03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a EKİM 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultımy cumhuriyet.com.tr 15 Roman, kişilerin karakterlerini, birbirleriyle çatışmalannı, toplum yaşamınm bir görünümü olarak çiziyor Birbaşyapıt: YevgeniyOnegin Konsanlar'ın ikinci çıkarması • Kültür Servisi - Johnny Depp ve yönetmen Gore Verbinski ülkemizde önümüzdeki günlerde gösterime girecek olan 'Karayip Korsanları: Siyah tncinin Laneti' filmının ikinci bölümü için tekrar bir araya geliyor. Depp'i, filmin yeni bölümünde de Kaptan Jack Sparrow rolünde izleyeceğiz. ikinci bölümde, birinci bölûmde de rol alan Orlando Bloom, Keira Knightley, Ted Elliott ve Terry Rossio rol alacaklar. Rlmekimi'nin ardından • Kültür Servisi -Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca (ÎKSV) düzenlenen ve 10-16 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 'ÎKSV Sonbahar Film Haftası-Filmekimi'nde gösterilen filmler, 16 bin sinemasever tarafından iziendi. Emek Sineması'nda gerçekleştirilen hafta îüresince, toplam 20 film gösterildi. 7 gün boyunca 36 seansta gösterime giren filmler arasında en çok ilgi görenler. Danimarka'nın haşan çocuğu Lars Von Trier'nin 'Dogville'i ile Oliver Stone'un Fidel Castro ile geçirdiği üç günün belgeseli 'Comandante' oldu. Kısa sürede biletleri tükenen diğer filmler ise Michael Haneke'nin en son ve en lyimser çalışması 'Kurdun Günü', Zhang Yimou'nun estetik harikası yeni filmi •Kahraman' ve Denys Arcand'ın kara mizah yüklü çalışması 'Barbarlann Istilası'ydı. Pierce Brosnan boş durmuyor • Kültür Servisi - James Bond filmlerinin son kahramanı Pierce Brosnan, 'Meksikalı' adındaki yeni bir aksiyon / macera fîlminde başrol aynayacak. Unlü oyuncu filmde, kansıyla birlikte Baja'da teknedeyken bir cinayete tanık olan ve katillerce kovalanan başanlı bir işadamı rolünü üstleniyor. Brosnan, bu yeni projeye, 2005 yıhnın yaz aylannda gösterime girecek olan yeni James Bond filminden önce başlamayı planhyor. Senaryosunu Christian Gudegast ve Paul Scheuring'in yazacağı 'Meksikalı', film editörü Pietro Scalia'nın ilk yönetmenlik deneyimi olacak. Brosnan'ın bir diğer film projesi ise Selma Hayek'le başrol oynayacağı ve Brett Ratner'in yönetmenliğini yapacağı 'AfterThe Sunset'. Behzat Ay Yazın Ödülü • Kültür Servisi - Elgiz Pamir'in öncülüğünde tçel Sanat Kulübü'nün desteğiyle düzenlenen Behzat Ay Yazın Ödülü, bu yıl deneme dalında verilecek. Ödül her yıl farklı bir yazın türüne veriliyor. Yanşmaya katılacak olan yapıtlar, Ay'ın yazınsal kimliği göz önüne alınarak çağdaş, toplumcu bir dünya görüşü, dil konusunda özenli tutum ve özgürlük temel alınarak değerlendirilecek. Seçici kurulu Emin özdemir, Yusuf Çotuksöken. Bedrettin Aykın, Öner Yağcı ve Elgiz Pamir'den oluşan yanşma için son başvuru tarihi 31 Ocak 2004 olarak belirlendi. Adaylann yayımlanmamış ve daha önce ödül almamış üç deneme ile her denemeden altışar örnek, özgeçmiş ve bir dilekçe eşliğinde yanşmaya katılmalan gerekiyor. 15Nisan'daaçıklanacakolan sonuçlar Beyzat Ay'ın doğumgünü olan 2 Mayıs'ta Içel Sanat Kulübü'nde yapılacak törenle sahiplerine verilecek. (tçel San 'at Kulübü: îstiklal Caddesi, Sanat Sokağı 25/A Mersin - 0 324 238 10 88) Nâzm Kütörevrnde semnerier • Kültür Servisi - Nâzım Kültürevi'nin yeni sezondakı seminer programı 'Marksizm Seminerleri ve Edebiyat Atölyeleri' başlığı altında toplanıyor. Katılımcılannı bugünün gerçekliğini anlatmaya ve tartışmaya çağıran seminer ve tartışma dizileri, sekiz hafta boyunca çarşamba günleri saat 19.00'da gerçekleştirilecek. 22 Ekim günü, Erkin Ozalp'in yöneteceği ilk seminerin konusu 'Marx Hangi Konularda Yamlıyordu?'. Bugün başlayacak 'Edebiyat Atölyeleri'nde ise iki haftada bir pazartesi günleri 'Edebiyat Söyleşileri' gerçekleştirilecek. Söyleşilerin ilkine Bedrettin Aykın 'Dilde Kirlenme' başlıklı konuyla katılacak. Yanndan itibaren ise Sadık Albayrak her salı '19. Yüzyıl Rus Gerçekçiliği'ni ele alan bir seminerler dizisi başlatıyor. Rus gerçekçiliğini ilgili okuma ve tartışmalanyla gündemine taşıyacak atölye çalışması da, kasım ve aralık aylan boyunca sürecek. (0 212 245 04 81) HAYATİ ASILYAZICI Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (6 Haziran 1799-29 Ocak 1837), gerçek bir ulusal ozan, Rus edebi- yatının ulusallaşmasında ve gerçek- çiliğe ulaşmasında öncü yazar. Top- lumsal örgütlenme üstüne olan dü- şünceleriyle de etkiliydı. Puşkin, gerçekte Rus toplumunun ansiklo- pedik çizimini de yapmış; 1789 devrimüıden sonra sanat ve edebi- yattaki yeni gelişmeleri izlemiş, so- nuçlanndan yararlanmıştır. Tarih ve gerçekçilik anlayışı sanatına geniş boyutlanyla yansımıştır. Sözgeli- mi, VValter Scott (1771-1832), ta- rihsel romanda çığır açmıştı. Puş- kin de "Pugaçov Isyanı'nın Tari- hi"nde aynksı bir kişiyi, köylü ayaldanmasının kendine özgü ro- man tekniğiyle "Yüzbaşı'nın Kı- zı"nda açıklar. Pugaçov (1742- 1775), Rus halk ayaklanmasının önderi. Rusya'daki köylü ayaklan- ması 1773-1775 yıllan arasında sürdü, Pugaçov idam edildi. Puşkin'in "Bahçesaray Çeşme- si"( 1824), Boris Asafi- yev'in müziğı üstüne Nikolai Volkov'un lib- rettosu ve Rostislav Zakharov'un koreogra- fisıyle 1934'te Mosko- ^ ^ _ ^ va'da oynandı. Bale ede- ^^^^™ biyatının en önemlı yapıtlanndan- dır. Ulusal esinli ünlü bir öyküsü olan "Ruslan ve Ludmila" da (1820) opera edebiyatını biçimlen- dirdi. İlk büyük ulusal tlyatro yapıtı Puşkin Tsarskoye Lelo adlı Fran- sızca eğitim veren lisede okudu. Fransız aydınlanmacılannı, örne- ğin J. J. Rousseau (1712-1778) ve Voltaire (1694-1778) gıbi yazarla- n erken tanıdı. Rus coşumculann- dan G. Derjavin'den (1743-1816) klasisizmi öğrendi; V. Jukovs- ki'nin (1783-1852) masalsı şiirle- riyle tanıştı. Bu iki yazar, Puşkin'in biçimselliğini ilgiyle izlemişlerdir. Kafkasya ve Kınm'da geçirdiği sür- gün yaşamında yeni bir dünyayla tanışmış, bu bölgelerin izlenimleri olağanüstü güzellikte yapıtlanna yansımıştır. "Bahçesaray Çeşme- si" balesi, ülkemizde ilk kez 1979'da Ankara Devlet Opera ve Balesi'nce oynandı. "Kafkas Mahkûmu" da trajik bir öyküyü anlatır. Yapıt, George Skibineın koreografisı, Haçaturyan'ın mü- ziğiyle bir baleye dönüştürüldü. 1951 de Grand Ballet du Marqu- is de Cuevas topluluğu tarafından Paris'teoynandı. "Poltava" (1828) adlı ulusal esinli ünlü şiirini yazdı. Zenci büyükbabasını anlattığı "Arap Petra Velikogo" (Büyük Petro'nun Zencisi) adlı ünlü öykü- sünü 1827'de yazdı. Puşkin 30 ya- şında, on altı yaşındaki Natalya Gonçarova'ya tutuldu, on yedisin- de evlendi. Kansının güzelligi de başına birçok bela açtı. • 19. yüzyılın ortalannda dünya edebiyatı ortamında ağırhğını duyurmaya başlayan Rus gerçekçi roman anlayışında çok önemli bir olaydı "Yevgeniy Onegin". Özellikle kişilerin ruhbilimsel durumlan çevreyle uyumlu, yapıtta kişilerin bireysel yönleri de tikel olarak ortaya çıkanlıyordu. Puşkin'in Karamzininbiryapı- tından esınlenerek 1825'teyazdığı, 1831 'de yayımladığı "Boris Godu- nov" adlı tarihsel tragedya, Rus ti- yatro edebiyatının ilk büyük ulusal yapıtıdır. Tragedya türündeki bu oyunun, iki değişik içeriği vardır. Hem psikolojik, hem tarihsel düz- lemde yazılmış önemli bir oyundur. Koşuk ve düzyazı dilini, uyaksız koşuklu ölçüyü kullanmıştır. "Boris Godunov"da, şiddet ile insanlık arasındaki zıtlık, ezenler- ezilenler arasındaki uzlaşmazlık derin biçimde ortaya konur. Bu ne- denle tragedyadaki tarihselciliği, günümüzde gördüğümüz ezenlerle ezilenler arasındaki örtüşmeyı gös- teren tarihsel yaklaşımıdır. Traged- yadaki tarihsel kurgusu, günümüze dek uzanan tarihsel yaklaşımdır. "Pugaçov tsyanı'nın Tarihi"nde yeni oluşan tarihin çizimiyle bir öz- nel örnektir. Bunlann ardından "Bakır Atlı" isimlişiirkitabınıya- yımladı. Ne var kı, "Boris Godu- nov" sahnelenmeden yasaklandı. Çar I. Nikolay, Puşkin'i Mosko- va'ya çağırdı ve onun 'sansürcüsü* oldu. Puşkin, yakın şair dostu ve ay- nı zamanda romanın birinci bölü- müne epigraf olarak şiirinden bir di- zesini aldığı P. Vyazemskiy'e yaz- dığı mektubunda "Ben şimdi bir roman değil. şiir-roman yazıyo- rum, cehennemi bir fark var ara- lannda!" diye yakınır ve başyapıtı sayılan "Yevgeniy Onegin"i yazar. Toplumsal yaşamın bir görünümü 19. yüzyılın ortalannda dünya edebiyatı ortamında ağırhğını du- — ^ _ yurmaya başlayan Rus gerçekçi roman anlayışın- da çok önemli bir olaydı "Yevgeniy Onegin". Özellikle kişilerin ruhbi- limsel durumlan çevreyle uyumlu, yapıtta kişilerin bireysel yönleri de tikel olarak ortaya çıkanlıyor- du. Kişilerin karakterleri. birbirleriyle çatışmalan, toplum yaşamının bir görünümü olarak çiziliyordu. Giderek toplum- sal yapının betimlenişi, kahraman- lann ruhsal durumlannın belirleyi- ciliği, toplumsal ilişkilerindeki ege- men kılınan baskıcı davranışlann yıkıcı etkisinin şiir-roman diliyle anlatılması ile benzersizliğin doru- ğunu oluşturuyordu. "Yevgeniy Onegin"i, Kanşa- ubiy Miziev-Ahmet Necdet ikili- si, şiir olarak Türkçeye çevirdi. Ola- ğanüstü başanlı bir çeviri. Dilimize kazandınlmış Puşkin başyapıtı "Yevgeniy Onegin"i okurlanmıza salık veriyorum. (Yevgeniy Onegin-A.S. Puşkin- Türkçesi: Kanşaubiy Miziev-Ahmet Necdet-Everest Yayınları. 228 s.) Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Rus edebiyatının ulusallaşmasında ve gerçekçiliğe ulaşmasında öncü rol oynamıştı. Mike Berg'in duvar heykelleri 25 Ekim'e dek Galeri Nev'de sanatseverler tarafından görülebilir IstanbuPda bir Amerikah sanatçı SEZER DURU Paris'te bir Amerikah olacak değil ya hep, tstanbul'da da yaşayan, yaşamayı seçen Amerikalılar var. Sanatçı Mike Berg de bunlardan biri. 1999'daailesiyle birlikte Istanbul'a taşınmış New York'tan. Kentimize ilk geliş nedenleri uzun zamandır Istanbul'da yaşayan dostlan şair John Ash'i ziyaret etmekmiş; bu ziyaretin sonunda onlar da tıpkı John Ash gibi Istanbul'a yerleşmeye karar vermişler. Tüm New York aydınlan gibi Mike Berg de Bush'un uyguladığı Amerikan politikasından tedirgin, bunu sağ görüşlü bir ideolojinin tehlikeli uygulanışı olarak algıhyor. tstanbul'da yaşadığı için çok memnun. Her zaman New York ve istanbuFun kardeş kentler olduğu söylenir. Kendisi de öyle mi düşünüyor acaba diye sordugumda: "Evet, çok benzerlikler var, ama buradaki tarih New York'ta yok. Ayrıca orada binalar büyük, ama insani ilişkiler zayıf; tstanbul'da ise binalar küçük. ama insani ilişkiler çok güçlü" diye cevap veriyor. NewYork bugünkü dünyanın sanat merkezi mi? "Bence daha çok sanarın ticaret merkezi. Dünyanın çok çeşitü yerlerinde son derece iyi sanatçılar yaşamakta ve üretmekte." Mike Berg Galeri Nev'de 25 Ekim"e kadar sürecek olan sergisinde duvar heykelleri diye adlandırabileceğimiz yapıtlannı çıkanyor izleyicinin karşısına. Amerikalılar bu işlere "etching" diyorlar. Şeffaf asetat veya ışık geçiren bir malzemeye desen ike Berg'in, Amerikalılann 'etching' adını verdikleri farklı bir malzemeyi kullanarak oluşturduğu yapıtlar bir çeşit metal kolaj tekniği, fotoğrafçıhk ve yontuculuk olarak nitelenebilir. çiziliyor, metal plaka üzerine desen konuyor, kimyasal bir oluşum dökülüp ışıkla pozlandınhyor, desenin altı ışık almıyor, ışık alan yerlerde bir proses oluyor, bir asit banyosuna konuyor, ışık gören yerlerde metal asitte eriyor. Bir çeşit metal kolaj tekniği, fotoğrafçıhk, yontuculuk. Ortaya Çinlilerin kesme sıyah kâğıt sanatını anımsatan ince, zarif, duvara asıldığında gerçekten de kâğıttanmış izlenimini veren (ki ben önce öyle zannettim), geometrik desenlerin hâkim olduğu panolar çıkıyor. Mike Berg îslam sanatmda önemli yer tutan bezeme ve geometrik figürleri kullanmada ustalaşmış. Bu sergide yer almayan çalışmalannın önemli bir bölümü eski. yıpranmış halı ve kumaşlar üzerine yeni bezemeler. Kendisi şöyle anlatıyor: "Başlangıçta tslam sanatına, kullanılan örüntü, yapı, renk ile tuğla, seramik. taş ve kumaşın yanı sıra diğer geleneksel sanat malzemeleri gibi biçimsel özeüikleri nedeniyle ilgi duydunw Gerçek anlamda soyut sanatın inr büyük sanatkârlan tslam sanatçılandır. En harika olanı, zaten bildiğim şeylerin bu kadar çok değişik tarzlannı tanımak oldu." Galen Nev'deki bronz işlerde metalin üzennde kusma yapmış nefis bir yeşil ile altın rengı gizli. Bunlar sanki sanatçının mühürleri izlenimini veriyor. Mike Berg'in îstanbuFdaki en yakın dostlan Sultanahmet Arasta'daki Suzani halıcılan ve Altın Nakış'ın çahşanlan. çünkü kumaş ve halı üzerine olan çalışmalannı onlar olmadan gerçekleştiremiyor. Kendisinin çizdiği desenler Altın Nakış çalışanlan tarafından işleniyor. Bronz rölyeflerine şiirsel adlar da vermiş Miİce Berg. "Mor At", "Gece Sola Dönüyor", "Bir Şiirdeki Vahşi Gece Gibi" bunlara örnek... SON 20 YTLIN SEÇKlSl 23-30 EKÎM TARİHLERİ ARASINDA ANKARA'DA Polisiye takip başlıyor Kültür Servisi - 23-30 Ekim tarihleri arasında Ankara'da Fransız polisiye ve dedektiflik filmlerinin gösterileceğı bir festival gerçekleştirilecek. Etkinlik kapsamındaki tüm gösterimler, Ankara Kızılırmak Sineması'nda yapılacak. 'Polar' (Fransızcada toplumsal eleştiri içeren polisiye ve gerilim fihnleri) türündeki fümlerin gösterileceği etkinlik, Ankara Fransız Kültür Merkezi, Istanbul Fransız Kültür Merkezi, Ankara Sinema Kültürü Derneği ve Altyazı sinema dergisi işbirliğiyle düzenleniyor. Son 20 yılda çekilen, Claude Miller, François Truffaut, Claude Chabrol, Bertrand Tavernier gibi usta yönetmenler ile Guillaume Nicloux, Serge Le Peron, Pierre Salvadori, Frederic Schoendoerffer gibi genç yönetmenlerden sekiz filmlik bir seçki izleyiciyle buluşacak. Etkinlik kapsamında 23 Ekim günü saat 19.30'da Kızılırmak Sineması'nda Yrd. Doç. Nejat Ulusoy'un katılacağı 'Bir Film Türü Olarak Polar' başlıklı bir de söyleşi yapılacak. 'Gözaltı', 'Neşeli Pazar' 'Müfettiş Lavardin'. 'L'Affaire Marcorelle / Marcorelle Olayı', 'Les Marchands De Sable / Düş Tacirleri'. 'Scenes De Crimes / Cinayet Yeri', 'L. 627'. 'Le Poulpe/Ahtapot', gösterilecek filmlerden bazılan. (0 312 467 2002) Antalyadakl etklnllğin sanat yönetmenl Fazıl say Festivale doymayan kent GURSUKUNT ANTALYA - Antalya, sanat fesrivalleri kenti olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Altın Portakal Film Fesrivali, Uluslara- rası Opera ve Bale Festivali'nin ardından, şimdi de 4. Piyano Festivaliyle yelpaze- sini genişletiyor. Fazıl Say'ın sanat yönet- menliğini yaptığı festivalle, Antalya' nın pi- yanoda uluslararası bir merkeze dönüştürühnesi hedefleniyor. Antalya Kültür ve Sanat Vakn ile Kadir Dursun Production organizasyonunda düzen- lenen etkınlikte bu yıl 4 önemli piyanist resital ve- rilecek. 26 Ekim'e dek sürecek "——™ — olan festivalin açılışı bugün Gülsin Onay'la yapılacak. 22 Ekim'de Muhiddin Demiriz, 24 Ekim'de Özgür Aydın resita- llerinin ardından, 26 Ekim'de Tuluğ Tır- pan ve Jose Rirmo'nun sunacağı Latin Pi- yano Caz Konseri'yle festival sona erecek. Festival hakkında bilgi veren organiza- • Piyano Festivali kapsamında Gülsin Onay, Muhiddin Demiriz, Özgür Aydın, Tuluğ Tırpan ve Jose Ritmo müzikseverlerle buluşacak. tör Kadir Dursun, bu yıl ilk kez bin öğ- renciyle workshop çalışması yapılacağını açıkladı "Aydınhk Türkiyemize Her Yıl Yeni Bir Fazıl Say" sloganı ile yola çıkan festivalde, aynca önümüzdeki yıl bir piya- no yanşması düzenlenecek. Bilkent Üni- versitesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakül- tesi işbirliğindeki yanşma, Edime'den Kars'a dileyen tüm katılımcılara açık ola- , cak. Kazananlar, Bilkent Senfoni Orkestrasf yla, fes- tivalde konser verecek ve müzik eğıtimlerini ücretsiz olarak Bilkent Üniversite- si'nde tamamlayacak. Festivalin başansının iz- leyiciden kaynaklandığını belirten Kadir Dursun, "Ankara, izleyici bulama- dığı için cesaret edip böyle bir festival ya- pamıyor. Ama Antalya'da önemli bir sa- nat izleyicisi oluştu. Festivalin sanat yö- netmeni Fazıl Say, önümüzdeki yıl Mer- merli Park'ta. Antalyalılar denize karşı ça> ını yudumlarken konser vermeyi dü- şünüyor" dedi. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle