08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17EKİM20O3CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER L Ü K S V İ L L A L A R D A A R T I Ş Su havzalarında kaçakgecekonduların dışında son dönemde lüks villalarda artış var. Ömerli Havzası'ndakiyapılaşma 3şekilde sürüyor. Birincisi, kaçak lüks villalar. ikincisi imtiyazlı imar izinli lüks villalar. Havza içindeki yapılaşma türterinden sonuncusu da tamamen kaçak ve niteliksiz yapılar... 2B tartışmaları, imar affı ve yerel seçimler îstanbul'da yapılaşmayı tetikledi Villalar su havzasında• Mimarlar Odası ktanbul Şube Başkanı Eyüp Muhcu, su havzalarında yasal olmayan yollarla yapılan lüks villalarda kentin geleceği ile ilgili kararlar veren üst düzey yöneticilerin oturduğunu söyledi. AB KOMÎSYONU Avrupa ÖZLEMGÜVEMLt Mimarlar Odası İstanbul Şube Başka- nı Eyüp Muhcu. İstanbul'un su havza- lanndaki yapılaşmanın yerel seçimlerin yaklaşmasına ve AKP hükümetinin po- litikalanna bağlı olarak son dönemde hız kazandığını belirterek "Ozellikleim- tiyazh imar izinli lüks viflalann sayısın- da büyük arnş görülüyor" dedi. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi, ken- tin su havzalarında bir tarama çalışma- sı başlattı. Ağustosta başlayan incele- menin sonuçlan, ocakta yapılacak "ts- tanbul Su Sempozyumu"nda açıklana- cak. Kentin su havzalanndan bugüne dek yürüttükleri çalışmalar hakkında bil- gi veren Eyüp Muhcu, Ömerli tçmesu- yu Havzası'nın kısa ve uzak koruma ala- nı içindeki köyleri ve beldeleri gezdik- lerini, sırada Büyükçekmece ve Terkos havzalannın bulunduğunu bildirdi. Yapılaşma 3 şekllde... Ömerli Havzası içindeki yapılaşmanın 3 şekilde devam ettiğini söyleyen Muh- cu şöyle konuşru: a Birincisi, kaçak lüks villalar. Bu ya- pdann tapulan yok, işgal edilmiş orman ya da 2B alanlannda inşa edilrvoriar. Çok yüksek bedellere satıhyoriar. Genelde kentin geleceği ile ilgili kararlarveren yö- neücikrimiz burada oturuvorlar." Diğer bir yapılaşma türünün de imti- yazlı imar izinli lüks villalar olduğunu belirten Muhcu, bu yapılara, havza hu- kukuna aykın yapılan imarlarla ruhsat ve- rildiğini. son dönemde bu tür gişimler- de büyük arnş görüldüğünü söyledi. Muh- cu, Kasaba ve H2O villalan gibı çok sa- yıda sitenin havza içine yasal olmayan yollarla inşa edildiğinin altuu çizdi. Cenelllkle gecekondu... Havza içindeki yapılaşma türlerinden sonuncusunun da tamamen kaçak ve ni- teliksiz yapılar olduğunu ifade eden Muh- cu, "Genelde gecekondu şeklindeler. Ye- nidoğan'dabu tür yapüarda çoğalma göz- leniyor. Hemen her bina kumızı tuğla ve üzerlerinde demir fiüzleri \ar. Belediye- lerin verildiği izinlerle yapıhyorlar" dedi. Muhcu, havza içindeki yapılaşmanın sonuçlanm şöyle anlattı: "Havzanın üzerinde yapılan her inşa- at topragın su toplama özelligini orta- dan kaldınyor. Anklar, içme suyunun kirlenmesine neden ohıyor. Bölgedeki or- man, peyzaj ve tanm alanlannuı yok ol- ması ekolojik dengeyi bozuyor. Yapılaş- manın dışında gereksiz yol yapınu, üre- timine devam eden fabrikalar da havza- yı kirletiyor. tSKİ'nin su havzalanyla il- gili yönetmeKği de yapılaşmaya izin ve- ren yapısı nedeniyle havzavı tehdit eden faktörlerin başında genyor." Sezer'in veto ettiği yasa, Tanm ve Orman Komisyonu'nda aynen kabul edildi Urmaıı kathanımda ı el koydu BRÜKSEL(AA)-AB Komisyonu, "gekceğin enerjisi" olarak nitelendirdiği hidrojenin kullanımının arttınlması ve bilimsel araştırmalara daha fazla bütçe aynlması için, Brüksel zirvesinde buluşan devlet ve hükümet başkanlanndan destek istedi. AB'de ulaştırma, telekomünikasyon ve enerji alanlannda yapılması gereken çok şey olduğunu söyleyen Komisyon Başkanı Romano Prodi, bilimsel araştırmalara yönelik yatınmlann arttınlması, zirvede bu yönde adımlar ahlması, para kaynaklan yaratıbnası çagnsında bulundu. AB bünyesinde Hidrojen Teknolojisi Işbirliği Projesi'ni resmen başlatan AB Komisyonu, geçen hafta hidrojen teknolojisinin geliştirilmesi için AB çapında "stratejik işbirliğir> yapılacağını, komisyonun bu amaçla bütçe ayırdığını bildirdi. Burgazada'da ihmalkârlığa yeni fidan Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Burgazada'da yanan 40 hektar orman alanına fi- dan dikti. Osman Pepe, yapöğı konuşmada 6 Ekim'de adada çıkan yangmın "yuzde 99" çöplükten kaynaklandığına dikkat çekti. Fidan dikiminden önce yapılan törende İstiklal Marşı okunurken ada sakini Faruk Salman (65) Orhan VetTden bir şiir okumak istemesi üzerineYali Muammer Güler'in emriylegözaltmaalındı.(Fotoğraf: ALPER KI2ILTAN) BAŞSAĞLIĞI Türk Resim Sanatının Ustalarından Seıyın AVIMİ ARBAŞ. kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Son günlerini İzmir'de geçiren ve Belediyemizle sıcak ilişkiler içerisinde olan büyük ressamımızın anısını İzmir'de yaşatmanın görev bilinciyle, tüm yakınlarına, basın ve sanat camiasına başsağlığı ve sabır dilerim. Ahmet Piriştina İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Hidrojen 21. yüzyıla damgasını vuracak Elektrik enerjisinin tahtı sallanıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Anadolu Üniversitesi Çe\Te Mühendisliği Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Ümran Tezcan Ün, 20. yüzyıla damgasını vuran elektrik enerjisinin 21. yüzyılda yerini hidrojene bırakacağını belirtti. Doğal bir yakıt olmayan hidrojenin su, fosil yakıtlar ve biyokütle gibi değışik hammaddelerden elde edildiği ve yenilenebilir enerji kaynaklan arasında en elverişli konumda olduğunu anımsatan Ün, "Fosü yalatlardan yüzde 39 daha verimB olan hidrojen, güvennk ' açısından eherişli ve geri dönüşümü yüksek bir enerji kajnağT dedi. Evrenın en bol elementı olan hidrojenin dünya genelinde yaşanan enerji sıkıntısına çözüm olacağını anımsatan Ün, çevre sorunlannın ve enerji gereksiniminin hidrojenin kullanımını zorunlu kıldığını vurguladı. Ün, hidrojenin diğer • Hidrojen, yüksek verimde elektriğe çevrilebiliyor. Hidrojenin fosil yakıtlardan yüzde 39 daha verimli olduğu belirtiliyor. enerji kaynaklanna göre artılannın çok fazla olduğunu açıklayarak özelliklerini şu şekilde sıraladı: "Yüksek verimde elektriğe çevrilebüir. Fosil yakıtlar son kuOannnda sadece bir süreçle dönüştürülürken hidrojen kullanılacak enerji şekline beş farkh süreç ile dönüştürülmektedir. Fosil yakıtlardan yüzde 39 daha verimlidn". Gaz, sıvı ya da metal hidrit şeklinde depolama olanağına sahiptir. Boru hatları veya tankerler ile büyük mesafelere taşınabilir. Diğer yakıtlardan farklı bir güvenlik ekipmanı gerektirse de, daha tehlikeH değildir. Yangın tehBkesi ve zehiriilik dikkate ahndığmda en güvenü enerji kaynağıdır. Son kuDanımda herhangi bir kirletki üretmez, çe\Teye zararn herhangi bir etkisi yoktur. Yanması ya da yakıt hücresinde tüketilnıesi sonu' u son ürün olarak sadece su üretir." • TBMM Tanrn ve Orman Komisyon'unda çölleşme uyansı yapan CHP'li Üstün, "Orman bir bütündür, böyle bir düzenlemenin getirilmesi anayasal suçtur. Ormanlan yok ediyorsunuz, Bu ülkeyi çölleştirmeyelim" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkam Ahmet Nec- det Sezer'in veto ettiği kızılağaç ve kestanelikleri orman kapsamı dışı- na çıkaran yasa, TBMM Tanm ve Orman Komisyonu'nda aynen ka- bul edildi. CHP'li Fahrettin Üstün, yasanın ağaçlann yok olmasına neden ola- cağını belirterek. "OrtaAsya'yıçöl- leştirdikten sonra Anadoliı'ya gel- dik. Anadolu'yu da çöUeştirirsek nereye gidecegİz'' dedi. TBMM Tanm ve Orman Komis- yonu'nda, dün Sezer'in anayasaya aykın olduğunu gerekçe göstererek veto ettiği Orman Yasası'nda deği- şıklik yapılmasına ilişkin yasa ele alındı. Çevre ve Orman Bakanlığı temsilcileri, yasanın anayasaya ay- kın olmadığını sa\-unarak, "Yasay- labu ağaçlannyetiştirümesininözen- dirilmesi amaçlanryor. Özel mülki- yet içindeki kızüağaçlaruun kesfl- mesuiinuzunbürokratiktşlemlerge- rektirmesi nedeniyle vatandaşlar bu ağaçlan dikmiyorlar"' görüşünü dile getirdı. CHP'li Osman Ozcan. Karade- nız'de sık sık heyelan ve sel felaket- lerinin yaşandığını, söz konusu ağaçlann hızla kesilmesi durumun- da daha büyük felaketlerin yaşa- nabileceğine dikkat çektı. CHP'li Nail Kamacı da, yasanın ormanda- ki tüm ağaçlann kesilmesinin önü- nü açacağım \-urgulayarak Sezer'in anayasaya aykınhk gerekçelerini paylaştığını söyledi. 'Sezer hukuk dersi verdi' CHP'li Fahrettin Üstün. Sezer'in veto gerekçeleriyle hukuk dersi ver- diğini vurgulayarak, Türkiye Cum- huriyeti'nin bir hukuk devleti oldu- ğunu, ancak hükümetin çoğunluğu- na dayanarak anayasaya aykın pek- çok yasa çıkardığını belirtti. 1980'li yıllann başından itibaren Türki- ye'de özelleştirme furyası yaşan- dığına dikkat çeken CHP'li Üstün, şu görüşleri dile getirdi: "Arüközeüeştirilecekbir şeykal- ma\mca ormanlar, SİT ve Hazine arazUeri sanlmak isteniyor. Bizkr, ülkenin değerlerini yok etmek ya da satmak için burada görev yap- nu> oruz. Orman bir bütündür, böy- lebir düzenlemenin getirilmesi ana- yasal suçtur. Ormanlanyok ediyor- sunuz, lütfen bu ülkeyi çölleştirme- yelim. Biz OrtaAsya'yı çöfle^irerek Anadolu'ya geldik, burayı da çöDeş- tirirsek nereje gidecegiz?'' DUZYAZI ORHAN BtRGİT Doğpu Yol'dan YSK'ye Suçlama Doğru Yol Partisi'nin iki sorumlu yöneticisi, Tur- han Güven ve Mehmet Ali Bayar, Yüksek Se- çim Kurulu'nu adamakıllı suçluyorlar. Her iki yö- neticinin suçlamalanna hedef tahtası olan YSK'nin, DEHAP'la ilgili Yargıtay karanndan sonra, 3 Kasım seçimlerinin dunjmunu tartışıp kesin görüşlerini açık- ladığı gün, 4 Ekim 2003 Cumartesi'ydi. Kurulun Sayın Başkanı Tufan Algan, saat 10.00'da başlayan ve 6.5 saat süren çalışmalann- dan sonra kameraların karşısına geçmiş, hem AKP'lileri hem de CHP'lıleri bir karabasandan kur- taran kararlannı açıklamıştı. Algan, Yüksek Seçim Kurulu'nun "seçim ve iş- lemlerin tamamlanmış olduğunu hatırlatıyor ve üirazlann benimsenmesi halinde Yüksek Seçim Ku- rulu'na, anayasamızın ve yasalann tanıdığı yetki- lerin tartışılır hale geleceğini" göz önünde tutarak 3 Kasım seçimlerinin iptali için yapılmış başvuru- lann 1 'e karşı 6 oy ile reddedildığini söylüyordu. Sayın Başkan'ın dışında, Seydi Yetkin, Cengiz Erdoğan, Selahattin Çelik ve Kenan Atasay, ret yönünde oylarını kullanmışlardı. Kurulun ikınci baş- kanı Ahmet Hamdi Üner ise, DEHAP'tı dört yö- neticinin Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nce veril- miş ve Yargıtay tarafından da onanmış mahkûmi- yet karanndan sonra 3 Kasım seçimlerinin tam kanunsuzluk nedeniyle sakatlanmış olduğu görü- şünü savunmuştu. Tufan Bey, her mahkeme hükmünde olmazsa ol- maz denilen gerekçeli karann yazılmasının biraz za- man alabileceğini, bunun için üyelerin 6 Ekim 2003 Pazartesi günü çalışmalanna başlayacaklannı da söyleyip kameralar karşısından ayrıldı. 6 Ekim'den, DYP'Iİ iki yöneticinin YSK'ye ağır suç- lamalar yönelttiği düne yani 16 Ekim Perşembe gü- nüne kadar tam tamına 10 gün geçmiş. Ahmet Ham- di Üner'in muhalefet oyunun açıklaması hazır, ya- zılmış. Resmi Gazete'de Yüksek Seçim Kurulu'nun kendisine yapılan itirazlan reddeden karannın ila- nı için 6 üyenin önlerindeki kâğıtlara "gerekçe"di- ye bir şeyler yazmaları için bekleniliyor. Bir yargı karannda, gerekçe insan vücudunda- ki omurga gibidir. Omurgasız vücudu ayakta tuta- mazsanız, gerekçesiz hükmü de hükümden saya- mazsınız. Yazsak yazsak, gerekçe diye ne yazsak? Kurulun değerii üyeleri, ret karannı açıklarken as- lında gerekçelerine dayanak olacak satır başlan- nı Tufan Algan'ın kamuoyuna yaptığı açıklamanın içeriğinde söylüyorlar. O söyleme bakarsanız, YSK'nin olayın içeriğine girmeye hiç niyet etme- den, usul açısından bir ilke kararını savunduğunu görüyorsunuz. Ama, o savunmayı, elberte kimi bi- limsel görüşlere ve içtihatlara dayandırarak güç- lendirmek gerekiyor ki, yıllar sonra hukuk fakülte- leri kürsülerinde, bilimsel dergilerde ya da yarın se- çim alanlannda irili ufaklı tartışmalarsırasında, bu karann altında imzası bulunanların saygınlığına gölge düşürülmesin! Galiba, halk dilinde "Zurnanın zırt dediği delik" olarak tanımlanan ve anlaşılabilir bir sesin o alet- ten çıkartılması için gerekli notanın duyulmasına yardımcı olacak ana düğüm de, YSK üyelerinin önünde bu noktada kandisini gösteriyor. Onlar tam 10 gündür, "Yazsak yazsak, gerekçe diye ne yazsak?" gibilerden düşünedursunlar, eiin ağzı ve o arada DYP'Iİ yöneticilerininkiler de tor- ba olmadığı için büzülemiyor. Turhan Güven, ha- fiften dalgasını geçerek Yüksek Seçim Kurulu'nu adeta törpülüyor: "Gerekçe mi aramakla meşgul- ler? Yazamazhaldelerse bilelim!" Galiba Mehmet Ali Bayar da YSK üyelerine kolay yanıt veremeye- cekleri bir suçlamayı postalıyor. "Geciktikçe da- ha şaibeli hale geliyor" diyor, aldıklan 4 Ekim ka- ran için! YSK'nin tarihinde, böylesine bir suçlama ile kar- şılaşma olduğunu hatırlamıyorum. Ama bu anayasal kurumu, gerçekten herkes için saygın, kararları tartışılmaz bir anıt gibi kurma onurunu taşıyan 1961 Anayasası'nın ve YSK'nin kendi kuruluş kanununun hemen ardından, he- men her Türk hukukçusunun adı anıldığı zaman ceketlerini ilikleyerek saygı ile ayağa kalktığı ilk başkanının adını rahmetle anmak istiyorum. Recai Seçkin gibi, çok iyi yetişmiş, hiçbir etki altında kalmadan karar verebilen, verdiği kararla- rın gerekçelerini de neredeyse hüküm özetleri ile birlikte kayıtlara geçirecek kadar dosyasını özüm- semiş kimseler elbette unutulmamalıdır. Recai Seçkin'lerin kendilerinden sonra gelen ve gelecek kuşaklara örnek olması isteniyorsa, mes- lektaşlan mesela Yüksek Seçim Kurulu'nun giriş holüne bir büstünü yaptırtabilir ve o büstün otur- tulduğu kaideye "O her açıdan örnek bir yargıç- tı" diye bir anı yazısı yazdırabilirler. öylece, kurulun kapısından her giriş ve çıkışta kabiliyeti olanlar, bu yazıdan ders alma imkânını bulurlar. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(âe-kolay.net ÖLÜM DUYURUSU Türk Hukuk Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi AV. ATTİLA GÖKTÜRK ü 16 Ekim 2003 günü kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine ve üyelerimize başsağiığı dileriz. (18 Ekim 2003 Cumartesi günü öğle namazından sonra Kocatepe Camii'nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.) TÜRK HUKUK KURUMU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle