23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
> EKİM 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ J^asofya ile Sultanahmet'in karşısında, Divanyolu 'nun başını II. Beyazıt'ın hazinedarbaşısı tutmuş Finız Ağa, henüz Sultanahmet Camisi yokken, 1491 yılında Ayasofya'nın karşısuıa "Âllah nzası için" tek kubbeli, kare planfa küçiik bir cami yaptırmış_. (Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK SERKAN YILDIZ) nuz nınküçükcamisi G ülhane Parkı'ndan Sul- tanahmet'e dogru çı- karken... Solda Aya- sofya Müzesi... Sağ kolda Yerebatan Sara- yı...Ortada tramvay yolu... Tramva- yın >eşine takılın; Divanyolu Cadde- si'n: girergirmez; Sultanahmet dura- ğınca durun... Mevsim yapraklan dal- lantdan dökmüşse, Sultanahmet Ca- mısı karşınızda duruyordur... Silin... Cartiyi gözünüzden silerken karşı kal- dırıına geçin... Küçük bir caminin önünde bulacaksınız kendinizi... Ayasofya gibi görkemli ve Sulta- nahmet gibi çinili iki büyük yapının ortasında küçücük bir cami: Firuzağa Camisi. Yapımyıh 1491. Sultan II. Beyazrt'm hazinedarbaşı- sı Finız Ağa yaptırmış. Blzans'ın ana caddeslnde Sultanahmet Camisi'ni tümüyle gö- zünüzden silin... Çünkü, Sultanah- met'in yapunına daha birkaç yüzyıl var... II. Mehmet'in, tstanbul'u alışıy- la Ayasofya Kilisesı camiye çevril- miş; eski hipodrom alanı at meydanı olmuş; Bizans'ın çevredeki yapılan yı- kık dökük de olsa ayakta duruyor... II. Mehmet öleli ve oğlu II. Beyazıt tah- ta çıkalı 10 yıl ohnuş... Hazinedarba- şı Firuz Ağa, Bizans'ın Mese denen o eski görkemli ana caddesinin başı- na ve Ayasofya'nın çaprazına küçük bir cami yaptınyor... Böylesine de- ğerli bir yerde, ölünce avlusuna gömül- mek üzere cami yaptırmanın mutlu- luğu herkese nasip olmaz... Beyaz tenll bir hadım Firuz, Farsçada mutlu demek! Ama her Firuz"a da adıyla müsem- ma mutluluk nasip olmaz... Firuz Ağa'nın ayncalığı hazinedar- başı olması. n. Mehmet, Topkapı Sarayı'nda ye- ni devlet düzeni kurarken Enderun'da birinci sırayı Hasoda'ya vermiş... En has oda; padişahın özel odası... tkin- ci sıra Hazine Odası, koğuşu... Koğu- şun amiri de hazinedarbaşı. Hazinedarbaşı olmak için önce Ha- sodalı olmak gerekiyor... Hlazinedarbaşı olmak kolay değil; padişah neredeyse orada olunacak... Cuma namazından önce camiye gidilip padişahın seccadesi yayılacak... Firuz Ağa, işini iyi yapmış olmalı ki, II. Beyazıt'tan istanbul'un göbeğinde bahçesine gömüleceği bir cami izni koparmış. www.dertizsom.com DE N İ Z S O M (ieflizsom§cufiıhuriyet.cofn.tr Hasodalı olmak için de hadım edil- mek! Bu durum pek mutluluk verici ol- masagerek... Hadım ağalardan bir kısmı siyahi... Bir kısmı beyaz; akağa... Siyah hare- mağalan ancak "haanedarağa" ola- biliyor; hazinedarbaşının yardımcılı- ğını yapıyor... Hazinedarbaşılar aka- ğalardan oluyor. Demek ki Firuz Ağa, beyaz tenli hadımlardan. Istanbul'da bir Firuzağa Camisi da- ha var; Tophane'den Taksim'e çıkar- ken Defterdar yokuşunda... O Firuz Ağa başka bir Firuz Ağa... Divanyo- lu'nun başındaki camiyi yaphran Fi- ruz Ağa, II. Beyazıt'ın Firuz'u! Cami, tek kubbeli ve kare planlı... Kenarlannı ölçmüşler; dıştan dışa 13 metre 50 santimetreye, 13 metre 53 san- timetre çıkmış. Karenin bir kenan; üç santımetre fazla. Taşın ölçüsü öyle denk gelmiş olmalı... Bina, beyaz kes- me taştan örülü... Duvar kalınlığı 1.5 metreye yakın. Cümle kapısının beyaz ve pembe mermerden yapılmış kemerinde, hat- tat Şeyh Hamdullah'a ait olduğu söy- lenen bir kitabe var... Kitabede. Fi- ruz'un bu camiyi "hasbeten lillah" yaptırdığı yazıyor(muş)... Ne yazıyor? Hasbeten lillah. Yani, Allah nzası için. Cami başka niçin yapılır? Hazlnedarbagının Işl Hazinedarbaşının işi Hazine'yi bek- lemekle suıırlı değil... Seferde ve hazarda her daim padi- şahın yanında... Padişah cuma nama- zına mı gidecek... Hazinedarba- şı hemen padişahın namaz kı- lacağı camiye gidiyor... Çevre- yi bir kolaçan ediyor... Padişa- hın seccadesini yayıyor... Sec- de yerine yüzünü birkaç kez sü- rüp padişaha zarar verecek bir şey olup olmadığını kontrol ediyor. O halde, Firuz Ağa'ya, yaptırdığı ca- mide cuma namazı kılmanın nasip ol- madığı söylenebilir mi? Hayır. Sultandan izin isteyip kendi cami- sinde cumaya girmiş ya da sultan kal- kıp camisine gelmiş olabilır! Belki de caminin açılışını II. Beyazıt bizzat yapmıştır... Bal tutan parmağını yalarmış... Hazineyi tutanın da parmağıru ya- laması normal... Firuz Ağa, bir ca- miyle kalmamış; mescitler, medrese- ler, çeşmeler, hamamlar, dükkânlar yaptırmış; bağlar, bahçeler, değirmen- ler işletmiş... Vakfıyesinde yazdığına göre, caminin hemen arkasındaki Bin- birdirek Sarnıcı bile ağannımış... Caminin içi de kutunun içi gibi... Son restorasyonda süslemeler yeniden bo- yanmış... Girergirmez, iki yanda bi- rer dolap varmış; sağdaki dolap dini kitaplann rafı olarak duruyor; solda- kini büyütmüşler; imama oda yap- mışlar; kapısına da tt Kapı önünde na- maza durmayın" diye uyan yazısı as- mışlar. İ648 depremi Caminin bahçesindeki tekmezar, FiruzAğa'ya ait_ Mermer lahtin dört yanı gül demeüeri ile süslenmiş_ Caminin içi kaJem işi süslerle bezeli. iki kat pencerelerden üsttekiler renk- li camla süslenmış, iç duvarlara kalem işleriyapılmış... Hazıra dağ dayanmazmış... Firuz Ağa, bütün malını mülkünü vakfetse de 1659 yılında Mustafa Ağa diye bi- ri, camiye 9 bin akçelik yeni bir vakıf yaptırmış... Ancak burada istanbul'un temel so- runlanndan biri yatıyor: Deprem. 1648'deki deprem camiyi epey hır- palamış... O deprem sırasında Firuz Ağa Ca- misi 157 yıllık: karşısındaki Sulta- nahmet Camisi henüz 32 yaşında... Mustafa Ağa, elini uzatmasa Firuz Ağa'nın camisi günümüze kadar gel- meyecek... Caminin karşısında oldu- ğu sanılan mektep gibi... Bahçedekl tek mezar Firuz Ağa'nın; Sultan II. Beyazıt gibi sizlere ömür oluşu 1512... Küçük caminin küçücük bahçesinin caddeye bakan tarafinda, beyaz mer- merden yontulmuş ve dört yüzünde gül demeti bulunan lahit, Firuz Ağa'nın... Kocaman kavuklu mezar taşıyla Fi- ruz Ağa burada yatıyor. Bahçede başka da mezar yok... Bahçenin öteki tarafinı, üstü kadın- lara altı erkeklere, hela yapmışlar... Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nden de bank ahnışlar; bahçenin giriş kıs- mına koymuşlar... Oturuyorlar... Heladan çıkanlardan para topluyor- lar... Tramvay geçiyor... Firuz Ağa uyuyor... Firuz Ağa'nın II. Beyazıt'ın hazine- darbaşı olduğu biliniyor... Bu kadan da yetiyor. VEFAT Arkadaşımız Bülent Karatosun'un babası RIZA KARATOSUN vefat etmiştir. Ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇAUŞANLAN ŞtLE SAITŞ MEMURLUĞU'NDAN GAYRÎMENKUL SATIŞ İLANI Dosya No: 2003 7 Satış Satılmasına karar venlen gayrimenkulün tapu kaydı. cınsı, kıymeti, evsafı ve önemh özellıklen ile satış şartlan aşagıda belirtılen taşınmaz izaleyi şuyu satış memurluğunda satılarak paraya çevnlecektir Satış ilanı ilgililenn adreslerine tebliğ gönderilmiş olup yapılmaması veya adresleri bilinmeyenler içinde işbu satış ılanmın ilanen tebliğ yerine kaim olunacağı ilan olunur. Tapu Kaydı Istanbul ili Şıle llçesı tmrendere Köyü 3 Pafta 107 Parselde kayıtlı Osmankorusu Mevkıı'nde 26470 m2 mikûrlı tarla vasfında taşınmaz olup her hangı bir kadastral yola cephesinin bulunmaması. ımar planlan olmadı- ğı belirtilmiş, taşınmaz üzennde ekonomik değerde ağaçlar bulunduğu. yabani otlar ile kaplı olduğu belirtilinıştır. Bilırkışi- ce tasınmaza 238. 230.000.000- lira arsa değeri, 1.019.000.000.- lira ağaç değeri olmak üzere toplam 239.249.000.000.- li- ra değer takdır edilmiştir. Satış şartlan: 1- Satış, 12.12. 2003 günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Şıle Satış Memurluğu'ndan Adliye binası çay oca- ğında açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu açık arttırmada tahmın edılen kıymetın yüzde 6O'ı ve rüçhanlı alacakJılar var- sa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıra- nın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 2. artırmanın 22.12.2003 günü aynı yer ve a\Tiı saatlerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememışse en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektiı. Şu kadar kı arttırma bedelinin malın tahmın edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması \ e bundan baska paraya çevir- me ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2- Arttırmaya ıştirak edeceklenn. tahmin edilen kıymetın yüzde 20'si nıspetinde pey akçesı veya bu mıktar kadar milli bir bankanın temınat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış. peşin para iledır, alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek kaydı ile mehıl venlebılır Tellaliye resmi. ihale damga vergisi, tapu harcı ve tahlıye masraflan, KDV alıcıya aıttır. Birikmiş vergiler ihale bedelinden ödenir 3- tpotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililenn (ilgililer tabınne irtifak hakkı sahipleri de dahıl) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz \e masrafa daır olan ıddıalarını dayanağı belgelerle on beş gün ıçınde dairemıze bildirmelen lazım- dır. Aksi takdirde haklan tapu sıcıli ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya \erilen mühlet içinde ödenmezse lİK.nun 133. maddesı gereğince ihale feshedilir. tkı ihale arasındakı farktan \e o o60 faızden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecektır. 5- Şartname, ilan tarihmden itibaren herkesin görebılmesı için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneğı göndenlebilir 6- Satışa ıştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, baskaca bılgı almak isteyenle- rin yukanda yazılı dosya numaramız ile satış rıemurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 28. 04.2003 Basın' 50031 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Hani Yaşamsal Önemdeydi... 7 Ekim 2003 öncesindeki yakın günleri şöyle bir anımsayalım. Irak'a asker gönderilmesine olanak sağlayacak tezkerenin tartışıldığı günleri. Birbirine karşıt iki görüş var. Birincisi Adalet ve Kalkınma Partisi iktidannın savunduğu ve holding basınının var gücü ile desteklediği görüş. "Irak'a asker göndermek Türkiye'nin çıkartan için zorunludur. Hem Irak'ın yeniden yapılandınl- masında söz sahibi olmak, hem de yıkılan yapıla- nn onanmı, yeni inşaatlann gerçekleştirilmesi için açılacak ihalelerde pay sahibi olabilmek Türki- ye'nin ekonomisindeyeni birrüzgânn esmesinisağ- layacaktır. Kuzey sınınmızdakiPKK/KADEK tehlikesinikont- rol edebilmek için de Irak'a asker göndermeliyiz. Bu durum da Türkiye açısındanyaşamsal bir önem taşımaktadır. Siz Irak'taki aşiretlerin ve gruplann karşı çıkma- lanna bakmayın. Biz onlan ikna ederiz. Çünkü ora- ya Iraklılann yaralarını sarmak, sosyal sıkıntılannı azaltmak amacıyla gideceğiz." Karşı görüşü savunanlar ise şöyle diyordu: "Amerika Biheşik Devletleri (ABD) Irak'ta işgal- cidir. Bu nedenle Iraklılann büyük bölümü tepki duymakta ve bu tepkilerzamanla somutiaşarak sal- dınlara, silahlı çatışmalara dönüşmektedir. Başka- nın 'Savaş sona erdi' dediği günden bu yana ABD, savaş döneminden daha fazla kayıp vermiştir. Her geçen gün biraz daha batağa saplanmaktadır. Türk askerinin ABD askerlerine kalkan olarak kul- lanılması gündemdedir. Hem Mehmetçiğin böy- le bir duruma sokulması, hem de işgalciye veri- lecek destek, yurtta yeni üzüntülere, Avrupa Bir- liği (AB) çevrelerinde de eleştirilere yol açacaktır. Gelin bu yanlış sevdadan vazgeçin." • • • 7 Ekim günü tezkere, AKP'lilerin ve koşullu da olsa Doğruyol Partisi (DYP) milletvekillerinin oyla- n ile kabul edildi. Görüşmeler gizli yapıldı ama, izne ilişkin tezke- renin yürüriüğe girmesi için Resmi Gazete'de ya- yımlanması gerekiyordu. Doğal olarak yayımlandı da. Yaklaşık beş sayfa tutan tezkerede tarihsel bir özetlemenin ardından "Irak'a askergöndermenin yaşamsal önemi" vurgulanıyordu. Tezkerenin kabulü sonrasında AKP iktidarı ile destekçilerinin yüzlerindeki gülücükler duyulan mutluluğu yansıtıyordu. Stratejik(!) ortağımızı bu kez üzmemiş olmakla yetinmemiş, 8.5 milyar dolarlık krediyi de çanta- da keklik durumuna getirmiştik. ABD sözcülerinin ağızlanndan da neredeyse bal- lar damlıyordu. • • • Tezkerenin kabulünden sonra başlayan umutlar, birsüre geçince ikirciklenmeye, yakın günlerde de karamsarlaşmaya başladı. Ve sonunda ortaya çıktı ki ABD, Iraktaki bazı grup- lann baskısıyla stratejik(!) ortağına ilişkin düşünce- lerini askıya almıştı. Türkiye, Irak'ta olmasa da olurdu. önceki gün Başbakan Erdoğan'ın gazetecile- rin Irak'a ilişkin sorulanna verdiği yanıt dünkü ga- zetelerde yer aldı: "Irak komşumuzdur. Olumsuzluklara mahal ve- recek bir girişimimiz olmayacaktır. Irak'ın talebibi- zim için çok önemli. Irak'ta sadece Türk değil, di- ğeryabancı askerieriçin de olumlu-olumsuzyak- laşım gösterenler var. Irak'a asker göndereceğiz diye çok da arzulu değiliz. ABD'nin talebi oldu, onu değehendiriyoruz." Başbakan'ın açıklaması, durumu özetleyen bir yaklaşımı belirliyor, biraz da tezkereden çark edi- şin ilk adımlannı oluşturuyor. Ama, insan, tezkeredeki gerekçelerin ve dolayı- sıyla "Irak'a asker göndermenin Türkiye için ya- şamsal önem taşıdığı" değerlendirmesine ne ol- duğunu sormadan edemiyor. oerinc@cumhuriyet.com.tr. KÜTAHYA 2. ASLÎYE FTUKUK MAHKEMESİ HAKEVIUĞİ'NDEN Dosya No: 2003 456 Davacı Hülya Nazlıpınar tarafmdan davalı M. Ali Nazlıpınar aleyhine açılan boşanma davasında; Davalı Mehmet Alı Nazlıpınar'ın adresi tespıt edi- lemedığınden; Mehmet Alı Nazlıpınar'ın duruşma gü- nü 5.11.2003, saat: 9.00'da mahkememizde hazır bu- lunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılarak karar verileceği tebliğ yerine geçerlı olmak üzere ilan olu- nur. Basın: 49842 BURDUR SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo:2003 160 Davacı Fatma Çiçek tarafından Davalı Mehmet Er- gün aleyhine mahkememıze açılan izale-ı şuyu dava- sınm yapılan açık yargılaması sonunda; Tüm aramalara Teblıge yarar açık adresı tespit edı- lemeyen ve tebliğ yapılamayan, Burdur merkez, Gök- çebağ Köyü. Pafta: 20, Parsel: 372'de kayıtlı bulunan dava konusu taşınmaz mahklerınden. Hasan oğlu 1322 d.lu Mehmet Ergün'e derdest olan davarun du- ruşma gününün 5.11.2003 saat: 10.50'ye bırakıldığı- nın tebhğı ilan olunur. 16.9.2003 Basm: 45223 KAKTAL 4. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2001'981 Esas 2003'406 Karar Davacı Senem Çaresız vekılı tarafmdan davalı Ah- met Çaresiz aleyhine açılan boşanma davasrnda; Mahkememizin 2001 981 Esas 2003'406 Karar 06.05. 2003 tanhlı ılarru ile davanın kabulüne, Ada- na. Ceyhan, lncetarla Köyü, Cılt: 58, Hane: 167, BSN: İ7'de nüfusa kayıtlı davacı Durmuş kızı 1956 doğumlu Senem Çaresız ile davalı Mehmet oğlu 1946 doğumlu BSN: 3'de nüfusa kayıtlı Ahmet Çaresiz'in şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına karar verümiş olup, adresi temin edılemeyen davalı Ahmet Çaresız'e karann ilanen tebliğıne gazetede yayınını müteakıp bir hafta sonra başlamak üzere 15 gün için- de temyiz edılmedığı taktırde kararın kesinleşeceğı hususu ilanen tebliğ olunur. 24.09.2003 Basın: 50021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle