04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2003 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Meclis'te Amerikan Salatasr Yiye Yiye Oy Verin Tezkereye Bufilmidaha önce gömnüş, ama içindeyken ayır- dına varmamış, büyüyünce anlamıştım. Anneannem ile biriıkte, Bahariye Bademaltı So- kak 14 numaradaki evden çıkıp, MühürdarCadde- si'nden, o güne kadar rastlamadığım bir kalabalık- la birlikte, Sarayburnu önünden geçip, Dolmabah- çe açığında demirleyecek gemiyi görmeye gittiği- mizi anımsıyorum. Gemi ABD'nin Missouri zırhlısıydı. Zırhlı, ABD'de vefat eden Türk Büyükelçisi Meh- met Mazhar Etegün'ün (Nasuhi ve Ahmet Ete- gün'lerin babası) cenazesini getiriyordu. O gün, günlerden 5 Nisan 1946 imiş. Istanbul'da bir büyük sevinç ve heyecan yaşa- nıyordu. Ama tabii ki, o sıralarda ben nedenini bil- miyordum. Olayın önemini kavramak için biraz gerilere grt- mek gerek. 1939 yılı Ekim ayında, dönemin Dışişleri Bakanı Şükrü Saracoğlu Moskova'ya dört günlük olarak planlanan, ama tam 24 gün süren bir resmi gezi ya- pacak, bu gezi sırasında, Molotov kendisine, Tür- kiye'den Boğazlar'ın savunması konusunda işbir- liği istediklerini söyleyecekti. O tarihte artık yayılmacı emelleri açığa çıkmış olan Rusya'nın bize karşı politikası yeniden, Çariık dönemindeki görünümüne bürünecekti. Ama Nazi Almanyası ile anlaşıp Polonya'yı pay- laşmış olan Sovyetler, Hitler rejimi ile savaşa tutuş- tuktan sonra, bu istekler unutulmuş görünecekti. • • • Avrupa'da savaş 1945 yılında sona erdikten son- ra, hâlâ Dışişleri Bakanı olan Molotov, Moskova Büyükelçimiz Selim Sarper'e, Moskova'nın 1925 tarihli Dostluk ve Saldırmazlık Paktı'nın süresi dol- duğunda uzatılmayacağını bildirdi. 1945 yılı Haziran başında Ankara'dan talimatını alıp Moskova'ya dönen Selim Sarper, Molotov'dan randevu alarak, 1925 Antlaşması'nın yenilenmesi için Moskova'nın koşullannı öğrenmek istedi. Yanıt korkunçtu: Moskova Boğazlar'da üs ile Kars ve Ardahan'ı istiyordu. VVashington ile Londra henüz "Soğuk Savaş "ın başlamadığı dönemde Sovyet istekleri karşısında Türkiye'yi yalnız bırakmışlardı. Türkiye tehdit karşısında yalnızlığın büyük sıkın- tısı içindeydi. Missouri zırhlısının böyle bir ortamda, Istanbul'a gelmesi, büyük bir sembolik önem taşımaktaydı. ABD Türkiye'yi yalnız bırakmayacağının sinyalini veriyordu. Nitekim, bir yıl kadar sonra, bu desteği resmen açıklayan Truman Doktrini dünyaya ilan edilecek, 1952'de de, Türkiye Kuzey Atlantik Paktı'na (NA- TO) kabul edilecekti. ••• Missouri'nin Istanbul'a gelmesinin yarattığı çılgın- ca sevinç, inanılmaz aşınlıklara neden oldu. Herkes Coniler'e kucak açtı. Coniler ihtiyaçlan- nı giderirken, çirkin görünmesinler diye genelevle- rin duvarian badanalandı. Kapılannın üzerierine "We/come" yazıldı. Bu arada, Rus salatasının adı da Amerikan sala- tası olarak değiştirildi. Ve özellikle 1950 - 60 arasında, biz yalnızca, as- lı Rus olan mayonezli salatayı Amerikan salatası ola- rak adlandırmakla kalmadık, Amerikan kaşığıyla, da- ha ne herzeler yedik. Türk dış politikasının en utanç verici, en teslimi- yetçi, en tek yanlı döneminin simgesidir Amerikan salatası. Dünkü Milliyet'ten öğreniyoruz ki, Meclis lokan- tasında, bazılannın tepkisi yüzünden (bütün millet- vekillerimiz değil ve ortada bir Meclis karan da yok, bu yüzden milletvekillerimiz ile yüce Meclisimizi tenzih ederim) Rus salatası yeniden Amerikan sa- latası olmuş. Yani AKP iktidan ile yeniden Amerikan salatası dönemine dönüyoruz ve şu günlerde, Irak Sava- şı'na ABD'nin yanında katılmamız ile ilgili tezkere yeniden gündeme geliyor. Evet biz bu filmi daha önce de görmüştük. Şimdi, yüce Meclisimizi ve Genel Kurul'u tenzih ederek, tepki sahibi kişilere sesleniyorum: "Türk etiketli Amerikan isimli Ramsey elbiseleri giyegiye, Günde beş vakit 'Elhamdülillah bağımsızız!' di- ye diye, Lokantada, Rus salatasını, Amerikan salatası olarak yiye yiye, Haydi koşun koçlanm, Mehmetçiği Irak'a gön- derecek tezkereye!.." YÖK. Irak, Kıbrıs. işsizlik Hükümet kendi anketinde 'başarısız' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP'nin aylık kamuoyu anketinde hükümet başansız bulun- du. Ankete katılanlar. "YÖK, Irak, Kıbns veiş- sizüğeçözüm" konulann- da yüksek oranda iktida- nn başanlı olamadığını belirtti. AKP'nin Pollmarkad- h araştırma şiıketine yap- tırdığı son kamuoyu yok- lamasında 2031 deneğe görüşleri soruldu. "Bu- gün seçinı olsa hangi par- tiye oy verirsüıiz" soru- suna verilen yanıtlara gö- re AKP yüzde 33.2, CHP yüzde 11.8, DYP yüzde 6.4, MHP yüzde 5.5, GP yüzde 4.8, DEHAP yüz- de 5, ANAP yüzde 1.5 oraıunda tercih aldı. An- kete katılanlann yüzde 51'i hükümetin yanlış adımlar attığını belirtir- ken, iktidan başanlı bu- lanlann oranı yüzde 38'de kaldı. Araştırmaya göre hü- kümet Kıbns politikasın- da da yetersiz kaldı. Bu alanda hükümete başan- sız diyenlerin oranı yüz- de 47, başanlı diyenlerin oranı ise yüzde 34 oldu. Deneklerin yüzde 67'si hükümetin işsizlikle mü- cadelede başansız kaldı- ğını düşünüyor. Tartış- malı gündem maddeleri- nin ön sırasında yer alan YÖK taslağı konusunda AKP yüzde 47 oranıyla hatalı bulunuyor. Diyanet Vakıf-Sen İstanbul Şube Başkanı Sözen: Alemdaroğlu'nun cenaze namazını kıldırtmayız Imamlar durtnuyorHaberMerkezi- Türk Diyanet Va- kıf-Sen Konya Şube Başkanı Hüseyin Demirci'nin. "Kemal Gürüz ve Ke- mal Alemdaroğlu'nun cenazderi İnıam hatipliler tarafindan yıkanmayacak ve namazlan kıhnmayacak" sözlen- ne tepkiler sürerken aynı sendikanm İstanbul Şube Başkanı Yakup Sözen, İstanbul Üniversitesi (10) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun ce- nazesini yıkamayacaklanm belırterek "Bunun cezası neyse bedeüni ödeme- yerazryız'' dedi. Türk Diyanet Vakıf-Sen Kadın Ko- misyonu tstanbul Temsilciliği tara- • CHP Selçuklu İlçe Başkanı Bahri Kılınçel, tartışmayı başlatan imam Hüseyin Demirci'yi "Yeni Şevki Yılmaz" olarak nitelerken, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Kekeç de yaptığı yazılı açıklamada. "İslamın şartı beştir, altmcısı olsaydı o da 'haddini bilmek' olurdu" dedi. fından istanbul Büyükşehir Beledi- yesi Florya Sosyal Tesisleri'nde dü- zenlenen tanışma toplantısında gaze- tecilerin sorulannı yanıtlayan Sözen, Konyalı meslektaşının sözlerine aynen katıldığuıı ifade etti. Kemal Alemda- roğlu'nun cenazesini yıkamayacak- lanm belirten Sözen, "Cenaze nama- zmı da ktfmayacağız, kddmmayacağız. Din göreviflerinin bağlı olduğu diğer sendikalardan da bu konuda talepCe bu- hınacağız" dedi. CHP Selçuklu îlçe Başkanı Bahri Kılınçel, devlet memuru olan Hüseyin Demirci'yi "Yeni Şevki Yümaz" ola- rak niteledi. Kılınçel, Demirci'nin sözlerinin toplumu kamplaşmaya gö- türeceğını belırterek şöyle dedi: "Tür- kiye Cumhuriyetf nden maaş alan De- mirci'nin srvfl toplunı örgütü çaüsı al- tma sığmarak bu tür beyanlarda bu- lunması bizleriüzmüştür. Demirci'nin bu anlayışıyaygınlaşırsa doktorlar. öğ- retmenler, poüslerbizimgibidüşünen- lere hizmet vermeyeceklerini söyler- lersebudurumtoplumunenbü\iiky> kımıohuf Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Rek- törü Prof. Dr. Yalçın Kekeç de yaptı- ğı yazılı açıklamada, "Din adamı kis- AKP'nin iddialarına yanıt YOK: Meslek liseliler daha avantajlı • YÖK. imam hatip liselerine üniversiteye girişte kolaylık sağlamak için mevcut yasanın sınav sistemini düzenleyen maddesinde değişiklik yapmayı planlayan AKP'ye raporla yanıt verdi. YÖK raporunda, meslek liselerine yönelik mağduriyet iddiasmın istismara yönelik olduğu vurgulandı. MAHMUTGÜRER ANKARA- Yüksek Öğ- retim Kurulu, imam hatip liselilere üniversiteye giriş- te kolaylık sağlamak ama- cıyla meslek liselilerin "mağdur edildiğinr öne sürerek YÖK Yasası'nda h'ği" yapmayı planlayan AKP'ye, hazırladığı ra- porla yanıt verdi. Rapor- da, AKP'nin iddiasının ak- sine üniversiteyi kazanan meslek lisesi mezunlan- nın sayısının gün geçtikçe arttığı vurgulanırken "Yüksek puan alan meslek lisesi mezunlan bile üni- versiteyeyerteşemiyor* id- dialannın, kandırmaca ve istismara yönelik olduğu ifade ediliyor. Raporda, bazı devlet adamlan ve eğitim cami- asına mensup kişilerin, YÖK'ün meslek liselilerin önünü kapattığı ve öğren- cilerin haklannı gasp etti- ği iddialannın doğru ol- madığı kaydedildi. Mes- lek liselilerin sayısının her yıl belirtildiği gibi azaldı- ğı değil, yüzde 5 oranının- da arttığının belirtildiği ra- porda, sadece imam hatip lisesi öğrencilerinin azal- dığına dikkat çekildi. Raporda öğrencilerin dünyadaki akademik normlara göre yükseköğ- retime ahndığma dikkat çekilirken "Yükseköğre- timin planlanması YÖK'üngörevidir. Bu gö- rev kendisine anayasamn 131. maddesi ile verihniş- tir. 3-4 yıllık bir mesleki eğitim akhktan sonra bu- nu terk ederek bambaşka alanlara yönelmek ülke- rnmnkrtkaynaklarmınhe- ba edilmesi demek olup bunun teşvik edilmesi an- laşümazdır" denildi. Raporda şunlar yer aldı: - Üniversite sınavina gir- me haklannın olmasının yanı sıra, tüm meslek lise- lilere meslek yüksekokul- lanna sınavsız geçiş im- kânı tanınmaktadır. Mes- lek lisesi mezunlannın önü kapalı değildir. - ÖSS sonuçlanna göre 4 bin 464 endüstri mes- lek, 2 bin 130 kız meslek, 1768 imam hatip, 1095 ti- caret meslek, 1367teknik, 903 otelcilik ve turizm, 505 sağlık meslek vel55'i de diğerlerinden olmak toplam 12 bin 596 meslek lisesi mezunu üniversite- ye yerleştirilmiştir. - Meslek lisesi mezun- lannın, meslek yükseko- kullan yanında açıköğre- tim fakültesi önlisans prog- ramlanna da sınavsız ola- rak geçiş yapmalan müm- kündür. Genel lise mezunlan dezavantajh - Mesleki ve teknik lise mezunlannın önünde üni- \ersite sınavına girmek, sınavsız geçiş yapmak ya da mesleğe atılmak seçe- nekleri bulunurken, genel lise mezunlannın tek seçe- neği üniversite sınavına girmektir. - Katsayılarla oynamak suretiyle meslek lisesi öğ- rencilerinin yükseköğre- time yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi Türk mil- li eğitim sistemine temel teşkil eden kanunlann hem lafzına hem de ruhuna ay- kındır. vesi amnda cenaze ile bfle uğraşmayı amaç \e araç edinen bu tür zihnrvet- lerin 21. yüz>ılda yer alması üzüntü verici. İslamın şartı beştir, alüncısı ol- saydı o da haddini bilmek' olurdu" dedi. Gûrûz'esuç duyurusu Diyanet-Sen Gaziantep ll Başkanı Ahmet Tahiroğlu. bir grup sendika üyesi ile birlikte, Gaziantep adliye bi- nasuıa gelerek. daha önceden Gürüz hakkında hazırlamış olduklan suç du- yurusu dilekçesini, cumhuriyet savcı- lığına verdiler. Prof. Alpaslan işıklı 'Tasarı, kaosa neden olur' tstanbul Haber Senisi - YÖK üyesi ve Ankara Ünıversıtesi (AÜ) Siyasal Bılgiler Fakültesi (SBF) öğretim üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, Türkiyenın Kemalizmle üçüncü dünya sosyal devleti kurduğunu belirterek "Bu niteüğini hâlâ koruvabiliyor. Bu son kaleyi de çökertmeji hedefh\x)rlar'' dedi. İstanbul Üniversitesi'nin açılış etkinlilderi kapsamında (tÜ) düzenlenen "Ûniversite ve Tophun'' panelinde konuşan Prof. Işıklı, AKP hükümetinin yeni YÖK Yasa Tasansı'na tepkı göstererek, "12 Eylül'e karşuı ünhersiteler karanhklan aralama noktasma geüvordu ki taslak ortaya çıkü" dedi Taslağın, "YÖK İaırulduğu zamandaki olumlu hav-asından uzaklaşü" gerekçesiyle hazırlandığına dikkat çeken Prof. Işıklı, şöyle devam etti: "YÖK kurulduğu zamanki olumlu hava binkrce öğretim üyesinin savunmasız bir şekilde görevlerinden uzaklaşünhnası mıdır? Bu kadar rektörü tasfrye eden >ann ne yapacak? Bunu düşüneüm. Bu bir ceza mı? Merkezh'etçilikten şikâyet edilhordu. Bu tasan ile ünhvrsite eleman ahmları merkezi olacak. Kamu ünh ersiteleri ciddi bir _ kaosa sürüldenecek." Prof. Pak'ın TÜBİTAK başkanlığını 'kendisine danışılmadığı' için engelliyor Erdoğan 6 seçimi' sindiremedi Sezer, Çanakkale ziyaretinde yurttaşlann yoğun sevgi gösteruemie karşılaşü. (Fotoğraf: AA) Sezer: Üniversiteler öncü olmalı ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gençlerin, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklannı en iyi biçimde yerine getireceklerinden kuşku duymadığını belirterek "Yükseköğretim kurumlannıız, araşürma yapan, özgün yaymlar üreten, biBm düm-asına katkıda bulunan, bilim insanı ve a> din kuşaklar \etiştiren. düma üniversiteleriyie rekabet edebilen öncü kurumlanmız ounahdır" dedi. Çanakkale Onsekiz Mart Ünrversitesi'nin (ÇOMÜ) yeni akademik yıl açılışında konuşan Sezer, "Ünhersitelerimizin. anlayış birtiği içinde, Ukelerinden ve eğitimin nitetiğinden ödün vermeden, ülketnizin geleceğe taşuunası doğrultusundaki çahşmalarmı sürdürme kararnhğını da takdirfe kar^fayonız" diye konuştu. Cumhurbaşkanı, ÇOMÜ'nün, fakülte, yüksekokul ve enstitülerde eğitim gören öğrencileri ve bilimsel yönetimi ile kentin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına önemlı katkıda bulunduğunu vurguladı. • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Namık Kemal Pak'ın TÜBİTAK Bilim Kurulu Başkanlığı'na ilişkin karannı 4 aydır bekletiyor. Bilim Kurulu'na, "Başkanı yazıp göndermişsiniz.. şık değil" diyen Başbakan Erdoğan'ın tavn nedeniyle kurul, çalışmalannı sürdüremiyor. MUSTAFAÇAKIR ANKARA- Başbakan RecepTay- yip Erdoğan'ın, TÜBİTAK Baş- kanlığı atamasını 4 aydır bekletme- sının altında, "seçimin kendisineda- nışümadan" yapılmasmın yattığı öğrenildi. Erdoğan, kendisini ziya- ret eden TÜBİTAK Bilim Kuru- lu'na "Başkanı seçip göndermişsi- niz. Bu şık değü" dedi. Başbakan Erdoğan, TÜBİTAK Bilim Kurulu tarafindan oybirliğiy- le TÜBİTAK Başkanlığı'na seçi- len Prof Dr. Namık Kemal Pak'a ilişkin Bilim Kurulu karannı Cum- hurbaşkanhğı'na göndermemekte direniyor. Günlük çahşmalanm sür- düren TÜBtTAK, başkanın ohna- ması nedeniyle ileriye yöneük ka- rarlan ise erteliyor. tÜBÎTAK Bi- lim Kurulu, 6 Mayıs'ta başkan se- çimine ilişkin karan Başbakanlık'a göndermişti. Uzun süre bekleyen BUim Kurulu, karann onay için Baş- bakanlık'tan Cumhurbaşkanlığrna gönderilmemesi üzerine Erdoğan "ı ziyaret etti. TÜBtTAK Başkanve- kili Prof. Dr. Tuğml Tankut tem- muz ayında yapılan görüşmeye iliş- kin izlenimini şöyle anlattı: "Temmuz ayı içindeBaşbakan bi- zi kabul etti. Konuyu anlarok. An- cak Başbakan, başkan atama biçi- mini pek benimsemediği izlenimini verdi. Başkan secimine ilişkin kara- n yazıp gönderdiğimizi, bunun da şık olmadığını sö>1edL Burada san- kiönceden bizedanışmalr> dınızima- sı mı vanh, biz mi ö\1e anladık. Bi- lemiyonım" dedi. TÜBİTAK Ya- sasfna göre TÜBtTAK Başkanı, Bilim Kurulu tarafindan seçiliyor. Başbakan Erdoğan'ın ise mevcut yasaya göre başkan secimine mü- dahale yetkisi bulunmuyor. TÜBt- TAK Başkanvekili Tankut, kuru- mun "beBrsizMk ortamı" nedeniy- le rahat ohnadığım, ileriye yönelik temel kararlann ertelendiğini söy- ledi. Bilim Kurulu tarafindan se- çilen 6 üyeye ilişkin karar da onay için Başbakanlık'a gönderildi. Bilim Kurulu Başbakan Erdo- ğan'ın 6 üyeye ilişkin karan onay- lamaması durumunda ise 7 kişiyle toplanma karan aldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] İstanbul Köy Hizmetleri ll Müdürü Şi- nasi Haznedar ve Sulama ve Toprak Işleri Şube Müdürü Kazım Nasıroğlu ile birlikte önceki gün Siliyri ve Çatal- ca'nın köylerini dolaştık. Üç gün önce Iran'daydım, Iran tam anlamıyla Do- ğu'ydu. Iranlılar da tıpkı Türkiye gibi Do- ğu ile Batı arasında köprü olabilecek- lerini düşünüyorlar. Tabii ki bugünkü Iran'ı değil, demokratik Iran'ı kastede- rek böyle konuşuyorlardı. Trakya'nın köylerini görünce bizim yüzümüzün Avrupa'ya dönük olduğu- na daha çok inandım. Köy Hizmetleri ekibiyle dolaştığım için, köylerin temel ihtiyaçlannı ve durumlannı öğrenmek daha kolay oldu. Köy Hizmetleri Müdür- lüğü köylerin içme ve kullanma suyu, ka- nalizasyon, yol, sokak, arıtmatesisi gi- bi temel ihtiyaçlannı yerine getirmeye ça- lışıyor. Dolaştığımız köylerin ekonomisi, ta- nm ve hayvancılığa dayanıyor. özellik- le sebzecilik, düzenli sulamayı gerekti- riyor. Silivri'nin Sayalar köyündeki su- lama göleti yenileniyordu. KJnlan ve es- kiyen su kanalları tamir ediliyor, gölün Trakya'nın Köyleri Avrupa'ya Dönük taşması halinde köye bir zarar gelme- mesi için tahliye sistemi geliştiriliyordu. Sayalar köyünün su kanallan toplam 5 kilometreydi. Kış gelmeden bütün bu ça- lışmalann bitirilmesi için olağanüstü hız- lı bir çalışma yürütülüyordu. Sayalar köyü muhtarı Hüseyin Ece, şık köy muhtariığı binasında bizleri ağır- ladı. Köyün nüfusunun 900, büyükbaş hayvan sayısının ise 1500 olduğunu be- lirtti. Günde 6 ton taze süt sattıklannı, kanalizasyonlan bulunduğunu anlattı. Günde 200'e yakın köylünün çalışmak üzere Silivri ve Çerkesköy'deki fabri- kalara gittiklerini belirtti. Üniversite gi- riş sınavlarına köy çocuklan olanaksız- lık nedeniyle yeterince hazırlanamıyor- lardı ve bu nedenle köyden 6-7 çocuk üniversite sınavlannı kazanabilmişti. Kö- yün sokaklanna parke taşlar döşen- mişti. Şimdi sulama kanallannın tamam- lanmasını bekliyorlardı. Okuma yazma oranı yüzde yüzdü. O gün dolaştığımız bütün köylerde okuma yazma oranı yüzde yüzdü. Herkes çocuğunu kız ol- sun erkek olsun okula gönderiyordu. Beyciler köyü, bir kasaba büyüklüğün- deydi. Köyün dere kenarındaki balıkçı lokantasında öğle yemeğimizi yedik- ten sonra Çeltik köyüne uğradık. Koca- man çınarların altında muhtar Vedat Özkanlı ntn çayını içtik. 1200 nüfustu köy, bir Avrupa köyü görünümündeydi. Pı- nl pınl parke taşlı sokaklar, tertemiz ev- ler, çam ağaçlannın artındaki çam lokan- tası görüntüyü tamamlıyordu. Silivri li- sesi mezunu MuhtarVedat özkanlı, eli- mize köyün broşürünü tutuşturdu. Köy, 1935 yılında Silistre'den gelen insanlar tarafindan kurulmuştu. Bu köy Sayalar'a göre daha zengin olduğu için köyde çok sayıda üniversite mezunu olduğu anlaşıldı. Istanbul'a gelen lalenin önem- li bir kısmı bu köyde yetiştiriliyordu. Muhtaria su arıtma tesislerini, çocuk parkını dolaştık. Çeltik köyünün hemen alt kısmında 800 yıllık bir Türkmen köyü olan Yolça- tı yer alıyordu. Yolçatı köyü muhtan Ce- malettin Erkal, yapımınayeni başlanan su kanallannın kış gelmeden tamamlan- masının telaşı içindeydi. Yolçatı köyü, çevrede en bakımsız köylerden birisiy- di. Geçmiş yıllarda su kaynaklan yeter- li olduğu için kıvırcık salata üretilen bu köyde, sulama kanallan eskiyince sulu tanm çökmüştü. Henüz köyün kanali- zasyonu yoktu. Toprak köy sokaklannı da otlar bürümüştü. Sulama kanalının bir ay içinde bitmesi için köy hizmetle- ri çalışmalannı aralıksız sürdürüyordu. önümüzdeki yıllarda kanalizasyon ve yollannın tamamlanması da planlamış- tı. Çatalca'nın Kızılcaali köyü, akşamü- zeri son durağımızdı. Bu köyde de gö- letin eskiyen kanallan değiştiriliyordu. Proje hazırlandığı sırada dikkate alınma- yan bazı kanaletler de eskimişti. Onla- n yaptırmak mümkün olmadığı için 300 metrelik bir bölümün tamiratı eksik ka- lacaktı. Muhtar Ömer Engin, bu eksi- ğin de tamamlanmasını istiyordu. 350 nüfuslu köyün yansı 93 Harbi (1877) sı- rasındaTırnova'dan gelmiş Balkan göç- meniydi. Yansı ise köyün yeriisiydi. Köy- lü Istanbul'a kıvırcık üretiyordu. Sulama bu nedenle çok önemliydi. ••• Bir günlük gezi sırasında gezdiğimiz köyler, Türkiye'nin Avrupa'ya dönük yü- zünü yansıtıyordu. Istanbul'un 173 kö- yünde21 sulama göleti, 21 sulama te- sisi vardı. Tamamlanan köy yollannın uzunluğu 1176 kilometreydi. Bütün bu köylerin işlerini Köy Hizmetleri üstlen- mişti. Bütün olanaksızlıklara rağmen, geç- mişle karşılaştınlınca köylerin altyapı hizmetleri, yollan, sokaklan tamamlanı- yordu. Köy Hizmetleri yöneticileri, köy- den şehre göçün önlenmesinin yolunun, hizmeti köylünün ayağına götürmek- ten geçtiğini belirtiyoriar. En önemlisi, köylünün kendini geçindirecek üretimi yapabilmesini sağlamaktı. Yazımın başında da belirttim, Iran'dan sonra Trakya'nın köyleri Avrupa'ya ne kadar yakın olduğumuzu gösteriyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle