Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EYLÛL 2002 PERŞEMBE
+
CUMHURİYET SAYFA
EGİTtM
İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK
DÜHİST
TA3IATLI
ISTANBüL
E?EN'
ABDÖLCANEAZ1
IÎN
Dl., MMi/tfUN ÇıJKtüîu ,İAHİİJİSİM frûû) Uc OfrMUl
KÜMt$
4i8t
VAtA 5>l;jiANI
ÎÜ Rektörü Prof. Alemdaroğlu, Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapatılacağına ilişkin söylentileri yalanladı:
Eskisinden iyi hizmet verecekLEYIA TAVŞANOĞLU
Istanbul Üniversitesi (IÜ) Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu Haseki Kardiyoloji Ensti-
tüsü'nün kapatılacağı yolunda uzun süredir do-
laşan söylentilen yalanla>'arak *Böyle bir şey söz
konusu değiL Orada bazı yanlış u>gulamalar
vardı. Bunlann düzeltilmesine çahşıyoruz" de-
di. Prof. Alemdaroğlu, Florence Nıghtingale
Hastanesi ve Bilezikçi Çiftliği'yle ilgili davala-
nn sürdüğünü, hukukun üstünlüğü sayesinde
üniversitenin bu davalan kazanacağına ınandı-
ğını belirtti.
IÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'yla
makamında yaptığımız görüşme sorulu yanıtlı
şöyle gelişti:
- Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapaülacağı ha-
berierinedddi tepkikr var. Kardiyoloji Enstirü-
sü gerçekten kapaulacak nu?
ALEMDAROĞLU-Kardıyoloji Enstitüsüyıl-
lar önce. o zaman İstanbul Belediyesi'ne aıt olan
Haseki Hastanesi 'nde kurulmuştu. Döneminyö-
neticileri Boğaz'daki birarazimizle Haseki Has-
tanesi'nin küçük bir parçası olan Kardiyoloji
Enstitüsü'nü takas ederek burasını üniversite-
mizin bir birimi halıne dönüştürmüşler. Bugün
120 yataklı bir sağlık kurumumuz var.
Üniversitenin Kardiyoloji Enstitüsü olması
amaçlanan bu bırim zamanla, giderek bir kalp
hastanesine dönüşmüş. Buradaki çalışmalar bir
dönem gayet düzenli giderken birdenbire yöne-
ticinin rektörlüğu birince, bilimsel ve yönetsel
gücü olan kışi de üniversiteden aynlınca Kardi-
yoloji Enstitüsü içinde birtakım yönetim sorun-
lan yaşanmaya başlandı. Sayın Berkarda Hoca-
mız (eskı IÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkar-
da) bu sorunlarla çok yakından ilgılendi, bırlik-
te büyük uğraşlar verdik. Fakat çözülmesi müm-
kün değildi.
Enstitü çalısamaz hale geldl
- Niçin münıkün değildi?
ALEMDAROĞLU - Bu yönetim sorunlan
yaşanırken başka sorunlar nedeniyle bazı öğre-
tim üyelerinin çıkışlan venldi. Idari yargılar,
vesairelerderken Kardiyoloji Enstitüsü giderek
çalısamaz bir kurum haline geldi. O günün mü-
dürü birkaç kez istifa etmek istedi. Ama geri çev-
rildi. Derken ben rektör seçildim.
Rektör olduğum günden itıbaren aynı sorun-
lar yaşandı. Düşünün, Kardiyoloji Enstitüsü'nde
yönetim sorunlan var, bilimsel sorunlar var, ya-
ni birlikte alınan kararlann uygulanamaması
yaşanıyor.
Aynca Kardiyoloji Enstitüsü'nde kendi iç yö-
netimine karşı sorunlar geliştikçe enstitü yöne-
tilemez hale geldi. Öğretim üyesi sayısı da gi-
derek artınca bu sorun daha da büyüdü. Sonuç
olarak bazı kişiler üniversiteden aynlmak zorun-
da kaldı; bazılan da kalp dahiliyesi ve cerrahi-
siyle uğraşan hastaneler açıldıkça oralara gitti-
ler. Ve Kardiyoloji Enstitüsü eski gücünü yitir-
di. Bazı olaylarda güç yitirilince sorun çözmek
daha da güçleşiyor. Çünkü gücünü yiriren ku-
rumda başka düşünceler gelişmeye başhyor.
• Prof. Dr. Alemdaroğlu, Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nün
kapatılmasıyla ilgili söylentilerin doğru olmadığını savundu. Prof.
Alemdaroğlu, "Ben, Kardiyoloji Enstitüsü'nü eskisinden daha güçlü
duruma getirmek için çaba gösteriyorum. Niye kapatayım? Zaten
nasıl kapatınm? Bize göre, oraya zarar veren birtakım kişilerin
yerlerini değiştiriyoruz. Olay bundan ibarettir" dedi.
- Kardiyoloji Enstitüsü başına buyruk bir ha-
le mi gelmişti?
ALEMBAROĞLU- Pek öyle değil, ama yö-
neticinın yöneticiliği tanınmazsa, yönetimde in-
sanlar birbirlerine saygılı olmazsa, yönetimde
her yapılan hareketin arkasında birtakım şeyler
bekleniyorsa, herkes birbirine kuşkuyla bakar-
sa hiçbir görev yapılamayacağı gibi sağlık hiz-
meri hiç götürülemez. Adil bir sağlık hizmeti-
nin verilmediğini, hatta vatandaşlann çoğu kez
değişik biçimlerde mağdur edildiklerini gören
üst yönetıciler, bu duruma mutlaka bir çare bul-
mak zorundaydı. Bizim için Kardiyoloji Ensti-
tüsü artık mutlaka çözülmesi gereken bir sorun
yumağı haline gelmişti.
Kapatılması söz konusu değil
Enstitüde gerek ihalelerle, gerek satın alma-
larla, gerek bilimsel işleyişle, gerek hasta bakı-
mı, rutin çalışmayla ilgili her türlü önlemi al-
mak da rektöre düşüyordu.
Şımdi bazı kişilerin yerlerini değiştirmek zo-
runda kalıyoruz. Genç, dürüst, sağlık hızmetin-
de her türlü çalışmayı yapabilecek kişileri o yer-
lere yerleştirdik. Iki tıp fakültesinin bu konuda-
ki genç, çalışkan, özverili hocalanndan da ya-
rarlanarak Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki sağlık
hizmetini eski düzeyine çıkarmaya çalışıyoruz.
- Kardiyoloji Enstitüsü kapaülmıyor mu?
ALEMDAROĞLU-Kardiyoloji Enstitüsü'nün
kapatılması diye bir şey söz konusu değil. Ni-
ye kapatalım? Orası 120 yataklı bir sağlık ku-
Enstitü
kapatdmaz..
Haseki Kardiyoloji
Enstitüsü'nü eskisinden
daha iyi hizmet veren
bir sağlık kununu
haline getirmek için
çabaladıklaruu söyleyen
Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu,
enstitünün
kapanacağına ilişkin
söylentilere yanıt olarak
"Niye kapatalım? Orası
120 yataklı bir sağlık
kunımu. 40 yıldır
hizmet veren genel
cerrah bir rektör, böyie
bir kurumu niye
kapatsuT diyerek yanıt
verdL
rumu. 40 yıldır hizmet veren genel cerrah bir rek-
tör, böyle bir kurumu niye kapatsın? Kardiyo-
loji Enstitüsü'yle ilgili sürekli soruşturmalar
geliyordu.
Böyle bir kurumun o biçimde çalışması artık
mümkün değildi. O kurumda görevli bazı kişi-
ler kurumun çalışmasını, sağlık hizmeti verme-
sini engelliyordu.
Bu kurumdan aynhp başka hastanelere gi-
denler var. Kamuoyu bunlan da incelesin. Ki-
min, nerelerde, ne çalışmalar yaptıklanna ba-
kılsın bir kere de. Ben. Kardiyoloji Enstitü-
sü'nü eskisinden daha güçlü duruma getirmek
ve halkımızın ondan en üst düzeyde, adil, dü-
rüst. şeffaf sağlık hizmeti alması için çaba gös-
teriyorum. Ben orayı niye kapatayım? Zaten na-
sıl kapatınm? Bize göre, oraya zarar veren bir-
takım kişilerin yerlerini değiştiriyoruz. Olay
bundan ibarettir.
- Florence Nightingale Hastanesi İÜ'ye ait de-
ğil nıiydi? O>sa şimdi özel hastane gibi çahşıyor.
Bu nasıl olabiliyor?
ALEMDAROĞLU - Tam olarak üniversite-
nin malı değildi. Florence Nightingale'in bina-
sı, Florence Nightingale Hastaneleri ve Okul-
lan Vakfi'nın malı. Bu vakıf, örneğin, Sayın Se-
mahat ArseTin başında bulunduğu ve 50'li yıl-
larda kurulmuş bir vakfın malı. O binada Flo-
rence Nightingaje Hemşirelik Yüksek Okulu
vardı. Bu okul tÜ'nündü.
Bina ise Florence Nightingale Hastaneleri ve
Okullan Vakfi'na aitti. Üniversiteye kiraya ve-
rilmişti. 1 Mart, 1985'teo günün rektörü Sayın
Cem'i Demiroğhı vakfa bir yazı yazarak ÎÜ ola-
rak o binada artık yüksekokula gereksinmedik-
lerini büdirdi.
Yine aynı Cem'i Demiroğlu, vakıf başkanı
sıfatıyla Kardiyoloji Vakfı adına hastane yap-
maküzere 1 Mart 1985'tebinayı kiraladı. Bun-
lar belgelerle sabit. Iki başvurunun da aynı gün
yapılmış olması ilginç değil mi?
- Bunlarla ilgili davalar vardı. Onlar ne oldu?
ALEMDAROĞLU - Bu davalan teker teker
kaybedıyoruz. Çünkü bız davalan üniversite ola-
rak izliyoruz.
Karşımızdaki de vakıf olarak izliyor. Dolayı-
sıyla da çok daha güçlü oluyorlar. Anlaşılan bel-
h bir bütçesi oluyor. Çünkü bu kadar açık bel-
gelere karşın bazı şeyleri kanıtlamakta güçlük çe-
kiyoruz. Şu anda davamız temyizde.
Hastanenin üniversiteye geri döndürülmesi de
imkânsız değil. Türk hukuk sistemi hiçbir zaman
tükenmedi. Sonuna kadar uğraşacağız. Biz ina-
nıyoruz ki Türkiye'de bu yanlışın düzeltilmesi
yolunda karar verecek yargıçlar vardır. O yargıç-
lar bu karan verip üniversitenin olanaklanyla
kurulan o hastanenin işletilmesinin üniversiteye
geri döndürülmesini sağlayacaklardır.
Dışkredl Nlghtingaleekavdı
- Üıüversitenin olanaklan bir tarafa, üniver-
sitenin öğretim üveteri de oraya gitmedi mi?
ALE>1DAROĞLU - Şimdi"tartıştığımız Kar-
diyoloj i Enstitüsü adına alınan 100 milyon Fran-
sız Frangı değerindeki dış kredi bir şekilde
Florence Nightingale Hastanesi'ne kaydınldı.
Bütün bunlar belgelerle sabittir. Dış kredi İstan-
bul Üniversitesi Kardiyoloji Hastanesi adınay-
dı. Istanbul Üniversitesi'ne 1985'te Kardiyoloji
Hastanesi diye sorulduğu zaman anlaşılan bir tek
yer vardı. O da Haseki'ydi.
Çünkü "kardiyoloji hastanesi" diye bir isim
yoktu. Ama Hazine Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan
karar böyle çıktı. Sonradan, 1986'da kardiyoloji
ve hastane sözcükleri arasına bir de valafkelimesi
eklenmiş. Birdenbire 1986'nınsonlannda Kar-
diyoloji Vakfı Hastanesi ismi ortaya atılınca her-
kes birbirine, "Burası neresi" diye sordu.
Daha önceden yapılan hazırhk uyannca Floren-
ce Nightingale Hastanesi'nin bugün bulunduğu
bina gösterildi. Dolayısıyla Kardiyoloji Ens-
tirüsü'ne çıkanlan krediyle satın alınan aletler
oraya gönderildi. Belgeler mahkemededir. Bu
konunun sonuna kadar izleyicisi olacağız.
ÖSS taban puanlan belirlendi, tavan puanlann geçen yıla oranla düşüklüğü tüm puan türlerinde düşüşe neden oldu
Gözde meslekler mühendislik ve öğretmeıılik
MAHMUTGURER
ANKARA - Öğrenci Seçme Sınavı sonuçla-
nnın açıklanmasıyla tavan puanlann geçen se-
neye göre daha düşük olması. tüm puan türle-
nnde düşüşe neden oldu. ÖSS-2002'de gözde
meslekler mühendislik ve öğretmenlik olurken
sözel puan türünde iletişim fakülteleri. sayısal
puan türünde de iktisat, işletme gibi bölümler
gözden düştü.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM), 2002-ÖSS'nin taban puanlannı belir-
ledi. Sayısal puan türünde: mühendislik, mi-
marlık, iktisat, işletme bölümlerinde 3'erpuan-
lık, sözel puan türünde, gazetecilik, halkla iliş-
kilerveradyo-televizyon bölümlerinde 1 "erpu-
anlık, eşit ağu-lıklı puan türünde de hukuk, ulus-
lararası ilişkiler, kamu yönetimi ve maliye bö-
lümlerinde 1 "er puanlık düşüş oldu.
Tüm üniversitelerin eğitim fakülteleri büyük
ilgi görürken ÖSS birincilerinin geçen yıllara
oranla daha az puan alması tavan puanlann düş-
mesine neden oldu. Öğretmenlik bu yıl da en çok
tercih edilen bölüm olurken tavan puanlannın
yüksehnesi eğitim fakültelerinin puanlannı dü-
şürdü. Öğretmenlik bölümleri arasında en çok
tercih edilen dal bu yıl da suııf öğretmenliği ol-
du. ÖSS-2002 yerleştirme sonuçlanna göre fen
edebiyat fakültelerinin tüm bölümlerinde bü-
da en büyük ilgiyi, bilgisayar mühendishği, ikin-
ci sırada elektrüc elektronik mühendisliği gör-
dü. Mimarlık bölümü ise sayısal puan türünde
geçmişe oranla daha az tercüı edildi.
Adaylarca en çok tercih edilen bölümlerin,
•Bu yıl üniversiteye başlayacak
gençler en çok öğretmenlik ve
mühendisliği tercih etti. Öğretmen
olmak isteyenlerin büyük bölümü sınıf
öğretmenliğini, mühendis olmak
isteyenlerin çoğunluğu ise bilgisayar ve
elektronik mühendisliğini seçti.
yük düşüş yaşandı. ÖSYM yetkilileri fen ede-
biyat fakültelerindeld puan düşüşünü öğrenci-
lerin gelecek kaygısı olarak nitelerken fen ede-
biyat fakültelerinin puanlannın gelecek yıllar-
da daha fazla düşeceğini söylediler.
Üni\ersitelerin en çok tercih edilen bölümle-
ri arasında öğretmenlikten sonra mühendislik fa-
külteleri geldi. Mühendislik fakülteleri arasın-
geçen yılki yerleştirme puanlanyla karşılaşttr-
malanysa şöyle oluştu:
ODTÜ eski puan yeni puan:
Fizik Öğretmenliği'206.281 -205.299
tlköğretım Mat. öğrt. 201.966 - 207.988
Bilgisayar Müh. 222.498 - 219.802
Elektrik-Elektronik Müh. 222.080 - 219.185
iktisat 203.333 - 200.830
Uluslararası ilişkiler 198.563 -193.325
Ankara Üniversitesi eski puan yeni puan:
Hukuk fakültesi 185.878 - 185.3İ4
Halkla ilişkiler 182.848 - 177.464
Gazetecilik 179.409- 175.192
Uluslararası ilişkiler 191.358 -186.042
Tıp Fakültesi 212.882 - 213.763
Boğaziçi Üniversitesi eski puan yeni puan:
Bilgisayar Müh. 224.579 - 221.018
Elektrik elektronik Müh. 225.085 - 221.381
Makine Mühendisliği 220.693 - 216.343
Ege eski puan yeni puan:
DişHekimlığı 204.928-204.417
Sınıf Öğretmenliği 173.809-178.479
Tıp Fakültesi 209.763-211.057
Hacettepe esld puan yeni puan: — = ^ _ - = .
Diş Hekimliği 209.593-209.132
Tıp Fakültesi 217.479-217.094
Tıp Fakültesi (Ing.) 219.964-218.911
iktisat (Ing.) 191.259-191.027
Istanbul eski puan yeni puan:
Çerrahpaşa Tıp Fak.*209.187-211.637
Hukuk Fakültesi 180.822-180.606
Sınıf Öğretmenliği 175.923-178.667
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Biraz Daha Özen...
Yasa değişikliklerinin algılanmasında ve kamu-
oyuna yansıtılmasında medyanın gerekli özeni gös-
termediğınin örnekleri artarak sürdürülüyor.
Hemen akla geliveren ilk örneklerden biri Adli Tıp
Kurumu'yla ilgili yasa değişikliğı sırasında yaşandı.
Yasa değiştirilirken yalnız hukuk anlayışındaki ye-
niliklerin kurallaştınlması ile yetinilmemiş, Türkçeye
özen gösteren bir yaklaşım da sergilenmişti.
Osmanlıca "müşahede" sözcüğü bırakılmış ve
yerine "gözetim" sözcüğü getirilmişti.
Birkaç meslektaşımız sayesinde önce "nezaret"
sözcüğünün karşılığı olan "gözaltı" sözcüğü birya-
na atılarak "gözetim" sözcüğü kullanılmaya başlan-
dı, sonra da yaygınlaşıverdi. Bütün uyanlara karşın
hâlâ daha kullanılır oldu.
Oysa aralannda dağlar kadar fark vardı. "Göze-
tim" karannı verme yetkisi mahkemelerdeydi. "Gö-
zetim" de hastanelerde uygulanıyordu. Gözaltı ka-
ran verme yetkisi ise güvenlik kuvvetleri ile cumhu-
riyet savcılanna tanınmıştı. Uygulandığı yere de "mû-
teferrika" deniyordu.
Yanlış uygulama, polis ve adliye haberterini de za-
man zaman içinden çıkılması zor bulmacalara dö-
nüştürüyor, hukuktan anlayanlann da tepkisinı çeki-
yordu.
• • •
Son algılama yanlışı da ünlü sanatçı Sezen Ak-
su'nun Efes Antik Kenti'ndeki konseri nedeniyle gün-
deme getirildi. Aksu'nun seslendirdiği yaprtlar ara-
sında Kürtçe sözlülere de yer vermiş olması, Avru-
pa Birlıği'ne uyum yasalannın sağladığı bir gelişme
olarak yansıtıldı.
Acaba gerçek öyle mi?
Önce Avrupa Birliği'ne uyum yasalannın ne getir-
dığine bakalım.
9 Ağustos 2002 günü Resmi Gazete'de yayımla-
nan 4771 sayılı yasa, konumuzla ilgili iki önemli de-
ğişiklik öngörüyor:
1. Yasanın 8'inci maddesiyle radyo ve televizyon-
lara konulmuş bulunan "Türkçeden başka dilleya-
yınyasağı"kaldınlıyor. "Türkvatandaşlannıngünlük
yaşamlannda geleneksel olarak kullandıklan farklı dil
ve lehçelerde de yayın yapılabilir" hükmü getiriliyor.
2. Yasanın 11 'inci maddesi ile de "Yabancı Dil
Eğitimı ve Öğretimı Yasası'nın adı 'Yabancı Dil Eği-
timi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlannın Farklı Dil
ve Lehçelerinin öğrenilmesi Hakkında Yasa" olarak
değıştiriliyor. Içeriğinde yapılan değişiklik de şöyle be-
lirlenıyor:
"Bu kanunun amacı ile Türk vatandaşlannın
günlükyaşamlannda geleneksel olarak kullandıkla-
n farklı dil ve lehçelerinin öğreniminin tabi olacağı
esaslan düzenlemektir."
Yasa değişiklikleri yürüıiükte ama uygulamada de-
ğil. Çünkü yasadaöngörülen yönetmeliklerhenüzçı-
kanlmadı.
*••
Peki Türkiye'de Kürtçe türkü söylemek, plak, ka- •
set, gazete, dergi çıkarmak yasak mı? Yasaksa bu
yasak yukanda içeriklerini verdiğim yasa değişikliğı
ile nasıl kalkmış oldu?
Yukanda andığım yasaklar, Türkiye'de kaldınlan ilk
yasaklan oluşturuyor. Hem de Terörle Mücadele Ya-
sası'nın 23'üncü maddesiyle ve 12 Nisan 1991 gü-
nünde. Yasa değişikliği "2932 sayılı 'Türkçe'den
Başka Dillerde Yapılacak Yayınlar Hakkında Yasa' yü-
rürlükten kaldınlmıştır" diyor.
Yasağın kaldınlışının somut örnekleri ise Basın Ya-
yın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün 22 Hazi-
ran 1999 günü yaptığı açıklamada yer alıyor.
Verilen bilgiye göre adları ve yapımcıları da açık-
ça belirtilen yayınlar konulanna göre şöyle:
Dergı ve gazete: 10, Kitap: 29, Müzik kasetleri ve
pazariayan plak şirketleri: 14, Sinema filmleri: 3.
Türkıye'nin gerçekten çok önemli sanatçılanndan
biri olan Sezen Aksu'nun, ülkemizde konuşulan her
dilden yapıtları seslendirmek istediğini, 10 yıla yakın
süredir bu projesinı yaşama geçirmeyi düşündüğü-
nü, ama "ıç banşa zarar verme" kuşkusuyla ertele-
diğıni bilenler var.
Bir sanatçı olarak Aksu'yu kutlamak gerek.
Ama yanlış algılama, bilgilendirme ve sanatla sa-
natçıyı politika için kullanma konusunda, magazin ama-
cıyla da olsa daha özenlı olmamız gerekmez mi?
oerinc@cumhuriyet.com.tr.
Cumhuriyetin temelleri atıldı
Sıvas Kongresi'nin
83. yıldönümü
HaberlVIerkeri-Cum-
hurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, Sıvas Kong-
resi'nin, Cumhuriyetin
temellerinin atıldığı, ba-
ğımsızlık savaşının ilke-
lerinin saptandığı bir dö-
nüm noktası olduğunu
belirtti.
Sezer, Sıvas Kongre-
si'nin 83. >ıldönümü do-
layısıyla bir mesaj ya-
yımladı. Sezer mesaj ın-
da, tutsaklığı kabullen-
meyen Türk ulusunun
tüm fertleriyle katıldığı
Kurtuluş Savaşı'nın,
umudun ve özlemlerin
zafere dönüştüğü büyük
bir kahramanlık destanı
olduğunu belirtti. Sezer,
"Yüce Atatürk'ün, 'Bu-
rada bir milletin kurtulu-
şunu hazırlayan kararlar
venldi' sözü>1eönemini
en iyi biçimde dile getir-
diği Sıvas KongresL Cum-
hurivctin temellerinin
ankhğı, bağunsızfak sa-
vaşının ilkelerinin sap-
tandığı bir dönüm nok-
tasıolaraktarihtekiyeri-
ni almışür'" dedi.
_ TBMM Başkanı
Ömer İzgi, Sıvas Kong-
resi'nde alınan kararlann
yaşama geçirilmesi sa-
yesinde, Türkiye'nin bu-
gün demokratik, laik ve
çağdaş yaşamın gerek-
lerini yerine getirmekte
olan bir sisteme sahip
bulunduğunu belirtti.
Sıvas'ta düzenlenen
"*1. Uluslararası Sıvas
KongresiSempozyunıu''
sonuç bildirisinde de,
"Günümüzde, milli dev-
letlerin tasfrveobma sûre-
cinesürüldendiğibir aşa-
mada, Tûrldye Cumhu-
riyeti Devleti'ni kuran
miIBiradenin ortaya çık-
nğı Sıvas Kongresi, yeni-
den önem kazanmakta-
dır" denıldi.
Oğlumuz
EMİRCAN KAZANCI
1 yaşına bastı.
Babası: Taşkın Kazancı
Annesi: Asude Kazancı