Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9ŞUBAT2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
pÖstardoıösoırfOcumhuriyet
/> savaşa ///c adımı
gizli oturumla atmış...
"Amerika övle istemistiri*
TTNETAnkara'dan Birol
Atakan, Türk
Telekom'un internet
servis sağlayıcısı
TTNETe üye oluyor...
Ve bir telefon faturası
geliyor ki evlere
şenfik... Yapmadığı
uluslararası telefon
görüşmelerinin ücreti
isteniyor... Birol
Atakan, Türk Telekom
ilgililerini anyor;
bilinmeyen kişj ya da
kişilerin sistemi ele
geçirebileceğini ve
telefonunun
uluslararası
görüşmelere
yönlendirilebileceğini
hatta internete bağlı
değilken bile
telefonunun
başkalannca
kullanılabileceğinr
öğreniyor. Türk
Telekom'la imzaladığı
internet sdzleşmesini
anımsatıp, yapmadığı
uluslararası telefon
görüşmesi ücretinin
faturadan düşülmesini
istryor fakat nafile...
Türk Telekom,
hazıriadığı teknik aft
yapının gedikleri
yüzünden kullanıcının
iradesi dışında yapılmış
telefon görüşmelerinin
parasını abonesinden
tahsil etmekte bir
sakınca görmüyor.
B
izimle ilgisi olmayan bir savaşa sürüklendiği-
miz şu günlerde, internet ortamında bızden
bir savaş öyküsü aktarılıyor bilgisayardan bil-
1 gisayara... Bizim olmayan bir savaş için as-
kerimizi cepheye sürenlerin varsa yürekleri sızlasın di-
ye...
Usteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerterin ara-
sında saçının ortası sararmış bir genç gördü. Merakla
"adın ne senin" dedi. Çocuk "Ali" diye cevap verdi. Ne-
reli olduğunu sordu. Ali Tokat Zile"denim dedi. "Peki
evladım bu kafanın hali ne?" diye sordu. Ali "Anam
cepheye gelirken kına yaktı komutanım" dedi. Komu-
tan nedenini sordu, Ali bilmediğini söyledı... 0 günden
sonra herkes ona "Kınalı Ali" demeye başladı... Kınalı
Ali, kısa sürede cana yakın ve cesurtavırlarıyla tüm ar-
kadaşlannın sevgisini kazandı. Ali'nin okuma yazma-
sı yoktu... Bir gün köyüne mektup yazmak istediğinde
arkadaşlanndan yardım istedi... Ali söyledi birarkada-
şı yazdı... Ali, mektubunu brtirirken annesınden bir is-
Kınalı Alî
tekte bulundu. Ali'nin küçük kardeşi de askere alına-
caktı... Ali annesine, "Anacığım, kafama kına yaktın,
burada komutanlanm ve asker arkadaşlarım benle hep
dalga geçtilersakın kardeşim Ahmet'e kına yakma; on-
la da dalga geçmesinler, ellerinden öperim" dedi.
Ingilizler tüm güçleriyle Gelibolu'ya saldınyordu.
Cepheyi savunan askerterin hepsi şehit olmuştu...
Takviye olarak gelen yedek kuvvetler de zor durum-
daydı... Gelibolu düşmek üzereydi. Usteğmen Fa-
ruk'un bölüğü henüz düşmanla sıcak temasa hazır de-
ğildi... Kınalı Ali yanına arkadaşlarım alarak komutanı-
na çıktı, savaşmak istediklerini söyledi. Yeni kuvvetler
gelinceye kadar ölecekler ama göğüslerini vatana si-
per edeceklerdi... Usteğmen Faruk, hücum emrini ver-
di... Hepsi tekerteker şehit oldu... Gelibolu düsmedi.
Aradan bir süre geçtikten sonra Kınali AJİ'ye köyün-
den mektup geldi... Aslı Çanakkale Müzesi'nde sergi-
lenen mektubu AJi'nin komutanlan açıp okudular.
Babası mektubunda , "Oğlum Ali nasılsın iyi misın,
gözlerinden öperim, selam ederim" dedikten sonra
öküzü sattığını paranın yansını Ali'ye gönderdiğini, ya-
nsını da yakında cepheye gidecek kardeşine verece-
ğini anlatıyordu: "Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sü-
rüyorum zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız yok...
Sakın bizi merak etme. Ananın da sana btrdiyeceği var."
