14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2003 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Hanmsız Şizofren Klm? Fethi Alpergin'i kırk yıl önce, hukuk fakülte- si öğrencisi iken tanımıştım. Seçkin bir hukuk- çu, saygın bir hâkimdi. Yüksünmeden, sıkılma- dan, yeniyetme bir hukuk öğrencisi ile sohbet ederdi. Ondaki hukuk mantığı ve bilgisine hayran- dım. Ankara'da Yargıtay üyesi olarak görev yaptı- ğı sırada kendisini ziyarete grttiğim bir gün, bir gençlik anısını, genç hukukçu arkadaşının ku- lağına küpe olsun diye, anlatmıştı. - O zamanlar Manisa'da genç bir hâkim ola- rak yaşlı bir ağır ceza reisinin yanında çalışıyor- dum, diye başladı söze. Günlerden bir gün, salonda yargılama yapan iki genç hâkimi görürler, biri hanım olan genç- ler, davalıyı da, davacıyı da azarlamaktadııiar. Yaşlı dostu Fethi Bey'e döner, - Görüyor musun Fethi Bey evladım, insan işi- ne hâkim olamadı mı, işte böyle bağırıp çağırır, der. Fethi Bey şöyle noktaladı öyküyü: - Çok utandım. Ama bu olayı hiç unutmadım ve bütün mestek hayatım boyunca kürsüden kim- seyi azarlamadım. Bir süre sonra, insanlar da durumu fark ettiler. Benim duruşmalarımda, avukatlar da birbirleriyle lüzumsuz dalaşlara gir- mezler, saygılı davranırlardı... Fethi Alpergin'i yıllar önce erken kaybettik. Mekânı cennet olsun! Nur içinde yatsın! • • • Tayyip Erdoğan'ın daha resmen oturmadığı iktidar koltuğunu görür görmez oraya buraya sal- dırmasına tanık olunca, Fethi Bey'in anlattığı öykü geldi aklıma. Evet, Tayyip Bey biryandan Rauf Denktaş'a gazete sütunları, TV ekranlarında savaş açar- ken bir yandan da kendisine övgüler yağdıran- ların dışında kalıp da, yaptıklarını eleştirenlere esip küfürüyor. Davos'taki zenginler toplantısındaki, teset- türlü ve de moda defileli tanıtma gecesini eleş- tirenlere verdiği yanrt da müthiş; Tayyip Bey on- ları şöyle tanımlıyor: - Birtakım hazımsız, şizofren tipler. Tayyip Bey'in kürsüdeki ve uluslararası top- lantılardaki Kasımpaşalı üslubuna, Türkiye'nin ulusal davalarını müzakere masasında savu- nanlara karşı tavrına bakınca elimde olmadan soruyorum: - Tayyip Bey, hazımsız kim acaba? Eğer Tayyip Bey kendini hazımlı görüyor ve kendisi için böyle birsıfatı içine sindiriyorsa, bı- rakın, biz de hazımsız olalım ve Türkiye adına takınılan bu tavn içimize sindirmeyelim. • • • Şizofreniye gelince: Düşünce ve davranışta önemli bozuklukların ortaya çıktığı, gerçekler- le olan ilişkilerin büyük ölçüde yitirildiği, kişilik yırtılmasıyla ikili kişiliğin doğduğu bir hastalık olan şizofreniyi çevrenizde yakıştıracak olsanız kime yakıştırırsınız? Barış diye nutuk atıp, savaşa koşar adım git- mek şizofrenik bir davranış değil mi? Temsil ettiği insanların yarısı yoksulluk sınırı- nın altında yaşar, ülkesindeki her sekiz insan- dan biri açlık sınınnın aşağısında sürünürken Da- vos'ta görkem gösterisi, şizofrenik bir davranış değil mi? Kimseye "Davos'a neden gidiyorsun?" de- miyoruz. Hali herkesçe malum olan Türkiye adı- na bağlantılar kuımak üzere, Davos'a da gider- sin Mavos'a da... Yoksula bol keseden vaat da- ğıtırken zengine yaltaklananın Porto Alegre'de boy gösterecek hali yok ya! Ama bu görkem gösterisini, bu moda defile- sini kimse yemez, senin bütçeni bile IMF yapı- yorsa, gösterine bakıp da, kimse sana "Aşkol- sun vallahi!" demez. Tayyip Bey, karşıtlarını kastede'rek, diyor ki; - Siz anlatamadınız, ama biz anlatacağız. Maşallah hazretin anlatma yeteneğinin ne ka- dar üstün olduğunu, AB'den üyelik müzakere- lerine gün almak için yaptığı geziler sırasında ve nihayet Kopenhag'da gördük. Tayyip Bey uluslararası arenada Türkiye'yi kimsenin anlatamadığı kadar iyi anlattığını söy- lüyor. Ben de merak ediyorum, acaba o akıcı yaban- cı diliyle mi, geniş iktisat bilgisiyle mi, derin ta- rihi malumatı ile mi, yoksa engin siyaset bilimi birikimi ve devlet adamı deneyimiyle mi anlatı- yor Türkiye'yi dünyaya kimsenin anlatamadığı gibi... Dün birdostum iletartışıyordum konuyu, gül- dü, kestirip attı: - Amaaan sende, bunlan ciddiye mi alryorsun?.. Kasımpaşalı Tayyip bu, söyler, neden bunlara kulak asıyorsun ki!.. TKP liderinin ölüm yıldönümü Mustafa Suphi ve arkadaşlan anıldı tstanbul Haber Servisi - Türkiye Komünist Partisi (TKP) lideri Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı ölümlerinin 82. yıldönümünde TKP il ve ilçe örgütlerinde anıldı. TKP tarafından yapılan yazılı açıklamada, Mustafa Suphi ve arkadaşlannın öldürülmelerinin üzerinden 82 yıl geçtiği anımsatılarak "TKP adını gururla taşnnanm onurunu duyuvoruz" denildi. Mustafa Suphi ve arkadaşlan için dün Nâzım Kültürevi'nde bir etkinlik gerçekleşitirildi. Sınevizyon gösterimiyle başalayan törende TKP Siyasi Büro üyesi Haluk Yurtsever bir konuşma yaptı. Bir askerin şehit edilmesi olayı sonrasında bölgede operasyonlar yoğunlaştınldı Idil'de30kişi gözaltındaMAHMUTORAL DİYARBAKIR- Şırnak'ın Idil ilçesinde 2. Jandarma Piyade Hudut Tabur Komutanhğfna pazartesi gecesi düzenlenen si- lahlı saldında bir erin şehit edil- mesinin ardından bölgede ope- rasyonlar sürüyor. Gözaltına almanlardan bazı- lan Şımak'a götürülürken Diyar- bakır'dan da ÎHD, ÇHD ve ba- ronun oluşturduğu bir heyet araş- tırma yapmak üzere Idil'e gitti. Şıraak Valisi Hüseyin Başka- ya, 2. Jandarma Piyade Hudut Tabur Komutanlığı'na düzenle- nen saldırıyı "bölücü örgüte mensup teröristierin gerçekleş- • Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, 2. Jandarma Piyade Hudut Tabur Komutanlığı'na düzenlenen saldmyı "bölücü örgüte mensup teröristierin gerçekleştirdiğini" belirtti. tirdiğini" belirtti. Saldırganla- nn tabur komutanlığına silah- lannı gizleyerek yaklaştıklannı ve 5 dakika kadar rasgele ateş et- tiklerini kaydeden Başkaya, gü- venlik güçlerince başlatılan ope- rasyonlann sürdüğünü bildirdi. Idil'deki saldınnın ardından ilçe merkezinden, Sulak'tan, Yarbaşı'ndan, Oyalı'dan, Oy- mak'tan, Ulak'tan, ve Sırt- köy'den toplam 30 kişi gözaltı- na alındı. Gözaltına alınanlardan 8' i Şır- nak Emniyet Müdürlüğü ve Jan- darma Alay Komutanlığı'na gö- türüldü. Ilçede gözaltına alınan- lann bir kısmı emniyette, bir kıs- mı dajandarmada sorgulanıyor. Gözalhndaki ANAP'lı Sırtköy Belde Belediye Başkanı Şahta Akman serbest bıraîuldı. DEHAP Şımak îl Başkanı Re- sulSadak, saldın sonrasında dü- zenlenen operasyonlarda parti- sinin ilçe yöneticileri Yetkin Adır- beK ve Mehmet Gören' ın de gö- zaltına alınanlar arasında bulun- duğunu söyledi. Ilçede saldınnın provokasyon amaçlı olduğu yö- nünde iddialar bulunduğunu ifa- de eden Sadak,"Ama halkımıy buna izin venneyecek" dedi. Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleri de Idil'de araştırma yapmak üzere harekete geçti. IHD Bölge Temsilcisi Hanefi Işık, tHD Diyarbakır Şube Baş- kanı Selahattin Demirtaş, tHD Yöneticisi Ayla Akat, ÇHD Di- yarbakır Şube Yöneticisi Sani- yeKarakaş'tan oluşan bir heyet dün Idil'e gitti. Idil'deki saldın sonrasında böl- gede tedirginlik yaşanırken polis AbduDahOcalan'ıntmrairdatec- rit altında tutulduğunu öne süre- rek molotofkokteylli saldın dü- zenleyen eylemcilerin peşinde. Kendini "mehdi" ilaneden Yaşar Yılmaz'ın "kümes" adı verilen alanda değişik zamanlarda, çeşitii amaçlariçin yapürdıgı evlerteker teker yıküdı. Tarikat elebaşısı Yaşar Yılmaz'ın Akfırat'taki 'Cennet Bahçesi' yıkıldı Şeriat çiftliği yerle bir OKT4YAPAYDIN/ ALPERTURGUT Tuzla'nın Akfirat beldesinde müritleri, eşleri, yabani ve evcil hayvanlanyla "komün hayati" yaşayan "Edep Tarikau" eleba- şısı Yaşar Yılmaz'ın (63) "kü- mes" adı verilen tarikat merkezi yerle bir edildi. Yansı Hazine ara- zisinde kalan diğer yansı ise "şeyh" Yılmaz'ın müritlerinden birine ait olduğu öne sürülen ve "harem'' olarak kullanılan villa yıkılamadı. Tuzla Kaymakamlı- ğı, 2 katlı villanın yıkımına soruş- turma sürdüğü gerekçesiyle onay vermedi. Aknrat'ı "kadüıksistemiyleesir kampma" çeviren Yılmaz'ın iş- gal ettiği 170 dönümlük arazide- ki yıkım için dün erken saatlerde iş makineleri beldeye geririldi. Jandarma hem belde girişini ke- sip, hem de Akfirat'ın merkeziy- le yıkım yapüacak alan arasına "robocop" timlerini yerleştirdi. Jandarma komandolann da ka- tıldığı önlemler sırasında çevre- de kuş uçurulmadı. Yılmaz'ın ya- kın akrabalan ve bazı müritleri de yıkımı okul bahçesinde ızledi. 'Taş üstünde taş kaimadT Kendini "mehdi'' ılan eden Yıl- maz'ın "kümes" adı verilen alan- da değişik zamanlarda, çeşitii amaçlar için yaptırdığı evler te- kerteker yıkıldı. Jandarma gözetimindeki yı- lerini kabul ettiği bölüm yıkıldı. Türbe haline çevinp, 12 sandukay- la donattığı sahte mezarlığında yıkılmasının ardından, bırçok oda- ya sahip, gizli bölmelen bulunan, nikâhına aldığı küçük yaşta kız- larla ve kadınlarla beraber oldu- ğu üç katlı merkezi bina yerle bir edildi. Daha sonra yıkım ekipleri, her yeri ikişer üçer tel örgülü bari- katlarla adeta bir kaleye çe\rilen Akfirat'ı "kadılık sistemiyle" "esir kampına" çeviren Yılmaz'ın işgal ettiği 170 dönümlük arazideki yıkım sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı. kımda, öncelikle ANAP'lı Akfi- rat belde belediyesi tarafından çevrilen alandaki çitler ve tel ör- güler parçalandı. Alanı açan yı- kım ekipleri ve iş makineleri da- ha sonra eylerin bulunduğu bölü- me girdi. Önce Yılmaz'ın kömür deposu olarak kullandığı sundur- ma, daha sonra ise kaplan, sırtlan, aslan postlanyla döşeli, misafir- alanda yer alan çitleri ve arasın- da bir soğuk ha\ > a deposunun da yer aldığı çeşitii amaçlar için ya- pılan barakalan da yıktı. Havuzu da yıkıldı Belediye arazisini, çiftliğe çe- viren Yılmaz'ın, beslediği hayvan- lannın su gereksinmesıni karşıla- dığı, yaz aylannda ise müritleri ve kimi zaman imam nikâhlı eşleriy- le yüzdüğü belirrilen büyük ha- vuzu da ış makınelen tarafindan yok edildi. Yıkımlar sürerken, alanda kalan bir deve ile 6 deve- kuşu ise TanmflMüdürlüğu ekip- lerince özel bölümlerde tutuldu. Ancak, gürültüden korkan iki ka- racadan bin ekiplerce bayılularak yakalanırken, diğeri ise barikat- lan aşıp köy içine kaçtı. Yıkım gûn boyu stirdû Belediye arazisini işgal ederek, tarikat merkezine dönüştüren Yıl- maz'uı kaçak yapılan gün boyu süren çalışmayla yıkılıp, 170 dö- nümlük alan kamuya açıldı. Bel- de girişinde çevırdiği bin dönüm- lük arazının çitleri ise 'kaçak ya- pılaşmaya yol açabfleceği' gerek- çesiyle yıkıhnadı. Yansı Hazine arazisine yapılan dört ayn giriş ka- pısı olan iki katlı 4 daireli süper lüks vülaya dokunulmadı. Kayma- kamlık onayıyla durdurulan vil- la yıkımının ne zaman gerçekleş- tirileceğı ise öğrenilemedi. SARIOĞLU KENDÎStNl ÎMAM ÎLAN ETMÎŞTÎ Çağncı'nm avukatma 3 yıl hapis i ELKATMIŞ: PROVOKE EDÎLMEK ÎSTENlYOR Komisyon Imrah'ya gitmeme kararı aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yasadışı "Islami Hareket Örgütü" davasının Yargıtay 9. Ceza Daire-, si'nde yapılan temyiz duruşmasında, kendisini "imam" ilan eden ve "laik devletin Müslümanlan yargılama yet- lcisi olmadığını" ilen süren, trfan Çağncının a\oıkatı Abdurrahman Sanogju hakkında. "görevi kötüye kul- lanmak" suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Ka- nadoğhı'nun suç duyurusu üzerine başlatılan so- ruşturma tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsav- cı Vekili Ahmet Soylu tarafından düzenlenen fezlekenin gönde- rildiği Adalet Bakanlığı Ce- za Işleri Genel Müdürlüğu, . dosyayı Kınkkale Cumhu-' riyet Başsavcılığı'na havale efti. Kınkkale Ağır Ceza Mahke- mesi'ne açılan davanuı iddianame- sinde, Sanoğlu'nun, sa\"unmaya besme- le çekerek başladığı ve "Laik düzeni mü- vekkiüm de kabul etnıez ben de kabul etmem. Laik devletin benimle sözleşme yapmasını isti- yorum" şeklindeki sözlerine yer verildı. Dos- ya. davaya bakmakla görevli ve yetkili An- kara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-TBMM însan Haklannı In- celeme Komisyonu, "Medis'in PKK'nin baskisı karşısmda bo- yun eğdiği'' görüntüsü oluşaca- ğı gerekçesiyle Abduüah Öca- lan ile göruşmeme karan aldı Komisyon Başkanı Mehmet El- katmış, Öcalan'ın avukatlanyla görüşturülmemesınin mazeretinin olamayacağını, ancak olayı pro- voke etmek isteyenlerin de oldu- ğunu söyledi. Adalet Bakanı Ce- mil Çiçek, dün îmralı'ya gitmek isteyen heyetin hava koşullan ne- deniyle Gemlik'e sığınmak zo- runda kaldığını belirterek "Bu- güne kadar hava muhalefetinin bahane olduğu söylenrvordu. ba- hane ohnadığı görüldü" dedi. TBMM tnsan Haklannı Ince- leme Komisyonu, dün Güney- doğu'da 6 ilde yapılan inceleme- leri değerlendirirken Öcalan ile görüşülüp görüşülmemesini de tartıştı. Komisyonda, bazı çe\Te- lerin Öcalan'ın avukatlanyla gö- rüşememesini istismar ettiğüıi vurgulayan milletvekilleri, "Böy- le bir dönemde adaya gitmek, MecBs'in PKK'nin baskısma bo- yun eğdiği görûnrüsü oluşrurur" dedıler Toplantının ardından ba- sın toplantısı düzenleyen Elkat- mış, adaya gitmeye gerek gör- mediklerini, ancak temaslarda bulunacaklannı bildirdi. Bölgede 'sık arama' sürüyor Güneydoğu illerinde yapılan incelemeleri de değerlendirdik- lerini anlatan Elkatmış, bölgede kamu görevlileri ile sivil toplum örgütleri ve halk arasında üetişim- sizlik olduğunu anlattı. Cezaevi ve karakollarda işkenceye rastla- madıklannı anlatan Elkatmış, OHAL'in kalkmasma karşuı ba- zı bölgelerde sık arama uygula- masının sürdüğüne dikkat çekti. KADEK niçin saidırıyor? Güneydoğu 'da savaş senaryosu MEHMET FARAÇ u ABDKADEKTegörû|tf'','^IA»Jaıılan Kuzey IrakHaJ" başlıklı haberlerin medyaya yansımasmdan önce, Lice-Hani kırsalında teröristierin bir askeri şehit etmesi, "tCTÖr geri mi geByor" sorusuna da yol açmışn... Idil'de askeri birliğe yönelik ateş sırasında güvenlik güçlerinin bir kayıp vermesinin ardından ise bölgede, KADEK kullanılarak Türkiye'yi Kuzey Irak üzerinden savaşa çekme provokasyonlanndan söz ediliyor. KADEK'in eylemlerinin gerekçesi aranırken ABD'nin Irak'a müdahaie hazuiığı öncesinde bölgede yaşananlann tek tek irdelenmesi zorunruluğu da doğuyor. Türkiye'nin, Irak'a .müdahalede ABD'nin yanında yer alması konusundaki çekingenliği sürerken Türk güvenlik güçleri bir dönem PKK'nin kullandığı kamplarda konuşlandı. örgüt bölgede bannma sıkıntısı çekiyor. Müdahaie sonrası Kürt gruplann ezeli çatışmasına sahne olan Kuzey Irak'ta nasıl bir yönetim yapısı olacağının belirsizligi de KADEK'i harekete geçiren önemli bir unsur. örgüt, KYB ve KDP'nin bölgede tek başına hâkim olacağından endişe duyuyor. Hatta KADEK, savaşın yaratacağı yapılanmada bölgedeki varlığının bitecegınden de kaygılanıyor. Geçmişte PKK'yi Türkiye'ye karşı koz olarak kullanan ülkelerin eylemlerinin yaru sıra ABD'nin Türk ordusunu Irak'ta savaşa çekme ısran göz önüne alındığında, KADEK'in eylemlerinde fıtili ateşleyen önemli bir mekanizma ortaya çıkıyor. O zaman, gazetelerdeki **CIA Kuzey Irak'ta" haberleri de daha anlam kazamyor. 'Tecrit'eyfemfcri örgüt militanlannın Güneydoğu'daki hareketlerinin kökeninde AbduEab öcabm'a yönelik uygulandıgı öne sürülen "tecrit" de yaüyor 27 Kasım'dan bu yana ailesi ve avukatlanyla görüştürülmediği iddia edilen öcalan'ın "saghgmdan endişe duyan" gruplann, özellikle Suriye'de toplanarak bölgedeki KADEK'lilerle kentlerdeki "mihs"leri tf Serhildan"a (Direniş) çağırması dikkat çekiyor. Nitekim bu çağnrun ardından cezaevlerindeki yüzlerce KADEK 'li dönüşümlü açlık grevine başhyor; Diyarbakır, Mardin, Batman, Van ve çevresinde geceleri yoğunlaşan gösterilerde polis otolan ile bazı kamu kuruluşlan molotoflu saldınlara ugruyor. KADEK Başkanlık Konseyi'nin talimatlanyla yogunlaşünlan eylemlerde, "TC sabrunın taşnrna", "Tecrite son Öcalan'a özşürtük" sloganlan atıhyor. Güvenlik güçleri de DEHAP ve HADEP binalannda operasyonlar yaparak çok sayıda kişiyi gözaltına alıyor. PKK, Hani-Lice kırsalından önce Güneydoğu'da güvenlik güçleriyle en son 1 Ekim 2002'de Bingöl"un Karhova ilçesinde karşı karşıya geldi ve 2 kayıp verdi. O zaman, 4 ay sonra bölgede güvenlik güçlerine yönelik saldınlar neden başhyor? Sırur dışında 5 bini aşkın, yurtiçinde de 500'den fazla militanı olan bir örgüt, "banş" söylemlerine sığınırken niye saldınyor? Hem "Ocalan'a tecrite" hem de "awaşa hşyn-" sloganıyla eyleme geçen gruplar n e istiyor? KADEK, Türkiye'yi savaşa sokm^a çâlışan ABD'yle, militanlardan rahatsız olan KYB ve KDP'nin kıskacında, bir taraftan Kuzey Irak'ta diğer taraftan da Türk sınırlan içinde varhgtnı ispatlamaya zorlanıyor. Öcalan'a tecrit kaygısı da KADEK'e önemli bir gerekçe oluyor. Üstelik örgüt bu tecriti Irak'a müdahaleyle ilişkilendiriyor. "Terör yenideiJ mi başoyor-" sorusuna yanıt aranırken tüm bu gerçeklerin ortasında örgütün yöneticilerinden Cemfl Bayık'ın iddialanna odaklanmak gerekiyor. Bayık, ABD'nin Irak'a müdahaie etmesiniıı bölge çapında yeni koşullar yaratacağmı, Kürtlerin mücadelesini başanya götürmek firsatı ortaya çıkacağını ve tecritin d e bu nedenle ağu"laştınlacağını düşünüyor. Tüm bunlar KADEK eylemleriyle ilgili sorulara biraz olsun yanıt veriyor. Hastanede şüpheli paket • ANKARA (AA) - Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Gazi Hastanesf nde şüpheli bir pacet bulundu. Uzman ekiplerce incelenen paketr herhangi bir patlayıcıya rastlanmadı. Dün abalı saatlerinde, emniyet güçlerine, Gazi Hastanesi'nin 6. katında bulunan Jinekolojive Genel Cerrahi servislennin ginşinde şüphe-ı bmr paket olduğu ihban geldi. Üıbar üzerine ola yerine gıden emniyet güçleri, katı boşalttıla ve^ güvenlik önlemi aldılar. Uzman ekiplenn pJcet üzerinde yaptıklan incelemede, poşet içind*ı pakette herhangi bir patlayıcı olmadığı anlaıldm. Poşetin içinden öğretim üyelerinden Prof. D Husret Akyürek'e ait fotoğraflar çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle