Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT 2003PA2AR
8 HABERLERIN DEVAMI
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
B Baştarafi 1. Sayfada
br an önce kaçmaya çabalıyor.
Dişşlen Bakanı Yaşar Yakış'la Devlet Bakanı Ali
Babacan'ı ABD'ye göndeımemizin nedeni de nere-
deyse ıçinden çıkılmaz bir hal aldı.
Mecyadaki yalanlanmayan yayınlara göre, her iki
bakanABD'yle bırtürlü uzlaşamadığımız savaş zarar-
lanmc üzennde son pazartığı yapmak; Amerika'nın
önerdği yaklaşık 5 milyar dolann en az 20 mılyara çı-
<anlmasını sağlamak için yola çıktılar.
Oysa, gezinin asıl amacı Dışişleri Bakanı Yaşar Ya-
<ış'ın Başkan Bush'la görüşmesınden sonra yaptığı
açıklamaya göre, meğer bakın neymış:
AçıMamanın binnci cümlesı gezinin bılinen amacı-
nı ters/üz etti: Bakan, "Ekonomik destek konusu bi-
zim asi uğraşımız değil" diyor.
Ta Amerika'lara alelacele ziyaretın gerçek nedeni-
ni şu iki cümleyle anlatıyor:
Bakana göre, ekonomik destek "bizim için ikincil
önemde". Onemlı olan ıse "işbiriiği" imış ve "bu işbir-
iiği de /ar"mış!
• • •
Gerçek böyle mi değıl mı? Elbette değil.
İki bakan ekonomik dayatmalara öncelik ve ivedi-
lık veriyor, sonra tezkere diyor.
Ekonomınin 'e'sine değinmeden Başkan Bush 18
Şubat'ta tezkere de tezkere dıye bastınyor. Bekleme-
dikleri bu durum karşısında iki bakan -tabıi- apışıp ka-
lıyor.
Türkıye'nin sıkıntılan Başkan Bush'a vız geliyor.
Körfez Savaşı'ndaki sözlü vaatlerin yenne getınlme-
mesinden kaynaklanan 100 milyar dolarlık zarar, sa-
vaşatoplumdakitepkilerBayBaşkan'ınumurundabi-
le değiL Sadece bencil ulusal yararlannı dayatmalar-
la yaşama geçırmenın peşinde.
Asken planlanmı yaptım, 18 Şubat'ta TBMM tez-
kereyı kabul etmelı, diye bastınyor.
Yoksa? Başka yollardan askerlerini Kuzey Irak'a
göndereceğıni söylerken planlannı zora sokan stra-
tejikortağınmtutumunun "hesabını -birkovboy neza-
ketıyle- sonradan göreceğini" duyumsatıyor.
Oysa, Bakan Yakış, Başbakan'ın telefondaki söy-
lemlerinden edındiği izlenımlerie konuşuyor. Ekono-
mik yardımların mutabakat zaptına bağlanamazsa
tezkerenin zora gireceginı Başkan Bush'a kabul etti-
remiyor.
Başbakan'a Izmir'deki milli maçta 30 bin kişinin, üs-
telik bir kışkırtma, organızasyon olmadan "savaşa ha-
yır" dıye haykırması; Bush'a hiçbir şey ifade etmiyor.
0, aynı söylemleri yineliyor 18 Şubat'ta asker bulun-
durma tezkeresi TBMM'den geçmeli!
Başbakan'dan alınan talimatla Bakan Yakış, diren-
se ne olacak? "Elimizi, (tabii öncelikle AKP grubuna
karşı hükümetin elini) güçlendihn." Hayır!
Adamm gözü kararmış. Astığım astık, dedığim de-
dik havasında.
• • •
Başbakan Güf zor durumda. Büyûk devletle iş tu-
tarken dikkatlı olmamanın, sağlam strateji senaryola-
n hazırlamamanın cezasını çekiyor.
ABD kararının temyizi yok. Son merci Başkan
Bush'tu; son noktayı gösterdi:
Ya mart ayı başlarında başlaması olası Irak operas-
yonunun planlanması açısından "önümüzdeki hafta"
askerterimi konuşlandıracak tezkereyi 18 Şubat'ta
TBMM'den geçirirsin, kuzey cephesini Türkiye'den
açma planımı desteklersin...
Ya da ABD için yollar, olanaklar tükenmez, masraf-
lı olur şöyle olur böyle olun "altematifli biryol bulur"
amma.. açıkça söylemez Bush, ne kı ikinci elden du-
yumsatır. Neredeyse kırk katır mı, kırk satır mı deme-
ye gelen bir üslupla iki bakanı uğurlar.
İki bakandan gelinen noktayı öğrenen Başbakan
Gül, kukumav kuşu!
• • •
Hükümet ya; toplumu, TBMM'yi (AKP grubunu) do-
yuracak biçımde savaş zaraıianmızı önerilen rakamın
üzerine çıkaracak, yazılı güvenceye bağlayacak.. ya
da; "havada bulut 18 Şubat'ı unut!" diyecek. Diyebi-
lecek mi?
Washington'dan eli boş dönen hükümet, "olmakla
olmamak" noktasında.
Rahmetii Şinasi Nahit Berker'in böylesi durumlar-
da söylediği gibı: "To be or not to be/Yok dibi."
AL GÖZÜM SETREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK
Ölüm Günleri Gelirken
I BaştarafiArka Sayfada
bir programa rastladım.
NTV muhabiri dünyanın
sözü geçen aydınlanyla,
dünyamız ve Türkiye üstü-
ne konuşuyordu. Ortasın-
da açtığun için üç aydrn ki-
şinin adlanru öğreneme-
dim ama üçüncüyü hemen
tanıdım
Tank Ali, onu nasıl ta-
nımam, kendi kuşağımın
en yakışıkh ve en dobra ay-
dınıydı o. Yaşlanmış ama
yakışıklıhğından hiçbir
şey yitirmemiş. Tank Ali,
hiç sakınmadan Ameri-
ka'nın artık dünyanın tek
süper gücü olduğunu, bi-
zim fazlasıyla Amerikan
yanlısı olmaya başladıgı-
mızı, bir anda yan yolda
kalacağımızı söyledi. Hak-
lıydı. NTV muhabiri de
ona hak vermek zorunda
kaldı.
Ama bizim bir mazere-
timiz vardı, IMF"ye olan
borcumuz korkunç boyut-
laıa ulaşmıştı, tek çaremiz
büyük gücün dediklerinı
yapmaktı. Işte o zaman, di-
ğer iki aydın da söze girdi
ve şöyle dedi- "Türkiye
IMF politikalanna mec-
bur olacak bir ülke değil.
Ttrkiye bir Etiyopya de-
ğiL"
tşte bir can sıkıntısı da-
ha Dünyanın en zengin ül-
keierinden biri ol ve IM-
F"ye saniye başı 670 dolar
ö<İ! Gerçekten böyle bir
iille yok! Genç ınsanlar ta-
nı.orum, çocuk yapmak
isfâmıyorlar; "Böyle bir
ülkede çocuk yapmak ci-
aayettir" diyorlar. Haklı-
laı. çünkü doğacak her ço-
cxk, daha ilk soluğunda
IMF borçlusu olacak!
Haklılar, bunu bayram
ginlen içinde kızımı ve
danadımı Hamburg'a yol-
cu ederken daha çok anla-
dım. Daha iyi bir iş ve ya-
şam bulmak için gıttiler.
Burada kök salmak için,
ideallerini gerçekleştırmek
için bir yıl boyunca verdik-
leri mücadeleye bizzat ta-
nık oldum. Çok fazla hayal
kınklığına uğradılar, çok
çırpındılar ama sonunda
kendi değerlerini ve ideal-
lerini karşılayan bir başka
toprağa doğru yola çıktı-
lar.
Onlan geçirirken kendi-
min bu konuda hiç de yal-
mz olmadığını hissettim,
pek çok anne baba özellik-
le iki yıldır canlannı ciğer-
lerini yurtdışına yolladılar.
Çûnkü bu ülkede hiçbir şe-
yin değişmeyeceğini gör-
düler. IMF'ye olan borcu-
muz ve boyunduruğumuz
durdukça daha pek çok an-
ne baba bu yenilgiyi yaşa-
yacak, bundan hiç kuşkum
yok.
Iç karartıcı biri olup çık-
tım, oysa güzel bir iş var.
Tank Ali de söyledi:
•'Dünyada ilk kez savaş
karşıtı Idşiler böylesine
çok, böylesine örgütlü."
Evet, bu dünya için yenı
bir şey, yeni bir şans! Bu
nedenle herkesi, "Banş
İçin Bir Daldka Karan-
lık" eylemine katılmaya
çağınyorum. Saat tam se-
İdzde ışıklarınızı banş için
kapatın Çünkü dünyamn
hemen her kentinde ışıklar
o saatte banş için sönecek.
Tokyo, Londra, Pans,
Montreal, Toronto, New
York ve daha dünyanın pek
çok kenti banş için bir da-
kika karanrken siz de on-
larla birlikte olun. Unut-
mayın bütün büyük ateşler
önce bir kıvılcımla başlar.
seyreyleisil(q yahoo.com
Oyun öylesine büyük ve önemli ki, ABD Ortadoğu'yu ateşe vermenin eşiğinde
Bir avuç dolar için
AJ ıra 'petrol avımn en büyüğü'
Irak'ta. Amerikan saldırganlığının
peşine takıîanlar bu politikanın
ardındaki gerçekleri bilmek zorunda.
"Komşumuzun evi kundaklamrken
biz bunun dışında kalamayız "
bahanesi inandıncı olmaktan uzaktır.
Burada komşuya düşen, ateşin
üzerine körükle gitmek yerine
barıştan yana olmaktır.
Ortadoğu'da
büyük oyun
Hüseyin BAŞ
erçekten 'Baba oğul
Bush'lann ve oğul Bush'un
bugünkü ekibinin savaş
oburu askersel endüstri or-
taklı petrol devleriyle bağ-
lantısını dünyada bilmeyen yoktur. Aslın-
da bu ilişki pek yeni de değildir. Eric La-
urent'ın Fransa'da Plon Yayınevi tarafın-
dan yayımlanan araştırmasına bakılırsa de-
de Bush, Prescott, ilk volisini Hitler'in
özel bankacısı ünlü Thyssen'le ortaklığuı-
dan vurmuş. ilk ışi ise pek çok onur verici
değil: Polonya ve Almanya'da savaş esirle-
rinin zorla ve bedava çalıştınldığı çinko
madenlerinin ışletilmesi ve çeşitli Nazi iş-
letmelerinin satın alınması. Bu yüzden
1945'te başı belaya bile gırmiş. I. Körfez
fatihi, CIA başkanlığından Birleşik Devlet-
ler Başkanhğf na tırmanan baba Bush, ün-
lü Medellin kartehnin uyuşturucu parala-
nnı aklamanın yanında bazı Suudı terörist-
lere yardım eden BCCI adlı bankanın pat-
ronu Alid Bin Maflous'la ortaklık yapmış.
'Bush Savaşta'
Oğul Bush ise, başı ekonomik açıdan be-
laya gırdiği her sefer Bin Ladin ailesi ıle
ilişki içinde olan kişilerin yardımına maz-
har olmuştur. Fransa'da
olduğu gibi
Türkiye'de de henüz
çevrilmemiş olan 'Bush
Savaşta' kitabında Wa-
tergate skandalını ortaya
çıkaran gazeteci Bob
Woodward'a göre '15
Eylül2001'de, ÖdzKu-
leler faciasından dört
gün sonra W. Bush'un
başkanhğında toplanan
kabinede vakit geçirme-
den coğrafi yapı olarak
Afganistan'a kıyasla da-
ha elverişli olan Irak'a
saldırılmasını bu ülkeye
karşı gerekirse 'mini
nükleer bomba', sevim-
li adıyla 'little nuke'
kullanılmasını öneren
sertliği ve kabalığı yanı
sıra bir zamanlar "Euro-
komünizmin de Birle-
şik Devletler için tehdit
oluşturduğu"nu ilen
sürecek ölçüde ipin ucu-
nu kaçıran, Saddam'ın
şeytan sayılmadığı dö-
nemlerde onun kimya-
sallar dahil tepeden tır-
nağa silahlandınlmasın-
da etkin rolü bulunan Ni-
xon ekollü "yaşlı
Rumsfeld'in" Yahudi
üst düzey yöneticileri arasındadır. Bunun
yanı sıra hidrokarbür sektörüne servis
ekipmanlan sağlayan dünya devi Hallibur-
ton'un yönetım kunılu üyesidir. Başkan
Yardımcısı Dick Cheney ise başkanlık se-
çimi öncesine kadar Halliburton'un yöne-
tim kurulu başkanhğını yapıyordu. Bu dev
kuruluş, aynı zamanda, Suudi Arabistan
ve Irak tan ithal edilen petrolün yüzde
86'sını tek başına ithal eden Chevron'a ser-
vis sağlıyordu. Chevron, geçen temmuz
ayında Irak'tan 5 milyon varil petrol ithal
ermişti.
Kıl payı kazanılan seçlm
Halliburton'un bir başka çalışma alanı
ise Pentagon'a prefabrike askeri üsler yap-
mak. W. Bush'un sertlikte erkeklere taş çı-
kartan güvenlik danışmanı Condoleezza
da petrol devlerinin yabancısı değil. Chev-
ron'ın yönetim kurulu üyeliği sırasında
Kazakistan'daki araştırmalan yönetmiş ve
Chevron'ın bu ülkeye 20 milyar dolar ya-
tınm yapmasında önemli rol oynamıştır.
Chevron, Chevron-Texaco şirketiyle de Af-
rika'nın petrol devi Nijerya'nın önde ge-
len kuruluşlan arasında yer almaktadır. Ba-
yan Rice'in Güvenlik Danışmanlığı'na
PETROL ŞİRKETLERİYLE İÇ İÇE-GeorgeW.Bushveeki-
bi Birleşik Devletler'de şimdiye değin bu yoğunlukta görülme-
yen dev petrol şirketlerinin patronlanyla iç içedir. Baba oğul
Bush'lar başta olmak üzere ekibinin çok sayıda önemli ismi,
petrol ve askersel endüstri devlerinin ya bizzat ortakhğından
ya da üst düzey yöneticiliğinden gelmektedir. (Fotoğraf: AP)
asıllı hırslı öğrencisi 'savaş illetiyle malul'
Paul Wolfowitz'den başkası değildir. Ay-
nı toplantıda, "Peki ama Irak'a hangi ge-
rekçe ile saldıracağız" sorusuna Wolfo-
witz'in yarutı ise, Powell'ın kanıtlaruu ara-
tır gibi değildir: "Saddam nasılsa yüzde
10 ila yüzde 50'lik bir olasüıkla El Ka-
ide'nin arkasındadır!"
Pev şlrketlerle bağlantılar
W. Bush ve ekibi Birleşik Devletler'de
şimdiye değin bu yoğunlukta görülmeyen
dev petrol ve askersel endüstri patronla-
nyla içli dışlı, dahası iç içedir. Gerçekten
de baba oğul Bush'lar başta olmak üzere
ekibinin çok sayıda önemli ismi, petrol ve
askersel endüstri devlerinin ya bizzat or-
taklığuıdan ya da üst düzey yöneticiliğin-
den gelmektedir. Şimdi sözü edilen kuru-
luşlarda fiilen yer almasalar da, Amerikan
geleneklerine uygun olarak, o kuruluşlar-
la içli dışlı ilişkilerini sürdürmektedirler.
Oğul Bush, tıpkı babası gibi, sözü edilen
dev şirketlerle bağlantıhdır. W. Bush pet-
rol işine 1970'te Arbusto ve Spectrum
7'nin de aralannda yer aldığı çeşitli petrol
arama ve dağıtım şirketleriyle ortaİdıkla
başlamıştır. Bu sırada, babasının arkadaş-
lan yanı sıra BCCI, Suudi yatınm şirket-
leri ve Usame bin Ladin'in kardeşlerinden
Salem bin Ladin'in parasal desteğinden
de yararlanmıştır. Bu arada, I. Körfez Sa-
vaşı'ndan bir yıl önce bir Kuveyt petrol
arama şirketınden aldığı hisseleri, mutlu
bir rastlantıyla, Kuveyt'in Irak tarafindan
işgalinden iki ay önce yüklü bir kârla el-
den çıkararak uyanık bir işadamı olduğu-
nu kanıtlamıştır.
Oğul Bush, babasının desteğiyle büyük
petrol ve askersel endüstn devleriyle bağ-
lantılar kurmuştur. Baba Bush, bugün bu
alanın devleri acismda yer alan Carlyle'ın
Başkanı George WBush
ve şahinleri, tıpkı Clinton 'ın
"Sakin olun, müttefîklerinizi ikna
etmeden bu işe girişmeyin "
uyarısı da dahil her gün daha da
artan 'aklın yoluna dönmesi
çağnlarına kulak verecek midir?
Yoksa bütün bunları dinlemeyip
bildigini mi okuyacaktır? Bunu
zaman gösterecektir...
Bu arada Angola da boş bırakılmanuştır.
Şimdi sıra 'petrol avının en büyüğû'
Irak'tadır. Oyun öylesine büyük ve önem-
lidir ki, Birleşik Devletler'de bir süredir
egemen olan petrol ve silah oligarşisi ken-
disine sadece bir omlet yapmak için Orta-
doğu'yu ateşe vermekte sakınca görme-
mektedir. Amerikan saldırganlığının peşi-
ne takıîanlar bu politikanın ardındaki ger-
çekleri bilmek zonındadırlar. 'Komşumu-
zun evi kundaklamrken biz bunun dı-
şında kalamayız' bahanesi inandıncı ol-
maktan uzaktır.
Tam tersine burada komşuya düşen, kun-
daklanmaya karşı çıkmak, ateşin üzerine
körükle gitmek yerine, dünyanın banştan
yana ezıci çoğunluğu ile birlikte yangını
önlemek için çaba göstermek, ülkenin bu-
gün Ortadoğu, yann Kafkasya ve Orta As-
ya'daki ABD çıkarlannı konınmasımn
'jandarmalığı' için ikinci bir 'tsrail'e dö-
nüştürülmesıne karşı durmaktır.
Unutulmamalıdır ki, bu Cumhuriyet, sa-
dece komşusunun değil, dört bir yanının
ateşe verildiği koşullarda bile savaşm dı-
şında kalmayı başarmıştır. Bu yüzden Was-
hington'un yanında yer almazsak, Irak'ın
yeniden dizayn edileceği masaya oturama-
yız, üstelik, pay da alamayız' diye komşu-
su ölmeden mirasma göz
koyanlar ham hayal için-
dedirler. Bu büyük oyun-
da bunlara düşecek ger-
çek pay, bir avuç dolar,
'din kardeşi' bir ülkenin
yakılıp yıkılmasına, bin-
lerce ınasanının da katle-
dılmesine yol açacak zor-
balığa yataklık etmeye
yeltenmenin utancı ola-
caktır. Washington'un şa-
hinlerini Türkiye'yi alet
ederek NATO'yu saldın-
nın yanına çekime oyunu
da tutmamıştır.
1
Yavuz hırsız'
Aslmda Irak, Washing-
ton'm savladığı gibi, salt
komşulan için değil biz-
zat ABD için de tehditse
şu ünlü 4. maddenin işle-
tilmesini Türkiye yerine
kendisi için isteseydi 'ya-
vuz hırsızın ev sahibini
bastırması' misali, çok
daha eğlenceli olmaz
mıydı? Ama her şeye kar-
şın Washington pes etmek
niyetinde değildir. Şimdi,
denetçilerin son Bağdat
ziyaretinden, Rusya ve
atanmasmı kutlamak için Chevron bir sü-
per tankerine 'Condoleezza' adını vermiş-
tir. Oğul Bush'un seçimi kıl payı ve bir
hayli tartışmalı biçimde aldığı kampanya-
yı yöneten Don Evans Ticaret Bakanı'dır.
Evans aynı zamanda Amenkan kıyılan
ve Meksika Körfezi'nden elde edilen pet-
rolün yüzde 25'ini denetleyen Sharp Dril-
ling'in de patronudur.
Dick Cheney, geçen yıl, Kaliforniya'da-
ki ağır krizden sonra geliştirilen Ulusal
Enerii Plam'mn mimandır.
Sözü edilen plan bugün küresel ölçekte
hayata geçirilmektedir. Plan, Birleşik Dev-
letler'in enerji gereksinimini şu an elınde-
ki kaynaklardan karşılayamadığı, bu yüz-
den gerektiğinde güç kullanarak yeni ener-
ji kaynaklanna el konulması ya da denetim
altına alınması ilkesine dayanmaktadır.
Afganistan, terorizmle savaş bahanesiyle
işgal edilmiş ve Birleşik Devletler yeni pet-
rol ve doğalgaz cenneti olarak adlandınlan
Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde yer alan
dokuz ülkede askeri üsler kurmuştur.
'Terorlzme kar$ı savas'
Sadece Özbekistan ve Türkistan'm re-
zervleri 5.000 milyar dolar tahmin edil-
mektedir. Ikiz Kuleler faciasmdan sonra
keşfedilen 'terorizme karşı savaş' baha-
nesıne dayandınlan bu yeni ihracat kale-
minden dünyada nasibim almayan ülke he-
men hemen yoktur. Latin Amerika'mn pet-
rol üreticisi ülkeleri de namlunun ucunda-
dır. Petrol ülkesi Venezüella'nın Washing-
ton tarafından sevilmeyen başkanı Cna-
vez'i devirmeye yönelik başansız darbenin
arkasında kimın olduğu kimsenin saklısı
değildir.
Powell'ın Afrika gezisi, petrol üreticisi
Nijerya'ya askeri yardımla sonuçlanmıştır.
Çin destekli Fransız-Alman banş girişi-
minden sonra sorunun banşçı çözümüyle
ilgili umutlann güçlenmesi W. Bush ve şa-
hinlerini fena halde öfkelendirmiş ve ABD
yeni banş girişiminin miman Fransa, Al-
manya ve Belçika'yı Türkiye'nin yardım
istemine olumlu yanıt vermekte ayak sürü-
dükleri için 'NATO'yu bölüp parçalamak-
la suçlamıştır.
Oysa, sorun doğrudan Türkiye'ye yöne-
lik değildir. Zamanlamayla ilgilidir. Aala-
şılan bu ülkeler, Güvenlik Konseyi'nin 14
Şubat toplantısı öncesi Washington'ın eli-
ne 'NATO da yammızda kozu' vererek
konseyi savaş yönünde baskı altma tutma-
sını önlemek istemişler, daha da önemlisi
Birleşik Devletler'in artık NATO'yu, dile-
diği gibi başına buyruk kullanma alışkan-
lığmdan vazgeçmesi yönünde uyanda bu-
lunmuşlardır.
W. Bush ve şahinleri, tıpkı Clinton'ın
'Sakin olun, müttefîklerinizi ikna etme-
den bu işe girişmeyin' uyansı da dahil her
gün daha da artan 'aklın yoluna' dönme-
si çağnlanna kulak verecek midir? Yoksa
bütün bunlan kös dinleyip bildigini mi
okuyacaktır? îkinci yolda direnirse, saldı-
ndan önce son koz olarak, 'Bin Ladin'in
Irak'la bağlantısını ortaya koymaya yöne-
lik 'dandik' kaset biryanabırakılrrsa, pro-
vokasyonlara kadar uzanabilecek bir dizi
'gelişmenin' daha ortaya çıkması kimse
için şaşırtıcı olmayacaktrr. (*)
(*) Dizideki bazı veriler;
Le Monde (Şu yaşlı Rumsfeld) Başyazı
25.1.2003 Le Canard Enchaine (SamAm-
canın Tetikçileri) Patrice Lastrohan
29.1.2003 L'Humanite (Bush'un petrol
bağlantısı) Michel Mullerin 18.1.2003
yazılanndan derlenmiştir.
* B İ T T İ
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
bir acıklı güldürü.
Savaş, Irak'tan sonra en çok hangi ülkeye za-
rar verecek?
Türkiye'ye...
Demokrasiyle yönetilip savaş karşıtı gösterile-
rin yasadışı ilan edildiği ülke hangisi?
Türkiye...
Aziz Nesin, ne desin?
Bugün Iraktartışmalan arasında1<aynayıp giden
bir gelişmeyi sütunayatıralım... 4 Şubat 2003 gü-
nü, Yugoslavya Federasyonu resmen tarihe kanş-
tı. Ülkenin yeni adı, Sırbistan ve Karadağ!
Pariamentonun üst kanadında 7'ye karşı 26, alt
kanadında da 31 'e karşı 84 oyla onaylanan anlaş-
maya göre, gevşek birfederasyonla birbirine bağ-
lı kalmaya devam edecek olan iki ülke, 3 yıl için-
de tümüyle aynlmak için referandum yapma hak-
kını saklı tutacak. Bunun Türkçesi şu:
2006'da Sırbistan ve Karadağ birbirinden tü-
müyle bağımsız iki devlet olarak yaşamaya baş-
layacak.
Ülkelerin kendi gelecekleriyle ilgili karar alma
hakkına elbette saygı duymak gerekir. Ancak Yu-
goslavya'da yaşananlar tamamen iç dinamiklere
dayalı birsüreç değil. Dışandan dürtüklenen, ateş-
lenen aynlıklar Yugoslavya'nın içinden 8 devlet
doğurdu.
Anlaşmanın onaylanmasının hemen ardından,
kâğrt üzennde Sırbistan sınırlan içindeymiş gibi
görünen, yönetimine BM'nin, güvenliğine NA-
TO'nun kanştığı Kosova'nın da kendi statüsünü
yeniden belirlemek için ayağa kalkması şu soru-
yu güncelleştiriyor:
8 devletin ardından bakalım daha kaç devlet
daha kurdurulacak!
Çözüm ulusal bilinç!
Üniter devlet yapılarının önünde iki geleneksel
süreç vardır:
Ülke içindeki farklılıklan öne çıkanp aynlığı de-
rinleştirmek mi, ortak noktaları öne çıkanp pay-
laşmak ve çoğaltmak mı?
Birinci unsuru öne çıkarırsanız ne olacağı, Yu-
goslavya deneyiminde kanlı biçimde görüldü. 3
milyon nüfuslu Bosna-Hersek'te 1992-96 arasın-
da yaşanan iç savaşta 250 bin kişi yaşamını yitir-
di, 1 milyon kişi yerinden edikJi!
Güney Slavlan anlamına gelen Yugoslavya'nın
dağılma sürecini şöyle özetleyebiliriz:
1980'lerin sonunda Avrupa'dan, federasyon
içindeki bazı cumhuriyetler bağımsızlığını ilan
ederse, bunu tanıyabileceği mesajlan geldi. örne-
ğin Almanya hemen Hırvatistan'ı tanıyacağını ilan
etti. Buradan başlayan gerginlik tüm ülkeyi etki-
ledi!
İç çatışmalarda Batı, önce tatmin edici miktar-
da kanın akmasını bekledi. İç dengelerin tümüy-
le bozulup, dışandan gelecek yaptınma hiçbir iç
tepkinin gösterilemeyeceği bir noktaya gelince
müdahale edildi. öyle ki, Batı denetiminde yaptı-
nlan seçimler bile ayrılık için kullanıldı. Her etnik
grubun ayrı partiye oy vermesi sağlandı ki, derin-
lik uçuruma dönüşsün, geçmişteki ortak yaşam-
dan izler kalmasın!
Balkanlar'daki farklılıklan tanımlamak için bir
yazarın bulduğu deyim şu:
Balkan uzayı!
Uzaydaki son parçalanma Yugoslavya'yı tarihe
gömerken iki yeni devlet doğurdu. Batı bu karan
saygıyla karşıladı hatta sürece yardımcı oldu. He-
men altta Kıbns'ta ise fiili olarak oluşmuş iki dev-
letin zorla birleştirilmesi için plan üstüne plan ya-
pılıyor.
Türkiye olarak bütün deneylerin kanla yapıldığı
bir coğrafyada yaşıyoruz. Denek ülke olmamanın
birinci yolu, yeni dünya düzeniymiş, tek-çok ku-
tupmuş, AB süreciymiş, kim ne derse desin ulu-
sal bilinci diri tutmak!
"Bilinç" erozyona uğrarsa, geriye "linç" kalıyor!
ankcum@ttnet.net.tr
AKP hükümeti
MF'ye teslim oldu
• Baştarafi 1. Sayfada
SSK'deki tasarruf bek-
lentisi 900 trilyon lira-
dan 600 trilyon liraya
indirildi. Bağ-Kur'da-
ki tasarruf hedefi ise
500 trilyon lira olarak
benimsendi.
Tasarruf hedefine u-
laşmak için sosyal gü-
venlik kurumlannda
denetimlerin arttınl-
ması, SSK işveren ka-
yıtlanyla Maliye Ba-
kanlığı mükellef kayıt-
lannın çapraz kontro-
lünün yapılması, dene-
tim ve sigorta müdür-
lüklerinin otomasyonu
sonucunda prim gelir-
lerinde artış sağlanma-
sı kararlaştınldı. Yak-
laşık 5 saat süren zir-
vede alınan kararlar
dogrultusunda bütçe
büyüklükleri de yeni-
den değerlendirmeye
alındı. Dün gün boyu
Hazine'de sürdürülen
görüşmelerde, 148.3
katrilyon lira olarak
belirlenen 2003 yılı
bütçesinde gider azal-
tıcı olarak ahnabılecek
önlemler değerlendi-
rildi. Bugün yapılacak
çahşmalarla bütçeye
son şeklinin verilmesi
ve bütçe yasa tasansı-
DIO hafta ortasında
Meclis'e sevk edilme-
si bekleniyor.
Perulu eski bakan
yolsuzluktan tutuklandı
BUENOS AİRES
(AA) - Uluslararası Pa-
ra Fonu (IMF) heyeti
üyesi olarak Arjantin'de
incemelerde, bulunur-
ken Peru'daki bir mah-
kemenin talebi üzerine
tutuklanan eski Ekono-
mi Bakanı Jorge Baca
Campodonico yolsuz-
luktan sorgulanacak.
Federal yargıç Rodol-
fo Canicoba Corral'ın
yerel başına açıklaması-
nagöre Arjantin'in eko-
nomik canlanma planı-
nı incelemek üzere bu
ülkede temaslarda bulu-
nan IMF heyeti üyesi
olan Perulu eski bakan
Baca, Interpol emri üze-
rine tutuklandı. Peru ba-
sınındaki haberlere göre
yolsuzlukla mücadele
soruşturmalanndan so-
rumlu yargıç Victoria
Sanchez, eski Ekonomi
Bakanı Baca Campodo-
nico'yu, eski Istihbarat
Teşkilaö Şefi Vladimi-
ro Montesinos'un ya-
kınlanna, akrabalanna,
kayırdığı kimselere
usulsüz, haksız vergi in-
dirimleri tanımakla it-
ham ediyor.
1998'den 2000 yılına
kadar ekonomi bakanlı-
ğını yürütmüş olan
Campodonico, bakanlık
görevinden önce vergi
ofısi başkanı idi ve Mer-
kez Bankası'nda görev-
ler üstlenmişti.