Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 ARALIK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
CJJVOJN OJVU. ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
Bakan Babacan'ın verdiği bilgiye göre deprem sigortası yaptırma oraru yüzde 20'de kaldı
Zorunluya yeterinceilgi yokTÜREYKÖSE
ANKARA - Zorunlu deprem si-
gortası uygulamasındaki "zonınlu-
luk" bir yaptınma bağlı olmadığın-
dan sözde kahnca Doğal Afet Sigor-
talar Kurumu (DASK) kapsamında
sisteme katılma oranı çok düşük kal-
dı. Devlet Bakanı AB Babacan, top-
lam sigortalanabilir konut stokunun
sadece yüzde 20'sinin sigortalandı-
ğını, 2002 yılı başından sonra da top-
lam poliçe sayısında düşüşler yaşan-
dığını bildirdi. Yaklaşık 2.5 yılda
meydana gelen 45 depremde DASK
tarafindan 4.5 trilyon lira tazminat
• 'Zorunluluk' yaptınma bağlanmayınca deprem sigortası ilgi görmedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, toplam sigortalanabilir konut stokunun sadece yüzde 20'sinin
sigortalandığını, bugüne kadar 4.5 trilyon lira tazminat ödendiğini söyledi.
ödendiğine dikkat çeken Babacan,
sigorta gereksiniminin öneminin al-
tını çizdi.
CHP Tunceli Milletvekilı Sinan
Yerlikaya. zorunlu deprem sigorta-
sı sistemi uygulaması hakkında bir
soru önergesi verdi. Önergeyi ya-
nıtlayan Babacan, Doğal Afet Si-
gortalan Kanun Tasansı taslağı ha-
zırlandığını, bunun en kısa sürede
TBMM Başkanlığı'na gönderilece-
ğini bildirdi.
Babacan, yeni sistemin uygulama-
sına ilişkin rakamlar konusunda da
şu bilgileri verdi:
"DASK'ın 2003 yıb için tek bir
deprem olaymda hasar ödeme gücü
yaîdaşık 1 mih^rdolar düztyine eriş-
miştir. Poliçe sayısı, uyguJamanın
başlamasından sonra bir yıl içinde 2
miKon 430 bin rakamına ulaşmışür.
Haİen ülkemizin Baü böigeierinde si-
gortahhk oranının yüzde 30 ve ülke
genelinde yüzde 15 düzeyinde olma-
sma karşın, bu oran özeflikle Doğu ve
Güne>doğu böigeierimizde gend oia-
rak yüzde 5'in altında bulunmakta-
dır." Babacan, Yerlikaya'nın DASK
kaynaklarının nasıl kullanıldığına
ilişkin sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Halen DASK'ınen önemli harca-
ma kalemi üstienikn risklerin önem-
li bir kısnureasüransyoluyla ulusla-
rarası piyasalara plase edildiğinden
dolavı reasürans primi ödemeieridir.
2003 yıh için DASK tarafindan 740
milyon ABD Dolan tutarmda reasü-
rans konunası temin edümiştir. LH-
ğer önemli harcama kalemi ise dep-
rem nedeniyle yapılan tazminat öde-
meieridir. DASK çeşith' tarihlerde
meydana gelen 45 deprem olaymda
3 bin 430 kişiye toplam 45 trilyon li-
ra tazminat ödemesinde bulunmuş-
tur."
DPT Müsteşar Yardımcısı tbra-
him Akçay da "Deprem bakanhğı
kurulması düşünülüyor mu" soru-
suna "Kalkınnıa planlan, hükümet
progranunda bu yönde bir ilke, po-
litika bulunmamaktadır" yanıtını
verdi.
Kapsamının daraltılmasının üzerinden 1 yıl bile geçmeden; yeni bir yasa değişikliği için hazırlıklar başladı
Ihale yasası yeniden ele almacakHACER BOYACIOGLU
ANKARA - Hükümet, kamu ihalelerine
kurul denetimi getiren Kamu Ihale
Yasasf nı bir kez daha değiştirmek için
harekete geçti. Yasa değişikliği için;
Baymdırlık Bakanlığf nda çalışma
yapıldığı öğrenilirken; Bayındırlık
Bakanı Zeki Ergezen de
bu yönde mesajlar verdi.
Ergezen, "Kamu thale
Yasası vine değişeceğe
benzjyor" dedı. Hükümet
Kamu Ihale Yasası'nda
yaptığı değişikliği yeterli
görmüyor. Edinilen
bilgiye göre; yasanın
kapsamını daraltan
değişikliklerin üzerinden
1 yıl bile geçmeden yeni
bir yasa değişikliği için
hazırlıklar başladı.
Hazırlıklann başlıca 2
konu üzerinde
yoğunlaştığı kaydedilıyor.
Buna göre, ihalelerdeki
aşın düşük teklifleri önlemek için;
kabul görecek teklifiere bir "alt ve üst
smır" getirilmesi öngörülüyor.
Yetkililer, bu yöndeki bir düzenlemenin
eski sistemde yer alan ve Kamu thale
Yasasf yla uygulamasından vazgeçilen
J\abul görecek
teklifiere bir 'alt ve
üst sınır'getirilmesi
öngörülüyor Yetkililer,
buyöndeki bir
düzenlemenin eski
sistemde ver alan ve
Kamu thale Yasası 'yla
uygulamasından
vazgeçilen 'brimfiyata'
geri dönmek anlamına
geleceğine dikkat çetiyor.
"birim fîyata" geri dönmek anlamına
geleceğine dikkat çekiyor. thalelere
esas olan "yaklaşık maHyetin"
gizliliğinin de kaldınlması öngörülüyor.
Bakan Ergezen de, yaklaşık maliyetteki
gizliliğin kalkması gerektiğini
belirterek "Vaklaşık malrvet gizli
kabnaz dedik. Nhekim gizli kalnuyor. 2
Idşinin büdiği şey sır
olmaktan çıkryor.
Kızılay'da bile bunun
duyuhnası mümkün'
1
dedi. Ergezen, Kamu
thale Yasasf nın Türkiye
şartlanna uymadığını da
savundu.
Yasa ylne delindi
Öte yandan batık
bankalardaki tahsilatı
hızlandırma amacıyla
hazırlandığı savlanan
yasada da, Kamu
thale Yasasf nın
kapsamının daraltıldığı
ortaya çıktı. Yasada yer alan
düzenlemelerle, Kamu thale Yasası'na
bir madde ekleniyor ve ihtiyaç duyulan
hallerde Kamu thale Yasasf na tabi
olmaksızın avukatlık hizmeti
ahnmasına olanak sağlanıyor.
Yedekparçada
Çin sıkıntısı
Türkiye, yedek parça sektöründe atıbma girdL ancak son yıflarda
içerde dolar kurundaki düşüş, (hş pazarda ise Çin'in ucuz girdi avan-
tajıyla fiyat kırması nedeniyle sıkmtı yaşanıyor. Otomotiv parçası
ihraç eden ORMAS'ın Yönetim Kuruhı Başkanı Necati Ortatepe,
ihracatçriann tarihinin en zor dönemini geçirdiklerini söyledL (AA)
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YHDIZOĞLl LOSDRA enpnyfttr.net PRÎME ESAS KAZANCA EŞÎTLENEBÎLÎR
Basının en deneyimli yazarlarından
Oktay Ekşi'nin "Adalet ve Kalkınma
Partisi yönetimindeki Türkiye'nin
ne kısa ne de uzun vadeli bir dış
polrtikası mı var ki Sayın Gül açık-
lasın" sözleri, ülkenin çok tehlikeli bir
sorunla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Sa-
nınm en az 50 yıllık geçmişi olan bir kronik
hastalık artık tıbbi anlamda kritik bir noktaya
geldi. Açmaya çalışayım. Ama önce bir teorik
anımsatma.
Kapitallzm, mekân
yonetlml
Kapitalizmin tarihi gösteriyor ki, sermaye,
ulusal devletlere/ekonomilere bölünmüş bir
coğrafyada doğmuş olmasına karşın, ulusal
ekonomilerin sınııiarı içinde hapis kalamaz.
Çünkü, iç çelişkileri gereği, sermaye bir taraf-
tan birikirken, diğer taraftan bu birikimi engel-
leyecek kriz dinamiklerini harekete geçirir Ya-
tınm arttıkça, kâr oranlannı muhafaza etmek,
üretim arttıkça yeni mallara talep bulmak zor-
laşır. Böylece, giderek kârlar düşmeye başlar,
bir üretim fazlası, buna bağlı bir kapasite fazla-
sı oluşur. Birikimin devam edebilmesi için bu
fazlalann emilmesi gerekir. Ne ki bu emilmenin,
fazla kapasitenin tahribatına bağlı, ekonomik ve
toplumsal anlamda yüksek bir maliyeti vardır.
Bu yüzden, fazla sermaye ve mallan başka
mekânlara göndererek birikim sürecini ora
da devam ettirmek ya da yeniden başlat
mak, maliyet düşürücü ucuz hammadde v
emek kaynaklanna ulaşmak, kriz dinamik
lerini dışlaştırmanın bir yolu olarak günde
me gelir. Böylece sermaye, bulunduğu ulu
sal ekonominin dışına çıkarak başka coğ-
rafyalara gitmeye, oralan da kendi gerek-
sinimine göre şekillendirmeye/düzenle-
meye girişir. (Bkz, K. Marx, Kapital Cilt
111/Kıs-111. David, Harvey, The Limits to Ca-
pital, Basil Blacvvell, 1982- Verso 1999)
Bu süreç, klasik emperyalizm dönemin
de, 19. yüzyılda, kapitalist olan bölgelerdeı
kapitalist olmayan bölgelere doğru bir ha
reketle (küreselleşme) buraların önceliklı
ekonomi dışı zorla talan edilmesi, emek vı _
doğal kaynaklanmn, artık-ürün rezervlerinin
kullanımaaçılması olarak yaşandı. (Sürecin par-
lakanlatımı için: Ellen Meiksins Wood, Empi-
re ofCapital, 2003, Verso.). Bildiğimiz gibi, ge-
lişmiş kapitalist ülkelerin arasında, bu coğraf-
yalann bölüşülmesine ilişkin rekabetin tıkan-
ması, kriz eğilimlerinin dışlaştınlamaz hale gel-
mesine, I. ve II. dünya savaşlanna, bu arada da
"küreselleşme" sürecinin kopmasına, dünya
pazannın dağılmasına neden oldu.
Ikinci Dünya Savası sonrasında, ABD hege-
monyası altında yeniden düzenlenen dünya pa-
zan (G. Arrighi, Kapitalizmin Uzun Yüzyılı) üze-
rinde başlayan kapitalist genişleme süreci, ("big
boom") 1960'ların sonunda kapanmaya baş-
ladığında (ilgili veriler için: R. Brenner, Boom
and the Bubble, 2002 Verso.) öncelikle ABD
sermayesi kendi kriz eğilimlerini dışlaştırması-
Kiireselleşme-İmparatorluk
ve Ulusal Devlet
na olanak sağlayacak yöntemleri devreye sok-
maya başladı. Orneğin, dolar-altın bağı kopar-
tıldı. Seımayenin mali alana kaçması, kredi
enstrümanlanyla, diğer piyasalardan birikmiş
emek emmesi kolaylaştınldı. Ama en önemli
değişiklik, 1982 borç krizinden sonra, "Was-
hington Consensus" olarak da bilinen düzen-
lemelerle gündeme geldi. Böylece IMF ve Dün-
ya Bankası'nın eliyle çevre ülkelerin ekonomi-
lerini (mal, sermaye ve emek piyasalannı) mer-
kez ülkelerin sermayelerinin sınırsız kullanımı-
na açmak, birikmiş servetlerinin uluslararası
sermaye tarafindan hortumlanmasına olanak
sağlamak için, kesintisiz, bütünleşmiş, "ser-
bestleştirilmiş" bir mekân olarak yeniden dü-
zenlenmesi, popüler adıyla küreselleşme süre-
ci başladı.
osmanlı'dan
AKP hükümetlne
Osmanlı imparatoriuğunun ekonomik siya-
si mekânı, klasik emperyalizm dönemi olarak
da bilinen küreselleşme süreci içinde şiddet
yoluyla dışa açıldı, parçalandı, topraklan ve
madan kendini yeniden üretemez
bir konuma getirildi. AKP de bu sü-
recin parçası, öncekilerin yaptıklan-
nı tekrarlaması olağan; Ekşi'nin di-
le getirdiği gibi dış politika oluştura-
maması da... Ancak bu "olağanlık",
bugün artık büyük bir tehlike oluşturuyor.
enerji kaynaklan elinden alındı, paylaşıldı. Bu
küreselleşme sürecinin çökmesiyle dağılan
dünya ekonomisi 1950'lerde öncelikle ABD
sermayesinin gereksinimlerine göre yeniden
düzenlenirken Türkiye'de hükümetler, bu ye-
niden şekillenmenin tüm gereklerini yerine ge-
tirmeyi kabul ettiler. Ülkenin sermaye birikimi,
gelişme süreci, bu uluslararası ekonomik si-
yasi düzenlemenin gereksinimlerine teslim
edildi. Bu dönemde ülkedeki sermaye birikim
süreci de bu sürece göre ve bu süreci içsel-
leştirerek şekillendi.
Bu gelenek 1980'den sonra "VVashington
Consensus"le tam ve gönüllü bir uyum için-
de yoluna devam etti; yabancı sermayeye,
piyasalara güven verilmesi adı altında tek ta-
raflı açılımlarla ülke ekonomisi, IMF izni ol-
Küreselle$me- Imparatorluk-
sürekll savaş
Çünkü seımayenin küreselleşme dönemi-
nin kapanmakta olması, ABD'nin, uluslara-
rası mekânı salt ekonomik yöntemlerie dü-
zenlenmesinin koşullannın da hızla ortadan
kalkmakta olduğunu gösteriyor. Kapasite faz-
lasını tasfiye etmek, enerji gereksinimlerini kar-
şılamak, rakipleri karşısında direnebilmek için
"Washington Consensus" artık yeterli değil.
Üstelik, Avrupa Biriiği'nin yanı sıra, Latin Ame-
rika'da ve Asya'da bloklaşma eğilimleri güçle-
niyor, Çin yeni bir ekonomik, hatta siyasi güç
olarak yükseliyor, dolann uluslararası konumu
sorgulanıyor.
Işte bu yüzden 1990'lann son çeyreğinden
bu yana, artık ekonomi dışı yöntemler. talan,
hortumlama, şantaj, siyasi baskı, açık askeri
müdahale, terör. savaş, yeni düzenleme araç-
lan olarak devreye girmeye başladı. Küresel-
leşme döneminde mekânın düzenlenmesinde
ekonomik araçlar bir işlev sahibiyken, ulus
devletin ekonomi üzerindeki kontrolünü sı-
nıriamak, ABD önderiiğindeki uluslararası
sermayenin değerienme gereksinimleri açı-
sından yeterli oluyordu. Bugün, hem sertle-
şen rekabet yüzünden, bu önderiik artık et-
kinliğini kaybediyor hem de şiddet araçlan-
nın devreye girmesiyle ulus devletlerin şid-
det araçlan üzerindeki kontrollerinin zayrfla-
tılması, hatta kaldınlarakdenetledikleri coğ-
rafyalann, siyasi olarak da yeniden düzen-
lenmesi, sınıriann değişmesi gündeme ge-
lıyor. Yeni ABD dış politikasının, bir başka he-
gemonik gücün yükselmesini engellemek
ve "küreselleşme dışında kalan bölgeleri"
yeniden içeri çekebilmek (Dünya Ekonomi-
sine Bakış, "Pentagon'un yeni haritası"
Cumh, 24/03/2003) için, sürekli savaş ve
militarizm politikasını benimsemesinin ne-
denleri burada yatıyor. Türkiye bu mekânsal
düzenlenmenin, üstelik de, iki büyük blokun,
AB ve ABD'nin, karşılıklı basıncı altında, sür-
mekte olduğu bölgenin (Balkanlar, Kafkasya-
Hazar, Ortadoğu, Doğu Akdeniz) tam ortasm-
da. Bu koşullarda, ulusal ekonomik ve siyasi
coğrafyasının önceliklerine göre bir politika üre-
temeyen hükümetler, hele, kendi özgün siyasi
hedeflerine ulaşmalanna yardım edeceği umu-
duyla, oportünist bir biçimde, bu inisiyatifleri-
ni, bölgede düzenleme yapmaya başlayan güç-
lere teslim etmeyi kabul ediyorlarsa, ülkelerinin
ekonomik ve siyasi variığını tehlikeye atıyoriar
demektir. Sanınm bu gün ülkede, jeopolitik sü-
reçleri yakından izleyen çevrelerde, gittikçe art-
maya başlayan hoşnutsuzluğun arkasında bu
tür kaygılar var.
Asgaıd ücrette
karar günü yarın
A>fKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Asgari ücretteki
düğüm yann çözülecek. Asgari Ücret Tespit
Komisyonu'nun yann yapacağı karar toplantısı
öncesinde, öne çıkan eğilimin brüt asgari ücreri;
halen 458 milyon lira olarak uygulanan
SSK primine esas kazanç tabanına eşitlemek olduğu
öğrenildi. Buna göre. halen brüt 306 milyon lira olan
asgari ücret; mevcut SSK primine esas kazanç
tabanına veya yeni belirlenecek bir taban kazanç
rakamına eşitlenecek. Bu formül yaşama geçinlirse;
hükümetin "tşverenin vergi yükünü hafifleteceğiz''
vaadi de rafa kalkmış olacak. Toplantıda DtE'nin
sunduğu net 396 milyon 994 bin 971 liralık rakam
değerlendirilecek. DtE'nin sunduğu rakam, Türk-İş
tarafindan olumlu karşılandı.
BOZOVA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2002 166
Da\acı Mahmut Fırat'ın davalılar Hazıne ve Kesmetaş
Köy Muhtarlığı aleyhıne açılan tescıl da\asında davaya ko-
nu edılen Kuzevı %e Doğusu Tapulama hancı >er- Güneyı:
191 \e 192 no'lu parseîİer- Batısr Tapulama harici yer ve
193 no'lu parsel ıle çe\rılı 41 023 84 m2 ve 21.336 76
m2'lık yerler ile ılgıli hak ıddıa edilen kışılenn ılan tanhin-
den ıtıbaren üç ay ıçensınde Bozo\a Aslıye Hukuk Mahke-
mesı'nde duruşması de\am eden \e duruşması 01.03.2004
tanhine bırakılmış 2002 166 Esas sayılı da\a dosyasına mü-
dahıl olarak katılmalan ılanen teblığ olunur 02.12.2003
Basuı: 63996
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Nicelik ve Nitelik
AKP iktidannın hazırladığı ikinci bütçe, 2004 bütçe-
si, esas olarak, geçen yılın bütçesinin, yatınmlan bi-
raz daha kısılmış, bir tekrandır.
Gelecek 2004 yılı için, öngörülen bütçe giderleri,
160.9 katrilyon lira, gelirleri de 114.5 katrilyon liradır.
Aradaki fark, yani bütçe açığı 46.4 katrilyon liradır.
özelleştirmeden beklenen 1.6 katrilyonun dışında açı-
ğın kapatılması borçlanma ile olacak, 39.2 katrilyonu
iç, 5.6 katrilyonu dış olmak üzere, 2004'te, toplam
44.8 katrilyon lira net borçlanma yapılacaktır.
Bütçe ödenekleri, geçen yıla göre, yüzde 1.98'i ge-
nel bütçe, yüzde eksi 1 katma bütçe olmak üzere,
toplamda yalnızca yüzde 1.76 oranında arttınlmakta-
dır. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 12.0 olacağı ön-
görüldüğüne göre, bütçe, reel olarak ya da enflas-
yondan anndınldığında, geçen yıla göre 2004'te ge-
çen yıla göre, yaklaşık yüzde 10 oranında azaltılmış
olacaktır. Halk bu yıl da kamu hizmetlerinde, ne sa-
yısal ne de niteliksel bir gelişme görecektir. Kamu hiz-
metleri daraltılmaktadır.
Bütçe ödenekleri içinde en yüksek oranlı artış-
lardan biri, Başbakanlık ödeneğidir; geçen yıl 695
trilyon olan Başbakanlık ödeneği, yüzde 65'ten fazla
bir artışla, 1 katrilyon 147.24 trilyon liraya çıkanlmak-
tadır. Milletyekili dokunulmazlığı ve Başbakanlık müs-
teşannın TÜBİTAK atamalannda sergiledıği tutum ve
laiklik ve cumhuriyet karşrtı uygulamalan kanrtlamak-
tadır ki, Başbakanlık 2004'te çok yoğun çalışacaktır!?
• • •
Hükümet, bütçe sürecinde çok büyük bir varsayım
yanlışı yapıyor. Hükümetin bütçe anlayışına göre,
"bütçenin ulusal gelir içindeki payı ne kadar az olur-
sa, özel sektöre o kadar büyük olanaklar sağlanmış
olur." Böyle olunca da özel sektör hızla kanatlanır,
uçar, ülkeyi de uçurur.
Bu varsayım elma ile armudu toplamak kadar yan-
lıştır. AB ülkelerinde ulusal gelirin içinde vergi payı,
yani vergi yükü, üye ülkelerin ortalaması olarak, yüz-
de 30'un üzerindedir ve yıllara göre giderek artıyor. Ay-
nca, Kuzey Avrupa ülkelerinde, örneğin Danimarka'da
bu pay yüzde 50'lere ulaşıyor. Ancak bu durum, Da-
nimarka ekonomisinin tanm, sanayi ve hizmet kesim-
lerinin, devletin elinde olduğu anlamına hiç mi hiç gel-
mez.
Bizde ise vergi yükü yüzde 25 dolayında kalıyor ve
yıllardır bir türiü arttınlmıyor. Bu orana dayanarak eko-
nominin yüzde 25'inin devletin elinde olduğu söyle-
nemez.
ikincisi de, vergileme ve kamu hizmeti sunma, ka-
pitalizmin gelişmesi sırasında, demokratikleşme sü-
recinin de ivme kazanmasıyla biriikte, el ele olmuştur.
Bu nedenle de, vergiler ne kadar az olursa özel sek-
tör eliyle ekonomik kalkınma hızlanır anlayışı, ne dün
için ne de bugün için, gerçekleri yansıtmıyor.
Üçüncüsü, AB ülkelerinde vergilerin doğrudan-
dolaylı ayınmı, ortalama, sırasıyla yüzde 60-40 bi-
çimindedir; yani vergilerin büyük bölümü, gelire gö-
re artan oranlı olan, doğrudan vergilerdir; gelir ve ku-
rumlar vergileridir. AKP iktidan ise vergilerin en hak-
sız, adaletsiz biçimi olan, zengin ile yoksulu ayırma-
yan, akaryakıt, taşrt ve KDV, OTV gibi vergilerin top-
lam içindeki payını, geçen yılın yüzde 69 düzeyinden
gelecek yılın yüzde 72 düzeyine çıkarmayı öngörüyor.
Son anda getirilen MTV kargaşası da bu vergi işken-
cesini pekiştiriyor.
• • •
Bütçe, vergileme yoluyla elde edilen gelirierin kamu
hizmetlerinde kullanılmasıdır. Vergi toplamak yerine
zenginlerden bağış beklemek, adı üstünde beklemek-
tir; kamu hizmeti sunmak değil. AKP bütçeleri, kamu
hizmetlerinin özel girişim eliyle yapılması ilkesine da-
yanıyor. Gelir sahipleri, vergi vermek yerine, okul ve
hastane yaptırsın isteniyor. Bu yaklaşım, kural duru-
muna getirilmedikçe olumlu sayılabilir ancak, kurallaş-
tırılıyor, bu anlayış çağdaş maliye kurallanna tama-
mıyla aykındır. Çünkü, kamu hizmeti, birilerinin hayır-
severiiğine terk edilemeyecek kadar yaşamsaldır
• • •
Faizlere 66.2 katrilyon aynlırken yatnmlann büt-
çeden aldığı pay, bunun dokuzda biridin oran olarak
yüzde 4.7, tutar olarak da 7.55 katrilyon liradır. AKP,
kamu eliyle yatınmlardan kaçıyor, sonra da halka hiz-
met sunmaktan söz edebiliyor. Oysa, burada çok kez
vurgulandığı gibi, kamu yatınmlan özel yatınmlann art-
masını sağlıyor, onlan canlandınyor. Kısaca hükümet,
çok yanlış birtutumla kamu yatınmlanndan kaçınmak-
tadır. Mali disiplin diye kamuoyuna sunulan olgu, esas
olarak, kamu yatınmlannı durdurmaktır.
Kısaca ülke, ödeneği ve gücü yüksek bir Başba-
kanı; çok faizi; yoksul halkı ezen yüksek oranlı do-
laylı vergisi; az yatnmı ve yetersiz kamu hizmeti su-
nan bir bütçeyle yeni bir yıla giriyor.
Yeni yılınızı kutlar, mutluluk ve başanlar dilerim.
BOZOVA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2003 120
Davacı Hasari Aslan ve müştereklen vekili Av. Hatıce Özçe-
lık tarafindan davalılar Hazıne ve Ortatepe Köyû Muhtarlığı
aleyhine açılan tescıl davasında davaya konu edilen yerin Kuze-
yinde: Kepır mevkii. 440, 445, 446 no'lu parseller; Güneyınde:
191 no'lu parsel; Doğusu: Karacaören KÖVTÎ arazisı. 198, 199
no'lu parseller; Batısı 195. 196 ve 197 no'lu parseller ıle dere
hudutlan ile çevrili dava konusu tescil bırakılan yerde hak iddıa
eden kışilerin ılan tanhinden itibaren üç ay ıçensınde Bozova
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde duruşması devam eden \e durus-
masf 12.02.2004 tarihine bırakılmış. 2003 120 esas sayılı dava
dosyasına müdahil olarak katılmalan ilanen tebîiö olunur
06.11.2003 Basm: 63992
BAFRA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997 507 Karar No: 1999/165
Davacı N'acı Demır vekili tarafindan, davalı Seyran Demir aleyhine açtığı boşanma davasınrn yapılan açık yargılama-
sı sonunda, Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesrnın 17.6.1999 tarih, 1997'507 esas, 1999^165 karar sayılı ilamı ile Ala-
çam ilçesı, Akgüney köyü, Cılt: 00901, Hane: 3, Sayfa 17 nûfusa kayıtlı, Nazif ve Dursun Hatun oğlu, 1949 doğumlu
Naci rieınır ile Salım ve Hanıfe kızı 1961 doğumlu Seyran Demir'in boşanmalanna karar verilmiş olup yapılan tüm
aramalara rağmen davalı Seyran Demir'in adresı tesbıt edilemediğinden boşanma ilamının gazetede ilan edildiği tarih-
ten itibaren 22 gün ıçmde davalı Seyran Demir tarafindan temyiz edilmediği takdirde hîikmün kesüıleşeceği ilanen teb-
lığ olunur. Basın: 60988
BİGADİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003'172 Esas
Davacı Eti Bor AŞ Genel Müdürlüğu ("Vekıh: Av. Alı Rıza Gök) tarafindan. davalı Ahmet Yıldız aleyhine, mahkeme
miz nezdınde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun, 4650 sayılı kanunla değişik 19. maddesine göre açılan kamulaş
tırma bedelinin tesbıtı ve tapuya tescilı davasında, kamulaştırma ve dava konusu tapusuz taşınmaz malın;
a) Bulunduğu yer. mevkii, sının, miktan (vüzolçûmü), vasfi:
b) Ziryedin kimliği: ,âLhmet Yıldız (Mustafa oğlu).
c) Kamulaştırma Bedelinin Yaünlacağı Banka: Halkbank, Bigadiç Şubesi.
II
Balıkesr
ttçesı
BışadK
kö%i j
Bejmdıkler
Mctlüi
Ça'-ır
Snırlln
Dojns»
Oman
Bıosı
Yol
Kl2PI
MetortTan
[aıiası
GİM>İ
VustafâOrgcn
tarlası
Mibın
fİESİÇMlİ)
!4Sı};;m2
Vufi
Tarla
d) Konuya ve taşınmazın değenne ilişkin tüm savunma ve delillerin, ilan tarihinden ıtıbaren on gün içinde, rnahke
memıze yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedır.
e) Hak sahipleri tarafindan. son ılandan itibaren bir ay içinde ıtiraz edilmediği takdirde, kamulaştırma bedelinu
zılvedın ödenmesine ve taşınmaz malın idare adına tescılıne karar venlecektir. İlan olunur.
Basın: 61529
1