05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JU OCAK 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET Kara/any» yeoiadbıM**: Kavptrt ra'k posta: denizsc«neoumhuriyelcom,tr p, *«#/te tilktyl kanştırmış... "Yokdeva!" Mffing 2ŞubatPazar K günü... Bu Pazar... Saat 14.00'te... /stanbul'da... Abide-i Hürriyet Meydanı'nda "Kıbns Mitingi" yapılryor... KKTCye ve Rauf Denktaş'a destek jçin düzenlenen ve AKP ile HAOEP dışındaki siyasi partilerin davet edildiği mrtinge yurtsever tüm sivil toplum ve meslek örgütleri katılryor... Kıbrıs'ta iki bölgeli, eşrt egemenlik ilkesine dayalı, Türkiye'nin etkin ve fiili garantörfüğü temelinde ve birinin KKTC olacağı iki eşrt kurucu devlet çözümünü görmezden gelenlere; bir ofdu brtti ile BM Genel Sekreteri'nin planını yürürlüğe koymak isteyenlere; "ver kurtul" diyenlere; mandacılara; her türlü ihanete ve emperyalistlerin oyunlanna karşı Kuvayi Milliyeciler yıllar sonra ilk kez ayağa kalkıyor... 19MayıstaMustafa Kemaf'in yaktığı ateşin asla küllenmediği, 2 Şubat'ta Abide-i Hürriyet Meydanı'nda yedi düvele gösteriliyor. A vukat NezihiSanaiın, esKi Cumhurbaşka- nı Kenan Evren hakkında "Kıbns Harekâ- tı sırasında, ileride yapılacak barış müza- kerelerinde karşı tarafa toprak tavizi ver- mek için Türk Ordusu'nun planlanandan fazla yer iş- gal ettiği" yolundaki açıklamasıyla devlet sırnnı ifşa ettiği gerekçesiyle Marmaris Cumhuriyet Savcılı- ğı'na yaptığı suç duyurusu üzerine Cumhuriyet Baş- savcısı Izzet Bellek'in verdiği karan, dün kaldığımız yerden okumaya devam ediyoruz... Geçen Salı gü- nünden beri sürdürdüğümüz konunun bu denli uza- masının nedeni Kenan Evren hakkında verilen ka- rann ve gerekçelerinin bir belge niteliği taşıması ne- deniyle aynen yayımlanmasıdır... "Cenevre'de sürdürülen barış görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine 13 Ağustos 1974'te II. Barış Harekâtı adı ile anılan askeri harekât başlatıl- mış ve 16 Ağustos 1974 tarihinde adanın yüzde 37'sinin denetimi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eline Karana doğru geçtikten sonra yani bugünkü sınırlara ulaşıldıktan sonra yeniden ateşkes ilan edilmiştir. Askeri Uzmanların Savaş Konusundaki Bilinen Genel Görüşleri: Savaş her zaman önceden plan- landığı biçimde sonuçlanrnayabilir. Çünkü her ne kadar Önceden haritalar üzerinde savaş planlan ya- pılarak elde edilecek toprak ve ulaşılacak sınırlar belirlense de savaş koşullannda önceden belirlenen sınırda durmak çoğu zaman askeri güvenlik açısın- dan tehlike oluşturabilir, bu takdirde önceden plan- lanın 3-5 kilometre ilerisinde veya gerisinde durmak zorunda kalınır. Bu karar fiilen savaşan birfiğin ko- mutanı tarafından verilir. Türkiye'de Siyasi Iktidan Elinde Bulunduranlann Anımsanan Siyasi Görüş ve Tartışmalan: Kıbns Ba- nş Harekâtı sırasmda Türkiye Cumhuriyeti Hükü- meti Başbakanı olan Bülent Ecevft, 20 Temmuz 1974'teTRT'deyayımlanan demecinde, 'TürkSilah- lı Kuvvet/eri ateş açıfmadıkça, ateş açmayacaictır, savaş için değil banş için Kıbns'tadır' biçiminde açıklamalarda bulunmuş, II. Barış Harekâtı'nın ne- denini de 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dar bir alanda sıkışıp kalması nedeniyle güvenliğinin tehlikeye düş- mesi ve adanın bazı bölgelerinde yaşayan Türk soy- daşlannın güvenliklerinin sağlanması amacını taşı- dığını açıklamıştır. Kıbns Banş Harekâtı sırasında Türkiye Cumhuri- yeti Hükümeti'nde Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Necmettin Erbakan'ın daha sonra yaptığı seçim konuşmalannda, kendisinin harekât sırasın- da Kıbns'ın tümünün fethedilmesini önerdiğini an- cak koalisyon ortağı partinin hükümet üyelerini ik- na edemediğini ifade ettiği hatıriardadır." Yann son... SESSÎZSEDASIZ(!) Yüksek Yerilim Hatft [email protected] n Gelirgelmez ekonomiyi "ya HERRUya MERRLTya geçirdiler: Hükümetin EURO'ya geçmekten anJadjgı bu olsa gerek! Hep AmerfkaJı turlste evet, ama... Bir yurttaş olarak Rüftû Erata diyor ki; "Amerikalılaria da ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarını tüm ulus- lartaolduğu gibi paylaşmaktan mutluluk duyacağız ama onlaryurtiumuza pek II- gi göstermıyor. Geçen yaz sezonunda Türkiye'ye 8milyondanfazlaturistge- lirken, 270 milyon nüfusluABD'den ül- kemize gelen turist sayısı yainızca 150 bin civanndaydı. Oysa Irak'a, sonra be- cerebilirse Iran'a, Kuzey Kore'ye ve başka ülkelere saldınp kendi denetimin- de kukla devletleroluşturmadüşünü uy- gulamaya çalışan Bush yönetimi, Tür- kiye'mize tam donanımlı ve süresi belli olmayacak biçimde 10 binlerce asker göndermek istiyor. Topraklarımız üzerinde kurulu bulu- nan Inciriik üssündeki askeri gücü saye- sinde yaptıklan ve daha önemlisi yapa- caklannın Türkiye Cumhuriyeti'nin ulu- sal güvenliğimizle ne ölçüde bağdaştı- ğı, yurtsever biiim insanlanmız ve politi- kacılanmızca dile getiriliyor. Aynı rahatsızlığı duyan, onurunun ze- delendiğini duyumsayan, hiç istemedi- ği bir suç ortaklığına bulaştınlmaya kar- şı çıkan herkesin yürekli davranıp sesi- niçıkarması zorunluluğunun apaçık or- ' tada olduğu bir dönemdeyiz. 2. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında duyarsız, ay- maz, umursamaz ve korkakça davra- nanlar 30 milyon dolay/nda insanın ölü- münün vicdan acısını yaşamadılar mı sanıyorsunuz? En büyük yargıç olan ta- rih önünde boynu bükük kalmamak için: Isteyen her Amerikalı turiste evet; a- ma bir tek Amerikan askerine bilehayır!" Üniversite mi, 'Alevi EHyanetP mi?,. ALlRALKIZ Gazi Üniversitesi'nde biraraş- tırma merkezi var. Adı, Türk Kültürü ve Hacı Bek- taş veli Araştırma Merkezi. 1987tarihli kuruluş yönergesi- rıe göre amacı; "Hacı Bektaş Veii'nin TürUkültürü içindakiye- rini; bilimsel, objektif ve belge- lere dayalı olarak ortaya koy- mak, Hacı Bektaş Veli'ninyetiş- tiği siyasi ve sosyal ortamı ince- lemek, o döneme aityazılı bel- ge, kitap ve dokümanları bul- mak, dokümantasyon merkezi oluşturmak, kaynak deıiemesi yapmak" vb. Görünüşte Hacı Bektaş Veli ve dönemini, bilimsel kaygılarla in- celemeyi kendine amaç edinmiş akademik ve masum bir kurum. Ama işin aslı öyle değil. Işin aslı öyle değil; çünkü, yukanda anımsatılan kuruluş amaçlarının dışında işler yapıyor. Elimde bu kuruma ait bir "/s- tişare Toplantı Tutanağı" var. 24.12.2002 tarihinde, saat 17.00'de, bu araştırma merkezi- nin yönetim kuruiu, Türk Kültü- rü ve Hacı Bektaş veli Vakfı Yö- netim Kuruiu ve uzmanlardan oluşan "ön IstişareHeyeti" üye- lerinin katılımı ile bir toplantı yap- mışlar. Genel bir durum değerlendir- mesi yaptıktan, strateji belirle- dikten sonra, oybirliğiyle yirmi karar almışlar. Bu kararların kimileri şöyfe: - Diyanet Işleri Başkanlığı ile, ilgili konularda görüşmeler ya- pılması, -AJevilerce önemsenen kişite- rin de hayat hikâyelerinin yayım- lanması, - Alevilik, Bektaşilik konulu tezler yaptırılması, - Kavram karmaşasının orta- dan kaldınlmasına yönelik çalış- malann yoğunlaştınlması, - Alevilikte kutsal sayılan gün- lerin, bugünlerde TV ve radyo Drogramlarında işlenmesi, -AJevi inanç önderterine yöne- >k eğitim programlannın düzen- înmesi, - Alevilik ve Bektaşilik konu- unda Diyanet Işleri Başkanlı- ı'nda çalışan din adamlarının Igilendirilmesine yönelik eğitim ılışmaları yapılması, - Din kültürü ve ahlak bilgisi •rs kitaplannda yer alacak ko- ların gözden geçirilmesi, • Diyanet Işleri Başkanlığı'nın ızhepler üstü bir kuruluş ol- ararauydu ANKARA (Cumharfyet ın»su)- Ankara Asliye 2. kuk Mahkemesi, AJevi- ktaşi KuruluşJan Birligi ItûrDemeği'nin ıedilmesine ilişJrin karan an Yargıfay karanna u. AJe\T' adıyla dernek ılabiJeceğiai belirten îtay, dernegüı Şünde Türkiye huriyeo'nin varhğınj ceye döşürecek ve fıuriyeti ortadan •acak ibareler madığına işaret etmişti. duğunun gündeme getirilmesi... - Hz. Ali'ye ait cenklerin kitap halinde basılması, - Alevi inanç önderierinden dört kişinin bilim kurulu toplan- tısında yer alması vb. Bu çalışmalar, birüniversitenin çatısı altında, akademik amaç- larla kurulmuş bir merkezin ya- pacağı işler midir? Yoksa bu merkez, kendisini "Alevi Oiya- neti" gibi mi hissetmektedir? Aleviler, mevcut diyanetten zaten yeterince çekmiyorlarmı ki bir ikincisiyle uğraşmak zorunda kalsınlar. Alevi inanç önderterine yönelik eğitim programlan dü- zenleyeceklermiş?.. önce Aleviliğin tanımından başlarlar herhalde, kavram kar- maşasını gidermeyi de kendile- rine iş edindiklerine göre... Son- ra 'Cem'i anlatırlar, 'miraçla- ma'yı öğretirler, 'ikrar verme'yi, 'dara durma'yı öğretirler, koca koca profesörled... Alevi inançönderierinden dört kişiye bilim kurulu toplantıların- da sandalye ayıracaklarmış... TV ve radyolarda Alevilikte kutsal sayılan günlerle ilgili programlar yapacaklarmış... Din küftürü ve ahlak bilgisi derslerinin içeriğini gözden geçi- receklermiş... Diyanet Işleri Baş- kanlığı'nın mezhepler üstü bir kuruluş olduğunu savunacaklar- mış... Alevilerce önemsenen ki- şilerin hayat hikâyelerini yayım- layacaklarmış... Kim bilir bunla- rın elinde Şeyh Bedreddin, Pir Sultan, Nesimi, Hallac-ı Man- sur, Hatayi nasıl bir hayat hikâ- yesine kavuşur. Tüm bunlardan anlaşılıyor ki devletimiz, sadece Diyanet ara- cılığı ile dine müdahale etmiyor, üniversite aracılığı ile de dine müdahale ediyor. Turizm Bakanı'nın Hacı Bek- taş etkinliklerini, Iran'la birlikte yapalım önerisini de anımsaya- cak olursak Alevilik, AKP iktida- nnda yeni bir saldırı ile karşı kar- şıya... Laiklik ve Cumhuriyetin kazanımlan, bu tür argümanlar- la iyice örselenmek isteniyor. Alevi inanç önderierine Alevi- liği öğretmeye kalkıyorlar... Ne vazifeL Diyanet Işleri'ni aklamak, onu mezhepler üstüymüş gibi gös- termek, zorunlu din derslerinin müfredatını daha da genişletme- ye kalkmak yerine, evrensel an- lamda laikliği savunmak, bu sa- yın profesöriere daha çok yakış- maz mıydı?.. Yok amaçları baş- ka ise Aleviliğin dışında başka birargüman bulmak daha uygun olmaz mıydı?.. Bilmiyoriar mı ki Alevilik dışardan müdahaleyi reddeder. Yüzyıllardır, bir felse- fe, inanç, yol ve hayat tarzı ola- rak, bu topraklarda kendi doğal alanında akar gelir. Kim onu de- forme etmeye, başka kaftanlar giydirmeye kalkışmışsa, biçtikle- ri giysiler kendi ellerinde kalmış- tır. Bunun için olmalı, Hünkâr Ha- cı Bektaş Veli, 700 yıl öncesin- den bu nafile işlere soyunmuş kimseleriçin şöyJe sesleniyordu: "Şubeş şeykendi cinsinin en acıklısıdır: Güneşekarşıışıyan ışık, güzel yüzkarşısındakikörgöz, tokmi- de önündeki güzelyiyecek, ço- rak toprağa düşen yağmur ve birahmağa söylenmiş haksöz." KtM KJME DÜM DÜMA BEHtÇAK behicaka turk.net ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI ^ HARBİ SEMİH POROY sem/hporoy(ayahoo.com TARJHTE BÜGÜN MİJMTAZARIKAN 30Ocak f/£/NK£L'W UÇ/l/OJIfi/.. 13Ç8'DE BueÜH, ALUAN UÇAK MÛHENOİS KT Ol MVrORU VeiURlCH HEtN££L (HAYNKEL) 7O t>A ÖLOÜ. ÖZELUKLE, T. VEK, CHJHYA SAVAÇ- LAGI SrRAS/MpA yAPnSl ASKERİ uÇAKLAg- LA 7XAiW/UrŞ7r. UEIN8ICH HEIUKEL, ROKET MOTOte/LU C/ÇAtCLA/Ç ÜZERİNOE ÇAiJÇAULA- R/AJ eAÇ/UDA 6ELMEK.TEYOİ. 133S'TEU SONHA WEKHHE/i VOH BBAUH'LA, SIVl V4- KITLI KOK£TC£fİİ 6EUfTıeM/frf. HEtN, NİrtMR'İN IfZKÇI POUrtKAStNA KAftŞI Pt- ALINH4ASJHA NEDEN OUAUÇTU. SoLda, HeJnkel 'in yafhğı uça/t- BURSAASLîra 2.HüKÜKMAHKEMESÎHÂJÜMLÎĞİ'3VDEN Dosya.No: 1999 ?33E Da\acıJar N'igar Çavciar vs veJulj Av. Remzi U|raş tarafindan. da\a)ılar Alj Kastm Derman, Salıh Ahmet Gülen ve SSK Gen. Mûd. aie)hıne açılan tazmına! davasımn ya- pılan açık dunışmaian sonunda veriien karar gereğınce: Mahkemece venJen 1999 733 E. 2002 1223 K. sayıJı ve 26.12 2002 tarihli hûJîûmJe. dâialı Salih Ahmet Gülen hak- kındakı davanın husumet yönûnden reddine. davacj Nigar Çavdar için 5.750.436.436 Ti"sı maddı tazmınat ile paraniîi satın alma gücüne göre takdıren 2.000 000.000 - TL manevı tazmınatın, davacılar, Fatma ve Ferhunde Çavdar için ayn ayn takdir edilen 1.000 000 000'er TL manevı taaninaön olay tanhi olan 24.11.1991 tarihinden ıöbaren yasai faızi ile birlikte davalı Alı Kasım Dennan ve SSK Gen. Müd'den mûşîereken ve müteselsılen tahsılı ûe davacılara venlmesıne, faziaya ait maddı tazminat taJepiennin reddine karar venlmışor Davalılardan Alı Kasım Derman'm fûm araştırmalara rağmen teblıgata ^rar adresı tespit edılemediğirıden hûkmün gazetede ilanen teblı|me karar ve- nlmışrir. U bu ilan tanhınden ıtıbaren adı geçen davalıya karan yasal sûresı ıçensınde temyız eöneye haida bulundugu hususu ılanen tebli| olunur İLAN Şirketimizde çalışmakta olan NEVZAT ÖLKER'in 01.10.2002 tarihinden itibaren şirketimiz/e ilişiği kesilm/ştir. Üçüncü şahıs/ara duyuru/ur. Ümrt Yayrncılık ve Pazarfama Ltd. Şti. DÜZ ÇtZGt ÜMTZtLELİ Abşmamn Utancı AJışacaksınız, alışacaksınız... Bunlar daha ilk adımlar... Daha neler görecek, ne lere alışacaksınız... örneğin, Diyarbakır'ın Yenişehir Belediye Başkar Remzi Azizoğlu'nun, terörie mücadelede şehit dü şenler anısına yaptınlan Şehitler Anıtı'nı, hem de en- cümen karanyla yıkmaya kalkışmasına alışacaksınız!.. Aslan başkanın anıtı yıkmaya gücü yetmeyincekaçak olduğu gerekçesiyie 5 milyar para cezası kesmesi de hiç garibinize gitmeyecek!.. Hatta öylesine kanıksa- mış bir hale sokulacaksınız ki, "Yahubu ne denslz- liktir, bu ne bkfim terbiyesizliktir, bu noreden ce- saret almaktır" diye düşünemeyeceksiniz bile.'.. - Çünkü alışmanın dayanılmaz rehavetine kapılmış olacaksınız!.. • • • Adı değişsede kullanılma kapasifesinde en ufak bir değişiklik, hedefinde milim sapma olmayan PKK'nin durup durup, tam da alçakça bir savaşın eşiğinde, hem de ABD'nin sömürgeden bile istenemeyecek ta- leplerine direnmeye çaJışırken kanfı saldınlara başla- masına da alışacaksınız!.. Görünürde hiçbir neden yokken Diyarbakır'ın çev- resinde, bir gün Bingöl'de, ertesi gün Şımak'ta niçin PKK saldınlan olduğunu sorgulamak aklınıza bile gel- meyecek. Hatta bu piyonlann, milyonlarca dolar de- ğerinde, 80 adet Rus ve Amenkan füzesi edindiği yo- lunda haberier bile yıllardır aJışageldiğiniz günlük ka- os haberieri arasında kaynayıp gidecek... öyle ki; "EfendîlerveMaşalar"başlıklı bulmacanın önünüz- de nal gibi duran parçalannı ucundan tutmak bile içi- nizden gelmeyecek... AJışkanlık işte.'.. • • • Sonra, Avrupalı dostlanmızın Başbakan Göl'e Av- rupa Pariamentosu'nda sordukJan türden "yanrtbek- lemeyen" sorulanna alışacaksınızJ.. fsviçreli üyenin "Gûneydoğu'daki Kürtlere ne za- man özerklik ven'leceği", Yunanlı üyenin "Abdullah Ocalan'ınyenidenyaryılanıp yargılanmayacağı", Ital- yan üyenin "Leyla Zana ve arkadaşlannın ne zaman yeniden yargılanacağı", Fransız üyenin "Envenis- tan'la ilişkilerimizin geleceği' yolundaki sorulan hiçmi hiç garibinize gitmeyecek.'.. Dünyayı geriye dönüşü o/mayan bir kan ve ateş çemberinin içine sokacak bir savaşın eşiğinde Türk Başbakanı'na sorulan bu sorulann "bilinçli garabe- ti" bile sizi "yahu bu ne biçim bir oyundur" öfkesine sürükleyemeyecek... - Çünkü alışkanlığın uyuşturucu etkisine iyiden iyi- ye kapılmış olacaksınız!.. * • • Gün gelecek, on binlerce ABD askerinin Diyarba- kjr"a babalannın çiftliğine yerieşir gibi konuşlanması- na alışacaksınız.'.. Başta Başkan Bush olrnak üzere, Amerikalı şahin- lerin ve onlann Türkiye'deki maşalannın "savaş en fazla bir hafta süner" demelerine karşın niçin Sabiha Gökçen, Çoriu havaalanlannı, Trabzon limanını iste- diklerini sorgulamak aklınıza gelmediği gibi, Diyarba- kır"a 5 yıllığına yerieşmelerini de çok fazla kurcalama- yacaksınız!.. Birileri çıkıp, "Arkadaşlar, Birinci Körfez Sava- şı'ndan sonra ABD Güneydoğu sınırtanmtza Çe- kiç Güç adıyla yerieşti. Hediyesi bir Kürt devteti oldu. Adım ad/m Türkiye'yfparçalama planı uy- gufanıyor, uyanın"diyehaykırdığında yainızcaomuz silkeceksiniz. - Alışmışlıktan kabulleniş sürecinegeçtiğinizifark et- meyeceksiniz bile!.. • • • Eski b«r oyundur. - Alıştırma oyunu!.. Uzun ve sinsi bir süreçtir... Bütün güçler seferber edilir, büyük paralar harcanır. Geniş kitlelerin beynini "iğfal etmeye" programlanmış işbirtikçiler bıkma- dan, usanmadan ilmek ilmek örerieralışkanlık cende- resini.L Kıbns'ta "verkurtul", Irak'ta "sadıkolkur- tul", AB'de "bende ol kurtuf formüllerini kafalara adeta çivi gibi çakarlari.. Alışma, ardından kabullenme sürecinin ulaşacağı sonuç ise köleleşmedir!.. Bu durumun aynadaki aksi ise, üçüncü derece Pentagon memurunun, beşinci sınıfAB komiserinin ya da milyon dolariık komisyon- lan cebine atan büyükelçi eskisinin gazetelere konu olan küstahlıklandır!.. Bağımsızlığın, özgüriüğün, onuriu olmanın biricik koşulu, gerektiğinde karşı çıkmayı bilmek, "hayır" di- yebilmektir... - Insana yakışan budur... E-posta: umrtzi/e/i@ttnetnettr B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 123SOLDANSAĞA: 1/ Ceviz, ba- dem, findık gi- bi kuruyemiş- 2 Jeniipe dizdik- 3 ten sonra pek- . meze ya da şe- kerli nişastaya 5 daidınlaraJc 5 yapılantatlı.2/ Her yanı suyla çevrili kara 8 parçası... Otla- g yan hayvan sü- rüsü. 3/Petroldenda- mıtıJanbirürün... Ta- 1 hıl,kepekveketento- 2 humu kanşımından 3 oluşan atyemi. 4/Do- ğu Karadeniz yöresi- ne özgü yelkenJi bir kıyı teknesi... Lityum elementüıin simgesi. 5/Asya'da bir ülke... Bir işletmenin ani ba- tışı. 6/Eski Mısır'da güneş tannsı... Günün hava ka- rardıktan sonraki bölümü. II Arap abecesinde bir harf... Gamsız, aidınşsız kimse. 8/Evin üzerindefci kan atmakta külJamlan büyük tahta kürek. 9/ Telli çalgılarda telleri yüksekçe tutan tahta köprücûk... KızıJ tüylü bir kuş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Balıkesir'in bir ilçesi. 2/Kadastro haritalanndapar- seller topluluğu... Bir hükümdara vergi veren haJk. y KuzeyAmerika Serbest TicaretAjıtlaşması 'nın simge- si... Bir çeşit borüJce. 4/Tavana yalon küçükpencere... AdJan sıfat yapan bir yapım eki. 5/ Uzak... Kokain tû- revı uyuşturucu bir madde 6/Arjantin'in plaka işare- ti... "Bir dostbuJamadım gün — oldu " (KuJ Himrnet) 7/TemeJi taklide dayanan sözsüz oyun... Huzur, er- üıç. 81 Harman dövüJüp kalktıktan sonra yerde kaJan toz ve samanla kanşık taneler. 9/Kapı boşJuğunun alı yanında bulunan aJçak basamak... Eski Türklerde top- lumsal ve örgütsel içerikJi büyük ziyafet.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle