29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2003 CUMARTES/ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 Putin ve Koizumi görüştü • Dış Haberier Senisi - Resmi ziyaret için Moskova'da bulunan Japonya Başbakanı Junichiro Koizumi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Japon lider, Moskova'da rehin alma eyleminin yapıldığı tiyatro binasını ziyaret ederek çelenk koydu. îki lider arasuıdaîd görüşmede Rusya'nın, Japonya'run hak iddia ettiği Kuril Adalan'ndan Iturup, Kunaşir, Şikotan ve Habomai'nin aidiyetinin tartışmalı olduğunu kabul ettiği kaydedildi. Liderler sorunun çözümünün karşılıklı görüşmelerin sürmesiyle olanaklı olacağı yönünde görüş bildirdiler. kabul etmiyop • TRABLLS(AA)- Libya, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e sığınma hakkı tanımayı tasarladığı yolundaki açıklamalan resmen yalanladı. Libya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıldamada, "Libya'nın Saddam Hüseyin'e sığınma hakkı tanıyacağı konusundaki yorumlar temelsizdir. Libya'nnı bu konuyla ilgili herhangı bir teması olmamıştır" denildi. Rusya da, Saddam Hüseyin'e sığınma hakkı tanımak istediği yolundaki açıklamalan resmen yalanlamıştı. Tüpkiye için halkoylaması • BERLtN(AA)- Almanya'nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi Bild, Türkiye'nin AB üyeliği ıçın halkoylaması yapılıp yapıbnaması konusundâ anket düzenlıyor. Gazete, yaptığı ankette, okuyucularına, "Türkiye'nin AB üyeliği konusundâ halkoylaması yapılsın mı" sorusunu yöneltti. Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Edmund Stoiber, "Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kendilerine verilecek her oyun, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı verilecek bır oy olduğunu" söylemiş, CSU Federal Meclis Eyalet Grubu Başkanı Michael Gloss da, Türkiye'nin AB üyeliği konusundâ halkoylaması yapılmasını istemişti. Bin Ladin'in maiiyecisi yakalandı •BERLtN (AA) - ABD'nin talebi üzerine dünFrankfurt havaalamndaki bir otelde tutuklanan iki Yemenli 'den birinin Usame Bin Ladin'in maliyecisı olduğu bildirildi. Süddeutsche Zeitung, Bin Ladin'in maliyecisi olduğunu bildirdiği Muhammed Ali Hasan Şeyh El Mojad'ın (50), Yemen'in başkenti Sana'daki bir caminin imamı olduğunu yazdı. Bild gazetesi de polise dayanarak verdiği haberde, tutuklamalann "çok önemli" olduğu yorumunu yaptı. Gül üsler için imzayı attı, Washington şimdi de askerlerine onay için bastınyor ABD tatminolmuyorANKARA(CumhımyetBürosu)-Baş- bakan Abdullah Gül, ABD'nin üs ve li- manlan inceleyebümesi için gerekli ka- ran imzaladığını açıkladı. Gül'ün karan doğrultusunda 150 kişilık Amenkan as- keri heyetinin pazartesiden itibaren Tür- kiye'ye gelerek Diyarbakır, Muş ve Bat- manüsleri ile Mersin ve Iskenderun liman- larmda incelemelere başlayacağı kayde- dildi. TBMM onayına gereksinim duyul- madan alınan karann ardından ABD Bü- yûkelçisi Robert Pearson, Türldye ile bunahmyok" dedi. Ancak ABD, incele- me ızni aldığı üslenn aktif kullanımı ve kara birliklerinin Türk topraklanna konuş- lanması konusundâ Ankara'dan "evet-ha- vır* yanıunı sabırsızlıkla bekliyor. • Başbakan Gül, üslerin incelenmesi karannı imzaladığını ve karar için Meclis onayına gerek olmadığını söyledi. Pearson, Türkiye ile bunalım olmadığını söylerken Washington, birlik konuşlandırabilmek için Ankara'dan sabırsızlıkla yanıt bekliyor. Türkiye ile ABD arasında bir süredir sorun yaratan üslerin incelenmesi konu- su, Gül'ün attığı imzayla sonuçlandınl- dı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapı- lan yazılı açıklamada da, "hükümetin verdiğiizinkapsammdaABD Sflahh Km- veüeri'nden 150kişJKkbirekMı 13Ocak gününden itibaren Türkiye'yegelerekba- aüsvetimanlardainceleıneyapacağr bil- dirildi. Açıklamada, Türk Sİlahlı Kuvvet- leri personehnin de ABD askerlerine eş- lik edeceği ve incelemenin 10 gün süre- ceğı kaydedildi. Cezalar ABD'de çekflecek Mutabakat Zaptı, Amenkan askerleri- nin Türk hukukuna göre yargılanmalan- nı hükmün kesinleşmesi durumunda ıse cezalannı ABD'de çekmelenni öngörü- yor. Gül, dün TBMM'de^gazetecilerin so- rulannı yanıtlarken, "Üsler konusundâ her şey kontrol atandadır. Doğrudur, ka- ran im7alarhın" dedi. Irak operasyonu konusundâ çıkan bazı haberlerin yanlı ve yanlış olduğunu, "içten ve dıştan yönlen- dirmeier' bulunduğunu anlatan Gül, "Ben dekonuşuııımamasoııınılulukıııevknıı- de okhığum için konuşmuyonım'' dedi. Başbakan, ımzaladığı karar ıçın TBMM onayına gereksinim olup olmadığının so- rulması üzenne ıse "Sadece keşifyapma kararmı imTabrfmı. \ATO kataloglan- nm hepsinde bu üsler bflmiyor. Nes var, nesi yolc. Meclis karan gereken şeyler olursa, mutiaka burayageür" yanıtını ver- di. Gül, keşfe izın verilmesinin ütili an- laşmalara dayah olduğunu da söyledi. Pearson: Sonm yok ANITA ÎHTÎYAÇ YOK' Denetim bahaneDış Haberier Senis- ABD, BM silah denetçilerinin Irak'ta kitle imha silahla- nnın varlığuıa dair kanıt bulamadıklan açıklamasına karşın, Irak'ın kitle imha silahlanna sahip olduğunda ısrarlı. BM Silah Denetleme Komisyonu'nun (UNMOVİC) Başkam Hans Büx, önce- ki gün BM Güvenlik Konseyi'nde yap- tığı açıklamada "dumaıu rüten bir silah bulamadıklannı" söylemiş ancak Irak'ı aktif işbirliği yapmamakla suçlamıştı. Blix, BM Güvenlik Konseyi üyeleri- ne, "Irak'ın,flüzemotorian ve kaü füze yalaü imalinde kullanılan hammaddele- ri itfaal ederek, BM vapanmlarmı ihlal et- tiğmisöylediği'' bildirildi. Blbc'in, "Irak, mülakatyapmak istediğhniz bflim adam- laruun listesini verme konusundâ da ge- reken çabayı göstermiyor" dıye şikâyet- te bulunduğu da öğrenildi. ABD'nin BM Daımı Temsilcisi John Negroponte ise, konsey toplanösından 7 sonra yaptığı açıkla- rak'ta kanıt m a da? «irak'm bugün bulamayan bik kitle imha silahına denetçiler, Irak'ı sahip olduğu" görüşü- aktif işbirliği nü tekrarladı ve "Irak yapmamakla b u n u ^b" 1 e ö n e K w sucluyor açıklamahdır. Bunun ABD've eöre japılmamasınıaddiih- , ,7 y e 8 ° ?' lal anlamına geür" di- Irak'ıvurmak y e k o n u ş t u * ıçın zaten "Maddi ihlal" teri- "suçüstü" rni, BM çevrelerince, gerekmiyor. silahlımüdahaleyeyol açacak ihlal anlamın- da kullamlıyor. ABD Dışişleri Bakanı Coön Pbvvefl, Irak'ı vurmak için ille de "suçüstü" gerekmediğüıi söyledi. Po- well, "Uluslararası topluluk, Saddam Hüseyin'in gerçegi ortaya çıkanna yönün- de işbirliği yapmadığmı görürse bu 1441 sayüı BM karannın ihlali anlamına gele- cektir. İlle de suçüstü yapalım dememe- Hyiz" diye konuştu. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer da, Blix'in, "bugüne kadar Id denetimlerde dumanı tüten silahlara' rastiamadıkla- n" ifadesine karşılık, "Sorun olan silah- lar gizü olduğu için dumanlannı göre- mezsiniz. Hâlâ. denetçilerin Irak'ta ne bnlarağım ve geüşmelerin nereye götüre- ceğmi bekleyip göreceğjz" dedi. AB Ortak Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Irak'ın gizli silah programlan olduğu kanıtlan- madan, bir askerı harekâtın savunulma- sınm güç olacağmı kaydetti ABD Büyükelçisi Pearson da geliş- melere ilişkin değeriendirmeler- H debulundu. Pearson, Ankara Sa- nayı Odası'nın düzenlediği "ABD ikişolanakJan" seminerinde yap- nğı konuşmada, Irak'a askeri ope- rasyon konusuna da değindi. Irak sorununu çözmenin son 10-15 yıldır PKK, Kuzey Irak ve bölge ticareti gibi sorunlann çözümü- nü de getireceğini savunan Pear- son, basında son günlerde Türki- ye ile ABD arasında bır bunalım yaşandığına ilişkin spekülasyon- lann yer aldığını da anımsattı. "Asla böyle bir bunahm yok" di- yen Pearson, sorunlar ne olursa olsun iki ülke arasında 50 yıldır süren iyi üişkilerin devam edece- ğini kaydetti. Gül'ün karan imzalaması, Pe- arson'un olumlu açıklamalanna karşın, Türk topraklannı "kuzey cephesi" olarak gören Washing- ton yönetimi, Ankara üzerinde- ki baskısını sürdürüyor. Türki- ye'nin ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğhı aracılığıyla istemlenne bır an önce yanıt bekledığini ıle- ten Washington, ekonomik pa- ketin içeriğinin de 14 mih/ar do- lara kadar çıkacağı mesajını ver- di. ABD, incelediği üs ve liman- lan, bunlan birbirine bağlayan demiryolu ve karayollannı kul- lanmak istiyor. Kara birliklerini de konuşlandırmak isteyen ABD, Türkıye'nın desteğini yaşamsal olarak görüyor. rakh çocuklann olan bitende hiçbir pavı yok. Ama savaşın en bii>ük faturası onlara çıkacak. Denetçileri ilgrv le izleyen bu iki çocuk, sonucun kendilerini etkjle\eceğinden habersiz. (Fotogfaf: REUTERS) Gfll, Pearson ile görüştü Başbakan Abdullah Gül'ün ABD'nin Ankara Büyükelçisi Pearson'la dün akşam bir araya gelmesi dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı Konutu'ndagerçekle- şen ve 1 saat 15 dakika süren gö- rüşmenin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. Türkiye 'hayır' derse Amerikan askeri ada üzerinden K. Irak'a gidecek Kıbrıs ABD üssü gibi Dış Haberier Senisi - Washington yönetiminin, Türkiye'nin ABD askerlerini topraklannda konuşlandmnayı kabul etmemesi durumunda, olası bir operasyonda ABD birliklerinin Kıbns'taki tngiliz üsleri üzerinden havadan Kuzey Irak'a gönderebileceği öne sürüldü. NTVMSNBC'nin haberine göre, Türkiye'nin kuzey Irak'ı ele geçirmesi öngörülen on binlerce ABD askerine kendi topraklannda konuşlanma izni vermemesi durumunda • Türkiyesiz senaryolar üzerinde çalışan Washington'm askerlerini hava yoluyla Ingiliz üsleri üzerinden Irak'a gönderebileceği öne sürüldü. Washington'm ne yapabıleceğine ilişkin senaryolar ortaya atılıyor. Bazı askeri uzmanlar, bu durumda, ABD birliklerinin, Kıbns'taki Ingiliz üsleri üzerinden hava yoluyla Kuzey Irak'a mtikal ettirilebileceğini belirttiler. Bu yaklaşım, ABD'nin Türkiye'siz bir operasyonda seçeneklerinden birini ortaya koyuyor. IRAK'TAN TÜRK FlRMALARINA AYRICALIK Tüzmen: Türkiye banş treninde yer almalı ANK\RA (CumhuriyetBürosu) -Irak"a Başbakan Abduüah Gül'ün mektubunu götüren Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Türkiye'nin, ba- nş treninin son vagonunda bile ol- sa yer alması gerektiğini belirtti. Tüzmen, dün beraberinde 350'yi aşkın işadamıyla birlikte Irak'a ha- reket etti. Bunun rutin bir çalışma olduğunu, ancak ziyaretin zaman- laması nedeniyle, bir siyasi mesa- ja da gereksinim duyulduğunu vur- gulayan Tüzmen şöyle devam etti: "Başbakanın Irakhükümetineyaz- dığı mesajı da beraberimdegötunı- yonım. Mektupta, Türkhe'nin için- de bulunduğu durum, Irak'ın için- de bulunduğu durum ve uluslara- raa camiada olaya nasıl baküdıgı anlauhyor. BM karariannınve böl- gede kahcı bir banşın önemine de- ğiniliyor. Herkesin üsrüne düşeni yapması gerektiği yönündeki iyi ni- yeti yansıtan bir mektup götünlyo- rum." Türkiye'nin ıçınde bulundu- ğu koşullann ne kadar zor olduğu- nun bilincinde olduğunu vurgula- yan Tüzmen, "Banş treninin son vagonunda da olsa yer almamız ge- rektiğine inamyoruz. Türkrye'nin Körfez krizi sonrasuıda yaşadığı SH kınûlar ortadadır" dıye konuştu. Bu arada, Irak Ticaret Bakam Muhammed Mehdi Salih, bugün Irak'm BM nezdindeki temsilci- sini arayarak, Türk firmalannm alacaklanna öncelik verihnesi ta- limatını vereceklerini açıkladı. Salih, bugün yapılacak görüş- melerde 13. faz kapsanıında Türk firmalanna ne kadar imkan veri- lebileceğini görüşeceklerini bildir- di. Salih, Türk heyetinin ziya- reti onuruna daha fazla sözleşme olanağı arayacaklannı da belirt- ti. Güney Kıbns, stratejik konumu nedeniyle operasyon bağlamında sık sık gündeme geliyor. Irak'ta incelemelerde bulunan BM silah denetçileri Bağdat'a Güney Kıbns'ta kurduklan üs üzerinden gitmişti. ABD'nin, denetçilerin Iraklı bilim adamlarmı Rum kesimmde sorgulamalannı istediği de belirtiliyor. RİYAD VE TAHRAN Gül 2. tura çıkıy MUSIJL'ABLTÎO AÇTIL\R-Ga/etecUer, Irak'taki denetçilerin peşini bırakmnor. Denetçilerin,ülkenin ku- ze>i için Musul'da büro açüğı bildirildL (AP) or ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Başbakan Abdullah Gül Irak soru- nunun banşçı yollardan çözümü çer- çevesinde Mısu-, Ürdün ve Suriye'yi kapsayan gezisinin ardından bugün Suudi Arabistan'a, yann da tran'a gidiyor. Gül'ün, Suudi Arabistanile görüşmelerin 4-6 Ocak tarihleri ara- sında gerçekleşmesi istemine Ri- yad'ın 11 Ocak için randevu verme- si nedeniyle Ortadoğu gezisinin 2. bö- lümü, bir hafta gecikmeli gerçekle- şiyor. Gül'ün tran ziyareti, bu ülke ile uzun süre sonra Başbakan düzeyin- de yapılan ilk görüşme olacak. Görüşmelerinde "ortak hareket etme" çağnsında bulunacak olan Gül, özelhkle îran'da, Kuzey Irak'ta- ki bir oluşumun önüne geçilmesige- rektiğini vurgulayacak. Gül, Riyad'da Kral Fahd. Tah- ran'da Curnhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi ile bir araya gelecek. AÇIKÇA ŞÜKRÜ SİNA GÜREL Tehdit Gazetelerin yazdığına göre, bir "üst düzey" dip- lomat, "Artık Kıbns'ta Türkiye'nin ilhak ve enteg- rasyon tehdidi çuvala girmiştir" buyurmuş. Habe- rin devamında isim, cisim verilerek yapılan başka bir alıntı, aslında bu sözleri kimin sarf ettiğini de açıklıyor, ama yine de insan, "bunlan söyleyen bir Türk diplomatı olamaz" diye düşünmekten ken- dini alamıyor... Çünkü, şimdiye kadar, birkaç Kıb- nslı Rum ve Yunanlının dışında, bunlan söyleye- bilen biryabancıyı dahi duymamıştık. Çünkü, şim- diye kadar Kıbns konusunaTürkiye'nin ve KKTC'nin açısından bakanlar, Türkiye Cumhuriyeti dış poli- tikasının belirienmesine katkıda bulunan siyasal so- rumlular ve bürokratlar ddu; ama hiçbir zaman Tür- kiye'nin Kıbrıs'ta tehditkâr davrandığını söyleye- bilen biri, bunlann arasında yer almadı. Çünkü şimdiye kadar tehdit altında olanın Kıbns'taki Türit hak ve çıkarları olduğunu dünyaya anlatmaya ça- lışırken, her zaman uluslararası hukuk ve antlaş- malarla temellendirilmiş görüşler belirttik ve hiç- bir zaman biz tehditkâr olmadık. Diyebilirsiniz ki, "Bakan'ın Türkiye'nin işgalci olduğunu söyleyebildiği yerde, diplomatı da bun- lan söylerse hoşgörülmeli!" Demek ki artık Türki- ye Cumhuriyetı'nden çok Tayyip Erdoğan'ın ba- kanlığını yapan biri, düşmanlanmızın bile ağızları- na alamadıklan suçlamaları kabullenebiliyor; o Ba- kan'ın "üst düzey" memurlan da kendilerini şim- diye kadar benimsenmiş devlet politikalannı "çu- vala sokmak" konusundâ görevli sayıyorlar. Şim- di, gelelim Türkiye'nin Kıbns politikasında neierin değişebileceğine... AKP iktidarı oluşuncaya kadar, Türkiye'nin Kıb- ns politikası, TBMM kararlan, Cumhurbaşkanlığı açıklamalan, Milli Güvenlik Kurulu tavsiyesi doğ- rultusunda biçimlenen hükümet kararlanyla te- mellendirilmişti. Bu politikanın özü, kısaca şöyle- dir: "Kıbns'ta ancak iki eşit devlet gerçeği ile te- mellendirilen, KKTC ve Türkiye'nin temel hak ve çıkarlannı gözeten bir çözüm hakça ve kalıcı olur. Türkiye, KKTC'nin güvenlik ve esenliğini kendi- sininkinden ayırmadığı için, ulusal bir dava olan Kıbns konusundâ KKTC'ye kesintisiz ve koşulsuz destek verir. AB, uluslararası hukuka ve antlaşma- lara aykın adımlaha Kıbns Rum kesimiyle ne ka- dar yakınlaşır ve bütünleşirse, Türkiye de KKTC ile o kadar yakınlaşıp, bütünleşecektir. AB, Kıb- ns Rum Yönetimi'ni içine alacak olursa, Kıbns'ta bölünmüşlüğü kesin ve kalıcı kılar; Türkiye ve KKTC de ortak bir gelecek için birlikte yol almak- ta her zamankinden daha özgür olur." Bu politi- ka, ancak temelini oluşturan iradenin beliriendiği kurumlarda tek tek ve açıkça yeniden gözden ge- çirilerek değiştırilebilir. Bunun ötesinde, şu ya da bu açıklama, ancak Türkiye'nin hak ve çıkarianna zarar verir. Denktaş, yeni oluşan koşullar içinde doğru yo- lu, yöntemi göstermiştir: İlgili bütün taraflann çı- karian, Kıbns'ın bölünmüşlüğünü kesinleştirmeden ve AB çerçevesinde Türkiye'nin de onaylayacağı bir çözümü gerektırdiğine göre, tutulması gereken yol bellidir. önce Annan Planı'nı iki tarafin da ka- bul edebıleceğı bir "görüşme zemini" haline ge- tirmek, ardından da bir antlaşma imzalamak. Bu antlaşmanın da ancak Türkiye AB'ye üye olduğun- da yürürlüğe girmesini sağlamak. Bu arada da - yani Kıbrıs Türk "parça devleti" Türkiye ile birlik- te AB'ye girinceye kadar- Kıbns Türfcü'ne karşı uygulanan ambargolara son verilerek AB ile sağ- lıklı ılişkiler oluşturulması. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın çözüm önerılerinin başlangıç noktası, Annan Planı'nda toprak, göç- menler, mal-mülk rejimi gibi esaslı konularda Kıb- ns'ta Türklüğü yok etmeye yönelen hükümlerin değiştirilmesidir. Eğer bunlarda bir değişiklik sağ- lanamazsa, razı olunabilecek bir "çözüm"oluştu- rulamaz. O zaman ne yapacağımızı eğer şımdiden herkesin bilmesini sağlamazsak, zaten razı olabi- leceğimiz bir çözümü oluşturamayız. Şımdi, bazı efendiler, "KKTC ile bütünleşme politikamızı çu- vala soktuk, Kıbns politikamızı değiştihyoruz" de- dikçe, Denktaş'ın hiçbir pazarlık gücü kalmaz, Türkiye ve KKTC, hiçbir zaman düşmemiş olduk- lan aciz konuma düşerler. Eğer amaç bu ise, Tay- yip Bey'in, bakanının ve aklı evvel "üst düzey" za- tın söylediklerini söylemek, yaptıklannı yapmak gerekir. Kıbrıs Rum Yönetimi Sözcüsü, bizim sözcüle- rin açıklamalannı olumlu bulmuş, ama "hele biruy- gulamayı görelim" demiş. Haklı. Daha kimbilir ne- ler göreceğiz? Sonunda görmemiz gereken, asıl, içimizden bize karşı oluşan "tehdit"\n "çuvallatıl- ması" gereğıdır. Konuşması yarıda kesildi Canlı yaymda Şaron'a sansür • Seçim Komisyonu Başkanı "siyasi propaganda" yaptığı gerekçesiyle Şaron'un televizyondan canlı yayımlanan ve yolsuzluk savlarını reddettiği konuşmasını durdurttu. Dış Haberier Senisi - Hakkındaki yolsuzluk savlan nedeniyle se- çimler öncesınde ka- muoyu desteği giderek düşen îsrail Başbakam Ariel Şaron, dün radyo ve televizyondan can- h yayımlanan ve iddi- alan reddettiği konuş- masının, Seçim Komis- yonu Başkanı Yargıç Mihail Heşin'in emriy- le yanda kesihnesiyle bir darbe daha yedi. Şaron, îsrail'deki rad- yo ve televizyonlarda canlı yayunlanan basın toplantısuıda, yolsuzluk savlannı "^renç iftira- lar" olarak nitelendir- di. Şaron, 1999'daki se- çim kampanyasına mad- di destek sağlanmasıy- la ilgili olarak, "Her şey yasal yoflardan yürütüJ- dü" dedi. Daha sonra yayın kesildi ve televiz- yonlar, Şaron'un konuş- masuım yayuunın He- şin'in emriyle durdurul- duğunu duyurdu. Ha- bere göre, Şaron'un ba- sın toplantısuıı e\inde izleyen Heşin, "siyasi propaganda" yapıldığj- ru belirterek yayının dur- durulmasmı istedi. Israil'de ilk kez bir li- derin canlı yayımlanan konuşması bu şekilde kesiliyor. Yediot Ahro- not gazetesinin yazan Nahum Barnea, "Bir başbakanm konuşma- smm yanda kesiünesi- nin tarihi bir olay oldu- ğunu" yazdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle