Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 KASIM 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DİZİ
AHLÂKARANIYOR TURHAN SELÇUK
DÜRÜSÎ
TASÎAÎLî
İSTASBUL
ABDÜLCAKEAZ'
HAKİKüUDZ
MACIRALAHI
TEKMİ1İ
5 Kasım seçimlerine ilişkin tekçözüm tarzı sahtecilikle sakatlanmış seçimlerin iptali veyenüenmesi idi
Hukuka rağmen istikrar olmazSABtH KANADOĞLU
Yargıtav Onursal
Cumhurivet Başsavcısı
-3-
Tam kanunsuzhıknaBeri,sadeceaday-
laria ilgili yetersiziik hallerini kapsa-
maz. 298 sayıh yasada yer alan tam ka-
nunsuzluk halleri sınırlayıcı değil, sı-
ralayıcıdır. 298 sayıh yasanın 130'5'in-
ci maddesinde "yaş,vatandaşlık,okur-
yazarofanaveadh"skü kaydıyönünden''
aykınlıklann tam kanunsuzluk sayıldı-
ğı sıralayıcı olarak yasa koyucu tarafuı-
dan açıkça ifade edilmiş; YSK de tam
kanunsuzluk hallerinin bunlarla sırur-
lı olamayacağını Bahattin Şeker kara-
nnda vurgulayarak anayasanın 76'ncı
maddesı gereğince "adaylann askerlik
koşuhınu taşımamalannı da" tam ka-
nunsuzluk halı olarak saymıştır.
Adayın seçilme yeterliliği taşıması ha-
lini iptal nedeni sayan yasa koyucu-
nun, siyasal partinin seçime girme ye-
terliliğının bulunmaması halini ıptal
nedeni saymaması düşünülemez. Aday-
larla ilgili biryeterlilik değerlendirme-
si, öncelikle adayhktan bahsedilebil-
mesi için, kişinin aday olduğu partinin
yeterliliğinin değerlendirilmesini zo-
runlu kılmaktadır. Bu nedenle bir siya-
si partinin seçımlere katılma yeterlili-
ğinin bulunmasının, mevcut yasal dü-
zenleme karşısında dahi tam kanun-
suzluk halini oluşturduğu tartışılama-
yacak bir hukuksal gerçektir.
YSK'nin tüm ülkede yapılan seçim-
leri iptal etme yetkisinin bulunmadığı
iddiası. hukuki değildir. Yolsuzluk tüm
ülkeyi kapsıyorsa YSK her seçim çev-
resinde, ayn ayn da olsa seçimleri ip-
• YSK'nin tüm ülkede yapılan seçimleri iptal etme yetkisinin bulunmadığı iddiası, hukuki
değildir. Yolsuzluk tüm ülkeyi kapsıyorsa YSK her seçim çevresinde, ayn ayn da olsa seçimleri
iptal yetkisini taşımaktadır. Seçimlerin dürüstlük içerisinde yapılmasını sağlamakla görevli bir
kurulun, tüm seçimlerin "dürüstlük içerisinde" yapılmamış olduğunu saptaması halinde,
seçimlerin iptali ile yinelenmesine karar vermesinden doğal bir çözüm olamaz.
tal yetkisini tasımaktadır. Seçimlerin
dürüstlük içerisinde yapılmasını sağla-
makla görevli bir kurulun, tüm seçim-
lerin "düriistiük içerisinde* yapılmarruş
olduğunu saptaması halinde, seçimle-
rin iptali ile yinelenmesine karar ver-
mesinden doğal bir çözüm olamaz. Bu-
radayapılan, yasama organırun feshi de-
ğildir. YSK'nin böyle bir fesih yetkisı
yoktur; ancak yolsuzluğun boyutu itı-
banyla, verilecek ıptal karannın "do-
layh sonuoT olarak TBMM dağılmak-
tadır. Hukuka saygı ve hukukun üstün-
lüğüne inanç, bu durumda kalan
TBMM'nin böyle bir karan dahi bek-
lemeden ve "meşruiuktartışmalanya-
ratmadan" seçim karan almasıru ge-
rektirmektedir.
DEHAP karan fl
TBMM'deki 'temsil zaafıyetine' YSKkaranyla 'kanunsuzluk özürü' de eklenmiştir
DüğümüMecfis'in seçim karan çöztneGydi
Prof. Dr. NECMİ YÜZBAŞIOGLU
Galatasaray Üni. Hukuk Fak. Anaya-
sa Hukuku Öğretım Üvesi
-3-
cc) Bir kere, DEHAP'ın seçimlere
katılma yeterliliği bulunmadığı halde se-
çimlere katılmış olması, seçim hukuku
yönünden, Yüksek Seçim Kurulu'nun
içtihadı ile belirlenen "tam kanunsuz-
luk" halidir ve bu 3 Kasım 2002 seçim
sonuçlannı etkilemiştir. Bu kanunsuz-
luk hali tam olarak ancak. 3 Kasım 2002
seçimlerinın "tekrarlanmasıyla" dü-
zeltilebılir. Bu da 3 Kasım 2002 seçim-
lerinın iptali ile mümkün olabilir. 2839
sayıh Milletvekili Seçimi Kanunu'nun
33. ve 39. maddelerinde, YSK'nın
"bir veya birkaç seçim çevresin- |
de" seçimleri iptal yetkısmden sö-
z edilmiş; seçimlerin tümüyle ip-
tali öngörülmemiştir. Bu noktada,
tek tek seçim çevrelerinde seçi-
min iptali yoluyla, YSK'nin tüm
seçim çevrelerinde seçimi iptal
edebileceği yorumu yapılabilir.
geri dönmek ve o zamandan bu yana
TBMM'yi, kurulan hükümetleri ve yap-
tıklan ışlemleri de hukuken geçersiz
kabul etmek demektir. Bu da. gerçek-
çi bir çözüm olamayacağı gibi, Meclis'in
feshi, hatta geriye de etkili olması ba-
kımından ondan daha kapsamlı bir yet-
ki anlamına gelir.
Oysa, TBMM'nin açılışından bu ya-
na, Türk anayasa hukulcunda Meclis'in
istimran (devamlılığı) kuralı esastır ve
bu doğnıltuda, hiçbir anayasamızda, ne
Cumhurbaşkanına ne de Meclis'ın ken-
disine, fesih yetkisi tanımamıştır. Biz-
de, 1961 ve 1982 anayasalanmızda,
belli koşullarda Cumhurbaşkanı'na ve
Meclis'ın kendine tanınanyetki fesih de-
koşuüarda Cumhurbaşkanına ve Mec-
lis'in kendisine tanımıştır. YSK'ye böy-
le bir yetki verilmemiştir.
Sonuç olarak, kanımızca, bu durum-
da YSK'nin alabileceği en doğru karar,
"DEHAP'm seçimlere katılma yeterli-
liği bulunmadığı halde seçimlere kabl-
dığının ve bunun seçimlerin sonucunu
etkileyen tam kanunsuzluk hali oktu-
ğunun; anayasa ve yasa hükümleri kar-
şısuıda bunun ancak Meclis'in alabile-
ceği bir seçimleri yenileme karan ile gi-
derilebileceğinin tespiti" olmalıdır.
Ayrıca, DEHAP'la ilgili Yargıtay'ca
onaylanan Ankara 2. Ağır Ceza Mah-
kemesı'nin karan, anayasanın 138 son
hükmü uyannca, kuşkusuz, TBMM ıçin
• 3 Kasım 2002 seçimleri Meclis'in oluşumunda ciddi bir temsil
sorunu yaratmıştır. Kullamlan geçerli oylann %45'i dışanda
kalırken, ancak %55'i Meclis'te temsil edilebilmiştir. Toplam
seçmen sayısı üzerinden Meclis'te temsil edilme oranı ise %40'tır.
Klmsenin Meclis'i fesih
yetkisl yoktur
Ancak, asıl önemli olan böyle bir ka-
rann uygulanma imkânmın olmaması-
dır. Çünkü, seçimlerin iptali ile amaç-
lanan kanunsuzluğun düzeltilebilmesi
için, aynı seçmen ve adaylarla ve DE-
HAP'sız oy pusulalan ile 3 Kasım 2002
seçimlerinin (oy verme ışleminin) tek-
rarlanması gerekir. Aradan geçen bir
yıldan sonra bu fıilen ve hukuken im-
kânsız hale gelmiştir.
Öte yandan, idare hukuku alanında,
bir işlemin iptal edilmesi halinde, o iş-
lem yapıldığı andan itibaren geçersiz
olur. Dolayısıyla, 3 Kasım 2002 seçim-
lerinin iptali demek, 3 Kasım 2002'ye
ğil, seçimlerin yenilenmesidir. Çünkü,
fesih halinde, fesih karan ile birlikte
Meclis'in hukuki varlığı da sona erer-
ken; seçimlerin yenilenmesinde, yeni se-
çim yapılıp Meclis oluşuncaya kadar es-
ki Meclis hukuki varlığını, görev ve
yetkilerini sürdürür. Fesih yetkisi Mec-
lis'in hukuki varlığını, görev ve yetki-
lerini sürdürür. Fesih yetkisi Meclis'in
istimran ilkesine ters düşerken, seçim-
lenn yenilenmesi bu ilkeye uygun dü-
şecektir.
Bütün bu nedenlerle, Meclis'in fes-
hinin bile kabul edilmediği bir anaya-
sal sistemde, fesihten daha kapsamlı
sonuç doğuran YSK'nin seçimleri tü-
müyle iptal yetkisinin bulunduğu tezi
de kabul edilemez. Anayasa seçimlerin
yenilenmesi yetkisini ise, sadece belli
de gecikmeksizin yerine getirilecek
bağlayıcı bir karar nitelığindedir.
YSK'nin vereceği böyle bir tespıt ka-
ran. bu bağlayıcılığı daha da pekiştire-
cek, TBMM üzerindeki hukuki baskı-
yı arttıracaktır. Sorunun nihai çözümü
ise, ülke barajınm duşürülüp, adil ve
dürüst bir seçimin alryapısını oluştu-
ran anayasal ve yasal değişikliklerden
sonra yapılacak aceleye ve oldubittiye
getirilmeyen bir erken genel seçimle
mümkün olabilecektr.
Kaldı ki, 3 Kasım 2002 seçımlen
Meclis'in oluşumunda cıddi bir temsil
sorunu yaratmıştır.
Kullamlan geçerli oylann %45'i dı-
şanda kalırken, ancak %55 'i Meclis'te
temsil edilebilmiştir. Toplam seçmen
sayısı üzerinden Meclis'te temsil edil-
me oranı ise %40'tır. Ortaya çıkan bu
tablonun Anayasa'nın 67. maddesin-
deki "temsflde adalet" ilkesiyle bağ-
daşmadığı açıktır. Bu oran aynı zaman-
da, 80. yılını yaşayacağımız Cumhuri-
vet tarihimizin en düşük temsil oranı-
dır.
TBMM'nin saygınlığına gölge
düsürülmemeltdir
Meclisin oluşumundaki bu "temsil
zaafhetine", DEHAP karan ile birlik-
te "kanunsuzhık özürû" de eklenmiş-
tir. TBMM, dünyada örneğı olmayan bır
ulusul kurtuluş savaşı yöneterek em-
peryalizme karşı bağımsızlık savaşı ka-
zanıp, Türk ulusunu yeniden yara-
tanveT.C. De\letınıkuranbirmec-
listir. Bu meclis aynı zamanda, Ba-
tı'nın yüzyıllar süren Rönesans,
reform ve aydınlanma çağı değer-
lerini 15-20 yıl gibı kısa bir süre
ıçinde Türk ulusuna kazandıran
devrimci bir meclistir. Böylesine
şanlı, böylesine saygın bir mazisi
olan TBMM'yi, oluşumunda temsil z-
afıyeti, kanunsuzluk özrü bulunan bir
konuma sokmaya kimsenin hakkı yok-
tur. Hiçbir sorun, ya da çıkar TBMM'nin
mazisindeki saygınlığa gölge düşürme-
ye katlanmanın ya da seyırci kahnanın
haklı nedeni olamaz. Hele ekonomik so-
nınlar hiç olamaz. Bunun vebali bü-
yüktür. TBMM'yebiranöncemazisi-
ne yakışır konum, onur ve saygınlık ka-
zandırmak, başta milleUekilleri olmak
üzere Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşa-
yan tüm kurum ve kişilerin tarihsel so-
rumluluğudur. Umanz ve dileriz ki,
DEHAP karan böyle bir sorumluluğu
yerine getirmenin tetikleyicisi olsun.
Yolsuzluğun boyutu. bir veya birkaç
seçimçATesini kapsarken YSK'nin bu
yerlerde seçimleri iptal edebileceğini
söyieyip; yolsuzluğun boyutu tüm ülke-
yi kapsadığı zaman ise'"YSK yetkılı de-
ğildir" demek, vx>lsuztuklan tüm ülke
geneöni kapsar hale getirip YSK'nin
görev dışı bırakümasuıa açıkbir teş>ik
değümidir?-
Ara formüller çözüm degll
Tam kanunsuzluk halinde, tam kanun-
suzluğa konu işlem ortadan kaldınl-
makta, hukuki sonuç doğurması ön-
lenmektedir. Bu nedenle örneğin, tam
kanunsuzluk bir seçim çevresini kap-
sıyorsa seçim o çevrede, tüm ülkeyi
kapsıyorsa seçim ülke genelinde yine-
lenmelidir. Yoksa başka ara formüller
üreterek mutlak olarak sakat işlemi ya-
şatmak, düzeltmek, yok saymamak dü-
şünülemez. DEHAP olayında olduğu
gibi, seçimlere katılma yeterliliği olma-
yan birpartinin seçime girmesi, "seçim
adalet ve rekabetini, eşitiiğini. seçimin
dürüsdüğünü" bozmakta, bu durum-
da tüm ülke genelinde seçimleri etkı-
lemekte, aynca DEHAP'a oy veren
1.960.660 seçmene bir diğer partiyi
tercih ve değerlendirme olanağını or-
tadan kaldırmaktadır. Bu nedenle tek
çözüm tarzı sahtecilikle sakatlanmış
"seçimleriniptali^yineienmesi^idi. Bu
yönde alınacak bir karar, hukuki bir
sorunun siyasal sonuç doğuran hukuk-
sal çözümüdür. Sadece DEHAP oyla-
nrun geçersiz sayılarak "ülkebarajının'
yeniden saptanması, tam kanunsuzlu-
ğu ortadan kaldıran bir işlem olmadı-
ğı gibi, olaya uygun hukuksal bir çö-
züm de değildir.
Unutulmamalıdır ki, nasıl
TBMM'yi fesih yetkisi
YSK'nin olamaz deniyor ve
bu fıkre doğru olarak anayasal
düzeyde de sahip çıkılıyorsa;
aynı şekılde seçimlerin yolsuz-
luk nedeniyle iptali yetkisi de
TBMM'nin değil, YSK'nin-
dır.
YSK,u\ulmaszorunhımah-
keme karan ile kesinleşmişsah-
teciKk olayınu bu sahtecilik so-
nucu seçimlere katılma yeter-
liliği bulunmayan bir partinin
oypusulalanndayer ahnasmm
"tam kanunsuzluk" oluştur-
duğunu; 1.960.660 vatandaşm
bu geçersiz oy pusulalannda
yer alan geçersiz siyasi partiye
geçerlioy kullandığuu, seçimin
dürüstlük ve eşitük ilkderinin
sakatlandığını, saptanan yol-
suztuğun seçim sonuçlannaet-
küı olduğunu beiuiemek duru-
mundaolduğuhalde.süreve ke-
suıhk gerekçelerinikuDanarak
ana\asa, yasalarve kendi oluş-
turduğu seçim hukuku ile bağ-
daşma>an bu karan almışur.
Hukuki istikrar
göz ardı edilemez
YSK'nin bu son DEHAP ka-
ran, "borsa, faiz, kur üçgeni"
içerisinde kalan çevTelerde ve
bazı shasi partilerle onlan des-
tekleyenlerde çok olumlu bir
etki yaratmış olabilir. Giderek.
istikrar sağlandı düşüncesine
de \"Oİ açmış bulunabilir.Huku-
ka rağmen, bir ülkede istikrar
sağlanamaz. Ekonomik, sos>al
ve siyasal olsun, istikrann tek
koşuhı "olmazsa olmazı" hu-
kukiistikrardır.hukukunüstün-
lüğüdür, hukuk de\ leti ilkderi-
nin geçerli oünasıdır. Adalet
de\ letin temelidır" özdeyişiboş
yere söylenmişbir söz değildir»
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Mızrak Çuvala Sığmadı
Iktidar Partisi, son üç gün içinde, gaf üstüne gaf yap-
maya başladı.
Sayısal çoğunluğunu, bilek gucü olarak algılayarak
Türkiye Bilımsel Araştınma Kurumu'nun (TÜBİTAK) yö-
netimini belirleyenyasayı Meclıs'tençıkarttı. Birzaman-
lar, nasıl "Anayasa bir kez delinmetde bir şey olmaz"
denilmiş ise öncekı gün kabul ettiriten TÜBİTAKIa ilgili
yasada da, Başbakana kurum yönetimini bir defaya
mahsus olmak koşuluyia değiştirme yetkisi verildı.
Cumhurbaşkanı, onayına sunulan bu yasayı bir kez
daha görüşülme ısteği ile gen çevirirse, ıktidar yöneti-
cileri hıddete kapılıp, Çankaya'ya yeni eleştiriler yapma-
ya yönelmesınler. Çünkü görülen köy kılavuz ıstemeye-
cektır.
Devletin en saygın bılim kurulunun, yansız çalışma-
lar yürütebilmesı amacıyla, TÜBİTAK yasasını hazırla-
yanlar, siyasal erkın, bu kuruma el uzatmaması için ön-
ceki gün "bir defaya mahsus olma koşuluyia" özerklik
güvencesini getirmişlerdı.
AKR bu özerkliğı bir defaya mahsus olarak, yerte bir
etme marifetını yürürlüğe koymak isterken şayet Cum-
hurbaşkanının vetosuna uğramazsa, Türkiye Bilimsel
Araştırma Kurumu'nun başkanı ile altı yöneticisini, der-
hal belirleyerek Cumhurbaşkanına önerecek. Öytece
Çankaya ile yeni bir krız daha yaşanacak ve Cumhur-
başkanı, bir yol kavşağında, ya iktidann bu ayıbı karşı-
sında ses çıkartamaz durumda kalacak ya da Başba-
kanın önerilerine onay verecek.
Ondan sonra, yeni TÜBrTAKYönetimi.TBMM'den 'bir
defaya mahsus" koşulundan aldıklan yetki ile, bu ge-
leneksel bilim kuruluşunu. tanınmaz hale getirecekler"
TÜBİTAK gibı kuruluşların politik vesayet altına alın-
ması sakıncalı değilse nkpin yasayla bir defaya mahsus
sınırtamasıyla ipler Başbakanın ellerine teslim ediliyor?
Ikinci gaf
Sayısal çoğunluğun ikinci gafı, toplumumuzun son yıl-
larda en büyük yaralanndan birisi haline gelen milletve-
kili dokunulmazlığını, 3 Kasım seçimleri öncesinde ve-
rilmiş sözler unutularak yine kaldırmamakta ısrar et-
mektir.
Bilim adamı kimliğıyle bir zamanlar kendisınden ob-
jektıf görüşler beklenen bır anayasa profesörünün baş-
kanlık yaptığı Anayasa ve Adalet Komisyonu, 2.5 saat
süren bir toplantıda gündemındeki 107 dosyada adı
geçen 64 milletvekiline kalkan olma karan alıyor. 43'ü
AKP'Iİ, 19'u CHP'li, geri kalanı da DYP ve bağımsız
olan bu üyeler ıçin, sayın bilim adamı başkanın buldu-
ğu gerekçe tam anlamıyla evlere şenlik türden.
Sayın komısyon başkanı, anayasada 50 maddelik bir
değişiklik için çalışmalann sürdüğünü söylüyor. O ara-
da "belki bazı dokunulmazlık dosyalannın" bu değışik-
likler gerçekleşirse, doğrudan mahkemelere gıdebile-
ceğini anımsatıyor! Anayasa profesorümüz, milletveki-
li olmasaydı; ya da yasama üyesi seçilmenın, kendi bi-
limsel doğrulannı söylemesine engel bulunmayacağı
gibi saygın bıryolu seçseydı... Bu söylediklenni doku-
nulmazlıklann sürdürülmesi gerekçesi yapan bir hukuk
faküttesi birinci sınrf öğrencisine, 10 üzerinden acaba
kaç numara verirdi?
Rahmetli Prof. Dr. Tank Zafer Hocam yaşasaydı, bir
'Çarşamba Toplantısı'oöa bu soruyu kendisine yönel-
tir hem de Burfıan Kuzu'nun yüzünün o anda ne renk
aldığını saptamaya çalışırdım.
Anayasa hukuku hocası başkanlanndan bu emsal-
siz repliğı alan öteki AKP'li miltetvekilleri, dokunulmaz-
lıklann kaldırılmasında ısrar eden CHP'li üyelere, yargı-
nın sıyasallaşmış olduğu gibi son derecede geçersiz ve
mantık dışı bir bahane ile karşı çıkmaya çalışıyortar.
Diyelim ki, yargı siyasallaşmıştır. Hangi baharda ger-
çekleşecekse, anayasada yapacaklan değişiklikten son-
ra, dokunulmazlıkları kaldınlmış milletvekillerimiz, yine
yargıç önüne gönderilmeyecek mıdir? Yoksa o üstün-
de çalıştıklannı söyledikleri anayasa maddeleri içinde,
yargmın -AKP'lilere göre- sıyasallaşmış olmasını önle-
yecek kımı hükümler de getirilecek midır?
Meseta bir defaya mahsus olmak üzere "a "dan "z*ye
tüm adalet mensuplannın atama yetkisinin başbakana
bırakılması gibi!
Mızrak kılıfa sığmıyor arka daşlar.
Kendi dokunulmazlıklanna
şahin kesilenler
Yargmın sıyasallaştığı gerekçesi ile, 43 iktidar millet-
vekiline ve onlann yüzü suyu hürmeti ile dosyalan bu-
lunan muhalefet üyelenne dokunmamakta sakınca gör-
meyen ıktidar, amansız bir yolsuzluk savaşçısı gibi gö-
rünmek için derhal gündem değiştirme atağına kalkı-
yor.
Uzun süre TBMM'de kurdukları Azmi Ateş Yolsuzluk-
lan Araştırma Komisyonunun ağzında sakız hale gelen
eski bakanlarla ilgili soruşturma dosyalanndan 4 kişi ile
ilgili olanın kapakları açılmak ısteniliyor. Bu eski bakan-
lann Yüce Divan'a verilmesıne yeşil ışık yakılmak için
düömeye basılıyor.
Oylelikle basında, bu olaylaria ilgili olarak lehte ya da
aleyhte yorumlar çıkması, tartışmalann televizyon ek-
ranlannı kaplaması, öylelıkle toplumumuzun "aferin
adamlara. Yolsuztuktan göz ardı etmiyorlar" yargısına
kapılması bekleniliyor.
Biz de aferin diyenler arasında olalım olmasına da..
hani yargı şiyasallaşmıştı. Diyelim ki Recep Önal, Hü-
samettin Özkan, Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan'ın
Yüce Divan'a gönderilmesı için gerekli prosedür paria-
mentodatamamlandı.
Bu dört eski bakanın ve onlann dışında ele alınacak
eski başka bakanların "yolsuzlukdosyalan"^yargı önü-
ne gönderilirken siyasallaşmateşhisi göz ardı edilecek.
Ama, 43 yeni TBMM üyesinin durumu için başlar kuma
sokulacak!
Çuvala sığdıramadığınız mızraklar. bir yerlerinize bat-
masın.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(g e-kolay.net
12/14 Aralık
K 000. OOO-TL
Otobüs ile
vlana Atüzesı ve Törenleri,
i Teorısi, Meratn Sağları,
tfa, ICayroaklı, Uçkisar, Avanos
^Jpaşata^- \^malı KonA, Goreme
BİTTİ
l*tonbutvAJtunixad«M^«j: (0216)474 11 11- &**öy. JCEIâ}
Ankaro. fO312) 732 25 60 - bmir. £232} 464 30 88
OVAJC ruRfZM ve f^CAİ?fr A $ İMT @OY3UC kurulufudur.Jvr. |