02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI ]VIUMTAZ SOYSAL Medyada Değerlendirme YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, geçen gün, "tür- ban" konusuna nokta koyma sayılabilecek bir söz söyledi: "Bu konuyargılama organlannca, hatta ulus- terarası yargılama makamlannca çözülmüştür" de- di ve "Yargı karariarı hukuksal gerçeği tfade eder; hukuksal doğrular ayndır. Doğruya ulaşmak za- rnan işidir; ama bugünkü gerçek, yargı organlan- nın verdiği kararlardır, Bunun ötesine biz de ge- çemeyiz, başka makam da geçemez" diye ekledi. Doğaı değil mi? Yargı kararlan, yürütme ve ya- sama organlannı bile bağlamıyor mu? Olsa olsa, gücünüz yettiğinde ulusal yargıyı da bağlayan hukuk kurallannı, anayasadan başlaya- rak değiştirirsiniz. Uluslararası yargıya gelince, cumhuriyetinizin ilkelerine inanmayan ve onlan de- ğiştirtmek için çabalayan Avrupalının ağız kokusu- nu çekmektense, cumhuriyeti ilkeleriyleyaşatmak uğruna o önyargılı denetim sisteminden çıkmayı gö- ze alırsınız, olur biter. Ama, şimdi konu bu değil. Konu, Türkiye medyasının bu sözleri nasıl de- ğerlendirdiğidir. Değerlendirme, bizim Cumhuriyet'in sözlere en büyük ağıriığı verişinden ve hatta bunlaraChirac'ın konuşmasını tam sayfa ekleyişinden başlayıp Hür- riyet'in aynı sözleri arka sayfalarda daracık birtek sütuna indirişine kadar çok geniş bir yelpazede yer alıyor. Aynca, aynı haberi iyice göklere çıkaran- lar ya da büsbütün yok sayanlar bile var. Televiz- yonlar da öyle. "Doğaldır; medya, kendi meşrebine, okuyucu ve izleyici tabanına göre, istediği değertendirmeyi yapar" diyebilirsiniz. Ama, ne ölçüde ve nereye kadar? Dükkân tezgâhlannın gerisine asılan "Müşteri veHnimetimizdir" sözü, hafifçe "şarkvâri" bir bo- yun eğişi yansıtmakla birlikte, ticaret yaşamının özündeki gerçeği de gösterir. Elbet, gazete ya da televizyon kanalı yönetmek, tam anlamıyla dükkân işletmek değildir, okuyucu veya izleyici de müşte- ri değil. Ama, sağlam ve etkili yaşamak için, biri "tiraj"a, öbürü de "reyting"e, en azından "birölçüde" muh- taç deği! mi? Yani, okuyucuya ve izleyiciye? O zaman, o ölçü, olanı biteni, varsa yok sayma- dan, çok fazla çarpıtmadan, ters göstermeden, kendi yorumunu başkalanna, zorlamaya kalkışma- dan aktarmak, duyurmak, göstermek değil midir? Medyanın, kendine ve mesleğe karşı olmasa bile, okuyucuya ve izleyiciye karşı böyle bir ödevi yok mudur? Ya okuyucularla izleyiciler? "S/V//"toplum olma- nın hiç mi "asker"\\ğ\ olmaz? Ellerindeki tek çare, gazete sayfasını çevirivermek veya kumandayı tık- latmak mıdır? Yoksa, alıştıkları gazeteyi bırakmak ve kanalı taş çatlasa hiç seyretmemek mi? Hele, tiraj ve reyting düşüşünü beklemeden, bu kararla- rını medya sahiplerine ve yönetenlerine duyurmak onlan birazcık yola getirmez mi? Yoksa, kendilerini dağ sayanların küsen tavşan- lardan haberi olmaz. Kulağınızdaki Bilgisayar # DIGITAL TEKNOLOJİDE DÜNYA LİDERİ ^ ACON DIGITAL İŞİTMECİHAZI, % 100 DIGITAL ACON ALMAN MftLİ 9 • Öımîr boyu parça w w K M R I garantrsL •flze/retittııtarufafSn* aniaşm. 0/ŞAfi/DAN HİÇ GÖRÛNMEYEN D/G/MUŞ/TMf CİHAZI" bu kultığın Içfndo ... ISTANBUL Halaskargazi cad. No:344 K:1 Levent Apt. (Dışbank yanı)Şişli Tel: 0.212.234 81 28 ANKARA Necatibey cad. No:61 K:1 (Oerya Sineması Yanı) Sıhhiye Tel: 0.312.231 74 56 A D A NA : GaâpaşaBulvanKodalAptNo:461C1 D:1 0.322.4584305 l: Çarşı Caddesl 1720 Sk. No:2 K:5 0.232.364 22 59 : Kıbrıs Şehitleri Cad. No:4 K:1 0.232.463 74 55 : Cumhuriyet Cd.(Hast. Cd.)No:68 0.236. 239 38 97 Cumhurryet kitap kulübü Sevgili Kitap Kurtlan! Sizin için hazırladığımız hediye paketlerini görmeden sevdiklerinize yılbaşı hediyesi almaym. Çönkü En Gözel Hediye KifaPtır. îstiklal Cad. Zambak Sok. No:4 D:l (Fransız Konsoloslugu Yanı) Beyoglu, ISTANBUL Tel: 0212 252 38 81-82 Yanlışlardan Oluşan Maden Kanunu Taslağı YÜksel Ö N E M Jeoloji Yük. Müh. Eski Maden İşleri Genel Müdürü M aden Kanunu (15 nıhsatalanlan"nınsınırsızgenişli- Haziran 1985 tari- hinde yürürlüğe gi- ren 3213 sayıh) ge- niş bir madenci çev- resince daha ilk günlerinde bile eleş- tirilmiş; yanlışlık ve eksildiklerinin olduğu one sürülmüştür. Değıştinl- mesi için çalışmalar, yıllardan beri süregelmektedir. Haldı yanlan var- dır elbette bu eleştirilerin. "Maden ğine, veriliş biçimlerine, bu hakkın korunmasındaki güçlüklere, çeşitli yüksek cezalara, ihalelere ve benze- ri hususlara dönük eksiklikler ve yanlışhklar açıkça söylenmekte; ye- ni bir yasayla, bunlann giderilmesi istenmekteydi. Ama 3213 Sayılı Maden Kanu- nu 'nun en belirgin ve heıkes tarafin- dan var olduğu paylaşdan en büyük yanlışı, bukanunun 8. maddesinde yer alan hükümdü. Çünkü bu madde ile bütün madenler bir ruhsatın kapsamı içine girmekte; böylece, bu sahadabe- lirlediği kendi hedefi dışındaki bütün öbürmadenler, pratikte artık hiç ara- namaz ve_bulunamaz duruma düş- mekteydi. Yürürlüğünün başlangı- cındaki bir atüımla, sadece mermer, bu kapsamın dışına çıkanlmış ve Tür- kiye mermer alanında büyük ilerle- meyi bu sayede kazanabilmiştir. El- bette kanun venilenirken, özellikle Mfllî ftMıniMtyfanı*Lapn ^PülcHt Uz*a\>tn\ ^(evn Voymr ^(ev* ÖUıw\r ^ferfae Altan ^hıit AVJ$«M ^(föler SnbMa Av$*r ks Ptjtai ı Amtm H*k*»n (r$H XV FH XI ^ Mobty«/follo*t« ûfbf ÇtM*ıjtr/Aırwı* Erfason Uiettfl* Krulı tiu vm*) bfc( (KterMet e^erfz». ^««le 703.710.^^0.1*0 TL Mtt ^c d<lc aUlwî|tfr. Her çocuk gefeceğe umuria baksın ıw<vw.tegv org bu madde bünyeden çıkanlacaktı. Herkesin paylaştığı genel kanı da buydu. Edınilen deneyimlerden son- ra bu genel kanı öylesine güçlenmiş- ti ki, madenciliğe hareket kazandır- mak, ölü halde duran yeraltı cevher- lerini arayıcılanna kavTJşturmak için, her şeyden önce bu madde mutlaka değiştırilmeliydi. Bu açık ve herkesçe bihnen gerçe- ğe karşın, köy. neredeyse kasaba bü- yüklüğünde sahalan alrın aramak için kapatmış olan yabancı şırketlerin. başka kimselerin sahalaruun içine asla girmelerini isteme- meleri yönündekı baskılan ve bazı çok geniş başka ma- den hakkı sahıplerinin (buna Etibank da dahildır) zorla- malarıyla, nasıl rayından çı- kanldığı, nasıl onlann oyun- cağı durumuna getirildiğı, aşağıda özedeyeceğim bu ka- nunun. Meclis'e sunulmaya neredeyse hazır taslağının il- gılı maddelennden kolayca anlaşılacaktır. Eğerbu kanu- nu uzun süre uygularken ka- zandığım denevımimi ve ken- di mesleğimle edindiğım gö- rüşlen özde içeren, bence son şekli \erilmiş bir kanun tas- lağını, birkaç ay önce, bu ko- nuda görevlı f BMM Plan- Bütçe Komısyonu'na iletme- miş olsaydnn. bu isyanımda haksız \e zamansız sayılabi- lırdım. Meclıs"teki konıısyon toplantısına çağnldım, ama konuşturulmadım. Metni za- ten almışlardı; okudular rru. okumadılar rru bilemem. Iş- te bu yüzden, bu yanlışlığı kamuoyuna duvıırmak zo- runda kalıyorum. Çünkü or- taya çıkacak Maden Kanu- nu "nun, şu bu şirkerin yara- nna göre değil. bir ülkenin, onun halkının yaranna uy- gun yönde yapılmış olması gerekmektedır. Taslağın kap- sama dönük 2. maddesinde, bütün metal madenlen, sa- nayi madenlen. kömür re- zervleri. radyoaktif madde- ler, metan gazı %e kıymetlı taşlar. [V Grup'ta toplanmış- tır. Mermerlerhariç, bunlann dışında kalan başka bir ma- den de yoktur zaten. tşte tüm bu maden alayı. yeryüzü ve yeraltındaki bütün cevherler, yukanda belırttiğım çıkarcı- lann baskılannı her nasılsa yenemeyen ya da yenmesi gerekriğini bilemeyen Ener- jı ve Tabu KajııaklarBakan- lığı'nın sözde bürokratlan ta- rafından, her bir ruhsatın te- keline bırakılmıştır. Tasan bu halıyle TBMM Plan-Bütçe Komısyonu'na iletilmış; ora- da da mutlaka tam anlaşıla- madan. ne yazık ki bu haliy- le benımsenmıştu-. Kapsamın yanlış şeblde düzenlenmesi ve bu yanlışh- ğın ilgili maddelerde devam ettirümesi çok küçültücü ve düşündüriicüdür. Bugünkü Türkiye, kanunlann şuradan buradan aktanlarak yapıldı- ğı, önü bılınmezlıklerle dolu, geçmişi karmaşık 1930'lann Türkiyesi değildir. Çünkü 0 tarihlerde ve daha sonra, 1950'lerde, bırçok kanunla birçok devlet kurumu kurul- muş; uzun süre onlann uygu- lamalan yaşanmış; geniş de- neyimleredinılmiştır. Amk bu saatte, hatalı ve deneyimsiz gibi bir kanun yapmak yakı- şırmı? Ama eğerbır ülke akıllı. bıl- gili, sadece ve sadece ülkesi- ni düşünen kimselerin elinde değil de çapsız bürokratlann ve çıkarcı çevrelerin oyunca- ğı haline gelmişse, elbette böyle bir sarkıntılığa maruz kalmak kaderidir onun. Metan gazı (CH4) gibi bır hıdrokarbon Petrol Kanunu kapsamında bir madde ıken, aynca Maden Kanunu"na so- kulmasının hukuksal tersli- ği: göllerde erimiş halde bu- lunan tuzlann. karalardaki kristal şekilde olan a>ıu tuz- larla bir tutulmayıp aynhşı- nın bilimsel yanlışlığı; CO2 gibi bir gazuı, hiç ama hiç il- gisi yokken. göl SU\TJ maden- Fen üe biraraya getırilme şek- lındeki harikalan ve hele yer- vüzündekı bütün taşlar üç tür iken ve bunlar birkaç sanrla, bilimsel bir dille belirtilebi- lecekken. II. Grup'ta taşlann "'Mermer, dekoratif taşlar, tnnerten,kalker.doJomitkai- sit granit, si>enh. andezitba- zah ve benzeritaşlar" şeklin- deki beyan zavallılığı, bu ha- talarla dolu kanunun hazın manzarasını görmek için ye- terlidir. Diğermaddelerebak- maya \e onlardakı gariplik- lerden bahse hiç gerek bile yoktur. 2003 ydının neredey- se sonunda, yani koca Türki- ye Cumhunyeti'nın kurulu- şundan tam 80 yıl sonra, bır kanunu yaparken bakın ne hale gelmişiz; nasıl hiç ama hiç ilerlememış, zavallı bır kasaba kültürü içinde kalmış; ülke için bilinçlenememiş, adam olamamış, kanun yap- mayı çıkarpeşındekılenn bas- kısından kurtaramamışız. CUMHURİYErTEN OKÜRLARA ÎBRAHtM YILDIZ 2004'e fiirerken 80 yıldır yayımlanan, elinizde tuttuğunuz ga- zeteniz Cumhuriyet, misyonunu sürdürmenin kıvancını yaşıyor. Geçmişte birçok olumsuzluklaria baş eden, Tür- kiye Cumhuriyeti ile yaşıt gazetemiz 2004'e umutlu giriyor. • • • Bugün geriye dönüp baktığımızda her konu- da Cumhuriyet'in haklılığı ortaya çıkmış, doğru- lanmıştır. Ne yazık ki, "biz demiştik" sözünü kullanmak istemesek de sonuç öyle olmuştur. • • • Okurlanmıza çok sıkça projelerden, atılımlar- dan söz ettiğimizi anımsıyoruz. Şimdi, sözünü ettiğimiz atılımlarımızı okurla- nmız görüyor. Kitap ekimizde, geçen haftadan başlayarak bir yenileşmeye gittik. Kapak fotoğraflarının yerini yağlıboya tablolar aldı. Içerik ve grafik olarak çağdaş bir gorünüm kazanan Kitap eki, dahazen- gin biçimiyle okuria buluşacak. Aldıgımız ilanlarbu konudaCumhuriyet Kitap'ın vazgeçilmez bir ek olduğunun da kanıtıdır. • • • 18 yıl süresince kesintisiz yayımlanarak bir re- kora imza atan gazetemizin pazar eki Cumhu- riyet Dergi'yi dünden ftibaren yenilenmiş biçimiy- le yayımladık. Gazete boyutunda 12 sayfa ve renkli tasarla- nan, Cumhuriyet Pazar olarak adlandırdığımız haf- ta sonu ekimiz, hem ünlü yazarlan bünyesinde banndıracak hem de farklı içerikle taleplere ya- nrt verecek. Tam sayfa iki bulmaca, briç, satranç gibi ze- kâ oyunlarının yanı sıra hobiler, dijital dünya, si- nema, gezi yazıları ve ilginç röportajları bundan böyle Cumhuriyet Pazar'da bulacaksınız. Artık pazarlarınız Cumhuriyet'le daha dolu ve neşeli geçecek. ••• Çarşamba günleri yine ücretsiz olarak verdi- ğimiz Spor gazetemiz, kendi alanında bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. Futbol dünyasından sıkılanlar, amatör sporla- n; tenis, golf, yüzme, atletizm, voleybol, basket- bol, sağlıklı yaşam gibi göz ardı edilen öteki branşları, övünerek söyleyelim ki Cumhuriyet Spor'da bulabilirler. • • • Istanbul'daki Islami terör olaylarını kısa süre- de çözen ve sonuca ulaştıran emniyet güçleri- ni kutlamak gerekir. Bu konuda öteki gazeteler Cumhuriyet'in bir gün önce verdiği haberierin peşine takılmak zo- runda kaldılar. fslami terör araştıtmalarıyla tanı- nan arkadaşımız Mehmet Faraç'ın örgütün iç yapısı ile ilgili haberleri kamuoyunu aydınlattı. • • • Ankara Bürosu, geçen haftayaptığı haberler- le hükümetin hazırladığı yeni vergi paketinin, yurttaşlann günlük yaşamına olumsuz etkilerini sergiledi. Vergi paketinin yanı sıra benzinde Özel Tüketim Vergisi'ni arttıran hükümetin bu yolla "giz- li zamlar" yaptığı bu haberlerle ortaya çıktı. "Kayıp frilyon" davası da geçen hafta Anka- ra Bürosu'nun üzerinde çalıştığı önemli konular arasında yer aldı. SP lideri Necmettin Erbakan'ın hastane raporuyla cezaevine girmekten kurtul- duğu "Kayıp Tıilyon" davasında, dokunulmaz- lık zırhına bürünen AKP'nin önde gelen iki ba- kanı Abdülkadir Aksu ve Abdullah Gül'ün da- vadan beraat etmeleri durumunda bile Hazi- ne'nin zararlannı karşılayacak olmaları haberleş- tirildi. Gül, AİHM davaları nedeniyle de geçen hafta gündemdeydi. Eşi Hayrünnisa Gül'ün türban nedeniyle devlete karşı açtığı davayı savunan Ab- dullah Gül'ün, Leyia Şahin adlı bir kadının aç- tığı davada Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı savun- mayı geri çekmesi, gazetemizde "Türban Oyu- nu" manşetiyle yer aldı. Türkiye'de çok tartışılan Kamu Yönetimi Te- mel Yasa Tasarısı'nı hazırlayan ve laiklik ilkesi- nin yerinin daha Müslüman biryapıya bırakılma- sını içeren konuşmaları gün yüzüne çıkan Baş- bakanlık Müsteşan Prof. Dr. Ömer Dinçer'in, TÜ- BİTAK atamalannın perde gerisinde olduğunu da Ankara Büromuz ortaya çıkardı. • • • Önümüzdeki çarşamba günü vereceğimiz 2003'ün dökümünü içeren belgesel niteliğinde bir dergi hazırladık. Okurlarımız 16 sayfalık, renkli fotoğraflardan oluşan bu dergiyi gazete satıcılarmdan ücretsiz edinebilecekler. Perşembe günü ise Milli Piyango'nun Yılbaşı Özel Çekilişi ekini gazete ile birlikte vereceğiz. Yeni yılla birlikte, ses getirecek projelerimizi okur- larımızla paylaşacağımızı müjdeleyelim. Şimdiden iyi yıllar... OÜNVHÇİÇEKtiÜK DOST ve MÜŞTERİLERİMİZİN YENİ YIUM KUTLAR, 2004 YIUNIIM BARIŞ, MUTLULUK VE BAŞARI GETİRMESİIMİ DİlBtlZ. RECEP ERDOĞAN TEL: MERKEZ 0212 - 231 24 85 / 241 65 43 FAX: 0212-232 61 24 TEL: ŞB. 0212-2162641/2162645
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle