20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ AHLÂKARANIYOR TURHAN SELÇUK DÜRÜSÎ TASÎAÎLî İSTASBUL ABDÜLCAKEAZ' HAKİKüUDZ MACIRALAHI TEKMİ1İ 5 Kasım seçimlerine ilişkin tekçözüm tarzı sahtecilikle sakatlanmış seçimlerin iptali veyenüenmesi idi Hukuka rağmen istikrar olmazSABtH KANADOĞLU Yargıtav Onursal Cumhurivet Başsavcısı -3- Tam kanunsuzhıknaBeri,sadeceaday- laria ilgili yetersiziik hallerini kapsa- maz. 298 sayıh yasada yer alan tam ka- nunsuzluk halleri sınırlayıcı değil, sı- ralayıcıdır. 298 sayıh yasanın 130'5'in- ci maddesinde "yaş,vatandaşlık,okur- yazarofanaveadh"skü kaydıyönünden'' aykınlıklann tam kanunsuzluk sayıldı- ğı sıralayıcı olarak yasa koyucu tarafuı- dan açıkça ifade edilmiş; YSK de tam kanunsuzluk hallerinin bunlarla sırur- lı olamayacağını Bahattin Şeker kara- nnda vurgulayarak anayasanın 76'ncı maddesı gereğince "adaylann askerlik koşuhınu taşımamalannı da" tam ka- nunsuzluk halı olarak saymıştır. Adayın seçilme yeterliliği taşıması ha- lini iptal nedeni sayan yasa koyucu- nun, siyasal partinin seçime girme ye- terliliğının bulunmaması halini ıptal nedeni saymaması düşünülemez. Aday- larla ilgili biryeterlilik değerlendirme- si, öncelikle adayhktan bahsedilebil- mesi için, kişinin aday olduğu partinin yeterliliğinin değerlendirilmesini zo- runlu kılmaktadır. Bu nedenle bir siya- si partinin seçımlere katılma yeterlili- ğinin bulunmasının, mevcut yasal dü- zenleme karşısında dahi tam kanun- suzluk halini oluşturduğu tartışılama- yacak bir hukuksal gerçektir. YSK'nin tüm ülkede yapılan seçim- leri iptal etme yetkisinin bulunmadığı iddiası. hukuki değildir. Yolsuzluk tüm ülkeyi kapsıyorsa YSK her seçim çev- resinde, ayn ayn da olsa seçimleri ip- • YSK'nin tüm ülkede yapılan seçimleri iptal etme yetkisinin bulunmadığı iddiası, hukuki değildir. Yolsuzluk tüm ülkeyi kapsıyorsa YSK her seçim çevresinde, ayn ayn da olsa seçimleri iptal yetkisini taşımaktadır. Seçimlerin dürüstlük içerisinde yapılmasını sağlamakla görevli bir kurulun, tüm seçimlerin "dürüstlük içerisinde" yapılmamış olduğunu saptaması halinde, seçimlerin iptali ile yinelenmesine karar vermesinden doğal bir çözüm olamaz. tal yetkisini tasımaktadır. Seçimlerin dürüstlük içerisinde yapılmasını sağla- makla görevli bir kurulun, tüm seçim- lerin "düriistiük içerisinde* yapılmarruş olduğunu saptaması halinde, seçimle- rin iptali ile yinelenmesine karar ver- mesinden doğal bir çözüm olamaz. Bu- radayapılan, yasama organırun feshi de- ğildir. YSK'nin böyle bir fesih yetkisı yoktur; ancak yolsuzluğun boyutu itı- banyla, verilecek ıptal karannın "do- layh sonuoT olarak TBMM dağılmak- tadır. Hukuka saygı ve hukukun üstün- lüğüne inanç, bu durumda kalan TBMM'nin böyle bir karan dahi bek- lemeden ve "meşruiuktartışmalanya- ratmadan" seçim karan almasıru ge- rektirmektedir. DEHAP karan fl TBMM'deki 'temsil zaafıyetine' YSKkaranyla 'kanunsuzluk özürü' de eklenmiştir DüğümüMecfis'in seçim karan çöztneGydi Prof. Dr. NECMİ YÜZBAŞIOGLU Galatasaray Üni. Hukuk Fak. Anaya- sa Hukuku Öğretım Üvesi -3- cc) Bir kere, DEHAP'ın seçimlere katılma yeterliliği bulunmadığı halde se- çimlere katılmış olması, seçim hukuku yönünden, Yüksek Seçim Kurulu'nun içtihadı ile belirlenen "tam kanunsuz- luk" halidir ve bu 3 Kasım 2002 seçim sonuçlannı etkilemiştir. Bu kanunsuz- luk hali tam olarak ancak. 3 Kasım 2002 seçimlerinın "tekrarlanmasıyla" dü- zeltilebılir. Bu da 3 Kasım 2002 seçim- lerinın iptali ile mümkün olabilir. 2839 sayıh Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 33. ve 39. maddelerinde, YSK'nın "bir veya birkaç seçim çevresin- | de" seçimleri iptal yetkısmden sö- z edilmiş; seçimlerin tümüyle ip- tali öngörülmemiştir. Bu noktada, tek tek seçim çevrelerinde seçi- min iptali yoluyla, YSK'nin tüm seçim çevrelerinde seçimi iptal edebileceği yorumu yapılabilir. geri dönmek ve o zamandan bu yana TBMM'yi, kurulan hükümetleri ve yap- tıklan ışlemleri de hukuken geçersiz kabul etmek demektir. Bu da. gerçek- çi bir çözüm olamayacağı gibi, Meclis'in feshi, hatta geriye de etkili olması ba- kımından ondan daha kapsamlı bir yet- ki anlamına gelir. Oysa, TBMM'nin açılışından bu ya- na, Türk anayasa hukulcunda Meclis'in istimran (devamlılığı) kuralı esastır ve bu doğnıltuda, hiçbir anayasamızda, ne Cumhurbaşkanına ne de Meclis'ın ken- disine, fesih yetkisi tanımamıştır. Biz- de, 1961 ve 1982 anayasalanmızda, belli koşullarda Cumhurbaşkanı'na ve Meclis'ın kendine tanınanyetki fesih de- koşuüarda Cumhurbaşkanına ve Mec- lis'in kendisine tanımıştır. YSK'ye böy- le bir yetki verilmemiştir. Sonuç olarak, kanımızca, bu durum- da YSK'nin alabileceği en doğru karar, "DEHAP'm seçimlere katılma yeterli- liği bulunmadığı halde seçimlere kabl- dığının ve bunun seçimlerin sonucunu etkileyen tam kanunsuzluk hali oktu- ğunun; anayasa ve yasa hükümleri kar- şısuıda bunun ancak Meclis'in alabile- ceği bir seçimleri yenileme karan ile gi- derilebileceğinin tespiti" olmalıdır. Ayrıca, DEHAP'la ilgili Yargıtay'ca onaylanan Ankara 2. Ağır Ceza Mah- kemesı'nin karan, anayasanın 138 son hükmü uyannca, kuşkusuz, TBMM ıçin • 3 Kasım 2002 seçimleri Meclis'in oluşumunda ciddi bir temsil sorunu yaratmıştır. Kullamlan geçerli oylann %45'i dışanda kalırken, ancak %55'i Meclis'te temsil edilebilmiştir. Toplam seçmen sayısı üzerinden Meclis'te temsil edilme oranı ise %40'tır. Klmsenin Meclis'i fesih yetkisl yoktur Ancak, asıl önemli olan böyle bir ka- rann uygulanma imkânmın olmaması- dır. Çünkü, seçimlerin iptali ile amaç- lanan kanunsuzluğun düzeltilebilmesi için, aynı seçmen ve adaylarla ve DE- HAP'sız oy pusulalan ile 3 Kasım 2002 seçimlerinin (oy verme ışleminin) tek- rarlanması gerekir. Aradan geçen bir yıldan sonra bu fıilen ve hukuken im- kânsız hale gelmiştir. Öte yandan, idare hukuku alanında, bir işlemin iptal edilmesi halinde, o iş- lem yapıldığı andan itibaren geçersiz olur. Dolayısıyla, 3 Kasım 2002 seçim- lerinin iptali demek, 3 Kasım 2002'ye ğil, seçimlerin yenilenmesidir. Çünkü, fesih halinde, fesih karan ile birlikte Meclis'in hukuki varlığı da sona erer- ken; seçimlerin yenilenmesinde, yeni se- çim yapılıp Meclis oluşuncaya kadar es- ki Meclis hukuki varlığını, görev ve yetkilerini sürdürür. Fesih yetkisi Mec- lis'in hukuki varlığını, görev ve yetki- lerini sürdürür. Fesih yetkisi Meclis'in istimran ilkesine ters düşerken, seçim- lenn yenilenmesi bu ilkeye uygun dü- şecektir. Bütün bu nedenlerle, Meclis'in fes- hinin bile kabul edilmediği bir anaya- sal sistemde, fesihten daha kapsamlı sonuç doğuran YSK'nin seçimleri tü- müyle iptal yetkisinin bulunduğu tezi de kabul edilemez. Anayasa seçimlerin yenilenmesi yetkisini ise, sadece belli de gecikmeksizin yerine getirilecek bağlayıcı bir karar nitelığindedir. YSK'nin vereceği böyle bir tespıt ka- ran. bu bağlayıcılığı daha da pekiştire- cek, TBMM üzerindeki hukuki baskı- yı arttıracaktır. Sorunun nihai çözümü ise, ülke barajınm duşürülüp, adil ve dürüst bir seçimin alryapısını oluştu- ran anayasal ve yasal değişikliklerden sonra yapılacak aceleye ve oldubittiye getirilmeyen bir erken genel seçimle mümkün olabilecektr. Kaldı ki, 3 Kasım 2002 seçımlen Meclis'in oluşumunda cıddi bir temsil sorunu yaratmıştır. Kullamlan geçerli oylann %45'i dı- şanda kalırken, ancak %55 'i Meclis'te temsil edilebilmiştir. Toplam seçmen sayısı üzerinden Meclis'te temsil edil- me oranı ise %40'tır. Ortaya çıkan bu tablonun Anayasa'nın 67. maddesin- deki "temsflde adalet" ilkesiyle bağ- daşmadığı açıktır. Bu oran aynı zaman- da, 80. yılını yaşayacağımız Cumhuri- vet tarihimizin en düşük temsil oranı- dır. TBMM'nin saygınlığına gölge düsürülmemeltdir Meclisin oluşumundaki bu "temsil zaafhetine", DEHAP karan ile birlik- te "kanunsuzhık özürû" de eklenmiş- tir. TBMM, dünyada örneğı olmayan bır ulusul kurtuluş savaşı yöneterek em- peryalizme karşı bağımsızlık savaşı ka- zanıp, Türk ulusunu yeniden yara- tanveT.C. De\letınıkuranbirmec- listir. Bu meclis aynı zamanda, Ba- tı'nın yüzyıllar süren Rönesans, reform ve aydınlanma çağı değer- lerini 15-20 yıl gibı kısa bir süre ıçinde Türk ulusuna kazandıran devrimci bir meclistir. Böylesine şanlı, böylesine saygın bir mazisi olan TBMM'yi, oluşumunda temsil z- afıyeti, kanunsuzluk özrü bulunan bir konuma sokmaya kimsenin hakkı yok- tur. Hiçbir sorun, ya da çıkar TBMM'nin mazisindeki saygınlığa gölge düşürme- ye katlanmanın ya da seyırci kahnanın haklı nedeni olamaz. Hele ekonomik so- nınlar hiç olamaz. Bunun vebali bü- yüktür. TBMM'yebiranöncemazisi- ne yakışır konum, onur ve saygınlık ka- zandırmak, başta milleUekilleri olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşa- yan tüm kurum ve kişilerin tarihsel so- rumluluğudur. Umanz ve dileriz ki, DEHAP karan böyle bir sorumluluğu yerine getirmenin tetikleyicisi olsun. Yolsuzluğun boyutu. bir veya birkaç seçimçATesini kapsarken YSK'nin bu yerlerde seçimleri iptal edebileceğini söyieyip; yolsuzluğun boyutu tüm ülke- yi kapsadığı zaman ise'"YSK yetkılı de- ğildir" demek, vx>lsuztuklan tüm ülke geneöni kapsar hale getirip YSK'nin görev dışı bırakümasuıa açıkbir teş>ik değümidir?- Ara formüller çözüm degll Tam kanunsuzluk halinde, tam kanun- suzluğa konu işlem ortadan kaldınl- makta, hukuki sonuç doğurması ön- lenmektedir. Bu nedenle örneğin, tam kanunsuzluk bir seçim çevresini kap- sıyorsa seçim o çevrede, tüm ülkeyi kapsıyorsa seçim ülke genelinde yine- lenmelidir. Yoksa başka ara formüller üreterek mutlak olarak sakat işlemi ya- şatmak, düzeltmek, yok saymamak dü- şünülemez. DEHAP olayında olduğu gibi, seçimlere katılma yeterliliği olma- yan birpartinin seçime girmesi, "seçim adalet ve rekabetini, eşitiiğini. seçimin dürüsdüğünü" bozmakta, bu durum- da tüm ülke genelinde seçimleri etkı- lemekte, aynca DEHAP'a oy veren 1.960.660 seçmene bir diğer partiyi tercih ve değerlendirme olanağını or- tadan kaldırmaktadır. Bu nedenle tek çözüm tarzı sahtecilikle sakatlanmış "seçimleriniptali^yineienmesi^idi. Bu yönde alınacak bir karar, hukuki bir sorunun siyasal sonuç doğuran hukuk- sal çözümüdür. Sadece DEHAP oyla- nrun geçersiz sayılarak "ülkebarajının' yeniden saptanması, tam kanunsuzlu- ğu ortadan kaldıran bir işlem olmadı- ğı gibi, olaya uygun hukuksal bir çö- züm de değildir. Unutulmamalıdır ki, nasıl TBMM'yi fesih yetkisi YSK'nin olamaz deniyor ve bu fıkre doğru olarak anayasal düzeyde de sahip çıkılıyorsa; aynı şekılde seçimlerin yolsuz- luk nedeniyle iptali yetkisi de TBMM'nin değil, YSK'nin- dır. YSK,u\ulmaszorunhımah- keme karan ile kesinleşmişsah- teciKk olayınu bu sahtecilik so- nucu seçimlere katılma yeter- liliği bulunmayan bir partinin oypusulalanndayer ahnasmm "tam kanunsuzluk" oluştur- duğunu; 1.960.660 vatandaşm bu geçersiz oy pusulalannda yer alan geçersiz siyasi partiye geçerlioy kullandığuu, seçimin dürüstlük ve eşitük ilkderinin sakatlandığını, saptanan yol- suztuğun seçim sonuçlannaet- küı olduğunu beiuiemek duru- mundaolduğuhalde.süreve ke- suıhk gerekçelerinikuDanarak ana\asa, yasalarve kendi oluş- turduğu seçim hukuku ile bağ- daşma>an bu karan almışur. Hukuki istikrar göz ardı edilemez YSK'nin bu son DEHAP ka- ran, "borsa, faiz, kur üçgeni" içerisinde kalan çevTelerde ve bazı shasi partilerle onlan des- tekleyenlerde çok olumlu bir etki yaratmış olabilir. Giderek. istikrar sağlandı düşüncesine de \"Oİ açmış bulunabilir.Huku- ka rağmen, bir ülkede istikrar sağlanamaz. Ekonomik, sos>al ve siyasal olsun, istikrann tek koşuhı "olmazsa olmazı" hu- kukiistikrardır.hukukunüstün- lüğüdür, hukuk de\ leti ilkderi- nin geçerli oünasıdır. Adalet de\ letin temelidır" özdeyişiboş yere söylenmişbir söz değildir» DUZYAZI ORHAN BİRGİT Mızrak Çuvala Sığmadı Iktidar Partisi, son üç gün içinde, gaf üstüne gaf yap- maya başladı. Sayısal çoğunluğunu, bilek gucü olarak algılayarak Türkiye Bilımsel Araştınma Kurumu'nun (TÜBİTAK) yö- netimini belirleyenyasayı Meclıs'tençıkarttı. Birzaman- lar, nasıl "Anayasa bir kez delinmetde bir şey olmaz" denilmiş ise öncekı gün kabul ettiriten TÜBİTAKIa ilgili yasada da, Başbakana kurum yönetimini bir defaya mahsus olmak koşuluyia değiştirme yetkisi verildı. Cumhurbaşkanı, onayına sunulan bu yasayı bir kez daha görüşülme ısteği ile gen çevirirse, ıktidar yöneti- cileri hıddete kapılıp, Çankaya'ya yeni eleştiriler yapma- ya yönelmesınler. Çünkü görülen köy kılavuz ıstemeye- cektır. Devletin en saygın bılim kurulunun, yansız çalışma- lar yürütebilmesı amacıyla, TÜBİTAK yasasını hazırla- yanlar, siyasal erkın, bu kuruma el uzatmaması için ön- ceki gün "bir defaya mahsus olma koşuluyia" özerklik güvencesini getirmişlerdı. AKR bu özerkliğı bir defaya mahsus olarak, yerte bir etme marifetını yürürlüğe koymak isterken şayet Cum- hurbaşkanının vetosuna uğramazsa, Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu'nun başkanı ile altı yöneticisini, der- hal belirleyerek Cumhurbaşkanına önerecek. Öytece Çankaya ile yeni bir krız daha yaşanacak ve Cumhur- başkanı, bir yol kavşağında, ya iktidann bu ayıbı karşı- sında ses çıkartamaz durumda kalacak ya da Başba- kanın önerilerine onay verecek. Ondan sonra, yeni TÜBrTAKYönetimi.TBMM'den 'bir defaya mahsus" koşulundan aldıklan yetki ile, bu ge- leneksel bilim kuruluşunu. tanınmaz hale getirecekler" TÜBİTAK gibı kuruluşların politik vesayet altına alın- ması sakıncalı değilse nkpin yasayla bir defaya mahsus sınırtamasıyla ipler Başbakanın ellerine teslim ediliyor? Ikinci gaf Sayısal çoğunluğun ikinci gafı, toplumumuzun son yıl- larda en büyük yaralanndan birisi haline gelen milletve- kili dokunulmazlığını, 3 Kasım seçimleri öncesinde ve- rilmiş sözler unutularak yine kaldırmamakta ısrar et- mektir. Bilim adamı kimliğıyle bir zamanlar kendisınden ob- jektıf görüşler beklenen bır anayasa profesörünün baş- kanlık yaptığı Anayasa ve Adalet Komisyonu, 2.5 saat süren bir toplantıda gündemındeki 107 dosyada adı geçen 64 milletvekiline kalkan olma karan alıyor. 43'ü AKP'Iİ, 19'u CHP'li, geri kalanı da DYP ve bağımsız olan bu üyeler ıçin, sayın bilim adamı başkanın buldu- ğu gerekçe tam anlamıyla evlere şenlik türden. Sayın komısyon başkanı, anayasada 50 maddelik bir değişiklik için çalışmalann sürdüğünü söylüyor. O ara- da "belki bazı dokunulmazlık dosyalannın" bu değışik- likler gerçekleşirse, doğrudan mahkemelere gıdebile- ceğini anımsatıyor! Anayasa profesorümüz, milletveki- li olmasaydı; ya da yasama üyesi seçilmenın, kendi bi- limsel doğrulannı söylemesine engel bulunmayacağı gibi saygın bıryolu seçseydı... Bu söylediklenni doku- nulmazlıklann sürdürülmesi gerekçesi yapan bir hukuk faküttesi birinci sınrf öğrencisine, 10 üzerinden acaba kaç numara verirdi? Rahmetli Prof. Dr. Tank Zafer Hocam yaşasaydı, bir 'Çarşamba Toplantısı'oöa bu soruyu kendisine yönel- tir hem de Burfıan Kuzu'nun yüzünün o anda ne renk aldığını saptamaya çalışırdım. Anayasa hukuku hocası başkanlanndan bu emsal- siz repliğı alan öteki AKP'li miltetvekilleri, dokunulmaz- lıklann kaldırılmasında ısrar eden CHP'li üyelere, yargı- nın sıyasallaşmış olduğu gibi son derecede geçersiz ve mantık dışı bir bahane ile karşı çıkmaya çalışıyortar. Diyelim ki, yargı siyasallaşmıştır. Hangi baharda ger- çekleşecekse, anayasada yapacaklan değişiklikten son- ra, dokunulmazlıkları kaldınlmış milletvekillerimiz, yine yargıç önüne gönderilmeyecek mıdir? Yoksa o üstün- de çalıştıklannı söyledikleri anayasa maddeleri içinde, yargmın -AKP'lilere göre- sıyasallaşmış olmasını önle- yecek kımı hükümler de getirilecek midır? Meseta bir defaya mahsus olmak üzere "a "dan "z*ye tüm adalet mensuplannın atama yetkisinin başbakana bırakılması gibi! Mızrak kılıfa sığmıyor arka daşlar. Kendi dokunulmazlıklanna şahin kesilenler Yargmın sıyasallaştığı gerekçesi ile, 43 iktidar millet- vekiline ve onlann yüzü suyu hürmeti ile dosyalan bu- lunan muhalefet üyelenne dokunmamakta sakınca gör- meyen ıktidar, amansız bir yolsuzluk savaşçısı gibi gö- rünmek için derhal gündem değiştirme atağına kalkı- yor. Uzun süre TBMM'de kurdukları Azmi Ateş Yolsuzluk- lan Araştırma Komisyonunun ağzında sakız hale gelen eski bakanlarla ilgili soruşturma dosyalanndan 4 kişi ile ilgili olanın kapakları açılmak ısteniliyor. Bu eski bakan- lann Yüce Divan'a verilmesıne yeşil ışık yakılmak için düömeye basılıyor. Oylelikle basında, bu olaylaria ilgili olarak lehte ya da aleyhte yorumlar çıkması, tartışmalann televizyon ek- ranlannı kaplaması, öylelıkle toplumumuzun "aferin adamlara. Yolsuztuktan göz ardı etmiyorlar" yargısına kapılması bekleniliyor. Biz de aferin diyenler arasında olalım olmasına da.. hani yargı şiyasallaşmıştı. Diyelim ki Recep Önal, Hü- samettin Özkan, Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan'ın Yüce Divan'a gönderilmesı için gerekli prosedür paria- mentodatamamlandı. Bu dört eski bakanın ve onlann dışında ele alınacak eski başka bakanların "yolsuzlukdosyalan"^yargı önü- ne gönderilirken siyasallaşmateşhisi göz ardı edilecek. Ama, 43 yeni TBMM üyesinin durumu için başlar kuma sokulacak! Çuvala sığdıramadığınız mızraklar. bir yerlerinize bat- masın. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(g e-kolay.net 12/14 Aralık K 000. OOO-TL Otobüs ile vlana Atüzesı ve Törenleri, i Teorısi, Meratn Sağları, tfa, ICayroaklı, Uçkisar, Avanos ^Jpaşata^- \^malı KonA, Goreme BİTTİ l*tonbutvAJtunixad«M^«j: (0216)474 11 11- &**öy. JCEIâ} Ankaro. fO312) 732 25 60 - bmir. £232} 464 30 88 OVAJC ruRfZM ve f^CAİ?fr A $ İMT @OY3UC kurulufudur.Jvr. |
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle