Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Siyasi gösteri
Necmettın Erbakan da boyle yapardı
Kavramları altust eder, bırbırıne kanştırır,
sonra da yarattığı toz duman arasında ışın
ıçınden sıynlmaya çalışırdı
A-K-P Mılletvekılı Ayhan Sefer Ustun'e
gore "Yuksek Asken Şûra (YAŞ) karaha-
nnda oybıriığı şartıyoktur Aksıyonde ka-
rar bıldırılebılır Başbakan'ın muhalefet
şerhı, kanundan aldığı yetkıdır" Başba-
kan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır da,
"Şerh koyma, duşunce açıklama ıle ılgı-
lıdır Mevzuatı uygulama gorevını ortadan
kaldırmaz" dıyor Oradaydık ve kendı ku-
laklarımızla duyduk Hafta ıçınde yapılan
basın kokteylınde, Genelkurmay Başka-
nı Orgeneral Hilmı Özkok ıle 2 Başkan
Orgeneral Yaşar Büyukanıt'ın açıklığa
kavuşturmaya çalıştıklan nokta şuydu
Başbakan ve Mıllı Savunma Bakanı, son
YAŞ toplantısında Turk Sılahlı Kuvvetle-
rı'nden ıhraç edılen 7 subay ve astsuba-
yın atılmalanna değıl, "YAŞ karahannın
yargı denetımıne açık olmaması"na ılış-
kın muhalefet şeıtıı koydular Boylece, uy-
mak ve uygulamakla zorunlu olduklan ana-
yasanın 125 maddesını ıhlal ettıler Bır
başka anlatım ve Orgeneral Büyukanıt'ın
tfadesıyle "Anayasa ıhlal edılmıştır Oysa,
o makam -Başbakan ve Mıllı Savunma Ba-
kanı'nı kastedıyor- anayasayı uygulama
makamıdır"
Anayasa hukukçulanna danıştık, ben-
zergoruşbıldırdıler "YAŞ'ta, Başbakanya
da bakan olarak ordudan çıkanlması ıs-
tenen subay ya da astsubayın durumu-
nu ınceletırsın, 'Ben bunlann ırtıcacı oldu-
ğuna ınanmıyorum Bunlann atılması hak-
sızdır' dıyebılır, muhalefet şerhı de koya-
bılırsın Ama, anayasanın ılgılı maddesı
ortadayken 'YAŞ kararianna yargı yolu ka-
palı dıye muhalefet şeıtıı koyamazsın "
Aynı hukukçulara "Koyarsan ne olur° dıye
sorduk Ikı sozcukle ozetledıler ne ol-
duğunu
"Sıyası gosten"
ISIK KANSl
Ekrem Acuner
27 Mayıs devrımını gerçekleştı-
ren Mıllı Bırlık Komıtesı'nın Genel
Sekreterı, eskı Tabıı Senator, emek-
lı Kurbay Albay Ekrem Acuner'ı yı-
tırdık
Kımdır Acuner''
Doğu'da gorev yaparken hurda-
ya aynlması duşunulen bır dağ to-
punun çalışır hale getınlmesı ıçın ça-
ba harcayan, malıyetı teğmen ma-
aşını aşınca Tokat'takı aılesınden
parayardımı alarak onarımı gerçek-
leştıren, bunun uzenne donemın Ge-
nelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi
Çakmak tarafından odullendırılen
yurtsever askerdır Acuner
12 Mart'ta faşızme karşı dırenen
demokrat ınsandır, aynı gunlerde
duzmece raporlarla dokunulmazlı-
ğının kaldınlması ıstenen senatordur
Acuner, TBMM'nın tozlu raflann-
dakı tutanaklardan gelır bugune,
kendını tanıtır
"Turkıye'de kımsenın olamaya-
cağı kadar Kemalıst, devnmcı ve
reformcuyum Hıçbır yabancı etkı,
katkı ve gudum kabul etmem Şah-
sıyapım ve karaktenm ıcabı kımse-
nın uydusu olmam Bağımsız, so-
muoısuz, ülkesı ve mılletı ıle bolun-
mez bır butun olan yurdumuzun hu-
zur ve refahı ulkusune bağlıyım Bu
ulkum ve ınancımdan dolayı da ıf-
tıhar ve gurur duyanm
Yuzyıllar boyu ulkemızde sure
gelmekte olan ve yıne yuzyıllar bo-
yu sure gıdecek olan mucadele, ul-
kemıze egemen olmak ısteyen guç-
ler ve onların yerlı ortaklanyla, bu-
na karşı çıkan guçler arasında ce-
reyan etmektedır
Her devnn kuşağı kendısıne du-
şen gorevı yapmalıdır Ancak boy-
lelıkle gelecek kuşaklara şereflı ve
haysıyetlı bır mucadelenın mırası
devredılebılır Eğerben de, kendı ku-
şağımın bana tevdı ettığı gorevlen
bır olçu de olsa yenne getırmışsem
mutlu olurum "
Acuner'ın 1971'de soyledığı bu
sozler, yenı kuşaklara bır seslenış-
tır Zaman boyutunu aşıp kulaklar-
da dalga dalga yankılanan onuriu,
dırençlı bır seslenış
Ankara 6 Idare
Mahkemesı, BCP Genel
Başkanı Prof Dr Mümtaz
Soysal ve Genel Sekreten
Itter Ertuğrul'un
başvurusu uzenne çok
ılgınç, bıro kadar da
önemlı bır karar verdı:
"IMF'ye venlen nıyet
mektuplan, yalnızca
hûkümetın gelecekte
hangı polıtıkalan
ızleyeceğı göruş ve
dûşuncelennı belırten bır
belge nıtelığındedır;
uygulanması zorunlu
teahftüfter ıçermez,
Uyetmektıiıu,stand-bibaybay
programda hedeflenn
gerçekleştmlmemesı
durumunda da
uluslararası bır yukümlulük
doğurmaz "
llter Ertuğrul, karardan çok
memnun. "Çün/cü"sünu
de açıklıyor "Bu tûr
davatarda kazanıp
kaybetmek yok, bız bunun
'yok hukmunde'
sayılmasını, yanı baştan
ıtıbaren geçersa
sayılmasını ıstıyorduk, bu
nedenle ıptal davası
açmadık, nıyet
mektuplannın 'yok
hukmunde' sayılmasını
ıstedık Mahkeme, davayı
ıncelemeye gırmeden
'esas'ten reddettı, çunkü
ortada bır ıdan ışlem
olmadığına, yanı ıdan
ışlemın .'yok' olduğuna
karar verdı ve böylece
bızım ıstedığımız
gerçekleştı Zaten davayı
açarken ıkı olasılık vardı
Ya yok hukmunde
olduğuna karar verecek ya
da ortada bır 'ıdan ışlem',
dolayısıyla bağlayıcı bır
ışlem olmadığına karar
verıp davayı
reddedecektı Herıkısıde
bızım ıstedığımız sonuçtu
Bız sadece, durumun
böyle olduğunu bır de
mahkeme karanyla tescıl
ettırmış olduk "
Yok nıyet mektubunun
uygulanması zorunluymuş,
yok stand-by'mış, haydı
canım, tumune tescıllı
"baybay"
Tarihi Iırsat
Malıye Bakanlığı'ndakı kımı
yanardoner burokratlar çok ne-
yecanlıymış
"AKPgeldı KemalUnakrtan
bakan, Hasan Basn Aktan da
musteşaroldu Tanhı bırfırsatya-
kaladık"
Tanhı fırsat Malıye Bakanı Ke-
mal Unakıtan ne yapmış"?
"Malı mıladı, nereden bul-
dun"u kaldırmış, vergı kaçıran
kesımden alınabılecek 40 katnl-
yon lıradan bır çırpıda vazgeç-
mış
Sonra''
"Vergı banşı"n\ gundeme ge-
tırmış
Nedır o"?
Naylon fatura basan, satan af-
fedılmeyecek, kullanan paçayı
kurtaracak Adam hayalı ıhra-
cat yapmış, naylon fatura kul-
lanmış, KDV'yı duşurmuş, gelır
ve kurumlar vergısını azaltmış, kı-
mın umurunda1
Denıyor kı ona,
"Matrahını bellı oranda arttır,
borcunu ode -oderse tabıı- sa-
na soz, ben senı ıncelemeye-
ceğım "
Başka1
?
Kımı yemınlı malı muşavırler
sahte rapor duzenlemış, hayalı
ıhracata olanak tanımışlar, onla-
nn da yaptıklan yanlanna kâr ka-
lacak Pekı bu "banş "tan kım
yarartanacak?
A-K-P'ye destek olanlar, A-K-
P ıktıdanna yakın çevreler, kad-
rolar, Malıye Bakanı Kemal Una-
kıtan omeğınde olduğu gıbı bız-
zat A-K-P'lılenn kendılen
Malıye Bakanlığı'ndakı yanar-
doner burokratlann orada bura-
da soyledıklen tamamlanıyor ış-
te Tam "tanhı bır fırsat" yaka-
lanmış, kaçınlır mı hıç'?
Dilin Melezi
MERİÇ VEÜDEDEOĞLU
Gende bıraktığımız yılın son
gunlerınde anadılı Ermenıce
olan bır yurttaşımız bır gazete
soyleşısınde, Turkçenın dunya-
dakı "dillenn en melezi" oldu-
ğunu belırttıkten sonra, dılımız
ıçın buyuk bır varsılhk olarak
kabul ettığı bu durumun -ıde-
olojık saplantı olarak gordu-
ğu- Dıl Devnmı'nce kavranama-
dığını, dahası Turk Dıl Kuru-
mu'nun bu melezlığı "bir ayıp
olarak algıladığı"nı dıle getır-
dı
Nedense 2002 yılında Dıl
Devrımı bırçok kesımden, do-
ğal olarak 1923 Devnmı karşıt-
lanndan, yandaşı olup da dev-
rımın butunluğunu yadsıyan-
lardan yanı "seçmeci"lerden,
sozum ona Ataturkçulerden,
son yıllann modası "Gazi" ta-
raftarianndan gelen haksız, ya-
pay eleştınlenn hedefı oldu, bu
yıl ıçın son nokta da Ermenı
yurttaşımızın Dıl Devnmı'nı ve
Turk Dıl Kurumu'nu suçlayan
değerlendırmelen ıle -bır bakı-
ma- renklendırılerek kondu
Dıl Devrımfne yapılan bu
eleştırılerı okurken ınsan, dılı-
mızde yaşanan bu olgunun, dı-
lın arılaştınlmasının onanlması-
nın yalnız Turkçede gerçekleş-
tınlmış, yalnızca Turk dılıne oz-
gu bır oluşummuş gıbı duyum-
sayıpalgıhyor Hele otekı dıller-
de olup bıtenler hakkında pek
bılgısı olmayanlann bunlan oku-
dukça ne denlı şaşırdıklannı,
ne denlı kuşkuya duştuklennı
duşunmemek olanaksız
Oysa bılındığı gıbı, Hınstıyan
ummetlığınden kurtulma ıle
başlayan uluslaşma surecın-
de Batı toplumlarının ılk ele al-
dıklan konu ulusal dıllenydı, Hı-
nstıyanlığın ortak dılı olan La-
tnce'yı bırakıp kendı "halkdil-
lerı"ne donmede adeta yanş-
tılar Örnek gerekırse, Italyan-
lar yazın alanında kendı dılle-
rını kullanmaya 13. yuzyılda
başladılar, Dante'yı yetıştırıp
unlu yapıtı Divına Comme-
dia'yı (llahı Komedya) Italyan-
ca olarak evrensel kulture sun-
masını sağladılar
Galileo gokyuzunde olup
bıtenı, o donemın an Italyan-
cası olan Padua lehçesıyle
yazılı ve sozlu olarak halka an-
latmaya gınştı, bu lehçenın an-
lığını korumak ıçın de gokbı-
lımdekı kımı Latınce ve Yu-
nanca terımlere Italyanca kar-
şılıklar bulmaya çalıştı, daha
sonra da "Sudakı Cisımler"
adlı bılımsel yapıtını Latınce
geleneğını busbutun aşarak
Italyanca kaleme aldı, butun
bunları da Papa'nın burnunun
dıbınde gerçekleştırmekten
çekınmedı
Anımsanacağı gıbı Almanlar
ıse Incıl'ı Almancaya çevırerek
başladılar Çevınyı yapan Lırt-
her'ın, Latınce kımı kavramla-
ra Almanca karşılıklar getırdı-
ğı bılınır
Ne var kı, 17 yuzyıl sonlan-
na doğru Almanca, adeta Fran-
sızcanın saldınsına uğrar, dıl-
lerının elden gıtmekte olduğu-
nu goren Almanlar oluşturduk-
ları "Alman Dıl Derneklen"
ıle bu modaya karşı savaş açar-
lar ve bunu kesıntısız surdu-
rurler 18 yuzyıl sonlarında
Fichte, Schiller, Goethe de
katılıp yapıtlanyla destekler bu
savaşımı
19 yuzyılda devlet soruna el
atar, ulusal dılı sahıplenır, ılk
adımda "Devlet Posta Teşkıla-
tı", 600 yabancı sozcuğu res-
mı dılden çıkanp atar, arkası
gelır, otekı devlet kurumları da
bu yolu ızler
20 yuzyılınılkyansında, Hrt-
ler'den kaçarak ıstanbul Unı-
versıtesı'ne gelen Alman bılım
adamlan, dıllennde gerçekleşen
bu anlaştırmayı her fırsatta an-
latırlardı Bunlardan bırı olan
Prof G. Kessler, Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu'nu her gordu-
ğunde "Ampul"e neden Al-
mancada olduğu gıbı "Birne"
(armut) demıyorsunuz, dıye so-
rarmış
Kuşkusuz uluslaşan tum Av-
rupa halklan da başta Fransız-
lar olmak uzere dıliennı Latın-
ce ve otekı yabancı dıllenn -
ozellıkle Yenıdendoğuş done-
mındekı eskı Yunanca ve rtal-
yancanın- salgınından koru-
mak ıçın savaşım verdıler Bun-
lar arasında Macarca'nın ya-
şadıklan Turkçe yonunden çok
ılgınçtır; çunku Macarca da tıp-
kı Turkçe gıbı ozellıkle ıkı dılın
Latınce ve Almancanın buyuk
boyutta salgınına uğramıştı,
Macarca erımeye yuz tuttuğu
gıbı, Macarlıkdatukenıyor ade-
ta, Alman gıbı olup, duşunmek
ağır basarak yoğun bır "ya-
bancılaşma" yaşanıyordu
Ne var kı, 18. yuzyılın ıkıncı
yarısında başlayan savaşım
ınanılmaz bır boyuta ulaşmış,
19. yuzyıla gehndığınde Macar
dılınden "on bın" yabancı soz-
cuk elenıp yerlenne yenılerı ka-
zandırılmıştı Demek kı Macar
dıl devnmını gerçekleştırenler
de tıpkı "Turk Dıl Kurumu çev-
resındekıler" gıbı melezleşen
dıllerının değerını anlayama-
mışlardı
Ulkeler ulusal dıliennı koru-
mayı bugun de surduruyoriar,
hem de acımasız "Küresel-
leşme"ye karşın
Ote yanda Sayın Nışanyan'ın
bugun eleştırdığı Turk Dıl Ku-
rumu'nun ılk başuzmanı Ata-
turk tarafından atanan ve so-
yadı da Ataturk tarafından ve-
rılmış olan uluslararası dıl bıl-
gını Agop Dilaçar'dı Hep
saygıyla anılacaktır
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behıcak(d turk.net
^ Jantmlkr-, oldt/gu,, A/rvpc*.'
*- 4IPS yj /?
ÇÎZGtlÂK KÂMtL MASARACl
HARBl SEMİH POROY semıhporoy(3yahoo.com
TARİHTE BUGÜN ML MTAZARIKAN 11 Ocak
SON ROMA IMPARATORU..
347 'DE &USUM, SOA1 ROMA iMPARArOHU I THEO
POSIUS POSMUÇTU ONCSLERl. 8ll£ GEHE&AL '
OLAN BABAStYLA, OAHA SONGA DA KEUDt
YOA/ETTlSl KUVVETl£&t-E, &OMA IMPAHATVİZ-
LUĞU IÇlfJ çeprt-t SAŞAdtLAK. KAZAHMIÇTI
ASK£R.t Z4FERLE&1, 373 YILINDA, HOMA /M-
PA&ATOGU &tAT7ANU£'uN T#Hrt ONA rSS-
YOL AÇAAtÇTI. PuTPERESTUĞtN
&U&&UĞÜ &OAAA'DA,HIRl£Tt-
YANUĞI OA1E Ç/KAGMAK ı<WMC<rLA ISA Pl-
A/7V/ ££SMf IMAUIŞ ILAN E0EN I THEOPO-
S(US, SUNU SAĞLAMAfC IÇIN SERT ONLEMLE-
RE SAfl/ueMUÇ7V YINE PE, PAĞILMAKTA
OLAN ROMA IMfMISAT&SLüSuNU PtHI I/E Sl/A-
Sl BAKIMPAAJ BlG
BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 2001 207
Duruşma Gunu 04 0^ 2003 Duruşma saatı 09 35
Bıtlıs Merkez Değırmenaltı kovu sınırlan ıçınde Kamah Burnu mevla-
ınde bulunan dogusu Abdullah Ka>an taşınmazı batısı yol kuzeyı vol ve
guneyı Sıddık Kayana aıt 831 nolu parsel ıle çevnlı 4678 76 m2 lık arazı
hakkında davacısı Sıddık Ka\an davalısı Değırmenaltı koyoı tuzel kışılı
ğı \e Malıye hazınesı olan davada vukanda \en ve sınırlan behrtılen ta-
şınmaz hakkında taşınmazın tescılı davası açıldığmdan ılanın vayın tan-
hınden ıtıbaren 3 ay ıçınde taşınmaz uzennde bır hak ıddıa edenlenn ıtı
razlannı bıldırmesı ve gorevlı mahkemede dava açma hususunun bıldınl-
mesı ılanen teblıg olunur 17 12 2002 Basın 884
SATILIK
Cumhunyet Mahallesı 2 Kjsım 353 Ada
11 Parsel uzenne yapılan EKO A tıpı
kaba ınşaatı bıtmış bına ıle bıtışık 12 parsel
430 m arsa beraber veya ayrı satılıktır
Bina : 40.000 Euro
Arsa : 10.000 Euro
Telefon : 0216 / 533 03 19
0532/314 34 13
AlıDurak'a
aıt 035777-
036250 sen
numaralı
faturalar
08 01 2003
tanhınde
çalındı
Geçersızdır
S&D
Mantı E\i
SATILIK OTO
1997 Model klıma- aırbaglı 78 000 km'de
darbesız PEUGEOT 106 XS sahıbınden
TEL 0 532 2643783
Çantakoy Cumhunyet Mahallesı'nde
SATILIK ARSA
Tel: 0 212 655 22 22 / 0 212 657 32 85
GÖRÜŞ
EMÎN GÜRSES
Sulh ve Musul
Mustafa Kemal 25 Aralık 1922'de Fransız muha-
bır Paul Hernot'a şoyle dıyordu Musul vılayetının
hudud-u mıllımıze dahıl arazıden olduğunu defalar-
ca ılan ettık Lozan'da bugun karşımızda tutum alan-
lar bunu pekâlâ bılırter Vatanımızın hudutlannı tayın
ettığımız zaman buyuk fedakârlıklara katlandık Mıllı
arazımızden en ufak bırparçasını bızden koparmaya
çalışmak pek haksız bır hareket olur Buna katıyyen
muvafakat edemeyız "
192O'lı yıllann başında Mustafa Kemal hareketı ayak-
lan uzennde durmaya çalışırken buyuk guçlenn ara-
lanndakı ılışkıler bu surecı etkılıyordu Sovyetler Bırlı-
ğı'nde yoğun ıç hesaplaşma dınmemıştı Moskova'yla
1921 'de yapılan dostluk anlaşması Ankara'nın ışgale
karşı nefes almasına yardımcı olmuştu, fakat bu ara-
da Ankara'nın karşı cephesınde yeralan Ingıltere, ha-
reket alanını genışletmek ıçın Mart 1921'de Sovyet-
ler Bırlığı'yle tıcaret anlaşması ımzalamıştı
Ankara yalnız kalmaktan korkuyordu Fransız dele-
gesının Lozan Konferansı sırasında Ismet Paşa'ya Mu-
sul vılayetı sorununun Ingıltere ıleTurkıye arasında ço-
zulmesı gerektığını, halledılememesı halınde Fran-
sa'nın ingılız ıttrfakına bağlı kalacağını soylemesı, An-
kara'yı daha da zora sokmaktaydı
Ismet Paşa'nın Musul vılayetınde halkoylaması one-
nsıne, bolge halkının haklannı koruduklarını ıddıa eden
Lord Curzon un "Bolge halkı cahıldır, plebısıtın ama-
cını anlayamazlar" gerekçesıyte karşı çıkması, TBMM'nın
25 Ocak 1923 tarıhlı oturumunda "hakaret edılıyor"
dıye şıddetle eleştırılmıştı
Lozan'da çozulemeyen ve ertelenen Musul vılaye-
tı sorununun çozumu ıçın 19 Mayıs 1924'te Istan-
bul'da Ingıltere'ylegoruşmeler başlamış goruşmeler-
de Ingıltere nın ışı yokuşa surmek ıçın Hakkârı uzenn-
de de hak talepetmesıyle goruşmelertıkanmıştı 6Ağus-
tos'ta Musul konusu Turkıye'nın uye olmadığı Mıllet-
ler Cemıyetı'ne goturulmuş, Mılletler Cemıyetı'nın oluş-
turduğu soruşturma komısyonu çalışmalannı surdu-
rurken İngılız bıriıklerı bolgede kuzeye doğru yenı top-
raklar ışgal etmeyı surdurmuş Mondros Antlaşması'yla
varılan ateşkes ıhlal edılerek Musul'a gınlmıştı
Mılletler Cemıyetı 8 Aralık 1925'te Lahey Adalet Dı-
vanı'nın kararını benımsedığını açıklamış ve soruştur-
ma komısyonunun raporunu kabul etmıştı Ankara'nın
sert tepkısıne rağmen 5 Hazıran 1926'da Turkıye-ln-
gıltere-lrak arasında ımzalanan Ankara Antlaşması'yla
Turkıye, Musul'u Irak'a terk etmeyı kabul etmek zo-
runda kalmıştı Goruşmeler surerken 7 Ağustos 1924'te
Ingıltere'nın kışkırtmasıyla Hakkân'de başlayan Nas-
tun ayaklanması ve Şubat 1925'te başlayan Şeyh Sa-
ıt ısyanı da Ankara'nın Ingıltere'ye karşı elını zayıfla-
tan gelışmelerdendı
Ingıltere'nın petrol nedenıyle Kurtlen kışkırtması ya-
nında Trakya'dan Yunan saldırısının başlatılabıleceğı
yolundakı habertenn yayılması Ankara'yı tavıze zorla-
mıştır Cumhunyet donemının ılk Amerıkan buyukel-
çısı ve Lozan Konferansı'nın ıkıncı donemınde Ame-
nkan başdelegesı Joseph C. Grew, Musul konusun-
da "Hıç şuphe etmıyorduk kı Venızelos, konferansın
dağılmasından ve Turklenn Yunanlılara Trakya'yı tek-
rarele geçırme fırsatını sağlayacak bırguney sının ha-
rekâtından hıç uzuntu duymayacaktı" dıyordu 1952'de
yayımlanan Çalkantılı Donem' adlı kıtabında
Mustafa Kemal, "Musul meselesının hallını muha-
rebeye gırmemek ıçın bır sene sonraya ertelemek
demek, ondan vazgeçmek demek değıldır Belkı, öu-i
nun elde edılmesı ıçın daha kuvvetlı olabıleceğımız'
bırzamanı beklemektır Musul'u gayet kolaylıkla ala-
bılınz Fakat Musul u aldığımız muteakıp muharebe-
nın hemen son bulacağma kanı olmalıyız" dıyordu
Mustafa Kemal, Sovyet Buyukelçısı Aralov'a Eylul
1922'dekı Çanakkale Bunalımı sırasında, "Ankara Do-
ğu Trakya'yı alabılır ve ordulannı oraya geçırebılırdı
Fakat bu durumda Turkıye belırsız bır sure ıçın Avru-
pa ıle savaş halınde kalmış olacaktı Ordu, duşmanın
elınde tuttuğu boğazlarla Anadolu'dan aynlmış bu-
lunacaktı Anadolu'yu ordusuz bırakmak da doğru
olmazdı Manevralanmızla Fransa ve Italya'yı Ingılte-
re'den koparmış bulunuyoruz Bu durumda onlan
bırieştınrdık" demıştır
Bırkaç cephede savaşmanın yuksek nsk taşıdığını
belırtmeye çalışan Mustafa Kemal ın Musul vılayetı
konusunda ızledığı sıyaset, duşman cephesınde bır
dayanışmayı engellemek sıyasetıdır Eğer bunu sağ-
layamazsanız Bolu Mılletvekılı Nun Efendı'nın Mec-
lıs'te Musul konusundakı tartışmaların surduğu bır sı-
rada Musul'un satıldığını ıddıa eden Hüseyın Avni
Bey'e, "Pahalı vermek ıçın yuz bın Anadoluluyu da-
ha oldurmek mı lazım?" uyarısından ders çıkarmamış
olursunuz
Ankara'nın Batı adına cepheye suruklenmesı bol-
gede sulhun bozulması nskı taşırken, Musul vılayetı-
nın ebedıyen emperyal cephedekı ganımet yağmacı-
lannın elıne duşmesının ve gen donulmez bır bolge-
sel yenıden harrta duzenlemelennın onunu açar
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM
SOLDAJV 1 2 3 4
SAĞA:
1/ Ustu galeîa
unu ya da ren-
delenmış pey- 3
nırle kaplana- .
rak fınna \ en-
len yemekler
ıçın kullanılan
sozcuk 2/Bu-
yuk panayır
Uçağın yuk- 8
sekten hedef 9
uzenne dık ola-
rak saldırması 3/Tur-
kı>e'nın plaka ışare-
tı Yankılanma 4/In
yan, guçlu kuvvetlı \ e
erkeksı kadın Adla-
n sıfat yapan bır yapım
ekı 5/Parçalannbırleş-
tınlmesıyle çeşıtlı şe-
kıllenn elde edıldığı
bıroyuncak 'Golsa-
nırdık ne zaman dalsak
— gozlenne"(FN Çamlıbel) 6/Go\deyapısı 7/Bır
duşunceyı, bır konuyu bır kışı ya da nedene da>an-
dırma Ince kabuk ya da ınce den 8/ Bır gıda mad-
desı "Denizavısı" da denılen fok cınsı 9/ Yatınm
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ tltıhaph goz hastalıklanmn genel adı 2/ Yemekten
\ e ıçkıden anlayan, bunlann tadına varabılen kımse
Sutaşkını 3/EskıMısır'daguneştannsı Denızcılık-
te, bır halatın ya da zıncınn brr süre tutularak bırakıl-
maması ıçın \ enlen komut 4/ABD'mnbıreyaletı 5/
Japon lınk dramı Bır elementın, butun kımyasal
ozellıklennı taşıyan en küçuk bırımı 6/ Klavyelı bır
çalgı Lzaklık ışaretı 7 "lyı, hoş, guzel" anlamında
eskı sozcuk Kurtuluş Savaşı sonrasuıda Ankara hu-
kumetı ıle Itılaf devletlen arasında ımzalanan antlaş-
manınadı 8/Etıyenenbırcınsmurekkepbalığı 9/Ya-
şatmak ve gelıştırmek ıçın gereken besınlen yedınp
ıçv'rme ışı Gozun renklı 1