Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2003 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Gözlerden Kaçan Kaçmayan
önce şu hesabı bir düşünelim: Türk
halkının yüzdegO'sinin gündelik ge-
çim için harcadığı para, 1 dolarmış!
Aşağı yukan 20 milyon yurttaşyoksul-
luöun en dip noktaiında...
Oteki yüzde yirmi, teni öteki 20 mil-
yon yurttaş da günde^buçuk dolar-
la yaşamak zorunda!..\
Geri kalanı da siz düşunün artık!..
Bır Maliye Bakanı vataadı Ün akı-
tan, yoksa Un mu, bilmem. Şımdilik
akıttığı bir şey yok! Varsa yoksa ulus
mallarını, halkın sahip olduğu değer-
leri satmak yanşında... Okullar, dinlen-
me, eğitim yerleri, ne var ne yok hep-
sionunsatışlistesindeîÜniversiteye-
ni haarlanan gericilik tuzağına düşmek
istemiyor mu? Al sana, Atatürk'ün
verdiği dinlenme tesisine el koyuyor...
Kendi yakın geçmişindeki olayları
anımsamadan hep ileriye, hep daha
çok mal rnülk satmaya, daha daha
yeni vergiler koymaya!..
• • •
Neyse ABD Türk askerini artık Irak'ta
istemiyor! Ne kararsız bir ülke bu Ame-
rika... Türkler bir gelsin der, bir kalsın.
Sonra bakar iş kötü, bu kez gelsin; hem
de on bin, elli bin askerie. Derken as-
kerier sivil gelsin polis olsun! Biz de
tüm Meclis üyelerinin kafasına çuval
geçirilmiş gibi oluruz. Geçen martta ki-
şilik gösterdik, tezkereyi reddettik,
şimdi daha beter bir tezkereyi sineye
çektik... Ama ABD yine memnun de-
ğil. Neyiz biz, emir kulu mu? ABD'nin
başındaki Bush takımının oyuncağı
mı?
• • •
Türk basını acayip birdurumda!.. Alı-
yorum birünlü gazeteyi, bakryorum bir
sütunda adamın biri bambaşka şey-
ler söylüyor, karşı sütunda başka biri
onun dediğinin tam tersini! Milliyet
böyle, Hürriyet böyle, hemen hepsi
böyle... Buna "düşünce açıklamak
özgürlüğü" diyorlar! Tam bir karma-
şa, okurun kafasını altüst edip serse-
me çevirme!.. Adlar da vermek iste-
rim, ama hepiniz görüyor, okuyorsu-
nuz.
• • •
Birfilm çevirmişleri llk gösteriyi Can-
nes Film Festivali'nedöndürdüler! Kır-
mızı halılar, en zengin, en açık saçık
giysilerle hanımlar, beyler... Iki dizi fo-
toğrafçılar, gazetebiler! Nedir bu ka-
dar maymunfcik, böylesine özenti? Ya,
kendini göstermek için, bir an TV'de
görmek için koşuşanlarl. Çok komik
işler bunlar, yani çok gülünç, çok ya-
kışıksız! Hani "görmemişin oğlu"...
derlerya, öyle..
• • •
Altmış yıldır demokrasi yazıyor, de-
mokrasi konuşuyoruz. Ama izi bile
yok! Partilerdemokrasinin vazgeçilmez
araçlanymış! Oysa tam tersi, hiçbirin-
de demokratik bir uygulama yok... Bir
lider çıkıp yönetimi eline geçiriyor. Sür-
git parti onun elinde biroyuncak... Is-
tediğini seçer, milletvekili, bakan ya-
par, istemediğini kapı dışında bırakır...
Türkiye'de partilerin lider değiştirme-
leri ancak asker yönetimlerinde ya-
şandı. Bir de 3 Kasım bozgunundan
sonra!.. Işte AKP Kongresi, işte MHP
kongresi, işte şu günlerde tek günlü-
ğüne yaşanacak CHP kurultayi... Doğ-
rusu tek parti döneminde demokrasi
daha çok vardı; hiç değilse tek parti-
de yönetim kadrosuna seçilenler ya da
atananlar, bilgi, kültür, ulus sevgisi açı-
sından şimdilerden çok daha değer-
liydiler...
• • •
Bu yıl Nobel bekledik. Yaşar Kemal,
Orhan Pamuk, Leyla Erbil... Daha
başka degerii yazarianmız... Gitti gi-
der Nobel bir kez daha Güney Afri-
ka'ya... Banş Nobeli de Iranlı bir ka-
dın yargıca verildi. Bunca yıl geçti,
hiçbir değerimiz Nobel'in yanına bile
yaklaştınlmadı...
Yunanlı Venizelos bir zamanlar Ba-
nş Nobeli'ne Atatürk'ü önermişti. Şim-
di ben de Nobel Banş ödülü'ne birTürk
yurttaşını önermek istiyorum.
Bu kişi Prof. Dr. Server Tanilli dir.
Terör canavarından zorlukla kurtu-
lan, yaşam boyu tekertekli sandal-
yede oturmaya mahküm, ama bü-
yük bir çabayla sürekli birbihnden
değerli yapıtlar üreten, dünya barışı-
nın öncü bir gönüllüsü, örnek bir ay-
dın, bir bilim ve kültür adamı...
Norveç Akademisi bu dünyadaki
gerçek banş savaşçılannı bir gün el-
bet değerlendirecektir. En başta da
Server Tanilli dostumu...
Ahmet Taner Kışlalı...
M. TEVFIK KHjGlNKAVAAtatürkçü Düşünce Derneği Cyesi
Y
okluğunun üstünden
tam 4 yıl geçti (Dört yıl
önce bugün yitirmiş-
tik). Zaman o kadar
hızlı ki.Yine Karşıya-
ka'da seninle buluşacağız, evinin
önünde ve parkında toplanacağız,
ardından belki bir açık oturum (pa-
nel) ve dağılacağız.
Yokluğunun özlemi büyük. Var-
lığın ile yokluğun arasındaki fark-
lan düşündüm.
Yokluğunda;
Iktıdarda REFAHYOL yenne AKP
var. Hem de tek başına...
Hocanın öğrencileri her konuda
hocalanna fark attılar.
AB'ye girmenin gereği diye kar-
şılannda engel gördüklen kurum-
lan yok edıyor veya yetkisizleştiri-
yorlar.
Hukuk mu? Ben yaptım oldu.
Demokrasi ve insan hakJan adı-
na, senin, MuammerAksoy'un, Bab-
riye Üçok'un, Uğur Mumcunun,
Sıvas katliamının ve onlarca aydmı-
mızın katillerinin affi bile gündem-
de. Eğitim yapımız, üniversiteleri
de kapsayacak şekilde imam hatip
temelinde yapılandınlıyor. Çıkarla-
n uğruna, bu iktidara yağ yaİana ya-
nşında olan, yazanlar, konuşanlar,
"aydınlar", her kim olursa olsun,
yeter ki benim gelirim çok olsun di-
yerek iktidara destek olan sennaye,
küreselleşen dünyada, küreselleşen
düşünceleri ile ftnldak gibi dönen-
ler...
Kısaca, 28 Şubat'tan bin beter bir
durum.
Siyasi muhalefet ne mi yapıyor?
CHP, ana muhalefet partisi ola-
rak Meclis'te oturuyor.
Diğer partiler dersen, sayılan ço-
ğaldı. Bölünerek çoğalmaya devam
ediyorlar.
Biz mi?
"Atam izindeviz" diyerek, olan-
lan izliyonız.
Cumhurbaşkanından ve ordudan
medet umuyoruz.
Yıne hep şikâyetçiyiz, ama biz de
bir araya gelmiyoruz.
Bu durum ve koşullar altında
'Cumhuriyetimiziıı 80. Yılı'nı kutla-
yacağız.
İyi bir haber; 25 Ekim Cumarte-
si günü ADD ve Ankara Üniversi-
tesi öncülüğünde, demokratik kitle
örgütleri, sendika ve meslek odala-
rı ile tüm yurttaşların katılacağı
'Cumhuriyete Bağlılık Yürüyüşü'
yapılacak.
Yeniden bir araya gelmenin baş-
langıcı olacağına ve demokratik, la-
ik cumhuriyetin sahipsiz olmadıği-
nın, bir kez daha dosta düşmana gös-
terileceğine inanıyonım.
Varlığında;
Mücadele azim ve direncini, top-
luma ve özellikle de gençliğe aşıla-
mak için verdiğın çabalan, o, kann-
ca ezmez KişfcdTnın, konu Kemalizm
ve Cumhuriyet olduğu zaman, na-
sıl bir volkana dönüştüğünü; kar-
şında bulduğun gençlerin çokluğu-
na göre, duyduğun sevinci ve mut-
luluğu; il ilçe, uzak yakın demeden
gezmelerini; köşenden, gittiğin yer-
lerdeki izlenimlerini paylaşmanı;
ADD, ÇYDD şubelennin çoğalma-
sına duyduğun keyfi ve saklı guru-
runu anımsıyorum. tnanıyorum ki,
özellikle öğrencilerin, okurlann ve
seni tanıyan birçok kişi de benzeri
anımsamalar içindeler
Ama asıl anımsamamız gereken
ve bugün bizler için de en çok ge-
reklı olan ise demokratik bilince
ulaşnuş,örgütiü bir toplum olabilme-
miziçin yazdıklaruı ve anlatnklann.
6 yıl önce kaleme aldığın "De-
mokratik Toplumcu ÇağrT bugün
ıçın de geçerli ve bizlere yol göste-
riyor.
"Çözümegiden yol:... Gerek Tür-
kiye"de gerekse dünyada çağımızın
gerekkri, demokrasi ve hakça top-
lum isteklerinin bir arada karşılan-
masını zorunlu kılmaktadır. Demok-
ratik toplumcu bu çerçeve. sağlıkJı,
huzurlu, insan onuruna yakışır bir
toplumsal düzenin önkoşulu olmak-
tadır. Ne demokrasiyi erteleyerek
ya da demokrasiden vazgeçerek top-
lumsal adalete ulaşılabilir ne de sos-
yal devlet anlayışı bir kenara bıra-
kılarak gerçek, kalıcı ve katılımcı
bir demokrasi kurulabilir. Toplumu
yeniden esenliğe çıkarmak ve ülke-
mizi 3. binyıla hazırlamak için, dev-
leti hastalıklanndan anndırmak ge-
rekmektedir. Bir zamanlar kitleleri
peşinden sürükleyen birçok ideolo-
jinin çekiciliğını yitirdiği, ırkçı ve şe-
riatçı eğilimlerin karanlıkJan çağ-
nştırdığı bir ortamda, hakça bir dü-
zenin yolunu açacak Kemalizm, ön-
celikle Türkiye'nin bugünkü koşul-
lannda yeniden güncellik ve çekici-
lik kazanmıştır.
Kemalizm, ne Atatürk'ün bekçi-
lığıdır ne de 1920 koşullannda ya-
pılmış olanlann toplamıdır. Kema-
lizm, demokratik toplumcu bir öze
sahip, sürekli devrimcüik Ukesineda-
yalı bir çağdaşlaşma ideolojisidir.
... Türkiye bugün çok zor bir dö-
nemden geçmektedir. Ama, karşı
karşıya bulunduğumuz zorluklar,
1920'lerde Anadolu devrimini ger-
çekleştirenlerin aşmak zorunda kal-
dıklan zorlukJarın karşısında çok
küçük kalmaktadır.
... Çıkış yolunun ilkeleri bellidir.
O ilkeleri paylaşanlann demokratik
birlikteliği, yozlaşmış yapılann yı-
kılmasına, devletin ve toplumun ye-
niden sağlığına kavuşmasına yete-
cektır Gün, karanhğa karşı güçlerin
örgütienmesi ve dayanışması günü-
dür.
Ülkenin içinde buhınduğu ortam-
dan endişeduyan herkesin. konumu
ne olursa olsun, mutlaka yapabilece-
ği bir şey vardır." (*)
Saygı ve özlemle...
(•) A. T. Kışlalı, Demokratik Top-
lumcu Çağn
Cevat Yurdakul'u Anmak...
Önce Ekmekler Bozuldu, Aşksız Insanlar, Bızans Definesi, Bulutun Rengi, Berber
Aynası, Yalnızhk Bana Yasak. Tarzan Öldü, Istinye Suları, llkyaz Devrımi, Karşı
Kıyılar, Hey Vapurlar Trenler. Lunapark, Ey Gece Kapını Üstüme Kapat,
Hücrede Karmen... BUTUN OYKULERİYLE
CAIU YAYBMLARI
YÜSllf EĞRİTAĞfmeM Emnivet Müdürü
"Toplumsal gelişmemn
de, çürümenin de temelinde
yöneticılerin tavniany ntar"
Mustafe Kemal Atatürk
31
Ağustos 2003
tarihli gazete-
miz Cumhuri-
yet te sayın Öztin Ak-
Cumhuriyet
2 9 Ekim 2 003 Çarşamb a
Cumhuriyet'in yaşayan tanığından
Cumhıuiyet'in belgeseli...
Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyetimizin 80. yılı kutlamalanna, çok özel
bir ek ile katüıyor Ekonomi, sanayi, kültür, sanat ve spor alanlanndaki
gelişmeler, Curnhuriyetimizin tarihirü yaşayan Cumhuriyet gazetesinin
arşivinden eski sayılar ve özel resimlerle anlaalacak §
umhuıiyet'in öykusü, değerîi bir belge olarak kitaphklardaki yerini
alacak ve yıllar boyu özenle saklanacak
29 Ekim 2003 Çarşamba günü Curnhuriyetimizin 80. yılını birlikte
kutlayalım.
tSB3 J£ Reklam vermek için
REKLAM Tel: (0212) 354 33 73 - 74
güç'ün "Hangi Yaşam Bi-
çinıiAnlamlT başlıklı ya-
zısını okuduğumda; yıl-
lar önce Polis Enstitüsü
Yüksek Öğrenimde öğ-
rencisi olduğum Emni-
yet Müdürü Cevat Yiır-
dakulgözlerimin önünde
canlandı. Çünkü Sayın
Öztin Akgüç yazısında;
"Para\ı çok arka planla-
ra itmiş, emekli maaşı ile
belki paltosunu bile ken-
disineyakışır biçünde ye-
nileyemeden yaşamış,
ama eserleri, kitâphğı obn
Ali Alaybek gibi örnek
yadaörnekler, öte\andan
nıih onlarca dolardan, 50
dönümün üstüne arazi-
den, bazı şaibeii işlemle-
re kanşma kuşkusundan
söz edilen örnekler. Han-
gisi anlamb ve daha sa> -
gın bir yaşam anlayışı ya
da biçimi? Ortada doİa-
şan baa poütikaalara, bü-
rokratlara, medya men-
suplanna, işadamlanna
hattaakademis\
>
en]ereba-
kmız. TaşrvKilar obnasay-
dı, Türkiye bunlarm kof
ağırlığını çekemez, çok-
tançökenHAIAJ^tekie
simgefcşen taşnıcıîara ül-
kenin gereksinimivar, saf-
ralara değü." Işte ülke-
mizi yannlara taşıyanlar
arasında yer aldığma ve
hayatıyla bedel ödediği-
ne inandığımız Emniyet
Müdürü Cevat Yurdakul;
Toplumsal çıkan en üst
değer kabul eden, öğren-
cilerini ülkenin taşıyıcı-
lan olarak yetiştirmeye
çahşan. haksızlığa ve ent-
rikalara karşı çıkan. 1980
öncesi ülkemizin içinde
bulunduğu entrika karan-
lığmdan haksız ve keyfi
uygulama yapmayan, ki-
şisel çıkar peşinde koş-
mayan namuslu insanla-
nn kurtarabileceğini söy-
leyen, insanı değerlere sa-
hip "en az namussuzlar
kadar" cesur bir insandı.
Adana U Emniyet Mü-
dürü olarak entrikacılar-
la mücadale ederken 28
Eylül 1979tarihindeha-
inler eliyle öldürüldü.
Daha cenazesi defhe-
dilmeden de mesai arka-
daşlan darmadağın edil-
di. Aradan 24 yıl geçti, an-
cak değişen bir şey yok.
"Yolsuzluk ve soysuznık-
lara kanşanlar ülkemiz-
de bedel ödemezier ama»
onlara karşı bu mücade-
leyi verenkre bedel ödet-
tirirler."( 1)
Bu nedenle Ordu ili-
mizin dağlan arasındaki
vadide yatan Emniyet
Müdürü Cevat Yurda-
kul'un ve nice namuslu
insanımızın kemikleri sız-
lıyordur.
Bedel ödemeyi göze
alamayan korkak namus-
lular, korkuyu yeneme-
dikleri sürece de, toplu-
mumuzun itibarlı kofla-
n, safralan, süneleri, zü-
bükleri, saltanatlanru sür-
dürmeye devam ederler.
Devletin gücünü kullan-
ma yetkisine sahip olan-
larla sorumlulukJan geniş
alana yayarak belirsizli-
ği yeni bir gündem yara-
tılana kadar sürdürmeye
çalışıyorlar.
Emniyet Müdürü Ce-
vat Yurdakul biz öğren-
cilerine; yapılan her hak-
sızlığın sonunda bir çı-
kar sağlandığını, bazen
para, bazen mevki ma-
kam olduğunu, böylece
hak edilmeyen her şeyin
bir haksızlığa dayandığı-
nı "bu nedenle arkadaş-
lannızı fyi tanıyın ileride
birileri tanmmaz hak ge-
lebilir'' derdi
Günümüze uygun dü-
şen bu öneriye tüm kurum
ve kuruluşlann uyarak iç-
lerine, arkalanna (emek-
lilerine) bakmalılar, ta-
nınmaz hale gelen var mı?
Yok mu?
Yasal geliriyle uygun
düşmeyen yaşantılar, mal-
lar. mülkler var mı? Yok
mu? Varsa; tepeden baş-
layarak, tanınmaz hale
gelenlere; nerden buldun,
sorusu soruhnadıkça ke-
neler toplumun yakasını
bırakmazlar.
Ankara-Gölbaşı Kınk-
lar Köyü köy odasında
gördüğümüz leviada, Ulu
Önder Atatürk sorumlu-
lan gösteriyor. "Toplum-
sal geUşmenin de, çürü-
menin de temelinde yö-
neticüerin tavnian yataıf
Emniyet Müdürümüz
Cevat Yurdakul'u öldürü-
lüşünün 24. yıldönümün-
de saygıyla selamlayarak
anıyoruz.
(1) Zekeriya Temizel,
Cumhuriyet, 22.08.2003
PENCERE
illi Piyango'ya
Talibiz...
Birgarip devlet olduk; bir yandan kamu kuruluş-
lannı özelleştiriyoruz..
öte yandan özel kuruluşları kamulaştırıyoruz..
özelleştirme körtopal gidiyor..
Kamulaştırma hızlı..
Şaka değil, hangi devlet birkaç yılda yirmi üç özel
bankaya el koyabilir?..
Devletin sırtına -yani halkın sırtına- bu yüzden kaç
milyar dolar yüklendi?..
Ne sen sor..
Ne ben söyleyeyim.
Sözcüğün tam anlamıyla:
BattıkL
•
Devletçilik şu garip yeni biçimiyle dörtnala uy-
gulanırken, özelleştirme rahvan bile değil, tıns da
değil, topallayarak yol almakta...
Devlet elindeki kamu kuruluşlannı satarak para
toplayacak değil mi...
Orman arazisinde tapusuz arsa sahibi Maliye
Bakanımız Unakıtan diyor ki:
"- Evet, şimdiye kadar bazı yerleri sattık, ihale-
ler oluyor, fakat bunlarm belli bir prosedürû var,
zaman alıyor. Kamuoyu 'Kaç para aldınız' diyeso-
ruyor. Onlardahaklı. Türkiye bir şey bekliyor özel-
leştirmeden. Ama bizim bakış açımız illâ para de-
ğil, yapılması gerektiği için yapıyoruz. Kamunun
ekonomik faaliyetlerden kurtulması için yapıyo-
ruz." (20 Ekim 2003, Sabah)
Maşallah!..
Kamu bir yandan (para için olmasa da) kamu ku-
ruluşlannı elden çıkarıyor, öte yandan (para için ol-
masa da) özel bankaları devletleştiriyor.
•
Bu yıl için öngörülen özelleştirme kapsamında
TÜPRAŞveTEKELvar...
Milli Piyango'nun özelleştirilmesine ilişkin yasa
daçıktı...
Otekiler biryana..
Biz Cumhuriyet olarak Milli Piyango'ya talibiz..
Niçin?..
Çünkü medya holdingleri özelleştirmelerden pay-
lannı alıyorlar...
Biz neden almayalım?..
Milli Piyango'nun 2002 yılındaki net kân 156 tril-
yon 966 milyar 7 milyon 501 bin 682 lira...
Milli Piyango yönetimi kültür, sanat, eğitim, spor
alanlarında yatınmlar yapıyor...
Tam bize göre...
Milli Piyango nedir ki?.. Devletin verdiği yetkiy-
le bilet basacaksın, sonra da yurttaşa satarken
umut vereceksin:
- Size de çıkabilir!..
Herşeyi kurulu, düzenli, tıkırtıkır işleyen bir dev-
let kurumu!
•
Cumhuriyet özelleştirmeden Milli Piyango'yu al-
safena mı olur?..
Cumhuriyet'in borcu harcı yok, geleceğe iyim-
serfikle bakıyoruz, var olan saygınlığımız yoğunla-
şıyor...
Diyorlar ki:
- Bir tek siz kaldınız, öteki grupların yalakalığı-
na diyecek yok!..
Milli Piyango'yu da alırsak piyasada hatırı sayı-
lır bir holding oluruz...
•
Niyetimiz ciddidir, bu yolda işbiriiği yapacak ki-
şileri arıyoruz...
Milli Piyango size de çıkabilir..
Bize de çıkabilir.
...Türkiye, kendisi bir saldınya
uğramadıkça, hiçbir askeri serüvene
kanşmamalıdır.
Hem kanşmamalıdır, hem bu tür
savaşlarda ABD'nin
yararlandığı bir araç
olmamalıdır...
UğurMuıncu
Cumhuriyet
14 Ocak 1993
Bütün Yazılan Dizisi
um:ag kitapları
GAZETECIUK
www.umag.org tr
İŞ HUKLJKLJ
4857Sayılı YeniIş Kanunu nun getirdiği
değişiklikler göz önünde bulundurularak
hazırlanmıştır.
Yazan: Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI
İMAJ YAYINEVÎ
Tel.(0 312)319 32 25-363 54 14
E-mail: imaj@ixir.com