02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12MART2003ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFÂ [email protected] 11 Lahey'de yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadı... BM Genel Sekreteri görüşmelerden çekildi Annan sayfasıkapandı 1VI tLLETVEKlÜOLDU Erdoğan 'ın ilkmesajı Kıbrıs ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekili olarak girdiği ilk grup toplantısında, ilk uluslararası mesajını Kıbns konusunda verdi. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'dan "sıkışunlnuş bir takvimle imkânsıa talep etmemesmi" isteyen Erdoğan, Türkiye ve KKTC'deki çevrelere ise, "Çözümsüzlük çözümdür diyenlerin de ver-kurtııl diyenierin de sığ vereaütedenkopuk yaklaşunlara sahip olduklannı ve yeni döneme uygun bir \izyon geliştiremeyeceklerini düşünüyoruz" diye seslendi. Kıbns sorununun kritik bir aşamaya geldiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Biz başından beri Kıbns'ta çözümiin kaçınılmazhğına vurgu yapük. Ancak görüyoruz ki, sorun daha çok müzakere edilmeve muhtactir. Annan piam tamamen kabul edilebiür veya tamamen reddedilebUir bir mahhet taşımamaktadır. Knzey Kıbns Tûrk Cumhuriy eti'nin egemen ve eşit siyasal statûye sahip kurucu bir devlet olarak tanınmasuu ve ekonomik rekabeti de sürdürebilecek bir çözüme giditmesini öngörüyoruz. Biz 'çözümsüzlük çözümdür' diyenierin de 'ver kurtul' diyenierin de sığ ve realiteden kopuk yaklaşımlara sahip oldttklannı düşünüyoruz." .NKARA'DANTEPKl Türkiye etnik ktyımı önledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara, AB Komisyonu'nun "Kıbns Rum kesiminin üyetiğiyle Türkiye'nin işgalci konumuna düşeceği'' açıîdamasına tepki gösterdi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Garanti AnlaşmasT çerçevesinde adaya gittiğine işaret eden Ankara, Kıbnslı Türklere yönelik "etnik temiznğuT bu şekilde önlendığini vurguladı. Başbakan Abdullah Gfil, Komisyon sözcüsünün açıklamalannın "çok aşın bir ifade r olduğunu belirtirken, "Kıbns konusunda AB'nin yanhşlan da oklu. Tek taraflı hareket ettiler" diye konuştu. Dışışlen kaynaklan, AB Komisyonu'ndan gelen açıklamalann "kabul edikmez" olduğunu ve Türk tarafi üzerinde baskıyı artırmayı amaçladığını kaydettiler. KKTC'nin bağımsız bir devlet olduguna dikkati çeken üst düzey bir diplomat, "Türk kuvvetkri Kıbns Türk haikuun Rumlar taraftndan etnik temizüğe uğramasiiu önlemek için adaya gttmiştir" diye konuştu. Başbakan Gûl de NTV'ye verdiği demeçte AB Komisyonu'nun açıklamasının "çok aşm" bir ifade olduğu yorumunu yaparak eleştirdi. "Kıbns konusunda AB'nin yanhşlan da oklu. Tek tarafh hareket ettiler. Sadece Rum kesunini ahnalaruun yanhş olduğunu söyiedik" dıyen Gül, Kıbns konusunda çözüm için ise hâlâ imkan bulunduğuna inandığını vurguladı. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da AB'nin, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin birliğe katılma sürecinde Türkiye ile sorunlannı çözmemesinin bir çelişki olduğunu belirten Yakış, Türk askerlerinin işgalci durumuna düşeceklerini söylendiğinin anımsatılması üzerine ise "AB'nin böyle bir ihtimaB gündemegetirebileceğiniilkkez ben icat etmedim. Böyle bir ihtimaJ gerçekleşiyor fakat bunun bir çifte standart olduğunu AB'nin de dikkatine getireceğLz" diye konuştu. HALUKBAKIR LAHEY-Bırleşmış Milletler (BM) Genel Sekreten Kofi Annan'ın çağ- nsıyla, Hollanda'nın Lahey kentın- de yapılan, Annan planının 30 Mart'ta referanduma sunulmasına ilışkin gö- rüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlandı. Kıbns sonınuna çözüm içm hazır- lanan plan, 20 saat kadar süren gö- rüşmelerin ardından KKTC ve Kıb- ns Rum kesimı tarafından reddedıl- di. Kofi Annan görüşmelerden çekal- me karan alırken BM'nin Kıbns'ta- ki ofısinin de kapatılacağı belirtildi. Görüşmelenn başansızlıkla sonuç- landığını bildiren Annan, BM Kıbns temsılcısı Alvaro de Soto tarafından okunan yazıh açıklamasında. "AcKhr ki banş çabalan başanlı olamadL Yo- hınsonunageklik** ıfadelerini kullan- • Kıbns'ta Türk ve Rum yönetimlerinin referanduma sunması istenen planla ilgili görüşmeler, taraflann itirazlan nedeniyle sona erdi. 20 saatlik görüşmeler sonunda havlu atan Annan, Kıbns'taki BM ofisini kapatıyor. dı. Annan, görüşmelerinbaşansız ol- masına KKTC Cumhurbaşkanı Ra- ufDenktaşınülkesınıntanınmasıko- nusundakı ısrannı ve Yunan tarafinın 29 yıl önce adanın kuzeyinden ayn- lan Rumlara tüm haklannın verilme- sı ısteğini gerekçe gösterdi. 'Yardımcı olmaya haaruıT Genel sekreter, planın masada dur- duğunu, iki tarafin gerekli iradeyi göstermesı ve çözümü kendisinin de gerçekçi bulması halinde yardımcı ol- maya hazır olduğunu belirtti. Gö- rüşmelerde, yapmak istedikleri de- ğişiklıkleri genel sekretere ileten iki taraf, Annan tarafından 30 Mart'tan 6 Nisan'a alınmasına rağ- men referandum tarihini erken bul- duklannı belirttiler. Rum kesimi, garantör devletler Yunanistan ve Tûrkiye'nin, güvenlik konusunda kesin güvence vermesi ve Türk ta- rafinın köklü değişiklikler talep et- memesi şartıyla plaru ilke olarak kabul edebileceğini ifade etti. KKTC ise planın, göç ve harita dü- zenlemesine ilişkin bölümlerinin şim- Papadopulos, Kkrides,Annan, Denktaş ve De Soto (arkada),Kıbns'taçözümiçin uzun zamandır bir araya getiyordu. Gece Yarısı Ekspresi 'ne benzettiler LEFKOŞA (Cumhuriyet) - Lahey zirvesinin başansızlıkla sonuçlanması adanın her iki kesiminde de geniş yankı uyandırdı. Asfl Nadir'e ait Kıbns gazetesi Lahey sonucunu "Ipler koptu" başlığıyla verirken, Güney Kıbns'ta yayımlanan yüksek tirajlı Fileleftheros gazetesi "Ankara BM Genel Sekreteri'nin ayaklanmn arandaki hahyı çekiyor» Acunasız Şantaj~" başhğını kullandı. Lahey zirvesi, dığer Rum gazetelerinde şöyle değerlendınldi: Politis: "BM, Lahey'de Gece Yansı Ekspresi yaşadı... Geri adını atmaya mecbur kaldı." Haravgi: "Lahey'dekorku fibnL..Denktaş ve Ankara onımsuz." Alithia: "Türkiye yüzünden Lahey'de saatler süren korku fihnL" Sımennı: "Lahey'de gece bovunca süren korku fümi." diye kadar kabullenilmiş olan iki ke- simli, ıkı toplumlu bir çözüm anlayı- şını hiçe sayması ve mülkiyet hakİa- nı kişiselleştirerek ileride tehlikeli ge- lişmelere yol açması nedeniyle refe- randuma sunulamayacağını savundu. Denktaş, düzenlediği basm top- lantısında, planda nelerin değişme- sı gerektiğini, Annan'a geniş şekil- de hem yazıh hem de sözlü olarak an- lattığını söyledi. Denktaş, görüşmelerin sonucunun bu şekilde oluşmasında Rum kesimi- nin zorlamalannın etkili olduğunu kaydetti. Rum tarafının plan üzerinde hem genel değişiklikler istediğini hem de garantör ülkelerin bunu güvence al- tına ahnasuıı şart koştuğunu belirten Denktaş, bunun mümkün olamaya- cağını dile getirdiklerini söyledi. Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un, bu güven- ceyı alamaymca referandum önensıni reddettiğıni anlatan Denktaş, Türk tarafının gö- rüşmelenn olumlu sonuçlan- ması için ehnden gelen çaba- yı gösterdiğini belirtti. Görüş- melerde, Papadopulos'un ve kendisinin plan üzennde ta- dilat istediğini kaydeden Denktaş "Çıkarılan for- mülleri Papadopulos be- ğenmedi ve o yüzden her şey orada koptu. Devam etmesinin de olanağı yok- tu." dedi. " 'Görûşmeler sürecek" Denktaş, Lahey'i, görüş- melere devam etme sözüyle terk ettiklenni, Annan'ın gi- rişiminin çözüm yolunda ne ilk ne de son adım olduğunu söyledi. Görüşmelerden son- ra basına açıklama yapan Pa- padopulos ise Denktaş'ın pla- na getirmek istediği köklü değişıklıklerin uzlaşmayı zo- ra soktuğunu, ancak gerek Kıbns'ın AB'yle üyelik an- laşması imzalayacağı 16Nı- san tarihine kadar, gerekse ondan sonra adada çözüm için görüşmelen sürdürmeye hazrr olduğunu söyledi. Pa- padopulos, Denktaş'ı çok ra- dikal değişiklikler ıstemek- le suçladı. Verheugen, Rum kesiminin üyeliğiyle Tûrkiye'nin 'işgalci' sayılacağını açıkladı... ABMen Türkiye'ye tehditDış Haberler Servisi- Avrupa Birliği Ko- misyonu, Kıbns sonınuna çözüm bulun- madığı takdirde Rum kesiminin bugünkü yapısıyla "Kıbns Cumhuriyeti" olarak AB'ye tam üye olacağını, bu durumda Tûr- kiye'nin AB toprağını "işgal etmiş" sayıla- cağını açıkladı. Komisyon, bu koşullar altında Tûrkiye'nin üyelik müzakerelerinın de zora gir- dığmı belirtti. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi GünterVerheugen'ın sözcüsü Jean-ChrK- tophe Filori, Lahey'de yapılan ve sonuçsuz ka- lan müzakereleri değerlendirirken, AB'nin "bir- leşmiş bir Kıbns'ı tam üye almayı tercih ettiğmi, ancakKıbns'ın, çözüm ohnasa dahi tam üye ahn- masınm kararlaştınldığını" söyledi. Kıbns Rum kesiminin 2004 yılı ma- yısında AB'ye "her koşulda" tam üye olacağını belirten Fılon, bu ta- rihten ıtibaren, "Türkiye'ııin ABtop- rağıru işgaletmişsayılacağınr ilen sür- dü. Filori, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbns'ta- ki varlığının uluslararası alanda "iş^al" olarak gö- rüldüğünü, AB'nin de bunu böyle gördüğünü, durumun değışmeyeceğini anlattı. Filori, Tûrki- ye'nin üyelik müzakerelerinin başlayacağı 2004 Aralık ayına kadar Kıbns sonınuna banşçı bir çözüm bulunmaması halinde. görüşmelere baş- lanmasının önerilmesinin zor olacağmı kaydet- ti. Filori şöyle konuştu: "Kıbns'ta aıüaşma ol- mazsa, bir üyemizi tammayan aday bir ülkenin, bize kaühnak isteyeceği tuhaf bu- olayla karşı karşrya kalacağız. Böyle bir durumda Türki- ye'yle üyeh'k müzakerelerinbı başlamasuu ön- görmek çok zor." 'İşgalci Rumlardır' KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Türk tarafının işgalci durumuna düşeceğı yönündeki açıklamalarla ilgili olarak "Övle şey olmaz. Türkiye işgalci olmaz. Türkiye, insanlığa en büyük hizmeri yapmak için kendi evlatlarını feda etmiştir ve bizi kurtarmıştır. İşgalci varsa Kıbns'ta ortakhk makamım teröıie işgal etmiş olan Rum kesimidir" dedi. CTP ve TKP milletvekilleri, yalnızca Kıbns sorunu konulu oturumlara katılacak Muhalefetten Meclis'e boykot REŞATAKAR LEFKOŞA - Kıbns sorununun çözümünü amaçlayan Annan belge- sinin halkoyuna sunulmasını isteyen ve iktidarpartilerinin olumsuz tav- n nedeniyle referandum yasasını Meclis'ten geçiremeyen muhalefet partileri, ilk tepki olarak Meclis top- lantılanm boykot etmeye başladılar. Cumhuriyet Meclisi'nin dünkü genel kurul toplantısına kahlmayan Cumhunyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) milletvekilleri, 30 Mart'a kadar sa- dece Kıbns sorunu ve referandum gündemli toplantılara katılacaklar, bunun dışrndakileri boykot edecek- ler. Alınan kararla ilgili olarak Cum- huriyet'e konuşan CTP Genel Sek- reten Ferdi Sabit Soyer, Cumhurbaş- kam RaufDenktaş la, KKTC hükü- metinin, Kıbns Türk halkınrn istek- lerini dikkate almadığrnı belirtir- ken, 30 Mart tarihinde plebisite gi- dileceğini söyledi. Soyer, Birleşmiş Milletler başta ol- ha Türköz, bunun demokratik hu- kuk devleti ılkeleriyle bağdaşma- dığmı savundu. Meclis boykotunu tasvip etmediklerini belirten Tür- köz, CTP ile TKP'nin halka saygı- sızlık yaptığım iddia etti. Süha Tür- köz. Meclis Başkanlığı'nın, muha- lefet milletvekillerini bir yazıyla uyarmasmı önerdi. Plebisit tartışması Muhalefet partileri, Medis toplannlannı boykot etmeye başladılar. (AA) mak üzere tüm dünya ülkelerinden gözlemci talep edeceklerini ve baş- kent Lefkoşa'da gerçekleştirilecek halkoylamasıyla çözüm kararlılığı- nın gözler önüne serileceğinı söy- ledi. Lahey görüşmelerini değer- lendirirken ortaya çıkan sonucun Kıbns Türk halkı ve Türkiye için çok kötü olduğunu savunan Soyer, Denk- taş'm ve Meclis'in büyük bölümü- nün artık halkı temsıl etmediğini iddia ederek erken seçim çağnsı ya- pacaklannı kaydetti. Muhalefetin boykot karanna tep- ki gösteren iktıdardaki Ulusal Bir- lik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Sü- Meclıs'ın dünkü birleşiminde, Ye- nilikçi Atıhm Partisi (YAP) Genel Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu tara- fından önenlen ve referandum için geçici bir komite kuruhnasuıı öngö- ren yasa tasansı oyçokluğuyla red- dedildi. KKTC'de muhalefet, Mec- lis'in referandum yapmamasına kar- şın, halkm kendi karannı kendisi- nin vermesi gerektiğini ve bunun için plebisit yapılmasını istiyor. Ancak KKTC Başkanı Derviş Eroğnı, ple- bisitin sömürge idaresinden kurtul- mak ve başka yere bağlanmak iste- yen halklann yaptığı bir kamuoyu yoklaması olduğunu söylüyor. AÇIKÇA ŞÜKRÜ SİNA GÜREL Görevler ve Görevliler Bugünlerde Birleşmiş Milletler'in ve BM Genel Sek- reteri'nin içinde bulunduklan "sıkıntılı" durumu dü- şünürken iki anı-görüntü geliyor aklıma. llki, bir büyük Batı kentinde, metronun girişinde, önünde mendili, elinde gitan, "artık bütün sorun- lanmı Birleşmiş Milletler'e götüreceğim" diye şar- kı söyleyen sakallı genç adam. Aslında hem kendi sorunlanyla, hem de bütün sorunların çözümü için BM'yi düşünenlerle dalga geçiyor... Belki de önce sorunlan içinden çıkılmaz hale getirip, sonra da başkalanna havale edenleri içten içe kınayan "ya- nık" bir "türkü" tutturmuş... Ikincisi, daha ciddi: Törensel bir yemekte sağ yanında oturan bir Türk Bakan'la içten ve hararet- le konuşan BM Genel Sekreteri'ne yaklaşıp, Türkten uzak olan kulağına bir şeyler fısıldarken, eline de bir not tutuşturan BM görevlisinin soğuk uzaklığı... Annan'a yanındakiyle "içten biryakınlık" oluştur- masının "sakıncasını" bir ihtar biçiminde anımsa- tıyor olmalı... Gyle olmalı, çünkü yemek sohbeti artık eskisi gibi olmuyor. BM, Ikinci Dünya Savaşı ertesinde banş için bü- tün dünya tarafından önemli sayılan bir kurum. Üs- telik bir yanıyla gerçekçi, öte yanıyla da "idealist" anlayışlara seslenebilen, hele 1960'larda neredey- se olumlu bir nitelik degişiklığine girebıleceği umul- muş olan bir örgüt. Bir yanıyla gerçekçi, çünkü Gü- venlik Konseyi'nin beş sürekli üyesi, "savaş ve ba- nş" konulannda, uluslararası uzlaşmazlıklardagüç- leriyle orantılı bir söz hakkına sahip. öte yanıyla "ide- alist", çünkü Genel Kurul'da küçük ya da büyük her devletin "eşit" olması, dünyadaki yönelişin "olma- sıgereken"e doğru olduğu izlenimini veriyor. Böy- le olmasada... BM Genel Sekreten Annan, öteki önemli görev- leri arasında bir de Kıbns konusunda "iyi niyet giri- şimi" görevini de üstlenmişti. Sonda yapılabilecek degeriendırmeyı başta söyleyelim: Annan, Kıbns'la ilgili görevini iyi yapmamış ve nihayet kendi elleriyte bu görevine son vermiştir. Annan, önce görevini "AB adına 'çözüm' dayatma" işine çevirmiş, sonunda da kendi planını zoriaya zorlaya "referandum "a gö- türme niyetini açıklayıp "iyi niyet girişimi" tanımın- dan taşmış ve Kıbrıs'la ilgili görevini bitirmiştir. Genel Sekreter, herhalde Ingiltere ve ABD'deki "tacir diplomatlar"m ve onların ofisindeki uzantı- lannın "akıl" vermeleriyle, Kıbns konusunda, Türk tarafını köşeye sıkıştırayım derken, kendisi bir kö- şeden alan dışına çıkmıştır. Çünkü kendisine be- nimsetilen "plan", bazı "saHardışındaherkesin gö- rebileceğı gibı, Kıbns'ın AB tarafından uluslarara- sı hukuka aykın bir biçimde "alınıp, götûrülmesi" planından başka bir şey olmamıştır. Annan'a göre ne yapılacaktı? Esaslannda, yani, toprak, göçmen- ler, statü, güvenlik konulannda belirlenenlerin de, belirsizliklerin de güvensizlik yarattığı iyi bakan göz- lerden gizlenemeyen bir "eksik" ve "eksikli" plan, taraflarca ve Türkiye ve Yunanistan tarafından bu bıçımıyle kabul edilecek; "eksiklik"\eriri\ Annan -as- lında Hanney ve Prendergast- tamamlayacak; Kıbns'ta "referandumlar" yapılacak ve Kıbns ile AB Nisan ortasında katılım antlaşması imzalaya- caktı. Böylece, AB başından beri tuttuğu yanlış yoldan dönmeyecek, kimsenin Kıbns Türk'üne ve Türkiye'ye yapılan haksızlık dolayısıyla vicdanı sız- lamayacak ve en önemlisi, hukuka aykın bir işlem taraflann nzası alınarak "kitabına uydunılacak"t\. Annan misyonunun ve planının bu biçimde sonuç- lanması, AB Komisyonu'nun aklını başından götür- müş gibi... AB, sona sakladığı "tehdit" ve "şantaj" planlannı uygulamaya sokacak gibi görünüyor. Bel- ki de Tayyip Erdoğan'ın ve Yaşar Yakış'ın daha ön- ce söylediklerinden de cesaret alarak, Verheugen "Kıbns'/ vermezseniz, AB 'ye giremezsiniz" derken, AB Komisyonu Sözcüsü Filori de "Kıbns 'ı AB 'ye al- dığımızda Türkiye AB üyesi bir devlette işgalci ko- numuna düşecek" diyebilmiştir. Bu konuyu daha son- ra ele alınz, ama şimdilik söylenebilecek tek söz var "Türkiye bu tehdit ve şantajlara pabuç bırakmaz. Kolaysa, haydi bakalım!" Demek ki AB Komisyon üyesi bürokrat-siyasetçi- lerin görev tanımlanna topluluk adına "kabadayılık" yapmak, hukuku saptırmak gibı ışler de giriyor. Hem uluslararası hukuku açıkça çiğneyip "Kıbns" diye Rum kesimini AB'ye üye yapmaya kalkışacak ve Kıbnslı Türklere de 1997 AB Karannda açıkça yazıl- dığıgibi, "Maruniler, Romanlar gibi bir azınlık" ola- rak gelebilirsın diyecek, olmayınca da Türkiye'yi teh- dit edeceksiniz. Bu işin görev tanımı nedir? "Yavuz hırsızlık" mı? Yoksa bu "memur"lar ve onlann pat- ronlan, Türkiye'de değişmez "ev sahibi"n\r\ AKP ik- tidarı değil, Türk halkı olduğunu unutuyorlar mı? Annan, Kıbns'la ilgili görevinin kapsamını aştığı, çevresini saranlann aklına uyup, "görev tanımı"na uymadığı için başansız oldu. AB "memurian'run gö- rev tanımını bilemeyiz ama, onlar da "çizmeyi aşı- yor". Umarız, dünyada ve Türkiye'de yeni "gö- revler üstlenenlerde dikkat ederierve "görevTerinin çerçevesini de, "çizmeyi" de aşmazlar... Yunan basıni: AKP lideri çark etti, plan öldü MURATtLEM ATİNA- Yunan bası- nı, Lahey'deki Kıbns görüşmelerinin sonuç- suz kalmasını "Erdo- ğan çarketti,plan öktü" yorumuyla değerlendir- dıler. Gazetelerde yer alan haber ve yorumlar- da, KKTC Cumhurbaş- kam Rauf Denktaş ile AKP lideri R. Tayyip Erdoğan'ın suçlandığı dikkat çekiyor. AKP'nin iktidara gel- mesinin arduıdan Erdo- ğan' ın Kıbns konusun- da yaptığı "olumlu" açıklamalann bugün ar- tık sadece "lafta kaku- ğının anlaşıldığını" be- lirten gazeteler, "çözü- me beş kala Erdoğan çark etti, sorun yogun bakunda kaldı" başlık- lannı kullandılar. Lahey'de görüşmele- re katılan Rum heyeti- nin kaynak gösterildiği haberlerde. bu sonuçta "Erdoğan'ın değişken tutumunun" etkili ol- duğu öne sürüldü. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papand- reu Irak konusundaki gelişmelerin Kıbns ko- nusunu da etkileyece- ğini ifade etti. Papandreu,"Türld- ye'deki yeni hükümetin bir anda birçok sorun- la muhatap ohnak zo- runda kalması adada sonınun çözümükonu- sundaki girişimleri sı- mrhyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle