07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel İmtiyaz Sahibi: CUMHUFÜYET\AKFI adma İLHANSELÇUK a\in YÖnetmenİ: İbrahİm g YlIdlZ • YaZlİŞİeri MÜdÜTÜ: Safim l e m Yüzak#KuItür Eoemen Berköz # S l MÜdÜ M h Genel Yayın Yönetmenı: İbrahim istıhbarat Cengiz \ıidınm Yıldız '' " Alpaslan Hakan Kara Ekonomr Oz- YayınKurulu:İlhaııSelçuk(Baş- \nkaraTemsılcısı Mustafa Balba\ AatürkBuKanNo 125.Kat4. MüesseseMüdüru • «i ..w .vw..l l .v.^l . . ^ . . . *. erköz^Spor. kan).EmreKongar(Danjşman). BakanlıklarTel 4I95020ı' I hat), Fks 4195O2'#lzmırTemsılcısı Sorumlu Müdür Mehmet Ab <iülkadirNücelman»\Iakale!er:Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKızık.H Zı>aBK 1352S 2 3Tel 4411220. Faks 4418"45 raören • Düzelrme Abdullah Yazıcı • Bıl- kava. Şükran Soner. İbrahim •AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnonuCd 119 S \o 1 1 Tel gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Meh- Yıİdız, Orhan Bursalı, Musta- 363 12 11. Faks 363 12 15 AntaKa Temsıkısı Ahmet Oruçoğlu met Faraç # A\rupa Temsılcısı. Güra\ Oz fa Balba>, Hakan Kara. CumhunvetCad. 80 5 Tei 0242248005^ Fa\ 2430509 • Genel Mudur Cüiı Çağdaş Erol Erkut • "•"*•»"»" • Genel Mudur ^ rd ıSatış) Bıİ2iIı,lem \hmet Tub> Mutiıı Doleıı • Mudur > rd ıFınans\e .. = . • c Operaa\.mı Ertaan Özdemir • Pazarlama Dı- Korulsan w Sa- rekl6nı Tûla>TosunTel U212 ÎM3^»I Faks tış Fazilet kuza u212 ı54V9" lAtımJataa: Ven. Cun Tei ıu212)*12Û^(nOıhaı î Baskı: Merlez Gazefe Dera Baâm Yavıncılık Saa \ Tıc \SBartaro-Bul\anNo 125 Be)ilctav l 7 EKtM 2003 Imsak5.43 Güneş:7 10 Öğle 12.5" Ikındı 15.58 Akşaml8 31 Yatsı: 19 51 KISA KISA.. KISA KISA.. KISA KISA.. Beyazcama transfer H N Iaber Merkezi - 'Dünyanın en iyımodeli' unvanına sahip Çek rnodel Karolina Kurkova, beyaz cama transfer * -v- » JK j * oluyor. Zeki \ XNk / J İ T r i k o 'n u n katolog çekimlerinde de yer alan model, I ^ir J televizyondabir -^ < ^\ --HHH SO V programı sunmaya başlayacak. Amerika'da televizyon kanallanyla görüşmelerini sürdüren Kurkova'nın hangi kanalda program sunacağı ise merak konusu.. Saltuk Plak'tan ortaklık senedi stanbul Haber Servisi- Rahmi Saltuk un sahibi olduğu Saltuk PlaJc, ortaklık senetlerini satışa çıkardı. Satış amacını, '"Kendi kaynaklanmızla dostlann katkılannı da kaynak yaparak 'Elde Hüzün Kaldı' projemizi gerçekJeştireceğimız bır model" olarak tanımlayan Saltuk, senetlerin her birinin 1.5 milyarlira olduğunu söyledi. Ortaklık senedi almak isteyenler, senetbedeli olan 1.5 milyar lirayı Saltuk Plak'ın Akbank Unkapanı Şubesi 1974 no'lu hesabına yatınp banka makbuzunu 090 212 293 53 55'e fakslayarak satın alabilir. A\Tupa için senet bedeli bin Euro olarak belirlendi. 700 milyarlık gerdanlık EW YORK (AA) - Arjantin'in eski 'bir numaralı kadını' Evita Peron'a ait elmas gerdanlık, açık arttırmada 466 bin dolara (yaklaşık 700 milyar TL) satıldı. Eski başkanlardan Juan Peron'un kansına ait gerdanlık, New York'ta Christie's Müzayede Salonu'nda yapılan açık arttırmada, başlangıç fiyatının iki katından daha yüksek fiyata alıcı buldu. Alıcının adı açıklanmadı. Evita'nın gerdanlığının, 19. yy "Victoria" stili olduğu belirtildi. Cezzar'dan komik maaşa isyan Kültür Servisi - Geçen yıl 7 dalda Afife Jale Ödülü alan 'Ayaktakırm Arasında'nın başrol oyuncusu Engin Cezzar, Devlet Tiyatrolan'nın misafır sanatçılara ödediği günlük 31 milyon lıraya isyan etti. Ücretin düzeltilmemesi halinde 27 Ekim'den itibaren 'oyunda' olmayacağını açıklayan Cezzar, "Bir tiyatro sanatçısını, vasıfsız işçi yevmiyesine çahştırmak rezalettir" dedi. Cezzar, bu uygulamanın "tıyatrocunun haysiyetini ayaklar altma aldığını' savunarak 'Bugün evinızde çalışan biryardımcı bile en az 35 milyon liraya geliyor' dedi. Microsoffta güvenlik açığı EW YORK (AA) - Yazılım devi Microsoft, Windows işletim sisteminin çeşitli sürümlerinde 4 yeni açık saptandığını, kullanıcılann bu açıklan kapatacak yamalan indirerek yerleştirmeleri gerektiğini bildirdi. Açıkların, Windows Millennium Edition'dan Windows XP'ye ve Windows 2000'e kadar hemen hemen her sürümde görüldüğü belirtildi. Microsoft, açıklan, "'çok ciddi ve kritik" olarak değerlendirdi ve bilgisayar korsanlannın bu açıklardan yararlanarak kullanıcılann bilgisayarlannı ele geçirmeleri tehlikesi bulunduğunu kaydetti. Lennon'ın yaşamı müzikaJ oluyor NEW YORK (AA) - Beatles'ın efsanevi üyesi John Lennon'ın hayatı müzikal oluyor. Sanatçının 30 dolaytndaki şariasının yer alacağı "The Lennon Project" adlı yapım, 2004-2005 sezonunda New York'un ünlü Broadway sahnelerinde sergilenecek. "Variety" dergisinin haberine göre yapım, Lennon'un eşi Yoko Ono'nun da onayını aldı. N Türkiye'nin yüzde 82'sinin çürüğü, yüzde 71 'inin dişeti sorunu var. İzmir, çürük sıralamasında birinci Dişlerfirçayahasret T ürkiye'nin 6 ilinde 10 bin kişinin muayene edilmesiyle bulunan sonuçlara göre sadece yüzde 5'lik bir kesim dişlerini günde 3 kere fırçalıyor. 10 bin kişinin yüzde 77'sinde diş plağına, yüzde 77'sinde ise ağız kokusuna rastlandı. İstanbul Haber Servisi- Türk halkının yüzde 82'si- nin dişlerinde çürük. yüz- de 71'inde dişeti soru- nu olduğu bildirildi. 10 bin kişiye yapılan mu- ayenede, insanların dişlerini hiç fırçala- madığı ya da çok na- diren fırçaladığı or- taya çıktı. Ipana tarafından Türkiye çapında yapılan ücretsiz ağız-diş sağlığı kampanyası tamamlandı. tpana Komple Ağız Sair - ressam gecmise dair vanlıs bilinenleri anlatıvor Bakım aracı ile 3 ayda 6 ilde, 10 bin kişinin muayene edıldigi kam- panyanın sonuçlan Kadıköy Is- kele Meydanf nda açıklandı. 'Sevgi Oldu, Banş Oldu, Özgürlük Oldu Boynumuzda Yağlı Urgan' Resimleri sevdalı, şiirleri ise özlemliİstanbul Haber Servisi - 68 kuşağının verdiği mücadelede ön saflarda yer alan şair-ressam AhmetNergiz'in "Geçmişini bilmeyen geleceğini çizemez" anlayışıyla yazdığı şiirler ve çizdiği resimlenn de yer aldığı "Yürüyeceğiz Türkükr Söyleyerek" adlı kitabı yayımJandı. Yaşamının heyecanını, renklerin coşkusuyla tuvalıne aktaran Ahmet Nergiz "Baskno, zulnıü. ölümü türkülerle karşılamış \e yaşa\an bir ressam olarak ruvalime duyguianmı döktüm. Şiirlerimde özlemleriml sevgUerimi, amlanmı dile getirdim" dedi. Amacuıın geçmişe dair yanlış bilinen ya da hiç bilinmeyenleri sanatın aydınlığında ortaya koymak olduğunu vurgulayan Nergiz, u tnsanlar bu resimlere bakükları zaman 68 kuşağının neler yapuğını ve neler yapnıak istediklerini görecekler" dıye konuştu. Resim sanatının özünde paylaşım olduğunu belirten Nergiz, sanat anlayışını şöyle özetledi: "Resim, yapan ve izie\enin bir noktada buluşmalannı sağlar. Yapanm duygu ve düşüneelerini yansıtan resim, izleyene aktanhr ve paylaşım doğar." Resimlerine, özgün renkleri coşkiın bir tarzla aktaran Nergiz, "ResimJerimde de klasik renklerin klasik uyumlanndan çok o an düşündüğüm ve istediğim renkleri oluşrurup yan yana kojdum" dedi. G eçmişini bilmeyen geleceğini çizemez, diyerek yola çıkan 68'li ressam Ahmet Nergiz, kitabında 'baskıyı ve ölümü türkülerle karşılamış' bir ressam olarak duygulannı anlatıyor. MOR KURBAĞA I UZAK'A 25. ÖDÜL PARİS (AA) - Hindistan'ın gü- neybatısmda. şişkin \1icutlu, mor renkli, bükük bacaklı, çıkık yüzlü olan ve genetik kökleri çok eskilere dayanan bir kurbağa türü keşfe- dıldi. Bıyologlar yeni bir kurbağa ailesine dahil edil- mesine karar \eri- len 7 santimetre uzunJuğundakı kurba- ğaya, Nasikabatrachus sahyadren- sis adı verdi. 65 milyon yıl önce yaşayan kurbağagillerin son tem- silcisi olan mor kurbağa. Seyşel AdalarTnda hâlâ yaşamakta olan 4 kurbağa türiiyle akraba. NEW YORK (A.\) -Yönet- men Nuri Bilge Ceylanın "Uzak" adlı filmi Chicago Fibn Festivali'nin uluslararası yanş- ma bölümünde en iyi ikinci film ödülüne layık görüldü. Festiva- lin uluslararası filmler bölü- münde yanşan Uzak. "Gümüş Hugo" ödülü ile ödüllendirildı. "Uzak" böylece Türkiye "de ve yurtdışında 25. ödülünü kazan- dı. Son olarak Cannes Film Fes- tivali'nde Jüri Büyük Ödülü'nü ve en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanan "Uzak", Ne\v York'ta devam eden New York Film Fes- tivali ile Türk Filmleri Hafta- sı'nda da gösterilecek. Kadıköy Belediye Başkanı Se- lamiOzriirk'ünde diş muayene- sinden geçırildıği etkınlıkte ko- nuşan P&G Diş îlişkıler Koor- dinatörü HayTÜnnisa AB^L Türk halkının diş sağlığının hiç de iç açıcı olmadığını söyledi. Aligil, kampanyaya katılanlann yansı- nın dişlerini hiç fırçalamadığını ya da çok nadiren fırçaladığını söyledi. Tarama sonucu ortaya çıkan bazı sonuçlar şöyle: • Dişlerini günde 3 kez fır- çaladığını söyleyenlerin oranı yalnızca yüzde 5. •/ Çalışmaya katılanlann ta- mamına yakınında bir ağız ve diş sorunuyla karşılaşılırken en az görülen sorun yüzde 16 ile kök çürüğü oldu. • 10 bin kişinin yüzde 77'sin- de diş plağı, yüzde 65'inde tar- tar. yüzde 58'inde diş lekesi ve yüzde 77'sinde çeşitli nedenle- re bağlı ağız kokusu var. %/ Katılımcılar arasında sağ- lıklı bir ağızda olması gereken 7 özelliğe birden sahip olanlann oranı yüzde 5. • Üç büyük şehirdeki sonuç- lar; en yüksek tartar oranı İstan- bul (yüzde 63), en yüksek çürük diş Izmir (yüzde 86), en yüksek diş plağı Izmir (yüzde 83), en yüksek lekeli diş istanbul (yüz- de 60). en yüksek ağız kokusu Izmir (yüzde 82), en yüksek sağ- lıksız dişeti tzmir (yüzde 74), en yüksek çürük diş kökü Izmir (yüzde 17). Feribot kazasında 10 kişi öldü, 34yaralı var New %rk'lunun başı beladan kurtulmuyor D ış Haberler Servisi - ABD'nin New York kentinde meydana gelen feribot kazasında ilk belirlemelere göre 10 kişi öldü. 34 kişi de yaralandı. Görgü tanıklan, Manhattan ile Staten Adası arasında sefer yapan yolcu feribotunun, limana yanaşırken şıddetli rüzgânn etkisiyle ıskeleye çarptığını bildirdi. Limanda bulunan kazıklann feribota girmesi nedeniyle birçok yolcunun kollan ve bacaklan koptu. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, olayı bir "trajedT olarak nıtelendırdı. l^azıklar feribota girdi Bloomberg, "Çarpma sonucunda feribota kazıklar girmiş. Evine girnıek üzere olan insanlar bir anda aramızdan ayrüdı" dedi. Yolculardan Bob Carroll, herkesin canını kurtarmak amacıyla tekneden atladığını söyledi. Carroll, "Feribotun bir tarafi konserve kapağı gibi açıldı. Birçok insanın ölmek üzere olduğunu gördüm" diye konuştu. Yerel teleN'izyon kanallan, feribotun kaptanının kaza sonrası intihar girişiminde bulunduğunu iddia etti. Feribot hattının 98 yıllık tarihinde yaşanan en bü>aik felaket olduğu belirtilen kazada ölü sayısının artmasından kaygı duyuluyor. İManhattan ile Staten Adası arasında sefer V I yapan yolcu feribotu limana yanaşırken şid- detli rüzgâryüzünden iskeleye çarptı. Görgü tanıklan olayı anlatırken "Feribotun bir tara- fı konserve kapağı gibi açıldı" yorumunu yap- tılar. Kaptanın ise kazadan sonra intihar giri- şiminde bulunduğu iddia edildi. (REUTERS) SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Bazılarının', 'Kulağına Kiipe Alın size, doğru cevabı birçok kişiyi şaşkına uğratacak, bir soru: şimdi okuyacağınız sa- tırları, sizce kim söylemiş olabilir? "...bütün müddet-i saltanatım boyunca, hep bunlan düşündüm. Bazı imkânlar da aradım. Fakat bu noktada en korktuğum şey, Yaban- cı Sermâye'nin mevcut kapitülasyonları, da- ha tahammül edilmez bir hale sokması ihtima- li idi. Esâsen düşmanlarımızın mâlîtazyiki al- tındayız. Borçlanmız pek fazladır. Yabancı Ser- mâye, bu suretle, daha müşkül bir vaziyete sokacaktır. Bir müstemleke hâline gelmekten korktum..." (Cumhuriyet, Mayıs 1956) Besbelli, devlet sorumluluğu yüklenmiş birzat, ama kim? Sözler, Teşkilât-ı Mahsusa'nın ve Mim Mim Teşkilâb nın en ünlü ismi. Miralay Hüsamet- tin Bey'in (Ertürk) ağzından; Sâmih Nâfiz Bey'in (Tansu) 'İki Devrin Perde Arkası' adlı eserinden aktarıyor ama, (Hilmi Kitabevi, 1957) konuşan ki- şinin, 'ecnebi'den, 'ecnebi sermâye'den, 'yüregi yanık' birisi olduğu kesin! Aslında sürpriz, o kişi- nin böyle konuşacağına, ihtimal verilemeyeceğin- den doğuyor; zira, Surtan Abdülhamid-i Sâni, Jön- türkler Dönemi'nin namlı 'Kızıl Su/tanı', böyle mi konuşur? Metni yeniden gün ışığına getiren, Cihan Aker- son, o konuda bazı bilgiler vermiş, diyor ki: "... Abdülhamid, Selânik'de (sürgün iken)yal- nızlığını, kendisini korumakla görevlendirilen Sv. Bnb. 'Debreli' Zünnûn Bey'le paylaşmış; ona içini dökmüŞj yaptıklannı, yapamadıklannı an- latmıştı. (...) Ozellikle devletin, içinde bulundu- ğu borçlar nedeniyle, düşmanlannın mâfîbas- kısı altında olduklarından yakınıyor (...) Bu borçlar yüzünden, Midilli Adası'nın ve İstan- bul Umam'nın işgâl edilmekten güçbelâ kur- tanldığını anlatıyor..." Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'yi, 'Kızıl Sultan'ın istibdadından kurtaran Ittihatçılar'ın, on yıl için- de ülkeyi nasıl batırdığını; ve hangi istasyonda bı- raktığını, hatırlar mısınız? O da bir ibret: 'Sevres Muahedesi'! Yusuf Akçura ne diyordu? cnebi Sermâye'nin o dönemdeki 'küresel- leşmesi' Osmanlı Devleti'nin başını yiye- cekti; Abdülhamid-i Sâni bunu pekâlâ görmüş- tü de, gören yalnız o mu idi? önce 'sıcak savaş'ın (II. Dünya Savaşı) sonra 'Soğuk Savaş'ın; ideolo- jik haritadaki mevkiini bozduğu Türkçülerde, ger- çekte aynı teşhisi koymuşlardı. Müdafaa-i Hukuk Hareketi nde, cania başla çalışmış, Mustafa Ke- mal'in 'neferi' Yusuf Akçura, Darülfünun kürsü- sünden halka konuşurken, bakar mısınız ne diyor- du: "... Avrupa Devletleri Osmanlı Saltanatım, • •• bazen tek tek, bazen ortak 'himâyeleri' attına almaya kalkışmışlar; ve Osmanlı Devleti'ni, si- yasi bakımdan bir yarı-sömürge, iktisadi ba- kımdan tam bir 'sömürge' olarak görmüşler- dir. Bu anlayış yalnız arzu ve emellerin dile ge- tirilmesi değil, olaylann ve gerçeğin ifadesidir..." "...gerçekten Dünya Savaşı'na kadar Os- manlı Devleti, ftilen, birçok Avrupa devletinin, ortak bir iktisadi sömürgesi halinde idi. Dün- ya Savaşı'nın galipleri, bu ortak iktisadi sö- mürgeyi, bölünmüş birer iktisadi sömürge ha- line getireceklerdi ve bu şekilde Osmanlı Sal- tanatı parçalanacak, yok olacakt..." "... Türkiye'nin sömürge olmasım, çıkarları- na uygun bularak, kabul eden; gayrimüslim ve Türk olmayan, Osmanlılar az değildi; hatta Türkler bile yok değildi. Avrupa Devletleri'nin arzuları, yerlilerden bazılarının bu arzuya uy- gun hareket etmeleri; önemli bir etkenin, Türk emei ve çıkarlannın ve gerçek değerinin iyi değerlendirilip, hesaba katılmaması yüzün- den, tarihin aldığı yöne uygun düşmedi. Osman- lı Saltanatı'nın dağılması ve çöküşü sıralann- da, bir siyasi güç, bir siyasi varlık Türk Cum- huriyeti doğdu..." (Teori Dergisi; bkz, 'Çağdaş Türk Devleti ve Aydınlara Düşen Görev!', s. 3/15, Ekim 2003). Tanımı gereği, 'tam bağımsız' devlet... Yusuf Akçura 'Türkçü'dür, Rusya'daki haya- tındaedindiği 'Marksistformasyonu', onu, 'an- ti/emperyalist' bir konuma sevketmiş; Milli Mü- cadele'de hem fikir düzeyinde savaşmıştır, hem de cephede. Teşhisi doğru, tesbiti de doğru; fakat asıl, tüyleri diken diken ayağa kaldıracak olan, onlann arkasına ekleyeceği şu sözlerdir: "...fakat Avrupa Devletleri'nden bazılan, hâ- lâ eski anlayışlannı değiştirmek istemiyoriar; Im- paratorluk zamanında, tadı damaklarında ka- lan sömürge rejiminin sürdürülmesi için, fırsat kolluyorlar; daha doğrusu, fırsatlara hazırfama işiyle uğraşıyorlar. Çağdaş Devlet, tanımı ge- regince, dışarda ve içerde, tam bağımsız olma- sı gerektiğinden, Türkiye Cumhuriyeti, bu bek- lentileri boşa çıkarmak ve bu yoldaki hazırlık- lann önüne geçmekle yükümlüdür..." (a.g. der- gi.s. 12) Daha o yıllarda, 'o devletler'den birisi olan ABD'nin, 'hazırlamaya çalıştığı fırsatı'; ve aynı anti/Emper- yalist ruha sahip Mustafa Kemal Paşa'nın, o 'ça- ba'yı nasıl boşa çıkardığını öğrenmek istemez miy- diniz? Belki bazılarının, kulağına küpe olurdu! e-mail:tilahan ' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle