23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER MesutIktu istîfa etti • KüMrServis-îstanbulDevlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmenı bariton Prof. Mesut tktu, görevinden aynldı. îktu "Üniversitedeki görevime, kadrolu profesör olarak atanma teklifini; öğrencilerime ve kendi sanatsal çalısmalanma daha çok zaman ayırmak düşüncesiyle kabul etmiş bulunmaktayım." dedi. Gülep'm pesim sergisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ressam Emin Güler'in sergisi bugün saat 18.00'de Dam Sanat Galerisi'nde açılacak. 'Kısmetın Peşınde' başlıklı serginin davetiyesine bir yaa yazan M. Sadık Aslankara, "Sözgelimi bir giriyorsunuz uçsnz bucaksız san ekin tarlasına, başak veren siz oluyorsunuz; sular altında balıklara, kuşlara; güneşlerle kamaşıyorsunuz... Sonra bakıyorsunuz kuşlar denizde yûzüyor, bajıkJarsa göklerde süzülüyor. Ötesi? Bir Emin Güler şenJiği artık" diyor. Kaya için anıtmezar • PARİS (AA) - Fransa'nın başkentı Paris'te üç yıl önce ölen müzısyen Ahmet Kaya'nın anısına yapılan anıtmezar, yann Pere- Lachaise Mezariığı'nda düzen- lenecek törenle açılacak. Arutmezann açıhş töreninde, sanatçının eşi Gülten Kaya, Uluslararası Insan HakJan Federasyonu Başkanı Patrick Baudoin, Fransız yazar Gerard Chaliand ve Pans Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan birer konuşma yapacakJar. Eve yaklaşmama cezan • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir'de eşini dövdüğü için '3 ay eve yaklaşmama cezası' verilen kocaya, sürenin bitmesinin ardmdan bu kez '6 ay eve yaklaşmama' cezası verildi. Daha önce eşi Dilek Özkan'ı dövdüğü için eşinin ve çocuklannın bulun- duğu eve 'yaklaşmama cezası' ver- ilen Ahmet Özkan, cezanın biti- minden sonra eşini ikinci kez dövünce, 3. Aile Mahkemesi tarafindan, bu kez 6 ay süreyle eşıne ve çocuklanna 100 metre yaklaşmama cezası aldı. SÖZÇİZGİNİN Türhan Selçuk GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Kim İnanır? TÜRKİYE'NİN "VVALL STREETİ.. Kızılay'daki yaya trafiği düzenlemesine yürütmeyi durdurma karan Gökçek'e yargı tokadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 5. tdare Mahkemesi, Büyük- şehir Belediye Başkanı Metih Ğök- çckın istemi doğrultusunda tl Tra- fik Komisyonu 'nca gerçekleştinlen ve Kızılay da "yayalan altgeçitlere mah- kûm eden" trafik düzenlemesının yü- nıtmesıni dnrdurdu. Avukat Sedat Vu- ral, "Kızılay'daki yaya geçitlerinin plastik cam ve beton bariyerlerie ka- paülarak yayalann metro aKgeçitleri- ni kuOanmalanna yönetikAnkara Va- HBği ile Büyükşehir Beiediye Başkan- hğı işJeminin r> yürütmesinın durdu- rulması ve iptali ıstemıyle dava açmış- tı. Davayı görüşen mahkeme, düzen- lemenın yürütmesini oybirliğıyle dur- durdu. Mahkemenuı karar gerekçesin- de, şehır içinde yaya ve araç geçişle- rine yöneük trafik düzenlemeleri hak- kında uygulama ve karar alma yetki- sinin il ve ilçe trafik komisyonlanna ait olduğu anımsatılarak şunlar kay- dedıldi: u ll Trafik Komisyonu'nun karannda, davah belediyenin teklifı doğrultusunda Kızılay kavsağmda va- ya geçişlerinin engelknerek tüm yaya hareketJerinin metro giriş ve çılaşla- nna yönlendirilmesi yolunda bir ka- rar almmadığ] halde, Ankara Büyük- şehir Belediyesi'nce yaya geçişlerinin kapaübnası suretiyle fiiB durum ya- raülarak vetki gaspmda buluaulduğu tartjşmasızdır.* 1 izinsiz amblem kullanmaya tepkî Kıunaş'tan suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avukat Rahmi Kumaş, başkentte "mahkeme karanna karşın izinsiz ve tescilsiz ambiem kullanmaya devam ettiğT gerekçesıyle Mefih Gökçek hakkında fçışleri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu. Avukat Kumaş, "1995 tarihli Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi karannm iptali yolunda verilen Ankara 2. Idare Mahkemesi"nin kararuu uygulamadığı'' gerekçesıyle Içışlen Bakanlıgı"na baş\aırdu ancak işleme konmadı. Bunun üzerine Danıştay 2. Dairesi'ne başvuran Kumaş'ın itirazı kabul edildı, dosya îçişlen Bakanlığı'na gönderildi. "Türkiye Komisen" Verhe- ugen, Italyan La Repubblica gazetesine bir demeç verdi. Konu, Türkiye ve Türkiye'nin AB üyeliğı. Gazete, söyleşiyi, "Askerier Iktidardan Çekilmeli", "Avrupa Birtiği'nin Türkiye İçin Şartlan" başlıklanyla yayımladı. Verheugen, Türkiye'de "Or- dunun medya ve eğitim ku- rumlannda söz sabihi olması- nın engellenmesi" gerektiğini söylemiş. Ordunun Milli Güvaı- lik Kurulu gibi kurumlardan elini çekmesi gerektiğini de söyle- miş. Neresinden tutsan elinde ka- lacak abuk sabuk laflar. "Askerier iktıdardan çekilme- li" ne demek? Türkiye'de as- kerier iktidarda mı? Adam, "as- keri iktidar" görmemiş konuşu- yor. Bizim bildiğimiz, Türkiye'de Meclis'te lök gibı oturan, "sivir tek parti iktidarı var. Türbanı bayrak gibi kullanıp devletin kıl- cal damarlarına kadar yerleş- mekte olan bir iktidar. Milli Güvenlik Kurulu'nda sivil sayısının arttınlarak askerlerin azınlığa düşürülmesi, Milli Gü- venlik Kurulu Genel Sekreterli- ği'nin hemen hemen ortadan kaldırılması Verheugen'ı tatmin etmemiş olacak ki, hazret "Or- du elini eteğini çekmelidir" de-' mış. Halt etmiş. Demek kj, Av- rupa ülkelerindeki milli güvenlik kurullanndan bile haberi yok. "Ordunun medya ve eğitim kurumlannda söz sahibi olma- sının engellenmesi" ne demek? Ordu, hangi medya kurumunda etkili? Medya ıle ordu arasında şu sıralarda görünen tek bir iliş- ki var: Birkaçı dışında hemen hemen tüm medya kuruluşla- nndan orduyu köşeye sıkıştır- mayı, etkisiz, görevlerini yapa- maz hale getirmeyi amaçlayan saldınlar. Oyle saldınlar ki, kimi medya kuruluşlannda, ordunun komutanlarını hedef alan kişisel hakaretlere kadar vanyor. Ve o komutanlar, kışilik haklannı ko- ruyabilmek için mahkemeye başvurmak zorunda kalıyorlar. llk ve orta öğretım okullarının başına Imam-Hatip mezunlannı getiren de ordu değil, aynı sivil iktidar. "Söz sahibi" birileri varsa, ik- tidar yağcılığı uğruna Türk Or- dusu'nu hedef alan bir kısım irili ufaklı medya. Mağdur olan biri- leri varsa, onlar da askerier. Ama bunlar, AB'ye ve AB ya- lanlannın Türkiye sözcülerine yetmiyor. Kopenhag kriterlerin- de yer aJmadığı halde, Kıbns'ta teslimiyeti bir koşul olarak Tür- kiye'nin önüne süren ve bunu "kasten ve bilerek" yaptığını utanmadan söyleyenler, Türk askerini tamamen köşeye sıkış- tırmak istiyorlar. Süleymaniye'de Türk subay- larının başına çuval geçirilme- sınde, AB ilerieme raporundaki Kıbrıs koşuluna, Verheugen'in ısrarlı yalanlanndan, borsa dü- şer diye askerin güvenlik konu- lannda bile konuşmamasını is- teyen gazete haberierine kadar çok geniş bir kampanya, bu amaca hizmet ediyor. Çünkü, Türkiye'de, Ortadoğu ve Balkanlar'da güçlü bir Türk Ordusu istenmıyor. Hele hele bu ordu, devlet kuran bir orduy- sa, o devletin, kuruluş felsefesı doğruftusunda çağdaş uygariı- ğa doğru yürüyüşünü garanti etmişse, laik ve demokratik Cumhuriyetin savunucusu ise, her türlü uluslararası ittifaka rağmen, önce ulusunu ve onu- runu bayrak yapıyorsa, gerekti- ğinde dünyanın en büyük güç- lenne bile meydan okuma ge)e- neğini sürdürebilıyorsa, o ordu- nun o haliyle o bölgede isten- memesi şaşırtıcı olmaz. Onlar için Türk Ordusu'nun bir muz Cumhuriyeti ordusuna ya da hükümetin emrinde bir polis gücüne dönüşmesi daha iyidir. Sorun gerçekten AB'ye uyum olsa, bugün ordunun savundu- ğu ve koruduğu ilkelerin AB kri- terierine daha uygun olduğu di- le getirilmez miydi? AB bu ilke- lerden hangisine karşı? Kadının çarşafa sanlmasına mı? Kadının eve kapatılıp toplumdan sak- lanmasına mı? Laık eğitime mi? Çağdaş hukuka mı? Dınin dev- let işlerinden ayrılmasına mı? Pazar gününün tatil olmasına mı? Miladi takvime mi? Hiç inandırıcı değilsiniz Bay Verheugen? hikmetbila ntv.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle