22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-14 NİSAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JjjJVlJiM fJİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLER • NTVEA Visage. "kuru. hassas", "normal, karma" ve "yağlı, yağlı olmaya eğilimli" ciltlere özel üretilmiş ürünleri ile kolaylıkla her cildin bakım ihtiyacına cevap veriyor. • SARAR yazhk takım elbiselerini piyasaya sundu. Vücut ile uyumlu hareket eden likra kanşımlı ince yünlülerin tercih edildiği takımlarda "rahatlık" unsuru ön plana çıkıyor. • WORLCARD sahipleri, Gima'dan yaptıklan 50 milyon liranın üzenndeki alışverişlerde 2 # Worldtaksit imkânından yararlanabiliyorlar. • PINAR Türkiye'nin ılk ve tek hazır köpük tatlısı Tatlı Düşler'i çıkolatalı, kahveli ve karamelli çeşitleriyle tüketıcınin beğenısine sundu. • SCREKSS in en yeni kalem takımı'45V, konfor ve uyumu bir arada sunuyor. Takımı oluşturan Tükenmez ve Versatıl 0.9, ergonomik gövde ve çevirmeli sessiz mekanizma özelliğine sahip. • FedEX, ihracatçılann faydalanabilecekleri danışman web sitesi hazırlattı. Kullanıcılar, www.coneks.com.tr adresinden erişilebilen sitede, ihracat yapmak istedikleri ülke ve bu ülkenin ticaret kanunları ile ilgili bilgi elde edebiliyorlar. • SELPAK COLLECTION Peçete'nin desenleri yenilendi. Rengârenk beş yeni deseni ile Selpak. tüketiciye daha fazla seçim olanağı sunuyor. • JORDAN Dış Fırçalan, Advanced adlı yeni ürününü pazara sundu. Eczacıbaşı Ginşim Pazarlama tarfından Norveç'ten ithal edilen Jordan Diş Fırçalan özel yapısı ile piyasada. • NFOINFRATEST, finans sektöründeki uluslararası deneyiminin bir ürünü olan "Finans Monitörü" çalışmasını Türkiye'de de uygulamaya başladı. Çalışma bireysel bankacıhk açısından bir yol haritası niteliği taşıyor. Geçimini Habur'dan sağlayan Silopili halkın ekmek derdine, artan vergi borçları eklendi Yaşamınsınmnda birilçe• İşsizlikle boğuşan Silopi'de vergi borçlan geçim derdinin tuzu biberi. Ham petrol taşıma umuduyla kurulan 400 şirketin, bekleyen kamyonlann vergi borçlan 4 milyar lirayı bulmuş. GÜLŞAH KARADAĞ StLOPİ - ABD'nın Irak'a saldırmasıyla yükselen "tu- rizm bitecek,ihracatyara ala- cak" kaygısının en azından kısa dönemde boşa çıkmasıy- la ekonomi yönetımi rahat bir nefes alırken saldınnın asıl faturası "yaşamını sınırda sûrdûren" insanlara çıktı. Motorin ticaretınin durma- sından bir yıl sonra savaş ne- denıy le Habur sınır kapısının ticarete tamamen kapanma- sı, geçimini buradan sağla- yan Silopililen ışsiz bıraktı. Artan geçım sıkıntısının üze- rine kamyon mezarlıklannda bekleyen araçlann ve 2000 de "bir umut" kurulan 400 şirketin vergi borçlan ek- lendi. Hemen her ailenin bir kamyonunun bulunduğu il- çede aile reislen durumlannı, "Kamyonlan kadınlanmızm takılanyla almışük. Şimdi on- lara bfle borçlu kaldık"sözle- riyle anlatıyor. Türkıye'den alınan mallann Irak'a satılması, oradan alınan motonnın ise TPAO depolan- na götürülmesıyle işleyen ıkilı sınır ticaretine, 2000 yılında Birleşmış Mületler'den izın alı- narak yapılmaya başlanan ham petrol ginşı eklendi. Sınır tıca- retini ham petrole kaydırarak bölge insanlannı mağdur etme- KAMYONLAR HURDAYA ÇIKTI - Sımr tica- retinden umudunu kesen kamyoncular, vergi borçlannı dahi ödeyemeyecek duruma gelince, ça- reyi kamyon mezarlıklannda beklettikleri araçla- n hurdaya çıkarmakta buldu. Silopili yoksul hal- kın yeni ekmek kapısu bu kamyonlann sökülüşün- de görev almak. Motorin ticaretinin durmasının ardından. savaşla birlikte ham petrol girişinin de bitirilmesh le büyüyen kamyon mezariıklan, özel- Ukle ilçe merkezlerinin giriş çılaşlannda yoğunla- şıyor. Habur kapısının iki yanındaki diiz ve kısa mesafede, patlamış tekerleiderle, aynasız dahi yol alabilen kamyonlann birçoğu, ucuz fiyata, sade- ce sınır ticareti yapabflmek için satın alınnuş. den yasal bir zemine oturtmak amacıyla ortaya atılan proje, Silopi'deki kamyon sahiplerini hareketlendirdi. Umutlar suya düştü Özellıkle "mağdur edilme- me" sözünden hareketle, ılçe- de bir anda 400 şırket kuruldu- ğunu belirten ilçe sakinleri, "açılan ihalede işin, aralannda OPET'in de bulunduğu büyük firnıalara verilmesiyle bu şir- keüerin işlevsiz kahhğını" vur- guluyor. Hemen ardından ge- çen yıl şubat ayında motonn ti- caretinin durması. pek çok kamyoncuyu işsiz bıraktı. Araçlann büyük bir bölümü oluşan mezarlıklara çekılirken bir bölüm aıle kamyonlannı ham petrol taşıyacak şekılde yenıledı. Ancak ABD'nın Irak'a saldırmasıyla birlikte Habur sınır kapısı ham petrol dahil her tür geçışe kapatılınca hem bu aileler hem de ambar- go kapsamında ıhracat yapan az sayıdakı şırket sahibi de işmden oldu. Silopi'de yaşanan bu tablo- nun sonucu ıse artan vergi yü- kü ve geçım telaşı oldu. tlçede- ki hemen her ailenin sahıp ol- duğu bir ya da daha fazla kam- yonla para kazandığını belirten Sılopıhler, artan \ergı borcu- nunu işsizlığın tuzu bıben ol- duğunu belirtıyor. Kurulan 400 şirketin 350si- nın vergılennın ödenemediği öğrenilırken bu şırketlenn her bınnın 2 milyar lıra ile 4 mıl- yar lira arasında vergi borcu bulunduğu bıldınldı. Kamyon- lann ise vergi borçlan 1 milyar lıraya kadar çıkmış durumda. 1 kflo kıyıııa için 8 saatlik çahşma • Türk-Iş'in yaptığı araştırmaya göre, asgari ücretlinin 1 kilogram kıyma alabilmesi için 7 saat 58 dakika çahşması gerekiyor. ANKARA (AA) - Net 225 mil- yon 999 bin lira olan asgari ücret- le çalışan bir işçınin. 1 kilogram kıyma satın alabilmesi için 7 saat 58 dakika, 1 kilogram bal için 10 saat 41 dakika ve 1 kilogram toz- şeker için ise 2 saat 50 dakika ça- hşması gerektiği bildirildi. Türk-Iş Araştırma Uzmanı Enis Bağdadioğlu tarafından yapılan araştırmaya göre. halen 225 mil- yon 999 bin lira olan net asgari ücrette 1 Ocak 2003-31 Mart 2003 aylannı kapsayan 3 aylık dö- nemde yüzde 7.6 oranında aşınma ve satın alma gücünde gerileme oldu. Araştırmaya göre, asgari ücret- le çalışan bir işçı Ocak 2003'te 1 kilogram ekmek satın alabilmek için 1 saat çalışırken Mart 2003 sonunda 1 saat 20 dakika. Ocak 2003'te 1 kilogram kıyma için 7 saat 28 dakika çalışırken Mart 2003 sonunda 7 saat 58 dakika ça- lışıyor. Aynı işçinin. 1 kilogram bal için Ocak 2003 'te 9 saat 35 da- kika çalışırken Mart 2003 te 10 sa- at 41 dakika, 1 kilogram kuru fa- sulye için Ocak 2003'te 2 saat 56 dakika çalışırken Mart 2003 te 3 saat 1 dakika çahşması gerekiyor. Bu arada. asgari ücretli işçınin Ocak 2003'te 1 kilogram çay, toz- şeker ve ayçiçek yağı için çahş- ması gereken süreler Mart 2003'te de aynı oldu. Türk-tş araştırmasında, asgari ücrette 2000 yılında yüzde 14, 2001 yılında ise vüzde 13.7 ora- nında bir kayıp olduğu \-urgulana- rak 2002 yılında enflasyondaki kısmi genlemeye bağlı olarak yüz- de 7.1 oranında bir artışın söz ko- nusu olduğu kaydedildi. Dicle sınırı Suakar Süopüi bakar Irak, Suriye ve Türkiye sınmnın birleştiği "üçge- ne" yakın olan Dicle kıyı- sındaki sınır köylerinde halk, Kuzey Irak'taki ça- tışmalara bomba seslerini duyabilecek kadar yakın. 1991 Körfez Savaşı'nda kımyasal silah korkusuyla vannı yoğunu satıp "gur- bete giden" köylüler bu kez, evlerinde kalmayı ter- cih etmiş. Suriye köylenn- deki akrabalanndan nehir- le aynlan Bostancı ve Yan- kale köylerinin sakinlen- nin artan geçim sıkıntısı kadar büyük bir başka der- di ise "yasaldar" nedenıy- le Dicle'nin güçlü sulann- dan yararlanamamak. Dicle'nin iki yakasında, askeri güvenlik önlemleri açısından büyük bir fark var. Türkiye, sınır karakol- lan ve gözlem kulelerinin sağladığı denetimi, PKK gerçeği nedeniyle nehir kıyılanna inmeyi izne bağlayarak, nehre setler çekerek sıkılaştırmak zo- runda kalmış. Köylülerin Dicle'den hortumla su al- ması dahi yasak. Suriye ta- rafında ise tarlalar sınır çizgisine kadar ekili, köy- ler Dicle'nin kıyısına ku- rulmuş. Sınırlarda yalnız- ca sivil giyimli, az sayıda asker bulunuyor. "Dicle'nin bereketinden yararlanmak*' için 5 met- re derinlığınde kuyular kazmak zorunda kaldıkla- nnı anlatan genç bir köy- lü. "Bahk avlamak için günlerce izin peşinde koş- rum. Bu köyden olduğum bilindiği halde, onu bile aiamadım" diyor. Devle- tin gerekli düzenlemeleri yapmasını bekleyen köy- lüler, "Nehirden tariaian- mıza »ı çekmek istiyoruz. Sulama kanah açıbnasınL, burada vaşayanlara daha esnek davTanılmasını isti- yoruz" diyorlar. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Irak'ta artık Amerikan bayrağı dalgalanıyor. Tüm dünya halkla- nnda özellikle de Arap dünyasın- da büyük bir sarsıntı yaratan bu trajik "olayın" bu aşamasında durup, geçici bir bilanço çıkar- mayı deneyebiliriz. Çünkü şu an- da bir "kopuş noktasındak)" sü- reç birçok bilinmedik gelişmele- regebe... önce Irak Tüm beklentilerin aksine Bağ- dat, "bir büyük isyan çığlığıyla değil bir soluk iç çekişle düş- tü". Şimdı ışgalcinin, Cenevre aniaşması gereğince kendisin- den beklenen asgari can ve mal güvenliğini, uluslararası kuruluş- lan, konsolosluklan vb. koruma sorumluluğunu dahi göstermek- ten uzak umursamaz gözleri al- tında yaşanan yağma ve kaos var. Yıllardır büyük bir baskı ve sömürü altında yaşayan yoksul- ların, rejim düşerdüşmez, kendi- lennden esirgenen zengınliklerı yağma etmesıni ayıplamanın ise hiçbir anlamı yok. Diğer taraftan, Bağdat'ın bir- denbire düşmesi, Tikrit'e saldın- nın gecikmesı, Saddam ile ABD arasında bir başka ihanet anlaş- masının yapılmış olabileceğini düşündürüyordu. Tahran Ti- mes'tan Pervez Ismaili'nin ben- zer bir yaklaşımı ayrıntılandıran yorumu da kuşkulann, giderek daha çok insan tarafından pay- laşıldığını gösteriyor. Saddam'ın büyük heykeli devrilirken çekilen resimlerde görülen kimi şahıslar- la Çetebi'nin korumaları arasın- daki benzerlikler ise başka pis kokulann habercisiydi? Şimdi Irak'ın, başına sırtlanla- nn çöktüğü bir kadavraya dönüş- tüğünü söylemek abartılı olmaz. Müstakbel sömürge yönetimi kadrosuna bir göz atmak yeterti: Irak'ı geçici olarak yönet- mek üzere atanan Emekli General Jay Gamer iki yıl önce israil strateji ve lo- bi örgütü JINSA ile içlı dış- lı, Pentagon ile silah şir- ketleri arasında aracılık yapan biri. Yeni Irakyöne- timinde yer alması bekle- nen bir diğer kişı de eski CIA Başkanı VVoolsey. Halen Perle'yle birlikte Savunma Polrtikası Pa- neli'nde oturuyor ve Wall Street Joumal'ın isaret ettiği gi- bi gırtlağma kadar savunma iha- leleri içınde bir şahıs. Bir diğer özelliği de, şu sırada ABD ile Müslüman dünyası arasında bir IV. Dünya Savaşı yaşandığına inanıyor olması. Reuters'in bil- dirdiğine göre Bush yönetımi Irak petrollerinin yönetimini de "bir süre için", Shell'in eskı Yöne- tim Kurulu Başkanı Philip Car- rol'a verecekmiş. Sözde Irak muhalefet lideri Çelebi ise Bey- rut'ta banka hortumlamaktan yargılanmış ve mahkûm olmuş bir sahtekâr. Irak'ta sivil yönetim ve ekono- mik istikrann hayal olduğunu dü- şündüren bir neden daha var: Irak rejimi çöktükten sonra bile hiçbir kazanma umudu olmadığı halde, hafif sılahlarta, ölene kadar savaşmaya devam eden Irak hal- kının bir kesimi, işgalin "travma- sı" geçtikten sonra, bir başka tür direnişin gündeme gelebileceği- nı gösteriyor. ABDyanlısı Şiı lide- ri n bıçaklanması da önemlı bir gelişme. Şimdi, Irak'ın yeni ve daha uzun bir sömürge savaşına gebe olduğu söylenebilir? Işgal- c\ güçlerin de bunu engellemek için, Güneyde ve Bağdat'ta Şii- Bir Geçici Bilanço Sünni. KuzeydeTürk-Kürt-lran çelişkilerini kaşımaları ve uzun süredir ulusal politika uretme ıni- siyatifini yitirmiş Türkiye yönetici sınıflannın da buna aiet olmalan- nın olasılığı giderek güçleniyor. Görünen o ki, ABD'nin bölge planlan açısından asla vazgeçile- mez bir ülke konumuna gelen Türkiye'nin yönetici sınıfı. bu özel ama geçici konjonktürden IMF boyunduruğundan kurtulmak ve bağımsız bir ulusal politika oluş- turmak için faydalanamayacak- tır. Arap dünyası Şu anda en büyük hayal kınk- lığını Arap halklan yaşıyor. Ba- tı'nın Haçlı Seferini durdurmaya çalışan bir Modern Selahattin mertebesine yükseltilmeye çalı- şılan Saddam, hemen hiçbir di- reniş gösteremeden, muhteşem bir bıçimde şehit olmadan Harun Reşit'in başkenti Bağdat'ı tes- lim etti. Buradan hareketle üç tespit yapılabilir. Bırıncisi: De- mokratik ve halkçı olmayan, Saddam, Esat vb. türü bir ulus- çuluk aslında fanteziden öteye gıtmıyor, halkı harekete geçire- rek ülkesini koruyamıyor. ikıncısı: Laiktonlu, moder- nıst Arap ulusçuluğu ile radikal Islam arasındakı diyafram artık delindı ve ortaya Batı'yı olduğu ka- dar bölgedekı Batı yanlısı rejimlerı de hedef alan ye- ni bir karışım çıktı. Üçün- cüsü: Buna bağlı olarak, Filistın ve Irak işgalini bir- bınne bağlayan bir siyası şiddetın yükselmesı bek- lenebilır. Avrupa Fransa, Almanya ve Rusya'nın 11-12 Nisan'da St. Peters- burg'da, ABD'nın Irak ışgalinın etkilerinin nasıl sınırlandınlabile- ceğinı, sürece bundan sonra da- hil olmanın yollannı konuştuklan zirve çok iyi bir gösterge. Fran- sa-Almanya ekseni bugün sa- vaşı engelleyememiş, buna kar- şılık dünyaya VVashington'ın Av- rupa'nın bu kanadına gereksini- mi olmadan iş yapabileceğini göstermiş olmanın sonuçlarına katlanmak durumunda Bu açı- dan bakınca Avrupa'nın bir je- opolitik krizin eşiginde olduğu söylenebilir. Fransa, Almanya ve Rusya bundan sonra ABD'nın bölgedeki etkınliğinı azaltmak için çabalayacak, ABD bunlara artık giderek artan bir güvensiz- likle bakacaktır. Ingıltere'nin At- lantik çatlağını kâğıtla dahi olsa kapatma çabasının bu saatten sonra bir sonuç vermesıyse ne- redeyseolanaksız... ABD ABD bölgeye büyük bir aske- ri güç olarak yerleştı, Iran ve Su- nye ile sınırdaş hale geldi. Şimdi "sıra kimde" tartışması öneçıkı- yor. Gelecek sene seçimler var. Bu koşullarda olağan bir huku- metin seçımlerden az once ikin- cı bir savaşa girmesı beklenmez. Ancak ABD'de iktidarda "yeni muhafazakârlar" olarak bılinen bir kesım var. Bunlar Yahudi ya- zar Uri Avnery'nın vurguladığı gı- bi. ABD'de bugün köktendincı Hıristiyanlarla aşırı sağcı Siyo- nıstlerin ideolojık. askeri-sınai- kompleksin ekonomik-siyasi etkısı aitındalar. Bunlann üstdü- zey yöneticilerinın, Irak'ın işgalı- nı; Arap dünyasında ABD'ye kar- şı durulamaz anlayışının pekış- mesi ve bir domino etkisiyte bir seri rejimindahadevnlmesı, böy- lece gelecek 25 yılda ABD'nin küresel önderliğınin garanti altı- na alınması ıçın başlangıç olarak gördüklerini, bu arada da çok bü- yük paralar kazanmayı planladık- larını biliyoruz. Irak savaşının bu biçimde so- nuçlanması yeni muhafazakâr ekibin VVashington'daki etkisinı daha da arttırdı, benim bir süre- dir beklemekte olduğum, Avru- pa'yı kazanma doğrultusunda bir ınce ayar olasılığını şimdilık gun- demden çıkarttı. Bu yüzden, bu ekıbın önümüzdeki dönemde daha cüretli maceralara girişme- si, Sunye ve Kuzey Kore'nın he- def alınması olasılığı arttı. Kuzey Kore özellıkle önemli.. çünkü, uzun menzilli balistik füzelere de sahıp olan bu ülkenin bu tem- muzdan itibaren ilk nükleer baş- lıklannı hızmete sürmesı bekleni- yor. Kısacası, ABD'nin Irak işgali bolgede büyük bir kınlma baş- lattı, adeta Pandora'nın kutusu- nu açarak kaos, kan, gözyaşı ve ölüm dinamıklenni harekete ge- çirdi... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Acil Güven Aranıyor Hükümet bir türiü güven rayına oturamıyor. IMF ile kasımda imzalanması gereken yeni niyet mek- tubu. aylar sonra, geçen günlerde sonuçlandınldı. Gecikme, ekonomıninzararınaoldu. Pıyasa, hükü- mete güven duymadı; faizler, mektup VVashing- ton'da görüşülürken olması gerekenin on-on beş puan üzerınde dolaşıyordu. Her niyet mektubu, özellikle para piyasaları açı- sından bir yeni başlangıç sayılır; en azından belli bir süre bu piyasalar istikrara kavuşur. Bu kez öyle olmayacağı anlaşılıyor. IMF, mektu- bu alacağı günlerde yaptığı açıklamayla AKP hü- kümetine olan güveni değil, tam anlamıyla güven- sizliğinisergiledi. IMF. hükümetten "acilolarak"gü- ven ortamı yaratmasını istıyor. Acil güven yaratma- nın yolu da esas olarak bütçenin faiz dışı fazla ora- nının yüzde 6.5 olmasına bağlanıyor. Bununla da kalmıyor; IMF, kendisinin de bu hü- kümete güvenmediğini, vereceği son borç taksidi- nı vermeyi yokuşa sürerek gösteriyor. IMF, 'Güçlü Ekonomiye Geçiş' programının son taksidi olan 1.6 milyar doları, niyet mektubunun imzalanmasından sonra hemen serbest bırakacaktı. öyle yapmıyor. Bu son taksıdı yenıden taksitlendiriyor; taksidi, tak- side bağlıyor. IMF tarafından bu kadar bağlanan hükümet, yi- ne de güven vermeyi başaramıyor. Neden? Başta hükümet ve AKP yönetimi ve onlann des- tekçilerı olmak üzere. hiç kimse hükümete güven- sizlığin nedenini dışanda aramasın; güvensizlik su- çunu birilerine yüklemesin. Hükümete güvensizlik içseldir; güvensizliğe kaynaklık eden bozukluklar, aksaklıklar ve yanlışlıklar, hükümetin kendi uygula- malarından, daha doğrusu kendisinden kaynakla- nıyor. Hükümetin güvensizlik çukuruna düşmesinin iç ve dış göstergelerinin listesini yazmaya gerek yok. Yalnızca Hazine Müsteşan'nın görevden alınması sürecine bakılması yeterlidir. IMF ile görüşmelerin ımza aşamasına geldiğı, ağır bir iç borçlanma uy- gulamasının yaşandığı bir ortamda, ilgili bakan, önümüzdeki bir-iki hafta içinde müsteşann görevin- den alınacağını, VVashington'a giderken havaala- nında açıklıyor; açıklayabiliyor. Yalnızca bu işlem- de, üç büyük yanlış var; kışi yanlışı var; açıklama- nın zamanlaması yanlışı var; uygulamayı bırkaç haf- ta sonraya bırakma yanlışı var. Yeterlı, donanımlı veçok başanlı birbürokratı gö- revınden almak belki kimı kişılerin ya da kesimlerin çıkarına hizmet edebilir; ancak bunun ekonominin istıkranna ve buradan toplumun gönencine hiçbir katkısı olmaz; tam tersine yıkıcı sonuçlan olur. Kal- dı kı böyle bir cınayet işlenecekse bile olumsuz yansımaları düşünülerek sonraya bırakılır; IMF'ye gidilirken işlenmez. Ayrıca böyle bir işlem sürünce- mede bırakılmaz; kokusu çıkanlmadan, dedikodu- su yapılmadan, anında tamamlanır. Burada önemle altı çizilmesi gereken bir güven- sizlik kaynağı daha var: Hazine Müsteşan'nın yeri- ne atanması istenen adaylardan birınin "irtikap, zimmet, ihalelere fesat kanştırmak, görevi kötüye kullanmak, evrakta sahtecilik ve kamu kurumlannı dolandırmak"; bir diğerinin de "zimmet ve kamu ku- rumlannı dolandırmak" suçlarından yargılanmakta olmalarıdır. Hükümete güvensizliğin kaynağı, yalnız kadrolaş- ma uygulamasına özgü kalmıyor. Rüşvet ve yolsuz- lukların ana kaynaklarından biri olan mılletvekili do- kunulmazlığı konusuna bir türiü dokunulmaması, güvensizlığın temel kaynağını oluşturuyor. Ek olarak, çıkarılan ve çıkanlmak istenen yasa- lar; gençlerın seçilme yaşı ile ormanlann yağmalan- masını ıçeren son anayasa değışiklikleri; bütçe ve vergi uygulamalanndakı dağınıklık; bakanlıkların birleştirilmesınde yaşanan tutarsızlıklar; Meclis Iç- tüzüğü'nü çoğunluk diktasına neden olacak biçim- de ve tam bir duyarsızlıkla değiştirmek; Meclis'in denetim süreçlerini işlettirmemek; tanm üreticileri, işçi ve memurlar, emekliler, esnaf ve sanatkârlara yönelik doğrudan ya da dolaylı uygulamalar, ülke içinde hükümetı güvenilmez bir noktaya indiriyor. Dış politıkada ıse tam bir kargaşa yaşanıyor; özel- likle 61 yaşında emekiilik baskısı, AB üyeliğine gi- diş gibi çok yaşamsal bir dönemde, Dışişleri Ba- kanlığı'nı bunaltıyor, IMF, "Acil kan arayın" dercesine, "Acil güven arayın" diyor. Hastanın iyileşmesini, acil güvene bağlıyor. yakup@metu.edu.tr Bosch Bursa'da kutlama I Ekonomi Servisi - Bosch, Bursa'daki tesisinde 'Common Raıl Sistemleri' için üretilen enjektörlerden 10 mılyonuncusunun teslimatını kutladı Bosch'un Mart 2000'de üretime başlanan enjektörler ıçın yaptığı yatınm tutan 150 milyon Euro oldu. Bosch, son 5 yılda Türkiye'de toplam 445 milyon Euro'luk yatınm yaptı. Bugün Batı Avrupa'da. dizel araçlann yeni satışlan içindeki payı yüzde 40 oranında olan Bosch, 2008 yılına kadar Batı Avrupa'da, dizel yeni araç satış payının yüzde 50 oranına ulaşacağını tahmin edıyor. BKONOHt TARİHİNDE &JÇUN 1938 - Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi devtetleştinldi. 1975 - Kıraathane, Pastahane ve Kahvehane Işverenleri Sendıkası, Türkiye'de 70.000 kahvehane olduğunu ve 4 milyon kışının ışsiz gezdiğinı açıkladı. 1984 - Dış Krediler Kur Farkı Fonu kuruldu. 2001 - Devlet Bakanı Kemal Derviş, Güçlü Ekonomiye Geçış programını açıkladı. 2001 - Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen görevden alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle