08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9ŞUBAT2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK 3ÜKÜ3T TABÎATLI ÎSTANBÜL EP2İEISİ IEKIZINCI l ' _ l ' " i zyoMİ-ARl M|W PA, PAZA.R-- YOİCMLAJ; ,. ŞÖMuP-M ÎLB İ APlNpA o f t E N İ c P ^ , <ârA_ 51" Lt N Musa Eroğlu, türkülerin doğduğu yerlerdeki yaşamı öğrenmek için 6 bin köy gezmiş Toroslardan birrüzgârHATtCE TUNCER Musa Eroğlıı, Toros Dağlan'nda doğmuş. yaşamış, Toroslar'ın yüzyıllannı türküleriyle bugünlere taşımış bir sanatçı. Yaz günlennden bırinde röportaj içın aradığımızda "Ben şimdi Toroslar'dayım. Bir kuyu açmak için uğraşryorum" sözlenyle karşılaşmıştık. "Ne güzeL, geldiğinizde üzerinizde Toros havası olur" demıştik. Oysa Mut'un Kumaçukuru Köyü'nde doğan Eroğlu'nun üzennden Toros rüzgân hiç gitmemiş ki. Türkü, şiır, bağlama, doğa, insan, kardeşlik üzerine sohbetinden ne kadar çok şey öğrendik. Musa Eroğlu, türkülenn doğduğu yerlerde yaşamı öğrenmek içın bugüne İcadar 6 bin köy gezmiş. Yazlan, Toroslar'ın Karaman'a yakın yüzünde bir dağ evinde kalıyor. Kiraladığı toprakta 50 bine yakın ağaç dıkmiş. Köyleri dolaşıyor, sohbet ediyor: "Televizyon, telefon yayguılaşsa da yürekten iletişün oradâ hâlâ duruyor. Çoğu yerieşik düzene geçmiş göçerler, çok şey değişmiş ama insanlık Oişkfleri değişmemiş. OnJar rürkülerin analan. Yunus'u, Karacaoğlan'ı, Pirsultan'ı, DadaloğhTnu, yaşatryorlar." Eroğlu, bu sözlerine bir Avşar ozanının şiiriyle örnek venyor: "«.Sen saza vurunca yorgıuı bir turna konar Erciyes'e/Selam gönderir Dadaloğlu'na Pir Sultan'a Karacaoğlan'a..." 70 vılda ne yaptınız Eroğlu, halk müzıği araştırmalarına akademik bir boyut kazandınlamadığından söz ederken konserv atuvarlardaki eğitimi oldukça sert sözlerle eleştiriyor. "Anadolu müziğinin çok sesli tarzını tanımıyoriar bile. Bundan §0-60 yıi önce Tunceli'de iki dede iki sesli kanon \apnuş. Bizinı hocalara 70 yüda ne yaptınız diye sormak lazun" dıyor ve ne demek istediğinı bağlamasıyla anlatıyor: "Uznıanlık işi bu. Burada bir kompozitör okulu olsaydı mudaka gider kompozisyon öğrenirdim. Ben bir miizik adamıyım. Sadece ensrriiman çahyorum, okuyorum. Orkestrasyon dediğimiz zaman bLdm akhnuza hep Baüh çalgılar geKyor. Anadolu insanı sukabağından kemane yapıyordu. Elimizdeki bağlama 3 bin 600 yıi önce vardı. Hititierden bu yana hiç gelişmedi mi yr ani? O saz heyederi orkestra değiL Hepsi aynı şeyi çaüyor. Türkmenistan'da 300 bin nüfushı Aşkabatta 4 konservatuvar, iki kompozitör okulu var. Halk müziklerini o doğal aledeıie yapryorlar." "Türkülerin kaynağı kuruyor mu" diye sormasaydık keşke diye düşündük yanıtını aldıkça. "Müzik insanın doğumdan ölüme kadarki macerasıdır. tnsanlann hepsi öldü mü ki, halk müziğinin kaynağı kurusun?" Carık lle "Köyden çanğı ile gehniş burada sesini duyurmuş biri olarak konuşuyorum" diyor, ama gezdıği 6 bin köyün oluşturduğu binkımine de dikkat çekmeden edemiyor: w Yazlan, Toroslar 'ın Karaman 'a yakın yüzünde bir dağ evinde kalıyor. Kiraladığı toprakta 50 bine yakın ağaç dikmiş. Köyleri dolaşıyor, sohbet ediyor. Eroğlu: "Burada bir kompozitör okulu * olsaydı mutlaka gider kompozisyon öğrenirdim. Ben bir müzik | adamıyım. Sadece enstrüman çahyorum, okuyorum. Orkestrasyon dediğimiz zaman bizim aklımıza * hep Batılı çalgılar geliyor. Anadolu insanı * su kabağından kemane yapıyordu. Elimizdeki ' bağlama 3 bin 600yıl önce vardı. Hititierden bu yana hiç gelişmedi mi yani? w Türkiye NATO 'ya girmek için Kore 'ye asker gönderdiğinde Erzurumlu bir anaoğlunun ardından gözyaşlannı türküye ahtmış: "Eledim eledim höllük eledim/Aynalı beşikte bebek beledim/Büyüttüm besledim asker eyledim. Gitti de gelmedi buna ne çare/Kore dağlannda ot kucak kucak/Ne bilsin analar böyle olacak. rahmetyerine kurşun yağacak/Gitti de gelmedi buna ne çare..."Ananın sözleri sansürcülerin elinde bir sevda *<%i türküsüne * ? dönüştürülmüştü. Halaya durduğumuz zaman eUerimizi kenetüyoruz kadın erkek. Bu bir kitap yazmaya yermez mi? Daha ne anyorsun? Hacı Bektaşilerin sözüne dön yine: 'Ne aradığmı bilmeyen bulduğunu bilemez.' Anadolu insanına bakışım bu. Böyle yaşıyorum, türkülerimi de öyle söjiüyorum." Savaşlaruı Anadolu'yu kasıp kavurduğu, yiğitlerin gidip gelmediğı topraklarda analar "SaN-aşa hayır" diye gösteri yapmamış, türkü yakmış gidenlerin ardından. Analann türküsü de iktidarlann korkusundan sansürcülerin elinden kurtulamamış. Eroğlu'nun bize anlattığı bırkaç örnek: Türkiye NATO'ya girmek için Kore'ye asker gönderdiğinde Erzurumlu bir ana, oğlunun ardından gözyaşlannı türküye akıtmış: "Eledim eledim höDük eledim/Aynalı beşikte bebek beledim/Büyüttüm besledim asker eyledimV Gitti de gelmedi buna ne çare/Kore dağlannda ot kucak kucak/ Ne bilsin analar böyle olacakV Rahmer yerine kurşun yağacak/Gitti de gelmedi buna ne ihanet etmeyellm Erzurumlu ananın türküsü bir sevda türküsüne dönüşrürülüp o yayınJanu- o günlerde. "Yemen bizim neyimize/Şivan düştü evimize/Bak javrular yetim kaldVGüvenmeyin beyüıize n denetime takılır. "Karavana bakırdandır/Yemen yolu çukurdandır/Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir/Derelerde biter MUSİKİ VAKFİ Türk müziğini gençlere öğretecekler TürkMusikisi Vakfi Başkanveküı OsmanSmıav ve üyelerden Ozgen Bilgisel gazetemızi ziyaret ederek valaf çahşmalan hakkında bılgı \erdi. 1987 yılında "'Kültürümüzünen önemli unsurlanndan obn öz müzigimizin korunmasL, araştmhnası, ul- kemize, dünyaya ve gelecek nesiflere akfanlması" amacıyla kurulan vakfin Türk müziğinin önemli eserlennın ve ıcracılannmalbümlerini hazırlıyor. "TürkmusikisiseskrinezararvermedenBan çal- gdanmn da yer akbğı bir Türk musikisi orkestra- a kurnıakvesponsor- lann da yardımıyla buorkestrayıkurum- saüaşnrmak istiyo- ruz" diye Osman Si- mav; valafbünyesın- de belırli arahklarla yapnklan Türk mü- zigi ortak yön ara- ma toplantılannın bir beyin firtınası şeklinde geçtiğini anlattı. "AySüzül- müş Bulutta", "HepSenmiVar- sm Söyie Her Gö- nül Varasında", "Ay Büyürken Su- hrda" şarkılannın sözyazan ve emek- li öğretmen Ozgen Big^elde Türk mü- ziğinin genç kuşak- lara doğru biçimde aktanlmasının öne- mine değindi. Türk Musikisi Vakfi,Türk müziği- ni tanıtma ve doğru şekilde icra ettirme çahşmalan kapsa- mında album de çı- kanyor. Türk müziği- nin en iyi icracılann- dan sayılan ve 1996 yüında kaybettiğimiz Bekir Sıtkı Sezgin'in kayıtlannı CD ve kaset halinde çıkaran vakıf Aiaaddin Yavaşça'mn 2001 yılı albümünü yeni- den yayınladı. Türk müziğinin ustalanndanlnd Ça- yrt'nın "Bir Tanem" isımli albümünü de satışa sundu. Türkçe ve Rumca "tstanbul'dan Atina'ya Türküfcr" albümüyle dikkati çekengenç ıcracı Me- Hhat Gübesin yeni "Nar Çiçeği" çalışması da vakıf tarafından yayınlandı. "Ben yaptım diyenler ne yapryor. Külrür kimUğimize, ulusal külrür Idmliğimize katkısı nedir? Uhıslararası kurallarda 4 ölçüye kadar olan melodileri kimse sahiplenemez. Anadolu türküleri hep 4 ölçektir. Birisi çıkrvor bunu alryor 'benim bestem' diyor. Fikir hırsızlıgı diyorum buna, esinlenme de değiL Kıncı oimak istemezdim, ama yüreğim eh ermiyor." Kültür harltası Eroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklann bir kültür haritasının çıkanlması için bir bilim ekibi kurulmasını öneriyor. Kültür Bakanlığı ya da tarafsız bilim adamlannın çalışacağı bir kurumun çalışması sonunda ülke insanlan birbırini tanıyacak: "Türkiye Cumhuriyeti'nde 60'a yakm yaşayan kültür var. Bunlardan iki tanesi iyi diğerleri kötü demeye kimsenjn hakkı yok. Birilerinin hoşuna gitsin diye, birilerinin çıkan için uydurulmuş şeyierdir bunlar. Alevi Türkmenlerin öğretisinde '73 millete bir nazarla bak Hak se\Tnış yaratmış söz etme gönül' diye bir ifade \ardır. Çağunızla Örtüşen yanlanmızı bir araya getirmeliyiz." Eroğlu sözlenne ".. tbadet sayanm dosta hizmeti/ Bu da göze çarpan kabahatimdir.." dızeleriyle örnek veriyor ve devam ediyor: "Bir müzik adamı olarak bana geldiniz. Tabii biraz müzik yapryorum. ama bu toplum içinde bunlan düşünüyorum ve anlatmaya çahşryorum." Türkülerle savaga hayır Söz hep rürkülere geliyor doğal olarak. "Basımız sıkışöğı zaman hemen onlara başvurmahyız. Yabrmabyız türküleri masanm üstüne. Toplum yüzyıllarca bunlan dinlemiş. 'Yüzünde göz izi var. Sana kim baktı yarim..' Edebiyatçı inceleyecek, yüzde nasıl göz izi olur diye. kamış/Uzar gider vermez yemiş/Şu Yemen'de can verenler/Biri mister biri Memiş" türküsündekı mister, Mehmet'e dönüştürülür. Oysa türküyü söyleyen ötekinin de bir anası olduğunu bilir. Gözyaşınm rengi olmadığını bilir o analar: "Türkülere ihanet etmeyeüm. Onlar bize hiç ihanet ermemişler. Korkuyorsak söylemeyeüm, söyleyeceksek doğru söyleyelim." Cağın Karacaoğlanı Eroğlu "Çağm Karacaoğlan"ı diye nitelendinlır; kımı zaman da sıyasi söylemi olmadığı için eleştirilere hedef olur: "Ben türkülerimle 40 senedir direniyonım. Sevgiyi, kardeşliğL dosduğu, insan iletişimini anlaüyorum. Karacaoğlan, güzeüiği kadınla örtüştürmüş. Çok yalın bir ifadeyle kaşlanm gözlerini, memelerini anlatmış. Sadece bunlara bakarsan anlatmak istediği şeyi gözden kaçınyorsun. 'Olsaydım bir sen bir ben olurduk iki/Bılmıyorum ben sen miyim sen ben mıyim/Nereye baksam senı görür gözlerim' diyor. Çağm Karacaoğlan'ı yakışttrması omuzuma büyük bir yük veriyor. Bunu taşıyabüir miyim taşryamaz mıyun? Ama doğa var olduğu sürece Karacaoğlan yaşayacaktır. Menekşe, nergiş, ardış ağacı, koyun gözünü anlatır. Ahna yanaklısı, kara kaşlısı menekşesine eşdeğer olacak." KALAN MÜZİK Mahpusluk türküleri Türk halk müziğinin repertuvannda bulunan "Asker Türküteri" ve "Mahpushane Türküle- ri" iki ayn albümde toplandı. Askere gidenle- rin ardında kalan aşklan, eşleri, acılı ana ve ba- balan anlatan asker türkülerinin genellikle Ye- men, 1 Dünya Savaşı'yla ılgılı "Asker Türkü- lerTnı Tolga Sağ, Erdal Erzincan, Yılmaz Çe- Kk. Ismail Hakkı Demircioğhı, Ayşegül-Cengiz Ozkan, Gölsenen Tartıpınar, ülaş Ozdemir, En- gin Aslan, Gülay, Kubilay Dökmetaş, Nida Ateş ve Mehmet ÇaJnıaşır' seslendiriyor. " MahpushaneTürküleri''ne NeşetErtaş"Ha- pishanelere Guneş Doğmuyor" türküsü Ue kat- kıdabulunuyor CengizOzkan,LDnîi-EnıreGül- tekin, Grup Ybnım, Tolga Çandar, Celal Bakar hapistekilerin ve dışardaki yakınlannın duygu- lannın dile getirildiği türkülen seslendiriyor. Kalan Müzik yetkilileri, Asker Türkülen ve Mahpushane Türküleri albümlerinin bir başlan- gıç olduğunu ve konulu albümler dizisini sür- düreceklerini anlattı. • Kültür Servisi - îspanyol klasik gitar sanat- çısı Rafael Serrallet 22 Şubat'ta saat 20.00'de Bursa'da Tayyare KültürMerkezi Büyük Salon'da resital verecek. Sanatçı daha sonra da 25 Şubat günü Istanbul'da 19.30'daAksanat'ta resital ve- recek. Serrallet, vereceği resıtallerde Tarrega, Turina, Falla, Albeniz'in eserlerinin yanı sıra Nar- vaez'in 'Cancion del Emperador'unu ve ken- dine ait bir besteyi seslendirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle