23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14ŞUBAT2003CUMA HABERLER DÜNW)A BUGUN AIİSİRME1N Yeni Düzende Saddam, AMTO'da rürkiye Vesile Herkes temiz elbiselerini giymiş, sabahın er- ken saatinde kapı ziline kulak vermişken... Koçlar, develer, danalar, kör, paslı bıçaklaria bo- ğazlanır, kentte kaJan dargınlar banşırken... Uçaklar, turlar, kimi insanlarımızı, kayakya da alışveriş merkezlerine dağrtırken... Uyanık kural tanımazlar Azrail kesilip kurbanı yolaçıkmış insanlardan seçip, Azrail'in vekilliği- nesoyunurken... Düşünüyonjm, "Oaha kaç bayramım kaldı"di- ye ve karar veriyoaım h içbir şeye sinirienmeme- ye... Gazeteler erkence geliyor, birinde manşet: Gül, Saddam'a "Bize buyrun misafiredelim, sa- vaşı önleyelim" buyurrnuş. (Başbakan sonradan bu haberi yalanladı.) Bir başkası daha da ilginç: "Saddam'ın Laneti" . Altında açıklaması: "Saddam'a karşı alınacak tavırönce BM'yi ve AB'yiikiye böldü, sonra da NATO'yu dağılma- nın eşiğine getirdi." Lartavte velakin! Saddam ile yatıp Saddam ile kalkıyoruz ve olayda, Irak diktatörünün yerini bir türlü doğru saptayamryoruz. ABD'nin yeni dünya düzeninde Saddam ve- sile ayol! Saddam olmasaydı da olacaktı bunlar, Sad- dam yalnızca, aklı başında kimsenin yutmadığı bir mazeret sağlıyor kovboya. Herhalde kovboy yatıp kalkıp dua ediyordur Saddam'a. • • • Saddam nasıl ABD'nin yeniden oluşturacağı dünya düzeni içinde vesile ise, aynı şekildeTür- kiye de NATO'daki anlaşmazlıkta bir vesiledir. Türkiye, çıkacağı kesinleşmiş olan Irak sava- şında, bu ülkenin, kendi güvenliği açısından teh- dit oluşturacağını düşünüyor; bunun için de NA- TO Konseyi'nde, 4 Nisan 1949tarihli Kuzey At- lantik Ittifakı'nın 4. maddesinin gereğini yerine getirmesini, yani 5. maddede öngörüldüğü gi- bi, saldırgana karşı silahlı mukabeleyi de içeren 5. maddedeki önlemlerin de harekete geçirebi- leceği bir dizi önlemın ilk adımının atılması için karşılıklı istişarelerin başlamasını istiyor. Fransa, Almanya ve Belçika buna karşı çıkı- yorlar. Çoğu kimse görünüşe aldanarak, bu ülkele- rin Türkiye'yi veto ettiğini ileri sürüyorlar. Oysa asıl hedef, Türkiye değil, ABD'dir. Gerçi Fransa ve Almanya'nın Türkiye'ye AGSP'den birgıcıklan var, onun acısını da bu ve- sileyle çıkarmaya çalışıyorlar, ama eğer Irak'a si- lahlı müdahalenin gerekli olduğu doğrultusun- da bir BM Güvenlik Konseyi kararı olsaydı, ne Paris, ne Brüksel, ne de Berlin böyle bir yolu tu- tabilirlerdi. ••• NATO içinde bu çalkantı olurken, Almanya ve Fransa Rusya ile, Irak'a silahlı müdahale için BM Güvenlik Konseyi karannın zorunlu olduğu konusunda birteşiyoriardı. Pekin'in de, Paris- Berlin- Moskova eksenine katılması bekleniyor. Bu dört ülkeden üçünün Güvenlik Konseyi'nin, veto hakkına sahip üyeleri olduğu da göz önün- de bulundurulursa, BM'den ABD'nin tam iste- diği bir kararın çıkmayacağı kolaylıkla anlaşılır. VVashington ise, BM kararı olsa da olmasa da bu müdahaleyi yapacağını birçok kez açıkça yi- neledi, hâlâ da söylüyor. Pazartesi günkü Cumhuriyet'\n manşeti, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şu çok anlamlı ve haklı sö- zünü yansrtıyordu: "ABD planının parçası olmayız." Inşallah, TSK'nin bu kararlı tutumu, siyasi ire- deye de yansır parantezini açalım ve şimdi so- ralım: - TSK'nin bu tavrını haklı görürken, Almanya, Belçika ve Fransa'nın aynı doğrultudaki davra- nışına hak vermemek mümkün mü? Nitekim bu ülkelerin yetkilileri, Türkiye'yi sa- vunmasız bırakmalarının söz konusu olmadığı- nı açıklryoriar. Görülüyor ki, ihtilaf NATO'nun bazı üyeleri ile Türkiye arasında değil, NATO'nun orta büyük- lüktekileriyle patronu ABD arasındadır. Nitekim, şimdiye dek pek çok yakışıksız açık- lama yapmış olan Dışişleri Bakanı Yakış olayı an- lamış ve bu doğrultuda demeç vermiştir. Evet, nasıl ki, ABD'nin yeni dünya düzeninde, Saddam bir vesile ise, Sam Amca'nın, bu dü- zenin aleti olarak kullanmak istediği NATO için- de de Türkiye bir vesilesidir. Bu vesilelik, teselli değildir. Çünkü "Vesileler badem olmaz" diye bir kural yoktur. Türk Atlantik Konseyi: Veto, İttifak'ın rulııma aykırı ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Türk Atlantik Konseyi, Fransa, Almanya ve Belçika'mn NATO içinde Türkiye'ye des- teği veto etmelerine tepki gösterdi. Konsey adına açıkla- ma yapan Başkan, es- ki Dışişleri Bakanı Ha- luk Bayülken, Türki- ye'nin 50 yıldır tüm krizlerde NATO için- de üzerine düşen göre- vi yerine getirdiğini vurgulayarak "Türki- ye'ye böyle bir güişim- de bulunulması esefle karşılanacak bir hare- kettir'' dedi. Bayülken bu ülkeleri, ittifakın ruhuna ve gelenekleri- ne uygun biçimde ha- reket etmeye çağırdı. Haluk Bayülken yaptığı yazılı açıkla- mada, Fransa, Alman- ya ve Belçika'nın ta- kındığı tutum ile "NA- TO'nun çatırdadığT yorumlannı eleştirdi. Bayülgen, NATO içinde yaşanan tartış- maların bu yorumlara neden olacaİc kadar ile- riye gitmesini bazı müttefüderin "aymaz- lık ve basiretsizBğüıe" bağladı. AİHM, RP'nin kapatılmasının örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddeyi ihlal etmediğine karar verdi Erbakan'a demokrasi dersiSTRASBOURG (ANKA) - AvTupa tnsan Haklan Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, Anayasa Mahkemesi tarafindan kapahlan Refah Partisi (RP) yöneticilerinin temyiz için yaphklan başvuruyu reddetti. AtHM, RP'nin kapatılmasına karşın eski Genel Baş- kanı Necmettin Erbakan ve arkadaş- lannca yapılan başvuruyu karara bağ- larken Anayasa Mahkemesi'ne ve la- iklik ilkesine destek verdi. AİMH, Refah Partisi 'nin kapatılmasının Av- rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin ör- gütlenme özgürlüğüne ilişkin 11 'in- ci maddesini ihlal etmediğini belirte- rek söz konusu maddenin bir devle- tin yetkililerinı, devletin kurumlarını koruma hakkından yoksun bırakama- yacağını vurguladı. İncelemeye gerek görülmedl 19 Haziran 2002'de, kapatılan RP'nin yaphğı temyiz başvurusunu göriişen AtHM Büyük Dairesi, Tarihi bira fabrikası kültür merkezi oluyor Ştşi Beiedh'esL tarihi Bomonti Bira Fabrikaa'nı kültür merkezi haline getirmeyi pianhyor. ŞişB Befediye Başkanı Mustafa SangüL, kültür merkezi projesmi, fabrika önünde gerçekleştirflen basm toplanbsıyla açıktadL TıyatrosanatçısıYridızKenter'nı de kaokhğı topbnada konuşan Sangül, 100 yıftk tarihi BomoDti Bira Fabrikasrnm Isviçreü Bomonti kardeşler tarafindan kurukhığunuv«1938y*ada TekeTe devrediknğini ammsatü. MâDdyeti Özefleştirme Jdaresi Başkanhğfnda olan fabrika binasuıı kültür merkezi haline getirmek için gerekfi başvurulan yapüklannı ifade eden Mustafa angüL projenin de tamamlanmak üzere okhığunu söyledi (Fotoğraf: AA) Tarihi karar : AİHM, Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması üzerine, Necmettin Erbakan, Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal tarafindan yapılan başvuruyu reddetti. Kararda, Refah Partisi'nin kimi lider ve üyelerinin bazı eylemleri ve konuşmalarının şeriata dayalı bir rejim kurmayı hedeflediğini belirtti. RP'nin Anayasa Mahkemesi'nce 16 Ocak 1998 yılında kapatıhnası üze- rine, eski Genel Başkanı Erbakan ile SevketKazan ve Ahmet Tekdal tara- findan 22 Mayıs 1998 'de yapılan baş- vuruya ilişkin kararını açıkladı. AİHM, RP'nin kapatılmasının Avru- pa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin ör- gütlenme özgürlüğüne ilişkin 1 l'in- ci maddesini ihlal etmediğine oybir- liğiyle karar verdi. Türk Yargıcı Rıza Türmen'in de görev yaptığı AİHM aynca, Sözleş- me'nin düşünce özgürlüğüne ilişkin 9'uncu, ifade özgürlüğüne ilişkin 10'uncu, aynmcıhğın yasaklanması- na ilişkin 14'üncü, haklann ihlalinin yasaklanmasına ilişkin 17'nci ve hak- lann sınırlandınlmasındaki Iimitlere ilişkin 18'inci maddesi çerçevesinde yapılan şikâyetlenn incelenmesine gerek olmadığını da karar verdi. Karannda, 11 maddede yer alan öz- gürlükler ve haklardan yararlanan siyasi partilerin demokratik bir rejim- de başlıca rol oynadığını belırten AtHM, "Ancak ll'inci Madde ve 9'uncu Madde (din özgüıiüğü) ve 10'uncu Madde tarafindan garanti- lenen özgürlükler, bir dernegin faati- yetieriyle kurumlarını zedelediği bir devletin yetküilerini, bu kurumlan koruma hakkından yoksun bıraka- maz. Mahkeme, Sözleşme sistemi- nin, daha önce bir demokratik top- lumu savunma ihtiyaçlan ile bireysei haklan arasında bir uzlaşmayı içer- diğini betirtmiştr dedi. Siyasi bir partinin yasalarda deği- şikliklerin yapılması için ancak iki koşulda çaba gösterebıleceğini belir- ten AİHM karannda, bu iki koşul, "önerüen değisiküğin amacın her aç> dan yasal ve demokratik ohnası ve te- nıel insan haklanflkeleriyleuyum içe- risinde bulunması" olarak sıralandı. Refahlılar $erlat hedefllyor' AİHM, şiddeti teşvik eden ya da demokratik ilkelere saygı gösterme- yen birprogram ortaya koyan bir par- tinin, çarptınldığı cezalara karşın Sözleşme nin konımasını talep ede- meyeceğine dikkat çekti. AtHM, RP'nin uzun vadede çok hukuklu bir sistem çerçevesinde şe- riata dayalı bir rejim kurmayı hedef- lediğini, partinin politikasını uygu- MÜDÜRLÜĞ lamak için şiddete başvurmayı dış- lamadığım ortaya koyduğunu belirt- ti. RP'nin buplanlannı uygulayabil- me fırsatlanolduğunu, bunun da de- mokrasi için tehlikeyi daha da yakın- laştırdığını kaydeden AİHM, Anaya- sa Mahkemesi'nce başvuru yapan- lara venlen cezalann acil bir sosyal ihtiyacı karşıladığının düşünülebi- leceğini belirtti. Kapatma kararı haklı Refah Partisi'ne yapılan müdaha- lenin takip edilen amaçlara göre orantısız olarak değerlendirilmeye- ceği kanısına varan AİHM "RP'nin kapaühnası ve başvuru yapanlann bazılannm bazı siyasi haklannın ge- çiçi olarak yasaklanması için inandı- na ve zorunlu nedenleri vardı. Bu ne- denle RP'nin kapatılması 11. mad- denin anlanu çerçevesinde demokra- tik bir toplumda gerekli göriilebiUr ve bu nedenle 11. maddenin bir ih- lah' söz konusu değildir" dedi. DAVA SÜRECI AIHMson noktayı TBMM însan Haklan înceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: Ocalan'ın hediyesini reddettimSELAHATTtS ŞAHİN NEVŞEHİR-TBMM tnsan Hakla- nnı Inceleme Komisyonu Başkanı ve AKPNevşehir Milletveküi MehmetO- katmtş. Türklerin yaşadığı ülkelerde in- san haklan ihlalleri konusunda araştır- ma ve inceleme yapacaklannı belirtti. Elkatmış, AbduDahOcalan'ın avukat- lannın kendisine bir elişi yazma getir- diğini belirterek "Ben hediyeyi kabul etmedim. Annesi mi yoksa Ocalan'm kendisi mi gönderdi tam olarak bunu bilmhorum. Ocalan'm hediyesine ih- tiyacnn yok" diye konuştu. Elkatmış, AKP U Başkanlığı'ndaki bayramlaşmaya katıldıktan sonra ga- zetecilere yaptığı açıklamada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde insan haklan ihlallerine yönelik bir di- zi inceleme yaptıklannı, son dönem- lerde ortaya konulan uygulamalann da memnuniyet verici noktaya ulaştı- ğını gözlemlediklerini söyledi. Geçen hafta kendisini ziyaret eden bir hemşerisinin, tsveç 'te 4 yüdan be- ri hükümlü olan yakuıının bulundu- ğu cezaevinde koşullann iyi ohnadı- ğuıı bildirip yardmı istediğini anım- satan Elkatmış, şunlan söyledi: "Hem- şerimin talebi üzerine bu Idşinin Tür- olarak giden bazı Türk vatandaşlann, biyolojik ve kimyasal deneylerde ko- bay olarak kullanıldıklan yönünde ba- sında çıkan haberlerle ilgili ise şu de- ğerlendirmede bulundu: "En kısa sü- redeAImanya'>^ gjdip bu konulan in- celeyeceğiz, Neücede bizimvatandaşla- • Öcalan'ın avukatlannın kendisine elişi bir yazma getirdiklerini belirten Elkatmış, "Annesi mi yoksa Öcalan mı gönderdi tam olarak bunu bilmiyorum. Öyle bir kişinin hediyesini kabul etmem mümkün değil. Öcalan'ın hediyesine ihtiyacun yok" dedi. Idye'ye iadesi konusunda tsveç Bfiyö- kelç^nği w Dışişleri Bakanhğı Uev-aztş- malanmız oldu. Bu arada. cezaevle- rinde işlenen bir insanhk suçu ohıp ol- madığını yerinde görmek için tsveç'e gitmeyi düşünüvoruz." Elkatmış, Almanya'ya sığınmacı nmızolsun veya ohnasın, insan hakla- n ihlallerine uğrayıp uğramadıklannı tespit etmek de bizun görevimiz, Çün- kü başkalan bizim ülkemize geliyor \e Türki>e'yi suçluyorlar. Arük biz de başka ülkelerdeki insan haklan ihlal- leri ile ilgili çahşmalar yapacağız.'' Elkatmış, Abdullah Öcalan'ın, ya- kınlan ve avukatlan ile görüştürülme- dikleri yolundaki haberlere ilişkin de- ğerlendirmesinde de şunlan söyledi: "Adalet Bakanhgı'ndan bunun doğru- luğunu sorduk. Şu anda bu konu ince- leniyor. Öcalan ile ilgili bazı hejetler bana zaman zaman zi\arederde bulu- nuyor. Avukatlan geliyor, diğerleri ge- hyor ama ben birçoğunu kabul etme- dim. Geçenlerde bir elişi yazma getir- mişler. Ben hediye\i kabul etmedim. Annesi mi yoksa Öcalan mı gönderdi tam olarakbunubilmiyorum. Öyle bir kişinin hediyesini kabul etmem zaten mümkün değiLOcalan'm hediyesineih- tiyacım yok." Elkatmış, gazetecilerin, canh kalkanlara katdmayı düşünüp dü- şünmediği yolundaki sorusuna, "Bu sonıya içimden evetdemekgeB\T)rama bizim bazıgörevlerimiz var. Bu neden- le katılmayı düşünmüyorum ama kanlanlan da takdüie karşıhvorum" yanıtını verdi. koydu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa tnsan Haklan Mahkemesı'nın (AİHM) temyiz başvurusunu da reddetmesiyle RP'nin 5 yıl önce başlattığı yargı sürecine son nokta da konmuş oldu. RP'nin AİHM maratonu, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mıral Savaş'ın 21 Mayıs 1997 yıhnda "iaikiik karşra evlemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle RP'nin kapatılması ıstemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davayla başladı. Anayasa Mahkemesi, 16 Ocak 1998 tarihinde RP'yi "laik cumhuriyet ilkesine aylan eytemleri" nedeniyle kapattı. Kazan ve Tekdal 1998 yılında AİHM'ye ba;vurdu Açıklamalan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduklan belirlenen eski RP lideri Necmettin Erbakan başta olmak üzere Ahmet Tekdal, Şevket Kazan, Şevki Yumaz, tbrahim Halil Çeük ve Hasan Hüseyin Ceylan'ın milletvekillikleri düştü. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrii Karatepe ile birlikte bu isimlere 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirildi. Erbakan, Kazan ve Tekdal, 1998 yıhnda AtHM'ye başvurarak Türkiye'nin A\Tupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 11 ayn maddesini ihlal ettiğini ileri sürdüler. AİHM. 3 Ekim 2000 tarihinde RP yöneticilerinin yaptığı basvurunun incelemeye alınmasına karar verdi. Strasbourg Mahkemesi, 16 Ocak 2001 tarihinde yaptığı duruşmada, kapatılan RP'nin ve Türk hükümetinin avukatlannı dinledi. AİHM, 31 Temmuz 2001 tanhınde 3'e karşı 4 oyla verdiği kararda, Türkiye'yi haklı bularak RP yöneticilerinin iddialannı reddetti. Eski parti yöneticileri, bu karar üzerine AİHM Büyük Dairesi'ne temyiz başvurusunda bulundular. 19 Haziran 2002'de temyiz başvurusunu görüşen daire, dün baş\Tirunun reddedihnesi yönünde karar verdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalisfar@yahoo.con* Evde otururken tarih kitaplannı ve ta- rihe ilişkin yazılan okumayı seviyorum. Bir sürediryurtdışında olduğum için bu bayramda birikmiş kitap ve dergileri gözden geçirdim. Okumak için bazı ki- taplan başucuma koydum. Inci Aral'ın 'Mor1 (Epsilon Yayınlan), Mahmut Alı- nak'ın 'Ateşte Yakmak' (Berfin Yayın- lan), Hakan Bıçakçı'nın 'RomantikKor- ku' (Oğlak Yayınlan), Murat Uyurku- lak'ın 7ö/' (Metis Yayınlan) rDmanlan, Me- tinüstündağ'ın 'PazarSevişgenleri-2' (Sel Yayıncılık), Mehmed Uzun'un 'Zin- cirtenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Söz- cükler 1 (Gendaş Yayınları) kitaplan, he- men okumayı düşündüklerim. Uyurku- lak'ın 'Tol' romanına başladım. Merak- la okuyorum. Dergilerden Gendaş Yayınlan'nın çı- kardığı E dergisi, Varlık dergisi, NPQ Türkiye dergisi, Yapı Kredi Yayınlan'nın çıkardığı 'Kitap-lık' dergisi, yeni çıkan 'Hayvan' dergisi de bu bayram tatilin- deyanımdabulunanlar. Toplumsal Ta- rih' dergisini, tarihe bir yolculuga çıkmak güdüsüyle merakla okumaya başladım. Edhem Eldem'in Osmanlı mezar taş- Biraz Tarih îyi Oluyor lan üzerine incelemesi, tarihe ilişkin ye- ni ipuçlan yakalama olanağı veriyor. Edhem Eldem, mezartaşlanna ilişkin uzun incelemesinde şunlan vurguluyor "16. yüzyıldan öncesine ait Osmanlı mezartaşlannın azlığı nedeniyle, bu er- ken dönemlerhakkında genellemeyap- mak zor olduğu kadar sakıncalıdır da. Ancak bu belirsizliğe rağmen özellikle Bursa'da bulunan 15.yiızyılmezartaş- lanndan hareketle, erken dönem Os- manlı mezar taşlannın en belirgin özel- liklerinin; lisan bakımından Arapçaya, içerikaçısından Islama, şekilaçısından da Osmanlı öncesilslam taşlanndagö- rûlen sadeliğe yakınlıklan olduğu söy- lenebilir. Bu taşlardayeralan kitabeler, gömülü olan kişinin kısa kimliği dışın- da, Arapça dualar ve bekanın fani ha- yata tercih edilmesini telkin eden for- müllerie büyük ölçüde birbihni tekraret- mektedir." %..) Oysa Osmanlı mezariıklanyla bi- raz aşinalığı bulunan herkesin dikkati- ni çeken bir özellik, mezar taşlannın benzerözelliklertaşımakla birlikte, çok büyük çeşitiilik sergilediklehdir. özellik- le Istanbul gibi büyük kentlerde rastla- nan bu mezar taşlannın çoğunlukla 18. yüzyıl sonrasına ait olduğu düşünülür- se, 15. yüzyıl ile 18. yüzyılarasında Os- manlı mezar taşlannın görüntüsünde önemli bir değişim yaşanmış olduğu- nu kabul etmek gerekir. Bu değişimin çeşitli unsuhan varsa da hepsinin or- takpaydası 'Türkleşme' olarak nitelen- direbileceğimiz bir süreçtir. Başka bir deyişle Osmanlı mezartaşlan, 16. yüz- yıl civannda 'lokal' birkimlikkazanma- ya başlamış, bugün Osmanlı mezarta- şı denince aklımıza gelen 'tipik' biranıt türü ortaya çıkmıştır." Toplumsal Tarih dergisinin şubat sa- yısındaki ilginç yazılardan birisi de Ha- kan B. Gülsün'e ait. Osmanlı saray mi- marlığındakı ilginç bir olayı aktaran Gül- sün, o dönemde eski binalan koruma- ya ilişkin bazı padişah kararnamelerine dikkat çekiyor. Işte bir Padişah Karar- namesi: "Eğriboz Beyi'ne hüküm ki, Eğriboz Kalesi'nde 'Yukan Kapı' deni- len kuleye çıkan merdivenin ayağında bırakılmış olan mermeri, Muhakeme Naibi Galatalı Mehmed'inyerinden çı- kanp kendi kapısının eşiğine yerieştir- diğini bildirmişsin. Şimdi bu buyruğum sana uiaştığında zaman geçirmeden adı geçen mermeri eski yerine koydu- rasın." Padişah bununla da yetinmiyor ve bu olaydan yola çıkarak daha genel emir- nameleryayımlıyor 'EğribozBeyi'ne, Ati- na, Uvadiye ve Istefe kadılanna hüküm ki; saraya bir dilekçe ile başvurulmuş- tur. Bu dilekçedebölgenizde kimi işlen- miş mermerdireklerve somakimermer- ler olduğu belirtilmiştir. Bu mermeheri kimi gayrimüslimlerin yerlerinden ala- rak, sürükleyip taşıyarak savaş için ge- len Hıhstiyanlarasattığıhaberverilmiş- tir. Bu hüküm elinize geçtiğinde, bölge- nizdekimermerdirekleh ve somakimer- merleribölgenizde kendiyertehnde ko- ruyup Hıristiyanlara sattırmayın." Eski eserlerin, özellikle kutsal yerle- rin onanmı arasında Osmanlı'nın çok du- yariı olduğuna ve yapılannın aynen ko- runması gerektiğine ilişkin ilginç karar- lar da bu araştırmada yer alıyor. örne- ğin III. Murad döneminde Kâbe'nin onanmı için görevlendirilen Mimar Si- nan'ın yapının duvarlannı bir kuşakla çevirme isteğinin dönemin ileri gelen din bilginleri tarafindan yapının karak- terini bozacağı gerekçesiyle reddedildi- ğini öğreniyoruz. • • • Tarih, dipsiz bir kuyu gibi. İnsan her okuduğunda yeni şeyler öğreniyor. Bu yazılardan sonra çevremizdeki eski ya- zı mezartaşlan benim için daha anlam- lı bir hale geldi. Bir de çevre duyarlılığı için Batı'ya gıtmeye gerek yok, kendi ta- rihimizde bunun ömekleri olduğunu öğ- reniyoruz. İyi tatiller, iyi okumalar diliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle