24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2003 SALI 14 KULTÜR kuttur@ cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMENGÜRÜN 'totknento'dan 'Seyir Defîeri'rıe1 193O'lar,'4O'Iar Amerika'da "büyük sıkışma" olarak ta- nımlananbirdönem. Aynıza- manda da Eugene O'lVeflTden Thornton YVilder'e, T.S. Eli- «t'tan Erskine CaldvveB'e pek çok yazarın modern tiyatro- nun klasikkri arasına giren eserier ürettikJeri yıllar. Lil- lian Hellman bu dönemde 4t ÇocukiannSaati"( 1935) ıle bir oyun yazan olarak dikkat- leri üzerine çeken v e "Küçûk TiUdkr"le (1939) b u alanda- ki gücünü kanıtlayan bir ya- zar. Lillian Hellman'ın yaşadı- ğı yıllar Avnıpa'da ve Ame- rika'da dünyayı sarsan, insan- lığı sorgulayan önemli dönü- şümlenn, değişimlerin, kat- iiamlann yaşandığı bir süreç. ., Faşizmin farklı modellerle tır- manışta olduğu bir yeni yüz- yılda o dönemi bir kez daha . bu yazann dünyasına girerek irdelemeye çalışmak ilginç paralelliklerin de altını çize- cektir kuşkusuz. Faşlzmln tırmanışı Bügesu Erenus'un 1983te Lillian Hellman'ın anılanndan yolaçıkarakyazdıgı "Güney- h' BayaıTdan sonra bugün de ^ Nesrin Kazankaya, Lillian Hellman'ın yapıtlanndan ve "Pentinıento''da yer alan "Ju- Ka" öyküsünden esinlenerek, ki Julia'run gerçekliği tartış- malıdır, *SeyirDefteri r> ru yaz- mış. Oyun, yoğun bir araştırmanın üzerine inşa edilen bir ilişkiler ağı. ," Bu araştırmalarda dramaturg Şafak ; Enıyar ve Zeynep Özden sanatçıya el veren isimler. , * "Seyir DefterTnde iki kadının bir- \' leşenyaynlan dünyalannda vurgula- ;* nan satırbaşlan Avrupa'da faşizmin Z tırmanışuu olduğu kadar Amerika'da ]Z yaşanan büyük buhran sonrası ırk- "*;çıhğınyükselişini ve giderek "Ame- £ rikan Karşıb Çalışmalan Araştırma t Komitesi" faaliyetlenni de ele alıyor. £ Tiyatro Pera'da oynanmakta olan •.-yapıtın kurgusu birbirine paralel iki 'Seyir Defteri 'nde Julia ve Lillian Hellman 'ın birleşen/aynlan dünyalannda öne çıkan satırbaşlan Avrupa 'dafaşizmin tırmanışını olduğu kadar Amerika da yaşanan büyük buhranı, ırkçılığın yükselişini ve McCarthy soruşîurmalarını da ele alıyor. çizgide gelişiyor. Bir yanda Julia- Lillian ilişkısi iki kadın arasındaki sevgi, dostluk, güven bağlannı iş- lerken Avrupa'da siyasal, ekonomık, toplumsal çalkantının da altını çiziyor. Öte yandan Lillian-Dashıell ilişki- sı ise Amerika'da yaşanan ekono- mik ve polirik çöküntünün, yaklaşan patlamalann sinyallerini veriyor. Oyunda, her iki kıtada faşizmin tır- manışı Lillian ve Julia'nın buluştuk- lan kentlerde yaşanan olaylarla ak- tanlıyor izleyiciye. Yazann da be- lirttiği gibi, bu buluşmalar faşizmin seyir defterini oluştunıyor. Bu seyir defteri kapsamında Ju- lia'nın sürekli sorgulayan, kararlı, inatçı. ödün vermeyen mücadeleci ki- şiliği AyşeLebriz'in yorumunda ya- kalanıyor. Lebriz, grafiğini hiç dü- şürmeyen bir enerjiyle ilgiyi ayakta tutuyor. Lillian'da Nesrin Kazanka- ya ve Dashieü'de Levent Öktem de- neyimli oyunculuklanyla, abartısız yorumlanyla "Seyir Defteri"nin te- melini oluşruran üçgeni tamamlıyor ve güçlü ilişkiler ağını aynşaaTcesi- şen çizgilerde geliştiriyorlar. Johan- nes'de Cünevt Uzunlar da söz konu- su kesişmelerin bir parçası olarak dikkat çekiyor... Kırılmalar Kronolojik bir çizgi izlemeyen sah- nelerden oluşan ve geriye dönüşler- le kınlan bir oyun "Seyir Defteri". Bu lanlmalar Nesrin Kazankaya'nın yo- rumunda sahne üzerinde de yaşanı- yor. Sahne aralanndaki geçişler dö- nemi yansıtan müzikler ve giysiler eşliğinde genç bir ekip tarafından gerçekleştirilirken akış destekleni- yor ve dönem atmosferini pekişti- ren bir bütün elde ediliyor. Bu arada, Nilüfer Mo- ayeri'nüı sahne tasanmın- da dekor parçalan üzerine odaklanması, Yakup Çar- ük'ın ışık tasanmı Tiyatro Pera'nın kücük mekânını genişletiyor. Genç ekibin gerekli sahnelerde kentler, olaylar, ldşiler arasında ku- rulan köprülerin ayaklan- nı oluşturması, gerektiğin- de ise suskun bir koro ola- rak gözlemlenmesi sahne- ler arasındaki iç dengeyi de koruyor diye düşünü- yorum. "Seyir Defteri" 1923- 1951 yıllan üzerinde yo- ğunlaşıyor. Hem siyasal arenada hem kültür ve sa- nat alanında, bilimde müt- hiş olaylann yaşandığı bir dönem. Böyle bir dönem- le hesaplaşmak kolay de- Sanıyorum özenle kota- nlan "Seyir DefterTnde Nesrin Kazankaya'nın yüz- leştiği tehlike yer yer detay- lara saplanması ohnuş. Ya- zar, elindeki malzemeye, belki de haklı olarak, kıya- madığı için uzun bir oyun çıkmış ortaya. Tabii bura- da oyunun uzunluğu ve kı- salığından çok, üzerinde durulması gereken husus metinde bazı bölümlerin ders niteliğine bürünme teh- likesini taşıması. Bu tehli- ke oyunculukla aşılıyorsa da hassas dengelerin zaman zaman didaktik bir çehreye bürünmesi ba- zı sahnelerde kopmalan kaçınılmaz kılabiliyor. Inanıyorum ki bu sorun- lar ufak müdahalelerle çözümlene- cektir. Zaten oyunda önemli olan Nesrin Kazankaya'nın çağımızın odaklan- dığı olaylar dizisini ve çeşitli geliş- meleri tutarh bir yorumla sahneye ak- tarmasıdır. Böyle bir sürecin anlatı- mından çıkanlacak sonuçlann ise düşüncelere kalıcı, çok yönlü eklen- tileri olacaktır. 'On'lar Grubu'nun ressamlanndan Mehmet Pesen'in karton üzerine yağhboya çalışması. rh+ sanat dergisi yeni sayısında dosya konusuyla ilgi çekiyor OnJ lar kisuda balık, toprakta karınca...Kultür Servisi - iki ayda bir yayımlanan rh+sanat plastik sanatlar dergisinin kasrm-aralık sayısında ülkemiz gündeminden haberlerin, yeni sergiler üzerine eleştiri yazılannın ve dünyadan plastik sanatlar haberlerinin yanı sıra Türk resminde bir dönemin önemli oluşumlarından 'On'lar' grubunun dosyası yer alıyor. Hazırlık süreci altı ay süren, kapsamlı ve aynntılı bir çalışmanın ürünü olan 'On'lar grubu' dosyasının yanında, dergi, 1950 yılmda basılan 'On'lar Grubu Kitapçığı'nın tıpkı basımını da ek olarak sunuyor. Tevfikthtiyar'ın 'neden On'lar grubu' sorusunu yanıtladığı yazısıyla Kaya Özsezgin'in 'On'lar: Bir Grup Dayanışması' başlıklı yazısının yanı sıra gruptan her sanatçı üzerine yazılarla dosya derinlik kazanıyor. Dergiyi çıkaran Antik Sanat Galerisi de 10 Aralık'ta açılacak 'On'lar Grubu' sergisiyle topluluk içmde yer almış , sanatçılann yapıtlanndan oluşan bir sergiye ev sahipliği yapmış olacak. Yakm zamanda yitirdiğimiz Avni Arbaş, Fikret Otyam'ın satırlannda konuk oluyor derginin bu sayısına. Nilgün Yüksel'in yeni açılan Doğançay Müzesi üzerine Burhan Doğançay'la yaptığı söyleşi. Rahman Işık Sanlioğlu'nun 'Matisse: Moderniteye Evren Merkezli Karşı Bakış' başlıklı yazısı, Almanya'da sanat yaşammı sürdüren ve Ankara'da kişisel sergisi sürmekte olan SabahartJn Şen ile söyleşi dergiden bazı yazılar. Abdülkadir Günyaz 'Eleştirel Bakış'ta, yeni sergiler, yeni galeriler ve sanat dünyasına bakışını paylaşıyor sanatseverlerle. Şenol Yorozlu'nun 'Genç Köşe'sinin konuklan ise Cem Arslan ve Ebru Uygun.Filiz Karsan'ın 'Mahremiyetin Ressamı: Vuillard' ve Atıl Kurt Ağır Art Sociery işbirliğıyle hazırlanan, Sen Mutluluğun Resmini Yapabilir misin Abidin', derginin bu sayısında yer alan yazılardan bazılan. Derginin bu sayısında Birsin Çolakoğlu'nun '80 metrekare müzik', Periferik Manzaralar Türkiye'de Güncel Sanat başlıklı yazılannın yanı sıra, sanat dünyasıyla ilgili kısa haberlerde bulunuyor. On'lar Grubu sergisi Antik Sanat Galerisi'nde yann akşam 18.00'de açıhyor. (0 212 224 74 31) ÎTÜ MEZUNLAR TÎYATROSU BAHAR NOKTASI'NI SAHNELtYOR Aşk üzerine canlı ve çok yönlü bir güldürü Kültür Servisi- ıTÜ Mezuniar Tiyatrosu se- zona, VVUBanı Shakespearein yazdığı, Can Yöcel'in dilimize çevirdiği 'Bahar Noktası' adlı oyunuyla, cuma günü saat 20.00'de Or- taköy Afife Jale Sahnesi'nde 'merhaba' di- yor. Geleneksel aşk metaforlannm lirik bir üs- lupla ele alındığı 'Bahar Noktası', aşk üze- rine canlı ve çok yönlü bir güldürü... Üç fark- lı karakter grubu üzerine kurulu oyun. Evli- lik hazırlıklan yapan Atına Dükü Tezeus ile Amazonlar Kraliçesi Ipolita ve dört âşık bi- rinci grubu, Tezeus'un düğünü için bir oyun hazırlayan Atina'nm esnaf tayfasından Ore- ke ve arkadaşlan ikinci grubu, firtınalı bir aşk hayatı sürdüren cinler padişahı Babaron ile periler sultanı Müzeyyen üçüncü grubu oluş- turuyor. Bu üç farklı karakter grubunun bir yazdönümü gecesi koruda karşılaşmaları, tüm ilişkilerin birbirine girdiği bir karmaşa- ya neden olur. Koruda gece boyunca Can Yücel'in deyimiyle "Adeta bütün görenek- ler silinmiş, daha doğrusu içgüdülerimizin karşısma diktiğimiz geleneksel suuıiar kalk- mış, adeta' Freudiyen' bir değişim gerçekleş- miş, insanoğJu doğa>Ia ve kendi doğasryia baş başa kalmışür" Oyunculuk yönetmenfiği ve sahne tasan- mı Celal Mordeniz'e ait olan oyunda, riLn oyuncular oyun boyunca sahnede kanyor; sahnede olmadıklan zaman ise müzikler ve farklı mekânlarla ilgileniyor. Oyun 17 ve 24 Aralık tarihlerinde de izlenebilecek. (0212 252 63 63) ŞEHÎR TlYATROLARI'NDAN ÇOCUKLARA YENİ BÎR OYUN Düşle gerçeği buluşturmak Kültür Servisi - Çocuklar için seçtiği oyunlarda belletici ve kuru bir yaklaşımın uzağında daha sahici bir repertuvar hazırlamayı amaçlayan Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan, Neş'e Erçetin Atakan ın, VVilHamShakespearein 'BirYazGecesi Rüyası' adlı oyununu 'Bir Gece Masah'nı sunuyor. Düşle gerçeği sevgi noktasmda buluşturan oyun Shakespeare'in tiyatronun gerçeğinde her yaşı ortak kılışına da güzel bir örnek. Düşsel bir ortamda bir dizi komik yanlışlık ve kanşıklı. Aslıhan Kandemir, Serhat Onbul, Ersin L mulu, Defhe Gürmen, Semah TuğseL, Yigit Sertdemir, Eraslan SağJam, Asb Yıbnaz, Bergen Coşkun, Ece Onur, Eftal Gülbudak, Derya Çetinel, Mert Turak, Nagehan Erbaşı, Onur Özcan,Esin L'mulu, Aziz Sarvan, Arda Aydın, YeHz Tozan Lysal, Ayça Tebrmak, ]Vİurat Daltaban, Onur Özcan, Ab'can Karguı ve Mert Turak'ın rol aldığı oyunun müziği Selim Atakan, dekor tasanmı Emre Albavrak Şahin. kostüm tasanmı Zuhal Sov', ışık tasanmı Mustafa TürkoğJu imzasını taşıyor. Bir Gece Masalı, 13-14-27-28 Aralık tarihlerine rastlayan cumartesi ve pazar günleri saat 11.00'de Harbiye Muhsin Erruğrul Sahnesi'nde seyircı ile buluşacak. (0 212 247 76 36) YAZIODASI SELtM İLERİ 01 Bir Salon Gelini' Kim derdi ki, rumba, bütün dünyayı sardığı gi- bi, Istanbul'u da heyecan çemberi içine alsın! Hareketli, kıvrak dansın bizdeki yansıması, bel- ki bugün hâlâ taş plaklardan cızırtılı cızırtılı dinle- yebileceğimiz bir şarkıda belirir: "Ol bir salon gelini/ Koy kalbine elini/ Kıvır in- ce belini"... Istanbul'un eski, köhne mahallelerinde, istikbal için tek imkân bu türden bir sınıf atlamada billur- laşmaktadır. Münif Fehim'in o zamanki inanılmaz güzel resimlerine, illüstrasyonlanna şöyle bir göz atın, birbirinden renkli sahnelerle karşılaşırsınız: Eski yöntem eğlenceyi tercih ederek, hâlâ man- gal başında mısır patlatan yaşlı bir haminne, toru- nunun tuvaletine şaşkın şaşkın bakıyor. Mavi ipek yangını bu tuvalet, ince bele oturmuş, vücudu iyi- ce sarmış, göğüsler hayli dekolte, askısız, belden aşağısı bir denizkızının yelpaze şekli genişleyen kuy- ruğu gibi yine mavi, masmavi dantelalarfa açıhyor. O zamanın modasmda bu tuvaletlere "robe de Sirene" deniyor. Haminneye gelince, o, başında çatkısıyla sey- rediyor. Endişeli bir seyrediş. Az sonra kapıda 1930'lu yılların pek moda spor arabalarından biri duracak ve genç bayan torun, Beşiktaş vapur is- kelesi üstündeki gazinoda verilen Kızılay Balo- su'na gidecek. Şimdi oradayız. Server Bedi'nin (Peyami Sa- fa'nın ta kendisi!) Cumbadan Rumbaya adlı şen- likli romanından iz sürüyoruz. Gazinonun daracık merdiveni önünde büyük bir kalabalık var. Içeriden gelen cazbant sesini bile bas- tınyorkalabalığın uğultusu. Otomobillerduruyorve beyler, hanımlar, daha doğrusu artık baylar ve ba- yanlar iniyorlar. Erkekler tümden şapkalı, kadınlar tümden de- kolte. Merdivende uzun tuvaletlenn eteklerine ba- san, sosyete hayatının inceliklerini bir türlü öğre- nememiş, kaba saba, ilk hacıağa örneklerine de rastlanmıyor değil. Münif Fehim'in illüstrasyonundaki genç bayan torun, canım mavi dantelalarını korumak istiyor ya, eteğin darlığından kıpırdamasına imkân yok. Girişte, bilet masası önünde kıyametler kopmak- ta. Salonun dolduğu öne sürülüyor. Davetiyesiz kal- mış beş on kişi haykınşıyor. Kızılay Balosu'nda Türk, Ermeni, Rum ve Yahu- di aileler durmaksızın dans ediyorlar. Açık büfe düzenlenmiş bu gece. Bazı açıkgöz- ler de henüz servise geçmemiş büfenin çevresin- de arsız sokak kedileri gibi yalana yalana dolaşı- yor. Rumba yeni başlamıştı ki, salonun kuytu bir kö- şesinden cazbantı, şampanya patlayışlannı, neşe- li kahkahaları bir anda silip süpüren, boğuk, tiz, in- san sesine pek benzemeyen birferyat koptu. Rum- ba bile durdu. Nasıl durmasın? Herkes kim kimin gırtlağını sık- tı diye paniğe kapılmış. Gözler kuytu köşeye çev- rilince, kundakta bir çocuğun baloya getirilmiş ol- duğu saptanıyor. Kundaktaki yumurcak, mini mi- ni hançeresinden beklenmeyecek bir feryatla me- me istiyor. Uyduruk tuvaletli görgüsüz anne, apartopar, pistten yetişti. Bir iki geçkince hanımın iri cüsse- leriyle meydana getirdikleri paravanaya gizlenerek evladına süt emzirdi. Yeniden dansa dönüldü. Gelgelelim değişik yo- rumlardaarkaarkayasıralanıyor. Kimileri bir "skan- dal"\a karşı karşıya olduğumuzu söylerken, daha hoşgörülü olanlar, "Şu alaturkalıktan bir türlü kur- tulamadık..." diyoriar. Tangolar, rumbalarsürüp gidiyor. Herkes mem- nun. Server Bedi'yle Münif Fehim, ilki romanında, ikincisi resimlerinde, Doğu'yla Batı arasındaki ge- lip gidişlerimize, toslayışlanmıza, yeniden topar- lanışlarımıza hep iyimser yaklaşıyoriar, hep güleç, gönül kırmaktan uzak... Öneriler: Kitap/Dostlanmızın Dostlan, Henry James, Fa- tih Özgüven'le Pınar Kür'ün çevirisi, Dost Kita- bevi Yayınlan. BUGÜN • BOĞAZtÇt ÜNTVERSİTESİ ALBERT LONGHALL'de 19 30da GüvençDağüstün (şan), Sabri Tulug Tırpan (piyano) ve Güiyar Saj'ın (çello) konsen. > (0 212 358 15 40/1703) • ÎTALYAN KLXTÜR MERKEZİ'nde 19.00'da Raffaele Trevisani ve Paola ' Girardi'nin konseri. (0 212 293 98 48) • CRR'de 19.30da Ariadna Ancevskava ' keman resitalı. (0 212 232 98 30) j • BABYLON'da21 30daBeck'sBigBand'ın ' konseri. (0 212 292 73 68) • NARDtS JAZZCLUB'da 21 30da Shebnem & Chris'ın konseri. (0 212 244 63 27) • ŞtŞLİ KÜLTÜR MERKEZÎ'nde '10. İstanbul Türk Müziği Günleri' kapsamında 20.00'de Cem Çelebi, AK Haydar Timisi, AB Sangül'ün konseri. (0 212 320 90 34) • KARTALTEPE KÜLTÜR MERKEZİ'nde 20.30'da Yeditepe ÜnKersitesi Konservatuvan'nın 'Çıkmaz Sokak' adlı oyunu. (0 212 543 73 28) • BİLGİ ÜNTVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 'Avıısturja FUm Haftası' kapsamında 14.00'te 'Suzie VVashington', 16.30'da 'Nogo' filmlerinin gösterimi. , (0 212 293 5010) • YAPIKREDİ KÜLTÜR MERKEZt SERMETÇİFTERSALO.NX nda 18 30da 'TAY (Türkhe Arkeolojik Yerieşmeleri) Projesi' konulu salı toplantılan. (0 212 252 47 00) • TARIKZAFERTUNAYA'da 19.00'da Niyazi Parlar'ın 'Tarihi Bir Çevrede Daha Güvenli Bir Yerleşim İçin Yapılabilecekler' konulu söyleşi. (0 212 293 12 70) • ATATÜRKKtTAPLIĞrnda 18.00'de 'Anayurt OteM' filminin gösterimi. (0 212 249 38 19) £ ',
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle