27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! ARALIK 2003 CUMA SAYFA 17 S kuaılüUaaalanBüaûl Etefctrot^ posta: [email protected] Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türbancılar eyleme başlamış... "Hükümetin icraatı olarak mı!" Açık toplum Türkiye Bilimler .Akademisi'nin şemsiyesi, Tarih Vakfı'nın fcoordinatörlüğü, Avrupa Komisyonu ve Açık Toplum Enstitüsü'nün verdiği parayla Türkiye'deki ders kitaplannda insan rtaklanna aykın unsuriar incelenmiş. Açık Toplum Enstrtüsü yani Open Society Institute'nin Istanbul Bebekte bir irtibat bürosu var. Dünyanın en büyük borsa spekülatörierinden, Fransa'da mahkûm olan ve son olarak Gürcistan'daki ayaklanmaya adı kanşan, George Soros, bu irtibat bürosuna geçen yıl 1 milyon 74 bin dolar bağış yapmıştı. Soros'un parasıyla bakafım daha nelerimizi inceleyecekler! vrupa Birtiği komiserı Günter Verheugen KKTC'deki seçimleri büyük destek verdik- leri muhalefet kazanırsa kabul edeceklerini, aksi halde seçim sonuçlarını geçersiz saya- caklannı buyuruyor... KKTC'yi teslim alamazlarsa Ra- uf Denktaş'a karşı Gürcistan örneği ayaklanma se- naryolan yazıyorlar. Dr. Vesile Vehbi, "Kapında Siyah Araba Durunca" başlıklı kitabı 1992 yılında yazmış. Eşi Kıbnslı; 17 yıl Kıbns'ta yaşamış. Kitabında 1963 yılındaki katliam- dan kurtulanlann anılannı toplamış. Banyodaki küvet içinde annelerinin kucağında kat- ledilen çocukları anımsıyorolmalısınız. Növber Ibra- himoğlu anlatıyor: "Aniden dere tarafından silah sesleri duyulmaya başlandı. Karanlık basmıştı. Hemen elektrikleri kapat- tık. Dr. llhan'ın eşi Mürvet Hanım 'banyoya saklana- lım' dedi. Ben, kız kardeşimin iki yaşındaki kızı, ev sa- hibi, Dr. llhan'ın kansı ve üç çocuğu banyoya girdik. Novber Hanım Mürvet Hanım banyonun içine yattı. Üç çocuğunu da yanınayatırdı. Bu şekildeyatmasını kocası söylemiş, 'Eğer ateş olursa duvardan duvara geçecek kurşun- lara hedef olmazsınız' demiş. Ev sahibinin hanımı tu- valete saklanmıştı. Dışarıdan bağrışmalar, Rumca 'Yaşasın Enosis' sesleri geliyordu. Sokak kapısını si- lahla taradılar. Biz hiç sesimizi çıkaramıyorduk, evde kimseyoksanılsındiye. Hepimiz ufacık banyonun içi- ne sığışmıştık. Kız kardeşim ufak kızına sanlmış, du- vann dibine çökmüştü. Ansızın Mürvet Hanım'ın ço- cuklarından biri ağlamaya başladı. Sesi duyunca banyo kapısına ateş ettiler, 0 esnada benim elim de oradaydı. Elim parçalandı. Kapıyı tekmelediler, geli- şi güzel ateşe başladılar. Bu arada ışığı da yakmış- lardı. Sonra herhalde hepimizi öldü zannettiler, baş- ka eve gittiler. Dr. llhan'ın eşi ve çocuklan sessizce can verdiler. Kız kardeşimin bacağından giren kurşun, öbür bacağından çıkmış ve kucağındaki iki yaşında- ki kızının da dizini parçalamıştı. Elim kanlar içindey- di. Ev sahibimiz yaralanmıştı. Tuvaletteki ev sahibi- nin eşi de öldürülmüştü. Korkudan yerimizden kıpır- danmıyorduk. Duvardaki havluyu alıp elime sardım. Bileğimi sıktım, kan akmasın diye. Bürünecek bir bat- taniye buldum. Kardeşim ve kızını içine sardım. Ufak Işıl acıdan ağlıyordu. Ona, 'Sus teyzem sesimizi du- yarlarsa hepimizi öldürürler' diyordum. Gün ışıyınca- ya kadar öyle kaldık. Sonra ev sahibi ile yürüyerek Köşklüçiftlik'e kadar gittik. Bir araba bizi hastaneye götürdü. Hastanede beni ameliyata aldılar. Son ola- rak 'Elimi kesmeyin' dediğimi hatırlıyorum. Uyandı- ğımda elim bileğimden kesilmişti." Şimdi, KKTC'dekomiserVerheugen'ieomuzomu- za verenler "en demokratik" yoldan Növber Hanımın öteki elini de kesmek istiyorlar! VizeAkrf Kökçe: "New York'ta ikiz kulelere yapılan saldırı, ABD ordusunun Ortadoğu'ya girmesi için vize olurken Istanbul'da yapılan saldınlar bizlere turist vizesinin bile verilmemesine neden oldu." SESSÎZ ŞEDASIZ (!) > â Yüksek Yerilim Hattı erdincutku yahoo.com [ TEKKEler değil, TAKlYEler resmen açılsuı! SSK'nin içi boş 'hizmeflerinden biri 73 yaşındaki annesinin ilaçlan için SSK'den telefonla randevu alamayan Erol Uyar'a Çalışma Bakanlığı'ndan "danışman doktora gidin" önerisi gel- mişti. Meğer Erol Uyar, SSK Bakır- köy Osmaniye Dispanseri'ne de gitmiş: "Telefonla randevu alamarna şi- kâyetimi ilettiğim ilgili, 'Sıkıntının far- kındayız, şu anda veremeyeceğimiz bir tarihte 70 yaşın üzerindeki kişile- rin randevusuz gelebileceği bir bölüm açacağız' demişti. Oysa kapısında 'danışman doktor' yazan bir oda var- dı ancak maalesef içinde doktor yok- tu. Son defa bunu denediğimizde da- nışman doktorfilan olmadığı, sıra nu- marası almamız gerektiği net bir bi- çimde söylenmişti. Bunun üzerine artık dayanamayıp doktorun özet muayenehanesine gi- derek vizite ücreti ödemek suretiyle annemi muayene ettirip ilaçlan ala- bildik. Bilin bakalım doktorun muayene- hane kartını kim dağıtıyordu? Orada- ki odacılar ya da hademeler! Dolayısıyla Çalışma Bakanlı- ğı'ndan yapılan 'danışman doktor' açıklaması kağıt üstünde doğrvı ol- masına karşın işe yararlığı yoktur. SSK'nin 0.212. 543 63 75 numaralı telefonundan dahili 3080'i çeviren her vatandaş bu gerçeği görebilir. Bu ül- kedeki bir sürü etiket ve unvanda ol- duğu gibi SSK'de yaratılan 'danışman doktor"luk kavramının da içi boştur." 6 Tuzun Kokması' Kuran Kurslam mı? MUKTAZA DEMİR "Et kokarsa tuzlarız. Ya tuz kokarsa!.." Milli Eğitim'e bağlı ilköğre- tim okullarının resmen Kuran Kursları'na tahsis edilmiş ol- ması, (geri çekilmiş gibi gö- rünse de) laik-demokratik ka- zanımlarımızın kaybedildiği son sivil kurumdur. Biranlam- da son kaledir. Bundan öte kaybedeceğimiz ne kaldı?.. Her sokağa cami, kamu ve özel kesime ait her binaya mescit, her mahalle ve kasa- baya imam okulu açılmasın- dan sonra, ilköğretim okullan- nın da dinci gençlik üreten merkezler haline getirilmesiy- le birlikte başka temel kurum kalmadı. Laikliğin kaleleri ya bir bir yıkılıyor, ya da içten ele geçiriliyor. Aydın ve liberaller ne mi yapıyor? Bakıyor, kayrt tutuyorlar. Nazi Almanyası'nın demokratlan gibi... Oturup, sı- raiarını bekliyorlar, kuzu ku- 2u.. Medya! O şimdi başka iş peşinde. "Vatan, millet, laiklik, demokrasi" gibisorunlaraza- man ve emek harcamanın bir "getirisi" olmadığı; hatta be- del ödendiği için, "büyük" medyamız artık bu işlere bak- myor. Ya muhalefet. Grup toDİantılarında ve kürsülerde çck iyi mücadele ediyor(ar(!) ana, halk anlamıyor ki... Yokyok.. birşey olmaz, ben fazla evhamlıyım. Bak kosko- caKenan Evren bile rahat... 12Eylül sürecinde kürsülerde ayet ve Kuran okuyordu, şim- di Marmaris'te çıplak model- !e«e "Nü " yapıyor. Aslında ya- % kalkıp her gün "rahmet" okuduğumuz(l) 12 Eylül'cüle- nr "llköğretimde din dersleri zvunludur" kararlarından sonra okulların medreseye dönüştürülmesinin yolu da aplmıştı. Demokrasinin koru- yuculuğunu askere bırakıp ysn gelip yatanlara da bir çift sczüm var: Bugünlerde uzun ıcun kulaklarınız çınlıyor mı?.. 'önce Yahudileri götürdü- lesesimiz çıkmadı" demiş- lodi, Alman demokratlar. Ön- cs din derslerini "seçmeli" yaıtılar. Baktılar ki aydınları- mzdan yeterii tepki yok, "zo- rwlu"ya çevirip bitiriverdiler... Aapça Kuran kursunda da yüntemleri aynı, "isteğe bağ- h' diyerek açıyorlar. Zorlama yok; hem "dinde zorlama ol- nazki!.." peki daha sonra?!.. Sonrası ne gelecek, şimdi- oen görür gibiyim... Kursa ka- tön çocuklanmız, "iyi dindar, tebiyeli", katılmayanlar "din- sz. imansız" olarak nitelene- ak, süreç içinde maddi-ma- nevi baskıyla tüm çocuklan "kursa" zortayacak ve Kuran dersini "zorunlu" yapacaklar. Arkasından Frenk harfleri çö- pe... Gelsin Arapça!.. Kuran dersi alan çocuklar başı açık mı öğrenecekler Kuran'ı? Hâ- şâ!.. Sümmehâşâ!.. Dahaye- di yaşlannda başlayacaklar örtünmeye. Kızlar peçe-tür- ban takacak, erkekler fes... "Ağaç yaşken eğilecek". Ve.. elbette yann başlamayacak- lar. Hiç aceleleri yoktur. Her "dönüşüm", yani karadevrim mehter yürüyüşüyle olacak, i- ki ileri bir geri. Ütopik mi söylediklerim; mi- zah mı yapıyorum? Komplo teorileri mi üretiyorum? Böyle düşünenler eğer ahmak veya kötü niyetli değilse okuyup- incelemeyen veya tehdidi al- gılama zoriuğu olan "garip" tiplerdir. On yıl önce Islamcı partinin tek başına iktidar ola- cağını düşünür müydünüz? Bugün var!.. Ne diyordu Fet- hullah, "Hızlı gitmeyin, sabır- lı oluni. Tepki aldığınızda ge- ri çekilin, ama asla vazgeç- meyin!.." AMGT'nin Köln şeh- rinde yaptığı kongreye katılan Erbakan, Karamollaoğlu, I. Halil Çelik, Halil Ürün, günü- müzün Başbakanı Tayyip Er- doğan ve katılımcılara, Divan Başkanı Harun Aytaç yemin ettirir: "Adil düzen için canla başla çalışacağıma söz veri- yorum." AMGTnin bir üst dü- zeyyöneticisi, "Türkiye'de ya- salarelvermediğiiçin 'adil dü- zen' diyoruz. Aslında söyle- mek istediğimiz, şariat düze- nidir"{*) demektir. Abdullah Gül AB yetkilileri- ne çok gücenmiş: "Onlarca kez söytedim" diyor, "Başör- tüsü zulmünün ileheme rapo- runda yer alması için..." So- nundaTürkiye'yi AB'ye alma- yacaklarını kavradı hazret. AB'nin de gözü açıldı. Maz- lum rolü oynayıp, şeytana kü- lahı ters giydirenleri gördüler sonunda. Amaçlannı da. Tür- bana geçit vermiyor, tüm ku- rumlarda yasaklamak için ha- ZHİıkyapıyorlar. İktidar AB ko- nusundaki çabalannı rölanti- ye mi aldı?.. Yeni taktik şu: "Nasıl olsa bizi AB'ye almayacaklar. En iyisi sıkı AB'ci görünüp, karşı devrim reformlarını tek tek gerçekleştirelim." İlköğretim okullarına Kuran kursu veril- mesi esaslı bir karşı devrim hareketidir. Atatürk Türkiye- si içinse, sonun başlangıcı... www.pirvakfi.8m.com. E-mail: pirvakfj.yahoo.com C) 14.04.1997, Cumhuriyet gazetesi. Metin Gür. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak n turk.net ÇtZGtLÎK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci ' mynet.com SAHİBİNDEN SATIUK FORD FOCUS 2OO1 Güvenlik Paketli, Klima+ABS 0 532 232 88 68 0 532 384 21 41 KEDİ LEVO APTÜüKA aptullıo hotmail.com ^n:_4 z&^k: AMAM MA3IU OLSA AB*Y£ OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(h yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12Arahk icinc.nuinUas-arikan.com </£ FRANKSINATRA'NIN 'YOLU , UfJLÜ OYUKICUSU OLMüÇTU. CAZ VE HAP/P AJÜZİKTE US- , SU PİLMfYLE 8/>çAeMiçrr. ( ) oya/VCCf OSC*g'r/V/ SUMA- süeep£ ZÎUEMADA DA G£CİKM£MlÇ7İ. : "Yüt£££K SoSy£T£ */JT3Ç-, BAZJ CU-tı MICUl. GÛıUAM ", "t/AHÇi H4/t/K4r"... ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Selam Olsun Sergiler, söyleşilerle Dino yine gündeme geldi. Öldü mü, dünyamıza yeniden mi geldi karar vere- miyor insan. Ânısına yayımlanan çağn kartları da ayrıca ilgi çekiyor. Tüm renkler var, maviler, griler, pembeler, eflatunlar. Siyah yok yalnız. Bir de kır- mızı var, Abidin'in imzası. Kırmızıya çağn gibi yer alıyor maviler arasında. Bu renkli kart Abidin'den bir çağn gibi. Ama Gü- zin Dino'nun imzası da var. Renkler bitmiyor, bi- rinden ötekine dönerek bir şenlik oluşturuyor. Ben de güzel geziler yaptım bu renkli çağnyla. Ressam dostum Daver Darende'yle söyleşileri- mizde izledim mavi günleri. Maviler, pembeler, ef- latunlarla sarmaş dolaş söyleşiyor insan. Mavi ner- de bitiyor, pembe nerde başlıyor, eflatun nerde, ye- şil nerde karar veremiyor, tüm renkleri bir arada, aynca bağımsız bir çizgide yaşıyor insan. Bu renk- leri "Güzin'in Dino'lan" diye adlandınyor kimi dost- larım. Galiba doğru değil. Dinolar sarmaş dolaş renklerde. Mavi nerde başlıyor, pembe nerede bel- li değil. 10. yılda belleğimde canlanan ilginç söyleşiler var. İki eski dost, Abidin Dino ve Melih Cevdet Anday Istanbul'u geziyor bir gün. Galata Kule- si'nde bir söyleşi güzel parıltılar oluşturuyor. Abi- din açıklıyor dostuna: - En sevdiğim şey vapur düdükleridir.. Söyleşi ilginç konulara yöneliyor giderek. Melih Cevdet Anday, 19'uncu yüzyılda yapılan camiler- le oluşan uygariığı vurguluyor. Dino da şöyle ya- nıtlıyor. - Ahşap yapılar kalsaydı, Venedik çocuk oyun- cağı olurdu Istanbul'un yanında. Soylu bir kenttir Istanbul, diyor Melih Cevdet. Derken Leopold Levi ile Picasso geliyor iki dos- tun söyleşisine. Abidin Dino, " Leopold Levi, Avig- non'da Picasso'ya rastlıyor bir gün. Picasso, Is- tanbul Avignon gibi güzel mi, diye soruyorLevi'ye. Leopold Levi de Istanbul'un güzelliklerini anlatı- yor Picasso 'ya", diyor. Istanbul'dan sonra Paris'i dar bulacağını söylü- yor Abidin Dino. Daha yassı ve dar bir kent, diye düşünüyor, Paris'i. Söz Galata Köprüsü'ne geliyor derken. Abidin Dino, Köprü'deki çiçek resimlerinden çok etkilen- diğini söylüyor dostuna. Sonra ver elini Çiçek Pasajı. İki dost mutlu ko- nuşuyor, eski günleri anıyor pasajda yürürken. Dahası var, ünlü ozan Aragon, Paris'e her geli- şinde Nâzım Hikmet onuruna akşam yemeği dü- zenliyor. Simonof ve Neruda gibi ünlü kişiler de yer alıyor sofrada. Uzun söyleşiler yapılıyor. Abi- din Dino, Aragon'un şiirlerini seslendiren Moniq Morelli'nin plağına Aragon'un eşi Elsa'nın elleri için şiirsel desenler çiziyor. Çok mutluyum, bunlan yaşayan bir kişiyim. Du- yarak, dinleyerek, düşüncemde yeşerterek... Dino'ya selam olsun. adı sanı, deseni, çiçeği im- zası ile olaylar, anılar üretiyor durmadan. O ürün- leri yaşayan bir kuşağın insanı olarak mutluluğu- nu derinden hissediyor, Abidin'e ve tüm Dino'lara teşekkür ediyorum. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Güzel koku- lu ve saç lülesi göriinüşünde çiçekler açan bir süs bitkisı. 2/Rütbesizas- ker...Piston. 3/ Anlam... Ke- 6 mirgen bir hayvan. 4/ Ay- nı dinin içinde tasavvufa da- yanan ve ilke- lerde birbirinden ay- nlan, Tann'ya ulaşma yollanndan her biri. 5/ Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kıtık gibi şeyler... Pa- nama'nın plaka işare- 6 ti. 6/Birnota... "Tek 7 başıma olsam şaha 8 gedâya kul ol- 9 mam'Viran olası hanede evlad ü —- var"(Dertli). II Bal koymaya yarayan küçük tekne... Ateş. 8/ FL R. Gürpınar'ın bir romanı... Kerestesi ve reçinesi beğenilen bir orman ağacı. 9/Bilgiçlik taslayan kim- se... Telefon sözü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Hasırdan örülmüş kulplu torba... Saka Türkle- rinin bir destanı. 2/Vücutta biriken azotlu mad- de... Çarpık. 3/Gelecek..."—Gündüz": Yazan- mız. 4/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 5/"Yi- ğit yiğidin yoldaşL' —- yiğidin öz kardaşı"(Ka- racaoğlan)... Osmanlı donanmasında tümgenera- le eş rütbe. 6/Eş, kan. 7/Gözü kapalı inanılan dü- şünce; dogma... Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. 8/ Pusank... Denize uzanan dar ve alçak kara parçası. 9/ Çirişli bir çeşit parlak bez...Japon lirik dramı. ZIRALIK ODA Geleceğini kurtarmasının tek yolıı, işini öldiirmek! 1 ^ ^ Cumliurryet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle