28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2003 CUMA HABERLERlN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denızlı PB Y PB Y Y PB PB PB 12 8 14 13 17 15 18 16 Sinop Zonguldak B 12 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B PB PB S S S S 13 11 11 g 10 11 6 B 12 Adana B 19 B 21 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B S S S S S S 18 11 13 10 10 8 7 Vurdun kuzeybatı Kesımlerı parçalı bulut- •u Marmara nın batısı ıle kuzey Ege kıyılan sa- ğanakyağışlı dığeryer- ler az buluthj ve açık ge- çecek Marmara ıle yur- dun ıç ve doğu kesımle- rınde yer yer sıs gorule- cek Hava sıcaklığı yur- dun kuzey ve ıç kesım- tennde bıraz artacak. dı- ger yerierde onemlı bır değışıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholrn Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K B Y Y Y Y B -2 0 0 10 13 8 oo 6 Münıh K 3 Zürıh Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K K PB K Y K Y Y 4 4 14 6 5 6 17 17 K 2 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre K PB K K PB K PB B U 0 -10 0 8 0 7 23 B 15 Sıslı 3 BuUıı, ^ Çok bulutiL • Yağmurtu h Gok gufûltulû GUNCEL CÜ1VEYT ARCAYLREK • Baştarafi 1. Sayfada AB'nin Türkiye ve KKTC üzerinde sürekli, gide- rek yoğunlaşan baskı kurmasının belli başlı ne- deni Doğu Akdeniz'de KKTC karasulannda var- lığı söylenen zengin petrol yatakları. Denktaş, "AB'nin bu kaynağa ulaşmasının tek yolu, KKTC'yi ortadan kaldırmak ve Annan Pla- nı 'nı derhal imzalatarak Kıbns Türklerini de AB 'nin içinealmak" diyor. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ın Tercü- man'da dün doğruladığı bu açıklamayı elbette 14 Aralık seçimlerinin bir parçası gibi yorumla- yanlar olabilir. DP Genel Başkanı'nın belki yalanlanacak, bel- ki propaganda malzemesi diye değerlendirilecek açıklamaları 14 Aralık seçimlerinin çirkin yüzünü ortaya çıkarıyor: KKTC içinde Batı hesabına oynanan oyunların, bu oyunlara alet olanların sadece Kıbrıslı Türkle- re, KKTC'ye değil, Türkiye'ye de ihanet içinde ol- dukları kanıtlanıyor. • • • İhanet sözcüğü kimi çağrışımlar yapıyor. İha- net nerede başlar, nasıl gelişir sorulannı sorma- yı zorunlu hale getiriyor. Hatta AB (tabii ABD, Rum ve Ingiliz) desteğini yadsımakta zorlanan M. A. Talat'ın kime veya kimlere hizmet ettiği sorusu gündeme geliyor. örneğin, AB'nin, ABD'nin KKTC'deki parmağı konumundaki M. A. Talat'ın (MAT)-daha öncele- ri bu köşede yazılan- sözleri bugünkü konumu- nu aydınlatmaya olanak sağlıyor. Dışarının gizli kapaklı desteğiyle birden kurta- ncı rolüne soyunan MAT şöyle demiştı: "Türkiye sizin olabilir, ama benim anavatanım değil." Bu kadanyla yetinmemiş, çevresindekilerle bir Rum lider gibi Türkiye ve Türk düşmanı çizgide konuşmayı sürdürmüş, "Türkiye'nin bizi kurtardı- ğını söyleyebilirsiniz. Ancak burada yeterinden fazla kalmıştır"... ve örneğin 23 Eylül 2003'te "Tür- kiye'nin Kıbns'taki varlığı uluslararası hukuka ay- kırıdır. Türkiye uluslararası hukuk açısından Kıb- rıs'ta haksızdır" diyebilmişti. Bu inkârcı sözler ve dafıa sonraki kimi açıkla- malan, karakterini açığa vuruyor. Batılılar gibi Kıb- ns Türklüğünün varoluş nedenini inkâr ediyor. 1960 Zürih ve Londra uluslararası anlaşmala- nnı ABD sudan bir gerekçeyle reddediyor. Ingil- tere ve Yunanistan, altında imzaları bulunan an- laşmaların adını bile anmak istemiyor. Ne yazık ki, bugünkü hükümet, hemen her sorunda ABD kafasına koşut diplomasi olanaklarını kullanma- ya çaba gösteren Dışişleri de çözüm araştırma- larında 1960 anlaşmalarını temel bir öğe olarak masaya getiremiyor. • • • MAT'ın Türkiye'deki yardakçıları ya da AB'ye körü körüne hizmet veren kimileri MAT'ın daha önceki söylemlerini geçmişten anı gibi yorumla- yabilir, AB'ye hizmet veren tutumunu överek dü- nü unutturmaya çalışabilirler. Ne var ki, bu adam (adam derken Mustafa Ke- mal'in ilk Meclis'te yönettiği bir oturumda kürsü- de konuşana, "Beyefendi, kısa kesiniz" demesi üzerine "Bana beyefendidemeyiniz" karşılığı alın- ca "Ya ne diyeyim" diye sorması, "Adam deyiniz" yanıtına karşı, "Işte onu söyleyemiyorum beye- fendi" demesi aklıma geliyor) evet bu beyefendi: Vatan gazetesinde 10.12.03 günü yayımlanan demecinde "Türkiye, Anadolu'nun ücra birköşe- sinden daha çok yardım yapmıyor mu Kıbns'a? Metresiişte. Kendi çocuğuna yapmıyor, metresi- ne yapıyor" dedi. Bunun üzerine söyleşiyi yapan Mine Şenocak- lı soruyor MAT'a: "Kendinizi metres gibi hissediyor musunuz?" Yanıta bakın, yanıta: "öyle hissediyoruz tabii!" Bu beyefendi; böylece AB ile, ABD ile, Rum- larla metres hayatı yaşayarak metresi oldugu Tür- kiye'ye ihanet ettiğini itiraf etmiyor mu? Filmin adı: (Who is Fread of Virginia Wolf?) "Kim Korkar Hain Kurttan?" Tatlıses: Bu vatanı seviyorumI Baştarafi 1. Sayfada nan Tatlıses, "Ben bölücü de- ğilim. Benim partim yok.Tür- kiye Cumhuriyeti benim va- tanımdır. Bu vatanın evladı- yım, uğruna ölürüm" dedi. Tatlıses geçen hafta Show TV'de yayımlanan programına sanatçı Arif Sağ'ı konuk etti. Ünlü türkücü program sırasın- da, konu Kürtçe türkü söyleme tartışmalanna gelince, "Biz başka bir şey istemiyorduk. Devletimiz birinci adınıı attı, yeni adımlar atmak gerekir" diye konuştu. Milliyet gazetesınden Yaşar Çakmak'ın. bir gün son- ra."lkinci adımla neyi kaste- diyorsunuz" sorusuna sinirle- nen Tatlıses, gazeteciyle önce karakolluk oldu, sonra banştı. Olaydan dört gün sonra gaze- telerde sanatçıyla ilgili haberle- rin artması üzerine bazı kentler- de MHP'liler Tathses'e tepki göstererek kasetlerini almaya- caklannı duyurdu. DEHAR IHD ve KESK üyeleri ise Tatlı- ses'e destek gösterileri yaptılar. Televizyonda yaptığı konuş- mada banş ve kardeşlik mesaj- lan vermeye çalıştığını ancak bunun provoke edildığıni söy- leyen Tatlıses, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben televizyon ko- nuşmamda Türkiye Cumhu- riyeti devlerimizin güzel bir adını attığını, bir dönem ya- sak olan Kürtçe kasetlerin ar- tık sorun olmadığını söyle- dim. Devletimizin aslında bir tartışmayı ortadan kaldırdı- ğını ve bu tür şeylerle uğraş- madığını vurguladım. Kültü- rel adımlann olumlu olduğu- nu, yenilerinin olmasını anlat- mak istedim. Artık berkes Kürtçe okuyabiliyor. Bu sa- nattır, kimseye de bir şey ol- muyor. Saçma sapan iddialar- la insanlar gösteri yapıyor." Bir sanatçı olarak toplumsal duyarlılığı olduğunu, kültürel ve sanatsal konularla ilgili za- man zaman düşüncelerini ifade TürkDünyası KadınlarKurultayı Türk cumhuriyetlerinden gelen kadınları bir ara- ya getiren 'türk Dünyası Kadınlar Kurultayı', An- kara'da toplandı. Anıtkabir'i ziyaret eden Türk- men, Kırgız, Tatar, Özbek, Azeri ve Bulgar kadın- lar milli giysilerivle renkli görüntüler yarattı. Ku- rultayın açılışına katılan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Türk dünyasının bütünleşmesinde kadınla- nn erkeklerden daha becerikli çıkmasını umduğu- nu söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekinci ise 'Siz Batı'nın feminist kadınları gibi de- ğilsiniz, şerefli, izzetli ve haysiyetlinisiniz' diyerek herkesi şaşırttı. Azerbaycan'ın kadın bakanı Zeh- raTahir l labay.Tiirk dünyasının birliğiiçin kadın- lara büyük görev düşrüğünü söyledi. (Fotoğraf: AA) etmeye çalıştığını belirten Tatlı- ses, "Biz sanatçıyız, müsaade etsinler iki kelime de biz ede- lim. Ama konuştuğumuz za- man olaylar yanlış aksettirili- yor, gazeteler ters şeyler ya- zınca da gereksiz tarnşmalar çıkıyor" diye konuştu. 30 yıllık sanat yaşamında "sürekli bir yerlere oturtulmaya çahşıldı- ğını" ancak oyunlara gelmedi- ğini belirten Tatlıses şunlan de- di: "Ben bölücü değilim, sa- natçıyım. Sanatçının parfisi olmaz. Benim her partide ar- kadaşım var. Ben ülkemde birlik ve beraberlik istiyorum. Bu ülke benim vatanım. Bu vatan için ne gerekiyorsa ya- parım. Kim bu ülkenin bir karışına göz diker- se ben bunun karşısın- dayım. Beni bir tarafa oturtmak, bir şekle sokmak istiyorlar. Kimse bana metazori bir şey yaptıramaz. Ben oturacağım yeri bilirim." Aleyhine gösteri ya- panlann tepkilerinin üzücü olduğunu da be- lirten Tatlıses, şunlan söyledi: "Benim ka- pımda gösteri yapan- lar aslında konserle- rimde beni alkışlıyor- lar. Onlar benim bu ül- keye, bu ülkenin insan- larına ne kadar katkı yaptığımı biliyorlar mı? Yatınm yapıyor, is- tihdam olanağı yaratı- yorum, vergimi veri- yor, 500 insanı çalıştın- yorum. Bana kızanlar bu ülkeye benim kadar vergi veriyor mu?.. Ül- keyi benim kadar sevi- yor mu?.. Bu vatanı sevmezsem koyarım bankaya paramı oru- nır, yerim. Vatanı sevi- yorum demek suçsa suç işliyorum." Ünlü felsefeci Batuhan yaşamını yitirdi Batuhan 82 yaşındaydı. tstanbul Haber Servisi - Türki- ye'nin düşünce tarihine önemli katkılan bulunan ünlü felsefeci Prof. Dr Hüseyin Batuhan (82), salı günü Küçükyalfda kızının evinde yaşamını yitirdi. Batuhan dün Erenköy Galip Paşa Ca- mii"nde öğlen kılman cenaze na- mazının ardından Heybeliada Me- zarlığf nda eşi Turan Batuhan'ın yanında toprağa verildi. Ünlü felsefeci Hüseyin Batuhan, 1921 yıhndaTrabzon'unSürmene ilçesinde doğdu. 1943 yılında Is- tanbul Oniversitesi Felsefe Bölü- mü'nden mezun olan Batuhan, ay- nı yıl Turan Pamuk ile evlendi. Istanbul Üniversitesi ve 1960'h yıllarda ODTÜ'de ders veren ve pek çok öğrenci yetiştiren Batu- han, modern mantığın lise prog- ramlarına alınması için büyük ça- ba gösterdi. Batuhan, 1979 yılında emekli oldu. Ölene dek Heybeli- ada'da mimari çizimlerini kendisi- nin yaptığı evr de yaşayan Batu- han" ın eserleri arasında "Batı'da Tolerans Fikrinin Gelişmesi, Bi- lim ve Şarlatanlık, Biüm Din ve Eğirim Üzerine Düşünceler, Uğur Felsefe Öğreniyor" bulunu- yor. Batuhan, bilim dünyasındaki sahtekârlıkJan anlattığı "Bilim ve Şarlatanlık" kitabında özellikle gençleri bir görüşe inanmadan ön- ce onu sorgulamaya çağınyor. Ba- tuhan'ın eşinin günlükJerinden oluşan ve mektuplannı bir araya getirerek hazırladığı "Bir Zaman- lar Bir Turan Vardı" adlı kitap da büyük ilgi uyandırmıştı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Bu, ver kurtuldan, sat kurtuldan çok daha fark- lı bir yöntem. önce ortamı yokluyorsunuz, durum uygunsa tabanınıza selam verecek kararı duyu- ruyorsunuz. Ortam gerilirse geri adım atmış gibi yapıyorsunuz. Tabana da, "Bak işte her şeyi ya- pacağım ama, bazı engeller var" diyorsunuz, işi zaman süzgecinin üzerine seriyorsunuz. Buna da "ser kurtul" desek yeridir! Diyanet Işleri Başkanlığı vitrine konarak başla- tılan son girişimin durumu yukarıdaki tanımlara iyi birörnek. Kamuoyu, Kuran Kursu Yönetmeliği'nin değişik amaçlar için de kullanılabileceği görüşün- de birleşince, geri adım atılmış gibi yapıldı. Oy- sa, Resmi Gazete'de yayımlanan bir yönetmeli- ğin gerçekten iptal edilmiş olması için yine Res- mi Gazete'de iptal karannın yayımlanması gere- kiyor. Dün akşam saatlerine kadar Resmi Gaze- te'de yayımlanması için gönderilmiş bir metin yoktu. Konuyu biraz kurutmaya bıraktılar, yeri geldik- çe kaşıyacaklar. Yolsuzlukla mukavele, affedersiniz mücadele konusunda da bır başka plan dikkati çekiyor. Ye- rel seçimlerde ezici bir üstünlük elde etmeyi plan- layan AKP, sadece kendi hazırlıklanyla ilgilenmi- yor, rakiplerinin devre dışında kalması için de ça- ba harcıyor. AKP'nin çizdiği rotaya göre, hakla- nndaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle Yüce Divan'a gitmesi gündemde olan eski siyasilerin yargılan- ma süreci yerel seçimlere denk geliyor. Tam o aşamada şu denecek: "Ey seçmen kardeşim, bak senin 3 Kasım'da tasfiye ettiğin partilerin tavsiye edilecekyanı yok. Hepsinin içinden yargılanması gereken insanlar çıktı. Bunlara oy verme, koy ver... Ellerindekibe- lediyeleri de bana ver..." AKP, ekonomik kararları içeren dosyalan Yüce Divan'a göndermekten yana değil. Çünkü o iş- lemlerden bazılarının altına kendisi de imza attı... Ne yazık ki, yolsuzluklar gibi Türkiye'nin kanı- nı emen en büyük soruna bile oy sandığının de- liğinden bakıldığını görüyoruz! Dokunulmazlığa dokunma! Bankalarla ilgili düzenlemenin de hedefini şöy- le özetleyebiliriz: Bankaları yeri geldikçe kaşımaya açık halde tutmak! AKP, bütün ipleri eline alıp üstüne vazife olan olmayan her yeri kontrol altında tutmayı sevdi. Bunu kalıcı kılmayı hedefliyor. Hükümetin bankalarla ilgili düzenlemede bir hedefinin de şu olduğu iddiası var: Halen batık bankalann 4 bin kadar taşınmaz malı bulunuyor. Bunların içinde binadan fabrika- ya, arsadan arabaya her şey var. Tahsilatı hızlan- dırma esprisi içinde bunlann belli kesimlere kısa sürede satılması planlanıyor! Bu iddianın gerçeklik payı tartışılabilir ama, AKP'lilerin kafa karıştıran, yer yer anayasayı del- meyi de göze alan tavırları akla her şeyi getiriyor! Bütün bunların yanında AKP'nin kesinlikle ka- şınmamasını istediği konu ise şu: Dokunulmazlıklar! Bir başka deyimle, Türkiye'de her şeye doku- nacaksınız, güvenlik konulan dahil her şeyi açık hale getireceksiniz, bir tek milletvekilleri hakkın- daki dosyayı bunun dışında tutacaksınız. Neden? Yargıya güvensizlikten! Bir iktidarın en son söylemesi gereken söz bu- dur. Sistemin üç ayağı var: Yasama-yargı-yürütme! Yasama ve yürütme, öteki ayağa güvenmiyor! Açıkça da ifade ediyor. Bunu yaparken, AKP'nin başlıca muhaliflerinden Erbakan'ı da yargı yoluy- la tasfiye etmiş oluyor! Bütün bu olayları alt alta koyunca insan sorma- dan edemiyor: Bu AKP mi kamu yönetiminde reform yapa- cak? ankcum(5 ktv.ttnet.net.tr Mafya evinde işkence • Baştarafi 1. Sayfada rildi. "Operation Tiller" adlı operas- yonlarda Hackney, Haringey ve Enfield bölgelerindeki 15 adrese erken saatler- de ani baskınlar yapıldı. Operasyona, 90'ı silahlı 530 polisin katıldığı ve 15 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Ope- rasyonda, önemli miktarlarda uyuşturu- cu, silah, sahte para, çalıntı cep telefon- lan, işkence aletleri ve sahte pasaport yapımuıda kullanılan cihazlann ele ge- çirildiği bildirildi. Operasyon sırasında polis e\lerin kapılarını kırdı. kapıdan gi- rilemeyen yerlerde de duvarlan delerek içeriye girdi. Haringey'deki bir evde dö- ner bıçağı, Filistin askısı ve bilardo so- pası ele geçirdi. Polis bu evin bir işken- ce merkezi olduğunu, birçok kişinin bu- rada işkenceden geçinldiğini açıkladı. Söz konusu binaya kapıdan giremeyen polis ekipleri duvan delmek zorunda kaldılar. Metal bariyerlerle korunan gı- rişleri aşamayı başaran polis burasının bir işkence merkezi olduğunu kesin de- lillerle saptadı. Birpolis yetkilisi. "Türk ve Kürt top- lumlanna. kirli işlere bulaşanlann pe- şini bırakmayacağımızı, yasadışı işler peşinde olan çetelerin kökünü kazıya- cağımızı göstermek istiyoruz. Bu ko- nuda son derece ciddiyiz. Türk ve Kürt toplumlarının ezici çoğunluğu- nun endişeye kapılmaksızın normal bir yaşam sürmek istediklerini biliyo- ruz" şeklinde konuştu. Bölgede yaşa- yan Türklerin olaylara yeterince müda- hale etmemekle suçladığı polisin bu ani operasyonu, geçen yıl Haringay bölge- sinde yaşanan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan Baybaşin ailesi ile PKK ara- sındaki çatışmayla ilgili olduğu ileri sü- rülüyor. Söz konusu iki grup arasındaki gerginlik zaman zaman silahlı çatışma- ya ve baskınlara yol açıyor. Italyan mafyasıgüçleniyor Dış Haberler Servisi - Italyan maf- yasının, son 4 yılda 32 mılyar sterlin (79 katrilyon 680 trilyon TL) kazanç sağla- dığı, 700 kişiyi de öldürdüğü bildirildi. Ingiliz Daily Telegraph gazetesinin, Eu- rispes araştırma merkezinin raporuna dayanarak verdiği haber, mafyanın gü- cünü yitirdiğine yönelik iddialarla çeli- şiyor. Rakamlar, mafya cirosunun toplamı- "ıun yansındae fazlasının, yanı 18 *nü- yar sterlinden fazlasının uyuşturucudan geldiğini gösteriyor. Bunun 7 mılyar sterlini Calabria'daki "Ndrangheta" örgütüne gitti. Raporda, uyuşturucu ticaretinden Co- sa Nostra'nın 6 milyar sterlin, Napo- li'deki Camorra'nın da 5 milyar sterlin kazandığı kaydedildi. 1999-2003 yılla- n arasında kaydedilen 666 cinayet ola- yının neredeyse yansının Camorra ıle bağlantıU olduğu düşünülü^or. EKİNCİ KİMDİR? '7 Mayıs'ın Erzincan ll Komutanı Ekinci toprağa verildi tstanbul Haber Servisi - 27 Mayıs 1960 devriminin Erzin- can II Komutanı emekli Topçu Kurmay Albay Süleyman Ekinci (90), Selimiye Ca- mii'nde dün öğle namazının ar- dından düzenlenen askeri tö- renle Karacaahmet'teki Seyyid Ahmet Deresi Mezarlığı'nda toprağa verildi. Ekinci, geçirdi- ği beyin ve kalp rahatsızlığı so- nucu önceki gece Haydarpaşa GATA'da yaşamını yitirmişti. Gazetemiz yazan, yüksek mi- mar Oktay Ekinci ve ÇYDD Fatih Şube Başkanı avukat Ol- cay Yezdaninin babası, arka- daşımız İpek Yezdani'nin de- desi Süleyman Ekinci, dün dü- zenlenen askeri törenle son yol- cuiuğuna uğurlandı. Süleyman Ekinci'nin cenaze törenine aile- si, yakınlan, dostlan, gazetemiz çalışanlannın yanı sıra Mimar- lar Odası, ÇYDD, ÇEKÜL, Ta- rihi Kentler Birliği üyeleri, Kars ve Azerbaycan'dan hem- şenleıj katıldı. Ekinci, 1913 yılında Kafkasya'nın Gümrü kentinde doğdu. Ilköğrenimini Kars'ta tamam- ladı. 1939 yılında Bursalşıklar Askeri Lisesi'nden mezun ol- duktan sonra Harp Okulu'nu 1940 yılı 22'nci dönem mezu- nu olarak bitirdi. Ekinci, Kars, Balıkesir, Sapanca ve tstanbul Rami Kışlası gibi değişik kentlerde görev yaptıktan son- ra 1960 yılında Örgeneral Ce- mal Gürsel'in yakın arkadaşı olarak 27 Mayıs devrim kadro- lannda yer aldı. Ekinci, 1960 devriminin Erzincan II Komu- tanlığı'm yürüttü. 1962'de emekli inkılap subaylanndan olan Süleyman Ekinci, yaşamı boyunca Atatürk devrimlerini ödünsüz savunan bir kurmay subay olarak çeşitli okullarda öğretmenlik de yaptı. Çiçek: Uzanlar iade edilecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sa- nayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) bugün Ankara'da düzenleyeceği Yüksek tstişare Konseyi toplantısı öncesinde Ankara Sheraton Oteli'nde bir resepsiyon verdi. Resepsiyonda konuşan Ada- let bakanı Cemil Çiçek, ABD'nin Uzanlar'ı iade edeceği taahhüdünü verdiğüıi söyledi. Hükümet geri adım attı I tstanbul Haber Servisi - Hükümet, bazı ku- rumlara başvuru şartı olarak aranan 'erkek ohna' koşulundan geri adım attı. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Su Işlen, Devlet Hava Meydan- lan Işletmesi ve Toprak Mahsulleri Ofisı Genel Müdürlüğü'ne ait kadrolara başvuruda erkek olma koşulunun kaldınlması için ÖSYM'den başvuru süresinın uzatılmasım istediklerini, bunun da ka- bul edildiğini belirtti. Şahin, kadın adaylann ter- cihlerini en geç 19 Aralık 2003 Cuma günü saat 17.30'a kadar, göndermeleri gerektiğini söyledi. Güçlü: Ödemeler başlayacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü. 500 trilyon liralık doğrudan gelir desteği ödemelerinin bu ay içinde ödeneceğini söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Güçlü aynca, Ziraat Bankası ve Tanm Kredi Kooperatıfleri aracıhğıyla çiftçilere düşük faizli kredi verileceğıni kaydetti. Kemal Özden yeniden başkan • ANKARA (AA) - Ulusal Sanayici ve Işadam- lan Derneği (UStAD) Genel Başkanlığı'na, Ke- mal Özden yeniden seçildi. Yeni yönetim kurulu, toplanarak görev dağılımı yaptı. Özden, başkanlı- ğı üstlenirken genel başkan yardımcılıklarına Fevzi Durgun ve Mustafa Kırali, genel sekreterli- ğe Birol Başaran, genel sekreter yardımcılıklanna Ethem Coşkun ve Mehmet Kalıp, genel sayman- lığa da Fatma Özdemir getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle