01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2003 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EYET/HAYIR OKTAY AKBAL Şaşkınlık İçindeyiz! Kariı günler sona erdi mi? Türk askerinin yurtdışı- na gönderilmesi, ülke topraklarına ABD askerlerinın konuşlandınlması, limanların, alanlann AB'ye veril- mesi konusundakı tezkere sonundaTBMM'de görü- şüldü mü? Kar bakarsınız yine gelir! Kentleri, köyleri doldurur. Şu anda belki ünlü tezkere de Meclis'te çoktan ka- bul edilmiş, savaş eylemi başlamıştır... Şaşkına döndük! AKP iktidan bir öyle, bir böyle davranarak ne yaptığını, ne ettiğini bilmez bir görün- tüde... Birbirini tutmayan sözler, kararlar!.. Politika acemiliğinin, daha doğrusu bilgisizliğinin, görgüsüz- lüğünün bütün kanıtlan... • • • Bu sabah gazeteler gelince bir de bakacağız tez- kere olayı bir kez daha ertelenmiş! Ne iyi, bu tutum- la belki bir yana atılır da kurtuluruz. Savaşa girmez- sek ne kaybederiz, girersek ne kazanınz? Bu hesap kanşık, ama her şeye karşın banşta direnmek, bize neye mal olursa olsun, halkımızın tek isteği... Her gün aynı şeyleri mi yazacağız. Hepimiz polıtik yazar okjuk! Bilerek bılmeyerek, savaşa girmeli mi, gir- memeli mi tartışması yapıyoruz... llle de bu konuda kesinliğe varmak gerekirmiş gıbi! Nerden çıkardılar Irak Savaşı'nı? Kim çıkardı, biz niye kanştık! Niye sorum- suz adamlanmızı göndenp Bush'lara söz verdik? Gül'ler, Tayyip'ler, bilgi, görgü, deneyim açısından belli bir çizgiye gelmemiş insanlar! Bir korkunç rast- lantı sonucu gelmişler iktidar koltuklanna... Şimdi ne yapacaklannı bilmiyorlar. ••• Geçen gün, eski Genelkurmay Ikinci Başkanı Or- general Refik Tulga'nın Sinop'taki ABD askeri üssü- ne sokulmadığını yazmıştım. Yanlışlıkla "Tulga" yeri- ne "Tural" çıkmış!.. Tural da, birteftiş sırasında "ABD" levhası bulunan bir askeri tesise girmemişti. Şimdi de, CHP'Iİ Hatay Mılletvekilini de Iskenderun limanına sokmadılar! "Girersen hayatın tehlikede olur" d'ıye- rek... Iskenderun günlerdir ABD işgalinde! Hangi yetkiy- le, hangi izinle, bilinmez... Adamlargemılerdolusutür- lü malzemeyi getirip bıraktılar. Içlerinde ne var, kim- se bilmiyori Biz, daha tezkere geldi gelmedi çekişme- sı yapaduralım ABD gelip ülkenin topraklannı işgal et- meye başladı bile... • • • ABD'ye borcumuz kaç milyar? Böyle bir borç bizi teslimiyete sürüklüyor. Şu borcu nasıl ödesek de kur- tulsak? Ben Kuvayı Mıllıyedönemindeki "Tekalifı Mıl- liye" yasasından söz etmiştim çare olarak... Geçen akşam bir emekli generalimiz de bir öneri yaptı: "Her birimiz elli dolar versek bu borç çoktan ödenir" de- di... Bu arada hortumculan unutmamalı! Yalnız ban- kalarda hortumlanan para otuz milyar dolarmış!.. ön- ce hortumcular, sonra yurttaşlar ellerini ceplerine at- tılar mı, ne IMF, ne Dünya Bankası borcu kalııi • • • Kendi yağımızla kavrulmak, Atatürk döneminin yöntemlerine dönmek... Niye o kadar korkuyorlar, çe- kiniyorlar kimı çevreler? Savaştan özel çıkarlar bek- ledikleri, zenginliklerine yeni olanaklar katacaklannı dü- şündüklerinden mi? Birinci Dünya Savaşı'ndazengin- leşen "vagon vurgunculan" gibi!.. Tarihin Amacı ve Atatürk... Tarihin amacı, bizim merakımızı gidermek ya da kültürümüzü arttırmak değildir. Geçmişteki toplumlann nasıl işlediğini ortaya çıkanp bugünkülerin nasıl işlediğini anlamak ve böylece insanlara geçmişi tanıtırken kendi yerlerini anlamalanna yardımcı olmaktır. Altay GÜNDÜZ Pmf. Yük. Müh. trü F orest Carter'ın The Education of Little Tree (Küçükağaç'ın Eğitimi) adlı kıtabın- da Kızıldenli büyük- baba, torunu Küçükağaç'a şunu söyler: "Geçmişi bilemezsen ge- leceğin olmaz. Halkmın bir za- manlar neredeolduğıuıu bilemez- sen, nereye gittiğiııi de bilemez- sin." Ünlü Ingiliz tarihçi Edward HaDett Carr'ın (1892-1982), bir başka özdeyişi daba vardır: "Gün- lükyaşamda olsun, tarihsel süreç içinde olsun, hiçbir önemti olay bir tek nedeninsonucu olamaz.De- ğişik düzeylerde birçok nedenin bulunması muhtemeldir™" Özlü söylenmiş doğrular. Neden? Çün- kü, tarihsel etkinüklerin ve olgu- lann nesnel biçimde değerlendi- rümesi. yaşadığımız dönemı doğ- m algılayabilmemizi ve özellik- le gelecekle ilgüi blinçli tercıh- ler yapabilmemizi sağlar. Geç- mişinizi bilemezseniz geleceği- niz olmaz. Insanlığın bir zaman- lar nerede olduğunu bilemezse- niz nereye gittiğini tahmin ede- mezsiniz. Bütün bunlar, bizi, geç- mişimizi merak etmeye ve araş- tırmaya yöneltir. Öte yandan, bir uygarhğa ilışkin bihmsel ve tek- nolojik etkınlikleri ve gelişme- len; o uygarlığın tarihinden. top- lumsal yapısından, kültüründen, dmsel inançlanndan ve mitoloji- sınden soyutlayarak ınceleyemez, gerçekçi değerlendirmeler yapa- maz, doğru sonuçlara ulaşamaz- sınız. Tanhin amacı. bizim me- rakımızı gidermek ya da kültürü- müzü arttırmak değildir. Geçmiş- teki toplumlann nasıl işlediğini or- taya çıkanp bugünkülerin nasıl iş- lediğini anlamak ve böylece in- sanlara geçmişi tanıtırken kendi yerlerini anlamalanna yardımcı olmaktır. Kısaca, tarihsel geçmi- şini özenle inceleyip ondan çı- kan dersleri belleklerinde canlı tutanlar, geleceği aydınlık biçim- de görürler. Tarihsel bir olgunun yorumu. yorumlayanın kimliği- ne, ne zaman ve amaçla yonım yaptığına, kımlere seslendığıne bağlıdır. Tüm yorumlar, içinde bulunduklan koşullarla ilişkili- dir. Değer yargıİanndan soyut- lanmış bir yorumcu yoktur. Bu bağlamda özellikle tarihsel geçmışımizi gerçekçi bir biçim- de yorumlayan ve değerlendiren Atatürk olmuştur. Atatürk, tarihin amacını çok iyi bilen bir düşünür, seçkin bir aydındı. Ama Atatürk aynı za- manda başkaldıran bir devrim- ciydi. Padişah onu Persona non grata (Istenmeyen insan) ilan et- miş, derdestedilip(yakalanıp) Is- tanbul'a göndenhnesmi buyur- muştu. Türklere düşmanlığı sap- lanhya dönüşmüş, Anadolu'nun Yunanlılara venhnesıru ısteyen ve onlan bu yönde kışkırtan In- giliz Başbakanı Lloyd George da (1863-1945): "Mustafa Kemal Paşa asi ve serüvenci bir general- dir" diyor ve onun yok edihnesı için girişimlerde bulunuyordu. Bunlara karşılık, Osmanlı hükü- meti döneminde maliye nazırlı- ğı yapmış ve daha sonra Yüksek Mühendis Mektebi'nde (ÎTÜ) flc- tisat ve îdare Hukuku Müderris- liği'nde (ord. prof.) bulunmuş, . değerli bir bilim ve siyaset insa- m olan Tevfik Biren Bey (1867- 1956) anılannda (Arma Yayın- lan, 1993); Mustafa Kemal Pa- şa'nın Harbiye Nazırlığı'na geti- rilmesi istendiğini, ama onun "ge- rekK gördüğü için" 9. Ordu Mü- fettişlıği'ni tercih ettiğini, Pa- şa'nın Anadolu'daki çalışmala- nnın o denli büyük bir zaferle so- na ereceği o sırada hatır ve haya- limizden dahi geçmiyordu; ama, orada yararlı ışler görebileceği kesindi dıye yazar. Türkiye Cumhuriyeti'nin ku- rucusu Atatürk'ün devraldığı top- lum, yüzyıllar boyunca içlerine korku, aşağıhk duygusu, kolay- ca kışkırtabilirlik ve umutsuzluk zerk edilmiş, çoğunluğu köylüler- den oluşan bir "kffle tophırraTydu. Atatürk'ün amacı bu toplumu dû- şünen. sorgulayan, düşünce ve kandarını açıkça dile getiren bir 'kamu toplumu'na, demokratik bir tophıma dönüştürmektL Bu- nun da tek yolu eğitim ve öğre- timdi. 1 Mart 1922'deTBMM"de yaptığı konuşma bunun kanıtı- dır. ("Yıkun Kuramı ve Tûrkiye Cumhumeti'nin Geleceği Üzeri- ne" Cumhuriyet, 23 Şubat 1998). Bu amaçla atadığı bir eğitim ko- misyonu, Köy Enstitüleri tasan- sını hazırladı. Tasan Inönü döne- minde Hasan ÂH Yücd' in bakan- lığı zamanında yasalaştı. Yirmi- yi aşkın Köy Enstitüsü açıldı. Ama Atatürk'ün 'büyükuyku'ya yatmasından sonra, toplumu ka- mu toplumuna dönüştürmeye ye- terli sayıda Köy Enstitüsü açılma- dan, mezarlanndan çıkan "zom- bilerin" (yaşayan ölülerin) baskı- sı ve Ikinci Dünya Savaşı'nı iz- leyen demokrasi rüzgânnın etki- siyle toplum, kamu toplumuna dönüşmeden çok partılı sisteme geçildi ve giderek günümüzün bunahmlı durumuna geldik. Öte yandan, bağımsızlık savaşunızı izleyen yıllarda Batı'nın ve daha sonra Uzakban'nın "zehhüörüm- cekleri" (tarantulalan), yavaş ya- vaş ağlannı ördüler. Türkiye Cum- huriyeti'nin bağımsızlığını yok etmek ve sömürgeleri yapmak için çalışular, Bir ölçüde de ba- şanlı oldular, oluyorlar. Peki biz nerede hata yapük? Çünkü biz, tarihin amacuu, anla- nunı algılavamadık. Tarihsel geç- miymizi Atatürk gibi yorumla- \ıp değerlendiremedik. Atatürk, devrimlerin sonsuzolduğunu, za- mannı akışı içinde sürekli yenile- nerek sürüp gitmesi gerektiğini bilen bir insandL Biz bunu bfleme- dik, de\Tİmlerini sürdüremedik, >-a>gınlaştıramadık.Ne bekliyor- duk? Rüzgâr ektik, firtına biçiyo- ruz. îşte bu nedenlerle bugün, acı verici de olsa, Türkiye Cumhu- riyeti'nin Atatürk dönemındekı bağımsızlık düzeyine ve saygın- lığına ulaşmasının, yahıızca ve yalnızca, dünyanın sıyasal den- gesinin değişimine bağlı olduğu kamsındayım. Bugünlerde her nedense Erzu- rum Kongresi'nde ahnan karar- lardan ikisi hatınmdan çıkmıyor: u Ne türlü olursa olsun, yabancı- lann topraklanmıza girmesme ve işlerimize kanşmasına karşı Os- manlı hukümetinin dağılması ha- Knde uhıs, birükte direnecekvesa- Minacaktu-." "Yabancı doletk- rin güdümü ve koruyuculuğu kabul olunamaz." Savaşlar, Politikalar ve İnsanlar.. tsmet Kemal KARADAYI Hukukçu A BD, Türkiye'yi savaşa iterken azarlıyor, tehdit edıyor. "Hükümet'' eden "bizimkiler''se Kurtuluş Sa\ aşımızın, Atatürk ve kadrosunun, halkımızın kabul etmediği "man- da*lann sanki hemen ya- nı başında... Hani yoksulluk ve yol- suzluklarla savaşım? Ha- ni "dokunulmazhk" so- runu? Hani gerçekten de- mokrasi? Ve neden "5 arü üç"; "tarikat"lı, "iki baş"lı, "türban"lı dılek, çalışma, direntı? Cum- huriyet, Atatürk, de\Tİm derslerinin ulusal eğitim ve öğretimden kaldınl- I ouery { teori ) pratik ) yeniden KABLO TV'de ISTANBUL S19 (Anadolu) İSTANBUL C22 (Avrupa) ANKARA C22 İZMİR C25 BURSA C25 ADANA C24 ANTALYA GAZİANTEP KAYSERİ KONYA BALIKESİR +Bandırma DENİZLİ ERZURUM İZMİT +Gebze SAMSUN TEKİRDAĞ +Çorlu YALOVA +Çiftlik ZONGULDAK +K.Ereğli ESKİŞEHİR MERSİN C24 C25 C24 C24 C26 C26 C26 C26 C26 C26 C26 C26 C26 C26 ma çabalan neden?.. Bir türlü bir araya ge- lemeyen "solcu'Mann gözlerinin içine baka ba- ka, bir "merkezci" parti, "Amerika bu savaşta Id- mi vnracak" diye sonryor. Ben yanıt vereyim: Ha- ni şu üsler, konuşlanma- lar, toprak kullanım ve "işgal"leri, borçlandır- malar, ambargolar, ye- deklen kısıtlanmış yar- dım silahlan, Ortadoğu hesaplan vb. var ya, erin- de gecinde onlara daya- narak Türkıye'yi!.. "Türkiye Sorunlan" dergisinin değerli yöne- tıcısı Dr. ABNejatOiçen. derginin Şubat 2003 sa- yısmda, iki ilginç yazıy- İa şunlara değiniyor: *._TBMM'niniIkgiz- li otunımunda Mustafa Kemal, baknuz nelersöy- lüyor: 'Ferit Paşa Kabi- nesi'nin kabul ettiği şe- yi kabul etmek, şerefi- mizi. hayatımızı, her şe- yimizi bırakmak, yani In- gilizlere esir olmaktır.' ABD'nin Irak'a yapaca- ğı saldınnın ülkemiz için kısa erimde yarar sağja- yacağuu savunanlar, bu- nun uzun erimde büyük zararlan beraberinde ge- tireceğini ya görmüyorya da görmezden gelhorlar. Sözüne güvenilmeyen devletkrin başında geür ABD. Mustafa Kemal, 1 Mayıs 1922 günü şunla- n söyfeyecekun 'Iş, mem- leketin savunması oldu- ğuna ve bu iş ordunun da temel görevi bulunduğu- na göre, bütün bu vasıta aynı emir ve kumandada bulunacak, şunun bunun elınde olmayacak, güç- lerin genel yönetimi, yü- ce Meclis'inize yönek- cektır." ABD, Irakinsam- na sadece öbnek seçene- ğini bırakryor. O seçenek günün birinde, öyle öl- mektense ölmevi tercih edecekyüzbinlerce 'can- lı bomba'nın doğmasına neden olabiür..." Mehmetçiğin yaşamı- nı dolar karşılığında sat- maya hiçbir siyasal ikti- dann hakkı olmamalıdır. Hiddet, şiddet, dehşet, kan!. Nefretidir, kimi ki- şi ve kuruluşlann, çıka- nna engel sandığı öteki kişi vekunıluşlarüzerin- de uygulamalı duyarsız- lıkları... Öldürüm öçrür, "cinayeftir... Böyle bir savaş haksızdır, insanlık dışıdır... Bir yandan da u insanın insana kullu- ğu"nu istemektir... Hal- kı, insanı sevdiklerinden ayırmak, yoksun bırak- mak.. aç susuz bırakmak.. türlü işkencelerle baş ba- şa bırakmak! "Zu- lüm"dür, "zaHm''liktir, "adamgibiadam"lar için "zul'Mür! "Düşman" kim, "pişman" kim, iyi düşünüp taşınmalıyız... METİN GÖKTEPE GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ 1- Bu y« oltıncta yapJocok olan yanşma uç daöa düzenlenmıştır. Haber Odulu (Gazet^TV) Fotoğraf ve Gofünlu 6- dulu (Gazete-TV) Yefel Gazetealık Odüü 2- Yanşmaya 20 Mcxt 2002 tanhmden sonra yayımlanmıı ofcın eserief katılacakfe. 3- Yanşmcjya katılaccık olan esefefden, yaalı basnda yoyamlanmış o- lanlann, 1 asi, 15 fotokop olarak gonûerimes gerekmektedır. TVde yayınlanmi| olan esertefden ıse 1 omek (VHS) gonaenlmea yetertidir. 4- Fotoğraf dalında yanşnnava katılocak eserienn, arka yuîlennın sol att koşeane, bir etıkefle esenr ad, çekıldığı yer ve tanh yazılacaktir. E- sertefin en az 18x24 cm ebattanoaa (renkiı ya da SJvah beyaz] ol- mas gerekmeJctedtr. 5- Adaylann, esertennı kısa özgeçmışteri ve ıkltotoğraflanle bıride, "Metın Goktepe Gazeteciik OduUen" Meşruiıyet Caddea, N0.182\2 Ferah Apartmanı, Şışhane\lstantxıl adresıne gondermeten gerek- meldeclır Yanşmaya katılacak odaytar. esertenni en geç 20 Mart 2003 lanhıne kadar betırtılen odrese ulaştırocaklardr. 6- Kazananlara odullen Metın Goktepe'mn aoğum gunü olan 10 Nısan 2003 tarihınde auzenlenecek torenie venlecektır ÖOJLJÛRS Celal Baştangıç. Enıs Berberoğlu, Incüay Cangöz, Taytun GonullO, Meh- met GOç, Banu Güven, Ahmet Hakan, Fikret lllaz, Nadıre Mater, Cüneyt Ozdemır, Fatti Polat, Gul Selçuk, Nedım Şener, Ece Temekııan, Ragjp Zarakolu PENCERE Zoraki Demokrasi?.. Yeni Dünya Düzeni'nin Sezar'ı yada Führer'i ro- lüne soyunan Başkanlar Başkanı Bush, Müslü- man -ve de petrol- coğrafyasına ilişkin planlama- sını 26 Şubat günü VVashington'da yaptığı bir ko- nuşmayla gözler önüne süslü ve renkli bir şark ha- lısı gibi serdi. Irak savaşı bu masalda bir küçük başlangıçtan başka şey değil... Kan man akacak, çoluk çocuk ölecek, hayatlar sönecekmiş; boş verin... Ortadoğu'nun tüm Müslümanlarını bundan böy- le Başkanlar Başkanı Bush yönetecek... Kolay olmayacak bu iş... önce Saddam tepelenecek, sonra Irak işgal edilecek, ardından halka acil destek sağlanacak, dikta ve kuşatma altında ezilmiş ve aç kalrnış kit- leler bir soluk alarak 'oh kurtulduk' diyecekler... Irak halkmın geleceğini sağlaması için ABD'nin Bağdat'ta uzun bir süre demir atması gerekiyor... Irak'ta demokrasi kurulacak!.. Ortadoğu'daki öteki halklara örnek olması ge- rekiyormuş Irak'ın... Bölgede Israil'in de sineye çekeceği bir Filistin devleti defterde yazılı... Arap yanmadasında yaşayan tüm ülkeler, Irak'taki yeni modeli örnek alacaklar... Başkanlar Başkanı Bush tüm Müslümanlara bi- çilen düzenin en tepesınde olacak... • Profesör Bernard Levvis. Ikinci Dünya Sava- şı'ndan sonra bağımsızlıklannı kazanan Müslüman toplumlann dramını nasıl özetlemişti?.. Araplarba- ğımsızlıkla özgüriük arasmdaki farkı acılaıia yaşa- yarak öğrenmişlerdi; sömürge olmaktan kurtul- duktan sonra bağımsızlıklannı kazanmışlar; ama, zalim diktatörierin baskılan altında özgürlüklerini yi- tirmişlerdi. Bush bufikirdenmi esinlendi, bilinemez, ama Baş- kanlar Başkanı diyor ki: - Irak'a savaşla gireceğım, ülkenin bağımsızlı- ğını yok edeceğim, Bağdat'a yerleşeceğim, halkı zalim diktatörün elınden kurtarıp özgühüğüne ka- vuşturacağım... LeMondegazetesiBush'untutumunadenkdü- şen deyişi bulmuş: "LJberal Emperyalizm" Olurmu?.. Olmaz olmaz deme... • ABD tüm Müslüman toplumlan, tam kırk yıl, Sov- yetler'e karşı tepe tepe kullandı. Ancak "komünizm tehlikesi" gündemden kalk- tıktan sonra gerçekle yüz yüze gelindi. Müslüman dünyasında kırk yıl irticayı pompala- mış olan ABD şimdi diyor ki: - Islam coğrafyasına demokrasiyi getireceğim, Irak savaşıyla bu işe başlıyorum. Savaş ve demokrasi!.. Ya da zorla demokrasi?.. • Yusuf Ziya, karikatürist Necmi Rıza'ya Akba- ba'nın kapağı için arada sırada espri bulurdu. Bir gün sordular: - Ziya Bey bu esprileri nasıl buluyorsunuz?.. Ortaç yanıtlamıştı: - Kimi zaman espri gelir, teslim olur, kimi zaman da ben esprinin ırzına geçerim!.. Müslüman toplumlara demokrasi perisi teslim ol- muyor; Müslüman, demokrasi perisinin ırzına ge- çiyor; ama, 0 zaman da demokrasi demokrasi ol- muyor. HABERiNTEKADRESi ABDORDUSU HALKI, ÜLKEYi, ORDUYU BÖLMEYE GELiYOR • ABD-YUNAMSTAN GiZü ANLAŞMAS1 • AMERıKALİLARIN AKPü BEUEDİYELEFE SURPRıZZiYARETi • PAPADOPULOS'UN YÖNETTıĞiKATüAMLAR • C. ZAPSU: "9 MARTTANSONRAYENİ HÛKÛMET • AKP, ESNAF^I VERGiS8\fi ARTIRACAK! Aydınlık HER PAZAR BAYJLERDE tSTANBUL ASLİYE 10. HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 2002/347 Davacı Mitat Ataoğlu tarafindan davalı Emine Cz- bek mırasçılan aleylıine açılan tapu ıptalı davasında Öveçler 2. Cadde No: 72 4 Dıkmen Ankara ade- sinde bulunan davalı Rahıme Salman'ın adresı zab-ıa- cada tespit edılemedığuıden adına ılanen teblıgat ^a- pılmasına karar verilmış olup, mahkememiaa 2002/347 E sayılı dava dosyasının duruşmasımn 8.4.2003 günü saat 10 OO'da oldugu, behrtılen d«nş- ma günü ve saatınde mahkemeye gelmesı, gelmecigı veya bır vekille temsil edılmedıği takdırde yargılana- ya yokluğunda devam edileceğı hususu da\a dılekçra yenne geçerh olmak üzere ılanen teblig olunur Basın: 8845
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle