01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2003 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StltMEN Savaş Çocukları Sevgili, Dostum Prof. Dr. Gencay Şaylan, yapılı, güç- lü kuvvetli, fiziği gelişmiş, sportif yeteneği ileri bir kişi olmasına karşın hep yakınırdı: - Ben savaş çocuğu olduğum için kavruk kal- mışım. Biraz kızardık, basketbol oynarken durma- dan bizi tepeleyen Gencay'a, - Bir de kavruk kalmasaydın.. derdik. - Yoo, diye, diretirdi, siz bir de kardeşlerimle yeğenlerimi görün. Gencay'ın savaş görmüşlüğü benim kadar- dı. Benim de defterşeklindeki eski nüfus cüzda- nımda, "Ekrnek karnesi verilmiştir" damgası bulunurdu. Biz Ikinci Dünya Savaşı'nın kıtlığını tabağı- mızda görmüş birkuşağız, ama çocuk olduğu- muz için fazla ayırdına varmış da değiliz. Ne ki Türkiye çektiği bütün büyük sıkıntılara karşın, ikinci savaşın ateşi dışında kaldığından, biz dünyadaki akranlarımıza göre şanslı insan- larsayılabiliriz. Ve bunu hiç kuşkusuz savaşa gir- memek konusunda, büyük direnç göstererek, savaş kahramanından daha büyük bir kahraman- lık payesine erişmiş olan Ismet Inönü'ye borç- luyuz. * • • Kimi zaman savaşın göbeğinde yaşamış olan çocuklann da olayı tam algılamadıklarına tanık oluyoruz. Yaşrtım Berlinli bir Alman arkadaşım, savaşın son günlerinde, başkentin uzak banliyösünde- ki evinden, bornbalanan kenti uzaktan izlerken şenlik duygusuna kapıldığını anlatmıştı. Biraz düşününce, anlattığı öykünün tüyler ür- pertici olduğu görülüyor. Savaş, onun kapısının eşiğine kadar gelmiş, hatta bahçesine kadar ulaşmış, ama ona do- kunmamıştı. Savaşın bürtün çocukları o denli talihli değil- lerdi ve onların sağ kalabilenleri yaşadıkları deh- şetin izlerini ömür boyu taşıdılar. Çok şükür ki bunu yaşayarak değil, okuya- rak, tiyatro eserlerini, filmleri izleyerek biliyoruz. • • • Ismet Paşa'nın kanın ve ateşin dışında kalmak- ta efsanevi direncinin nedeni belki de savaşı ya- kından bilmesiydi. Savaşı bilenler ve yaşayanlar, ondan en faz- la uzak durmaya çalışanlardır. Savaş, ne okdugunu bilmeyenler için kolay- dır. Kahramanlık öyküleri, yalapşap yapılmış, ola- yın gerçek yüzünü göstermeyen savaş fimleri, şiddete övgü silah tutkusu, toplumların en bü- yük düşmanları. Ne yazık ki adım başında bunlara rastlıyoruz. Çekilen on savaş filminden, en aşağı dokuzu palavra sıkmakta, insanları aptalca bir doldu-' ruşun tezgâhına itmektedir. Ve ne yazık ki toplumlar, hâlâ savaş karşısın- da yeterli bilince sahip değiller. Eğer olsalardı, ulusal güvenlik dersleri yerine ya da onlann yanına bütün dünyada okullara "ev- rensel banş" dersleri konurdu. Insanlık 20. yüzyıla girerken, bilimde, tekno- lojide sağladığı gelişmelere bakarak ebedi ba- rış hayalleri kuruyordu. Ama bütün bu gelişmelere karşın, 20. yüzyıl- da insanlık, tarihinin en büyük iki savaşını, en büyük iki travmasını yaşadı. Ne yazık ki yirmi birinci yüzyılın daha ikinci adı- mında, yine savaş çanları çaldı. Ben savaşı görmedim, yaşamadım Sevgili, bir savaş çocuğu değilim. Ama banş çocuğu da değilim. Barışı da görmedim. Bütün gördüğüm, bir savaşmama hali döne- miydi. Gerçek banş çocukları savaşı geride bı- rakmışbirdünyanın insanlarıdırlar. Hâlâoradan çok uzaktayız. Hâlâ kahramanlık öyküleriyle dolu bir tuzak- tayız. Acaba hangi kuşak bu utançtan kurtulacak? Cüneydoğulu vekillere ziyaret ABD diplomatları savaşa ikııa turunda ANKARA (ANKA)- ABD'nin Ankara Büyü- kelçüiği siyasi şubesine bağlı diplomatlann AKP'nin yanı sıra CHP'nin Güneydoğu kökenl| milletvekıllerini de ziyaret edip Irak ope- rasyonu konusunda des- tek taleplerini ilettikleri öğrenildi. ABD'nin Ankara Bü- yükelçüiği'nden bir üst düzey diplomat önceki gûn Meclis'te CHP'nin Güneydoğulu miUetve- killerini ziyaret ederek Irak operasyonu konu- sunda destek istedi. Eski birABD'li baka- nın oğlu olduğu öğreni- len ABD'li yetkilinin ül- kesının Irak ve Saddam rejimi konusundaki gö- rüşlerini aktardığı öğre- nildi. Diplomatın ABD ile Türkiye arasındaki tarihi ilişkiye vurgu ya- parak tezkerinin Mec- lis'ten koalisyon halinde geçmesini istediği öğre- nildi. Diplomatın mil- letvekillerine, "Tezkere- nin geçmemesi gibi bir durum ohırsaABD-Tür- khe inşldleri büyük za- rar görür, hatta biter" dediği belirtildi. CHPTunceliMilletve- kili Sinan Yerlikaya. "Evet Jackson adında bir ABD'li yetkili beni ziyaret ederek ülkesmin görüşleriniaktardrdedi. Yerlikaya, ABD'li yet- kiliye böyle bir savaşa girmeye taraf olmadık- lannı ilettiğini belirte- rek"AncakbuABD'yi müttefik,dostoiarakka- buletmedigimizanlamı- na da gefanez,ABDü>«t- kttıyebunlan söyiedim" diye konuştu. Bu arada AKP'nin Güneydoğulu milletve- killeri de ABD Büyü- kelçiliği'nden John Kunstaeder adlı siyasi şubede görevli bir diplo- mat tarafından ziyaret edildi. Grup toplantısında gizli oylamayaptıranAKP lideri, milletvekillerine felaket tablosu çizerek oy istedi Erdoğan açlılda tehditettiEIVÜIVE KAPLAN BÜLENT SAR1OGLU ANKARA-AKP Genel BaşkanıRe- cep Tayyip Erdoğan, savaş tezkeresi- ne oy vermek istemeyen mılletvekil- lerini ekonomik programa ilişkin teh- ditlerle ikna etmeye çalıştı. ABD'ye des- tek vermezlerse iktidann daha ağır ekonomik program uygulamak zorun- da kalacağını söyleyen Erdoğan, mil- letvekillerine "Savaşa hayırdiyenlerin maaşmı3gungetiktirin,bakffineleroiıı- yor. Yerimiz tribünde değil sahada oi- mahdır" diye seslendi. Erdoğan, Nec- mettin Erbakan'ın uyanlanna tepki gösterirken AKP'lileri "Bazıarkadaş- larımız başka liderlerden emir ahyor" diye uyardı. Olası Irak savaşında ABD'ye destek verilmesini içeren savaş tezkeresine direnen AKP milletvekillerini ikna et- mek amacıyla dördüncü kez düzenle- nen grup toplantısı 3.5 saat sürdü. Son toplantıda söz alan 78 milletvekilinden iki gün içinde 51 'i konuştu. Genel kurulun açılacağı dakikaya AKP'li Azmi Ates: TonVlere ConVlere hayır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP grubunda savaş tezkeresi lehine konuşma yapan bazı milletvekillen tepkiyle karşılaştı. AKP grubundaki ikna toplantılannın son gününde kürsüye çıkanlan milletvekilleri arasında Egemen Bağış, Ömer Çelik gibi Genel Başkan Tayyip Erdoğan'ın kurmay kadrosunun yer alması ve bu milletvekillerinin ABD'ye destek olunması yönünde görüşler dile getirmesi dikkat çekti. Toplantıda söz alan milletvekillen ağırhkla tezkere lehinde konuşurken aleyhte olan AKP'liler sert görüşler dile getirdı. Istanbul Milletvekili Azmi Ateş, -Petrol kokan böyie bir savaşa kayrtsız şartsız hayır. Toni'Iere, Coni'lere ev sahipüği yaparak Irak halkına bomba yağdırdmasının yanında olamayız" diye konuştu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin CanikK, "Türkiye, ABD'nin yanında yer almazsa krizvaşanmaz. Bu konuda bürokradan Devlet Bakanı Babacan'ı yaıultryor" görüşünü dile getirdi. Aynı zamanda Erdoğan'ın daruşmanı olan Ömer Çelik'in "Gerçekler acL ama bundan başka çaremiz yok" ıçeriğindeki konuşması bazı milletvekillerinin tepkisiyle karşılaştı. Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktas, ABD'ye verilen savaş desteğinin aynı zamanda AKP'nin iktidar sürecinin de sonu olabileceğıni savunarak "Bu tezkere geçerse Türkiye de biter, biz de biteriz" görüşünü dile getirdi. Diyarbakır Milletvekili Fehmi Uyanık da ABD'ye karşı çıkmanın ulusal mücadelenin gereği olduğunu savundu. tstanbul Milletvekili Emin Şirin de ortaya sürülen argümanlann tatmin edici olmaktan uzak olduğunu belirterek ret oyu vereceğini söyledi. • Tayyip Erdoğan, dördüncü kez ikna toplantısına aldığı AKP'liler arasında genel kuruldan önce gizli oylama yaptı. Erdoğan, milletvekillerini, "Yerimiz tribünde değil, sahada olmahdır. Savaşa hayır diyenler yann maaş alamayıp aç kalınca söylediklerini unuturlar. ABD'ye destek olmazsak daha ağır ekonomik program uygulamak zorunda kalınz, dengelerimiz altüst olur" sözleriyle ikna etti. kadar toplantıyı uzatan Tayyip Erdo- ğan, oylama sonucunu aldıktan sonra milletvekillerine "Çoğunlukla kabul edileceği görülüyor. Savaşa hayır de- mekle tezkereye evet demenin aynı şey- ler olnıadığını söyiemiştim. Bunun an- laşıldığı görülüyor, hepinize teşekkür ederürT diye konuştu. ErbakarTa itibar etmeyin AKP lideri Erdoğan ise Başbakan- lık tezkeresinin kabul edilmeme ola- sılığınagöre milletvekillerine "felaket tablosu" çizdi. Alınan bilgiye göre, Tayyip Erdoğan şu görüşleri dile ge- tirdi: - Görüyoruz ki ABD bu işte karar- lı. Biz destek versek de vermesek de bu savaş çıkacak. Bölgemizde mey- dana gelen bir olay var. Bu olay karşı- sında Türkiye tribünde olmamalı, sa- hadaki yerini almalıdır. - Devlet yönetiminde duygusallık olmaz. Bizler duygu ve hamasetlerimi- zi bir kenara bırakmak zorundayız. Mesuliyet makamında bulunanlar işi, sonımluluğu üzerine alırlar. Karan bir- likte vereceğiz, yükü de birlikte kaldı- racağız. Size gelen telefon mesajlan- nı bir kişi yönlendiriyor olabilir, onla- ra itibar etmeyin. - MGK'den destek bulamadığimız ya- zıbyor. Hükümetin MGK'den destek al- mak gibi bir mecburiyeti yok. Biz in- tihar komandosu değiliz. Türkiye'nin gerçekleri var. Bize bizden başka dost yok. Ben Doğu Perinçek ve CHP gibi aşın uçlarla yan yana yer alamam. - Kimse savaşa evet diyemez, lcuru gürültüyle iş yapmayız. Ulkede yürü- yüşler olmaya başladı. 3 gün maaşı ge- ciktirin, bakın neler oluyor. Bunlann altmda yatan gerçek AKP'yi parçala- maktır. Cem Uzan'la beraber olama- yız. Devlete borcunu bile ödemedi. 'Ekonomik paket ağuiaşır' - Ekonomiyi yok farz edemeyiz, hâ- lâ ülkenin en önemli derdi açlık ve yoksulluktur. tş dünyası bile bizi des- tekliyor. Zannediliyor ki biz bu karan almayınca savaştan zarar görmeyece- ğiz. Bu doğru değil. ABD'ye destek ver- mezsek daha ağır bir ekonomik paket uygulamak zorunda kalabiliriz. Şu an- da borcu borçla ödüyoruz. Türkiye'nin kredibilitesini korumak zorundayız. Grup toplantısmda yapDğı konuşmada Türkiye'nin destekvermesi durumunda ABD'nin mahyetinin hafifleyeceğini söyleyen Tayyip Erdoğan, "Ekonomik parametrelerimiz iyi değil, ancak ABD'ye destek vermezsek daha ağır bir ekonomik paket uygulamak zorunda kalabiliriz, dengelerimiz altüst olur" dedl (Fotoğraf: Arşiv) - Bu hükümetimizin tezkeresi. Biz bu tezkerenin arkasında durmazsak neler olabileceğini iyi düşünmemiz la- zım. Bayrağa "ADahu ekber" yazmak sadece istismardır. Ülke ve dünya ger- çekleri bu tezkereye evet dememizi gerektiriyor. Ben devlet adamı gibi davranacağınıza inanıyorum. Biz de hedef olabiliriz, evet dersek hedef de- ğişebilir. Gül: Önleme gücümüz yok Toplantıda Başbakan Gül'ün tezke- re konusunda daha ılımlı bir konuşma yapması milletvekillerinin dikkatin- den kaçmadı. Kabul ve ret olasılığına göre seçenekleri sıralayan Başbakan Gül şunlan söyledi: - Şimdiye kadar hep bu noktaya ge- linmemesi için çalıştık. Bu sorun bi- zim iktidanmızla ortaya çıkmadı, biz buna sebep olmadık. Bu işlerin altya- pısı bizim hükümetimiz öncesinden hazırlanmış, biz kucağımızda bulduk. Amerika bize dört defa son tarih bil- dirdi, ama biz yine de isteğini yerine getirmedik. - Halepçe'de yapılan katliam Musul-Kerkük'te yapılabüir. Eğer tezkereye hayır çıkarsa köklü eko- nomik tedbirler almak zorunda ka- lınz. Yeni vergiler konulup har- camalarkısıtlanabilir. Biz olmaz- sak Irak'ta kaybın daha fazla ola- cağı muhakkak. Hepinizden dün- ya gerçeklerini göz önünde bulun- durmanızı istiyorum. Zor bir ka- rar, ama ülkenin menfaahna gö- re davranacağınıza inancım tam. Ancak bu olmazsa her zaman için B planımız vardır. - Silahlı Kuvvetlerimizin de görüşüne göre, bu savaşı önleme gücümüz yok. Irak'ın geleceğin- de söz sahibi olmak için bu ha- rekete katılmalıyız. Başbakan Gül ile Erdoğan top- lantıdan önce ve sonra baş başa görüştü. Milletvekillerinin ardın- dan Erdoğan ve Gül konuşurken grupta boş bir kâğıda isim yazıl- maksızın oylann dökümü yapıla- rak gizli oylama gerçekleştirildi. Oylamada 30 dolayında milletve- küinin ret, kalanlann kabul yönün- de eğilim belirttiği öğrenildi. Toplantı sürerken Dışişleri Ba- kanlığı Müsteşan Uğur Zıyal ve müzakereleri yürüten Büyükelçi DenizBöKikbaşı Meclis'e gelerek Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'a bilgi verdi. CHP'Lt SAV, YETKİTEZKERESÎNİELEŞTÎRDÎ: ElmaşekeriniABDyiyecek] 'Gitfi'rötuşfarhedM BAŞBAKANLIK TEZKEREDE DEĞIŞÎKLÎK YAPTI ANKARA(CumhuriyetBürosu) -Meclis Genel Kurulu'nda, yurtdı- şma asker gönderümesi ve yaban- cı askerlerin Türkiye'de bulundu- rulmasına ilişkin tezkerenin kapalı görüşmesine geçihneden önce usul tartışması yapıldı. CHP Genel Sek- reteri Önder Sav, AKP milletvekil- lerine Atatürk'ün "Gektikleri gibi giderler''sözünü anımsatarak "Biz de tskenderun'daki ABD gemileri- ne, akın akm gelen Amerikan as- kerlerine,gektiklerigibigitsjnler,di- yelim. Tezkereye ret oyu vereBm" diye seslendi. TBMM Başkanı BülentArmç tez- kereyi okuttuktan sonra, Sav usul tarOşması açılmasım istedi. Tezke- rede anayasaya aykınhk saptanma- dığinı kaydeden Annç, tarihsel birbir- leşimde Içtüzük hükümlerini katı- lımcı bir anlayış içinde uygulayaca- ğını vurgulayarak Sav'a söz verdi. 'Allahtankorkmı' Tezkerenin anayasaya aykın oldu- ğunu vurgulayan Sav özetle şunlan söyledi: "VVolfovitz, 'Türkiye ile ol- mazsa Türkiye siz de yapanz' diyor, bırakınTürkiye'siz haUetsirüer.Eİma şekerini ABD yryecek. sapınuı Tür- kiye'nin elindekalacağını çok acı bir şekildegöreceksiniz. Savaş karşıti bir eylemde 'ABD'den korkmayın, Al- lah'tan korkun' sioganı abkh. Yann i çocuklannızın 'Siz haktan, Müslü- ' mandan yana mı.yoksa ABD Dola- J n'ndan yana mı tavırkoydunuz' so- i rulanyla karşüaşacaksınız.*' AKP Grup Başkanvekili SaMhKa- pusuz, tezkerenin tutarsız ve anaya- saya aykın olmadığinı savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Türk askerinin yabancı ülke toprak- lanna gönderümesi ve ABD asker- lcrinin Türkiye'de konuşlandınlma- sına ilişkin tezkerenin TBMM Ge- nel Kurulu'ndaki görüşmeleri sıra- sında Bakanlar Kurulu'nun prensip karan ile Başbakanlık tezkeresi ara- sında "farkhhk'' olduğu ortaya çık- ü. Prensip karanndan farklı oiarak Başbakanlık tezkeresinde "yabana sflahlıkuvvedereınensuphavaunsur- lannuı Türk hava sahasını üst uçuş amacrvia kuDanmalan" ifadesi yer aldı. " CHP Genel Sekreteri Önder Sav, TBMM Genel Kurulu'ndaki görüş- meler sırasında tezkere ile Bakanlar Kurulu'nun prensip karan arasında- ki farklılığı gündeme getirdi. Sav, Başbakanlık tezkeresinin Bakanlar Kurulu karanna dayanarak getiril- diğini, ancak tezkerede Bakanlar Ku- rululnun prensip karannda olmama- sına rağmen "yabanasilahbkııvvet- leremensuphavaunsurlarunn Türk hava sahasını üst uçuş amacıyla kul- lanmalarT ifadesinin yer aldığuıa dikkat çekti. Sav, "Bu ifadenin Ba- kanlarKurulu'nun by-pass edilerek konukluğunainanmakistemiyorum. Saym bakanlar, sizin imzaladığmız metinde bu ibare yok" dedi. TBMM Başkanı Bülent Annç da tezkerenin TBMM Başkanlığı'na su- nulduğunda kendisinin de iki farklı metin gördüğünü, konuyu Başba- kanlık'a sorduğunu anlattı. Annç, "Bir yazun hataa oiarakgönderildi- ği söylendL Ben bununla yetinme- dim, 'Ash gibidir diye mühür koya- caksınız' dedün" diye konuştu. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Ksenija Horvat'ın davetiyle Po- lonyalı gazeteci Dominika ile birlik- te Slovenya devlet televizyonunu zi- yarete gittik. Ksenija dış haberler programı yapıyor. Daha önce 5 yıl Londra'da BBC'nin Slovence bölü- rnünde çalışmış. Sloven devlet TV'si- nin haber bölümünde 130 kişi çalışı- yor. Bütün TV çalışanlan ise 1500 ci- vannda. özel radyo ve televizyonlar Slovenya'nın bağımsızlığından son- ra kurulmuş. Ksenija, özel televizyonların dev- let televizyonunun haberciliğini olum- suz yönde etkilediğinden yakındı. Da- ha önce ana haberleri yanm saatle sı- nırlandıran devlet TV'si, özel televiz- yonların etkisiyle bir saate çıkarmak zorunda kalmış. Ksenija, "Aslında özel TV'ler bizim yanm saatte verdi- ğimiz haberierden farklı bir şey ver- miyorlar. Yaptıkları aynı haberi uza- tıp, araya anlamsız laflar ekleyip za- manı boşa harcamaktan ibaret. Ne yazık ki izleyici yurttaşlar da bunu tercih ediyoriar. Biz de bir anlamda buna boyun eğdik" diyor. Devlet televizyonu Slovenya'da da Slovenya Devlet Televizyonunda özerk. Hatta iş bazen öyle noktalara geliyormuş ki hükümete en sert eleş- tirileri yapan kanal devlet televizyo- nu oluyormuş. "Hükümetdebuna ses çıkaramıyor" diyor Ksenija. Binada odalan dolaşıyoruz. Resim seçicile- rin odasına girdiğimizde bizi ilginç bir manzara bekliyordu. Her taraf çıplak kadın fotoğraflanyia donatılmıştı. Ben şaşkınlıkla bakarken, yanımdaki iki kadın gazeteci çok fazla önemse- mezmiş gibi davrandılar. Slovenya'da kadın erkek ilişkileri ol- dukça özgür görünüyor. Kadınlar ken- dilerine güvenen bir şekilde geceya- nsı sokaklarda tek başlarına dolaşı- yoriar. Kadınlann etkin ve güçlü olduk- lannı anlayabiliyorsunuz. Odadan çı- kınca Ksenija'ya bu fotoğraflardan sözettim. "Evef'dedi, "erkeklerböy- le işte. Hâlâ burada da maço kültü- rü egemen ne yazık ki!" Ksenija, konuşmasının arasında zaman zaman geçmişle bugün ara- sında karşılaştırma yapıyor. "Sloven- ya, eski Yugoslavya 'dan aynlan ilk ül- ke. Içlerinde en zengin olanı da Slo- venya. Slovenya 1991 yılında ba- ğımsızlığını ilan etti, ama Yugoslav- ya'nın dağılması çok uzun sürdü. Bu nedenle bu ülkede yaşayan in- sanlar uzun süre kimlik bunalımı ya- şadılar. örneğin, savaşın ilk yılların- da neyin ne olacağı belli değildi. Slovenya'da yaşayan BoşnaMar, Hır- vatlar, Sırplar, Makedonlar bu ülke- nin yurttaşı olmak için başvuruda bulunmadılar. Beklemeyi tercih et- tiler. Fakat bu arada Slovenya, bel- li bir süre içinde başvuruda bulun- mayan, değişik kökenli eski Yugos- lav vatandaşlannı yurttaşlığa kabul etmedi. Burada doğup büyümüş, burada evlenmiş birçok insan şim- di Sloven yurttaşı olmadığı için bü- yük sorunlarla karşı karşıya." "Eskiden, dünyanın dört bir ya- nından ülkemize hastalar, öğrenciler geliyordu. Filistinli, Mozambikli, Şi- liliinsanlaria birlikte oluyorduk. Şim- di onlann hiçbiri yok. Güzel bir da- yanışma ve çokkültühü biryönü var- dı bu ilişkinin. Sağlık bu ülkede çok gelişmişti. Bundan yarahanmak için dünyanın dört bir yanından insanlar geliyordu. Şimdi hastanelerboş, es- ki canlılığınıyitirdi. Eski günlerin böy- le hoş yanlan da vardı." • • • Sloven Milli Galerisi'ni gezdim. 16. - 17. yüzyıllara ait tablolardaki Türk figürü dikkatimi çekti. "Türklerle Sa- vaş", "Türkler Geliyor" adlı çeşitli tablolarda Slovenya önlerinde çar- pışan Osmanlı ordusunu gösteren il- ginç tablolar sergide yer alıyordu. Bu ülkenin ve Yugoslavya'nın tarihine ilişkin belgelerdeTürklerin önemli bir yeri olduğunu gösteren işaretlere sık sık rastlamak mümkün. Milli Galeri'nin bir başka ilginç is- mi ise ilk Sloven kadın ressam Iva- na Kabilca'ydı. Ivana, yaptığı kadın resimleriyle ilgi çekmişti. Nasıl bir ha- yat yaşamış, ne gibi zorluklarla kar- şılaşmış, onlan öğrenmeye zamanım olmadı, zaten yaşamına ilişkin kısa bil- gilerde buna rastlamak mümkün de- ğildi. Sloven kadın gazetecilerin de onunla ilgili pek bir bilgileri olmadığı anlaşılıyordu. Bana araştırma yapa- caklanna ilişkin söz verdiler. • • • Bulgar gazeteci Ognian Zlatev'le önceki akşam yemekte yan yanay- dık. Neden bölgemizdeki ülke gaze- tecilerini bir araya getirecek projeler hazıriamıyoruz, diye konuştuk. Ogni- an, Türkiye'ye geliş gidişlerinde biraz Türkçe öğrenmiş. Kendi adının anla- mının, "Ateş Kuyumcu" olduğunu söyledi. İki ülke arasında geçmişte- ki gerilim nedeniyle Türkiye'ye ilk gi- dişinde epeyce endişe yaşamıştı. Fa- kat umduğunun tersine çok sıcak bir ilgiyle karşılandığını anlattı. Buradaki bütün gazetecilerin ilgi- si şu anda Türkiye üzerine yoğun- laşmış durumda. Ben bu yazıyı yaz- dığım sırada henüz Meclis tezkereyi konuşmak için bir araya gelmemiş- ti. Herkes gibi ben de merakla bek- liyorum...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle