21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2003 PAZAR HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN EP Jessica Lynch Nain mi Kahraman mı? Sevgili, Louis Ferdinand Celine'in, Yiğit Bener'in gerçekten alkışlanacak bir ustalıkla dilimize ka- zandırdığı, "Gecenin Sonuna Yolculuk" adlı eş- si2 romanını, eğer okumadıysan mutlaka oku!.. /irminci yüzyıl yazınının devlerinden olan Ce- line'in savaş olgusuna yaklaşımı gerçekten tüy- lerürpertici derecede cesur. Kendisini ateşe süren komutanını bile Alman- lar kadar, hatta onlardan da fazla düşmanı gö- ren bir askerin macerasını anlatan bu yaprt, aca- basavaşın içinde piyasaya çıkmış olsaydı, Fran- sa gibi bir ülkede dahi, Celine bozgunculukla suçlanıp içeri atılmaz mıydı? Zaten, Yahudi karşıtı görüşleri yüzünden Celi- ne. ırkçılık, faşistlik, AJman işbirlikçiliği gibi dam- galar yemiş, bir süre görmezden gelinmiş, lanet- lenmiş bir yazar. Aradan geçen zaman, bu içeriği kadar dili de özgün yazann daha nesnel birbakışla irdelenme- sinı sağlıyor. Amerikan toplumunun geniş kesimlerinin Ce- line çapında bir yazar ile ilgileneceğini ve onun savaşa yaklaşımını irdeleyeceğini sanmıyorum. Ama bugünlerde benzer birtartışmanın Er Jes- sica Lynch'in kişiliği konusunda yapılacağı ke- sin. ••• Bildiğin gibi, Jessica Lynch, Bush'un Irak ope- rasyonunda yer almış bir Amerikalı kadın asker. Savaşın ilk günlerinde esir düşmüş olan Jessi- ca, birkaç hafta sonra, yapılan bir operasyonla kurtanlmıştı. Dört ay süreyle bilincini yitirmiş biçimde has- tanede yatan Jessica, bütün dünyaya son kur- şununa kadar savaşmış kahraman bir asker ola- raktakdimedildi. 0 artık ulusal bir kahramandı. Savaş ilahlan her zaman kahramanlara gerek- sinim duyarlar, doğrusu genç, güzel bir kadın olan Jesicca tam aranan tipti; hem propaganda makinesi, hem de zaman zaman onunla işbiriiği halinde olan Holyvvood hemen Jessica'ya sanl- dılar, kahraman genç kadının bir de filmi yapıldı. Ne var ki gerçek açıklanınca, ortada kahra- manlık falan olmadığı anlaşılıverdi. Üstelik açıklamayı yapan Jessica'nın kendi- siydi. Er Lynch, Amerikan ABC televizyonuna yaptı- ğı açıklamada gerçeği itiraf etti: : Kahraman değilim. Tek el bile ateş etmedim. Üstelik bunlaria da yetinmedi ve - Baskına uğradığımız gün, arkadaşlanm beni korumak için ölümüne çabalarken ben dizlerimin üstüne çökerek korku içinde dua ettim, dedi. Jessica'nın açıklamalanndan, kurtarma ope- rasyonunun da Amerikan Savunma Bakanlığı'nın yaptığı açıklamadaki gibi, Rambo filmlerini anla- tan kahramanlık sahneleriyle dolu olmadığı çık- tı ortaya. ••• Jessica'nın bu açıklamayı neden yaptığını bir- çok kişi anlamakta güçlük çekebilir. Kahraman değil idiyse bile, hiç değilse bunu açıklamaz ve kendi ülkesi ile ordusunu güç du- rumda bırakmazdı. Jessica'nın açıklaması, zaten gerekçesi yala- na dayanan bir savaşı sürdürmek isteyenlerin yeni bir yalanını daha çıkardı ortaya. Bir açıdan bakılırsa, Jesicca savaştaki yalan- lardan birini daha ortaya çıkararak ulusal dava- ya zarar verdi. Şimdi kimileri Jessica'yı, "gereksiz!" açıklama- sı yüzünden, rahatlıkla hain ilan edeceklerdir. Gerçekte acaba Jessica bir hain mi yoksa kah- raman mı? Er Lynch kahraman olmadığını bizzat açıkla- dığına, hatta korkudan hiçbir şey yapmadığıni iti- raf ettiğine göre, sorunun ikinci bülümü anlam- sız görülebilir. Ama korktuğunu büyük bir yüreklilikle herke- sin gözünün içine bakarak söylemek, savaş ile ilgili yalanlart elinin tersiyle iterek, öldürme ola- yı hakkındaki gerçekleri dile getirmek ve böyle- likle insanlann yalanlaria ölüm makinesine gön- derilmelerine alet olmamak da çoğunluğun ak- lını yitirdiği toplumsal histeri ortamında büyük bir yüreklilik, hatta kahramanlık değil mi? Ne der- sin Sevgili? Mülkiyeliler Birliği vakfı Doğan Avcıoğlu için sempozyum ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Mülkiye- liler Birliği Vakfı'nca "Doğan Avaoğra" ko- nuiu bir sempozyum dü- zenlendi. Ankara Üni- versitesi Siyasal Bilgi- ler Fakültesi Prof. Dr. Aziz Köklü Salonu'nda dûzenlenen sempozyu- ma katılan panelistler, Doğan Avcıoğlu ile il- gili düşûnce, görüş ve anılarmı aktardılar. Sempozyumun açılı- şında bir konuşma ya- pan CHP eski Genel Başkanı Altan Oymen, Doğan Avcıoğlu'nun, 1961 yılında Anayasa Komisyonu üyesi oldu- ğu dönemde fıkri tutar- lıhğını sürdürdüğünü, yaptığı çalışmalann bir sonucu olarak, Anaya- sa'ya hayır oyu verdiği- ni söyledi. Ankara Oniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sina Akşin de yaptı- ğı konuşmada, Doğan Avcıoğlu'nun Halkevle- ri'ne ve o dönemde muh- teşem bir kombinasyonu yakalamış olan Köy ens- titülerinin devamından yana olduğunu ifade et- ti. Araştırmacı yazar Yal- çmKüçük, Avcıoğlu'nun şaşmaz bir de\Tİmci ol- duğunu bildirdi. Araş- tırmacı yazar Gökhan Atrigan da Doğan Avcı- oğlu'nun halkın ve emekçi sımfımn iktida- n için büyük mücadele- ler verdiğini ifade etti. Ömer Dinçer, İGDAŞ Yönetim Kurulu üyesi iken yapılan usulsüz işlemlerden sorumlu tutuluyor BaşbakanlıkmüsteşannadavaANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa- nsı'nm miman olarak bilinen Baş- bakanlık Müsteşan Prof. Dr. Ömer Dinçer hakkında, İGDAŞ Yönetim Kurulu üyeliği yaptığı dönem ile il- gili dava açıldı. Dinçer'in de arala- nnda bulunduğu 142 sanık, "ihtila- sen niteükii zimmet, sahte belge dü- zerdemek, 4208 sayıh Kanuna muha- lefet, ihaleye fesat kanştinna" iddi- asıylayargılanacak. Dinçer hakkın- da Yönetim Kurulu üyesi iken onay- ladığı ihale ve işler nedeniyle 6 yıl- dan 12 yıla kadar ağır hapis isteni- yor. Eyüp Cumhuriyet Savcılığı, ba- sında yer alan haberleri ihbar kabul • Kamuoyunda büyük eleştirilere neden olan Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'nm miman Ömer Dinçer "ihtilasen nitelikli zimmet, sahte belge düzenlemek, 4208 sayıh Kanuna muhalefet, ihaleye fesat kanştırma" iddialanyla yargılanacak. Dinçer hakkında Yönetim Kurulu üyesi iken onayladığı ihale ve işler nedeniyle 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis isteniyor. ederek İGDAŞ'ta 1994-2001 yılla- n arasında yapılan usulsüzlükleri in- celemeye aldı. Savcıhk soruşturma- sının sonucunda Sedat AbduDah An- soybaşkanlığındaki hesap uzmanla- n îstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı kuruluşlarda çeşitli yolsuzluk- lar tespit etti. Hesap uzmanlannın tes- pitlenne göre hazırlanan iddiana- made halen Başbakanlık Müsteşan olan ve Kamu Yönetimi Temel Ya- sa Tasansı'nm miman olarak bilinen Prof. Dr. Ömer Dinçer'e yönelik suçlamalar da yer aldı. Iddanamede, toplam 142 sanık hakkında "nite- Hkli zimmet, sahte belgedüzenlemek ve ihaleye fesat kanşürmak" suçla- nndan dava açıldı. Dinçer hakkındaki suçlamalar IG- DAŞ Yönetim Kurulu'nda bulun- duğu dönerru içeriyor. Iddianamede, 1994-2001 yıllan arasında şirketin ana sözleşmesinde belirtilen amaç- lar dışına çıkıldığı savunuldu. Iddi- anamede ana sözleşme dışına çıkı- lan ve suç olduğu savlanan faaliyet- ler, Güngören katlı otopark inşaatı, Ümraniye Belediyesi inşaatı, îstan- bul Halk Ekmek Bılboard, Kartal Kavşak düzenlemesi, bazı şirketlere borç verümesi, Kiptaş'dan konut alın- ması, forma reklam bandı adı altın- da spor kulübü derneğıne, bazı vakıf- lara, Büyükşehir Belediyesi'nde istih- dam edilen danışmanlara yapılan ve şirketi zarara sokan ödemeler olarak sıralandı. Iddianamede, tGDAŞ'ın yeraltı boru hatlan döşenmesi ihale- leri yolu ile birçok ihaleye usulsüz- lük kanştınldığı ileri sürüldü. Anılan ihale ve işlere onay veren, aralannda Dinçer'in de bulunduğu İGDAŞ Yönetim Kuruluüyeleri hak- kında Türk Ceza Yasası'nın 202. maddesi uyannca işlem yapılması is- tendi. TCY'nin ilgili maddesi zim- met suçunu düzenliyor ve 6 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörü- lüyor. Bu suçun "akiatma vefrilinaçı- ğa çıkmamasını sağlayacak her rür- lü hileli faaliyette bulunmak suretiy- le işlenmesi dunımunda faile 12 yıl- dan az olmamak üzere ağır hapis" verilmesi isteniyor. DİSK Çelebi AKP'yi eleştirdi İstanbul Haber Servisi- DlSK Genel Başkanı Sü- leyman Çelebi, DtSK'in kuralsızhk ve keyfiyet kar- şısında sessiz kalmayaca- ğını belirterek "Ekono- mik ve Sosyal Konsey, hü- kümetkrin keyiflerinceiş- letecekkrvistedikleriniça- gınp istediklerine sandal- yedağıtacaklan bir yer de- ğüdu-" dedı. Çelebi, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan baş- kanlığında önceki gün An- kara'da yapılan Ekonomik ve Sosyal Konsey toplan- tısını terk etmelerinin an- lık bir karar değil, sürecin getirdiği birikimin sonu- cu olduğunu belirtti. Çelebi, yazılı açıklama- sında, "Yasalan uygula- maklayükümtüolanlann keyfl tutumlan ve dayat- malan kinıifcri için sindi- rilebihr tavır olabilir an- cakbu DtSKiçm geçerl de- ğildir" görüşünü dıle ge- tirdi. Konsey'in yasası ve yö- netmeliğınde kuruluşlann temsil edileceği kişi sayı- sının açık olduğuna dikkat çeken Çelebi, son birkaç toplantıda işveren kuru- luşlannın sayısının sürek- li olarak dayatma biçimin- de arttınlmaya çahşıldı- ğını bildirdi. Cuma günkü toplantı- da TOBB temsilcilerinin sayısının 6'ya çıkanldığı- m behrten Çelebi şu değer- lendirmeyi yaptı: "Emekçüerin her talebi- ne, her tepkisine giderek düşmanca bir tavır sergi- fcyen iktidar, her kurnmve kuruluşu yahuzca kendisi gibi düşünenleıie buükte olabileceği hale getirme aravışı içindedir. Adaletsiz bir seçim sfe- teminin nimetlerindenya- rarlanarak azmhğm oyu ile Meclis'te elde enikleri haksız çogunhıkla toplu- mun üzerine baskı kur- makisteyenlenyanılgılan- nıeryadageçanlayacak- lardn-." İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Kamu reformu tasarısına tepki KESK: Reform değilyıkım ANKAR.4 (Cumhuri- yet Bürosu)- Kamu Emek- çilen Sendikalan Konfede- rasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami E\Ten, hü- kümetin Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'nı "Reform değü,yıtam" ola- rak mteledi. Tasan ile sos- yal devlet ilkesi ortadan kaldınlırken, 80yıllıkka- musal alanın tasfiye edil- mek istendiğinı ve 65 mıl- yon insanın birer müşteri olarak görüldüğünü \-ur- gulayan E\Ten, yurttaşlık kavramının ortadan kaldı- nlamayacağını belirtti. Evren, dün düzenlediği basın toplantısında hükü- metin '^eform" olarak sun- duğu Kamu Yönetimi Te- mel Yasa Tasansı'na ağır eleştırileryöneltti. Tasan- nın uluslarararası finans kuruluşlannm dayatması sonucu hazırlandığını an- latan Evren, "Tasan, re- fijrm değO,\TkDn" diye ko- nuştu. Kendilerinin de dev- letin hantal yapısından ra- hatsız olduğunu ifade eden E\Ten, ancak hükümetin hazırladığı tasannın "sos- yaldevletBkesinr öldürme- yi amaçladıgını kaydetti. E\Ten, 65 milyon insanı "birer müşteri züınryeti" ile gören tasannın yurttaş- lık kavramını ortadan kal- dıracağı ve kamusal hiz- metlen paralı hale getire- ceği uyansında bulundu. Evren, kamuda refor- mun "bütçede adil dağıh- mın sağlaıunasL, merkezi idarenin vııkandan aşağı- yadoğruyenidendüzenlen- mesL siyasi partiler ve se- çim yasalannda değişiklik yapüması ve halktan top- lanan vergilerin halka ge- ri döndüriilmesi'' ile müm- kün olabıleceğini anlattı. Evren, bu tasanya kar- şı bütün sivil toplum örgüt- lerini mücadele etmeye ça- ğırdı. Samsun Mobil Santralı Araştırma Komisyonu iki eski bakanın devleti zarara uğrattığını açıkladı Elrsüıner ve Çakan'a soruştıırma istemi EMİNE KAPLAN Cumhur Ersümer ZekiÇakan ANK\RA-TBMM Samsun Mo- bil Santralı Araştırma Komisyonu, görevlerini kötüye kullandıklan ge- rekçesiyle eski Enerji ve Tabıi Kay- naklar bakanlan Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkında soruştur- ma komisyonu kurulmasını öner- di. Komisyon raporunda, — ^ yüklenici fırmalara 5 yıllı- ğına her ay 77 milyon kwh elektrik satın alma garan- tisi verildiği, bunun da ma- liyetinin toplam 231 milyon 264 bin dolar olduğu vur- gulandı. Raporda, santrallann bu- gün enerji fazlası nedeniy- ^ ^ ^ le yüzde 10 kapasite ile çalıştığı. devletin iki santrala kira bedeli ola- rak her ay ayn ayn 1 milyon 200 bin dolar ödemek zonında bırakıl- dığına dikkat çekildi. TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu ile Yuvacık Barajı Araş- tırma Komisyonu'nun ardından Samsun Mobil Santralı'nı Araştır- ma Komisyonu da çahşmalannı ta- mamladı. Komisyon, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlan Cumhur Ersü- mer ve Zeki Çakan hakkında soruş- turma komisyonu kurulmasını öner- dı. Yolsuzluklan Araştırma Komis- yonu 25, Yuvacık Barajı Komisyo- nn yapımı konusunda yüklenici fır- malarla yapılan sözleşmelerde dev- letin zarara uğratıldığı vurgulanır- ken, şu saptamalara yer verildi: • Sözleşmeler incelendiğinde yüklenici fırmalann herbirinin, bir santral için 75 milyon dolar yatınm yaptığı ve her ay 77 milyon KWH elektrik enerjısı üretim taahhüdün- • Komisyon, Samsun Mobil Santralı'nda devletin zarara uğratıldığı gerekçesiyle eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlan Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkında soruşturma açılmasını önerdi. Komisyon raporunda, yüklenici fırmalara 5 yıllığına her ay 77 milyon kwh elektrik satın alma garantisi verildiği, bunun da maliyetinin toplam 231 milyon 264 bin dolar olduğu belirtildi. nu ise 11 eski bakan hakkında so- ruşturma açılmasını istemişti. Er- sümer ve Çakan hakkında Yolsuz- luklan Araştırma Komisyonu da DSI ıhaleleri ve doğalgaz alımı ko- nusunda, soruşturma komisyonu kurulmasını önermişti. Komisyon raporunda, santralla- de bulunduklan, ilgili idarenin de beş yıllığına bu elektriği satın al- ma garantisi verdiği, bunun da ma- liyetinin toplam 231 milyon 264 bin dolar olduğu görülmektedir. • Bugün santrallar enerji fazla- hğı gerekçesiyle yüzde 10 kapasi- te ile çahştınlmakta ve devlet her iki santrala kıra bedeli olarak her ay ayn ayn 1 milyon 200 bin dolar ödemek zorunda bulunmaktadır. Bu durum gerek özel sektör, ge- rekse devlet açısından son derece üzücü bir tablodur. t/ Kamu kaynaklannın plansız ve programsız bir şekilde harcanma- sına neden olan veya göz yuman- ^ — lann cezasız kalması kamu vicdanını rahatsız ettiği gi- bi, toplumun devlete, dev- let görevlilerine, siyasetçi- lere ve adalete olan güve- nini de sarsmaktadır. t/ Ülkede dışandan borç alarak kullanılan elektriğe yüksek fiyatlarla alım ga- rantisi verilerek, devleti borç altına sokacak isabetsiz yatı- nmlarda bulunulmuştur. Komisyon, aynca dönemin TE- AŞ Yönetim Kurulu üyeleri hakkın- da da "görevi kötüye kunanma" su- çundan cumhuriyet savcılıklanna suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Babam şehirde arzuhalcilikten ka- zandığını köyde bağa bahçeye yatı- nrdı. O zamanlar doğru dürüst yol yoktu, pazar yoktu. geçim paralan- mız topraklarda yok olur giderdi. Ba- bam bağı severdi, köyü severdi, pa- ralan toprağayatırmaktan çok zevk alır- dı. Bir dönem küçük pamuk tariasına verimsiz pamuklar ekmesine, teraslı tarlalarda sebzecilik yapma hayalle- rine rağmen babamın en çok uğraş- tığı alan bağcıhktı. Babam, 1969 yılındaki ölümüne ka- dar, 20 yıldan fazla sürede kazandı- ğının çoğunu bağa harcadı ve hiç doğ- ru dürüst bir gelir elde edemedi. Ama o mutluydu, bağın içinde dolaşmak- tan, olgunlaşan üzümleri gelene ge- çene göstererek övünmekten zevk alırdı. Bir sene yeni dikilen bağın için- de kumluk alana bir parça da karpuz ekmişti. Karpuzlar o sene çok iyi ol- du, babam da bunu herkese göster- mek için yol gözlemeye başladı. "Cins Emmi" dediğimiz ve adını hiçbir zaman bilmediğimiz babamın dayısının oğlu, bizim bağlardan daha Bir Kız Kaçırma Öyküsü ileride verimli topraklara sahipti. Ken- disi, kansı Hürü Teyze ve çocuklan kö- yün en çalışkanlanydılar. Bu yüzden geçinecek kadar para kazanan nadir köylülerdendi. Cins Emmi her sabah gün ağanrken eşeğinin üzerinde köy- den tariasına giderdi. Akşamlan da gün batarken dönerdi. Babam neredeyse her akşam Cins Emmi'yi yoldan çevirir, önce bir kah- ve ikram eder, sonra da karpuz tarla- sını gezdirmeye götürürdü. Cins Em- mi sakin adamdı, herseferinde baba- mın bu davetine gönüllü olarak evet der ve tarlayı gezdikten sonra, karpuz- lann gelişmesi üzerine övücü sözler söylerdi. Babamın küçükleri olan iki amcam da yoksul insanlardı. Özellikle Şaban Amcamın tek geliri bağdan elde ede- ceği paraydı. O zamanlar üzümleri satmak kolay değildi. Bakımı da zor- du. Bazen de dolu gibi doğal afetler her şeyi alıp götürürdü. Babam am- cama kışı geçirebilsin diye, borç harç para bulurdu. O borç da faizi bile zar zor ödendikten sonra ertesi yıla kalır- dı. O yıllarda köyümüz çok yoksuldu. Şimdi koşullar epeyce değişti, köylü- ler üzümden iyi para kazanıyorlar. Babam şehirde kazandığı bütün pa- rayı köyde bağa harcadığı için o za- manlar köyde bizim bağ işlerini takip eden insanlar da ortaya çıkmıştı. On- lar arada bir gelip bizim şehirdeki evi- mizde de kaldıklan için ailemizin bir par- çası halinegelmişlerdi. Bunlardan bi- risi de Fakı'ydı. Fakı, o yıllarda çok yok- suldu. Bizim bağın kazılmasına, ilaç- lanmasına, üzümün bağdan alınıp şehre götürülüp satılmasına nezaret eder, kendisi de çalışırdı. Fakı, iyi kalpli çalışkan bir köylûy- dü. Sonradan oyunu biraz da bizim yönlendirmemizle Türkiye Işçi Parti- si'ne verdiği için 12 Mart 1971 aske- ri darbesinde başı derde girmişti. Fa- kı'nın, güzel ve akıllı bir eşi vardı. Onun- la nasıl evlendiklerini Fakı'ya anlattır- maktan zevk alırdık. Köyde neredey- se o yıllarda evliliklerin çoğu kız kaçı- rarak yapılırdı. Babamın şehirde en çok takip ettiği davalar kız kaçırma da- valanydı. Jandarmayla, hapse düşen köylüleri kurtarmak için uğraşıp durur- du. Fakı da kansını kaçırmıştı. Bu kaçır- malann arkasında birkaç neden olur- du. Bir neden, ailesinin kızı vermek is- tememesiydi. Kızla oğlan anlaşır ve kız oğlana kaçardı. İkinci neden yoksul- luktu. Oğlanın düğün yapacak gücü ve parası olmazdı. İki tarafın ailesi de buna göz yumardı, böylece masraf- sız bir evlilik gerçekleşirdi. Üçüncü yol ise kızın zoria kaçınlma- sıydı. Işte bu üçüncü yol farklı sonuç- lar doğururdu. Eğer kız isteyip, ailesi istemiyorsa, çözüm kızın kaçınidığı gece erkekle yatmasıydı. O andan iti- baren "namusun elden gittiği"n\ dü- şünen aile duruma boyun eğerdi. İkin- ci ihtimal ise, kızın da oğlanı isteme- mesiydi. Işteburada, "tecavüz" gün- deme gelirdi. Eğer kaçıran oğlan iyi bir ekip kurmuş ve örgütlü hareket et- mişse, "tecavüz"üü başanrdı(l). Ço- ğunlukla erkek tutuklanır, aileler ara- sı pazarlık başlardı. Sonunda kız, is- tese de istemese de o oğlanla evlen- dirilirdi. Fakı da kansını kaçırmış ve bu sayede kızın ailesini, uzun ve yıpratı- cı bir sürecin sonunda ikna etmişti. Ka- nsı buna istekli miydi, değil miydi, hiç- bir zaman tam öğrenemedik. Yeni Türk Ceza Kanunu hazırianır- ken tecavüz maddesi tartışma konu- su oldu. Bir AKP milletvekili, madde- ye son şekli verilmeden önce, teca- vüze uğradıklan için evlenmek zorun- da kalmış kadınlara sorulmasını iste- miş. Bu acıyı büyük ölçüde boyun eğerek kabullenmiş kadınlar bu konu- ya nasıl yardımcı olabilirier ki! Fakı'nın karısı bize hiçbir zaman gerçeği tam olarak söylemeye cesaret edemedi. Kı- zın ailesi de bu evliliği kabul etmeyi içi- ne sindiremiyordu. Gerisini siz düşü- nün.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle