10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EYLÛL 2002 PERŞEMBE + CUMHURİYET SAYFA EGİTtM İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK DÜHİST TA3IATLI ISTANBüL E?EN' ABDÖLCANEAZ1 IÎN Dl., MMi/tfUN ÇıJKtüîu ,İAHİİJİSİM frûû) Uc OfrMUl KÜMt$ 4i8t VAtA 5>l;jiANI ÎÜ Rektörü Prof. Alemdaroğlu, Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapatılacağına ilişkin söylentileri yalanladı: Eskisinden iyi hizmet verecekLEYIA TAVŞANOĞLU Istanbul Üniversitesi (IÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu Haseki Kardiyoloji Ensti- tüsü'nün kapatılacağı yolunda uzun süredir do- laşan söylentilen yalanla>'arak *Böyle bir şey söz konusu değiL Orada bazı yanlış u>gulamalar vardı. Bunlann düzeltilmesine çahşıyoruz" de- di. Prof. Alemdaroğlu, Florence Nıghtingale Hastanesi ve Bilezikçi Çiftliği'yle ilgili davala- nn sürdüğünü, hukukun üstünlüğü sayesinde üniversitenin bu davalan kazanacağına ınandı- ğını belirtti. IÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'yla makamında yaptığımız görüşme sorulu yanıtlı şöyle gelişti: - Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapaülacağı ha- berierinedddi tepkikr var. Kardiyoloji Enstirü- sü gerçekten kapaulacak nu? ALEMDAROĞLU-Kardıyoloji Enstitüsüyıl- lar önce. o zaman İstanbul Belediyesi'ne aıt olan Haseki Hastanesi 'nde kurulmuştu. Döneminyö- neticileri Boğaz'daki birarazimizle Haseki Has- tanesi'nin küçük bir parçası olan Kardiyoloji Enstitüsü'nü takas ederek burasını üniversite- mizin bir birimi halıne dönüştürmüşler. Bugün 120 yataklı bir sağlık kurumumuz var. Üniversitenin Kardiyoloji Enstitüsü olması amaçlanan bu bırim zamanla, giderek bir kalp hastanesine dönüşmüş. Buradaki çalışmalar bir dönem gayet düzenli giderken birdenbire yöne- ticinin rektörlüğu birince, bilimsel ve yönetsel gücü olan kışi de üniversiteden aynlınca Kardi- yoloji Enstitüsü içinde birtakım yönetim sorun- lan yaşanmaya başlandı. Sayın Berkarda Hoca- mız (eskı IÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkar- da) bu sorunlarla çok yakından ilgılendi, bırlik- te büyük uğraşlar verdik. Fakat çözülmesi müm- kün değildi. Enstitü çalısamaz hale geldl - Niçin münıkün değildi? ALEMDAROĞLU - Bu yönetim sorunlan yaşanırken başka sorunlar nedeniyle bazı öğre- tim üyelerinin çıkışlan venldi. Idari yargılar, vesairelerderken Kardiyoloji Enstitüsü giderek çalısamaz bir kurum haline geldi. O günün mü- dürü birkaç kez istifa etmek istedi. Ama geri çev- rildi. Derken ben rektör seçildim. Rektör olduğum günden itıbaren aynı sorun- lar yaşandı. Düşünün, Kardiyoloji Enstitüsü'nde yönetim sorunlan var, bilimsel sorunlar var, ya- ni birlikte alınan kararlann uygulanamaması yaşanıyor. Aynca Kardiyoloji Enstitüsü'nde kendi iç yö- netimine karşı sorunlar geliştikçe enstitü yöne- tilemez hale geldi. Öğretim üyesi sayısı da gi- derek artınca bu sorun daha da büyüdü. Sonuç olarak bazı kişiler üniversiteden aynlmak zorun- da kaldı; bazılan da kalp dahiliyesi ve cerrahi- siyle uğraşan hastaneler açıldıkça oralara gitti- ler. Ve Kardiyoloji Enstitüsü eski gücünü yitir- di. Bazı olaylarda güç yitirilince sorun çözmek daha da güçleşiyor. Çünkü gücünü yiriren ku- rumda başka düşünceler gelişmeye başhyor. • Prof. Dr. Alemdaroğlu, Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapatılmasıyla ilgili söylentilerin doğru olmadığını savundu. Prof. Alemdaroğlu, "Ben, Kardiyoloji Enstitüsü'nü eskisinden daha güçlü duruma getirmek için çaba gösteriyorum. Niye kapatayım? Zaten nasıl kapatınm? Bize göre, oraya zarar veren birtakım kişilerin yerlerini değiştiriyoruz. Olay bundan ibarettir" dedi. - Kardiyoloji Enstitüsü başına buyruk bir ha- le mi gelmişti? ALEMBAROĞLU- Pek öyle değil, ama yö- neticinın yöneticiliği tanınmazsa, yönetimde in- sanlar birbirlerine saygılı olmazsa, yönetimde her yapılan hareketin arkasında birtakım şeyler bekleniyorsa, herkes birbirine kuşkuyla bakar- sa hiçbir görev yapılamayacağı gibi sağlık hiz- meri hiç götürülemez. Adil bir sağlık hizmeti- nin verilmediğini, hatta vatandaşlann çoğu kez değişik biçimlerde mağdur edildiklerini gören üst yönetıciler, bu duruma mutlaka bir çare bul- mak zorundaydı. Bizim için Kardiyoloji Ensti- tüsü artık mutlaka çözülmesi gereken bir sorun yumağı haline gelmişti. Kapatılması söz konusu değil Enstitüde gerek ihalelerle, gerek satın alma- larla, gerek bilimsel işleyişle, gerek hasta bakı- mı, rutin çalışmayla ilgili her türlü önlemi al- mak da rektöre düşüyordu. Şımdi bazı kişilerin yerlerini değiştirmek zo- runda kalıyoruz. Genç, dürüst, sağlık hızmetin- de her türlü çalışmayı yapabilecek kişileri o yer- lere yerleştirdik. Iki tıp fakültesinin bu konuda- ki genç, çalışkan, özverili hocalanndan da ya- rarlanarak Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki sağlık hizmetini eski düzeyine çıkarmaya çalışıyoruz. - Kardiyoloji Enstitüsü kapaülmıyor mu? ALEMDAROĞLU-Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapatılması diye bir şey söz konusu değil. Ni- ye kapatalım? Orası 120 yataklı bir sağlık ku- Enstitü kapatdmaz.. Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nü eskisinden daha iyi hizmet veren bir sağlık kununu haline getirmek için çabaladıklaruu söyleyen Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, enstitünün kapanacağına ilişkin söylentilere yanıt olarak "Niye kapatalım? Orası 120 yataklı bir sağlık kunımu. 40 yıldır hizmet veren genel cerrah bir rektör, böyie bir kurumu niye kapatsuT diyerek yanıt verdL rumu. 40 yıldır hizmet veren genel cerrah bir rek- tör, böyle bir kurumu niye kapatsın? Kardiyo- loji Enstitüsü'yle ilgili sürekli soruşturmalar geliyordu. Böyle bir kurumun o biçimde çalışması artık mümkün değildi. O kurumda görevli bazı kişi- ler kurumun çalışmasını, sağlık hizmeti verme- sini engelliyordu. Bu kurumdan aynhp başka hastanelere gi- denler var. Kamuoyu bunlan da incelesin. Ki- min, nerelerde, ne çalışmalar yaptıklanna ba- kılsın bir kere de. Ben. Kardiyoloji Enstitü- sü'nü eskisinden daha güçlü duruma getirmek ve halkımızın ondan en üst düzeyde, adil, dü- rüst. şeffaf sağlık hizmeti alması için çaba gös- teriyorum. Ben orayı niye kapatayım? Zaten na- sıl kapatınm? Bize göre, oraya zarar veren bir- takım kişilerin yerlerini değiştiriyoruz. Olay bundan ibarettir. - Florence Nightingale Hastanesi İÜ'ye ait de- ğil nıiydi? O>sa şimdi özel hastane gibi çahşıyor. Bu nasıl olabiliyor? ALEMDAROĞLU - Tam olarak üniversite- nin malı değildi. Florence Nightingale'in bina- sı, Florence Nightingale Hastaneleri ve Okul- lan Vakfi'nın malı. Bu vakıf, örneğin, Sayın Se- mahat ArseTin başında bulunduğu ve 50'li yıl- larda kurulmuş bir vakfın malı. O binada Flo- rence Nightingaje Hemşirelik Yüksek Okulu vardı. Bu okul tÜ'nündü. Bina ise Florence Nightingale Hastaneleri ve Okullan Vakfi'na aitti. Üniversiteye kiraya ve- rilmişti. 1 Mart, 1985'teo günün rektörü Sayın Cem'i Demiroğhı vakfa bir yazı yazarak ÎÜ ola- rak o binada artık yüksekokula gereksinmedik- lerini büdirdi. Yine aynı Cem'i Demiroğlu, vakıf başkanı sıfatıyla Kardiyoloji Vakfı adına hastane yap- maküzere 1 Mart 1985'tebinayı kiraladı. Bun- lar belgelerle sabit. Iki başvurunun da aynı gün yapılmış olması ilginç değil mi? - Bunlarla ilgili davalar vardı. Onlar ne oldu? ALEMDAROĞLU - Bu davalan teker teker kaybedıyoruz. Çünkü bız davalan üniversite ola- rak izliyoruz. Karşımızdaki de vakıf olarak izliyor. Dolayı- sıyla da çok daha güçlü oluyorlar. Anlaşılan bel- h bir bütçesi oluyor. Çünkü bu kadar açık bel- gelere karşın bazı şeyleri kanıtlamakta güçlük çe- kiyoruz. Şu anda davamız temyizde. Hastanenin üniversiteye geri döndürülmesi de imkânsız değil. Türk hukuk sistemi hiçbir zaman tükenmedi. Sonuna kadar uğraşacağız. Biz ina- nıyoruz ki Türkiye'de bu yanlışın düzeltilmesi yolunda karar verecek yargıçlar vardır. O yargıç- lar bu karan verip üniversitenin olanaklanyla kurulan o hastanenin işletilmesinin üniversiteye geri döndürülmesini sağlayacaklardır. Dışkredl Nlghtingaleekavdı - Üıüversitenin olanaklan bir tarafa, üniver- sitenin öğretim üveteri de oraya gitmedi mi? ALE>1DAROĞLU - Şimdi"tartıştığımız Kar- diyoloj i Enstitüsü adına alınan 100 milyon Fran- sız Frangı değerindeki dış kredi bir şekilde Florence Nightingale Hastanesi'ne kaydınldı. Bütün bunlar belgelerle sabittir. Dış kredi İstan- bul Üniversitesi Kardiyoloji Hastanesi adınay- dı. Istanbul Üniversitesi'ne 1985'te Kardiyoloji Hastanesi diye sorulduğu zaman anlaşılan bir tek yer vardı. O da Haseki'ydi. Çünkü "kardiyoloji hastanesi" diye bir isim yoktu. Ama Hazine Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan karar böyle çıktı. Sonradan, 1986'da kardiyoloji ve hastane sözcükleri arasına bir de valafkelimesi eklenmiş. Birdenbire 1986'nınsonlannda Kar- diyoloji Vakfı Hastanesi ismi ortaya atılınca her- kes birbirine, "Burası neresi" diye sordu. Daha önceden yapılan hazırhk uyannca Floren- ce Nightingale Hastanesi'nin bugün bulunduğu bina gösterildi. Dolayısıyla Kardiyoloji Ens- tirüsü'ne çıkanlan krediyle satın alınan aletler oraya gönderildi. Belgeler mahkemededir. Bu konunun sonuna kadar izleyicisi olacağız. ÖSS taban puanlan belirlendi, tavan puanlann geçen yıla oranla düşüklüğü tüm puan türlerinde düşüşe neden oldu Gözde meslekler mühendislik ve öğretmeıılik MAHMUTGURER ANKARA - Öğrenci Seçme Sınavı sonuçla- nnın açıklanmasıyla tavan puanlann geçen se- neye göre daha düşük olması. tüm puan türle- nnde düşüşe neden oldu. ÖSS-2002'de gözde meslekler mühendislik ve öğretmenlik olurken sözel puan türünde iletişim fakülteleri. sayısal puan türünde de iktisat, işletme gibi bölümler gözden düştü. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2002-ÖSS'nin taban puanlannı belir- ledi. Sayısal puan türünde: mühendislik, mi- marlık, iktisat, işletme bölümlerinde 3'erpuan- lık, sözel puan türünde, gazetecilik, halkla iliş- kilerveradyo-televizyon bölümlerinde 1 "erpu- anlık, eşit ağu-lıklı puan türünde de hukuk, ulus- lararası ilişkiler, kamu yönetimi ve maliye bö- lümlerinde 1 "er puanlık düşüş oldu. Tüm üniversitelerin eğitim fakülteleri büyük ilgi görürken ÖSS birincilerinin geçen yıllara oranla daha az puan alması tavan puanlann düş- mesine neden oldu. Öğretmenlik bu yıl da en çok tercih edilen bölüm olurken tavan puanlannın yüksehnesi eğitim fakültelerinin puanlannı dü- şürdü. Öğretmenlik bölümleri arasında en çok tercih edilen dal bu yıl da suııf öğretmenliği ol- du. ÖSS-2002 yerleştirme sonuçlanna göre fen edebiyat fakültelerinin tüm bölümlerinde bü- da en büyük ilgiyi, bilgisayar mühendishği, ikin- ci sırada elektrüc elektronik mühendisliği gör- dü. Mimarlık bölümü ise sayısal puan türünde geçmişe oranla daha az tercüı edildi. Adaylarca en çok tercih edilen bölümlerin, •Bu yıl üniversiteye başlayacak gençler en çok öğretmenlik ve mühendisliği tercih etti. Öğretmen olmak isteyenlerin büyük bölümü sınıf öğretmenliğini, mühendis olmak isteyenlerin çoğunluğu ise bilgisayar ve elektronik mühendisliğini seçti. yük düşüş yaşandı. ÖSYM yetkilileri fen ede- biyat fakültelerindeld puan düşüşünü öğrenci- lerin gelecek kaygısı olarak nitelerken fen ede- biyat fakültelerinin puanlannın gelecek yıllar- da daha fazla düşeceğini söylediler. Üni\ersitelerin en çok tercih edilen bölümle- ri arasında öğretmenlikten sonra mühendislik fa- külteleri geldi. Mühendislik fakülteleri arasın- geçen yılki yerleştirme puanlanyla karşılaşttr- malanysa şöyle oluştu: ODTÜ eski puan yeni puan: Fizik Öğretmenliği'206.281 -205.299 tlköğretım Mat. öğrt. 201.966 - 207.988 Bilgisayar Müh. 222.498 - 219.802 Elektrik-Elektronik Müh. 222.080 - 219.185 iktisat 203.333 - 200.830 Uluslararası ilişkiler 198.563 -193.325 Ankara Üniversitesi eski puan yeni puan: Hukuk fakültesi 185.878 - 185.3İ4 Halkla ilişkiler 182.848 - 177.464 Gazetecilik 179.409- 175.192 Uluslararası ilişkiler 191.358 -186.042 Tıp Fakültesi 212.882 - 213.763 Boğaziçi Üniversitesi eski puan yeni puan: Bilgisayar Müh. 224.579 - 221.018 Elektrik elektronik Müh. 225.085 - 221.381 Makine Mühendisliği 220.693 - 216.343 Ege eski puan yeni puan: DişHekimlığı 204.928-204.417 Sınıf Öğretmenliği 173.809-178.479 Tıp Fakültesi 209.763-211.057 Hacettepe esld puan yeni puan: — = ^ _ - = . Diş Hekimliği 209.593-209.132 Tıp Fakültesi 217.479-217.094 Tıp Fakültesi (Ing.) 219.964-218.911 iktisat (Ing.) 191.259-191.027 Istanbul eski puan yeni puan: Çerrahpaşa Tıp Fak.*209.187-211.637 Hukuk Fakültesi 180.822-180.606 Sınıf Öğretmenliği 175.923-178.667 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Biraz Daha Özen... Yasa değişikliklerinin algılanmasında ve kamu- oyuna yansıtılmasında medyanın gerekli özeni gös- termediğınin örnekleri artarak sürdürülüyor. Hemen akla geliveren ilk örneklerden biri Adli Tıp Kurumu'yla ilgili yasa değişikliğı sırasında yaşandı. Yasa değiştirilirken yalnız hukuk anlayışındaki ye- niliklerin kurallaştınlması ile yetinilmemiş, Türkçeye özen gösteren bir yaklaşım da sergilenmişti. Osmanlıca "müşahede" sözcüğü bırakılmış ve yerine "gözetim" sözcüğü getirilmişti. Birkaç meslektaşımız sayesinde önce "nezaret" sözcüğünün karşılığı olan "gözaltı" sözcüğü birya- na atılarak "gözetim" sözcüğü kullanılmaya başlan- dı, sonra da yaygınlaşıverdi. Bütün uyanlara karşın hâlâ daha kullanılır oldu. Oysa aralannda dağlar kadar fark vardı. "Göze- tim" karannı verme yetkisi mahkemelerdeydi. "Gö- zetim" de hastanelerde uygulanıyordu. Gözaltı ka- ran verme yetkisi ise güvenlik kuvvetleri ile cumhu- riyet savcılanna tanınmıştı. Uygulandığı yere de "mû- teferrika" deniyordu. Yanlış uygulama, polis ve adliye haberterini de za- man zaman içinden çıkılması zor bulmacalara dö- nüştürüyor, hukuktan anlayanlann da tepkisinı çeki- yordu. • • • Son algılama yanlışı da ünlü sanatçı Sezen Ak- su'nun Efes Antik Kenti'ndeki konseri nedeniyle gün- deme getirildi. Aksu'nun seslendirdiği yaprtlar ara- sında Kürtçe sözlülere de yer vermiş olması, Avru- pa Birlıği'ne uyum yasalannın sağladığı bir gelişme olarak yansıtıldı. Acaba gerçek öyle mi? Önce Avrupa Birliği'ne uyum yasalannın ne getir- dığine bakalım. 9 Ağustos 2002 günü Resmi Gazete'de yayımla- nan 4771 sayılı yasa, konumuzla ilgili iki önemli de- ğişiklik öngörüyor: 1. Yasanın 8'inci maddesiyle radyo ve televizyon- lara konulmuş bulunan "Türkçeden başka dilleya- yınyasağı"kaldınlıyor. "Türkvatandaşlannıngünlük yaşamlannda geleneksel olarak kullandıklan farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir" hükmü getiriliyor. 2. Yasanın 11 'inci maddesi ile de "Yabancı Dil Eğitimı ve Öğretimı Yasası'nın adı 'Yabancı Dil Eği- timi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlannın Farklı Dil ve Lehçelerinin öğrenilmesi Hakkında Yasa" olarak değıştiriliyor. Içeriğinde yapılan değişiklik de şöyle be- lirlenıyor: "Bu kanunun amacı ile Türk vatandaşlannın günlükyaşamlannda geleneksel olarak kullandıkla- n farklı dil ve lehçelerinin öğreniminin tabi olacağı esaslan düzenlemektir." Yasa değişiklikleri yürüıiükte ama uygulamada de- ğil. Çünkü yasadaöngörülen yönetmeliklerhenüzçı- kanlmadı. *•• Peki Türkiye'de Kürtçe türkü söylemek, plak, ka- • set, gazete, dergi çıkarmak yasak mı? Yasaksa bu yasak yukanda içeriklerini verdiğim yasa değişikliğı ile nasıl kalkmış oldu? Yukanda andığım yasaklar, Türkiye'de kaldınlan ilk yasaklan oluşturuyor. Hem de Terörle Mücadele Ya- sası'nın 23'üncü maddesiyle ve 12 Nisan 1991 gü- nünde. Yasa değişikliği "2932 sayılı 'Türkçe'den Başka Dillerde Yapılacak Yayınlar Hakkında Yasa' yü- rürlükten kaldınlmıştır" diyor. Yasağın kaldınlışının somut örnekleri ise Basın Ya- yın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün 22 Hazi- ran 1999 günü yaptığı açıklamada yer alıyor. Verilen bilgiye göre adları ve yapımcıları da açık- ça belirtilen yayınlar konulanna göre şöyle: Dergı ve gazete: 10, Kitap: 29, Müzik kasetleri ve pazariayan plak şirketleri: 14, Sinema filmleri: 3. Türkıye'nin gerçekten çok önemli sanatçılanndan biri olan Sezen Aksu'nun, ülkemizde konuşulan her dilden yapıtları seslendirmek istediğini, 10 yıla yakın süredir bu projesinı yaşama geçirmeyi düşündüğü- nü, ama "ıç banşa zarar verme" kuşkusuyla ertele- diğıni bilenler var. Bir sanatçı olarak Aksu'yu kutlamak gerek. Ama yanlış algılama, bilgilendirme ve sanatla sa- natçıyı politika için kullanma konusunda, magazin ama- cıyla da olsa daha özenlı olmamız gerekmez mi? [email protected]. Cumhuriyetin temelleri atıldı Sıvas Kongresi'nin 83. yıldönümü HaberlVIerkeri-Cum- hurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer, Sıvas Kong- resi'nin, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı, ba- ğımsızlık savaşının ilke- lerinin saptandığı bir dö- nüm noktası olduğunu belirtti. Sezer, Sıvas Kongre- si'nin 83. >ıldönümü do- layısıyla bir mesaj ya- yımladı. Sezer mesaj ın- da, tutsaklığı kabullen- meyen Türk ulusunun tüm fertleriyle katıldığı Kurtuluş Savaşı'nın, umudun ve özlemlerin zafere dönüştüğü büyük bir kahramanlık destanı olduğunu belirtti. Sezer, "Yüce Atatürk'ün, 'Bu- rada bir milletin kurtulu- şunu hazırlayan kararlar venldi' sözü>1eönemini en iyi biçimde dile getir- diği Sıvas KongresL Cum- hurivctin temellerinin ankhğı, bağunsızfak sa- vaşının ilkelerinin sap- tandığı bir dönüm nok- tasıolaraktarihtekiyeri- ni almışür'" dedi. _ TBMM Başkanı Ömer İzgi, Sıvas Kong- resi'nde alınan kararlann yaşama geçirilmesi sa- yesinde, Türkiye'nin bu- gün demokratik, laik ve çağdaş yaşamın gerek- lerini yerine getirmekte olan bir sisteme sahip bulunduğunu belirtti. Sıvas'ta düzenlenen "*1. Uluslararası Sıvas KongresiSempozyunıu'' sonuç bildirisinde de, "Günümüzde, milli dev- letlerin tasfrveobma sûre- cinesürüldendiğibir aşa- mada, Tûrldye Cumhu- riyeti Devleti'ni kuran miIBiradenin ortaya çık- nğı Sıvas Kongresi, yeni- den önem kazanmakta- dır" denıldi. Oğlumuz EMİRCAN KAZANCI 1 yaşına bastı. Babası: Taşkın Kazancı Annesi: Asude Kazancı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle