03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2C EKİM 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KURULTAYA DOGRU CHP Yitrinini yenilemeye hazırlanan CHP'de asıl mücadele yerel seçimlerden sonra ListeveçizgikavgasıBWHAR TÂNRISEYTR /LNKARA-CHP, vitrinını ye- rulsyeceğı 30. olağan kurulta- yı "La "çizgi" tartışması ve "Mok Ksb"" kavgasının gölgesinde ha- zııknıyor. Parti yönetimi ara- sınia bile aynşmalara neden olaı çizgi tartışmasında, CHP Geıel Başkanı Deniz Baykal, ">lerkezi sola çekeceğiz" söz- leryle son noktayı koymaya ça- lıştı Istanbul milletvekili Ke- mal Derviş'in açıklamalan ise tartşmanın daha da alevlenme- sine neden oldu. Ancakpartideki blok liste kav- gası, Denk Baykal ekibi içinde- ki aflaşmayı da Kemal Der- viş'cn çıkışlanyla yaşanan atış- malan da geride bırakıyor. Yö- netmin "nasl" seçileceği tartış- ması kurultaya damgasını vu- rurlen, ilk yanş seçime "çarşaP rru \oksa "Mok" listeyle mi gi- dileceği konusunda yaşanacak. îldnci yanş, genel başkanhk için. Bu, yanşa kahlmak bile öyle pek kolay olmayacak. Eğerplan- • CHP, 30. olağan kurultayına "çizgi" tartışması ve "blok liste" kavgasıyla giriyor. "Yeni sol" ve "Anadolu solu" kavramlannın ardından CHP şimdi de "merkezin sola çekilmesi" söylemini tartışıyor. Partide asıl yanş yerel seçimler sonrasına erteleniyor. Seçim sonuçlanna göre, CHP'de yine olağanüstü kurultaya çağn için imza toplama döneminin başlayabileceği belirtiliyor. lanan tüzük değişildiği gerçek- leşirse adaylığını ilan edenlerin yanşa katılması zor görünüyor. Aday olabilmek ıçın gereken 66 delege sayısının 263'e yüksel- tilmesi tartışılıyor. Bu durumda adaylann yanşa girebilmeleri için öncelikle 263 delegenin oyunu almalan gerekecek. Kurultayın ikinci gününde ise partiyi yerel seçimlere taşıya- cak yeni yönetim belirlenecek. Burada hem Baykal ekibi için- de bir yanş var, hem de muha- liflerin "Kste dehne" çabalan. Bir de, Kemal Derviş'm çıkış- lan. CHP tabanının kafası kan- şık. "6ok"tan "AnadotusohTna; sosyal-liberal senteze uzanan çizgide farklı mesajlar veriliyor. Delegelerin yeni yönetim ter- cihlerinde tartışmalara neden olan çizgi konusundaki tavırla- nnı da net biçimde ortaya koy- malan bekJeruyor. Yarış geleneğlne devam CHP'liler "getenek"lerine uy- gun olarak yanşlı bir kongreye hazırlanıyor. Ancak asıl yanş, ye- rel seçimler sonrasına erteleni- yor. Yerel seçim sonuçlanna gö- re, CHP'de yine olağanüstü ku- rultaya çağn için imza toplama dönemi başlayabilir. CHP yöneticileri, genel baş- kan adaylan ve partı üyeleri ku- rultay arifesinde, "ideoloji" tar- tışmasını Cumhuriyet'e değer- lendirdi: - Cevdet Selvi (CHP Genel Başkan Yarduncısı): CHP, Tür- kiye'nin en bunalımlı dönemin- de kurultaya gidiyor. Tabii ki bu ortamda, sorunlann aşılabilme- si, kurultayda söz sahibi olabil- mek ve yanşa katılabilmek için pek çok görüş ortaya çıkıyor. CHP'nin ilkeleri belli, progra- mı son derece açık, tüzüğü de or- tada. Atatürk'ün gösterdiği uy- garhk yolunda CHP'nin ısrarlı ve kararlı yürüyüşü, sosyal de- mokrasinin evrensel değerleri- ne bağlıhğı da açıkça ortada. Elbette CHP'nin gerçek sahibi olan delegeler yeni bir dönemin başlanlması doğrultusunda tüm görüş ve düşünceleri değerlen- direrek bir karar vereceklerdir. Kurultay öncesinde alelacele söylenen sözler biraz da kişile- Nikâhta • " " • buluştular W^ . Kadıköy Belediye Başkanı ¥ - ^ H B Selami Oztürk'ün oğlunun İİ \ ' ^ ^ H ^ l nikâlu, kurultay mj~' i & ^ ^ H İ hazuiıkları süren |Sk& Ü ^ ^ 9 ^ 1 CHP'Kleri İstanbuTda I n o B İ H ^ ^ ^ H buhışturdu. Başkan İ£VgBj^H^^H Öztürk'ün oğlu Cem M u ^ ^ ^ H ^ ^ H Öztürk'ün Büyük M E ^ ^ ^ ^ K ^ ^ I Kulüp'teld nikâhL, son [^•''^PP^Hg^^H dönemde açıklamalan [W* r 'î£ZB^^^H CHP içinde tarbşma ^m.'- -'/VV^^H yaratan Istanbul BL % -•R^^^^l MiDerveküi Kemal Deniş p ^ B > ' / ^ ^ ^ ^ ^ B ile CHP Genel Başkanı 1 ^ ^ JUMM DenizBaykal'ıbirarava k < ta*l|r. j M f i T H getirdLNikâhaeşi Srflft^H».t^fl Catherine Deniş ile gelen mLmJ^^ğ^m^ • Kemal Derviş, CHP Genel ^ ^ ^ ^ ^ H ^ Başkanı Deniz Baykal'la ^ ^ ^ ^ ^ ^ H • aynı masada buluşarak bir ^ ^ ^ ^ ^ ^ V 1 süre sohbet ettL Ü J ^ ^ H H 1 ••rj ; ' .^H Parti meclisi üyesi ve genel başkan adayı Erol Tuncer, yönetimi eleştiriyor: ' Asıl ideoloji tarbşıhnah9 CHP'de en çok ihmal edilen konulardan biri ideolojik tartışmalardır. 1970'lere kadar ortanuı solunun içeriği ile ilgili tartışmalar yaşandı. Parti önemli bedeller ödedi ama sonunda bu tartışma sağlıklı bir noktaya geldi. Parti temel ilkelerinden aynlmaksızm, kendi ideolojisini günün koşullanna göre yeniledi. 1973'te birinci parti oldu. 1977'de yüzde 41 ile tarihinin en büyük oyunu aldı. 12 Eylül'den bu yana kurumlar, kavramlar, teknoloji değişti; elbette ideoloji konusunda yeni arayışlar obnası doğaldır. Ama bu ciddi bir çalışmayı gerektirir. ttiraf edeyim, bu çalışma yapılmadı. Baykal tarafından ortaya bir "yeni sol" kavramı atıldı. Ama brrakın örgütte tartışmayı. partinin merkez kurullannda bile tartışılmadı. Sonra Baykal, "yeni sol"u bir tarafa bırakarak "Anadolu solu"nu ortaya çıkardı. Derviş'in partiye gırmesinden sonra da "sosyal iiberal sentez" denildi. Ancak ciddi bir tartışma ortamı ohnadı. CHP'nin "6ok" ilkeleri çok degerli, ancak partinin yenileşmesine. yeni çözümler aramasına engel değil. Ilkelerin içeriği yeniden düzenlenerek bugünün gereksinimlerine yanıt verecek hale getirilmeli. rin kendini öne çıkarma çabası olarak görülebilir. CHP'nin ba- ğımsızlık, devrimcilik ve diğer ilkeleri her zamankinden daha çok geçerlidir. Onun için de CHP'ye belirli çevreler, egemen güçler tarafmdan sistemli bir saldın haksızlık sayılacak bi- çimde sürdürülmektedir. CHP'nin aksaklıklan, eksiklik- leri varsa yine gerçek sahibi de- legeler ve parti tarafından düzel- tilir. Ama CHP'nin içini boşalt- maya, diğer partilerden farksız hale getirmeye hiç kimsenin gü- cü yetmez. 'CHP'nin ideolojlsi belll1 - Abdülkadir Ateş (Gazian- tepmiBetvekifi): CHP'nin prog- ramı bellıdir, ideolojisi bellidir. 6 okla bütünleşmiş sosyal de- mokrasinin evTensel ilkeleridir. Sayın Derviş'in, "sosyal demok- rasinin evrensel ilkeleri ile Ata- türk ilkeleri bağdaşünlabilir" demesini yadırgıyorum. CHP'nin ve daha önceki sol par- tilerin programlannı okumadı- ğmı anlıyorum. 'Baykal yozlaştırıyor' - Adnan Keskin (CHP PM üyesi-Esld genel sekreter): CHP'nin sosyal demokrat bir parti olduğu ve temel tercihini yaşamını emek ağırlıklı kaza- nan insanlardan yana koyduğu programıyla saptanmıştır. CHP'nin sol anlayışını sulan- dırmaya yöneUk değeirlendirme- ler yerine, 3 yıldır askıya alınan programın uygulanması gere- kir. Sayın Baykal tekrar genel başkan olduktan sonra CHP'nin programını, külterel birikimini, mirasını bir kenara bırakarak, kendi anlayışına göre bir siyaset söylemi geliştirdi. Bu, siyasal Islama göz kırpan, onlara hoş görünmeye çalışan sol söylemleri göz ardı eden, partinin temel tercihini koydu- ğu emekçi yığınlan dışlayan, onlann sorunlanm dile getir- mekten uzaklaşan bir siyaset üs- lubudur. Genel başkanın solu yozlaştırmaya yöneük yaklaşım- lan nedeniyle, evet bir ideolojik tartışmaya gereksinim vardır. EdebaB. Anadolu solu, iiberal sol gibi anlayışlar bırakümalıdır. tnsanlann kafasında bir tereddü- de meydan vermeyecek şekilde CHP'nin sol bir parti olduğu or- taya konulmalıdır. Sayın Der- viş'in sosyal demokrasi anlayı- şını CHP'ye monte etmeye ola- nak yok. CHP, geçmişte olduğu gibi toplumun ezilen kesünleri- ne sahip çıkan, köylüsü, işçisi, memuru, emeklisini arkasına alan bir siyaset anlayışının takip- çisi olmalıdrr. Partinin genel baş- kanlık düzeyinde ciddi bir deği- şime ihtiyaç var. SÜRECEK Kurulduğu günden beri parti yönetimi, üyeler ve adaylar arasında ideoloji tartışmalan sürüyor Arayışlannı bitiremeyen partiCHP, Atatürk tarafından 9 Ey- lül 1923'te "HalkFırkaa''adıy- la kuruldu. CHP'nin "Cumhu- riyetçiük, Halkçıhk, MiDhetçiük. LaikHk, De\1etçflik ve De\Tİmd- hk" başlıklanndan oluşan "alt ok" ilkeleri de 1931 yılındaki kurulta\ında son halini aldı. "Ortenm solu" görüşü 1966 yılından itibaren tartışılmaya baş- lanırken, parti içinde aynşmala- ndaberaberinde getirdi. 1970'ler- de Bülent Ece\it ile birlikte CHP'nin gündemine "demok- ratiksoJ" kavramı girdi. Arkasın- dan 1977 seçimlerinde CHP'nin yüzde 41 ile tarihinin en büyük oy oranına ulaşması dikkat çek- ti. 12 Eylül 1980 askeri darbe- siyle siyasi süreç kesintiye uğrarken, sol- da önce bölünmeler sonra da parti birleş- meleri yaşandı. Deniz Baykal, SHP saf- lannda yer alırken Ecevit, DSP Genel Başkanı oldu. Baykal, SHP'de Erdaltnö- nü'ye karşı giriştiği 3 genel başkanlık yanşında da yenilgiye uğradıktan sonra '.992'de yeniden açılan CHP'nin başına geçti. Şubat 1994'te SHP ve CHP birleş- ti, eylül ayında Baykal CHP'nin yeni ge- nel başkanı oldu. Ancak birleşmenin san- cılan sürerken, 1995 seçimi sonuçlan ne- deniyle partide SHP kökenliler ile CHP ANADOLU HAREKETİ'NİN GENEL BAŞKAN ADAYI CEMAL ÖZDEMÎR 'Sağa çekmeye çalışıyorlar* Son dönemlerde CHP yönetimi partiyi bir sağa çekme ugraşı içi- ne girdi. Bazı çevrelerden de des- tek görmeyi planlıyorlardı fakat merkezin neresinde olduğu siya- sal bir mücadeleyle saptanmış bir parti sağa çekilemezdi. O neden- le bu tartışmayı geri çektiler. Bize göre Türkiye koşullannda evren- sel sosyal demokrat bir parti yara- tümalıdır. Sosyal demokrat parti ya- ratılırken, eski alışkanlıklanmız içinde değiliz. Emekten, dar gelir- liden yanayız ama sermaye düşma- nı da değiüz. Dünyanın bugün gel- diği noktada, küreselleşmenin ge- tirdiği olumsuzluklara, sosyal de- mokrasınin karşı çıkabileceğini düşünüyoruz. Liberalleşme, küre- selleşme dünya banşını bozdu. Bunlann karşısında sosyal demok- rasi durabilir, ancak o dünya ban- şını sağlayabilir diye düşünüyo- ruz. kökenliler arasında tartışma başladı. Baykal, 1998 yılında erken seçim tar- tışmalanyla gidilen 28. kurultayda Rick>' Martin'in müziği ve ışık gösterisi altın- da salona ginşiyle belleklerde iz bıraktı. Ancak kurultaydaki bu "coşkuhı" hava, seçim sonuçlanna yansımadı. CHP yüz- de 8.7 oy oranı ile kapahldığı 1980 dar- besinden sonra tarihinde ilk kez Meclis dışında kaldı. Seçim yenilgisi CHP'yi sarstı, Baykal 22 Nisan 1999'da genel başkanlıktan istifa etti. Mayıs 1999'da gidilen olağanüstü kurultayda Altan Öy- men yeni genel başkan olurken, yönetim değişikliği parti içindeki tartışmalann bitmesini sağlayamadı. Altan Oymen'in genel başkanlığı yalnızca 15 ay sürdü. Bay- kal, 30 Eylül 2000'de yapılan kurultay- da tekrar CHP Genel Başkanlığı'na se- çildi. Baykal'ın 199O'lı yıllarda "Türkrjç'nin Tony Blair'i" olacağım diyerek gündeme gerirdiği "yeni sol" kavramının içi doldu- rulmadı. Baykal'ın tekrar genel başkan olduktan sonra dile gerirdiği "Anadoluso- lu" kavramı da çoktartışıldı. CHP, 57. hü- kümetin ABD'den getirerek ekonominin başına geçirdiği Kemal Derviş'i de saf- lanna katarak "iktidar" beklenti- siyle girdiği 3 Kasım seçimlerin- de yine hayal kınklıği yaşadı. Se- çimlerde yüzde 19 oy alan CHP'ye, iki partili parlamentoda "munale- fet" görevi düştü. Seçim sonuçlannın yarathğı düş lanklığı, CHP'de yeni arayışlara yol açtı. Baykal bu kez gözünü merkez sağ oylara dikti ve "Mer- kezi sola çekeceğiz" söylemini kul- lanmaya başladı. Ancak bu görüş, "CHP sağa kaydı" eleştirilerine yol açtı. CHP'deki çizgi tartışmalanna Istanbul Milletvekili Kemal Der- viş de katıldı. Seçim öncesi "sos- yal-liberal sentez"den söz eden Derviş. daha sonra CHP'nin ide- olojisi ve Baykal ekibine yönelik eleştirileriyle gündeme geldi. Devletçi- lik anlayışuıa karşı çıkan Derviş, "Ata- riirkçü gelenek ilegünümüzün çağdaş sos- yal demokratanlayışı arasmda köprii ku- rutanasmı" istedi. Orgüt için değil, halk için siyaset yaptıklannı anlatan Derviş, kurultayda isteklerinin gerçekleşmeme- si halinde partiden aynlabileceği sinya- lini de verdi. Kurultayda Deniş' i parti yö- netimine taşımayı hedefleyen Baykal'ın da bütün bu açıklamalar nedeniyle artık ciddi biçimde rahatsızlık duymaya baş- ladığı vurgulandı. Yakmayıp da Besleyelim mi? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TBMM'ye geri gönderdiği kızılağaç ve aşılı kestanelikleri oıman dışına çıkaran ve kesimini kolaylaştıran yasa, Tanm ve Oıman Komisyonu'nda aynen kabul edildi. Görüşmeler sırasında Çevre ve Orman Bakanlığı APK Başkanı Yaşar Dostbil ilginç bir kıyaslama yaptı: "Vatandaş nasıl kendi arazisi üzerinde domates-biber ekip bunu işleyebiliyor ve satabiliyorsa tapulu arazisi üzerinde kızılağaç olan kişi de bu ağaçlan kesebilmeli. Daha önce bu ağaçların kesimi için uzun izin işlemleri gerekiyordu, yasayla muhtarlıkların iznini yetehi sayıyoruz." Dostbil'in açıklaması CHP'li üyelerin sert tepkilerine neden oldu. CHP Antalya Milletvekili Nail Kamacı dayanamadı: "Domates ile ormanı nasıl aynı kefeye koyarsınız. Bu anlayışı şiddetle kınıyorum." Bürokratın kimden esinlendiği ise birkaç gün sonra ortaya çıktı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe de "Orman köylüsü ormanı yakmayacak, kesmeyecek de açlıktan ölecek değil ya. O da bunu yapıyor zaten" demesin mi? Ormanlan "orman alanı dışına" çıkarmak için canla başla çalışan, orman yangınlanndaki artışı görmezden gelen hükümet, herhalde tasarılan genel kurulda şöyle savunacaktır: "Sıkıştınlmış levha üreticileri hammadde için kızılağaç ormanını yok etmeyip de ne yapsın? Kaynak bulamayan hükümetimiz orman alanlarını, işgal edilen yüzbinlerce hektan satmayıp da ne yapsın?" Bir de imam-hatipli olmasaydı! Meclis'te haftanın en renkli çalışması Milli Eğitim Komisyonu'nda gerçekleşti. Toplantının açıldığı dakikalarda başlayıp uzayan 3 büyük tartışmayı, birbirine bağıran milletvekillerine karşı ayağa fıriayıp bağırarak güçlükle yatıştıran Komisyon Başkanı Tayyar Altkulaç bir ara "NTV muhabiri burada mı" diye sordu. Toplantılarda sessiz birer fıgüran rolünü oynayan gazeteciler, sıra dışı bu durum karşısında şaşırdt. NTV Pariamento Muhabiri Ünsal Ünlü kalabalık arasından "Buradayım sayın başkan" diye kendini gösterince Altıkulaç meramını anlattı: "Hafta içi beyefendinin canlı yayın programına katıldım. Bana 'Komisyonda işiniz çok zor, nasıl baş edeceksiniz' diye sordu. Ben de 'Komisyon üyelerimizin her biri çok sağduyulu, birbirlerine saygılı insanlardır, beni mahcup etmeyeceklerdir, anlayışla çalışınz' dedim. Şimdi tüm hfTV izleyicileıinden ve muhabir arkadaştan özür diliyonım." Altıkulaç'ın nezaket içindeki ağır uyarısı bile vekilleri, ancak birkaç dakika yatıştırdı. Toplantıdan sonra ise ilginç bir diyalog yaşandı. CHP'li Muharrem Ince'nin "imam- hatip mezunu doktoriar olmasın" sözlerine karşı AKP milletvekili Turan Çömez devreye girdi: "Ben imam-hatip mezunu bir doktorum Sayın Ince. Eğer imam-hatip olmasaydı, Balıkesir'deki köyümde bir çiftçi olacaktım. Imam-hatibi birincilikle bitirdim, tıp fakültesini de birincilikle bitirdim." Sözü alan CHP'li Berhan Şimşek "O zaman CHP'ye teşekkür et, imam- hatipleri açtığı için" derken Muharrem Ince araya girdi: "Imam-hatipte değil de başka bir lisede okusaydın Oxford birincisi olurdun!" i Kadının Statüsü' türbana takıldı Avrupa Birliği'ne uyum kapsamında hükümetin çıkarmaya çalıştığı Aile Araştırma Genel Müdürlüğü ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü kuruluşuna ilişkin tasarılar Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ilginç bir muhalefetle karşılaştı. Hükümetin tasarısını CHP'liler desteklerken eleştiri AKP'lilerden geldi. Devlet Bakanı Güldal Akşit, itirazlanna karşın tasanları, alt komisyona gönderilmekten kurtaramadı. Bazı AKP'lilere göre böyle bir kurumun "neden gereksiz olduğunu" tartışmadan anlamak olanaklı: Melik Özmen (AKP): Niye erkegin statüsünü korumak için genel müdürlük kurulmuyor? Ruhi Açıkgöz (AKP): Aynı düşünceye sahip bir erkek üniversiteye giderken kadınlar gidemiyor. Bu bir kadın sorunu, ancak kadınlar tarafından sahiplenilmiyor. Başörtüsü konusunda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün yaptığı bir çalışma varmı? Musa Uzunkaya (AKP): Türkiye'de başörtüsü kadının sorunu mudur? Gerçekten sorun mu, ideolojik mi; bu konularda bu genel müdürlüğün bir açıklaması var mı? Hakikaten ideolojik diyeceklerse desinler. AIJ Kemal Kumkumoğlu (CHP): Türkiye'nin en önemli sorunu aile planlaması, ama Başbakan "Bunlar aldatmacadır, Allah ne verdiyse yapın"anlayışında. Başbakan Erdoğan, Paris'e Süreyya Ayhan'ı izlemeye gitti. Başbakan'ın kızlan, herhangi birisi, onlar benim kardeşlerim, böyle bir koşuya katılır mı? İki kat daha hızlı koşsa katılır mı? Bunu siyasi tercih açısından örnek veriyorum. Katılmayacağını düşünüyorum. Bu siyasi bir tercih. Güldal Akşit: Ben tasarıyı savunmaya çalışırken kendi içimızde kısırdöngüde olmak çok daha kötü. Tasarılann alt komisyona gönderilmesi cinayettir. Feminist bir yaklaşımda değilim, ancak AB'ye uyum çerçevesinde bu yasaların mutlaka çıkarılması gerekiyor. Dokunulmazlık komisyonu ne yapacak? Yasama Dokunulmazlığını Araştırma Komisyonu sonunda çalışmalanna başladı. Komisyon Başkanı Hüsrev Kutlu, gazetecilerin "Bu komisyon ne yapacak" sorusunu bir fıkrayla yanıtladı: "Hırsız hâkim karşısına çıkmış. 'Avukat istiyorum hâkim bey' demiş. Hâkim, şaşkınlıkla 'iyi de niye istiyorsun. Cebinde yumurtalar, elinde tavukla çiftlikte hırsızlık yaparken suçüstü yakalandın. Avukat ne diyecek ki' diye karşılık vermiş. Hırsız çaresizlikle yanıtlamış: 'Ben de avukatın ne diyeceğini merak ediyorum.' Valla ben de bu komisyonun ne yapacağını merak ediyorum." Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu tbmmcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle