Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2003 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
Rum TemsücilerMeclisiBaşkanı DemetrisHristofias ile KKTC seçimleri ve Kıbns 'ı konuştuk
S 0 Y L E $ I : LEYLA TAVŞANOĞLU
[email protected]
KKTC seçimlerini Kıbns 'ın Rum tarafinda izlemek aydınlatıcı ve
ilginç bir deneyim. Lejkoşa 'nın Rum tarafinda honuşîuğum
insanlar seçim somıçlarını duyduklannda hsmen memnun
oldular; hsmen de düş hrıklıklannı gizlemediler. Sanıyorum,
bekledikleri sonuç, muhalefetpartilerinin çokyüksekoranda oy
almaları ve muhalefetin tek başına iktidar olması yolunun
açılmasıydı. Ama öyle olmadı. Burada konuştuğum kişiler söz
birliği etmişçesine Annan Planı 'nı temel alan çözüm
görûşmelerinin acilen baslatılması ve 1 Mayıs 2004 'e kadar ada
sorununa çözüm bulunmasının zorunluluğunu vurguluyorlardı. Bu
acelenin nedenini ise bir türiü telaffuz etmiyorlardı. Son olarak
konuştuğum Kıbns Rum hükümetinin en büyük koalisyon ortağı
AKEL'in Genel Sekreteri ve Rum Temsilciler Meclisi Başkanı
Demetris Hristofias da barışçı mesajlar veriyor, hatta Türkiye 'ye
mutlu ve barışçı biryeniyıl için en iyi dileklerini gönderiyordu.
Hristofias 'la, Kıbns Rum Temsilciler Meclisi 'nin Ledra Palas sınır
kapısına çokyahn birsemtte bulunanyeni binasındaki bürosunda
gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sanıyorum ilgiyle okuyacaksınız.
Geçmişinbedelini ödüyoruz- Sizegöre KKTC seçimlerinin sonucu Kıb-
ns sorununu nasıl etkiler?
HRİSTOFtAS - Bakın, bir kere Kıbns Türk
tarafinda iyi gelişmeler oluyor.. ama istediği-
miz kadar da iyi değil.
Bana göre Kuzey'deki gelişmeleri iki açıdan
değerlendirmek lazım. Birincisi Kıbns Türk
toplumunda iradenin ifade edilmesiyle ilgili. Kıb-
nslı Türklerin sorunun çözümü için çok dina-
mik bir irade sergilemeleri beni doğrusu çok et-
kiledi. Verdikleri oylarla ana vatanlannın yeni-
den birleşmesi ve banşın yerleşmesi için ne ka-
dar istekli olduklannı kanıtladılar. Bu, aynı za-
manda hem Kıbnslı Rumlann, hem de Kıbns-
h Türklerin ortak dileği. tki toplumun da ana-
vatanını iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çö-
züm şemsiyesi altında birleştirme yolunda bir-
likte verdiğimiz mücadele açısından çok olum-
lu bir gelişme. Birleşme, Annan Planı çerçe-
vesindeki müzakerelerle hayata geçirilebilir.
Bunun için iyi niyet, BM kararlanna ve üst dü-
zey antlaşmalara saygı gerekir.
İkinci açı da şu:
Ne yazık ki Kıbns Türk toplumunun baskı kur-
ması bile Sayın Denktaş'ı ikna etmemiştir. Za-
ten ne zaman ikna olacağı ya da ikna olup ol-
mayacağı da belli değildir. Bakın, kaygılıyım,
çünkü Türkiye'de AB'ye tam üyelik konusun-
da ve Kıbns sorununun çözümüyle ilgili ciddi
bir irade ve istek görünüyor.
Öte yandan yine Türkiye'de kimileri de böy-
le bir hedefe hiç prim vermiyorlar. Bütün önem-
sedikJeri Kıbns'la ilgili olarak genişleme ve
yayılmacılık polıtikalannı sürdürmek.
-Peki, diyelim ki Türkiye 'degerçekten böy-
le eğilimligüçler var. Amaçları ne olabiiir?
- Bana göre bunlar Türkiye'nin AB 'ye girme-
sini, hele hele Kıbns sorununa Annan Planı'nı
temel alan bir çözüm bulunmasını kesinlikle is-
temiyorlar. Kıbns üzerindeki hegemonyacılığı
sürdürmek başlıca amaçlan. Bu da tabii ki so-
runun çözümü çabalanna hiçbir şekilde yar-
dım etmiyor.
Clrlt konusu
- Türkiye'de yaygın olarak sürdürülen bir
tartışma tarihte Girit 'in Osmanlı tmparator-
luğu 'ndan nasıl kopanldığıyla ilgili Olay ay-
nen bugün Kıbns 'tayaşananlara benzetiliyor
ve Kıbns'ın Türkiye tarafından kesinliklefe-
da edilemeyeceğinin altı çiziliyor. Siz buna ne
diyorsunuz?
-Girit isyanı ve Yunanistan'a ilhak ediliş çok
eski bır geçmış. 21. yüzyılda artık Osmanlı îm-
paratorluğu da yok. Dolayısıyla da Osmanlı
Imparatorluk güçleri gibi davranmamalıdırlar.
Varsayahm ki, şimdilerde yaşamımızda çağ-
daş bir noktayı yakaladık. Varsayalım diyorum,
çünkü bugünkü dünyamız düzenden çok, dü-
zensizlik sergiliyor. Onümüzde yeni bir yüzyıl,
hatta yeni bir binyıl var.
Bakın, bir yanda Kıbnslı Türkler ve Rumlar
anavatanlanyla birlikte AB'ye girecekler. Öte
yanda ise Türkiye AB üyeliği dışında. Biz, çağ-
daş ve uygar insanlar olarak gerçekten AB'ye
tam üye olmak istiyorsak ileri doğru bazı adım-
lar atmalı, toplumlanmızı, felsefemizi çağdaş-
laştınnalıyız. Aksi halde 19. yüzyılda yaşama-
ya devam edeceğimiz için olaylara 19. yüzyıl
kafasıyla yaklaşınz.
Bakın Türkiye'de Annan Planı'ndan çeki-
nenler var. Ama Annan Planı'na göre hem Tür-
kiye, hem Yunanistan, hem de Ingiltere'nin ga-
rantörlügü ne yazık ki devam edecek.
- Niye, ne yazık ki, dediniz?
- Çünkü ben Kıbnslı lann artık anavatanlan
ve üçüncü taraf olan îngiltere'nin yönlendirme-
sini gereksinmeyecek kadar olgunlaştıklannı
düşünüyorum. Yine de biz Kıbnslı Rumlar ve
Türkler olarak bu konuda ödün veriyoruz. Bi-
zim acı bir geçmişimiz var. iki taraf da bu geç-
mişten suçludur. Tabii eşit derece suçlu olan-
lar Türkiye ve Yunanistan'daki şoven güçlerdir.
Geçmıştekı çılgınlığın, kabul edilemez dav-
ranışlann bedelini ödüyoruz. Bu bedeli de sö-
zümona anavatanlann ve Ingiltere'ningarantör-
lüğünün devam etmesiyle ödüyoruz. Ote yan-
dan iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm mo-
deli ise Kıbns için doğal bir çözüm modeli de-
ğildir.
-Neden?
- Çünkü biz Kıbnslı Rumlar ve Türkler ola-
rak adanın her köşesinde kanşık,
karma bir nüfus olarak birlikte ya-
şadık. Birlikte de, yani her iki top-
lum olarak intihar ettik. Karşılıklı de-
rin bir güvensizlik ortamı oluştu.
Suçlar işlendi. Gerek Kıbns Türk, ge-
rekse de Kıbns Rum toplumuna da-
ha güvenlikli bir ortamda yaşadık-
lannı hissettirmek için iki toplum-
lu, iki bölgeli federasyon formülü-
nü kabul ettik; etmeye devam ede-
ceğiz. Bu fonnülü uygulayacağız.
- Tabii ki isterlerse günün birin-
de bir arada, iç içe yaşama isteği-
ni de dile getiremezler mi?
- Tabii ki getirebilirler; yaparlar
da. Geçmişte de bir arada yaşadık-
lannı kanıtlamadılar mı? Aynca ge-
çen 23 Nisan'da kapılar açıldığı za-
man bunu yine kanıtlamadılar mı?
Bakın, iki toplumun bir arada ya-
şayamayacağı, insanlann bir araya
gelmeleri durumunda yine çok kan
döküleceği mitoslannın doğru ol-
madığı anlaşıldı. Bu nedenle de An-
kara artık davranışlannı değişrirme-
li; geçmişe degil, geleceğe bakma-
h.
Annan planı
- Ama lideriniz Sayın Papado-
pulos da hâlâ geçmişe bakmıyor
mu? Bu sadece tek taraflı bir du-
rum değil, gibime geliyor... Sade-
ce Türk tarafı değil, Papadopu-
los 'un kendisi deAnnan Planı 'nın
bu haliyle kabul edilmesinin ola-
naksız olduğunu söylemedi mi?
-Bakın, olay şöyle:
Sadece Tassos Papadopulos değil, bütün Kıb-
ns Meclisi (Rum), oybirliğiyle Annan Planı'nın
ileri aşamadaki müzakereler için çok iyi bir te-
mel oluşturduğunda birleştiler. Evet, planda
birtakım değişiklikleryapılması gerekiyor. Ama
bu değişiklikler, plarun felsefesini yok edecek
radikal değişiklikler olmayacak. Annan Pla-
nı'nın esası, Kıbns sorununun çözümü olabi-
lir.
Rum tarafı hiçbir zaman, "Anan Planı'nı ol-
duğu gibi, bugünkü haliyle Kıbns sorununun çö-
zümü olarak kabul edryoruz," biçiminde bir be-
yanda bulunmadı. Başta Tassos Papadopulos ol-
mak üzere hepimiz oturup planın üzerinde de-
ğişiklikler yaparak Kıbns sorununa bir çözüm
aramaya hazınz,
Hatta planın Kıbns Türktarafinın yaranna ol-
masını istiyoruz. Plan Kıbns Türk tarafına cid-
di ayncalıklar tanıyor olsa bile bunlann kesin-
likle değiştirilmesini istemiyoruz. Bütün mese-
le planın işler hale getirilmesi için bazı pratik
değişikliklerin yapılması gereğidir. Eğer haya-
ta geçebilecek ve işlerlik kazandınlabilecek bir
çözüm bulunabilirse bu, iki toplumun da büyük
DEMETRİS HRİSTOFİAS
1946, Girne doğumlu. Daha ilk gençlik yıüannda
Kıbrıs'taki sol hareketler içindeyer aldu 14
yaşmdayken Tüm Kıbns öğrenciler Birliği üyesi
oldu. 1964'te Kıbns Komünist Partisi olarak da
adlandınlan İşçi
Sınıfı 'nın İlerici
Partisi'ne
(AKEL), Tüm
Kıbns İşçi
Sendikaları
Federasyonu 'na
ve Birleşik
Demokratik
Gençlik
Hareketi 'ne girdi
Bu arada
yükseköğrenimini
Moskova'da
Sosyal Bilimler
Enstitüsü 'nde
tamamladu
Sovyetler Birliği
Sosyal Bilimler AkademisVnden de tarih doktorasını
aldu 1991'den beriRum Temsilciler Meclisi'nde
AKEL milletvekill 1988'den beri AKEL'in Merkez
Komitesi Genel Sekreteri; aynı zamanda da Rum
Temsilciler Meclisi Başkanı.
yaranna olacaktır.
Ama bir çözüm bulunduktan sonra, birbirle-
rine danışıp birlikte çözümü uygulamak yeri-
ne hasmane davramp Annan Planı'nı farklı bi-
çimlerde yorumlamaya kalkışırlarsa hiçbir ye-
re varamayız. Tassos Papadopulos işte, herke-
si bu tür bir olasılığa karşı uyardı.
- Siz AKEL Partisi 'nin Genel Sekreteri ola-
rak partinizin çö'züme yaklaşımını nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz ?
-Ben, AKEL'in genel sekreteri olarak, parti-
min yıllar içinde, Kıbns Türk toplumunu hiç-
bir zaman kendimizden farklı bir toplum oldu-
ğunu düşünmediği gibi, sadece onlan Kıbnslı
vatandaşlar olarak gördüğünü ve hep de iyi ni-
yetli davrandığını, bunu kanıtlayan pek çok sı-
navdan geçtiğini söyleyebilirim. Ben sizi mil-
yonlarca kez temin etmek isterim ki AKEL Par-
tisi her zaman aynmcılığa karşı olmuş ve sos-
yal adaleti savunmuş bir partidir.
Aynca sizi milyonlarca kez temin etmek is-
terim ki Tassos Papadopulos hiçbir zaman An-
nan Planı'nı katletmez. Böyle bir düşünce ak-
lının ucundan bile geçmez.
Size içtenlikle şunu söylemek isti-
yorum:
Bugün hepimiz birçok sınavdan ge-
çiyoruz. BM Genel Sekreteri, Annan
Planı'nı temel alan görüşmelerin ye-
niden baslatılması çağnsında bulundu-
ğunda Tassos Papadopulos çağnya uy-
du; müzakerelere gidip görüşmeci ol-
maya hazır olduğunu bildirdi.
Hatta Papadopulos Genel Sekreter'e,
Kıbns'la ilgili çözüm girişimini yeni-
den başlatmasını isteyen bir mektup ya-
zıp yolladı. Bu da Tassos Papadopu-
los'un Annan Planı'nı temel alan mü-
zakereleri yeniden başlatmak istedi-
ğinin kanıtıdır. 1 Mayıs 2004'ten ön-
ce soruna bir çözüm bulmamız acili-
yet kazanmaktadır.
Ortak çıkarlar
- Peki, Ankara ve KKTC Cumhur-
başkanı Denktaş, sizce böyle birntek-
tubun içeriğine nasıl tepki gösterir?
- Saruyorum, öncelikle Ankara'da,
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Baka-
nı Gül, Türk halkmın yaranna, çıkan-
na hizmet edecek biçimde tepki gös-
tereceklerdir. Çünkü, Türk halkıyla or-
tak çıkarlarunızın bulunduğundan hiç
kuşkum yok. Bu ortak çıkarlann ba-
şında da ikimizin de AB'ye tam üye
olma isteğimiz geliyor.
Sanıyorum, bugün Kıbns'ın, yann
da Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği,
Türkiye, Yunanistan ve Kıbns'ın gü-
venliklerinin banşçı bir biçimde garan-
ti altına alınmasının en mükemmel yo-
ludur. Bu, aynı zamanda halklanmıza
refah da sağlayacaktır. Özellikle Kıb-
ns Türk ve Rum halkı kuşaklar boyunca korku
içinde büyüdü. Ama artık yeter. Bu korkulu rü-
yalara son vermenin zamam geldi de geçiyor,
bile. Kendi çocuklanma, Kıbnslı Türk arkadaş-
lanmın çocuklanna bakıyorum. Bize diyorlar
ki:
"tnanıbnaz hatalaruuz yüzünden bugün ül-
kemiz de facto olarak bölünmüş durumdadır.
Ama o, sizin geçmişinizdi. Biz ise çok daha iyi,
ortak bir bugün ve daha da iyi bir gelecek isti-
yoruz. Dolayısıyla bütün sürtüşmekre son \ erU-
meüdir."
Sayın Denktaş Türk toplumunun lideri ola-
rak kabul edildikten sonra, uluslararası alanda
kullanılan deyimiyle derin devletle çok köklü
ilişkiler içine girdi. Yani bu ilişkiler askerler ve
diplomatik çevre ile iyice sıkılaştı. O nedenle
de ben Türkiye'de ülkeyi AB'ye sokarak çağ-
daşlaştırmak, demokrasi ve insan haklannı ge-
liştirmek isteyenlerle hep geçmişte yaşayanlar
arasında çok ciddi bir sürtüşme, bir çatışma ol-
duğunu düşünüyorum. Onlar "BüyükTürkiye''
felsefesini kendilerine şiar edinmişler. Ama bu
tutum çözüm olamaz.
Önümüzde
ciddi
zorluklar var
- Yani siz, işleri çok zor mu
görüyorsunuz ?
- Ne yazık ki önümüzde ciddi zorluklar
bulunduğunu tahmin edebiliyorum.
Çünkü Sayın Denktaş çok güçlü. Kişisel
olarak onunla hiçbir meselem
olmadığına sizi temin ederim. Hatta ona,
çok deneyimli bir politikacı ve çok zeki
bir insan olduğu için saygı da
duyuyorum. Ama ona şöyle de bir çağn
yapmak istiyorum:
Ben onun oğullannm yaşındayım.
Dolayısıyla da bu zekâsı, bilgi birikimi
ve becerisini Kıbns halkmın çıkan
yolunda kullanmasını rica ediyorum.
Aynca yaptıklannm Türk milletinin
yaranna hizmet ettigini de hiç
düşünmüyorum.
Artık Kıbns Türk ve Rum halklannın,
anavatanlar olarak adlandınlan
milletlerin çıkarlan tarafından
yönlendirilmelerine son verilmesinin
zamanı gebniştir. Dolayısıyla biz kendi
anavatammız olan Kıbns'ın çıkarlan
tarafindan yönlendirihneliyiz. Ve eğer
böyle davranırsak biz Türk ve Yunan
halklanna da hizmet etmiş olacağız.
Denktaş'ın durumu
- Peki, sizce KKTC'deki seçimlerden
sonra hükümet değişikliği olasıhğı
müzakereler için ne anlam ifade
ediyor?
- Ne yazık ki Türkiye ve Sayın Denktaş,
seçimlerden sonra da Sayın Denktaş'ın
Türk toplumunun lideri ve
müzakerelerdeki görüşmeci olmaya
devam edecegi konusunda açık tavır
koymuşlardır. Hükümet demiyoruz, ama
Kıbns Türk toplumu yönetimindeki
herhangi bir değişildik Sayın Denktaş'ın
durumuna zarar vermez.
Ama seçimlerin sonuçlan Kıbns Türk
halkının Sayın Denktaş, Türkiye liderliği
üzerine uyguladığı bir baskıdır. Onlar,
Kıbns Türk halkının iradesini göz önüne
alarak adım atmak zorundadırlar.
Size şunu söyleyebilirim ki Kıbns Türk
halkı bir çözüm için baskı uygulamaya
devam edecektir. Çünkü bu durumda
kendilerini köşeye sıkışmış
hissetmektedirler ve soluksuz
kalmaktadırlar. Onlar hem Kıbns'ın,
hem de Avrupa'nın vatandaşlan olmaya
can atıyorlar. Şimdi, ikimiz için de, bir
arada yaşamak, bir arada çalışmak ve bir
arada yaratmak için büyük bir firsat
doğmuştur.
Kıbns Türk halkı da, Rum halkı da
inanılmaz derecede banşçı ve yaratıcıdır.
Biz bir çözüm için çalışmaya devam
edeceğiz. ABD ve BM Güvenlik
Konseyi'nden de aynı yolda yoğun
çalışmalar olacağmdan hiç kuşkum yok.
Artık Kıbns Türk Lideri de -ona
bildiğiniz nedenlerden Cumhurbaşkam
demiyorum- artık durumu anlamalı ve
ona göre davranmalıdır. Öncelikle de
Kıbns'ta yaşadığımız ve özellikle de
Türk toplumu için büyük ve olumsuz
etkileri olan bu haksız durum ortadan
kalkmalıdır.
Ben, kendi ülkem, ya da dünyamn
herhangi bir ülkesi özgür değilse
kendimi özgür bir insan olarak
hissedemem. O nedenle Kıbns Türk
halkına özgürlük sağlamak için bir
şeyler yapılmah ve sorunun çözümü
yoluna gidihnelidir.
Burada Kıbns Türk, Kıbns Rum ve
Türkiye halklanna çok mutlu ve banş
dolu bir yeni yıl diliyorum. Gerçekten
mutlu olabilmek için de banş içinde
yaşayabilmeliyiz.
Bu yıl anavatammız olan Kıbns'ın
yeniden birleşmesi yılı olmahdır. Ve
birbirimizi sevgiyle
kucaklayabilmeliyiz.
tSTANBUL 1. İCRA TETKÜC MERCÜ HÂKİMLİĞl'NDEN
200V5416E.
Müşteki Feruze Gök vekılı Av. Öznur Tunalı tarafından, sanık Faruk Baltacı aleyhine mahke-
memıze açılan 1İK. 344. md. - Nafaka Hükmüne Uymama nedeniyle mahkûmiyet istemli dava-
sının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda; Mahkememizin 14.11.2003 tanhli 2003'5416
E., 2003/5433 K. sayılı karan ile; Müştekiye olan nafaka borcu nedeniyle sanık hakkında yapıl-
maktaolan ıcra takıbı sırasında usulüne uygun icra emrinin 21.12.2002 tarihınde ılanen teblığı-
ne ragaıen sanığın boşanma karannın verildiği 10.04.1996 tarihınden bugüne kadarki bırikmış
nafaka borcunu ve son olarak 07.09.2003 tarihli aylık nafakasını da ödemedığı, bu şeblde nafa-
ka boıcunu ödememe suçunu işlediği anlaşıldığrndan l.l.K.'nun 344. maddesi eereğince takdi-
ren on gûn hafıf hapis cezası ile cezalandınlmasına, borcun ödenmesi halinde Lİ.K.'nun 354' 1.
maddesi gereğince cezanın bütün neticeleri ile düşürülmesme, 4949 sayılı kanunla değişik
l.î.K 'nun 352 a maddesi nazara alınarak verilen ceza kararnamesinin sanığa ilanen tebliğine,
tebliğn ılan tarihınden itibaren 10 gün içinde tebliğ yapılmış sayılmasına ve tebliğinden ıtiba-
ren 8 nin içinde merciünize itiraz edılebileceğine, aksi halde ceza karamamesınin icra edilece-
ğinin sanığa tebliğine daır verilen karar, adresi meçhul bulunan sanık Faruk Baltacı'ya ılanen
tebliğolunur 16.12.2003. Basın: 63416
NAZİLLİ1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2003 16
Davacı SSK vekili tarafından Zafer Aydın, Emre
Yıldınm, Sökmen Mimarlık Inş. Taah. Tic. Ltd. Şti.
aleyhine açılan dava dolayısıyla;
Davalı Emre Yıldınm'ın adresi tesbıt edilemedi-
ğinden ilanen teblğine karar verilmiş olmakla. davah-
nnı duruşma günü olan 28.1.2004 günü saat 09.15'de
Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesı duruşma salo-
nunda hazır bulunması veya kendısıni bır vekılle
temsil ethrmesme, aksi takdirde yargılamaya yoklu-
ğunda devam olunacağı ve karar venleceği Tebligat
Kanunu'nun 29 2 maddesi gereğince duruşma günü
ve dava dilekçesı tebliğine esas olmak üzere ılan olu-
nur. 29.9.2003 Basın: 63203
BOLU ASIİYE 1. HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2001 '245 E. 2003 İ36 K.
Davacı SSK Başkanlığı tarafindan davalılar Astaldı SPA, Sinan Derindere, Hüseyin Karğı, Ahmet Galip
Bülbül aleyhlenne açılan itirazın iptalı davası sonunda:
Davacınuı sübut bulan davasuıın kabulüne, 10.504.729.992.- TL gelir, 408.538.357.- TL masraf ve öde-
me olmak üzere toplam 10.913.268.349.- TL'nin gelirlerin onay, masraf ve ödemelenn sarf ve tediye tarih-
lerinden itibaren işleyecek yasal faizı ile bırhkte davalılardan müştereken \e müteselsılen almıp davacıya
verilmesine, davacımn fazlaya ilişkın talep ve dava haklannın saklı tutulmasına. 589.316.490 - TL nispi
ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsılen almıp hazineye irat kaydma. davacı kendini vekille
temsil ettiğinden 854.796.100.- TL nıspı avukatlık ücretinm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp
davacıya verilmesine, yargılama için davacı tarafindan sarf olunan toplam 713.150.000 TL yargılama mas-
rafının davalılardan müştereken ve müteselsilen almıp davacıya venlmesine karar verilmiştir
Yapılan yargılama sırasında Ahmet Galıp Bülbül'e Kantarcı Rıza Sok. Ünan Apt. No: 9-11 D: 33 Eren-
köyistanbul adresine tebligatlann yapılamadığı ve yeni adresi de tespıt edılemedıgınden adı geçen davalıya
karann ılanen tebliğine, ılan tarihınden 7 gün sonra temyız süresinin başlayacağı ve temyiz süresinin 15 gün
oldugu, süresinde temyız edılmediğı takdirde karann kesinleştinleceğı ilanen tebiiğ olunur. Basın: 63487