Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2003 PA2ARTESİ
HABERLER
ANAP Genel Başkanı Nas, laik devletin Sünni eğitimi dayatmasının yanhş olduğunu söyledi
'AKP'nin duruşu ümmetçi'MUSTAFAÇAKIR
ANK\RA - ANAP Genel Başkanı
Nesrin Nas, devletin din eğitimini 20-
runlu tutamayacağını belirterek "Din
eğitimi seçmeti obmahdır.Isteyen alır, is-
temeyen almaz. Siz laik bir devlet tanı-
nu yapıp sünni eğitimi dayatamazsı-
mz" dedi. Hükümetin imam hatiplile-
re iş olanağı yaratmak içın Kuran kurs-
lan düzenlemesi getirdiğine dikkat çe-
ken Nas, AKP'nin "ümmetçi" bir du-
ruş sergilediğini vurguladı.
ANAP kongresınde genel başkanlı-
ğa seçilen Nesrin Nas, Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtladı. Nas'a yönelttığı-
miz sorular ve yanıtlan şöyle:
- ANAP son kongreini bir otel salo-
nunda gerçekleştirdi. Bu erimenin ne-
deninedir?
-ANAP 1983'tenbuyana 1991 se-
çimlen hariç hep böyle azalan bırtrend
izlemiş. Yani ANAP'ın sıkıntılı bir dö-
nemde olduğu, toplumdaki değişimi
çok iyi okuyamadığı, çağdaşlık çizgi-
sini geleceğe akıtamadığı doğrudur.
Ancak gelişmiş dünyaya baktığımız
zaman siyasette propaganda çeşitleri-
nin çok değiştiğini görüyoruz. Aslın-
• ANAP kongresinde genel başkanlığa seçilen Nesrin Nas. Cumhuri-
yet'in sorulannı yanıtladı. Devletin din eğitimini zorunlu tutmaması
gerektığini belirten ANAP lideri Nas, 'Din eğitimi seçmeli olmahdır'
diye konuştu. Hükümetin imam hatiplilere iş olanağı yaratmak için Kuran
kurslan düzenlemesi getirdiğine dikkat çeken ANAP Genel Başkanı
Nesrin Nas, AKP'nin 'ümmetçi' bir duruş sergilediğini vurguladı.
da ANAP, farkında olmadan bilinçli
bir biçimde değil ancak zorunluluktan
dolayı ayağını çok doğru bir yere bas-
tı. Artık bu tür gösterilenn sonu geldi.
'Türban sorunu ciddi bir engeP
- Hükümetin türban konusundaki
tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkıye'de başörtüsü sorunu tnut-
laka toplumsal uzlaşma ıle çözülmesı
gereken bir sorundur. Bu sorun eğiri-
min yeniden yapılanmasının önünde
çok ciddi bir engel olarak duruyor. Ka-
dınlara karşı bir aynmcılığa dönüşüyor.
Türban demiyorum bakın çünkü 0 bir
siyasal simgedir. Kadınlann yüzde
65'inin başının örtülü olduğunu düşü-
nürsek, bu durum kadının sosyal ya-
şamdan, eğitimden dışlanmasının bir
unsuru haline geldi. AKP kadının ba-
şının başörtülü olduğunda insan hak ve
özgürlüklerine sığınıyor. Ama kadı-
nın başının açıkJığı söz konusu oldu-
ğunda günah ve sevap kavramlarıyla
yaklaşıyor. Günah ve sevap kavramla-
nyla yaklaştığı zaman benim haklan-
ma tecavüz ediyor. Benim insan ola-
rak özgürlüğümü kısıtlamaya gidiyor.
Allah ile benim arama giriyor.
- Kuran kurslan düzenlemesine ba-
kışuıız nedir?
- Devlet din eğitimi verebilir ve ver-
mekte zorundadır, Ama devlet din eği-
timini zorunlu tutamaz Devletin zo-
runlu din eğitimi, devletin laik tanımı
ıle çelişir. Siz laik bir devlet tanımı ya-
pıp sünni eğitimi dayatamazsınız. Şu
anda bızım din derslenmizdeki eğitım
sünni eğıtimdir. Biz tüm inançlara eşıt
mesafede olmak ama nüfusumuzun
çoğunluğunun da sünni müslümanlar
olduğunu dikkate alarak ona göre bir
dın eğitimi planlaması yapmalıyız. An-
cak bunu mutlaka seçimlik hale getir-
mek zorundasınız. Bunu yaparsanız
Kuran kurslan tartışması da biter. An-
cak kurslann imam hatipli öğrencile-
re iş bulma amacı taşıması herkesi ya-
ralar.
Hükümet kararsızfak gösterdT
Hükümet aynı kararsızlığı teröre iliş-
kin görüşünde de ortaya koymuştur.
Başbakan terörün, radikal îslamcı te-
rör olduğunu bir türlü ağzına alamamış-
tır. Ancak orda daha önemli bir şey
var. Başbakan radikal Islamcı terör di-
yemezken. teröristlerin Türkiye Cum-
hunyen yurttaşı olduklanru açıklamak-
ta hıçbir sakınca görmemiştir. Onu ağ-
zıma almaktan utanıyorum dememiş-
tir. Yani satır arasında Öylesine üm-
metçi bir duruş varki.
- Yerel seçimlere Yüce Dhan gölgesi
altinda gireeeksiniz. Ne yapmajı düşfi-
nüyorsunuz?
- Sadece ANAP değil DSP ve MHP
de aynı şekilde. Hükümet zamanlama-
yı öyle oluşturdu ki bizi Yüce Divan
gölgesi altinda yerel seçimlere götür-
mek istiyor. ANAP şu anda belediye-
lerde iktidarda olan bir partı. Bu neden-
le AKP'nin en fazla dikkatini çeken par-
ti, hedefindeki partı ANAP'tır.
- D\ P ile birleşme fikrine nasıl bala-
yorsunuz?
- ANAP'ın yeni dünya paradigma-
lannı doğru okuyarak yepyeni politi-
kalar ortaya koyması gerektiği bir sü-
reci tek başına yaşaması gerektiğine ina-
nıyorum. Yerel düzeyde, illerbazında,
il başkanlanmrz. belediye başkanlan-
mız ışbırlığıne gıdebılırler.
- Hükümetin dokunulmazhklar ko-
nusundaki tutumunu nasıl değerlendi-
riyorsumız?
- Hükümet bu konuda inandıncılı-
ğını yitirdi. Bir gün önce diğer siyasi-
leri Meclis aracılığıyla yargıya gön-
deriyorsunuz, 24 saat sonra yargıya
güvenmediğiniz için dokunulmazlık-
lar kalkmasın diyorsunuz.
CHP LİDERİ BAYKAL
'Eğitim vesiyaset
dinselleşirse
barışolmaz'
• Parti içinde türban konsunda yükselen
farklı seslere yanıt veren Deniz Baykal,
'Din siyaset ilişkisi konusunda çok
hassas olunmah' dedi. Baykal,
Türkiye'nin bugün bulunduğu yere din
ve siyaseti aynştırarak geldiğini söyledi.
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Bay-
kal, parti içinde türban
konusunda yükselen
farklı seslere. "Eğitim
dinselleşirse banş ve hu-
zur mümkünobnaz" ya-
nıtını verdi. CHP lideri
Baykal, dün TRT-l'de
"Adres Ankara" prog-
ramında yerel seçimlere
yönelik ciddi hazırlıkla-
n olduğunu, sosyal de-
mokrat belediyeciliğin
anayasasım şekülendir-
diklerini kaydetti. Bay-
kal, "Tüm belediye baş-
kanlan her yıl servet be-
yamndabuluna-
caklar. Belediye
nıedisi toplanb-
lan halka açık
olacak. thaleler
aleni yapılacak.
Şimdi adaylan-
nuzı şekillendirme çaba-
sına gu-mekteyiz" diye
konuştu.
Türban konusunda
parti içinden farklı ses-
lerin yükseldiğinin anım-
satılması üzerine Bay-
kal, CHP'nin demokra-
tik bir parti olduğunu,
ülke sorunlan karşısın-
da herkesın düşüncesini
ortaya koyabileceğini
kaydetti. Ancak
CHP'nin ilkeleri bulun-
duğuna işaret eden Bay-
kal şunlan söyledi: "Si-
yasettek başınayapürru-
yor. Söylediğimiz sözler,
gidiyor dalgalanryor, on-
dan sonra bazüannuz
eleniyor, bazılanmız
ayakta kahyor. CHP ola-
rak ortaya koyduğumuz
çerçeve bu sınaviardan
başanyla geçerek ayak-
ta kalmıştır. Başanlı ol-
duğu Fransaoiaymdagö-
rüldü. Din-siyaset ilişki-
si konusunda çok hassas
ohınmak. Eğjtimi, huku-
ku, siyaseti dinselleştir-
diğiniz zaman oradaki
yaşamın banş içinde ol-
ması mümkün değil."
Türkiye'nin din ile si-
yaseti aynştırarak bu-
lunduğu yere geldiğini
anlatan Baykal, "Biam
aydınlartmı/ kimseyi üz-
meyelim, herkes
dilediği gibi yap-
sın diye bazı açı-
tanlargösteri\w-
lar. Ama bu açı-
lımların ülkeyi
nereye götürebi-
leeeği hesaba kaülnuyor.
Demokrasi bizim züıin-
lerimizin dogmalarla iş-
gal edilmediği.teokratik
düşüncelerin zihnimiz-
den aynşünidığı ortam-
da mümkündür'" dedi.
AKP'nin dokunul-
mazlıklan kaldırma gi-
bi bir niyeti olmadığını
belırten Baykal, "Bubir
toksin üretijDr,ortam gi-
derek kirienhor. Bunun
temizlenmesi lazım"
dedi. Baykal. "Yargıya
gü\enmedikierinisö>1ü-
yorlar. 70 milyon adına
olunca güvenrvorsun da
kendi davan olunca nrye
güvenmiyorsun?" dedi.
Beyoğhı Mis Sokak'ta düzenknengösteride 'Tecrite ha>ır' sloganbnaokh. (Fotoğraf: ÖZLEM ÜL\'EMLİ)
Istanbul'da yapılan eylemlerde 13 kişi gözaltına alındı
4
Hayata Dönüş' protesto edildi
lST4NBUUADANA(Cumhuri>'et) -Tutuklu
ve Hükümlü Yakmlan Birliği, aralarında De-
ri-Iş, Belediye-lş 2 No'lu Şube, Belediye-tş
tETT Şubesı, Tüm Bel-Sen ve Eğitim-Sen gi-
bi kuruluşlardan temsilcilerin de bulunduğu
bir grupla 3 yıl önce 19 Aralık'ta cezaevlerine
düzenlenen ve 32 kişinin yaşamını yitirdiği
operasyonlan protesto ^_^_^_^__^^
etti. Taksim Gümüşsu-
yu'nda cezae\'lerindeki
tecrit uygulamalannı
kınayan TAYAD üye-
tına alındı. Beyoğ-
lu'ndaki Mis Sokak'ta — ^ — ^ — ^ — —
dün toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, üzerin-
de "19Arahk'ıunurmadırn, unutturniavacagız-
TUYAB" yazılı pankart açarak "İçeride dışa-
nda hücreien parçala" ve "Tecrite hayır" slo-
ganlan attı. Üzerinde, "HayataDönüş" adlı 19
Aralık operasyonlannda hayatını kaybedenle-
rin resimleri bulunan ve "Tecrite hayır" yazılı
• 32 kişinin yaşamını
yitirmesiyle sonuçlanan cezaevi
operasyonlan sivil toplum
örgütleri tarafından protesto edildi.
dövizlertaşıyangrup,
tt
19Arahk2000günüül-
kemiz tarihine utançla anuacak kara bir sayfa
daha ekfcndi'' dedi. Yapılan açıklamada, "Ta-
butluk görevi üsdenen F tipleriyle yetinme>«n
devlet, tabuduklann mezara konmas anlanu-
nagelenyüksekgüvenliklihapishaneleriuşaet-
mektedir'' denildi. Gümüşsuyu'ndaki parkm ya-
^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ _ ^ _ kınında toplanan TA-
YAD üyelen, "Sansüre,
tecrite son" yazılı pan-
kart açti. Olay yerioe
gelen polis, gösterici-
lerden 13'ünü gözaltı-
na aldı. Adana'da yak-
1
laşık 700 kişinin katıl-
dığı mitıngde, Abdullah Ocalan'ın ön plana
çıktiğı gözlendi. Mitingte bir konuşma yapan
ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin KÎhç,
"AKP hükümeti, şu anda ulkedeki kötii gküşl,
ozae\1erirHkkiohınısuztuklancokrvibdrvorarna
3 ma>munlanoynamakomınve dışardald yan-
daşlannın işine getiyBr" dedi.
Kultur Bakanlıgı desteklesin'
Bardakoğlu
Alevileri
istemiyor
• Bardakoğlu, Diyanet'in
Aleviliği dışlayan söylemlerini
değiştireceklerini belirtirken
Alevi dedelerine Kültür Bakanlıgı
tarafından sahip çıkılmasının
mümkün olduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diya-
net tşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Diya-
net'in Aleviliği dışlayan söylemlerini de-
ğiştireceklerini belirtirken Aleviliğin ku-
"umda temsil edilmesi gibi bir düşünce-
eri olmadığım söyledi. Bardakoğlu,
"Alevi dedeİerinin Dhanet'te din göre\1isi
olmasından ziyade, Nakşi $e>1ıleri ile
Mevfcvi dedekrtyie birlikte Türk kültü-
rünü yaşatan önemli şahsiyetier olarak,
Kültür Bakanlığı'nca desteklenebüeceğini
ve sahip çıküabileceğinin mümkün oldu-
ğunu düsünüvorum" dedi. Bardakoğlu,
dün Kanal 7 televizyonunda Kuran Kurs-
lan Yönetmeliği ve Alevilikle ilgili soru-
lan yanıtladı. Diyanet'in bir devlet kuru-
luşu olduğunu, bu nedenle de bir mezhe-
bi desteklemediğini ileri süren Barda-
koğlu, Diyanet'in Sünni politikalar izle-
yerek Alevi karşıthğı izleme yönünde bir
eğilimi bulunmadığını söyledi. Barda-
koğlu, "Diyanet'in Aleviliği dışlayan bir
söylemi olabilir ama bunu artık düzenle-
yeceğiz'' diye konuştu.
Alevilik Anadohı'da bir kültürdür
Diyanet'in artık ahlak merkezli bir din-
darlık anlayışını temsil ettiğini ileri süren
Ali Bardakoğlu, şunlan söyledi:
"Aleviler bizim Müslüman kardeşlerimiz-
dir. İslam içinde me\ cut bulunan bir tari-
kat olabilir. Mezhep saymak zordur. Ale-
\ilik Anadolu'daki bir kültürdür. İslam
dini ders kitaplannı buna göre dizayn et-
memiz, derslerin yeniden gözden geçiril-
mesi ve Diyanet'in din anlanmı ve hizme-
tinin de onlan kuşatacak şekilde olmab-
dır. Biz ışığı doğru tutahm, kim yararla-
nırsa ona hizmete hazmzT
'Yönetmelik değjştirildi'
Kuran Kurslan Yönetmeliği'nin geri çe-
kilmediği yönündeki tartışmalara da de-
ğinen Bardakoğlu, "Bu değişiküklerin
bepsi, noktası virgülüne kadar eski haline
dönüştürüldü"dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Gazetenin logosunun altinda bu
cümle yer alıyor. önceki gece Kadı-
köy'de Ortaklarevi'nde iran gezimizi an-
latan bir söyleşi sonrası, "Şok" isımlı
bir gazeteyi izleyicilerden birisi verdi.
Bir gazeteci olarak bu gazeteyi hıç
görmediğimi itiraf ediyorum. Sonra
meraklanıp baktım: Satışfiyatı 150 bin
lira. Satışı 90 binin üzerinde. En çok
satan gazeteler sıralamasında 16. sı-
rada.
Bu gazetenin haber verme tarzının,
bildiğimiz "sayfa güzeli" basan gaze-
telerimizden farkı yok. Bol bol çıplak
manken fotoğrafı, bu fotoğrafların ba-
sılma gerekçesini oluşturan haberler
bu gazetenin karaktennı oluşturuyor.
Üst manşetinde astroloji üzerine ha-
zırlanmış bir yazı dizisinin anonsu yer
alıyor. Logonun yanında "Ciddi ilişki-
lerdeseks veparanın önemiyok" baş-
lıklı bir haber dikkat çekiyor. Yan man-
şette futbolcu Ahmet Dursun'un kü-
çük bir fotoğrafının yanında manken
Türkiye'nin En Samimi Haber Gazetesi'
Şebnem Schaefer'ın çıplak büyük
bir resmini görüyoruz. Hemen onun al-
tinda Tuğba Özay'ın seksi bir resmi-
nin yanında "Soyuluyoruz" başlığını gö-
rüyoruz.
Birinci sayfanın dikkat çeken diğer
iki haberinden birisi popstaryanşma-
sındaki Banş'ın "Banş da soyundu"
çıplak fotoğraflı haberi, diğeri ise "Bur-
sa'da travesti alarmı". Bütün bu an-
lamsız girişleri neden yaptığımı, bu
gazeteden ne istediğimi merak ediyor
olabilirsiniz. Merakınızıgidereyim: Her
yani çıplak kadın fotoğraflanyla kaplı
olan gazetenin manşeti sanki bu ha-
berlere bir kontrast gıbıydi.
işte Şok isımli gazetemizin, şok baş-
lığı: "Besmele Mucizesi". Haberinüst
başlığı şöyle: "Bilim adamlan, dua et-
meden kesilen etlerde, mikrop vebak-
teri bulunduğunu tespit etti." Spotta
ise şunlar yer alıyor: 30 profesör, 3 yıl—
lık araştırma sonunda şu açıklamayı ya-
pıtı: "Besmele ile kesilen hayvanın eti
daha sağlıklı." Haberin devamını da siz-
lerle paylaşmak istiyorum: "Bilim
adamlan 'besmele' ile kesilen hayvan
etiyle besmelesiz kesilen hayvan eti
üzerinde yaptıklan araştıırnalar so-
nunda, besmelenin tıbbi bir mucize-
sini keşfettiklerini açıkladılar. Suri-
ye'nin çeşitli üniversitelehnde, farklı
alanlarda uzman olan 30 profesör-
den oluşan bir araştırma grubu, baş-
kentŞam'da 3 sene boyunca, besme-
leyle kesilen hayvan etleri arasındaki
farkı ortaya çıkarmak için iaboratuvar
ortamında deneyler yaptı. Deneyler
sonunda, bilim dünyasında ses geti-
recek ve büyükyankı uyandıracak çar-
pıcı tezler öne sürdü."
Haberimiz "Tıpta bilimsel bir dev-
rim" başlığıyla devam ediyor: "Araş-
tırmacılar, hayvan ve kuş kesimlerin-
de İslam dinine göre gerekli olan' Bis-
millahi Allahu Ekber
1
sözünün, kesilen
etlerüzehnde etkilen olduğunu ilerisür-
dü. Bilim adamlan İaboratuvar orta-
mında yapılan deneylerde, besmele-
siz kesilen sığır, küçükbaş ve kuşlann
et dokulannda pıhtılaşmış kan, ço-
ğalmaya müsait bakteri ve mikroplar
tespit ettiklerini açıklarken besmele
ile kesilen hayvan et dokulannda ise
kan, mikrop ve bakterilere rastlanma-
dığını ifade ettiler."
Laikliği savunan, bilimin ve aklın ışı-
ğında "şeriata" karşı olduğunu söyle-
yen gazetecilerimızin halka manşetten
sunduğu haber böyle. Daha önce ne-
ler yazdıklarını bilmiyorum, çünkü bu
gazeteyi ılk kez okudum. Bu habere
ne denebilir ki: Acaba, Suriye'de bu et-
leri yiyen insanlar, besmelesiz hayvan
kesen Batı'daki insanlardan daha mı
sağlıklı? Yaş ortalamaları mı daha yük-
sek, yoksa Batılılara göre daha mı az
hastalanıyorlar?
Türkiye'de "şeriat"la mücadele et-
tiğini söyleyenler acaba bu tür haber-
lerle nasıl bir toplumsal ruh halı yarat-
tıklarını düşünüyorlar? Bir yanda çıp-
lak manken fotoğrafları, öte yanda Al-
lahu Ekberdiyerek kesilen hayvanın eti-
nin daha sağlıklı olduğunu iddia eden
bilimsel dayanaklı haberler(l). Tam bi-
zim durumumuzu yansıtıyor.
Zaman zaman bir ikiyüzlülük deni-
zinde boğulduğum hissine kapılıp bu-
nalıyorum. Bu haberi yapan muhabır,
sayfanın manşetıne çıkaran yayın mü-
dürü, gerçekten bunu ne için yapıyor?
Halkımızın hoşuna gıder ve mutlu eder
diye mi?
Belki de Türkiye'de samimi haber ga-
zetesi çıkarmak böyle bir şey... Biz bir
türlü bu çıplak gerçeğı göremiyoruz...
2000TJ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Yaşama Müdahale
Etmek...
İnsan kendi yaşamını değiştirebilir mi?
Yoksa yaşam mı insanı değiştirir?
Bu iki soru bütün yaşamımız boyunca karşılaş-
tığımız ikilemdir.
Temelde sorunun her ikisi de belirii ölçülerde
doğrudur.
Kimi durumlarda 'kişi kendi yaşamını değiştirir'.
Kimi durumlarda da 'yaşananlar kişiyi değişti-
rir'.
Hangisinin daha etkin olacağını "ınsanın kişiliği',
'içindeyetiştiği kültür', 'toplumunun sosyal değer-
leri' belirler.
'Bağımsız ve girişimci kişilik', yaşama müdaha-
le ederek kendi yaşamını belirlemeye çalışır. 'Ba-
ğımlı ve bekleyici kişilik' ise kendi yaşamının be-
lirlenmesini seçer.
'Bireyyetiştiren, birey değerierine dayalı kültür-
ler', yaşama müdahale eden insanlar yetiştirir.
'Topluluk üyesi olmaya öncelik veren kültürler' ise
kendi yaşamının düzenlenmesini bekleyen insan-
lar yetiştirir.
'Kişinin yaptıklanna değer veren toplumlar', ki-
şilerin yaşama müdahale etmesini değerii bulur. 'Ki-
şinin kabul ediciliğine değer veren toplumlar' ise
kişilerin yazgısının başkaları tarafından belirten-
mesini doğal karşılar.
Bu tanımlara bakarsak başka toplumlarda olup
bitenlerle kendi toplumumuzda olup bitenler ara-
sındaki farklan daha iyi anlayabiliriz.
Italya'da bir 'televizyon izleme boykotu' yaşan-
dı.
'Esterni' adındaki örgüt, italyanlan 12 Aralık'tan
15 Aralık'a kadar üç gün televizyon yayınlarını boy-
kot etmeye yönelik bir çağrı yaptı. Çağnnın nede-
ni ise televizyon programlannın çok kötü olması,
bu nedenle televizyon yöneticilerine uyarıda bu-
lunma gereksinimi ıdi. Çağnya uyan 400 bin dola-
yında Italyan, televizyonlarını kapayarak evlerinin
dışında müze, park gibi yerferi gezmeye zaman ayır-
dılar. Sinemalar, tiyatrolar, resim galenleri, resto-
ranlar, kafeler, barlarboykotçulann seçenekleri ol-
du. Birçok işletme de uzaktan kumandası ile ge-
lenlere indirim yapacağını açıkladı. Daha önce Mi-
lano çevresinde bu eylemi düzenleyen 'Esterni' bu
kez bütün italya çapında eylemi genişletti.
Bizde de televizyon yayınlanndan yakınan pek
çok kişi var. Yakınıyoruz, söyleniyoruz, eleştiriyo-
ruz ama iş toplu bir boykot yapmaya gelince pek
oralı olmuyoruz. Bizim görece başanlı olduğumuz
kitle eylemi 'Sürekli aydınlık için bir dakika karan-
lık' eylemi oldu. Ama günlük yaşama müdahale et-
meye pek alışık değiliz, pek istekli de değiliz. Sen-
dikal örgütlerin, meslek kuruluşlannın bu tür dü-
zenlemeleri de 12 Eylül 1980 döneminden sonra
sınırlandırıldı. Ama gönüllü kuruluşlann bu tür boy-
kotları toplumumuzda pek tanınmıyor.
Daha önce de 'bisikletlerin direnişi' olarak Ame-
rika'daki 'kritik kitle hareketi'n\ yazmıştım. Toplu
olarak bisikletlerin otoyola çıkışına ve arabalann ha-
reketlerini yavaşlatmaya yönelik bir kitle eylemi
idi. örgütsüz, lidersiz, kendiliğinden başlayıp yü-
rütülen bir kitlesel boykottu.
İşte, bizim toplumumuzda, bizim kültürümüzde
eksik olan budur.
Biz, yakındığımız, eleştirdiğimtz konularda hep
'birilerinin çıkıp bizim için işleri halletmesini' beki-
yen bir kültürde yetişiyoruz, bu kültürde yaşıyoruz.
'Kadercilik, boyun eğicilik, herşeye razı olucu-
luk, hep başkasından bekleyicilik' en önemli ek-
sikliğimizdir.
Böyle yetişen, böyle yaşayan, böylesinin doğru
olduğuna inanan insanlar topluluğundan atılımlar,
değıştirmeler, yaşama müdahale etmeler beklene-
mez.
Atatürk'ün kültürümüzde en çok değiştirmek is-
tedıği nitelik buydu.
Dikkat edilirse, Atatürk'ün her konuşmasında, eği-
tımle, kültürle ilgili her yönlendirişinde bu doğrul-
tuda uyanlar, bu doğrultuda hedefler vardır.
Oysa bugün, gene kaderciliğe, ezberciliğe, ge-
ne anlamadığına inanmaya yönelik kültür gericili-
ğinin bütün işaretleri birbiri arkasından ortaya çı-
kıyor.
Dikkat etmemiz gerekiyor, geleceğin en büyük
tehlikesi budur.
e-mail: erdalatak ' superonline.com
Fax: 0 212 513 90 98
Erdoğanın Denizli planı
'Arkadaş yasası'
TBMM'den geçti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Deniz-
li'de 22 belediye ve 25
köyün mahalleye dönüş-
türülerek Denizli Bele-
diyesi'nekaöJmasını içe-
ren yasa önerisi TBNfM
Genel Kurulu'nda dün
sabaha karşı kabul edil-
di. Denizli Belediyesi
için oy kullanacak AKP
seçmeni sayısmı arttır-
mayı hedefleyen yasa-
nın, Başbakan Recep
Ta>yip Erdoğan'ın okul
arkadâşıru seçtirmek için
hazırlandığı savlan tar-
tışma yarattı.
AKP Denizli millet-
vekilleri Osman .\uri FV
liz, Mehmet Salih Erdo-
ğan, MehmetYüksekte-
pe ile Ümmet Kando-
ğan'ın hazırladığı yasa,
Pamukkale'nin de ara-
lanndabulunduğu 22 be-
lediye ve 25 köyün tüzel
kışıliklerinin kaldınla-
rak Denizli'ye bağlan-
masını düzenliyor. Tar-
tışmalı yasa nedeniyle
genel kurulun çalışma-
sı dün saat 05.30'a kadar
uzadı.
AKP Denizli millet-
vekillerini bile seçmen-
lerine karşı zor durum-
da bırakan yasa önerisi-
nin Erdoğan'ın okul ar-
kadaşı için özel olarak
hazırlandığı iddia edili-
yor. Denizli Tekstil ve
Konfeksiyon îhracatçı-
Ian Birliği Başkanı Ni-
hat Zeybekci'nin Erdo-
gan'ın arkadaşı olduğu
ve 28 Mart'ta AKP'den
aday gösterilmesine ke-
sin gözüyle bakıldığı öğ-
renildi.
Genel kurulda konu-
şan CHP Denizli millet-
vekili MehmetUğurNeş-
şar, Zeybekci 'nın Erdo-
ğan'a yakınlığıyla tanın-
dığına dikkat çekti. "Yok-
sa bu proje Nihat beyin
projesi mi" diye soran
Neşşar, AKP örgürünün
tepkisine işaret ederek
"Şimdi, çok merak edi-
yorum; konudan Nihat
beyin haberi var, CHP
mületvekillerinin haberi
\ar, sayın rektörümün
haberi var; ama acaba
AKP örgütünün haberi
var mı? " diye sordu.