Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2003 PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
EP Jessica Lynch
Nain mi Kahraman mı?
Sevgili,
Louis Ferdinand Celine'in, Yiğit Bener'in
gerçekten alkışlanacak bir ustalıkla dilimize ka-
zandırdığı, "Gecenin Sonuna Yolculuk" adlı eş-
si2 romanını, eğer okumadıysan mutlaka oku!..
/irminci yüzyıl yazınının devlerinden olan Ce-
line'in savaş olgusuna yaklaşımı gerçekten tüy-
lerürpertici derecede cesur.
Kendisini ateşe süren komutanını bile Alman-
lar kadar, hatta onlardan da fazla düşmanı gö-
ren bir askerin macerasını anlatan bu yaprt, aca-
basavaşın içinde piyasaya çıkmış olsaydı, Fran-
sa gibi bir ülkede dahi, Celine bozgunculukla
suçlanıp içeri atılmaz mıydı?
Zaten, Yahudi karşıtı görüşleri yüzünden Celi-
ne. ırkçılık, faşistlik, AJman işbirlikçiliği gibi dam-
galar yemiş, bir süre görmezden gelinmiş, lanet-
lenmiş bir yazar.
Aradan geçen zaman, bu içeriği kadar dili de
özgün yazann daha nesnel birbakışla irdelenme-
sinı sağlıyor.
Amerikan toplumunun geniş kesimlerinin Ce-
line çapında bir yazar ile ilgileneceğini ve onun
savaşa yaklaşımını irdeleyeceğini sanmıyorum.
Ama bugünlerde benzer birtartışmanın Er Jes-
sica Lynch'in kişiliği konusunda yapılacağı ke-
sin.
•••
Bildiğin gibi, Jessica Lynch, Bush'un Irak ope-
rasyonunda yer almış bir Amerikalı kadın asker.
Savaşın ilk günlerinde esir düşmüş olan Jessi-
ca, birkaç hafta sonra, yapılan bir operasyonla
kurtanlmıştı.
Dört ay süreyle bilincini yitirmiş biçimde has-
tanede yatan Jessica, bütün dünyaya son kur-
şununa kadar savaşmış kahraman bir asker ola-
raktakdimedildi.
0 artık ulusal bir kahramandı.
Savaş ilahlan her zaman kahramanlara gerek-
sinim duyarlar, doğrusu genç, güzel bir kadın
olan Jesicca tam aranan tipti; hem propaganda
makinesi, hem de zaman zaman onunla işbiriiği
halinde olan Holyvvood hemen Jessica'ya sanl-
dılar, kahraman genç kadının bir de filmi yapıldı.
Ne var ki gerçek açıklanınca, ortada kahra-
manlık falan olmadığı anlaşılıverdi.
Üstelik açıklamayı yapan Jessica'nın kendi-
siydi.
Er Lynch, Amerikan ABC televizyonuna yaptı-
ğı açıklamada gerçeği itiraf etti:
: Kahraman değilim. Tek el bile ateş etmedim.
Üstelik bunlaria da yetinmedi ve
- Baskına uğradığımız gün, arkadaşlanm beni
korumak için ölümüne çabalarken ben dizlerimin
üstüne çökerek korku içinde dua ettim, dedi.
Jessica'nın açıklamalanndan, kurtarma ope-
rasyonunun da Amerikan Savunma Bakanlığı'nın
yaptığı açıklamadaki gibi, Rambo filmlerini anla-
tan kahramanlık sahneleriyle dolu olmadığı çık-
tı ortaya.
•••
Jessica'nın bu açıklamayı neden yaptığını bir-
çok kişi anlamakta güçlük çekebilir.
Kahraman değil idiyse bile, hiç değilse bunu
açıklamaz ve kendi ülkesi ile ordusunu güç du-
rumda bırakmazdı.
Jessica'nın açıklaması, zaten gerekçesi yala-
na dayanan bir savaşı sürdürmek isteyenlerin
yeni bir yalanını daha çıkardı ortaya.
Bir açıdan bakılırsa, Jesicca savaştaki yalan-
lardan birini daha ortaya çıkararak ulusal dava-
ya zarar verdi.
Şimdi kimileri Jessica'yı, "gereksiz!" açıklama-
sı yüzünden, rahatlıkla hain ilan edeceklerdir.
Gerçekte acaba Jessica bir hain mi yoksa kah-
raman mı?
Er Lynch kahraman olmadığını bizzat açıkla-
dığına, hatta korkudan hiçbir şey yapmadığıni iti-
raf ettiğine göre, sorunun ikinci bülümü anlam-
sız görülebilir.
Ama korktuğunu büyük bir yüreklilikle herke-
sin gözünün içine bakarak söylemek, savaş ile
ilgili yalanlart elinin tersiyle iterek, öldürme ola-
yı hakkındaki gerçekleri dile getirmek ve böyle-
likle insanlann yalanlaria ölüm makinesine gön-
derilmelerine alet olmamak da çoğunluğun ak-
lını yitirdiği toplumsal histeri ortamında büyük bir
yüreklilik, hatta kahramanlık değil mi? Ne der-
sin Sevgili?
Mülkiyeliler Birliği vakfı
Doğan Avcıoğlu
için sempozyum
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-Mülkiye-
liler Birliği Vakfı'nca
"Doğan Avaoğra" ko-
nuiu bir sempozyum dü-
zenlendi. Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgi-
ler Fakültesi Prof. Dr.
Aziz Köklü Salonu'nda
dûzenlenen sempozyu-
ma katılan panelistler,
Doğan Avcıoğlu ile il-
gili düşûnce, görüş ve
anılarmı aktardılar.
Sempozyumun açılı-
şında bir konuşma ya-
pan CHP eski Genel
Başkanı Altan Oymen,
Doğan Avcıoğlu'nun,
1961 yılında Anayasa
Komisyonu üyesi oldu-
ğu dönemde fıkri tutar-
lıhğını sürdürdüğünü,
yaptığı çalışmalann bir
sonucu olarak, Anaya-
sa'ya hayır oyu verdiği-
ni söyledi.
Ankara Oniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakül-
tesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Sina Akşin de yaptı-
ğı konuşmada, Doğan
Avcıoğlu'nun Halkevle-
ri'ne ve o dönemde muh-
teşem bir kombinasyonu
yakalamış olan Köy ens-
titülerinin devamından
yana olduğunu ifade et-
ti. Araştırmacı yazar Yal-
çmKüçük, Avcıoğlu'nun
şaşmaz bir de\Tİmci ol-
duğunu bildirdi. Araş-
tırmacı yazar Gökhan
Atrigan da Doğan Avcı-
oğlu'nun halkın ve
emekçi sımfımn iktida-
n için büyük mücadele-
ler verdiğini ifade etti.
Ömer Dinçer, İGDAŞ Yönetim Kurulu üyesi iken yapılan usulsüz işlemlerden sorumlu tutuluyor
BaşbakanlıkmüsteşannadavaANKARA (Cumhurrvet Bürosu)
- Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa-
nsı'nm miman olarak bilinen Baş-
bakanlık Müsteşan Prof. Dr. Ömer
Dinçer hakkında, İGDAŞ Yönetim
Kurulu üyeliği yaptığı dönem ile il-
gili dava açıldı. Dinçer'in de arala-
nnda bulunduğu 142 sanık, "ihtila-
sen niteükii zimmet, sahte belge dü-
zerdemek, 4208 sayıh Kanuna muha-
lefet, ihaleye fesat kanştinna" iddi-
asıylayargılanacak. Dinçer hakkın-
da Yönetim Kurulu üyesi iken onay-
ladığı ihale ve işler nedeniyle 6 yıl-
dan 12 yıla kadar ağır hapis isteni-
yor.
Eyüp Cumhuriyet Savcılığı, ba-
sında yer alan haberleri ihbar kabul
• Kamuoyunda büyük eleştirilere neden olan Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'nm miman
Ömer Dinçer "ihtilasen nitelikli zimmet, sahte belge düzenlemek, 4208 sayıh Kanuna muhalefet,
ihaleye fesat kanştırma" iddialanyla yargılanacak. Dinçer hakkında Yönetim Kurulu üyesi iken
onayladığı ihale ve işler nedeniyle 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis isteniyor.
ederek İGDAŞ'ta 1994-2001 yılla-
n arasında yapılan usulsüzlükleri in-
celemeye aldı. Savcıhk soruşturma-
sının sonucunda Sedat AbduDah An-
soybaşkanlığındaki hesap uzmanla-
n îstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
bağlı kuruluşlarda çeşitli yolsuzluk-
lar tespit etti. Hesap uzmanlannın tes-
pitlenne göre hazırlanan iddiana-
made halen Başbakanlık Müsteşan
olan ve Kamu Yönetimi Temel Ya-
sa Tasansı'nm miman olarak bilinen
Prof. Dr. Ömer Dinçer'e yönelik
suçlamalar da yer aldı. Iddanamede,
toplam 142 sanık hakkında "nite-
Hkli zimmet, sahte belgedüzenlemek
ve ihaleye fesat kanşürmak" suçla-
nndan dava açıldı.
Dinçer hakkındaki suçlamalar IG-
DAŞ Yönetim Kurulu'nda bulun-
duğu dönerru içeriyor. Iddianamede,
1994-2001 yıllan arasında şirketin
ana sözleşmesinde belirtilen amaç-
lar dışına çıkıldığı savunuldu. Iddi-
anamede ana sözleşme dışına çıkı-
lan ve suç olduğu savlanan faaliyet-
ler, Güngören katlı otopark inşaatı,
Ümraniye Belediyesi inşaatı, îstan-
bul Halk Ekmek Bılboard, Kartal
Kavşak düzenlemesi, bazı şirketlere
borç verümesi, Kiptaş'dan konut alın-
ması, forma reklam bandı adı altın-
da spor kulübü derneğıne, bazı vakıf-
lara, Büyükşehir Belediyesi'nde istih-
dam edilen danışmanlara yapılan ve
şirketi zarara sokan ödemeler olarak
sıralandı. Iddianamede, tGDAŞ'ın
yeraltı boru hatlan döşenmesi ihale-
leri yolu ile birçok ihaleye usulsüz-
lük kanştınldığı ileri sürüldü.
Anılan ihale ve işlere onay veren,
aralannda Dinçer'in de bulunduğu
İGDAŞ Yönetim Kuruluüyeleri hak-
kında Türk Ceza Yasası'nın 202.
maddesi uyannca işlem yapılması is-
tendi. TCY'nin ilgili maddesi zim-
met suçunu düzenliyor ve 6 yıldan
12 yıla kadar hapis cezası öngörü-
lüyor. Bu suçun "akiatma vefrilinaçı-
ğa çıkmamasını sağlayacak her rür-
lü hileli faaliyette bulunmak suretiy-
le işlenmesi dunımunda faile 12 yıl-
dan az olmamak üzere ağır hapis"
verilmesi isteniyor.
DİSK
Çelebi
AKP'yi
eleştirdi
İstanbul Haber Servisi-
DlSK Genel Başkanı Sü-
leyman Çelebi, DtSK'in
kuralsızhk ve keyfiyet kar-
şısında sessiz kalmayaca-
ğını belirterek "Ekono-
mik ve Sosyal Konsey, hü-
kümetkrin keyiflerinceiş-
letecekkrvistedikleriniça-
gınp istediklerine sandal-
yedağıtacaklan bir yer de-
ğüdu-" dedı.
Çelebi, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan baş-
kanlığında önceki gün An-
kara'da yapılan Ekonomik
ve Sosyal Konsey toplan-
tısını terk etmelerinin an-
lık bir karar değil, sürecin
getirdiği birikimin sonu-
cu olduğunu belirtti.
Çelebi, yazılı açıklama-
sında, "Yasalan uygula-
maklayükümtüolanlann
keyfl tutumlan ve dayat-
malan kinıifcri için sindi-
rilebihr tavır olabilir an-
cakbu DtSKiçm geçerl de-
ğildir" görüşünü dıle ge-
tirdi.
Konsey'in yasası ve yö-
netmeliğınde kuruluşlann
temsil edileceği kişi sayı-
sının açık olduğuna dikkat
çeken Çelebi, son birkaç
toplantıda işveren kuru-
luşlannın sayısının sürek-
li olarak dayatma biçimin-
de arttınlmaya çahşıldı-
ğını bildirdi.
Cuma günkü toplantı-
da TOBB temsilcilerinin
sayısının 6'ya çıkanldığı-
m behrten Çelebi şu değer-
lendirmeyi yaptı:
"Emekçüerin her talebi-
ne, her tepkisine giderek
düşmanca bir tavır sergi-
fcyen iktidar, her kurnmve
kuruluşu yahuzca kendisi
gibi düşünenleıie buükte
olabileceği hale getirme
aravışı içindedir.
Adaletsiz bir seçim sfe-
teminin nimetlerindenya-
rarlanarak azmhğm oyu
ile Meclis'te elde enikleri
haksız çogunhıkla toplu-
mun üzerine baskı kur-
makisteyenlenyanılgılan-
nıeryadageçanlayacak-
lardn-."
İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Kamu reformu tasarısına tepki
KESK: Reform
değilyıkım
ANKAR.4 (Cumhuri-
yet Bürosu)- Kamu Emek-
çilen Sendikalan Konfede-
rasyonu (KESK) Genel
Başkanı Sami E\Ten, hü-
kümetin Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansı'nı
"Reform değü,yıtam" ola-
rak mteledi. Tasan ile sos-
yal devlet ilkesi ortadan
kaldınlırken, 80yıllıkka-
musal alanın tasfiye edil-
mek istendiğinı ve 65 mıl-
yon insanın birer müşteri
olarak görüldüğünü \-ur-
gulayan E\Ten, yurttaşlık
kavramının ortadan kaldı-
nlamayacağını belirtti.
Evren, dün düzenlediği
basın toplantısında hükü-
metin '^eform" olarak sun-
duğu Kamu Yönetimi Te-
mel Yasa Tasansı'na ağır
eleştırileryöneltti. Tasan-
nın uluslarararası finans
kuruluşlannm dayatması
sonucu hazırlandığını an-
latan Evren, "Tasan, re-
fijrm değO,\TkDn" diye ko-
nuştu. Kendilerinin de dev-
letin hantal yapısından ra-
hatsız olduğunu ifade eden
E\Ten, ancak hükümetin
hazırladığı tasannın "sos-
yaldevletBkesinr öldürme-
yi amaçladıgını kaydetti.
E\Ten, 65 milyon insanı
"birer müşteri züınryeti"
ile gören tasannın yurttaş-
lık kavramını ortadan kal-
dıracağı ve kamusal hiz-
metlen paralı hale getire-
ceği uyansında bulundu.
Evren, kamuda refor-
mun "bütçede adil dağıh-
mın sağlaıunasL, merkezi
idarenin vııkandan aşağı-
yadoğruyenidendüzenlen-
mesL siyasi partiler ve se-
çim yasalannda değişiklik
yapüması ve halktan top-
lanan vergilerin halka ge-
ri döndüriilmesi'' ile müm-
kün olabıleceğini anlattı.
Evren, bu tasanya kar-
şı bütün sivil toplum örgüt-
lerini mücadele etmeye ça-
ğırdı.
Samsun Mobil Santralı Araştırma Komisyonu iki eski bakanın devleti zarara uğrattığını açıkladı
Elrsüıner ve Çakan'a soruştıırma istemi
EMİNE KAPLAN
Cumhur Ersümer
ZekiÇakan
ANK\RA-TBMM Samsun Mo-
bil Santralı Araştırma Komisyonu,
görevlerini kötüye kullandıklan ge-
rekçesiyle eski Enerji ve Tabıi Kay-
naklar bakanlan Cumhur Ersümer
ve Zeki Çakan hakkında soruştur-
ma komisyonu kurulmasını öner-
di. Komisyon raporunda, — ^
yüklenici fırmalara 5 yıllı-
ğına her ay 77 milyon kwh
elektrik satın alma garan-
tisi verildiği, bunun da ma-
liyetinin toplam 231 milyon
264 bin dolar olduğu vur-
gulandı.
Raporda, santrallann bu-
gün enerji fazlası nedeniy- ^ ^ ^
le yüzde 10 kapasite ile çalıştığı.
devletin iki santrala kira bedeli ola-
rak her ay ayn ayn 1 milyon 200
bin dolar ödemek zonında bırakıl-
dığına dikkat çekildi.
TBMM Yolsuzluklan Araştırma
Komisyonu ile Yuvacık Barajı Araş-
tırma Komisyonu'nun ardından
Samsun Mobil Santralı'nı Araştır-
ma Komisyonu da çahşmalannı ta-
mamladı.
Komisyon, eski Enerji ve Tabii
Kaynaklar bakanlan Cumhur Ersü-
mer ve Zeki Çakan hakkında soruş-
turma komisyonu kurulmasını öner-
dı. Yolsuzluklan Araştırma Komis-
yonu 25, Yuvacık Barajı Komisyo-
nn yapımı konusunda yüklenici fır-
malarla yapılan sözleşmelerde dev-
letin zarara uğratıldığı vurgulanır-
ken, şu saptamalara yer verildi:
• Sözleşmeler incelendiğinde
yüklenici fırmalann herbirinin, bir
santral için 75 milyon dolar yatınm
yaptığı ve her ay 77 milyon KWH
elektrik enerjısı üretim taahhüdün-
• Komisyon, Samsun Mobil Santralı'nda devletin zarara uğratıldığı
gerekçesiyle eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlan Cumhur Ersümer
ve Zeki Çakan hakkında soruşturma açılmasını önerdi. Komisyon
raporunda, yüklenici fırmalara 5 yıllığına her ay 77 milyon kwh elektrik
satın alma garantisi verildiği, bunun da maliyetinin toplam 231 milyon
264 bin dolar olduğu belirtildi.
nu ise 11 eski bakan hakkında so-
ruşturma açılmasını istemişti. Er-
sümer ve Çakan hakkında Yolsuz-
luklan Araştırma Komisyonu da
DSI ıhaleleri ve doğalgaz alımı ko-
nusunda, soruşturma komisyonu
kurulmasını önermişti.
Komisyon raporunda, santralla-
de bulunduklan, ilgili idarenin de
beş yıllığına bu elektriği satın al-
ma garantisi verdiği, bunun da ma-
liyetinin toplam 231 milyon 264
bin dolar olduğu görülmektedir.
• Bugün santrallar enerji fazla-
hğı gerekçesiyle yüzde 10 kapasi-
te ile çahştınlmakta ve devlet her
iki santrala kıra bedeli olarak her
ay ayn ayn 1 milyon 200 bin dolar
ödemek zorunda bulunmaktadır.
Bu durum gerek özel sektör, ge-
rekse devlet açısından son derece
üzücü bir tablodur.
t/ Kamu kaynaklannın plansız ve
programsız bir şekilde harcanma-
sına neden olan veya göz yuman-
^ — lann cezasız kalması kamu
vicdanını rahatsız ettiği gi-
bi, toplumun devlete, dev-
let görevlilerine, siyasetçi-
lere ve adalete olan güve-
nini de sarsmaktadır.
t/ Ülkede dışandan borç
alarak kullanılan elektriğe
yüksek fiyatlarla alım ga-
rantisi verilerek, devleti
borç altına sokacak isabetsiz yatı-
nmlarda bulunulmuştur.
Komisyon, aynca dönemin TE-
AŞ Yönetim Kurulu üyeleri hakkın-
da da "görevi kötüye kunanma" su-
çundan cumhuriyet savcılıklanna
suç duyurusunda bulunulmasına
karar verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Babam şehirde arzuhalcilikten ka-
zandığını köyde bağa bahçeye yatı-
nrdı. O zamanlar doğru dürüst yol
yoktu, pazar yoktu. geçim paralan-
mız topraklarda yok olur giderdi. Ba-
bam bağı severdi, köyü severdi, pa-
ralan toprağayatırmaktan çok zevk alır-
dı. Bir dönem küçük pamuk tariasına
verimsiz pamuklar ekmesine, teraslı
tarlalarda sebzecilik yapma hayalle-
rine rağmen babamın en çok uğraş-
tığı alan bağcıhktı.
Babam, 1969 yılındaki ölümüne ka-
dar, 20 yıldan fazla sürede kazandı-
ğının çoğunu bağa harcadı ve hiç doğ-
ru dürüst bir gelir elde edemedi. Ama
o mutluydu, bağın içinde dolaşmak-
tan, olgunlaşan üzümleri gelene ge-
çene göstererek övünmekten zevk
alırdı. Bir sene yeni dikilen bağın için-
de kumluk alana bir parça da karpuz
ekmişti. Karpuzlar o sene çok iyi ol-
du, babam da bunu herkese göster-
mek için yol gözlemeye başladı.
"Cins Emmi" dediğimiz ve adını
hiçbir zaman bilmediğimiz babamın
dayısının oğlu, bizim bağlardan daha
Bir Kız Kaçırma Öyküsü
ileride verimli topraklara sahipti. Ken-
disi, kansı Hürü Teyze ve çocuklan kö-
yün en çalışkanlanydılar. Bu yüzden
geçinecek kadar para kazanan nadir
köylülerdendi. Cins Emmi her sabah
gün ağanrken eşeğinin üzerinde köy-
den tariasına giderdi. Akşamlan da
gün batarken dönerdi.
Babam neredeyse her akşam Cins
Emmi'yi yoldan çevirir, önce bir kah-
ve ikram eder, sonra da karpuz tarla-
sını gezdirmeye götürürdü. Cins Em-
mi sakin adamdı, herseferinde baba-
mın bu davetine gönüllü olarak evet
der ve tarlayı gezdikten sonra, karpuz-
lann gelişmesi üzerine övücü sözler
söylerdi.
Babamın küçükleri olan iki amcam
da yoksul insanlardı. Özellikle Şaban
Amcamın tek geliri bağdan elde ede-
ceği paraydı. O zamanlar üzümleri
satmak kolay değildi. Bakımı da zor-
du. Bazen de dolu gibi doğal afetler
her şeyi alıp götürürdü. Babam am-
cama kışı geçirebilsin diye, borç harç
para bulurdu. O borç da faizi bile zar
zor ödendikten sonra ertesi yıla kalır-
dı. O yıllarda köyümüz çok yoksuldu.
Şimdi koşullar epeyce değişti, köylü-
ler üzümden iyi para kazanıyorlar.
Babam şehirde kazandığı bütün pa-
rayı köyde bağa harcadığı için o za-
manlar köyde bizim bağ işlerini takip
eden insanlar da ortaya çıkmıştı. On-
lar arada bir gelip bizim şehirdeki evi-
mizde de kaldıklan için ailemizin bir par-
çası halinegelmişlerdi. Bunlardan bi-
risi de Fakı'ydı. Fakı, o yıllarda çok yok-
suldu. Bizim bağın kazılmasına, ilaç-
lanmasına, üzümün bağdan alınıp
şehre götürülüp satılmasına nezaret
eder, kendisi de çalışırdı.
Fakı, iyi kalpli çalışkan bir köylûy-
dü. Sonradan oyunu biraz da bizim
yönlendirmemizle Türkiye Işçi Parti-
si'ne verdiği için 12 Mart 1971 aske-
ri darbesinde başı derde girmişti. Fa-
kı'nın, güzel ve akıllı bir eşi vardı. Onun-
la nasıl evlendiklerini Fakı'ya anlattır-
maktan zevk alırdık. Köyde neredey-
se o yıllarda evliliklerin çoğu kız kaçı-
rarak yapılırdı. Babamın şehirde en
çok takip ettiği davalar kız kaçırma da-
valanydı. Jandarmayla, hapse düşen
köylüleri kurtarmak için uğraşıp durur-
du.
Fakı da kansını kaçırmıştı. Bu kaçır-
malann arkasında birkaç neden olur-
du. Bir neden, ailesinin kızı vermek is-
tememesiydi. Kızla oğlan anlaşır ve kız
oğlana kaçardı. İkinci neden yoksul-
luktu. Oğlanın düğün yapacak gücü
ve parası olmazdı. İki tarafın ailesi de
buna göz yumardı, böylece masraf-
sız bir evlilik gerçekleşirdi.
Üçüncü yol ise kızın zoria kaçınlma-
sıydı. Işte bu üçüncü yol farklı sonuç-
lar doğururdu. Eğer kız isteyip, ailesi
istemiyorsa, çözüm kızın kaçınidığı
gece erkekle yatmasıydı. O andan iti-
baren "namusun elden gittiği"n\ dü-
şünen aile duruma boyun eğerdi. İkin-
ci ihtimal ise, kızın da oğlanı isteme-
mesiydi. Işteburada, "tecavüz" gün-
deme gelirdi. Eğer kaçıran oğlan iyi bir
ekip kurmuş ve örgütlü hareket et-
mişse, "tecavüz"üü başanrdı(l). Ço-
ğunlukla erkek tutuklanır, aileler ara-
sı pazarlık başlardı. Sonunda kız, is-
tese de istemese de o oğlanla evlen-
dirilirdi. Fakı da kansını kaçırmış ve bu
sayede kızın ailesini, uzun ve yıpratı-
cı bir sürecin sonunda ikna etmişti. Ka-
nsı buna istekli miydi, değil miydi, hiç-
bir zaman tam öğrenemedik.
Yeni Türk Ceza Kanunu hazırianır-
ken tecavüz maddesi tartışma konu-
su oldu. Bir AKP milletvekili, madde-
ye son şekli verilmeden önce, teca-
vüze uğradıklan için evlenmek zorun-
da kalmış kadınlara sorulmasını iste-
miş. Bu acıyı büyük ölçüde boyun
eğerek kabullenmiş kadınlar bu konu-
ya nasıl yardımcı olabilirier ki! Fakı'nın
karısı bize hiçbir zaman gerçeği tam
olarak söylemeye cesaret edemedi. Kı-
zın ailesi de bu evliliği kabul etmeyi içi-
ne sindiremiyordu. Gerisini siz düşü-
nün.