20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14KASIM2003CUMA 8 stanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE B Yi Sınop B 12 Adana A 18 Edırne B 12 Samsun PB 12 Kocaelı B 13 Trabzon Y 19 Çanakkale B 13 Giresun Izmır PB 17 Ankara Y 12 Manisa PB 16 Eskişehir B 8 Aydın PB 19 Konya B Denizlı PB 16 Sıvas B Zonguldak B 12 Antalya PB 19 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A B B B PB PB PB 18 12 15 10 12 7 5 K 0 Yurdun kuzeydoğu ve guneyüatı kesımlen par- çaJı ve çok bulutlu Doğu Karademz, Doğu Anado- lu nun kuzeydoğusu ıle gece Guney Ege kıyian yağışlı dığeryerieraz bu- lutlu geçecek Yağışlar yağmur, Doğu Karade- nız ın ıç kesımlen ıle Do- ğu Anadolu'nun kuzey- doğüsunda kar şeklınde olacak. Ha^a sıcaklığı turr yurtta bıraz artacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınki Stockhoim Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münıh K K PB Y Y PB B PB PR 2 5 4 14 11 10 11 8 5 Beriın PB 4 Moskova PB Budapeşte PB 7 Aşkabat Madrıd B 15 Astana Viyana B 5 Taşkent Belgrad PB 9 Bakû Sofya PB 10 Bişkek Y 10 K Roma B 18 Tıflıs K Atina Y 15 Kahire PB 25 Zünh PB 5 Şam PB 20 Parçah Sıslı , Bulutlu h ÇOK bulutlu Yağmunu Karn ; Sulu Kar > Gok guaıltulü G U N C E L CÜ1NEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada tam kadro her şey bir yana, YÖK ile türban bir ya- na mantığıyla çetin bir savaşım vermiyormuş gibı... Eşi türbanlı dışişleri bakanı, eşi türbanlı başbakan, eşi türbanlı bakanlar, milletvekilleri... Gizli açık her yerde, her konumda iki konuyu ülkenin tek sorunu gi- bi konuşmuyor, tartışmıyoriarmış gibi... AB büyük hedef, büyük soaın, iki konu gerçekten lokal, küçük sorun ise; hükümet, AKP bundan böy- le türbanı da YÖK'ü de ülke gündeminden çıkardığı- nı bir güzel açıklar, konuları kaşıyacak girişimlere ka- tılmaz, konulan kaşıyacak hareketlerden kaçınır.. Olur biter. Yok, hayır! Iktidarda kafalar türbanla örtülü. • • • Roma'ya giderken uçağına aldığı iki gazeteciye, AB ilerleme raporunda türbana yer verilmeyişıni eleşti- ren Gül, hatanın farkına vardı varmasına ama... Hatayı telafi edeyim, yazılanları yalanlayayım der- ken doğrulayıcı açıklamalar yaptı. Döner dönmez soluğu ekranda alan Dışişleri Ba- kanı, AB ilerleme raporunda azınlıklann din özgürlü- ğüyle ilgili eleştirıler olduğunu, (üzerimize) en çok baskının bu konuda geldiğini söylerken bir cümlesi var ki, itirafın ta kendisi. "Ben de (iki gazeteciye) 'türban gibi bir sorun da var, bunu görmemişler' dedim" diyor. Bu ifade; ilerleme raporunun türbanı görmezden geldiğini söylemek, AB'nin dayatmalanna bu sorunu neden eklemediğini sorgulamak, belki çok aykın ge- lecek bir irdelemeyle eklenmesi gerektiğini ima etmek değil midir? Raporu, açıklandığı anda "objektif" bulan Dışişle- ri BakanıLne yazık ki, CHP Genel Başkan Yardımcı- sı Onur Oymen'in -AB Uyum Komısyonu'nda- de- ğindiği kimi noktalardan -türban kadarolsun- söz et- miyor. nen, raporda "Türkiye 'de kadınlannyûzde 50'si- nin eşlerinden dayak yediği, işkence yapanlann dev- let tarafından korunduğu, doktortara baskı yapılarak işkenceye ilişkin raporlar hazıriandığı ve Rum Orto- doks Patriği'nin Ekümenlik srfatının tanınmadığı gibi pek çok konunun (eleştiri, şikâyet) yer aldığını" söy- lüyor. Raporda hükümetin "gösterdiği yüksek perfor- manstan" söz edilmesini Gül yeterli bulmuş olacak ki, diğer konulara türban kadar değinmiyor. • • • Gül ve hükümeti, AKP genel merkezi, kimi öylesi- ne duyarlı başka konular var ki destek vermelerınden vazgeçtik, konuşulmasını, gündeme getirilmesinı bı- le istemiyorlar. Kım bilir şimdi ne kadar pişmandır; RTE, seçım- den önce söz verdi. "Dokunulmazlıkları kaldıracaklar ya da -en azından- daraltacaklar"d\. Bir yıl oyaladılar. Aralannda bakanlann da bulun- duğu 64 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldınl- masını isteyen dosyalann komisyonda görüşülece- ğini ilan ettiler. Bir gün sürdü AKP'nin sözü. İlgili komisyon sudan bir nedenle dosyalan yine rafa kaldırdı. Kimlermi? Başta Dışişleri Bakanı Gül. "özelevrak- ta sahtecilik" suçundan dokunulmazlığının kaldınl- ması isteniyor. AKP genel sekreterı dahil, Meclis'te önemli görevler üstlenen (örneğin Başkanvekili Nev- zat Pakdil "nitelikli zimmet" suçuyla yargılanacak) pekçokAKP'li... Tabii bu ve benzeri kimi konular; Gül'e göre: "Tartışılmayacak kadar küçük sorunlar!" Kafede ihmal 9 can aldı OĞUZY1LDIZ Izmir'in Bornova il- çesinde bir kafede çıkan yangında 9 kişi yaşamı- nı yitirdi. Yaşamını yıti- renlerin panik sırasında mutafa sığınanlar oldu- ğu belirlendi. Çalışma ruhsatı bulunmayan ka- fenin ikinci çıkış kapısı- nın da inşaat nedeniyle kullanılamadığı ve bu nedenle kafe sahibinin giriş kapısını açık tut- ması için Bomova Be- lediyesi tarafmdan bir süre önce uyanldığı or- taya çıktı. Edinilen bilgiye göre Bornova Süvari Cadde- si ile 157. Sokak'ın ke- siştiği yerde bulunan bi- nanın zemin katındaki Nağme Kafe'de saat 21.30'daelektnkkonta- ğındaki kaçak nedeniy- le yangın çıktı. Duvar kaplamasında kullanı- lan straforların alev al- masıyla bir anda büyü- yen yangın paniğe ne- den olurken giriş kapısı- nın kapalı olması nede- niyle kafede bulunanla- rın çoğu mutfak kısmı- na sığınmak zorunda kaldı. Dumanlann kafe- nin her tarafmı sarması üzerine mutfakta bulu- nanlar duman zehirlen- mesinden hayatıru kay- betti. Binanın üst katın- da oturan yaşlı bir kadı- nın panikle balkondan atlayarak yaralanması üzerine Ege Üniversite- si Hastanesi'ne kaldınl- dığı bildirildı. Yangın, söndürülürken çıkanlan cesetler Ege Üniversite- si Hastanesi morguna götürüldü. Olayın du- yulmasının ardmdan ha- yatını kaybedenlerin ai- leleri bölgeye akın ettı. Izmir Emniyet Müdürü Halil Tatış ve Bornova Belediye Başkanı Cen- giz Bulut olay yerine gelerek ıncelemelerde bulundu. Yapay virüs üretildi I Baştarafı 1. Sayfada ğunu söyledi. Abraham, "Bu geİişme sonucun- da, çok uzak olmayan bir gelecekte, özel ola- rak tasarlanmış mik- roplardan oluşan bir koloninin. kömiirle ça- lışan bir fabrikanın atık kontrol sistemleri içinde yaşadığını ve mikropların fabrika- nın saldığı karbondi- oksitleri ve kirli atıkla- n yediklerini veya hava kirliliğini büyük oran- da azaltmak veya rad- yoaktif suyun zehirli etkilerini azaltmak için mikroplardan fayda- landığınuzı düşünmek çok daha kolay" dedi. Yapay virüsün, tedavisi olanaksız pek çok hasta- lığı iyileştirebileceği kaydediliyor. Virüs üret- meyi başaran araştırma ekibinin başında, insa- nın genetik haritasının çıkanlması çalışmalan- na da katılan Craig Ven- ter bulunuyor. Fransız-Alman birliğine doğru ERGİN YILDIZOĞLU Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, Fransa-AImanya birliği projesı ko- nusuna geniş yer verdi. Le Monde'a göre iki ülkenin polıtikalan- nı bazı alanlarda ortaklaştırmayı öngören bir Fransız-Alman Birliği projesi, Fransız ve Al- man yetkililerin gündeminde yeniden ön sı- ralara yükselmiş. Henry de Bresson ve Arnould Lapar- mantier'in yorumuna göre bu proje ve ilgi- li açıklamalar her şeyden önce, Avrupa Ana- yasası'nın geleceğiyle ilgili görüşmeler üze- nnde, özellikle Ispanya ve Polonya'yı hedef alarak baskı yapmayı amaçlayan taktık bir adım oluşturuyor. Eğer 25 ülke arasında sür- mekte olan görüşmeler çıkmaza girerse Fransa ve Almanya, daha büyük bir bütün- leşme için kendi yollarına devam edebile- cekler. Slmdlllk ütopya' Ancak bu birlik projesinin, dış politika, savunma, ekonomik ve toplumsal politika- lar gibi alanlan da kapsayan daha uzun dö- nemli stratejik bir yönelimi de söz konusu. Bresson ve Laparmantier, ilk kez yaklaşık 10 yıl önce, Alman Hıristiyan Demokratlann- dan Karl Lamers ve VVofgang Schouble ta- rafından önerilen Fransız-Ahnan birliği pro- jesinin, uzun bir aradan sonra yeniden gün- deme gelmesinde, Shröder ve Chirac'ın 2002'de yeniden seçilmesinin yanı sıra Irak krizınin ve Avrupa Birliği" nin genişleme sü- recinin ıçerdıği sorunlara ilişkin kaygılann rol oynadığını yazıyorlar. Fransız Başbaka- nı Raffarin "Eğer 25 üyeli Avrupa Birliği başansız olursa Fransa'ya, bir Fransız- Alman yakınlaşmasından başka ne seçe- nek kauyor" diye soruyor. Fransa-Ahnanya birliği projesi halen bir- çok alanda çok sayıda belirsizlik içeriyor. Bir üst düzey Fransız diplomatına göre. ana- yasanın geleceğiyle ilgili "hükümetlerara- st konferansın olası bir başansızlığı üze- rine Almanlarla henüz bir şey konuşul- mamış." Ancak, Fransa'nın Avrupa Birliği temsilcısi Pascal Lamy "AvTupa'nın bü- rünleşmeye devam edeceğinden emin de- ğiüz. Bu yüzden bir Fransa-Almanya bir- liğinin iyi bir panzehir olduğunu düşünü- yoruz" diyor ve ekliyor: "Bu herkesi hare- kete geçirici bir ütopya, ama illüzyona ka- pılmamak gerekir. Her iki ülkenin de ka- muoyları henüz hazır değil." Fransa daha Istekll Kısa dönemde anayasanın başansına yatı- nm yapan ve ABD ile arasındaki ihşkilerini daha ıyi betimlemeye çalışan Almanya'da yetkililerin ise Fransa-Almanya birliği pro- jesiyle ilgili olarak, Fransa dakiler kadar he- vesli olmadığı görülüyor. Stifftun Wissenc- haft und Politik'in direktörü Cristopher Bertram'a göre "Başbakan bir Almanya- Fransa birliği düşiincesini destekliyor, an- cak Atlantik seçeneğinin hâlâ ağır bastığı dışişleri ve savunma bakanlıkJarında ve hatta Alrnan siyasi sınıfı arasında aynı dü- zeyde bir isteklilik yok." Fransız ve Alman hükümetlerinin "vatan- daşlar, toplumlar ve kurumlar arasında daha doğrudan bir birliğin saglanmasına ilişkin yeni inisiyatifler geliştirmeye ka- rar verdikleri", Elyse Antlaşması'mn, bu yıl ocak ayında kutlanan 40. yıldönümü, ıs- ter istemez birlik süreci tartışmasını canlan- dırmıştı. tleri derece bir bütünleşmenin daha ola- naklı görüldüğü savoınma ve dış politika alanlannda ise çok fazla tartışma yok. Pas- cal Lamy de zaten "Fransız-Alman birliği- nin daha çok, Avrupa'nın ve Alman eya- letlerinin yapmadığı işler, özellikle savun- ma ve dış politika konulan üzerinde yo- ğunlaşması gerektiğini" savunuyor. Lamy her iki ülkenin ordulan, diplomatik bürokrasileri arasuıda ve Fransa'nın Birleş- miş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki yeri- nin paylaşılması konulannda bir bütünleşme ohnasından yana. Ancak, Le Monde'a göre bu bütünleşme- nin en kolay olacağı varsayılan alanlarda bi- le daha şimdiden oluşan kimi direnişler sü- recin zorluklanna işaret ediyor. Örneğin or- tak bir ordunun kurulmasmdan yana olan birçokAhnan yetkili bu ordunun NATO için- de kalmasını isteyebilır. Bu ise Stifftun Wissenchaft und Politik'in direktörü Cristopher Bertram'a göre "Fransa'nın ayrı bir yol izlemek istediği- ne ilişkin şüpheleri güçlendirir." Bertram'a göre "bütünleşme sürecinde, inisiyatif göstermek, esas olarak ulusal egemenlik- ten taviz vermemek konusundaki katı tu- tumuyla bilinen Fransa'ya düşüyor." Beriram, "Fransa'nın güçlü bir teklif yapması durumunda Almanya'nın hayır diyemeyeceğini ve Fransa'nın nükleer si- lahlanna ilişkin hassas konulannda tar- tışma dışında bıralalması gerektiğini" dü- şünüyor. Almanya'nın Av-nıpa Komisyo- nu'ndaki genişlemeden sorumlu üyesi Gün- ter Verheugen da "Nükleer güç Fransızla- nn elinde kalmalı, bunun pratik sonuçla- nnı ölçmek ve gereken sorumiuluklan ye- rine getirmek Fransa'nın işi olmahdır" diyor. Ancak Le Monde a göre bazı çevre- lerde, bu durumun Almanya'yı, Fransa'nın kıayruğuna takacağına ilişkin kaygılar da var. Eyuboğlu Maçka'ya uğurlandı Önceki gün 78 yaşında yitirdiği- nıiz değerli yazar, araştırmacı, çevirmen tsmet Zeki Eyuboğlu dün öğlen Çiçekçi'deki Selimiye Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından memleketi Maçka'ya uğurlandı. Cenaze törenine, Alpay Kabacalı, Aydın Hatipoğlu, Osman Şahin, İs- met Kemal Karadayi, Egemen Berköz, Gülsen Tuncer, Engin Ayça, Günel Altmtaş, Halil İb- rahim Bahar, Öner Ciravoğlu vd. yazarlar; Mehmet Atay (e), Ğürel Uğurlu (Say), Izzet Ka- ya (Anadolu Sanat), Muzaffer Erdöğdu (Pencere), İsmetArslan (Berfin), Zeynep Gülbay (Sos- yal) vd. yayıncılar; Eyuboğlu'nun ailesi, akrabalan ve dostlan katıldı. (SERKAN YILDIZ) Çingeneye yurttaşbk yok • Baştarafı 1. Sayfada Çingenelikle ilişkilerinin bulu- nup bulunmadığının" da araş- tınhnası istendi. Düzenleme ile emniyet mü- dürlükleri yurttaşlık başvıırusu yapanlar hakkmda Çingene olup olmadıklan yönünde de araştır- ma yapacak. Emniyet elde ettiği bulgulan ise Içişleri Bakanlı- ğı'na gönderecek. Başvuruda bulunanlardan Çingene olanlann yurttaşlık başvurularımn redde- dihnesi de gündeme gelebilecek. Yasadaki aynmcı maddenin tçişleri Bakanhğı tarafından da- ha da genişletilmesi ise tepkiyle karşılandı. Çingene Kültür Der- nekleri Federasyonu Kurucular Kurulu Geçici Başkanı Mustafa Aksu, tepkisini "Ahmet'i, Al- i'yi, Veli'yi yurttaşhğa alıyor- sun da başka isimli olanlan ne- den almıyorsun" sözleriyle di- le getirdi. Suçlu olanlann yurt- taşhğa alınmayabileceğini, bu- nun doğal olduğunu belirten Ak- su, "Ancak hiçbir suçu yoksa, Çingeneliği suçlu gibi görmek ve göstermek yanlış. Biz zaten bunun düzeltilmesi için çalışı- yoruz" diye konuştu. Uğraşılan sonunda 2001 yılın- da Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir genelge yayımlayarak eski basım Türkçe sözlükkrde yer alan Çin- gene tanımlannda "düzeltme ve çıkartmalar" yaptığını belirten Aksu, 2002 yılında daTürk Dil Kurumu'nun eski basım sözlük- lerden bu tür ifadeleri çıkardığı- nı anlattı. Yine Milli Eğitim Ba- kanhğı 'nın yayımladığı genelge ile eski basım Türk Ansiklopedi- si ile Islam Ansiklopedisi'nde düzeltmeler yaptığına işaret eden Aksu, Çingeneler hakkında ağır ithamlann yer aldığı Türkiye Çingeneleri isimli kitapla ilgili olarak ise Kültür Bakanhğı ile davalık olduğunu dıle getirdi. Aksu, Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nın da Çingenelerle ilgili olumsuz söylentilerin önlenme- si amacıyla din görevlilenni uyardığını belirterek "tçişleri Bakanlığı'nın düzenlemesi bü- tün bu çalışmaları yaralaya- cak. Bu düzenleme, insanlar ve topluluklar arasında bölücü- lük ve ayrımcılık yapacak. Biz zaten İskân Yasası'ndaki ay- nmcı maddenin düzeltilmesi için uğraşıyoruz. Hiçbir etnik köken bir diğerinden üstün sa- yılamaz" dedi. İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, Içışleri Bakanlığı'nın yurttaşlık ölçütlerinin aynmcı düzenlemeler içerdiğine işaret etti. Öndül, düzenlemenin iltica ve mültecilikle ilgili uluslararası insan haklan belgelerine aykın olduğunu belirterek "Bu aykın- lık sadece bu yeni çalışmavla il- gili değil. Türkiye'nin İskân Yasası'nda da ayrımcılık var. 1934 yılında çıkanlan fskân Yasası'nda göçebe Çingenele- rin Türkiye'ye alınmayacağı yazılı. Kabul edilemez bir uy- gulama. Irk, din vb. nedenler- le yeryüzünde hiç kimse aynm- cılığa tabi rutulamaz. Yurttaş- hğa alınmada kıstaslar dini ya da ırki olamaz" dedi. Bütce geçti Belediyeler için seçim ödeneği ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - 2004 bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Ko- misyonu'nda görüşühnesi sı- rasında verilen "tekrir-i mü- zakere" (yeniden görüşme) önergesi ile belediyelere, "belediyelere yardım öde- neği" adı altında "yeteri ka- dar" ödenek aktanlması ka- bul edildi. Tasanda, 2004 yılında me- mur maaşlannda iki dilim ha- linde yüzde 6'şar oranında ar- tış yapılması, aynca sözleş- melileri de kapsayacak biçim- de 160 mılyon lira ödenmesi öngörülüyor. Tasannuı bayramdan sonra TBMM Genel Kurulu'nda 2Örüşülmesi beklenivor. Dün gece tamamlanan görüşme- lerde 2004 bütçesi harcama rakamı, komisyon öncesine göre 150 trilyon lira arttmla- rak 150 katnîyon 508 trilyon liradan 150 katrilyon 658 tnl- yon liraya çıkanldı. Yasanın memur maaşlan ile ilgili 31. maddesinın görüşül- mesi sırasında ise hareketli tartışmalar yaşandı. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın, me- murlann enflasyona ezdiril- mediğinı söyleyerek yaptığı "Bütçe rakamları ortada. Ay ay TÜFE endeksi ile me- murun reel eline geçeni ya- zın. Her ay aldığı maaşı dö- vize değil deTÜFE endeksi- ne çevirirseniz yüzde 17'yi bulursunuz" hesabına CHP millerv ekili Ali Kemal Kum- kumoğlu "Hükümet me- mura yüzde 6 artı yüzde 6 zam yapacağını açıkladı. Bu yüzde 17 de nereden çıkı- yor? Sayın Bakan rakam- İarla sihirbazlık yapıyor" diye tepki gösterdi. .\KP, bütçe görüşmeleri sı- rasında verilen önergelerle kamu yatuımlannda ilke edindıği "Yatınmda önceli- ği, tamamlanmaya yakın projelere verme" anlayışını delerek Ilısu veYusufeli baraj projelerine de kaynak aktarıl- masuıı sağladı. Görüşmelerde CHP'li Aldf Hamzaçebi'nin verdiği bir önergeye AKP'li komisyon üyeleri ile hükümetin de des- tek vermesiyle Maliye Ba- kanlığı'na verilen emeklile- rin vergi iadelerini yüzde 50 azaltma vetkisi de kaldınldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada en yüksek fiyatı veren firma ve TEKEL'i ucuzlaştır- ma süreci açısından yaklaşalım. Türkiye ve etrafın- daki sigara piyasası, çokuluslu şırketlerin oyunları ve üretici boyutu da ayrıca irdeleyeceğimiz konular olacak. Ihaleye iki firma katıldı: British-American Tobacco (BAT) ve Japan Tobac- co International (JTI). En yüksek fiyatı JTI verdi; 1 milyar 150 milyon do- lar. Herkes 3 milyar dolar civannda fiyat beklerken, bunun yansının bile gerçekleşmemesi herkesi şa- şırttı ya da herkes şaşırmış gibi yaptı! Ihale koşul- lanna uygun olmamasına karşın, Malı-ye Bakanhğı JTI'ye fiyatı biraz yükseltmesi halinde satışı yapa- bileceğini duyurdu. "Bıraz"dan ne anlaşıldığı da ifa- de edildi: 1.5 milyar dolara çıkın TEKEL'in sigara bölümü si- zin! Ancak Japon firması bunayanaşmadı, sadece 50 milyon dolar arttırdı. Yeni ihale açılırsa Japon firma- sı da yeni bir karar alacak. TEKEL niçin satılıyor? IMF'den Dünya Bankası'na herkes, devlet siga- ra mı üretir, bu işte tekel mı olur, hemen elini çeksin dediği için... Şimdi JTI'yi masaya yatıralım... - Firmanın temel alanı, tütün, mühendislik, tuz, i- laç, gıda ve emlak. - Şırket hisselerinin yüzde 66.7'si halen Japonya Maliye Bakanlığı'na, yanı devlete ait. - Dünyanın 3. büyük sigara üretıcisi. - Japonya pazanndaki ilk 10 markadan 9'u bu fır- maya ait. Lıder marka Mild Seven bu firmanın. - Japonya'da 25 sigara fabrikasına sahip. önü- müzdeki 3 yıl içinde 4 ana fabrikasına 24 adet yeni teknoloji ürünü sigara makıneleri eklenecek. Tıpkı 5 çımento fabrikamızı Fransız devlet şırke- tine satışımız gibi, TEKEL'imizı de Japon devlet şir- ketinesatmayagiriştik. Budurum TEKEL'in ne olur- sa olsun özelleştirilmesı gerektiği savını çürütüyor. B-öl sat! Türkiye, dünyanın 8. büyük sigara pazarı. TEKEL bu pazarın yüzde 61'ine sahip. Yani, Japon f'ırma- sının kendi ülkesındeki payından daha düşük. Dünyadaki sigara pazarlarının çoğu ya durağan- laştı ya da küçülüyor. Türkiye pazarı bunun aksine ne yazık ki büyüyor. Peki nasıl oldu da gelişen, büyüyen pazann en bü- yük fırmasının değeri düştü? Sıradan Anadolu insanı bile malını en iyi fiyata sat- mak için, "Kimse yoğurdum ekşi demez" demiş. Bizim bakanımız ise "Ben TEKEL'i ne pahasına olursa olsun satanm"\a başladı, "Müşterigelsin ge- ce pijamamla çıkar imzamı atanm" diye devam et- ti, işi "Babalar gibi satanm"a getirdi. Bu noktadan sonra sanıyoruz Bakan Unakrtan ın aklına "baba" ile başlayan öteki deyimlergeliyordur! Bir başka önemli sorun bu hükümeti de aşan, ön- ceki dönemlerden süregelen TEKEL'İ yatırımsız bı- rakma uygulaması. JTI'in hedefini yukarıda aktardık; 3 yılda 4 büyük fabrikası Kita-Kanto, Tokai, Kansai ve Kita-Kyus- hu'yu modernleştirecek. Türkiye'nin TE'KEL' politikası ise tam tersi oldu! Belki de ilk sıraya alınması gereken sorun ise In- giliz gazetesınin altını çizdiğı durum: TEKEL'İ ahlaksız bürokratlar ucuzlaştırdı! Nedense kimse üzerine alınmadı, kimse de araş- tırma gereği duymadı. TEKEL'in önemli noktalarında çalıştıktan sonra çokuluslu şirketlere gidenler kimler? TEKEL'de çalışırken rakip fırmalara bilgi taşıyan- lar kimler? Morgan Stanley firmasının değerlendir- melerı okunurken kimler yarım heceleyıp sadece 'morg' kısmını öne çıkardı? Deyim yerindeyse dünyada 'top on' listesindey- er alan kurum 'tapon' hale getırildi. Bütün bu olup bitenlerden ders almayan hükümet, oyunun yeni perdesine hazırlanıyor B-öl sat! ankcum / ktv.ttnet.net.tr ABD konvoyuna saldın I Dış Haberler Servisi - Irak'ın kuzeyinde yola yer- leştirilen bombanın bir Amerikan konvoyu yakınında patlaması sonucu bir Amerikan askeri yaralandı. Böl- gede IKYB'nin bürolanna da saldın düzenlendiği bil- dirildi. Bağdat'ta ise ABD'nin "Demir Çekiç' operas- yonu kapsamında diin de patlama sesleri duyuldu. 'KADBCIe esir degişimi olmadr • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Büyü- kelçisi Eric Edelman, Dışişleri Müsteşan Ugur Zi- yal'le görüşerek Kuzey Irak'ta geçen günlerde yaşa- nan ABD-K.\DEK çattşmasına ilişkin bilgı verdi. Edelman, olayın bir operasyon olmadığını ve KA- DEK'le esir degişimi yaşanmadığını belirtti. Molla Ömer'den kaset I Dış Haberler Seoisi - Taliban lıderi Molla Ömer, rejıminin yıkılışının ıkıncı yıldönümünde eski komu- tanlannı cihadı terk etmekle suçladı. Kimliği bilinme- yen motosikletli bir kışi. dün Afganistan'ın Pakistan sınınndaki Spin Boldak kentinde Reuters muhabırine, Molla Ömer'e ait olduğu ileri sünilen ses kaseti verdi. Ömer kasette komutanîannı inançsızlıkla suçladı. Ülkü OcakJan Merkezi'nde sorgu • A>fKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emni- yet Müdürlüğü'ne bağlı sivil polis ekipleri, Ülkü Ocaklan Eğitim Kültür Vakfi Genel Merkezi'nde sor- guda bulundu Dün akşam saatlerinde vakfın Bal- gat'takı genel merkezine gelen polıs ekipleri, Genel Başkan Alişan Satılmış ile görüşmek istediklenni be- lirtti Ekipler, 3 saat bekledikten sonra buradan aynldı. Polis karakrtuna saldmı • TUNCELt (Cumhuriyet) - Tuncelinin çarşı mer- kezınde bulunan ve üst katında Emniyet Müdüru Si- nan Salman'ın konutunun bulunduğu Şehit Nahit Bu- lut Polis Karakolu'na akşam saatlerinde el bombalı saldın düzenlendi. Saldında, nöbet tutan polis memur- lanndan Savaş Meral çeşitli yerlennden. Orhan Burç ağır olarak yaralandı. Yaralı polisler ilk müdahalenin ardından Elazığ Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle