Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14ŞUBAT2003CUMA
HABERLER
DÜNW)A BUGUN
AIİSİRME1N
Yeni Düzende Saddam,
AMTO'da rürkiye Vesile
Herkes temiz elbiselerini giymiş, sabahın er-
ken saatinde kapı ziline kulak vermişken...
Koçlar, develer, danalar, kör, paslı bıçaklaria bo-
ğazlanır, kentte kaJan dargınlar banşırken...
Uçaklar, turlar, kimi insanlarımızı, kayakya da
alışveriş merkezlerine dağrtırken...
Uyanık kural tanımazlar Azrail kesilip kurbanı
yolaçıkmış insanlardan seçip, Azrail'in vekilliği-
nesoyunurken...
Düşünüyonjm, "Oaha kaç bayramım kaldı"di-
ye ve karar veriyoaım h içbir şeye sinirienmeme-
ye...
Gazeteler erkence geliyor, birinde manşet:
Gül, Saddam'a "Bize buyrun misafiredelim, sa-
vaşı önleyelim" buyurrnuş. (Başbakan sonradan
bu haberi yalanladı.)
Bir başkası daha da ilginç:
"Saddam'ın Laneti" . Altında açıklaması:
"Saddam'a karşı alınacak tavırönce BM'yi ve
AB'yiikiye böldü, sonra da NATO'yu dağılma-
nın eşiğine getirdi."
Lartavte velakin!
Saddam ile yatıp Saddam ile kalkıyoruz ve
olayda, Irak diktatörünün yerini bir türlü doğru
saptayamryoruz.
ABD'nin yeni dünya düzeninde Saddam ve-
sile ayol!
Saddam olmasaydı da olacaktı bunlar, Sad-
dam yalnızca, aklı başında kimsenin yutmadığı
bir mazeret sağlıyor kovboya.
Herhalde kovboy yatıp kalkıp dua ediyordur
Saddam'a.
• • •
Saddam nasıl ABD'nin yeniden oluşturacağı
dünya düzeni içinde vesile ise, aynı şekildeTür-
kiye de NATO'daki anlaşmazlıkta bir vesiledir.
Türkiye, çıkacağı kesinleşmiş olan Irak sava-
şında, bu ülkenin, kendi güvenliği açısından teh-
dit oluşturacağını düşünüyor; bunun için de NA-
TO Konseyi'nde, 4 Nisan 1949tarihli Kuzey At-
lantik Ittifakı'nın 4. maddesinin gereğini yerine
getirmesini, yani 5. maddede öngörüldüğü gi-
bi, saldırgana karşı silahlı mukabeleyi de içeren
5. maddedeki önlemlerin de harekete geçirebi-
leceği bir dizi önlemın ilk adımının atılması için
karşılıklı istişarelerin başlamasını istiyor.
Fransa, Almanya ve Belçika buna karşı çıkı-
yorlar.
Çoğu kimse görünüşe aldanarak, bu ülkele-
rin Türkiye'yi veto ettiğini ileri sürüyorlar.
Oysa asıl hedef, Türkiye değil, ABD'dir.
Gerçi Fransa ve Almanya'nın Türkiye'ye
AGSP'den birgıcıklan var, onun acısını da bu ve-
sileyle çıkarmaya çalışıyorlar, ama eğer Irak'a si-
lahlı müdahalenin gerekli olduğu doğrultusun-
da bir BM Güvenlik Konseyi kararı olsaydı, ne
Paris, ne Brüksel, ne de Berlin böyle bir yolu tu-
tabilirlerdi.
•••
NATO içinde bu çalkantı olurken, Almanya ve
Fransa Rusya ile, Irak'a silahlı müdahale için
BM Güvenlik Konseyi karannın zorunlu olduğu
konusunda birteşiyoriardı.
Pekin'in de, Paris- Berlin- Moskova eksenine
katılması bekleniyor.
Bu dört ülkeden üçünün Güvenlik Konseyi'nin,
veto hakkına sahip üyeleri olduğu da göz önün-
de bulundurulursa, BM'den ABD'nin tam iste-
diği bir kararın çıkmayacağı kolaylıkla anlaşılır.
VVashington ise, BM kararı olsa da olmasa da
bu müdahaleyi yapacağını birçok kez açıkça yi-
neledi, hâlâ da söylüyor.
Pazartesi günkü Cumhuriyet'\n manşeti, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin şu çok anlamlı ve haklı sö-
zünü yansrtıyordu:
"ABD planının parçası olmayız."
Inşallah, TSK'nin bu kararlı tutumu, siyasi ire-
deye de yansır parantezini açalım ve şimdi so-
ralım:
- TSK'nin bu tavrını haklı görürken, Almanya,
Belçika ve Fransa'nın aynı doğrultudaki davra-
nışına hak vermemek mümkün mü?
Nitekim bu ülkelerin yetkilileri, Türkiye'yi sa-
vunmasız bırakmalarının söz konusu olmadığı-
nı açıklryoriar.
Görülüyor ki, ihtilaf NATO'nun bazı üyeleri ile
Türkiye arasında değil, NATO'nun orta büyük-
lüktekileriyle patronu ABD arasındadır.
Nitekim, şimdiye dek pek çok yakışıksız açık-
lama yapmış olan Dışişleri Bakanı Yakış olayı an-
lamış ve bu doğrultuda demeç vermiştir.
Evet, nasıl ki, ABD'nin yeni dünya düzeninde,
Saddam bir vesile ise, Sam Amca'nın, bu dü-
zenin aleti olarak kullanmak istediği NATO için-
de de Türkiye bir vesilesidir.
Bu vesilelik, teselli değildir. Çünkü "Vesileler
badem olmaz" diye bir kural yoktur.
Türk Atlantik Konseyi:
Veto, İttifak'ın
rulııma aykırı
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Türk
Atlantik Konseyi,
Fransa, Almanya ve
Belçika'mn NATO
içinde Türkiye'ye des-
teği veto etmelerine
tepki gösterdi.
Konsey adına açıkla-
ma yapan Başkan, es-
ki Dışişleri Bakanı Ha-
luk Bayülken, Türki-
ye'nin 50 yıldır tüm
krizlerde NATO için-
de üzerine düşen göre-
vi yerine getirdiğini
vurgulayarak "Türki-
ye'ye böyle bir güişim-
de bulunulması esefle
karşılanacak bir hare-
kettir'' dedi. Bayülken
bu ülkeleri, ittifakın
ruhuna ve gelenekleri-
ne uygun biçimde ha-
reket etmeye çağırdı.
Haluk Bayülken
yaptığı yazılı açıkla-
mada, Fransa, Alman-
ya ve Belçika'nın ta-
kındığı tutum ile "NA-
TO'nun çatırdadığT
yorumlannı eleştirdi.
Bayülgen, NATO
içinde yaşanan tartış-
maların bu yorumlara
neden olacaİc kadar ile-
riye gitmesini bazı
müttefüderin "aymaz-
lık ve basiretsizBğüıe"
bağladı.
AİHM, RP'nin kapatılmasının örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddeyi ihlal etmediğine karar verdi
Erbakan'a demokrasi dersiSTRASBOURG (ANKA) - AvTupa
tnsan Haklan Mahkemesi (AİHM)
Büyük Dairesi, Anayasa Mahkemesi
tarafindan kapahlan Refah Partisi (RP)
yöneticilerinin temyiz için yaphklan
başvuruyu reddetti. AtHM, RP'nin
kapatılmasına karşın eski Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan ve arkadaş-
lannca yapılan başvuruyu karara bağ-
larken Anayasa Mahkemesi'ne ve la-
iklik ilkesine destek verdi. AİMH,
Refah Partisi 'nin kapatılmasının Av-
rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin ör-
gütlenme özgürlüğüne ilişkin 11 'in-
ci maddesini ihlal etmediğini belirte-
rek söz konusu maddenin bir devle-
tin yetkililerinı, devletin kurumlarını
koruma hakkından yoksun bırakama-
yacağını vurguladı.
İncelemeye gerek
görülmedl
19 Haziran 2002'de, kapatılan
RP'nin yaphğı temyiz başvurusunu
göriişen AtHM Büyük Dairesi,
Tarihi bira
fabrikası kültür
merkezi oluyor
Ştşi Beiedh'esL tarihi Bomonti
Bira Fabrikaa'nı kültür merkezi
haline getirmeyi pianhyor. ŞişB
Befediye Başkanı Mustafa
SangüL, kültür merkezi projesmi,
fabrika önünde gerçekleştirflen
basm toplanbsıyla açıktadL
TıyatrosanatçısıYridızKenter'nı
de kaokhğı topbnada konuşan
Sangül, 100 yıftk tarihi BomoDti
Bira Fabrikasrnm Isviçreü
Bomonti kardeşler tarafindan
kurukhığunuv«1938y*ada
TekeTe devrediknğini ammsatü.
MâDdyeti Özefleştirme Jdaresi
Başkanhğfnda olan fabrika
binasuıı kültür merkezi haline
getirmek için gerekfi başvurulan
yapüklannı ifade eden Mustafa
angüL projenin de
tamamlanmak üzere okhığunu
söyledi (Fotoğraf: AA)
Tarihi karar : AİHM, Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması
üzerine, Necmettin Erbakan, Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal tarafindan yapılan
başvuruyu reddetti. Kararda, Refah Partisi'nin kimi lider ve üyelerinin bazı eylemleri
ve konuşmalarının şeriata dayalı bir rejim kurmayı hedeflediğini belirtti.
RP'nin Anayasa Mahkemesi'nce 16
Ocak 1998 yılında kapatıhnası üze-
rine, eski Genel Başkanı Erbakan ile
SevketKazan ve Ahmet Tekdal tara-
findan 22 Mayıs 1998 'de yapılan baş-
vuruya ilişkin kararını açıkladı.
AİHM, RP'nin kapatılmasının Avru-
pa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin ör-
gütlenme özgürlüğüne ilişkin 1 l'in-
ci maddesini ihlal etmediğine oybir-
liğiyle karar verdi.
Türk Yargıcı Rıza Türmen'in de
görev yaptığı AİHM aynca, Sözleş-
me'nin düşünce özgürlüğüne ilişkin
9'uncu, ifade özgürlüğüne ilişkin
10'uncu, aynmcıhğın yasaklanması-
na ilişkin 14'üncü, haklann ihlalinin
yasaklanmasına ilişkin 17'nci ve hak-
lann sınırlandınlmasındaki Iimitlere
ilişkin 18'inci maddesi çerçevesinde
yapılan şikâyetlenn incelenmesine
gerek olmadığını da karar verdi.
Karannda, 11 maddede yer alan öz-
gürlükler ve haklardan yararlanan
siyasi partilerin demokratik bir rejim-
de başlıca rol oynadığını belırten
AtHM, "Ancak ll'inci Madde ve
9'uncu Madde (din özgüıiüğü) ve
10'uncu Madde tarafindan garanti-
lenen özgürlükler, bir dernegin faati-
yetieriyle kurumlarını zedelediği bir
devletin yetküilerini, bu kurumlan
koruma hakkından yoksun bıraka-
maz. Mahkeme, Sözleşme sistemi-
nin, daha önce bir demokratik top-
lumu savunma ihtiyaçlan ile bireysei
haklan arasında bir uzlaşmayı içer-
diğini betirtmiştr dedi.
Siyasi bir partinin yasalarda deği-
şikliklerin yapılması için ancak iki
koşulda çaba gösterebıleceğini belir-
ten AİHM karannda, bu iki koşul,
"önerüen değisiküğin amacın her aç>
dan yasal ve demokratik ohnası ve te-
nıel insan haklanflkeleriyleuyum içe-
risinde bulunması" olarak sıralandı.
Refahlılar $erlat
hedefllyor'
AİHM, şiddeti teşvik eden ya da
demokratik ilkelere saygı gösterme-
yen birprogram ortaya koyan bir par-
tinin, çarptınldığı cezalara karşın
Sözleşme nin konımasını talep ede-
meyeceğine dikkat çekti.
AtHM, RP'nin uzun vadede çok
hukuklu bir sistem çerçevesinde şe-
riata dayalı bir rejim kurmayı hedef-
lediğini, partinin politikasını uygu-
MÜDÜRLÜĞ
lamak için şiddete başvurmayı dış-
lamadığım ortaya koyduğunu belirt-
ti. RP'nin buplanlannı uygulayabil-
me fırsatlanolduğunu, bunun da de-
mokrasi için tehlikeyi daha da yakın-
laştırdığını kaydeden AİHM, Anaya-
sa Mahkemesi'nce başvuru yapan-
lara venlen cezalann acil bir sosyal
ihtiyacı karşıladığının düşünülebi-
leceğini belirtti.
Kapatma kararı haklı
Refah Partisi'ne yapılan müdaha-
lenin takip edilen amaçlara göre
orantısız olarak değerlendirilmeye-
ceği kanısına varan AİHM "RP'nin
kapaühnası ve başvuru yapanlann
bazılannm bazı siyasi haklannın ge-
çiçi olarak yasaklanması için inandı-
na ve zorunlu nedenleri vardı. Bu ne-
denle RP'nin kapatılması 11. mad-
denin anlanu çerçevesinde demokra-
tik bir toplumda gerekli göriilebiUr
ve bu nedenle 11. maddenin bir ih-
lah' söz konusu değildir" dedi.
DAVA SÜRECI
AIHMson
noktayı
TBMM însan Haklan înceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış:
Ocalan'ın hediyesini reddettimSELAHATTtS ŞAHİN
NEVŞEHİR-TBMM tnsan Hakla-
nnı Inceleme Komisyonu Başkanı ve
AKPNevşehir Milletveküi MehmetO-
katmtş. Türklerin yaşadığı ülkelerde in-
san haklan ihlalleri konusunda araştır-
ma ve inceleme yapacaklannı belirtti.
Elkatmış, AbduDahOcalan'ın avukat-
lannın kendisine bir elişi yazma getir-
diğini belirterek "Ben hediyeyi kabul
etmedim. Annesi mi yoksa Ocalan'm
kendisi mi gönderdi tam olarak bunu
bilmhorum. Ocalan'm hediyesine ih-
tiyacnn yok" diye konuştu.
Elkatmış, AKP U Başkanlığı'ndaki
bayramlaşmaya katıldıktan sonra ga-
zetecilere yaptığı açıklamada, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde
insan haklan ihlallerine yönelik bir di-
zi inceleme yaptıklannı, son dönem-
lerde ortaya konulan uygulamalann
da memnuniyet verici noktaya ulaştı-
ğını gözlemlediklerini söyledi.
Geçen hafta kendisini ziyaret eden
bir hemşerisinin, tsveç 'te 4 yüdan be-
ri hükümlü olan yakuıının bulundu-
ğu cezaevinde koşullann iyi ohnadı-
ğuıı bildirip yardmı istediğini anım-
satan Elkatmış, şunlan söyledi: "Hem-
şerimin talebi üzerine bu Idşinin Tür-
olarak giden bazı Türk vatandaşlann,
biyolojik ve kimyasal deneylerde ko-
bay olarak kullanıldıklan yönünde ba-
sında çıkan haberlerle ilgili ise şu de-
ğerlendirmede bulundu: "En kısa sü-
redeAImanya'>^ gjdip bu konulan in-
celeyeceğiz, Neücede bizimvatandaşla-
• Öcalan'ın avukatlannın kendisine elişi
bir yazma getirdiklerini belirten Elkatmış,
"Annesi mi yoksa Öcalan mı gönderdi tam
olarak bunu bilmiyorum. Öyle bir kişinin
hediyesini kabul etmem mümkün değil.
Öcalan'ın hediyesine ihtiyacun yok" dedi.
Idye'ye iadesi konusunda tsveç Bfiyö-
kelç^nği w Dışişleri Bakanhğı Uev-aztş-
malanmız oldu. Bu arada. cezaevle-
rinde işlenen bir insanhk suçu ohıp ol-
madığını yerinde görmek için tsveç'e
gitmeyi düşünüvoruz."
Elkatmış, Almanya'ya sığınmacı
nmızolsun veya ohnasın, insan hakla-
n ihlallerine uğrayıp uğramadıklannı
tespit etmek de bizun görevimiz, Çün-
kü başkalan bizim ülkemize geliyor \e
Türki>e'yi suçluyorlar. Arük biz de
başka ülkelerdeki insan haklan ihlal-
leri ile ilgili çahşmalar yapacağız.''
Elkatmış, Abdullah Öcalan'ın, ya-
kınlan ve avukatlan ile görüştürülme-
dikleri yolundaki haberlere ilişkin de-
ğerlendirmesinde de şunlan söyledi:
"Adalet Bakanhgı'ndan bunun doğru-
luğunu sorduk. Şu anda bu konu ince-
leniyor. Öcalan ile ilgili bazı hejetler
bana zaman zaman zi\arederde bulu-
nuyor. Avukatlan geliyor, diğerleri ge-
hyor ama ben birçoğunu kabul etme-
dim. Geçenlerde bir elişi yazma getir-
mişler. Ben hediye\i kabul etmedim.
Annesi mi yoksa Öcalan mı gönderdi
tam olarakbunubilmiyorum. Öyle bir
kişinin hediyesini kabul etmem zaten
mümkün değiLOcalan'm hediyesineih-
tiyacım yok." Elkatmış, gazetecilerin,
canh kalkanlara katdmayı düşünüp dü-
şünmediği yolundaki sorusuna, "Bu
sonıya içimden evetdemekgeB\T)rama
bizim bazıgörevlerimiz var. Bu neden-
le katılmayı düşünmüyorum ama
kanlanlan da takdüie karşıhvorum"
yanıtını verdi.
koydu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa tnsan Haklan Mahkemesı'nın
(AİHM) temyiz başvurusunu da
reddetmesiyle RP'nin 5 yıl önce
başlattığı yargı sürecine son nokta da
konmuş oldu. RP'nin AİHM
maratonu, eski Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Mıral Savaş'ın 21 Mayıs
1997 yıhnda "iaikiik karşra
evlemlerin odağı haline geldiği"
gerekçesiyle RP'nin kapatılması
ıstemiyle Anayasa Mahkemesi'ne
açtığı davayla başladı. Anayasa
Mahkemesi, 16 Ocak 1998 tarihinde
RP'yi "laik cumhuriyet ilkesine aylan
eytemleri" nedeniyle kapattı.
Kazan ve Tekdal 1998
yılında AİHM'ye ba;vurdu
Açıklamalan ve eylemleriyle partinin
kapatılmasına neden olduklan
belirlenen eski RP lideri Necmettin
Erbakan başta olmak üzere Ahmet
Tekdal, Şevket Kazan, Şevki Yumaz,
tbrahim Halil Çeük ve Hasan
Hüseyin Ceylan'ın milletvekillikleri
düştü. Kayseri Büyükşehir Belediye
Başkanı Şükrii Karatepe ile birlikte
bu isimlere 5 yıl süreyle siyaset
yasağı getirildi. Erbakan, Kazan ve
Tekdal, 1998 yıhnda AtHM'ye
başvurarak Türkiye'nin A\Tupa tnsan
Haklan Sözleşmesi'nin 11 ayn
maddesini ihlal ettiğini ileri sürdüler.
AİHM. 3 Ekim 2000 tarihinde RP
yöneticilerinin yaptığı basvurunun
incelemeye alınmasına karar verdi.
Strasbourg Mahkemesi, 16 Ocak
2001 tarihinde yaptığı duruşmada,
kapatılan RP'nin ve Türk
hükümetinin avukatlannı dinledi.
AİHM, 31 Temmuz 2001 tanhınde
3'e karşı 4 oyla verdiği kararda,
Türkiye'yi haklı bularak RP
yöneticilerinin iddialannı reddetti.
Eski parti yöneticileri, bu karar
üzerine AİHM Büyük Dairesi'ne
temyiz başvurusunda bulundular.
19 Haziran 2002'de temyiz
başvurusunu görüşen daire, dün
baş\Tirunun reddedihnesi yönünde
karar verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalisfar@yahoo.con*
Evde otururken tarih kitaplannı ve ta-
rihe ilişkin yazılan okumayı seviyorum.
Bir sürediryurtdışında olduğum için bu
bayramda birikmiş kitap ve dergileri
gözden geçirdim. Okumak için bazı ki-
taplan başucuma koydum. Inci Aral'ın
'Mor1
(Epsilon Yayınlan), Mahmut Alı-
nak'ın 'Ateşte Yakmak' (Berfin Yayın-
lan), Hakan Bıçakçı'nın 'RomantikKor-
ku' (Oğlak Yayınlan), Murat Uyurku-
lak'ın 7ö/' (Metis Yayınlan) rDmanlan, Me-
tinüstündağ'ın 'PazarSevişgenleri-2'
(Sel Yayıncılık), Mehmed Uzun'un 'Zin-
cirtenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Söz-
cükler
1
(Gendaş Yayınları) kitaplan, he-
men okumayı düşündüklerim. Uyurku-
lak'ın 'Tol' romanına başladım. Merak-
la okuyorum.
Dergilerden Gendaş Yayınlan'nın çı-
kardığı E dergisi, Varlık dergisi, NPQ
Türkiye dergisi, Yapı Kredi Yayınlan'nın
çıkardığı 'Kitap-lık' dergisi, yeni çıkan
'Hayvan' dergisi de bu bayram tatilin-
deyanımdabulunanlar. Toplumsal Ta-
rih' dergisini, tarihe bir yolculuga çıkmak
güdüsüyle merakla okumaya başladım.
Edhem Eldem'in Osmanlı mezar taş-
Biraz Tarih îyi Oluyor
lan üzerine incelemesi, tarihe ilişkin ye-
ni ipuçlan yakalama olanağı veriyor.
Edhem Eldem, mezartaşlanna ilişkin
uzun incelemesinde şunlan vurguluyor
"16. yüzyıldan öncesine ait Osmanlı
mezartaşlannın azlığı nedeniyle, bu er-
ken dönemlerhakkında genellemeyap-
mak zor olduğu kadar sakıncalıdır da.
Ancak bu belirsizliğe rağmen özellikle
Bursa'da bulunan 15.yiızyılmezartaş-
lanndan hareketle, erken dönem Os-
manlı mezar taşlannın en belirgin özel-
liklerinin; lisan bakımından Arapçaya,
içerikaçısından Islama, şekilaçısından
da Osmanlı öncesilslam taşlanndagö-
rûlen sadeliğe yakınlıklan olduğu söy-
lenebilir. Bu taşlardayeralan kitabeler,
gömülü olan kişinin kısa kimliği dışın-
da, Arapça dualar ve bekanın fani ha-
yata tercih edilmesini telkin eden for-
müllerie büyük ölçüde birbihni tekraret-
mektedir."
%..) Oysa Osmanlı mezariıklanyla bi-
raz aşinalığı bulunan herkesin dikkati-
ni çeken bir özellik, mezar taşlannın
benzerözelliklertaşımakla birlikte, çok
büyük çeşitiilik sergilediklehdir. özellik-
le Istanbul gibi büyük kentlerde rastla-
nan bu mezar taşlannın çoğunlukla 18.
yüzyıl sonrasına ait olduğu düşünülür-
se, 15. yüzyıl ile 18. yüzyılarasında Os-
manlı mezar taşlannın görüntüsünde
önemli bir değişim yaşanmış olduğu-
nu kabul etmek gerekir. Bu değişimin
çeşitli unsuhan varsa da hepsinin or-
takpaydası 'Türkleşme' olarak nitelen-
direbileceğimiz bir süreçtir. Başka bir
deyişle Osmanlı mezartaşlan, 16. yüz-
yıl civannda 'lokal' birkimlikkazanma-
ya başlamış, bugün Osmanlı mezarta-
şı denince aklımıza gelen 'tipik' biranıt
türü ortaya çıkmıştır."
Toplumsal Tarih dergisinin şubat sa-
yısındaki ilginç yazılardan birisi de Ha-
kan B. Gülsün'e ait. Osmanlı saray mi-
marlığındakı ilginç bir olayı aktaran Gül-
sün, o dönemde eski binalan koruma-
ya ilişkin bazı padişah kararnamelerine
dikkat çekiyor. Işte bir Padişah Karar-
namesi: "Eğriboz Beyi'ne hüküm ki,
Eğriboz Kalesi'nde 'Yukan Kapı' deni-
len kuleye çıkan merdivenin ayağında
bırakılmış olan mermeri, Muhakeme
Naibi Galatalı Mehmed'inyerinden çı-
kanp kendi kapısının eşiğine yerieştir-
diğini bildirmişsin. Şimdi bu buyruğum
sana uiaştığında zaman geçirmeden
adı geçen mermeri eski yerine koydu-
rasın."
Padişah bununla da yetinmiyor ve bu
olaydan yola çıkarak daha genel emir-
nameleryayımlıyor 'EğribozBeyi'ne, Ati-
na, Uvadiye ve Istefe kadılanna hüküm
ki; saraya bir dilekçe ile başvurulmuş-
tur. Bu dilekçedebölgenizde kimi işlen-
miş mermerdireklerve somakimermer-
ler olduğu belirtilmiştir. Bu mermeheri
kimi gayrimüslimlerin yerlerinden ala-
rak, sürükleyip taşıyarak savaş için ge-
len Hıhstiyanlarasattığıhaberverilmiş-
tir. Bu hüküm elinize geçtiğinde, bölge-
nizdekimermerdirekleh ve somakimer-
merleribölgenizde kendiyertehnde ko-
ruyup Hıristiyanlara sattırmayın."
Eski eserlerin, özellikle kutsal yerle-
rin onanmı arasında Osmanlı'nın çok du-
yariı olduğuna ve yapılannın aynen ko-
runması gerektiğine ilişkin ilginç karar-
lar da bu araştırmada yer alıyor. örne-
ğin III. Murad döneminde Kâbe'nin
onanmı için görevlendirilen Mimar Si-
nan'ın yapının duvarlannı bir kuşakla
çevirme isteğinin dönemin ileri gelen
din bilginleri tarafindan yapının karak-
terini bozacağı gerekçesiyle reddedildi-
ğini öğreniyoruz.
• • •
Tarih, dipsiz bir kuyu gibi. İnsan her
okuduğunda yeni şeyler öğreniyor. Bu
yazılardan sonra çevremizdeki eski ya-
zı mezartaşlan benim için daha anlam-
lı bir hale geldi. Bir de çevre duyarlılığı
için Batı'ya gıtmeye gerek yok, kendi ta-
rihimizde bunun ömekleri olduğunu öğ-
reniyoruz.
İyi tatiller, iyi okumalar diliyorum.