Mektup, Kınalı Ali'nin annesinin ağzından devam
ediyordu: "Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla
alay ettiler; kandeşime de yakma demişsin. Kardeşine
de yaktım. Komutanlanna ve arkadaşlanna söyle, bi-
zim buralarda üç şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza; git-
sin ailes/neçocuklarına kurban olsun diye... Koça; Al-
lah'a kurban olsun diye... Askere giden yiğitlere; vata-
na kurban olsun diye... Gözlerinden öperim."
Peki biz ne diyeceğiz gençlerimize...
SESSlZSEDASIZ(f)
Yüksek Yerilim Hattı
erdinctrtku >' yahoo.com
ABD aslında "ACELE edüı, ECELE gidin" diyor da
biz anlamıyoruz!
Türkiye Arkeolojik Tahribat Raporu
Tarih, Arkeoloji, Sanat ve Kültür Mi-
rasını Koruma Vakfı'nın desteği ile ha-
zırianan Türkiye Arkeolojik Tahribat
Raporu bir basın toplantısıyla açıklan-
dı. Toplantıyı izleyen Öznur Oğraş'ın
notlanndan:
Aksaray'ın merkezindeki Ervah me-
zariığının üstünde yer alan tunç ça-
ğından kalma höyükte televizyon
anten direkleri ve cep telefonu baz
istasyonlan kurulu. Defineciler hö-
yüğü kazmaya devam ediyor.
Karaman'ın merkezindeki küçük hö-
yüğün yükseltisi yanm metreye kadar
indi. Höyük aianı elma bahçesi olarak
kullanılıyor. Yozgat'ın merkezinde 5 bin
yıllık geçmişi bulunan Çengeltepe hö-
yüğünün üstünde birafabrikası yeralı-
yor. Fabrika tarafından, kente asılan
tabelalarda "çevreyi korumak sevgiy-
le başlar" yazıyor. Bilecik merkezinde-
ki küçük höyüğün üstünde bir seramik
fabrikasının malzeme deposu bulunu-
yor. Aynı alandaki tunç çağından kal-
ma mezartık ise artık bulunmuyor.
Konya Meram'daki tunç çağına art
höyükte orman koruma görevlisinin
lojmanı var ve belediyenin havuz in-
şaatı yanm kalmış durumda.
Konya llgın'daki tunç çağından
kalma höyük, Mahmuthisan köyünün
yerieşim aJanı olarak kullanılıyor.
Eskişehir Alpu'daki Malhöyük, tü-
müyie tanm alanına dönüştü ve yük-
seltisini yitirdi.
Kayseri Incesu'daki 9 bin yıllık yer-
ieşim alanı Kumluktepe tanma açıldı ve
höyükte define aranması sürüyor.
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCt
MuammerGülerIstanbul'da...
Her yeni iktidarla birlikte va-
lilerin de değişmesi olağan kar-
şılanıyor... Oysa valiler, o ıldeki
en büyük "mülld amir"... Yani,
hükümeti değil, devleti temsil
ediyorlar...
Ne var ki bu temsiliyette hü-
kümete "sadık" kalınması da
hemen her iktidann beklentisi...
Böyle olunca da, valiler henüz
"atanırlarken" bile, kendileri is-
temese de "siyasaJlaşm>r"lar...
Dctidarla aynı görüşte olmayan
vatandaşlann güven bağlanndan
yoksun olarak göreve başlıyor-
lar...
Bu "talihsiz" durum, son va-
liler kararnamesi için de geçer-
li... O kadar ki Samsun'dan ts-
tanbul'a atanan Muammer Gü-
ler'in bile "siyasi görevfi* oldu-
ğu sözleri ortalıkta dolaşıyor...
"Büe" diyorum, çünkü Gü-
ler'in "önceki vaJüüderi" bu yo-
rumlara pek yakışmıyor... Her-
kesi mutlu eden "Gaöantep va-
fifiğT ıle ardından Samsun'da
sergılediği "partiJerüstü çalış-
kanhğffiT yakından bilenler,
şimdikı atama zamanlamasının
yaratüğı siyasal endişelerin pek
de geçerli olmayacağı yönünde
umut besliyorlar...
Doğrusu, ben de bu umudu
paylaşanlardan birisi olarak,
Muammer Güler'e "Hoş geJdi-
niz" diyorum ve geçmişteki ta-
ruşıkJığımızın olumJu gözlem-
lerini okur-
larla pay-
laşmak is-
tiyorum...
Kültür ve uygarhk vaüsi
Muammer Güler'i, Mimariar
Odas ve ÇEKÜL'ün Gazian-
tep'teki etkinlikleri nedeniyle
yakından tanımıştık... Özeüikle
"kültürei mirasa" olan yakın il-
gisi, daha valilik binasına girdi-
ğimizde karşımıza çıkmıştı...
0 alışılagelmiş, soğuk yûzlü
ve resmi birciddiyet içindeki va-
lilik binalannın yerine, adeta
"sanatgalerisT diyebileceğimiz
mekânlarda bizi ağırladı...
Devletin binası, daha giriş ho-
lünden itibaren antik çağdan gü-
nümüze hemen her türlü kültür
birikimlerinden örneklerle be-
zenmişti.. Makam odasına vanJ-
dığında ıse sanki bir *resm mü-
zesinde" gibiydik... Gaziantep
Valıliği, gerçekten "Gaziantep
uygariığınHi'' bir gösteri ve tanı-
tım merkezi olmuştu...
Ilerleyen yıllarda, özellikJe
Zeugma nın Birecik Barajı sula-
n alnnda kalmaktan kurtanlan
antik şaheserleri için gösterdiği
"öncü" ve kararlı çabalar, kent
ve çevre sorunlanna karşı "mes-
lekodalan" ve "shü kuruluşlar"
ile diyalog ve işbırligi ıçinde sür-
dürdüğü duyarhlıklar, Güler'in
bir hükümet bürokratı değil,
devletin ve hatta *cınnhuriyedn
vaKsJ" olduğu yönündeki göz-
lemleri güçlendiren tutumlan ol-
du...
Kısa süren Samsun valiliğin-
de de sadece bir "Bandırma V^ı-
puru"nu yeniden bu kente ve
tüm ulusa kazandırma başansı
bile Atatürk'e bağhlığmda ve
Osmanh gericiliğine son veren
"Kuva>ı mfllhe'' hareketine say-
gısmda ne denli 'İçten" olduğu-
nunkanıtıydı...
'OnceBkter' raporu.-
Vali Muammer Güler, işte
böylesi bir çizgideki "mülki
amir" olarak, şimdi de fstan-
bul'a hizmet verecek...
Tarih ve çevre değerlerini,
tüm kentsel zenginlikleriyle bir-
likte hem "liberai >*ğmaya"
hem de "şeriatçı talana" kurban
veren bu dünya güzeli kentimiz-
de, bütün bunlan yaratanlara
karşı da "hukukunyeyasalann"
bekçiliğini yapacak...
Peki, acaba Sayın VaJimiz,
kollan sıvarken "nereden başla-
mah" ve neye "öncefik" verme-
ü?..
Özellikle şu atama zamanJa-
masından kaynaklanan "siyasi
endişekri" bir an önce gidermek
için de "tarafsızB
kimliğiyle
hangi küJtür ve çe\Te sorunlan-
nın üzerine gitmeli?
Bu sorulara
ilişkindüşüncele-
rimizi, gelecek
yazılanmızda "Ye-
ni Valiye tstanbul Raporu"
olarak sunacağız... Şimdilik, bu
raporun bazı başlıJdanyla yeti-
nelim ve Muammer Güler'e
"kolayhkiar" dıleyelim:
- Istanbul'da gerici ve yağma-
cı siyasal güçlerin fînans ve ör-
gütlenme alanına dönüştürülen
"su havzalannuz" ve "ormanla-
runız", bu imar soygununa son
verecek "devtetin vaKsmi" bek-
liyor.
- tstanbul'daki ve Anadolu
kentlerindeki eski evlerden sö-
külen mimari parçalann "anü-
ka" pazannda serbestçe saolma-
lanna karşı da "küJtüre sevdafa
vafinin" müdahalesi gerekiyor...
- Işgal ve tahrip edilerek "de-
po" olarak kullanılan vakıf ma-
îı eski eser ve anıtsal binalanmız
da "tarihe vefah vafinin" yolunu
gözlüyorlar...
Biz de O'na destek vermek
için, bımlarla hemen ilgilenme-
sinidiliyoruz...
Oekinci!" cumhuriyetcom.tr.
KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behhak ı turk.net
ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACl
H A R B İ SEMİHPOROY semihpomyoyahoo.com
BULUT BEBEK NURAYçtfrçt bulutbebeka hotmail.com
ama.. büywV7er bf z/'m isteklerimte yerine. 8uş'unlcJle.rr -temsiteJen vefc
e y v
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN ÇŞubat
NORMANDIB rANOI VE BATT/
! 2T- 0ÛA/X4
8/IĞl/ SUUJUAN 83_BİU
eeMı'Sf fi/CI/gM#MOf£, BÎfZ SÜ-
REDİR AMERİKAN BAUPtKASl T r t y
DA "ut PAygTrre" OLA&AK
O£ y<X- AÇAıV 6/G y/tHSW, SÜrTÜA/ SU
. SÖMDÜKME ÇAU./ŞAMLA/ef oe-
VAM £P££*:£M, SEMI YAN yArAK**: SATMŞrt. O
HtZLf Ğ /
ÜA/LÜ
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Savaş Öncesi Kısa Itlotlar
ErtuğrulÖzkökdünküyazısında, "Ankara'nınbû-
yûk otellerinden biri, bundan iki ay önce durup du-
rvrken bir uygulama başlattı. Otelin VIP olarak bili-
nen üst kattannm asansörlerine özel emniyet kartı
okuyuculan takıldı," dedikten sonra bu uygulamay-
la Ankara'nın otellerinin misafir profili arasında nasıl
bir ilinti kurduğunu anlatıyor. özkök'e göre Ankara
ote>\eri bu günlende çok sayıdaAmerikalı asker ve uz-
man ağırlıyormuş. Bu kart uygulaması da bu Ameri-
kalılann güvenliği ile ilgiliymiş. "ABD, üsierde keşfe
ge/meden önce otellerde keşfe gelmiş. Yani üsler
için gelecek personelin güvenliği için tedbirier çok
önceden alınmış."
Insan bu satıriarı okuyunca, "Bu ABD de ne kadar
akıllı, yurttaşlannın can güvenliğine ne kadar saygı-
//... Tannm, keşke ben de bir Amerikalı olsaydım.."
demeden edemiyor. Savaş başlayınca adamlaroda-
lanna koyduracaklan büyük ekranlı televizyonlannın
karşısına geçip ellerinde viskileri, ayaklannı uzatıp bir
yandan patlamış mısırlarını yerken bir yandan da ke-
yii ve güvenlik ıçinde savaşı izleyecekler.
• • •
Amerikan askerierinin, "Savaştaölürsekacaba şe-
hitolurmuyuz"gib\ birdertleri yok. Çünkü kimi Müs-
lüman siyahlann dışında "şehit olmak" söz konusu
değil onlar için. Bilindiği gibi Allah katında pek mak-
bul bu "mertebe"ye yalnız ve yalnız Müslümanlar
erişebiliyorlar. Müsİümanlann bu denli savaş merak-
lısı olmalan da bir bakıma bu özelliklerinden kaynak-
lanıyor. Sekiz yıl süren ve bu iki ülkenin sınır boyla-
nnda en fazla 120 kilometre genişleyebilmiş upuzun
bir koridorda "cereyan eden" savaşta her iki tarafın
topiam 1 mityon "şehit" verdiğini biliyoruz. Müslüman
ülketerin kenidi aralanndaki kapışmalarda şehitlik "ga-
ranti" olduğu için askerier daha bir azimle, daha bir
coşkuyla ve daha bir kolay öldürüyorlar birbirlerini.
Nasıl olsa "Arş-ı âVâ'da buluşacaklanndan ve orada
"düşmanlık" diye bir şey artık söz konusu olmaya-
cağından, güle oynaya gidiyorlar ölüme.
Ulkemizin önde gelen ilahiyatçı bilim adamlan üç
gündür bu önemji konuyu tartışıyorlar aralannda.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk, "Eğeruluslararası tekoto-
rite olan Birieşmiş Milletler karan olmakszın, Ame-
rika istedi deyip Irak'a girer de ölürsek şehit olama-
ya.." derken "derinilahiyatçı" Prof. Zekeriya Beyaz
özetle, "Eğerdevletimiz bu emri vermış de Irak'a gi-
rip ölmüşsek şehitliğimiz tartışılmaz!" dıyor. llahiyat-
çılanmız bu tartışmayı bir iki gün içinde mutlaka bir
sonuca bağlayacaklardır. Bundan eminim!
Fakat bu savaşta bize silahını doğrultacak asker-
lerin de Müslüman olmalan, ne yalan söyleyeyim,
kafamı kanştınyor. Türk, Kürt, Türkmen, Arap Müs-
lümanlar "Şehit olacağız, en yüksek mertebeye eri-
seceğiz.." diye birbirierine girmişken Amerikalılann,
Ingilizlerin, "Oh, oh... Daha çok öldürün birbirinizi...
Daha çok öldürün.." deyip el çırpacaklannı düşün-
mek canımı sıkıyor benim.
• • •
Eğer gazete haberieri doğruysa, Milli Savunma
Bakanlığı Seferberiik Daire Başkanlığı, "motoriu ka-
ra nakilaracıstatüsünegiren" öze\ cipler için "se-
fergörevemri" çtkartmış. Ciplerin plakalan ve sahip-
lerinin adresleri belirlenmiş. Türk Silahlı Kuvvetleri
Motoriu Kara Nakil Araçlan Sefer Görev Emri araç
sahiplerine yavaş yavaş tebliğ edilmeye başlanmış.
Seferberiik durumunda araçlar altı saat içinde sefer
görevemrinde belirtilen biriiklereteslim edilecekmiş.
Tann, Bağdat Caddesi'nde cip koşturan araç
sahiplerinin, Etiler'deki otoparkçı çocuklann yardım-
cısı olsun!
(e-posta: dkavukcuoglu(« superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLBANSAĞA:
1/ Mora çalan .
kırmızı. 2/ In-
sanoğlu...Hay- 2
van pisliği. 3/ 3
Kırmızı renkli
ve eti lezzetli
bir balık...
Şöhret. 4/Cen-
net ile cehen-
nem arasında
bulunduğuna
inanıJan yer..
Eski dilde su.
5/ Sentetik polyester
ipliğinden dokunmuş
bir cins kumaş. 6/ Bir 2
gösterme sıfatı... 3
Uzüntülü düşünce du-
rumu. 7/Soyundange-
linen kimse... Mantar-
larda şapkayı taşıyan
sapa verilen ad. 8/" Ya
şevk içinde harapolya
aşk içinde gönül / Ya
— açmalıdır göğsümüzde yahut gü)" (Yahya Ke-
mal)... Değerli madenlerin saflık derecesi. 9/Zekâca
geri olanlarda ve baa bunaklarda görülen, başkalan-
nın hareketlerini aynen taklit etme hastalığı.
YLIKARIDAN AŞAĞnü:
1/Müzikte ardışık sesler dizisi... tsviçre'ye özgü, ağaç
kütüklerinden yapılma dağ evi. 2/Her yani suyla çevri-
li kara parçası... Ağn'nın bir ilçesi. 3/Kertenkele deri-
si... Telefonsözü. 'VYoksulJarayiyecekdagıtanhayırku-
rumu... Ulanmış, kanlmış parça. 5/Elçilik ya da konso-
losluklarda çalışan koruma memuru. 6/ Satrançta bir
taş... Kadın giysisi, entari. 7/Evcil bir geyik... Bir hü-
kümdara veıgi veren haJk. 8'Tiyatro niteliği taşıyan rad-
yo ya da televizyon yayını... "Octavio —•": Meksikalı
şair ve yazar. 9/Üzüm veren bitki... Nazilerin politika-
sında Germen uiandan kimselere yakıştınlan ad.
ŞtŞLt 3. ASLİYE HUKUKHÂKİMLİĞt'NDEN
Esas No: 2000'555
Davacı Ahmet Nurtan Esmen vekılı tarafından davalı Helen J
Esmen aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan açık yargıla-
masında \enlen ara karan uyannca. Kızıltoprak Istasyon Cadde-
si. Müdems Zıya Be> Sokak, Semıha Hanım Ap(. lû,4 Kadıköy-
tstanbul ve Ameıcan Fnends Ser\ice Commıttee/IP'Asıa 1501
Cherry St. Phıladeiphıa. PA İ9102 LSA adreslennde bulunan
da\alı Helen J Esmen'in bu adreslenne dava dılekçesı ve duruş-
ma gûnünün tebliğ edılemedığı, tstanbul adresındekı adres araş-
tırmasından da elverişh adresının tespıt edılemedığınden dava
dılekçesı \e duruşma günûnûn ılanen teblığine karar verilmışrir.
Yukanda ısraı jazılı davalının duruşma gûnü 26.03.2003 günü
saat 11 OO'de mahkememızde hazır bulunması veya bir vekille
kendisinı temsil ettırmesı, delillenni ıbraz etmesi. duruşmaya
gelmemesı \eya mazeret bıldırmemesı halınde HUMK'nun 213.
maddesı uyannca vargılamamn yokluğunda yapılacağı ve hükûm
kurulacagı da»a dılekçesinuı teblığı yenne geçerli olmak üzere
ılan olunur 23.01.2003 Basın: 5638