince
yünlülerin tercih
edildiği takımlarda
"rahatlık" unsuru ön
plana çıkıyor.
• WORLCARD
sahipleri, Gima'dan
yaptıklan 50 milyon
liranın üzenndeki
alışverişlerde 2 #
Worldtaksit
imkânından
yararlanabiliyorlar.
• PINAR
Türkiye'nin ılk ve tek
hazır köpük tatlısı
Tatlı Düşler'i
çıkolatalı, kahveli ve
karamelli çeşitleriyle
tüketıcınin
beğenısine sundu.
• SCREKSS in en
yeni kalem
takımı'45V, konfor
ve uyumu bir arada
sunuyor. Takımı
oluşturan Tükenmez
ve Versatıl 0.9,
ergonomik gövde ve
çevirmeli sessiz
mekanizma özelliğine
sahip.
• FedEX,
ihracatçılann
faydalanabilecekleri
danışman web
sitesi hazırlattı.
Kullanıcılar,
www.coneks.com.tr
adresinden
erişilebilen sitede,
ihracat yapmak
istedikleri ülke ve bu
ülkenin ticaret
kanunları ile ilgili
bilgi elde
edebiliyorlar.
• SELPAK
COLLECTION
Peçete'nin desenleri
yenilendi.
Rengârenk beş yeni
deseni ile Selpak.
tüketiciye
daha fazla seçim
olanağı sunuyor.
• JORDAN Dış
Fırçalan, Advanced
adlı yeni ürününü
pazara sundu.
Eczacıbaşı
Ginşim Pazarlama
tarfından
Norveç'ten ithal
edilen Jordan Diş
Fırçalan özel yapısı
ile piyasada.
• NFOINFRATEST,
finans sektöründeki
uluslararası
deneyiminin bir
ürünü olan "Finans
Monitörü"
çalışmasını Türkiye'de
de uygulamaya
başladı. Çalışma
bireysel bankacıhk
açısından bir yol
haritası niteliği
taşıyor.
Geçimini Habur'dan sağlayan Silopili halkın ekmek derdine, artan vergi borçları eklendi
Yaşamınsınmnda birilçe• İşsizlikle boğuşan
Silopi'de vergi borçlan
geçim derdinin tuzu
biberi. Ham petrol
taşıma umuduyla
kurulan 400 şirketin,
bekleyen kamyonlann
vergi borçlan 4 milyar
lirayı bulmuş.
GÜLŞAH KARADAĞ
StLOPİ - ABD'nın Irak'a
saldırmasıyla yükselen "tu-
rizm bitecek,ihracatyara ala-
cak" kaygısının en azından
kısa dönemde boşa çıkmasıy-
la ekonomi yönetımi rahat bir
nefes alırken saldınnın asıl
faturası "yaşamını sınırda
sûrdûren" insanlara çıktı.
Motorin ticaretınin durma-
sından bir yıl sonra savaş ne-
denıy le Habur sınır kapısının
ticarete tamamen kapanma-
sı, geçimini buradan sağla-
yan Silopililen ışsiz bıraktı.
Artan geçım sıkıntısının üze-
rine kamyon mezarlıklannda
bekleyen araçlann ve
2000 de "bir umut" kurulan
400 şirketin vergi borçlan ek-
lendi. Hemen her ailenin bir
kamyonunun bulunduğu il-
çede aile reislen durumlannı,
"Kamyonlan kadınlanmızm
takılanyla almışük. Şimdi on-
lara bfle borçlu kaldık"sözle-
riyle anlatıyor.
Türkıye'den alınan mallann
Irak'a satılması, oradan alınan
motonnın ise TPAO depolan-
na götürülmesıyle işleyen ıkilı
sınır ticaretine, 2000 yılında
Birleşmış Mületler'den izın alı-
narak yapılmaya başlanan ham
petrol ginşı eklendi. Sınır tıca-
retini ham petrole kaydırarak
bölge insanlannı mağdur etme-
KAMYONLAR HURDAYA ÇIKTI - Sımr tica-
retinden umudunu kesen kamyoncular, vergi
borçlannı dahi ödeyemeyecek duruma gelince, ça-
reyi kamyon mezarlıklannda beklettikleri araçla-
n hurdaya çıkarmakta buldu. Silopili yoksul hal-
kın yeni ekmek kapısu bu kamyonlann sökülüşün-
de görev almak. Motorin ticaretinin durmasının
ardından. savaşla birlikte ham petrol girişinin de
bitirilmesh le büyüyen kamyon mezariıklan, özel-
Ukle ilçe merkezlerinin giriş çılaşlannda yoğunla-
şıyor. Habur kapısının iki yanındaki diiz ve kısa
mesafede, patlamış tekerleiderle, aynasız dahi yol
alabilen kamyonlann birçoğu, ucuz fiyata, sade-
ce sınır ticareti yapabflmek için satın alınnuş.
den yasal bir zemine oturtmak
amacıyla ortaya atılan proje,
Silopi'deki kamyon sahiplerini
hareketlendirdi.
Umutlar suya düştü
Özellıkle "mağdur edilme-
me" sözünden hareketle, ılçe-
de bir anda 400 şırket kuruldu-
ğunu belirten ilçe sakinleri,
"açılan ihalede işin, aralannda
OPET'in de bulunduğu büyük
firnıalara verilmesiyle bu şir-
keüerin işlevsiz kahhğını" vur-
guluyor. Hemen ardından ge-
çen yıl şubat ayında motonn ti-
caretinin durması. pek çok
kamyoncuyu işsiz bıraktı.
Araçlann büyük bir bölümü
oluşan mezarlıklara çekılirken
bir bölüm aıle kamyonlannı
ham petrol taşıyacak şekılde
yenıledı. Ancak ABD'nın
Irak'a saldırmasıyla birlikte
Habur sınır kapısı ham petrol
dahil her tür geçışe kapatılınca
hem bu aileler hem de ambar-
go kapsamında ıhracat yapan
az sayıdakı şırket sahibi de
işmden oldu.
Silopi'de yaşanan bu tablo-
nun sonucu ıse artan vergi yü-
kü ve geçım telaşı oldu. tlçede-
ki hemen her ailenin sahıp ol-
duğu bir ya da daha fazla kam-
yonla para kazandığını belirten
Sılopıhler, artan \ergı borcu-
nunu işsizlığın tuzu bıben ol-
duğunu belirtıyor.
Kurulan 400 şirketin 350si-
nın vergılennın ödenemediği
öğrenilırken bu şırketlenn her
bınnın 2 milyar lıra ile 4 mıl-
yar lira arasında vergi borcu
bulunduğu bıldınldı. Kamyon-
lann ise vergi borçlan 1 milyar
lıraya kadar çıkmış durumda.
1 kflo kıyıııa için 8 saatlik çahşma
• Türk-Iş'in
yaptığı
araştırmaya
göre, asgari
ücretlinin 1
kilogram kıyma
alabilmesi için
7 saat 58
dakika
çahşması
gerekiyor.
ANKARA (AA) - Net 225 mil-
yon 999 bin lira olan asgari ücret-
le çalışan bir işçınin. 1 kilogram
kıyma satın alabilmesi için 7 saat
58 dakika, 1 kilogram bal için 10
saat 41 dakika ve 1 kilogram toz-
şeker için ise 2 saat 50 dakika ça-
hşması gerektiği bildirildi.
Türk-Iş Araştırma Uzmanı Enis
Bağdadioğlu tarafından yapılan
araştırmaya göre. halen 225 mil-
yon 999 bin lira olan net asgari
ücrette 1 Ocak 2003-31 Mart
2003 aylannı kapsayan 3 aylık dö-
nemde yüzde 7.6 oranında aşınma
ve satın alma gücünde gerileme
oldu.
Araştırmaya göre, asgari ücret-
le çalışan bir işçı Ocak 2003'te 1
kilogram ekmek satın alabilmek
için 1 saat çalışırken Mart 2003
sonunda 1 saat 20 dakika. Ocak
2003'te 1 kilogram kıyma için 7
saat 28 dakika çalışırken Mart
2003 sonunda 7 saat 58 dakika ça-
lışıyor. Aynı işçinin. 1 kilogram
bal için Ocak 2003 'te 9 saat 35 da-
kika çalışırken Mart 2003 te 10 sa-
at 41 dakika, 1 kilogram kuru fa-
sulye için Ocak 2003'te 2 saat 56
dakika çalışırken Mart 2003 te 3
saat 1 dakika çahşması gerekiyor.
Bu arada. asgari ücretli işçınin
Ocak 2003'te 1 kilogram çay, toz-
şeker ve ayçiçek yağı için çahş-
ması gereken süreler Mart 2003'te
de aynı oldu.
Türk-tş araştırmasında, asgari
ücrette 2000 yılında yüzde 14,
2001 yılında ise vüzde 13.7 ora-
nında bir kayıp olduğu \-urgulana-
rak 2002 yılında enflasyondaki
kısmi genlemeye bağlı olarak yüz-
de 7.1 oranında bir artışın söz ko-
nusu olduğu kaydedildi.
Dicle sınırı
Suakar
Süopüi
bakar
Irak, Suriye ve Türkiye
sınmnın birleştiği "üçge-
ne" yakın olan Dicle kıyı-
sındaki sınır köylerinde
halk, Kuzey Irak'taki ça-
tışmalara bomba seslerini
duyabilecek kadar yakın.
1991 Körfez Savaşı'nda
kımyasal silah korkusuyla
vannı yoğunu satıp "gur-
bete giden" köylüler bu
kez, evlerinde kalmayı ter-
cih etmiş. Suriye köylenn-
deki akrabalanndan nehir-
le aynlan Bostancı ve Yan-
kale köylerinin sakinlen-
nin artan geçim sıkıntısı
kadar büyük bir başka der-
di ise "yasaldar" nedenıy-
le Dicle'nin güçlü sulann-
dan yararlanamamak.
Dicle'nin iki yakasında,
askeri güvenlik önlemleri
açısından büyük bir fark
var. Türkiye, sınır karakol-
lan ve gözlem kulelerinin
sağladığı denetimi, PKK
gerçeği nedeniyle nehir
kıyılanna inmeyi izne
bağlayarak, nehre setler
çekerek sıkılaştırmak zo-
runda kalmış. Köylülerin
Dicle'den hortumla su al-
ması dahi yasak. Suriye ta-
rafında ise tarlalar sınır
çizgisine kadar ekili, köy-
ler Dicle'nin kıyısına ku-
rulmuş. Sınırlarda yalnız-
ca sivil giyimli, az sayıda
asker bulunuyor.
"Dicle'nin bereketinden
yararlanmak*' için 5 met-
re derinlığınde kuyular
kazmak zorunda kaldıkla-
nnı anlatan genç bir köy-
lü. "Bahk avlamak için
günlerce izin peşinde koş-
rum. Bu köyden olduğum
bilindiği halde, onu bile
aiamadım" diyor. Devle-
tin gerekli düzenlemeleri
yapmasını bekleyen köy-
lüler, "Nehirden tariaian-
mıza »ı çekmek istiyoruz.
Sulama kanah açıbnasınL,
burada vaşayanlara daha
esnek davTanılmasını isti-
yoruz" diyorlar.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Irak'ta artık Amerikan bayrağı
dalgalanıyor. Tüm dünya halkla-
nnda özellikle de Arap dünyasın-
da büyük bir sarsıntı yaratan bu
trajik "olayın" bu aşamasında
durup, geçici bir bilanço çıkar-
mayı deneyebiliriz. Çünkü şu an-
da bir "kopuş noktasındak)" sü-
reç birçok bilinmedik gelişmele-
regebe...
önce Irak
Tüm beklentilerin aksine Bağ-
dat, "bir büyük isyan çığlığıyla
değil bir soluk iç çekişle düş-
tü". Şimdı ışgalcinin, Cenevre
aniaşması gereğince kendisin-
den beklenen asgari can ve mal
güvenliğini, uluslararası kuruluş-
lan, konsolosluklan vb. koruma
sorumluluğunu dahi göstermek-
ten uzak umursamaz gözleri al-
tında yaşanan yağma ve kaos
var. Yıllardır büyük bir baskı ve
sömürü altında yaşayan yoksul-
ların, rejim düşerdüşmez, kendi-
lennden esirgenen zengınliklerı
yağma etmesıni ayıplamanın ise
hiçbir anlamı yok.
Diğer taraftan, Bağdat'ın bir-
denbire düşmesi, Tikrit'e saldın-
nın gecikmesı, Saddam ile ABD
arasında bir başka ihanet anlaş-
masının yapılmış olabileceğini
düşündürüyordu. Tahran Ti-
mes'tan Pervez Ismaili'nin ben-
zer bir yaklaşımı ayrıntılandıran
yorumu da kuşkulann, giderek
daha çok insan tarafından pay-
laşıldığını gösteriyor. Saddam'ın
büyük heykeli devrilirken çekilen
resimlerde görülen kimi şahıslar-
la Çetebi'nin korumaları arasın-
daki benzerlikler ise başka pis
kokulann habercisiydi?
Şimdi Irak'ın, başına sırtlanla-
nn çöktüğü bir kadavraya dönüş-
tüğünü söylemek abartılı olmaz.
Müstakbel sömürge yönetimi
kadrosuna bir göz atmak yeterti:
Irak'ı geçici olarak yönet-
mek üzere atanan Emekli
General Jay Gamer iki
yıl önce israil strateji ve lo-
bi örgütü JINSA ile içlı dış-
lı, Pentagon ile silah şir-
ketleri arasında aracılık
yapan biri. Yeni Irakyöne-
timinde yer alması bekle-
nen bir diğer kişı de eski
CIA Başkanı VVoolsey.
Halen Perle'yle birlikte
Savunma Polrtikası Pa-
neli'nde oturuyor ve Wall
Street Joumal'ın isaret ettiği gi-
bi gırtlağma kadar savunma iha-
leleri içınde bir şahıs. Bir diğer
özelliği de, şu sırada ABD ile
Müslüman dünyası arasında bir
IV. Dünya Savaşı yaşandığına
inanıyor olması. Reuters'in bil-
dirdiğine göre Bush yönetımi Irak
petrollerinin yönetimini de "bir
süre için", Shell'in eskı Yöne-
tim Kurulu Başkanı Philip Car-
rol'a verecekmiş. Sözde Irak
muhalefet lideri Çelebi ise Bey-
rut'ta banka hortumlamaktan
yargılanmış ve mahkûm olmuş
bir sahtekâr.
Irak'ta sivil yönetim ve ekono-
mik istikrann hayal olduğunu dü-
şündüren bir neden daha var:
Irak rejimi çöktükten sonra bile
hiçbir kazanma umudu olmadığı
halde, hafif sılahlarta, ölene kadar
savaşmaya devam eden Irak hal-
kının bir kesimi, işgalin "travma-
sı" geçtikten sonra, bir başka tür
direnişin gündeme gelebileceği-
nı gösteriyor. ABDyanlısı Şiı lide-
ri n bıçaklanması da önemlı bir
gelişme. Şimdi, Irak'ın yeni ve
daha uzun bir sömürge savaşına
gebe olduğu söylenebilir? Işgal-
c\ güçlerin de bunu engellemek
için, Güneyde ve Bağdat'ta Şii-
Bir Geçici Bilanço
Sünni. KuzeydeTürk-Kürt-lran
çelişkilerini kaşımaları ve uzun
süredir ulusal politika uretme ıni-
siyatifini yitirmiş Türkiye yönetici
sınıflannın da buna aiet olmalan-
nın olasılığı giderek güçleniyor.
Görünen o ki, ABD'nin bölge
planlan açısından asla vazgeçile-
mez bir ülke konumuna gelen
Türkiye'nin yönetici sınıfı. bu özel
ama geçici konjonktürden IMF
boyunduruğundan kurtulmak ve
bağımsız bir ulusal politika oluş-
turmak için faydalanamayacak-
tır.
Arap dünyası
Şu anda en büyük hayal kınk-
lığını Arap halklan yaşıyor. Ba-
tı'nın Haçlı Seferini durdurmaya
çalışan bir Modern Selahattin
mertebesine yükseltilmeye çalı-
şılan Saddam, hemen hiçbir di-
reniş gösteremeden, muhteşem
bir bıçimde şehit olmadan Harun
Reşit'in başkenti Bağdat'ı tes-
lim etti. Buradan hareketle üç
tespit yapılabilir. Bırıncisi: De-
mokratik ve halkçı olmayan,
Saddam, Esat vb. türü bir ulus-
çuluk aslında fanteziden öteye
gıtmıyor, halkı harekete geçire-
rek ülkesini koruyamıyor.
ikıncısı: Laiktonlu, moder-
nıst Arap ulusçuluğu ile
radikal Islam arasındakı
diyafram artık delindı ve
ortaya Batı'yı olduğu ka-
dar bölgedekı Batı yanlısı
rejimlerı de hedef alan ye-
ni bir karışım çıktı. Üçün-
cüsü: Buna bağlı olarak,
Filistın ve Irak işgalini bir-
bınne bağlayan bir siyası
şiddetın yükselmesı bek-
lenebilır.
Avrupa
Fransa, Almanya ve Rusya'nın
11-12 Nisan'da St. Peters-
burg'da, ABD'nın Irak ışgalinın
etkilerinin nasıl sınırlandınlabile-
ceğinı, sürece bundan sonra da-
hil olmanın yollannı konuştuklan
zirve çok iyi bir gösterge. Fran-
sa-Almanya ekseni bugün sa-
vaşı engelleyememiş, buna kar-
şılık dünyaya VVashington'ın Av-
rupa'nın bu kanadına gereksini-
mi olmadan iş yapabileceğini
göstermiş olmanın sonuçlarına
katlanmak durumunda Bu açı-
dan bakınca Avrupa'nın bir je-
opolitik krizin eşiginde olduğu
söylenebilir. Fransa, Almanya ve
Rusya bundan sonra ABD'nın
bölgedeki etkınliğinı azaltmak
için çabalayacak, ABD bunlara
artık giderek artan bir güvensiz-
likle bakacaktır. Ingıltere'nin At-
lantik çatlağını kâğıtla dahi olsa
kapatma çabasının bu saatten
sonra bir sonuç vermesıyse ne-
redeyseolanaksız...
ABD
ABD bölgeye büyük bir aske-
ri güç olarak yerleştı, Iran ve Su-
nye ile sınırdaş hale geldi. Şimdi
"sıra kimde" tartışması öneçıkı-
yor. Gelecek sene seçimler var.
Bu koşullarda olağan bir huku-
metin seçımlerden az once ikin-
cı bir savaşa girmesı beklenmez.
Ancak ABD'de iktidarda "yeni
muhafazakârlar" olarak bılinen
bir kesım var. Bunlar Yahudi ya-
zar Uri Avnery'nın vurguladığı gı-
bi. ABD'de bugün köktendincı
Hıristiyanlarla aşırı sağcı Siyo-
nıstlerin ideolojık. askeri-sınai-
kompleksin ekonomik-siyasi
etkısı aitındalar. Bunlann üstdü-
zey yöneticilerinın, Irak'ın işgalı-
nı; Arap dünyasında ABD'ye kar-
şı durulamaz anlayışının pekış-
mesi ve bir domino etkisiyte bir
seri rejimindahadevnlmesı, böy-
lece gelecek 25 yılda ABD'nin
küresel önderliğınin garanti altı-
na alınması ıçın başlangıç olarak
gördüklerini, bu arada da çok bü-
yük paralar kazanmayı planladık-
larını biliyoruz.
Irak savaşının bu biçimde so-
nuçlanması yeni muhafazakâr
ekibin VVashington'daki etkisinı
daha da arttırdı, benim bir süre-
dir beklemekte olduğum, Avru-
pa'yı kazanma doğrultusunda bir
ınce ayar olasılığını şimdilık gun-
demden çıkarttı. Bu yüzden, bu
ekıbın önümüzdeki dönemde
daha cüretli maceralara girişme-
si, Sunye ve Kuzey Kore'nın he-
def alınması olasılığı arttı. Kuzey
Kore özellıkle önemli.. çünkü,
uzun menzilli balistik füzelere de
sahıp olan bu ülkenin bu tem-
muzdan itibaren ilk nükleer baş-
lıklannı hızmete sürmesı bekleni-
yor.
Kısacası, ABD'nin Irak işgali
bolgede büyük bir kınlma baş-
lattı, adeta Pandora'nın kutusu-
nu açarak kaos, kan, gözyaşı ve
ölüm dinamıklenni harekete ge-
çirdi...
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Acil Güven Aranıyor
Hükümet bir türiü güven rayına oturamıyor. IMF
ile kasımda imzalanması gereken yeni niyet mek-
tubu. aylar sonra, geçen günlerde sonuçlandınldı.
Gecikme, ekonomıninzararınaoldu. Pıyasa, hükü-
mete güven duymadı; faizler, mektup VVashing-
ton'da görüşülürken olması gerekenin on-on beş
puan üzerınde dolaşıyordu.
Her niyet mektubu, özellikle para piyasaları açı-
sından bir yeni başlangıç sayılır; en azından belli bir
süre bu piyasalar istikrara kavuşur.
Bu kez öyle olmayacağı anlaşılıyor. IMF, mektu-
bu alacağı günlerde yaptığı açıklamayla AKP hü-
kümetine olan güveni değil, tam anlamıyla güven-
sizliğinisergiledi. IMF. hükümetten "acilolarak"gü-
ven ortamı yaratmasını istıyor. Acil güven yaratma-
nın yolu da esas olarak bütçenin faiz dışı fazla ora-
nının yüzde 6.5 olmasına bağlanıyor.
Bununla da kalmıyor; IMF, kendisinin de bu hü-
kümete güvenmediğini, vereceği son borç taksidi-
nı vermeyi yokuşa sürerek gösteriyor. IMF, 'Güçlü
Ekonomiye Geçiş' programının son taksidi olan 1.6
milyar doları, niyet mektubunun imzalanmasından
sonra hemen serbest bırakacaktı. öyle yapmıyor.
Bu son taksıdı yenıden taksitlendiriyor; taksidi, tak-
side bağlıyor.
IMF tarafından bu kadar bağlanan hükümet, yi-
ne de güven vermeyi başaramıyor.
Neden?
Başta hükümet ve AKP yönetimi ve onlann des-
tekçilerı olmak üzere. hiç kimse hükümete güven-
sizlığin nedenini dışanda aramasın; güvensizlik su-
çunu birilerine yüklemesin. Hükümete güvensizlik
içseldir; güvensizliğe kaynaklık eden bozukluklar,
aksaklıklar ve yanlışlıklar, hükümetin kendi uygula-
malarından, daha doğrusu kendisinden kaynakla-
nıyor.
Hükümetin güvensizlik çukuruna düşmesinin iç
ve dış göstergelerinin listesini yazmaya gerek yok.
Yalnızca Hazine Müsteşan'nın görevden alınması
sürecine bakılması yeterlidir. IMF ile görüşmelerin
ımza aşamasına geldiğı, ağır bir iç borçlanma uy-
gulamasının yaşandığı bir ortamda, ilgili bakan,
önümüzdeki bir-iki hafta içinde müsteşann görevin-
den alınacağını, VVashington'a giderken havaala-
nında açıklıyor; açıklayabiliyor. Yalnızca bu işlem-
de, üç büyük yanlış var; kışi yanlışı var; açıklama-
nın zamanlaması yanlışı var; uygulamayı bırkaç haf-
ta sonraya bırakma yanlışı var.
Yeterlı, donanımlı veçok başanlı birbürokratı gö-
revınden almak belki kimı kişılerin ya da kesimlerin
çıkarına hizmet edebilir; ancak bunun ekonominin
istıkranna ve buradan toplumun gönencine hiçbir
katkısı olmaz; tam tersine yıkıcı sonuçlan olur. Kal-
dı kı böyle bir cınayet işlenecekse bile olumsuz
yansımaları düşünülerek sonraya bırakılır; IMF'ye
gidilirken işlenmez. Ayrıca böyle bir işlem sürünce-
mede bırakılmaz; kokusu çıkanlmadan, dedikodu-
su yapılmadan, anında tamamlanır.
Burada önemle altı çizilmesi gereken bir güven-
sizlik kaynağı daha var: Hazine Müsteşan'nın yeri-
ne atanması istenen adaylardan birınin "irtikap,
zimmet, ihalelere fesat kanştırmak, görevi kötüye
kullanmak, evrakta sahtecilik ve kamu kurumlannı
dolandırmak"; bir diğerinin de "zimmet ve kamu ku-
rumlannı dolandırmak" suçlarından yargılanmakta
olmalarıdır.
Hükümete güvensizliğin kaynağı, yalnız kadrolaş-
ma uygulamasına özgü kalmıyor. Rüşvet ve yolsuz-
lukların ana kaynaklarından biri olan mılletvekili do-
kunulmazlığı konusuna bir türiü dokunulmaması,
güvensizlığın temel kaynağını oluşturuyor.
Ek olarak, çıkarılan ve çıkanlmak istenen yasa-
lar; gençlerın seçilme yaşı ile ormanlann yağmalan-
masını ıçeren son anayasa değışiklikleri; bütçe ve
vergi uygulamalanndakı dağınıklık; bakanlıkların
birleştirilmesınde yaşanan tutarsızlıklar; Meclis Iç-
tüzüğü'nü çoğunluk diktasına neden olacak biçim-
de ve tam bir duyarsızlıkla değiştirmek; Meclis'in
denetim süreçlerini işlettirmemek; tanm üreticileri,
işçi ve memurlar, emekliler, esnaf ve sanatkârlara
yönelik doğrudan ya da dolaylı uygulamalar, ülke
içinde hükümetı güvenilmez bir noktaya indiriyor.
Dış politıkada ıse tam bir kargaşa yaşanıyor; özel-
likle 61 yaşında emekiilik baskısı, AB üyeliğine gi-
diş gibi çok yaşamsal bir dönemde, Dışişleri Ba-
kanlığı'nı bunaltıyor,
IMF, "Acil kan arayın" dercesine, "Acil güven
arayın" diyor. Hastanın iyileşmesini, acil güvene
bağlıyor.
yakup@metu.edu.tr
Bosch Bursa'da kutlama
I Ekonomi Servisi - Bosch, Bursa'daki tesisinde
'Common Raıl Sistemleri' için üretilen
enjektörlerden 10 mılyonuncusunun teslimatını
kutladı Bosch'un Mart 2000'de üretime başlanan
enjektörler ıçın yaptığı yatınm tutan 150 milyon
Euro oldu. Bosch, son 5 yılda Türkiye'de toplam
445 milyon Euro'luk yatınm yaptı. Bugün Batı
Avrupa'da. dizel araçlann yeni satışlan içindeki
payı yüzde 40 oranında olan Bosch, 2008 yılına
kadar Batı Avrupa'da, dizel yeni araç satış payının
yüzde 50 oranına ulaşacağını tahmin edıyor.
BKONOHt
TARİHİNDE &JÇUN
1938 - Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi devtetleştinldi.
1975 - Kıraathane, Pastahane ve Kahvehane Işverenleri
Sendıkası, Türkiye'de 70.000 kahvehane olduğunu ve 4
milyon kışının ışsiz gezdiğinı açıkladı.
1984 - Dış Krediler Kur Farkı Fonu kuruldu.
2001 - Devlet Bakanı Kemal Derviş, Güçlü Ekonomiye
Geçış programını açıkladı.
2001 - Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen görevden
alındı.