Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12ARALIK2003CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
İbtilal
KLASİK tanımlan vardır ihtilalin: Patlama biçimin-
de ve halk yığıniannın desteğiyle olur; bir rejimin
ve düzenin yıkılmasıdır; genellikle gürültülü patır-
tılı ve kanlıdır; kurumlan ve kuralları kökten değiş-
tirir, falan filan. Bu bakımdan, ihtilal, askeri ya da
sivil basit hükümet darbelerinden farklıdır.
Ama, bütün ihtilallerbu klasik tanıma uymaz. ör-
neğın, kimi yazarlarca "Anadolu Ihtilali" diye ad-
landırılan "Istiklal Harbi", baştaTürkiye Büyük Mil-
let Meclisi olmak üzere bazı kurumlan açısından bir
bakıma "ıhtilal"d\r ama, savaş yanı ağır basan ve
rejime ilişkin asıl amacı uzun süre saklı tutulan bir
ihtilal. Sonrası, yani başlangıçta "/nta/ap"lardenen
ve kımilerince bugün de o adla anılan "devrim"ler,
kurum, kural, hatta düzen ve kültür değişikliği ba-
kımından gerçek bir ihtilal niteliği taşır; gelgelelim,
"patlama" yönü ve kitle katılımı eksiktir; her şey uzun-
ca bir döneme yayılır ve tepeden aşağıyadır. Böy-
le olduğu için de, olup bitenleri tam olarak adlan-
dırmakta hâlâ güçlük çekeriz.
Bu gibi ihtilaller için bazen belli bir gün ve tarih
söylenir; o da eksiktir genellikle: Versailles zinda-
nının halk yığınlarınca işgal edildiği 14 Temmuz
1789 günü, büyük Fransız Ihtilali'nin özünü temsil
eder mi? Bizim için de böyle bir tarih aransa bile,
Kemalist Devrim açısından hangi tarihi alabilirsiniz?
Türkiye, aslında, biryıldır bir "ihtilal" yaşıyorda,
adını koyamıyoruz. Belki, yanm yüzyıldır süre-
gelen bir "karşıdevrim".
Daha dogrusu, "karşıdevrim "in çok ustaca ta-
mamlanışı, noktalanışı.
Söz konusu olan, Kemalist Cumhuriyetin yıkılma-
sı ve Ikinci Cumhuriyetin kurulmasıdır.
Birazınlık eliyle: Başlangıçtan beri cumhuriyetin
laik yönüne karşı olup bunu hilafet derecesine var-
dırmayanlar ile cumhuriyetin devrimci niteliğini Av-
rupa benzeri klasik bir durgunluk devletine dönüş-
türmek isteyenlerin el ele verdiği bir azınlık. Ama,
halk yığınlannı yoksulluk, eğitimsizlik ve yönsüzlük
yanlanyla yakalayıp yavaş yavaş çoğunluğa dönüş-
türmeye başlamış bir azınlık.
Nitekim, son seçimler, benzeri az bulunur bir pi-
yango niteliğiyle, kayıtlı seçmenlerin dörtte birinin
oyunu Meclis'te üçte iki çoğunluğa dönüştürerek
bu sürecin hızlanmasını ve hatta "demokratik" bir
nitelik kazanmasını sağlamıştır.
Bu alaturka ve alafranga karışımı özgün ihtilal,
şimdı Kemalist devletin son kalıntılannı orta-
dan kaJdırma peşindedir.
Her şeyden önce, ilginç bir taktikle: Arada bir, ör-
neğin eğitimde ve kamu yönetiminde geriye doğ-
ru köklü adımlar atıp tepkiyi ölçerek, tepki büyük-
se şimdilik geri çekilip elverişli günü kollayarak, bir
yandan Islamın en koyu yandaşlanndaki dinci uy-
gulamaları bu topluma aktarırken gerektiğinde bir
süre için de olsa Hıristiyan Batı'yla işbiriiği yapmak-
tan çekinmeyerek, bu amaçla dış politikada zaman
zaman en büyük ulusal davalardan bile vazgeçe-
rek.
Kemalist cumhuriyetçilerin uyuşuk seyirciliği
sürüp gittikçe.
Cumhuriyetin Temeli: Laik Eğitimdir... PENCERE
Cumhuriyetin kuruluşu, ilginç bir de\Tİmdir, öbür
devrimler gibi bir burjuva ya da işçi sınıfı yoktur
ardında. Yeni insanı, yeni toplumu devrim yaratacaktı,
elbette yeni altyapıyı da. Bu yüzden "eğitimi" Kurtuluş
Savaşı'nın sürdürümü sayıyordu Önder.
Mehmet BAŞARAN
K CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ
ARAUK 2U03 AYIETKİNÜKLBU (2)
Y
eni devletin kuru-
cusu Mustafa Ke-
mal'egöre, Cum-
huriyet Dönemi
eğitimi, "Kurtu-
luş SavaşTnın sürdürümü (deva-
mı) olacaktı. Düşmanı yurttan
kovmakla tam bağımsız, çağdaş
bir toplum olunamazdı. Daha
Sakarya Savaşı yıllannda öğret-
menlere şöyle diyordu:
"Şimdiyekadarizienen öğrenim
ve eğitim usullerinin milletimizin
tarihsd gerikmesinde önenıli bir
neden olduğu kanaatindeyinı.
Onun için bir milti terbiyeprogra-
nundan bahsederken eski devrin
hurafelerinden ve fitri vasıfları-
mı/la hiç de münasebedi olmayan
yabancı fikirierderu Doğu'dan ve
Bau'dan gektı bütün etküerden ta-
mamen uzak, milli seciye ve tari-
himizlc orantüı bir kültür kastedi-
yonım."(16.VI.1921)
"Kurtuhış", yüzyıllardu- Do-
ğu Batı etkilerkiyle, hurafelerle
kuşatılmış beyinlerimızin de kur-
tuluşu olmalı, laik eğitimin özgür-
leştireceği kafalarla, bilimin yol
göstericiliğiyle kendi sorunlan-
mızı kendimiz çözebilmeliydik.
Geçmiş dönemin "kulluk" eğiti-
mi, beyni tek yönlü koşullandı-
nyor, düşünme yetısini köreltiyor-
du. Ta başından beri böyle ol-
muştu.
Fatıh, îstanbul "u alarak ortaçağa
son vermiş ama, hemen hemen
aynı yıllara rastladığı halde mat-
baanın bulunuşu, onu ülkesine ge-
tırememişti. "Işte irtica budur"
diyordu Mustafa Kemal, yani ge-
ricilik.
Donmuş düşünceler, inançlar
yüzünden ilerleyen dünyaya ayak
uyduramamak Rönesans'ın, Re-
form'un. Aydınlanma Döne-
mi'nin, sanayileşmenin dışında
kalmak...
Halk egemenliğinin engelleri-
ni ortadan kaldırmak, anamalcı
dünyanın sömürü sarmalına düş-
meden kalkınmak, çağdaşlaşmak
kolay olmayacakt. Yeni yaşama bi-
çimıni gerçekleştirecek yeni top-
lum, yeni insan konusu düşündü-
rücüydü:
-\liDetirnilkt\apan,ilerieten,fe-
yiziendiren kuvvetler vardır: FT-
kir kuvveüeri ve içtimai kuvvet-
ler-. POdriermanasK. manaksc,saf-
satalarla dolu olursa o fıkirler has-
tadır. Günlük sosyal hayat alal ve
manüktan uzak, faydasz ve muzır
birtakım akideler ve ananelerle
dolmuşsa felce uğrar. Evvela fikir
ve içtimaiyat ku\Tetlerinin kay-
naklannı temizlemekle işe başla-
mak lazrnıdn-." (27X. 1922)
Cumhuriyetin kuruluşu, ilginç
bir devrimdır, öbür devrimler gi-
bi bir burjuva ya da işçi sınıfı yok-
tur ardında. Yeni insanı, yeni top-
lumu devrim yaratacaktı, elbette
yeni altyapıyı da. Bu yüzden "eği-
timi" Kurtuluş Savaşı'nın sürdü-
rümü sayıyordu Önder.
3 Mart 1924'te Halıfelik kaldı-
nldı. Devlet bir dünya kurumuy-
du, öbür dünyayla ilgisi yoktu. Ar-
dından, cumhuriyet aydınlanma-
cılığının temelini oluşturacak "Öğ-
retim Buüği Yasas* çıkanldı. Tüm
eğitim kurumlan Milli Eğitim Ba-
kanlığı'na bağlandı. "Bir ulus bi-
reyleri ancak bir türhı eğitim gö-
rebilir. Bir ülkede iki fürlü eğitim
(hem ınanç eğıtımı, hem akılcı
eğitim) iki türtü insan yetiştirir. Bu
ise, duygu ve düşünce biriiğini ve
dayaruşma amaçlanru tünıüyieyok
eder" deniyordu yasanın gerek-
çesinde.
"Mflktimifln, memteketnninnir-
fanvuvalan bir ohnah,bütün mem-
leket eviadı. kadın erkek, aynı su-
rette oradan çıkmalıdır." Cumhu-
riyet kuşaklannı yetiştirecek akıl-
cı, ulusal, çağcıl, karma, işlevsel,
demokratik cumhuriyet okuJu ola-
caktı bu da.
Öğretim BirJiği Yasası'nın ar-
dından çıkanlan öbür yasalarla,
batı] itikatlann, hurafelerin, zarar-
lı düşüncelerin kaynaklannın da ku-
rutulmasına yönelindi. Dünyaya
bilimsel gözle bakmaya engel olan
hava, değiştirilmeye başlandı.
Medreseler, tekkeler, zaviyeler,
türbeler kapatıldı. İzlencelerden
Arapça, Farsça dersleri, din ders-
leri çıkanldı.
Insanlan yaşamdan soğutan, çağ
dışma iten, ortaçağ kalıntısı kul-
luk, ümnıet eğitimiyuvalannın et-
kınliklenne son verildi.
1928'de anayasadakı "Türkiye
devktinnı dini Isiam dinidir" mad-
desi kaldınldı. En ileri devlet bi-
çıminin, laik \ e demokratik cum-
huriyet olduğu vurgulandı. Gerek-
çeye göre amaç, "duıi" yüceltmek;
yönetici, politikacı sömürüsünden
kurtarmaktı.
İlke: Ulusal eğitim
Cumhuriyet eğitiminin büyük
sorunu "ümmet'i ulus, kul'u,yurt-
taş" bilincine ulaştırmaktır. Bu
da, ulusal eğitimle olacaktır.
"Ulusal eğitim ilke olarak abn-
dıktan sonra onun dilini, yöntemi-
ni, araçlannı da ulusal hale sokma-
ıun gerekliliği tarttşılmazolur. Ulu-
sal eğitimle yetiştirilen, olgunlaşu-
nlan bu kafalan bir yandan da
paslandıncL uyuşturcu, gereksiz,
saçma sapan inanışlar vedüşünce-
lerie doldurmaktan da özerüe ka-
çuımakgerekir''
Evet, yetişeru özgürleşnncı, sağ-
lıklı bir düşünce eğitimi olacaktır
bu. Abece,bu nitelikte bir eğitimi
yaygmlaştırmak için değıştirilir.
Ardından Dil De\Timi gelir. tn-
sanlar özdilleriyle yaşamı, dünya-
yı algılayıpyorumlayabilir; özdil-
leriyle düşünüp, yaratıcı olabilir-
ler çünkü. Cumhuriyet okulunun,
ulusal dılle eğitim yapması sağla-
nır.
Eğitim kesimindeki Kurtuluş
Savaşı, düşmanı denize dökmek-
ten daha zordu. İnsanı değıştir-
mek zordu çünkü. "Kafalardayer
etmiş bir kör inancı değiştirmek,
atomu parçalamaktan daha zor-
dur" der Einstein. Bizde de med-
rese geleneğı, alttan alta sürüyor,
geçmişin koşullanmalan, engel-
ler yaratıyordu. Ancak Köy Ens-
titüleriyle, cumhuriyet kendi eği-
tim kurumlanna, yaratıcılığına ka-
vuşmuştur. 194O'lı yıllarda ger-
çekleştirilen dünya başyapıtlan-
nın dilımize kazandınlması devi-
nimi, Köy Enstitüleriyle sürdürü-
len brsal kesim yaşamını canlan-
dırıcı eğitim seferberliği, Türk ay-
dınlanmacılığının İMne kazanma-
sıdır. Kurtuluş Savaşı coşkusuyla
yürütülen eğitim seferberliği, ül-
keyi eğitim alanına dönüştürmüş-
tür. Hazırlanan lOyıllıkplana gö-
re, 1956'da tüm köyler, işlikh, ders-
likli, uygulama bahçesi, okul top-
rağı olan üretici, laik, demokratik
eğitim binmlerine ka\aışmuş ola-
caktı...
Ne ki, Ikinci Dünya Savaşı son-
rasında çok partili yaşama geçilir-
ken, tüm Cumhunyet dönemi ka-
zanımlan oy pazanna sürülmüstür.
Yeni değerler, tam kökleşip yeşer-
meye başlayacakken, karşıdevrim
boyutunda saldınlara uğramıştır.
ÖzelliJde de, Mustafa Kemal in
Kurtuluş'un sürdürümü saydığı
eğitim savaşımı... Doğrudan Cum-
huriyetin temeline, Oğretim Bir-
bği Yasaa'na indirilmiştir kazma.
Önce CHP'nin sağ kanadınca. Iş-
te, Başbakan Şemsettin Günal-
toy'ın TBMM'de övünmesi:
"tlk mekteplerde din desleri
okutnmnarya baştoan bir hiiküme-
tin başkanıyım. Bu memlekette
Müslümanlara namazlannı öğret-
mek, ölülerini yıkamak için imam
hatipkurslan açan bir hükümetin
başkanıyım. Bu memlekette Müs-
lümanhğm yüksek esaslannı öğ-
retmek için ilahiyat fakültesi açan
bir hükümetin başkanryım."
Köy Enstitüleri kapatıldı, Hal-
kevleri kagatıldı, giderek DP dö-
neminde Oğretim Birliği Yasası
çiğnenerek yaygınlaşan din okul-
lanyla "iki türhı eğjtnne", *iki tür-
lü insan yetistirmt^e" geçıldı.
Atatürk yolundan, bilimin yol
göstericiliğinden uzaklaşmak, ge-
riciliği azdırdı. Türk-fslam sen-
tezciliği, anayasaya konan zorun-
Iu din derslen... En büyük terör,
eğitim kesiminde yaşanan yoziaş-
ma teröriiydü; aklın, bilimin v«ri-
lerine,laikeğitimesırtdönülmesiy-
dL
Mustafa Kemal'in sözleri her
zaman göz açıcı, bilinç tazeleyi-
ci: "Benim Türkuhısu için yapmak
istediklerim ve başarmaya çahş-
dldarun ortadadır. Benden sonra
beni benimsemek istey enler. bu te-
mel eksen üzerinde akıl \c büimin
rehberliğini kabul ederlerse, mane-
vi mirasçdanm olurlar»"
Kurtuluş; akhn, bılımın yol gös-
tericiliğinde...
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
öykü Ustalarımız: 2
Mehmet BAŞARAN'ın Öykülerl
(15 mtâ 2003 P«artrt SaC HUN)
Yer Cumhunyet Krtap Kulubü
Istıklal Cad Zambak Sok. No- 4 D: 1 -2
Beyoğiu/ISTANBUL
Tel: 0 212/252 38 81-82
Btriter yazarfarSendtesı ve KOOP-C pg<<ğ, * OLzeDermektKk bteşg ıe *mese 3Ç»or
Kaleteryarrtz Pazaraartıl nef gun saat 1ÛÛ0-2' OOarasıaçor
Bir Başka Bayram...
Prof. Dr. Necdet TARKAN Emekli Öğretim Cyesi
C
umhuriyet'in okur-
lanna armağanıy-
dıbu bayram... Bü-
yük şehrin gürültüsünden
hiç değilse birkaç gün uzak
kahna amacı ile YAPI-C
AŞ'nin Cumhuriyet okur-
lan ve dostlan için düzen-
lediği "Göko\îi'da Şeker
BajTanu" gezisine katıl-
dım. Ankara"dan başlayan
uzun bir otobüs yolculuğu
sonunda Gökova-Akya-
ka'daki Yücelen Otel'e
YILBAŞIÖZEL GAZETESİ
Cumhuriyet
ÖZEL EK: 2 6 Aralık 2003
26 Aralık Cuma günü yayınlanacak Yılbaşı Alışveıişi özel gazetesinde
Alışveriş merkezlerinde Yılbaşı etkinlikleri ve kampanyalan,
Tekstilden a>
r
akkabıya, çocuk giyiminden parftimeriye kadar seçkin
markaların Yılbaşı armağan seçenekleri, ve
Yeniyıl kutlama ilanları yer alacak.
M MERKEZ
REKLAM
Reklam vermek için
354 33 73-74
ulaştık. Sabahın erken sa-
atlerinde vardığımız yerde,
bilinen türde büyük birotel
binası yerine, yemyeşil
ağaçlar ve rengârenk çi-
çekler arasına serpilmiş
küçük villalardan oluşan
bir tesis bulduk. Bu güzel
kuruluş, ünJü mimarlan-
mızdan Nail Çakırfaan ta-
rafindan planlanmış. Her
biri farklı görünümde olan
konutların tümünde, yö-
reye özgü yapı öğeleri kul-
lamlmış. Catılar, bacalar
ve balkonlar ilk bakışta
dikkati çekiyor. Bina içle-
rinde görülen ahşap süs-
lemeli tavanlar ayn güzel-
likte. Bu huzur verici gö-
rünüme, tesis görevlileri-
nin dostça karşılamalan
da eklenince, yol yorgun-
luğumuzu unutu\erdik.
Daha sonraki günlerde,
Dah/an, Iztuzu Plajı, Ka-
unos Kaya Mezarlan, Köy-
ceğiz, Ula Evleri, Azmak-
başı ve Marmaris gezile-
rinde unutulmaz güzellik-
lerkarşıladı bizleri. Sazlık-
lar arasında dolana dolana,
denizkaplumbağalanmn
(caretta caretta) bannağı
Iztuzu kumsahna ulaşan
Dalyan ile Gökova Körfe-
zi'nin dantel gibi işlenmiş
kıyılan, eşine az rastlanır
doğa tansıklan (harikala-
n)...
Bir akşam yemeğinden
sonra, Sayın Sami Kara-
ören'in üç güzel şiirle aç-
tığı toplantı; am, fıkra, şi-
ir ve şarkılarla renklendi;
sonunda topluca söyledi-
ğimiz Onuncu Yü Marşı ile
duygu yüklü bir dostluk
şölenine dönüştü...
Gökova, hoş kokulu
günlük ağaçlan ve çam-
larla kaplı yamaçlann or-
ta yerinde, yeşilin her to-
nunu sergileyen göz ahcı
bir ova. Bu yörenin güzel
oğullanndan biri, rehberi-
miz M. Serdar Dere, Ha-
BkarnasBahkçjsınınyakın
dostu Prof. Dr. Şadan Gö-
kova'run yeğeni imiş. Da-
yısının bir Çerkez söylen-
cesinden yaptığı uyarla-
mayı ezbere okudu bize.
Ben de, Gökova'nın gün-
lük kokulu yeşillere bü-
rünmüş görkemli tepele-
rinden esinlenerek yapıldı-
ğını düşündüğüm bu uyar-
lamayı yazımın sonunda
yinelemekten kendimi ala-
mıyorum:
Dağlar kanatuydı eski-
den
Canlanistediğindeuçar
ve konaıiardı
Dağlann uçması ryiy di
de konması kötüydü
Toprak Ana'nın canuu
acıoyordu
Bunu gören Tann acıdı
da Toprak Ana"ya
dağlann kanaüannıkes-
ti
Kesilen kanaüar bulut
oklu
Ondandır bulutlann
dağlara dağtara koşması
Dediğim gibi, bu bay-
ram bir başka bayramdı!..
İSTANBUL MANİFATURACILAR
ÇARŞISINDA SATILIK DÜKKAN
Mülkiyetı Vakhmıza aıt Îstanbul Ili, Emınonu Ilçesı, Hacıkadın Mahallcsı, Ataturk
Bulvarı, Îstanbul Manıfaturacılar Çarşısı'nda 5.Blok, 5472 kapı no.lu diıkkan, kapalı
zarfla teklıf ahnmak suretıyle satılacaktır.
1. Satılaeak taşınmazın muhammen satış bedeli 120.000.000.000.-TL ve geçicı
temmatı 30.000.000.000.-TL.dır.
2. Ihale 24/12/2003 Çarşamba gunu saat 15.00'te T.Garantı Bankası A.Ş. Emekli
ve Yardım Sandığı Vakfı, Halaskargazı Cad. No:278 Kat:8 Şişlı/Istanbul adresmde
yapılacaktır.
3. Teklif mektuplan cn geç 24/12/2003 Çarşamba günü saat 12.00'ye kadar >ııkandaki
adrese veriJecek veya aynı gun ve saatte belirrilen adreste bulunacak şekılde posta
ile gonderılebılecektir. Postadaki gecıkmeler kabul edilmeyecektır.
4. Vakhmız 2886 sayıh kanuna tabı olmamakla, ihaleyi dıledıği kişı ve kuruluşa
vcrmcktc vcya ıhaleyı yapıp yapmamakta serbesttır.
5. Satış hakkında daha geniş bilgi, Genel Mudurluğumuzden şahsen veya
(212) 230 39 40 no.lu telefondan temin edilebılır.
TÜRKİYE GARANTÎ BANKASI A.Ş.
MEMUR VE MÜSTAHDEMLERI
EMEKLİ VE YARDIM SANDIĞI VAKFI
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
En Büyük Düşman:
Rauf DenktaşL
Amerikan "neoconileri" Irak'a savaş açmaya ka-
rar vermişlerdi; dünyanın en güçlü patronları pet-
rol coğrafyasına el koymak için yanıp tutuşuyor-
lardı.
Bush tayfası Irak'a kuzeyden de dalmak için
Türkiye'yi savaşa katmak istedi...
Bizim medyada birdenbire öylesine savaş yan-
daşlan türedi ki insanın aklı durur!..
Ne diyorlardı:
"- Türkiye ya bu savaşa katılıp dönyada ve Or-
tadoğu 'da etkin bir devlet rolüne çıkarak gelece-
ğini belirieyecek ya da olayın dışında kalarak ta-
rihsel bir fırsatı kaçırıp uluslararası sahneden sili-
necek..."
- Peki, ne yapalım?..
"- Irak'a kuzeyden Amerikan kuvvetleriyle dala-
lım, ayağımıza gelen fırsatı kaçırmayalım..."
Medyada ortalığı tozu dumana katanlann bini bir
para idı...
Tam bir savaş azgınlığı ortalığı sardı, tozdan du-
mandan ferman okunmuyordu.
•
Peki, ya Türkiye şimdi Irak bataklığında işgalci
güç olarak bulunsaydı?..
Neolurdu?..
Çok büyük bir tehlıkeden biraz da rasgele sıyn-
labildik; ama, bizim medya savaşçıları oturup bir
özeleştiri yaptılar mı?..
Hayır!..
öğrenildi ki medyanın büyük bir bölümü, Türki-
ye Irak savaşına katılsaymış, öncelikle petrolden
çok para kazanacakmış; savaş azgınlığı para ko-
kusundan kaynaklanan birhırsın sarhoşluğu ımiş...
•
Şimdi bu savaşçıları ikinci bir azgınlık sardı; Kıb-
ns seçimleri nedeniyle ortalığı birbirine katıyorlar;
gözleri dönmüş, dengelenni yitirmişler...
Inanılırgibi değil...
Düşman kim?..
Rauf Denktaş!..
Kıbrıs'taki küçücük Türk toplumunda seçim ya-
nndan sonra yapılıyor; bakalım kim kazanacak?..
Biraz serinkanlılık gerekmez mi?..
Ancak medyadaki Denktaş düşmanlığının az-
gınlığa dönüşmesi ilginç...
Bu işin altında bir iş var!..
Çünkü Kuzey Kıbns'taki seçim Kuzey Kıbns se-
çimi değil...
AB en başta seçimin için de..
ABD seçimin içinde..
Kıbns Rumları seçimin içinde..
Yunanistan seçimin içinde..
Kuzey Kıbrıs'taki 120 bin Türk seçmenın üstü-
ne dünya güçleri abanmış..
Büyük güçlerin hepsi de ellerini seçim sandığı-
na sokmuşlar..
Şaka değil..
Peki, bizim medyadaki savaş azgınlan neden bu
seçimde yine azgınlaştılar?..
•
Bir rastlantı mı?
"Irak'a kuzeyden dalalım" diyen savaş azgınla-
n geçmişte PKK'yi gözetiyorlardı; bugün Kıbns'ta
Ver kurtul'cu\ar\n yanında yer almakla kalmıyor-
lar; Denktaş'ı hedef tahtası yapıyoriar...
Kuzey Kıbrıs'ta pazar günü seçim var; çok me-
rak ediyorum...
Kim kazancak?..
Kuzey Kıbns'taki 120 bin seçmen baskıyadire-
nip dayanabilecek mi?..
J
SOSYAL DEMOKRASİ VAKFI
Konferans
21. YÜZYILDA
SOSYAL DEMOKRAT
POÜTİKALAR
13 Aralık 2003, Cumartesi
Ceylan Intercontinental Otel
Taksim / İstanbul
Açış konuşması - Ercan Karakaş (SODEV Bşk.)
l.Oturum (09.45-1230)
Sosyal Demokrat Terael Değerler ve Gelecek
Moderatör: Aydın Cıngı (SODEV Bşk.Vk.)
tsmaıl Cem (YTP Genel BşkJ
Hasan Bulent Kahraman (Oğretim Üyesi, Yazar)
2,Otunım (1330-15.00)
Küreselleşme Bağlamında
SD Ekonomi Politikaları
Moderator:Prof.Dr. Burhan Şenatalar(TÜSES Bşk.)
Kemal Derviş (CHP Genel Bşk. Yardımcısı)
Prof. Dr. Hurşit Guneş (Öğretim Üyesi)
3.Otunım (16.00-1730)
SD, Çalışanlar ve Sosyal Politika
Moderatör: Prof. Dr Zafer Üskül (Öğretim Üyesi)
Prof. Dr. Meryem Koray (Öğretim Üyesi)
Süleyman Çelebi (D1SK Başkaru)
SODEV - Sosyal Demokrasi Vakfı
Tel: 0212-292 52 52 Faks : 0212-292 32 33
web : www.sodev.org.tr
e-mail: [email protected]
BAĞCILAR AİLE MAHKEMESİ
2003 532
Davacı Erkan Pekesen tarafından, davalı Sevil Pe-
kesen aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan açık
yargılamasında;
Kadırga, Lıman Cad. Neviye Sok. No: 50 K: 2 Un-
kapanı Îstanbul adresınde bulunduğu bıldınlen davalı
Sevıl Pekesen'ın bu adresıne teblıgat yapılamadığın-
dan ve zabıtaca yapılan araştırmada da adresı tespıt
edilemedığinden, ilanen tebligat yapılmasına karar
venlmıştir.
Yukanda adresinde bulunduğu bıldınlen davalı Se-
vıl Pekesen'ın 29.12.2003 günü saat 09.00'da yapıla-
cak duruşmada hazır bulunması veya kendısıni bir
vekıl ile temsil ettırmesi. aksı takdırde. HUMK'nun
213 ve 377 maddelerı uyannca duruşmaya gıyapta
devam edıleceğı ve karar venleceğı hususu dava dı-
lekçesi, duruşma gün ve saatı teblığı yenne kaim ol-
mak üzere ilanen teblia olunur. 17.11.2003.
Basın: 61415 •/