Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2003 SALI
OLAYLARVE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bir Gün Bakacağız ki...
''Yaşayaşa, gor temaşa" derdı annem Her şe-
yı gordum sanıyordum Şu altmış yıllık yazarlıkta
çok ılgınç olaylar yaşadım, çok ılgınç ınsanlar ta-
nıdım, çok çırkın gerçeklerie karşılaştım Bu kada-
rı da olmaz, denılecek şeyler' Ihanetler doneklık-
\er çırkınlıkler, ayıplar, rezaletler, utaç vencı durum-
lar
Ama boylesı, evet boylesı kırk yıl duşunsern ak-
lıma gelmezdı Bır ulkenın Dışışlerı Bakanı yargı-
ya çıkmaktan korksun1
Bır ulkenın Içışlen Bakanı
da aynı korkuyu yaşasın1
Yalnız onlar da değıl, mıl-
letvekılı arkadaşlan da dokunulmazlık zırhına bu-
rünup yargıdan kaçsın1
Refah Partısı Genel Başkanı, devletın, partı ça-
lışmalan ıçın verdığı tnlyonlan oraya buraya harca-
mış, sahte belgelerie kanrtlamaya çalışmış Tek ba-
şına değıl, partının ust yeriennde olan arkadaşla-
nyla bıriıkte Bu sahtecılık ortaya çıkmış, mahke-
meter, derken Yargıtay, sonuçta partı lıderı ve ar-
kadaşlan suçlu bulunmuş üder, mılletvekılı olma-
dığı ıçın, seksen yaşında olmasına karşın hapse gır-
dı gırecek1
Ama kendısıne aynı sahtecılık ışınde
ortak olanlar serbest1
Hem de ulkenın en onemlı
ıkı bakanlığının başında1
Bır de hıç sıkılmadan 'yargıya guvenımızyok' de-
mezler mfi Kendılennden once ıktıdar başındakı-
len Yuce Dıvan a gonderıyorlar bır de1
Hanı yar-
gıya guvenınız yoktu Başkalanna gelınce yargı gu-
venılır, sıze gelınce değıl1
Arada bır Meclıs goruşmelennı ızlerım öğutle-
nm, sız de kaçırmayın Ne lyı oldu da Meclıs TV'sı
kuruldu1
Kım kımdır, kım nedır, ne değıldır apaçık
ızlıyoruz Kımı zaman sıkıntıyla, utançla, gulerek, eğ-
lenerek, kendımıze, ulkemıze, yargımıza acıyarak
Dışışlen Bakanı, kendını savunmak ıstedı1
"Ben
yargılansaydım aklanırdım" dedı Ceza davasında
başkan dışında otekıler aklanmış, yalnız hukuk da-
vası varmış
1
O hukuk davasının konusu ne'' Sah-
tecılık değıl mı? Şımdı o yok edılen devlet parası
bu kışılerden alınmayacak mfi Kısacası butun bu
Refahçılar, Erbakan'lar GüTler Aksu'lar sahtecı-
lık suçunu ışlememışler mı
9
Dokunulmaz oldukla-
n ıçın cezaalmıyorlar' Değışen bırşey varmı'
7
Sah-
tecılık yaptıklan ortada değıl mı'' Bır bakan boyle
bır suçlamanın altında görev yapabılır mı'' Yapa-
bılıyorsa ona artık kım ınanır? Kım onun sozlenne,
kararianna, davranışlanna guvenır?
Yalnız bu da değıl
1
Dışışlerı Bakanı Gul Bey'ın
turbanlı eşı tutmuş Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesı'ne başvurmuş' Unıversıteye turban taktığı
ıçın gırememış, ugraşmış, dıdınmış, mılletvekılı eşı-
nı de yanına alarak fakultenın kapısına dayanmış,
ama olmamış
1
Bu kez AİHM'ye başvurmuş Turkı-
ye Cumhunyetı Devletı'nı dava etmış Ordan karar
alacak, Turk Devletı'nı mahkûm ettırecek
1
Mahkemeye Turkıye adına savunma yapan dev-
let gorevlısı, "Turban bırpolıtıka aracıdır" demış
Ama davacı hanımın eşı, TC'nın Dışışlen Bakanı Gul
Bey, emır vermış, o savunmayı hemen gen çektır-
mış, "Bızım kanımız öyle değıl" dıye buyurarak
1
Bır de Mıllı Eğıtım Bakanı var, ne yapıp edıp la-
ıklık anlayışını ortadan kaldınmak uğraşında
1
Ne
kadar Cumhunyetçı, Ataturkçu gorevlı varsa ora-
ya buraya dağıtmış, musteşarolarakda yanına, "La-
ıklık değıl, bıze Islam gerekır" dıye nutuklar atan
bınnı almış Tam kadro-tıalınde sınsı sınsı, derken
açık açık, laık Cumhunyetı temelınden yıkmaya ça-
lışacaklar
1
- —
Butun bunlar hepımızın gozlen onunde oluyor
Fethullah efendı ne demıştı ">4ce/e etmeyın, bu
ışleryavaş yavaş olur, önce yennızı sağlama alın,
sonra ılerlemeye bakın, bır sıçrayın durun, sonra
bırdaha sıçrayın" Şenat devletıne adım adım, son-
ra koşa koşa'
Bu ulkenın sağlam guçlen, zınde, aydın, uyanık,
bılınçlı ınsanlan bu yolun nereye gıttığını, bızlen ne-
reye surukledığını ne zaman gorecek
1
Bır gun ba-
kacağız kı, bambaşka bır dunyadayız, bınlerce yıl
oncekı ılkel bırtoplumun ınsanlanyız O unlu tıyat-
ro oyunundakı gıbı, toplum olarak gergedanlaşmı-
şız, bırbınmızı tanıyamaz, kışılığımızden kopuk ro-
botlar halıne gelmışız
1
6BB. KURUL DUYURUSU
Turkıye Genel Hızmetler Işçılerı Sendıkası
(GENEL-İŞ) 13 Olağan Genel Kurulu, aşağıdakı
gundemı goruşmek uzere 17-18 Ocak 2004 ta-
rıh ve saat 10 00-17 00 arasında Ivedık Cad
Yenımahalle/Ankara adresındekı Yenımahalle
Beledıye Sarayı Toplantı Salonu'nda toplana-
caktır Çoğunluk sağlanamaması durumunda 2
toplantı 31 Ocak - 01 Şubat 2004 tarıhınde aynı
yer, saat ve gundem ıle toplanacaktır
Delegelere ve ılgılılere duyurulur
DİSK/GENEL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
GUNDEM:
1) Yoklama ve açılış,
2) Genel kurul Başkanlık Kurulunun oluşturulması,
3) Saygı duruşu
4) Genel Başkan'ın açış konuşması
5) Konuklann tanrtımı ve konuşmalan,
6) Komısyonların seçımı
a) Tuzuk değışıklığı komısyonu,
b) Karariar komısyonu,
c) Hesap ınceleme ve butçe komısyonu,
7) Genel Yonetım, Genel Denetım ve Genel Dısıphn
Kurulu raportarının okunması ve goruşulmesı
8) Genel Yonetım, Genel Denetım ve Genel Dısıphn
Kurullannın aklanması,
9) Komısyon karar tasanlannın goruşulmesı ve
karara bağlanması,
10)Seçımler
a) Genel başkan seçımı
b) Genel yonetım kurulu asıl ve yedek uyelen seçımı
c) Genel denetım kurulu asıl ve yedek uyelen seçımı
d) Genel dısıphn kurulu asıl ve yedek uyelen seçımı
e) Konfederasyon genel kurulu asıl ve yedek delegelen
seçımı
11) Dılek onenler ve kapanış
BİTIİS ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 2003 147
Dunışma Gunu 27 01 2004 Duruşma Saatı 10 30
Bıtlıs \lerkez Y umurtatepe Kovtı Harebe Han meıkımde ka-
m kuzevı Sıddık \.eman ın e\ı dogusu De\let Hastanesı bına
ın^aatı \e arsası gune\ı kuru dere \e dağlık. arazı batısı ıse dağ
lık arazı ıle çe\nh vaklaşık 12000 donum arazı hakkında dava
cısı Nuremn \ eman da\alısı Yumurtatepe Kovu tuzelkışılığı \e
Malıve Hazmesı olan davada yukanda \en \e sınırlan belırtılen
ta^ınmaz uzennde bır hak ıddıa edenlenn ıtırazlannı bıldırmesı
\e goreslı mahkemede da\a açma hususunun bıldınlmesı ılanen
tebfığolunur 09 !2 2O(B Basın 64116
Yazgı Duvarı...
Yazgıyla baş edebılmek çabası ıçıne gırmek tum aydın ınsanlann sorunsalı
olmuştur Doğal olarak ıstencenın yengısı behrlı koşullara bağhdır Aydınlık
bır kafanın yazgının tuzaklan karşısındakı tavn, kendıne olan ozguvenden
oturu bambaşka seyrederken karanlık kafalann daha ılk ağızda yazgınnı
egemenlığıne sıcak bakmalan ve yazgıya boyun eğmelen soz konusudur
Pnof. Dr. Necdet ÂDÂBAG DTCF Dekonı
• nsanlann yaşamlannda kımı aşamalar
I
ya da kımı yaşanmışlıklar rastlantılara
bağlı olabılır Dahası, bu rastlantılar
tumuyle ınsan yaşamını değıştırebılır
Beklemedığı bır anda karşısına çıkan
ıyı ya da kotu bır rastlantı olumlu ya da
olumsuz yaşamını altust edebılır Oyle
ınsanlar vardır kı yaşamlarını tumuyle
rastlantılar ustune kurmuşlardır
Bu olay kendı oz ıstencesıne bağlı
olabıleceğı gıbı ıstencesının dışında da
gelışebılır Rastlantısal başınagelenlerkotu
de olsa kabullenmek zorunda kalabılır, ıyı
de olsa lyı olmasını herkes ıster Yaşam
çızgısı rastlantılara dayalı olsa da renklılığın
ya da varsılhğın hıç kımseye zaran olmaz
dıye duşunuyorum
Yoksa Musluman toplumlar daha çok mu
rastlantısal yaşıyorlar0
Islam felsefesınde
u
Bir lokma bir hırka" duşuncesı ınsanlan
yeterlılık anlayışına mı ıtmıştır9
Başka
toplumlara gore daha fazla çoğalmalan yıne
bu rastlantısal yaşamın sonucu mudur9
Kendılennı yazgının cıh esıne terk etmelen
yoksa ıçınde yaşadıklan toplumsal koşullara
mı dayahdır9
Istenceyle yazgının çatışması
ınsan yaşamının her donemınde karşılaşılan
bır olgudur
Yazgıyla baş edebılmek çabası ıçıne
gırmek tum aydın ınsanlann sorunsalı
olmuştur Doğal olarak ıstencenın yengısı
behrlı koşullara bağlıdır Aydınlık bır kafanın
yazgının tuzaklan karşısındakı tavn, kendıne
olan ozguvenden oturu bambaşka
seyrederken karanlık kafalann daha ılk
ağızda yazgının egemenlığıne sıcak
bakmalan ve yazgıya boyun eğmelen soz
konusudur
Yazgıya tutsak olmak cehaletın ışıdır
Avdmlanma doğal olarak kendiBğinden geien
bir evre değUdır. Toplumsal koşulsuzluklar
ne kadar cehalet ve ardından yazgıcılık
getınrse, toplum ıçındekı ekınsel devınım
ve bılgı bınkımı o denlı yazgıya karşı
durmanın yollannı gostenr Sanıyorum Batı
toplumlannın yazgıya karşı koymak ıçın
kullandıklan sılahlar daha etkın boyuttadır
En ınançhlannın bıle en azından kolay kolay
pes etmemek ıçın kendılenne ozgu kışısel
guvenlen ve kamusal guvencelen vardır
dıye duşunuyorum Bu konuda ekınsel
devınım ve bılgı dağarcıgı kadar ınsanın
almış olduğu aılesel ve toplumsal terbıye ve
eğıtım de o denlı belırleyıcıdır
Koca \lachiavelti,yazgı'nın ınsan yaşamı
ustundekı ışlevı konusunda yazgıya yuzde
ellı gıbı bır şans tanır Yazgıyı (ya da şansı)
akarsuya benzehr Sel olup aktığında onunde
hıçbır şey duramaz der Ancak onlemlı
ınsanlar buna karşı durmasıru bılır, çunku
zamanında bent yapmıştır, onune engel
koymuştur
Bu satırlan her okuyuşumda, manzaralı
olsun dıye herhalde, dere yataklanna ev
vapan yurttaşlanmı duşunurum Yazgıyı
başka bır açıdan kadına benzetır ve bugunku
deyımıyle "maço" erkeklerden hoşlandığını
yazar Ortaçağdan yenıçağa, bır başka
deyışle, karanlıktan ışığa uzanan yollarda
yehşen Machıavellı'nuı yazgıya yuzde ellı
şans tanıması doğaldır
Oysa Leopardi, "An Doğa Ahhh (Belkı Ah
Felek Ah sozu daha doğru) /Neden bir
7amanlarverdığin sozu/sonradan tutmuyor?
Neden kendi/çocuklanm boylesine
aldatryorsun" derken sankı ben sana
gostennm demek ıstemektedır Sen bıze
sonlu bır dunya değer gordun, ama ben sana
seçenek olsun dıye kendıme sonsuz bır
dunya yarartım
Leopardı kurnaz mı yoksa
9
Aydınlanmacı
aklı ve romantık duyarlılığıyla aklı one
çıkardığı da bır gerçek Aydınlanmayı
yaşadığı ortada
Bılınmezlıklere karşı gardını almıştır
Sonlu sonsuz eytışımınde sonluya seçenek
olarak sonsuzu koyarken elındekı malzeme
ımgelem dunyasıdır Daha yığıt ve daha
gozu pek Leopardı, doğaya (yazgıya) karşı
ınsanlan bırleşmeye çağınr (Katırtırnağı)
Carducci'ye gore onun bu çağnsı sosyalist
bir çağn'dır
Eğer Leopardı yazgıya karşı koymak ıçın
ımgelem dunyasını kullanıyorsa, yazgının
da başvurduğu malzeme vardır Ya da
kullandığı malzemeler ıçınde ınsan da vardır
tyılıkte, kotulukte ınsanlan karşı karşıya
getırmış olması bır oyun olabılır mı9
Ya da
kendı payına bu oyundan çıkanlmış bır
eğlence9
Manzoni. Nışanlılar adh yapıtında Renzo
ve Lucia nın don Rodrigo ıle aynı yer \ e aynı
zamanda yaşamış olmalannı rastlantıya
bağlamıştır Aynı zaman ve aynı yerde
yaşamamış olsalardı karşı karşıya gelemeye-
cekler ve don Rodrigo, Renzo ve Lucia'nın
yazgısı ustunde soz sahıbı olamayacaktı
Ve belkı de boylesı bır başyapıt gun ışığına
kavuşamayacaktı Burada Leopardı'nın
tersıne, ınsanla ınsanın değıl, ınsana karşı
ınsanla, yazgıyı yonlendıren (Machıavellı'ye
kulak venrsek, en azından yuzde ellı
oranında) Tann nın dayanışması soz
konusudur
Tann'nın yardımıyla mutluluğu arayan
bu ıkı gence karşın, kendı çıkannı kollamak
ıçuı Tann aşkını one surerek ınsanlan zora
sokan ınsanlar da vardır Bu ınsanlar, ınsanın
babası da olabılır Tıpkı rahıbe Gertrude'nın
(Monzalı Rahıbe) babası gıbı Gertrude,
zorba babasının baskısı sonucu manastıra
kapatılmıştır
Başını ortmemek ve rahıbe olarak tum
yaşamını manastırda geçırmemek ıçın
yazgıya karşı verdığı savaşım sonuçsuz
kalmıştır Çunku "Bizim taühsiz kızcağızın
geleceği daha annesinin karnındayken
değişmez biçimde belırienmışn. İş, yalnızca
rahip mı yoksa rahıbe mı olacagına karar
verilmesine kalmıştı; karar için çocuğun
nzası değfl, dunyaya gehnesi yeterlh di" dıyor
Manzonı Gertrude nın yazgı duv an "ustü
kınk cam parçalanyla" doluydu Sankı
butun sılahlan ehnden alınmış ve yazgıya
boyun eğmek zorunda bırakılmıştı Oysa
Gertrude olumsuzluğu yakalayarak yazgıya
çalım atmayı bılmıştı
Sankamış Faciasının 89. Yılı
Sankamış'ta Enver'ın karşısında savunma yapan Çar
Ordusu generah Maslovski "Böyiesine kahraman ve
özverili bir Türk askeriyle savaşmakla gurur duydum"
dıyecek kadar gerçekçıydı
ADLI AYTERfmeA/; Oğretım Gorevlısı Halkbılımcı
-S- stanbul'da ılk kann yağdığı
I bugunlerde, çocukluğumun
J_ geçhğı Sankamış'ı anımsıyo-
rum Bu mev sımde Soğanlı dağ-
lannın doruklanna sıs çöker, ha-
valar soğur, tum goçmen kuşlar
kaybolur, yeşıl çam ormanlan kış
uykusuna hazırlanırdı Dereler
donar, kar yorganı tabıahn ustu-
ne beyazlığını sererdı Yollarka-
panır, değırmencı Molakan
Droş'un uç ath zankasından baş-
ka yoldan geçenlere rastlanmaz-
dı Yenıgazıkoyünunkahvesın-
de yığışan koyun yaşlılan sıgara-
lannı tûttururken
Karakış (aralık) kara gıder,
Zemhen (ocak) kuru gıder,
Gucük (şubat) azdır, mart yaz-
dır dıyerek kendılennı tesellı
ederlerdı Bırbaşkasıbunaceva-
ben
Martta merek (ot, saman kılen),
Abrelde (nısan) yan gerek,
Mayısta da on beşbağ ot gerek
dıyerek alh ay muddetle kar altın-
da ulaşımdan ve ıletışımden yok-
sun yaşanacağını, tedbınn gerek-
h olduğunu vurguluyordu. Doğa-
nın acımasız gerçeklen karşısın-
da asla metanetını kaybetmeyen
bu koyluler fılozof bılgılı anf ın-
sanlardı
Eksı 25/30 derece soğuklarda
yaşar o yorennı ınsanı O orta-
mın şartlannı bılmeyen yabancı-
lar bır suru sakatlıklara neden
olurlar Tıpkı 1914 kış aylannda
Enver Paşa'nın yaptığı sakarlık-
lar gıbı'
- Butun uyanlara rağmen laf
dınlemeyen Enver ıle bacanağı
Hafiz Hakkı paşalar, on gun zar-
finda bu kar ve buz cehennemın-
de 120 bın askenmızı kaybetmış,
III Ordu'yu tamamen tuketmış-
lerdı EnverPaşa,Ruslannehn-
den Sankamış v e Kars'ı kurtara-
cağım dıve Allahuekber ve Soğan-
lı dağlannda 90 bın askenn duş-
mana tek bır kurşun atmadan açık
arazıde donarak obnesınden so-
rumlu bu- komutandır Koyu bu"
Alman hayranıdır (Germanofıl)
Aralannda Kâzım Orbay'ın da
bulunduğu bu- keşıf kolu dolaşır-
ken Yenıgazı koyunun Dağıstan
goçmenı yerhlen, "Asken sakın
burayavunnayıa Kimseyi sağÇH
kartamazsmız'' dıyerek uyarmış-
lar Ama Enver Paşa, koylulenn
bu uyanlannı dınlememış v e bıl-
dığını okumaya devam etmış
1
Mo-
lakan komlannda -Kurt Dere-
sı'nde- Hızar Boğazı'nda Enver
Paşa'ya yol gostererek kılavuzluk
eden dedem \Iaksut Kıhç ıle bu-
yuk amcam Tahir Yargıç v e obur
yaşhlardan dınledığun uıanılmaz
olaylar, hayatım boyunca aklun-
dan çıkmamış, benı dev amh meş-
guletmışn Sankamış dramı hak-
kında araştırmalara ortaokul sıra-
lanndayken başlamıştım Enay-
nntılı bügıler Enver'uı Kurmay
Başkanı Kur Yrb Koprululu Şe-
rif Bey ın "Sankamış HarekâtT
adh esennde bulunuyor
Şenf Bey bu knabında şöyle
dıyor
"Enver cahiktir. Enver, hasta-
hkhbirhav-alethırshbirşöhretde-
üsidir. (Enver bir haris-i şöhret,
bir mariz-i hav-aldir.) Her şev, ama
her şey, hatta ülkenin hayaü bile
Enver'in gozunde bir hiçtir. Her
şeyi yönetunı alona almava. her-
kesiküçuk gormeye mahkûm bir
yaratıhştadır.
-Başkomutanbk makamma ge-
çince. işin buyukluk ve genişüği
onun dar kafasının kavrama çem-
beriniçattatü,.,Sağasotasakfarma-
ya ve tum maivet komutanlannı
korkakhkla suçlamaya yoneltti.
Sankamış faciasında gerçekten
eyiemhaKndev-akalandL Kendin-
den uzak tutmak için işi valancı-
hğa, aldatmaya ve ifriraya doktu.
Enver bir ihnial ve isyan âşığHtar.
Neredebirihrilalbelirrİsihisset-
se Enver sonsuz bir istekle oraya
koşar. orgüt kurar. tumenler ya-
raür ve günun binnde bir gece
hücumuyla tumunu bir uçuruma
atar, kaçar, kurtulur ve yine Ber-
tin'deki eniştesinin evine gelip pu-
suv-a yatar!_ tşte biam için en teh-
BkeB zaman o zamandır. Çunku
Enver o zaman el altmdan çahşır.
hafîyeler oluşturur, rutbekr sa-
çar_ Tum istediği bizi bir kez da-
ha pençesine geçirmek, bir kere-
cik daha mahvetmektir.
- Biz tum miBet, vanhş varabt-
nuş bir adamın arkasında kurtu-
hış aradığmuz için feleğin dediği
guneduştuk—
TürkOrdusu cahil bir komuta-
nın hırsıvla Allahuekber ve So-
ğanlı doruklarmda kara kışın ti-
pishle Rusun guDesıve kurşunuv-
la uğraşa cebeDeşe tumuyk mah-
voldu da tek bir er art çevirmedL
Sankamış'ta hiç panik olma-
nuşü."
- Bu buyuk cınayetın tek yara-
tıcısı v e tek sorumlusu Env er Pa-
şa'dır Dıvınıkkoyundenesıredıl-
mek uzere ıken kılavuz Mehmet
Yargıç'uı (Avcı Dayı) sayesuıde
kaçarak kurtulup Bardız'a gelen
Enver, ŞenfBev'ın tabınvle "Bil-
gisiznk ve inatçıhğuun hıyanetten
beslenen dik kafasıyla on beş gun
içinde şu karh dağjara ve buyük
onnanlara gomduğü 90 bin baht-
SE vatan eviadmı çiğneyerek yal-
nız başına, dişlerinden kaniı sal-
yalar akan bir ydgın canavar gibi
kaçarken hain, ıirkek ve sinsi ta-
vuianyla defolup gittL Harbiye
Nazın ve Başkumandan Vekfli
Enver, kızakla Sıvas'a doğru ka-
çan bir hain, Türklukveinsanhk
erdemJerinden soyunmuş,Atanan
tmparatoru'nun ucretiyamağı, ai-
ksme layık ofanayan kanb katil ve
uğursuz bir bernU"
Kur BşkYrb Şenf Koprululu
"Soğanh dağJan vana devrflir,
askerin ustune Opı &av nılur. nice
analann bağn kavrulur, ağbuna
kısmetse geürim ana, canım kur-
ban olsun aziz vatana_"
89 yıl once bugunlerde cere-
yan eden Sankamış facıasını ve
90 bın Mehmetçığe mezar olan Sa-
nkamış'ı 70 mılyonun kaçta ka-
çı bıhr
9
Bılenlenn ne kadan bu cınaye-
te kulak asmış ve ılgüenmışnf
9
Ye-
nı kuşağa bu cınayet neden öğre-
tılmez9
Hâlâ Enver Paşa'yı kah-
raman olarak gostermeye çalışa-
rak Turkıstan'dan getınlen ke-
mıklennın Humyet Şehıtlığı'ne
dev let törenıyle gomulmesının
anlamı nedır
9
Mubarek şehıtlere
hakaret etmek mı
9
"Şeker de bir
tuz da birL" Vatan uğrunda can
v eren de bu-, 90 bın Mehmetçığuı
katılı de bu-'
Tanhte gorulmemış, duyulma-
mış bır boyutta zayıat Donarak
v e tıpıde boğularak olenler 80 bın
askerdı Dahası ellenayaklanko-
pan, kesılenler Çılduânlar, delı-
renler ve bıtler tarafuıdan kernı-
nlerek tıfusten olenler 12 bın kı-
şıydı 10 Kolordu'yu Allahuek-
ber Dağlan'nda Mauser tufekle-
nyle 'inarşmarş" koşturarakbu-
zullar arasına gomen Hafiz Hak-
kı Paşa da tıfusten olenler arasın-
daydı Dunya savaş tanhınde
böyle bu- hezımet kaydedılme-
mıştı Çerkezkoy'deYağbasan'da,
Molakan komlannda, Dıvınık'te,
Yenıgazı'de, Selun'de, Başkoy,
Beykoy v e Allahuekber'de 40,60,
80,150,250,800,1200,2000 b -
şılık yûzlerce şehıt mezan vardır
Mezar olduklan da bellı değıldır
Nebu-kıtabenebırışaret' Meç-
hul asker1
Sankamış'ta Enver'uı karşısın-
da savunma yapan Çar Ordusu
generah Maslovski "Boylesine
kahramanve ozverfli bir Türkas-
keriyle savaşmakla gurur duy-
dum" dıyecek kadar gerçekçıy-
dı 90buışehıdımızemartayın-
da başlayıp hazıran ayma kadar
mezarlar hazırlatan General Mas-
lov skı, salgnı hastalıklan onle-
mek ıçın bır araya toplatıp ıstıfha-
hndekı cesetlen kıreç üe kapata-
rak etrafına taş duvarlar ordur-
muş, pek çoğunu hazırlarağı ka-
nallara koydurup ılaçlatarak gom-
durmuştu Sankamış koylennuı
butun Turk ahalısı seferber ol-
muş, bu gorevde aylarca çalış-
mıştı
Enver ıpohpohlayarakSanka-
mış'a kadar suren kurmaylan Al-
man generallen Bronsart v e Fel-
deman da Enver ıle bırlıkte kaç-
mış ve gıderayak Hafiz Hakkı'ya
- Tous a perdu sauf l'honne-
ur
1
(Onurlan dışında her şey kay-
boldu) dıyecek kadar kustahtüar
Tıpkı bugunku Verheugen gıbı
PENCERE
ANKARA 6. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2003/315 Karar No 2003/356
Karar Tanhı 12 112003
Davacı Fatıh Kılıçhan vekılı tarafından davalı Serpıl Kılıçhan hakkında açılan boşanma davasının mahkememızde yapılan
açık yargılaması sonunda, Davanın kabulune, Ankara ılı, Balâ ılçesı Şentepe Mahallesı Cılt 2, Hane 5 Bsn 42'de nufusa
kayıtlı Remzı ve Yuksel'den olma 1955 dogumlu Fatıh Musa Kıhçkan ıle aynı yerde nufusa kayıtlı Osman ve Mevlude'den
olma 1968 doğıımlu Serpıl Kılıçhan'ın TMK'nun 166/son maddesı gereğınce boşanmalanna, muşterek çocuk Remzı Ahmet
Kılıçhan'ın velayetının davacı babaya verilmesine Davalı anne ıle kışısel ılışkı tesısıne ışbu karann adresı tesbıt edıleme-
yen davahya ılanen tebhğıne karar venlmekle Karann gazetede yayın tanhınden ıtıbaren 7 gun sonra davalıya teblığ edılmış
sayılacağı ve teblıg tanhınden ıtıbaren 15 gun sonra kesınleşeceğı ılanen teblıg olunur 17 12 2003 Basuı 64111
Kadının Yüzündeki
Kırışıklık...
Kadınlar aamasızdır; geçen gun Nımet çok onem-
lı bır şey soyleyecekmış gıbı Zuhal'e eğılıp fısılda-
dı
- Geçen gun sokakta Dûrdane'ye rastladım, çok
bozulmuş
- Kendısıne söyledın mı?.
- Soylemez olur muyum, ah Dürdanecığım de-
dım, ne olmuş sana?
- Ne dedı?
- Toparlanm, dedı
- Hıh, topaharmış, bangımıztopariayabûdıkkP
•
"Asmalı Mescıt- 74 "te Fîkret Adil bır Fransız ge-
zısınden soz açar, uzun yıllardan ben Pans'te ya-
şayan bır dostu yazann onune duşer, gezmeye
başlarlar, Maksım'e gıderier
Fıkret Adıl anlatıyor
"Burası Pans'ın eskı bahanndan bırıdır Içen gı-
rerken arkadaşım kapıda duran 'chasseur'un elı-
nı sıktı Kendısıyle çok samımı konuşmaya başla-
dı ( ) Içen gırdıkten sonra tezgâha gıttık, arkada-
şım oradakı adama, bır deftere, ısmını yazdırdı
- Yarınkı Longchams koşullan ıçın bahse gır-
dım Kazanma umudu çok
Barcıya dönerek
- öyle değıl mı? ( )
Burada hoş bır şey oldu Arkadaşım barcıya bır
kenarda oturan kadınlan gostererek
- Azızım, dedı, buraya yırmı senedır gelınm, bı-
lıyorsun, eskıden guzel kadınlar vardı, halbukı şım-
dı?
Barcı gülümsedı, zekı bırbakışla cevap verdı
- Hakkınız var beyım, ama, bu kadınlar yıne ay-
nı kadınlar "
•
Pekı, barda oturan kadınlar yırmı yıl oncekı ka-
dınlar mıydı'?
Hem evet, hem hayır
Çunku bır ınsan hem yırmı yıl oncekı ınsandır, hem
de yırmı yıl oncekı ınsan olamaz
Geçenlerde bır magazın gazetesınde -şımdı bu-
tun gazeteler magazın gazetesı oldular ya- bır Ye-
şılçam 'yön'unun eskı ve yenı fotoğraflannı gor-
dum, bır zamanlann unlu ve yakışıklı sınema yıldı-
zı ne dıyordu
- Aynaya bakamıyorum
Demek kı yaşlanmak yaJnız kadınlann değıl, er-
keklenn de derdı
Pekı, bu dert nasıl çozulur"?
Insan, yaşamının kısa bır gençlık suresıne odak-
lanıp sonra butun hayatı boyunca ah ıle vah mı ede-
cek?
llkellık değıl mı bıP
Kışının ömrü bır bütun değıl mı?
•
"Estetık" bayağı guzellık duygusundan başka
bırşeydır, zarafetı ıçerır, sanatı kapsar, sıradan de-
ğer yargılannı aşar, kımı zaman bır kadının goz ke-
nanndakı kınşıklıklann guzellığını algılayacak duze-
ye ınsanı taşır Insan hayatı butundur, ancak kım-
lığın algılanmasında zamanı aşan bır gerçek orta-
ya çıkar
Kışının, her anını tartabılecek bır butunsel yak-
laşımın ortalamasında, gerçek guzellığı anlaşılabı-
lır
Kımı zaman yuzundekı çızgıler dennleşmış bır ka-
dın, gençlığınden çok daha guzel olabılır
Kınşıklıklan yok etmek ıçın bunca uğraş, çaba,
zahmet, masraf, emek harcayanlann pek hoşuna
gıtmeyecek bu tur bır mantık ve yaklaşım, hayatı-
nı bu yola vakfetmış olanlan kızdırabılır, ama gu-
zellık ıle estetık arasındakı sırlan faş eden bır sa-
nat kulturunun ımbığınde damıtılmış felsefeye âşı-
na olanlar guzellığı aşan estetığı duyumsayabılır-
ler
Herkesın bıldığı ozdeyıştır kadın demış kı
- Yuzumdekı çızgılen çok sevıyorum, çunkü on-
lan çok zor kazandım
TEŞEKKUR
Sevgılı Babamız, Dedemız, Albayımız,
Em Top Kur Alb
SÜLEYMAN EKİNCİ'yi
09 12 2003 gunu sonsuzluğa
bızlerle bırlıkte uğurlayan,
acımızı ve anılanmızı paylaşan,
tum yakınlanmız, dostlanmız,
hemşenlenmız,
ve çalışma arkadaşlanmızla bırlıkte,
Sılahı Kuvvetlenmızm
vefalı komutanlanna,
Cumhunyet Gazetesı emektarlanna,
Mımarlar Odası'nın ve
ÇYDD'nın genel merkez ve yurt
duzeymdekı yonetıcılenne,
Tanhı Kentler Bırlığı ve ÇEKUL'un
yonetıcı ve mensuplanna,
meslektaşlanmıza ve okurlanmıza
aılemız, akrabalanmız ve Albayımızı
tum sevenler adına teşekkur edıyoruz
Oktay Ekinci Olcay Yezdani
TEŞEKKUR
Onurumuz ve canımız
Turkçe öğretmenı
FATMA ŞAHlN'ın
hastalığmda tedavısını yuruten
Sayın Doç Dr SERDAR TURHAL
ve çalışma arkadaşlarına
or SAADET BÜBER'e,
acımızı paylaşan tum dost akraba,
yoldaş ve oğrencılenne teşekkur edenz
ŞAHİNveKUTUR aılelen