11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLUL 2002 CUMA HABERLER Bayfcarı Sezer'e şlcâyet etti • ANKARA(ANKA)- CHP'den aday adayı olan, ancak genel merkez tarafindan listelere aluımayan eski CHP genel sekreterlerinden Ertuğrul Günay, Cumhurbaşkanı Sezer'e bir mektup yazarak şikâyetçi oldu. "Yurttaş" ımzası ile yazdığı mektubu Sezer'e ileten Günay, siyasi partilerin iç yapılannı, lider ve genel merkez egemenliğini eleştirdi. Günay, bu uygulamalann TBMM'nin oluşumunda ve bö'ylelikle egemenliğin kullanımında kişiye ve zümreye imtiyaz tanuıması niteligi taşıdığuıı kaydetti. YSK 'cep'e dokunamıyor • ANKARA (ANKA) - Yüksek Seçim Kurulu (YSK), siyasi partilerin cep telefonundan mesaj göndererek yaptığı seçim propagandasına kanşamayacak. Edinilen bilgiye göre, YSK konu ile ilgili bazı girişimlerde bulunarak siyasi partilerin cep telefonu ve internet üzerinden yaptığı seçim propagandalannın denetlenmesini istedi. Ancak YSK'nin bu girişimi, yasalarda yeterli düzenlemenin olmaması nedeniyle sonuçsuz kaldı. YSK'de bu durum, "YSK, teknolojiye hazırlıksız yakalandı" diye yorumlandı. Klasik müzikte kutlanacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Preveze Deniz ,Zaferi'nin464. yıldönümü bu yıl, klasik müzik konserleriyle kutlanacak. Preveze Deniz Zaferi'nin 464. yıldönümü ve deniz kuvvetlen günü bugün Bilkent Senfoni Orkestrası, Deniz Kuvvetlen Komutanlığı Bandosu ve TRT Çoksesli Korosu'nca verilecek klasik müzik konserleriyle kutlanacak. Konser ve kutlamalara Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün dışında kuvvet komutanlan ve Türk Silahlı Kuvvetlen mensuplan ve yabancı ülkelerin askeri temsilcileri de katılacak. Siyasilere uyarı • tstanbulHaber Servisi - Doğayla Banş Derneği Başkanı Yüksel Üstün, yaptığı yazılı açıklamada, siyasi partileri seçim kampanyalannı çevreyi kirletmeyecek şekilde yapmalan konusunda uyardı. însanlann asılan bayraklara bakarak hiçbir partiye oy vermeyeceğini söyleyen Üstün, kamuoyunu bu tür kampanyalara tepki göstermeye çağırdıklannı belirtti. CHP adayı Tamaylıgil • Istanbul Haber Servisi -CHP'ninIstanbul2. bölge milletvekili adayı Bihlun Tamaylıgil, iş dünyasının kazandırdığı tecrübeler sayesinde oluşturacağı projelerin, ülkenin yaşadığı ekonomik krizleri aşmada yardımcı olabileceğini belirtti. Finans ve turizm sektöründe uzun yıllar yöneticilik yapan Tamaylıgil, sivil toplum örgütlerinde kadın, sağlık ve çocuk eğitimi konulanndaki tecrübelerini TBMM'ye taşımayı amaçladığını savundu. CHP İstanbul milletvekili adayı Öymen, Türkiye gücünün farkına varmalı' dedi Kararlı ve güçlü irade şart BIRBAKIMA BARIŞ DOSTER CHP îstanbul mılletvekili adayı, emekli büyükelçi Onur Öymen, hiçbir ülkenin Tür- kiye'yi göz ardı etmeyi, hafi- fe almayı, küçük görmeyi gö- ze alamayacağını vurgulaya- rak "Türİdye, gücünün farkı- na varmah. Önemli olan, ulu- sal pofitikalann siyasüerce güç- lü, kararb, ccsur şekilde savu- nulması. Biz Atatürk'ten böy- le ögrendik" dedi. Ülkemizin en nitelikli kad- rolannın CHP'de bulunduğu- nu söyleyen Öymen, Türki- ye'nin dış politikada çok önemli kararlann eşiğinde ol- duğuna dikkat çekti. Saygın Türk diptomasisi Dışişleri Bakanlığı'ndan emekli olduktan sonra, CHP'nin istanbul 2. bölge, 8. sıradan milletvekili adayı olan Oymen, Türk diplomasisinin, dünyanın en saygın, nitelikli ve köklü diplomasilerinden biri olduğunu belirterek "Ama teknik düzeyin bir saun var- dır. Önemli kararlar. siyasi dü- zeyde ahnır. Ne jazık ki, pek çok diplomatik meselede, ül- kemizin siyasi düzeyde ağırb- ğını yeterince hissettirdiğini söyieyemeyiz. Türkiye, son dö- nemde, sadece savunmada ka- fap dayak yememeye çahşan birboksörgörüntüsü vmfi" di- ye konuştu. Dışişleri Bakanlığı Müste- şarlığı yaptığı 2.5 yıl boyun- ca, 6 hükümetle çahştığmı di- le getiren Oymen, "Ulusalko- a'HP'nin İstanbul 2. bölge, 8. sıradan milletvekili adayı Öymen, Türkiye'nin dış politikada önemli kararlann eşiğinde olduğunu söyledi. 'Ne yazık ki, pek çok diplomatik meselede, ülkemizin siyasi düzeyde ağırhğını yeterince hissettirdiğini söyieyemeyiz' diyen Onur Öymen, Türkiye'nin son dönemde, yalnızca savunmada kalıp dayak yememeye çahşan bir boksör görüntüsü verdiğini dile getirdi. nularda, tüm partilerin, ade- ta tek partiymişçesine biıük- te davranması gerekir. Önü- müzde, Avrupa Birhği, Kuzey Irak, Kıbns, Ege gibi çok önemti konular var. Bunlara hazn* olmaflyız" dedi. Uluslararası hukuk ihlali AB'nin, Güney Kıbns Rum Kesimi'nin tam üyeliği konu- sunda, uluslararası hukuku ih- lal ettiğinin altını çizen Öy- men, Türkiye'nin meşru gör- mediği ve tanımadığı bu ülke- nin AB'ye üye olması duru- munda, Türkiye'nin üyeliği- nin önüne yeni bir engelin da- ha çıkacağını vurguladı. "Kıbnsh Rumlann, AB'ye bizden önce üye obnalarmı ön- lemek lazım. Türkiye bu konu- da daha kararlı olmalT diyen Oymen, dış pohtikaya ağırlı- ğını koyamayan bir devletin, dünyada etkinliğinin azaldı- ğını anlattı. Öymen, Türki- ye'nin Irak'ta banşı korumak için, aktif bir dış politika iz- lemesi gerektiğine işaret ede- rek "Türkiye, mudaka hesa- ba kanlnıası gereken bir ülke- dir. Türkiye, göz ardı edilebi- lecek, 2. sınıf bir ülke değüdir. Çünkü Türkiye, devlet olarak ağırnğını koyarsa, istediğini ahr" diye konuştu. AB'nin, diğer aday ülkele- re yaptığı muamele ile Türki- ye'ye yaptığı muamelenin çok farklı olduğunu ifade eden Öymen, Türkiye'nin, öteki aday ülkelerin yararlandığı pek çok programdan yarar- İanmadığını, 35 yıldır aldığı mali yardımın da 1.5 milyar Euro olduğunu belirtti. Oymen, Türkiye'nin Güm- rük Birliği'ne girişinin, AB ile karşılıklı taahhütlere da- yandığını vurgulayarak "Tür- kiye, sözünü tuttu, gümrükle- rini indirdi. Ama, AB sözün- de durmadı,yapmasıgereken- leriyapmadLFakat, bu çarpık- hk bizde pek dikkate aluınu- yor. Kamuoyunda geneDUde Türkiye'nineksUderiöneçıka- nhyor. Hiçbirülke kendine bu kadar zulmetmez, kendini bu kadarsuçlu,haksız,hatah gör- mez. Bu durum, Türk ulusu- nun özgüvenini kırdı" dedi. Atatürk'fin yapnğı gibi Dış politikada işın özünün, gerektiğinde mücadele ede- rek gerektiğinde esnek ola- rak, ulusal çıkarlan korumak olduğunu söyleyen Öymen, Türkiye'nin asıl sorununun, kötü yönetilmek olduğunu di- le getirdi. Aynen Atatürk'ün ve Ismet Inönü'nün yaptığı gibi, en iyi isimleri, politika- ya ve bürokrasiye taşımak ge- rektiğini ifade eden Öymen şöyle devam etti: "Türkhe en nitelikli kadro- lannı, en iyi yerlere getirmelL Önümüzdeki dönemin öncefk- leridış politika vıe ekonomi ola- cak. Gücümüzün farkına va- np bonu başkaianna da his- settirmenyiz. Yabancı ülkele- ri rahatsız eden, bir ülkenin zayrfhğı değU, gücüdür." Mül adayıDSP Antalya 13. ara mifletvekifi adayı Abdunah Gül, 28 yıkür finnlarda hamaflık yapıyor. 49 yaşmdaki Gül'ün ayhk kazana 270 miryon lirayı aşmıyor. Adaynk ücretmin, parn'de toplanan bağışlarla ödendiğıni anlatan Gül, 'Partiü arkadaşlar aday obnamda ısrar edince kabul ettim. Kaçuıcı sırada olduğumun önemi yok' diyor. Gül, TBMM'de kendisi gibi düşük geUr grubundan insanlann da yer ahnası gerektiğine dikkat çekiyor. tki çocukbabası Gül, DSP'nin Antalya 13. sıra miDetv^kfli adavL Gül, 28 \ikfarfinnlardaun çuvah taşıyor. (AA) Prof. Dr. Yılmaz Esmer: Seçimi erteletme çalışmalan inandıncı değil Oyundan sonra kural değişmez İstanbul Haber Servisi- Bo- ğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, siyasetbilimci Prof. Dr. Yılmaz Esmer, yüzde 10 olan seçim barajının yüksek oldu- ğunu, ideal oranın yüzde 5 ol- duğunu söyledi. "1983'ten beri>ıizde 10 ba- ran\1a seçimegirenve seçim ka- ran alan pariamenterlerin. bu oranı aniden yüksek bulmala- n, tek kelimeyie aym oluyor" diyen Prof. Dr. Esmer, doğru- yu, doğru zamanda söylemek gerektiğini belirtti. TBMM'deki kimi partilerin ve siyasetçile- rin, "farkh gerekçelerle de oba" seçimi ertelet- meye çalışmalarının inandıncı olmadığına dikkat çeken Esmer, "Akbnız neredeydi diye sorariar insana. Kaldı ki,oyun başbdridan son- ra kural değişmez'' dedi. Adaletten ödûn veriHyor Yönetimde istikrar adma, temsilde adaletten, çok fazla ödün verildiğini, buna karşın istikrann da sağlanamadığıru vurgulayan Esmer, "Önemli olan toplumsal yapKur. Eğer yapıçok bölünmüşiseseçim sis- temi, kolay koiay tutkal işlevi görmez" diye konuştu. Esmer, dar bölge sisteminin de çok sakıncalı sonuçlar do- guracağına işaret etti ve bu sis- temde istikrann çok ciddi dar- be alacağını. parti disiplininin ortadan kalkacağını, alt kim- liklerin, tarikat, cemaat ilişki- lerinin, sermaye gruplannuı, yerel dayanışma ağlannın öne çıkacağını ifade etti. Esmer, "Küçücük bir böl- gede ojiann yüzde 51 'ini alan TBMM'ye giderse, tek yapa- cağı şey, gelecek seçimlerde de viizde 51 almayı güvence aln- naalmakolur" diyerek seçim yaşadı, ama yasaklananlar cumhurbaşkanı, başbakan ol- du. Yasaklanan kişilerin, uzun sürepolitika dışında kaldığı da görüimedL Yasaklann demok- rasinin genşünini ve ülke ima- jını da ohunsuz etkilediği unu- tuimamalı" dedi. Almanya'daid anketkr Almanya'daki anketlerin. se- çim sonuçlannı çok küçük ha- ta paylanyla tahmin etmesine de değinen Esmer, tüm anket- • Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer,' 1983'ten beri yüzde 10 barajıyla seçime giren ve seçim karan alan pariamenterlerin, bu oranı aniden yüksek bulmalan, tek kelimeyie ayıp oluyor' dedi. Esmer, doğruyu, doğru zamanda söylemek gerektiğine dikkat çekti. sıstemiyle oynamanın ve ya- saklann asla amacına ulaşma- dığını ifade etti. Şiddet içermeyen ve şiddet önermeyen fikirlerin, düşün- ce düzeyinde kaldıklan süre- ce yasaklanmasuıa karşı oldu- ğunu vurgulayan Esmer, "Si- yasi tarihürniz,yasaklann ama- cma ulaşmad^nu,aksineyasak- lanan kişinin mağdur ve maz- lum olarak algılanması nede- niyle, ona yaradığuıı gösteri- yor. Türkrve bu yasaklan çok lerin yanılma ihtimali olduğu- nu, en düzgün yapılan anketin bile bu olasılıkla karşı karşı- ya bulunduğunu vnrgulayarak "Ama üst üste 3 kez de yanıl- mamab" dedi. Esmer, sorulara yanıt ver- meyenlerin, kararsızlann ve araştırma dışı kalanların dav- ranışlanyla ilgili modellerin ülkemizde eksik olduğunun altını çizerek "En ciddi araş- ormalarda bile bu durum, cid- di sapmalara neden olabiliyor'' diye konuştu. Siyaset bilimci Aydm Cmgı da ülkemizdeki anketlerin ba- zılannda hata paylannın yük- sek olmasuıuı hem araştırma kuruluşlanndan, hem de ör- neklem kitlesinden kaynaklan- dığını vurguladı. "Kimi araşOrma şirketleri geri teknoloji kullanıyor,anke- törlerini yeterince eğitip bilgi- lendirmhor.örneklem kitknin saptanmasında başansız olu- yor ve yorumlardaki esneme paylannı, anket sipari- şini veren kurum lehi- ne kuDanıyorlar" diyen Cıngı, anket sorulannı yanıtlayanlann da ki- mi zaman tercihlerini gizlediklerini, oy ver- meyecekleri bir parti- nin admı verdiklerini ya da o an akıllanndan ~ ~ " ~ geçen partiyi söyledik- lerini ifade etti. Seçime 1 gttn kala anket Kamuoyu araştırmalannda- ki uzmanlığıyla tanman araş- tmnacı-yazar Tarhan Erdem de şunlan anlattı: "Almanya'da ankeder doğ- ru düriist yapıtayor. Aynca se- çimlerden bir gün önce bile an- ket yapılabilivor. Ülkemizde, seçimlere bir hafta kala anket- lerin açıklanmasma yasak ge- Kyor" TBMM Başkanı îzgi'den içtüzük önerisi • Yasa önerisinde, konuşma süresi ile soru ve yanıt süresinin 10 dakika olması, millervekillerinin maddeler üzerinde 5'tenfazlaönerge vermemesi dikkate alındı. ANKARA (CBmhuri- yetBürosa)-TBMM Baş- kanı Ömer tzgi, TBMM îçtüzüğü'nün Anayasa Mahkemesi tarafindan ip- tal edilen hükümleriyle il- gili yasa önerisi hazırladı. TBMM Başkanı Izgi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerini dikka- te alarak TBMM Îçtüzü- ğü'nün bazı maddelerinin değiştirilmesine üişldn ya- sa önerisi verdi: • Yasa tasansı ve öne- rilerin tümü üzerindeki so- ru ve yanıt süresi 20, mad- deler üzerinde ise 10 da- kika ile sınırlanacak. Mad- delerüzerindeki konuşma süresi ise 10 dakika olacak. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği düzenlemede, maddeler üzerinde soru ve yanıt süresi 10 dakika, maddeler üzerindeki ko- nuşma süresi ise 5 dakika olarak hükmedilmişti. • Milletvekilleri, her madde için 5'ten fazla öner- geveremeyecek. Öncekin- de, önerge sayısı 3 ile sınır- landınlmıştı. • Temel yasalan ve iç- tüzüğü bütünüyle ya da kapsamlı olarak değişti- ren tasan ve önerilerin ge- nel kurulda bölümler ha- linde görüşülmesine Da- nışma Kurulu'nun oybir- liği ile önerisi üzerine ya da anlaşma sağlananama- sı durumunda siyasi par- ti gruplannuı önerisi üze- rine TBMM Genel Kuru- hj'caüyetamsayısınınbeş- te üç çoğunhıgunun oyu ile karar verilebilecek. İptal edilen düzenleme- de, "ülkenin ekonomikve teknoloji geüşimi ile doğ- rudan ilgili yeniden yapı- lanma yasalan"nın da te- mel yasa kapsamında ge- nel kurulda görüşülebil- mesi hükmedilmişti. SERVER TAINİLLİ SontoaharDüşünceleri... Yahya Kemal, Istanbul'un mevsimleri içinde, baharlanna ayrıcalık tanır; "Istanbul'un başkadır bahan" der. llkbaharı başkadır, sonbaharı bir başka... Bu gelişim, bir sonbahara rastladı. Birkaç gün- dür onu yudumluyorum: Doğasının büründüğü o farklı renk dünyasını, havasından yayılan o kadife yumuşaklığını, sonra hafiften hafife kendisini his- settiren -o gizli- sonbahar hüznünü. Bir içe dönüş ve hatırlayış içindeyım. Istanbul'da geçen yıllarımı ve elbet bu eşsiz ken- tin o zamanını hatırlıyorum. Geçmişle bugünü kar- şılaştırdığımda da, Istanbul'da; yalnız onda mı, Türkiye'nin bütün kentlennde yok olup giden bir şeylerin daha çok farkına vanyorum. Nasıl mı? • Zaman zaman, gazetelerde, şöyle birdüşünce- nin kimi köşelerde dolaştığını görürsünüz: Cum- huriyetin ilk dönemini kastederek, btf'köylü top- lumu" idik denir; 1950'lerde şehirleşmemiz baş- ladı, ticarileştik ve eğitim düzeyimiz yükseldi. Bu düşüncenın, Demokrat Partı'ye ve onun uzan- tısı iktidarfara meddahlık eden ve özünde de 1923 Cumhuriyeti'ne hınç besleyen çevrelerden kay- naklandığına dikkatleri çekelim. Ama asıl önemli- si, söz konusu fikrin büyük yanlışlar içermesidir. Hayır, "köylü toplumu" değildik: Anadolu, daha yüzyıllaröncesindenbirşehircilikgeleneginiyara- tıp yaşamıştır; Cumhuriyet ise, fazla olarak, Anka- ra ve İstanbul başta olmak üzere, bir "planlı şehir- cilik" anlayışını yürüriüğe sokmuştu. Temel yurt kalkınmasının da, hele kapitalızmin dünya çapın- daki büyük bunalımının yaşanmaya başlandığı 30'lu yıllarda, devlet öncülüğünde "planlı sanayi- leşme" yoluy\a mümkün olduğunu görmüş ve onu gerçekleştirmeye başlamıştı. O yıllarda "Niye libe- ralizm uygulanmadı" diye ağlaşmak, tarihsel ger- çeklerden uzak düşünen kafaların kârıdır. Kaldı ki, rahmetli Vehbi Koç'tan başlayarak, ciddi ve aya- ğı yere basan ilk ulusal girişimcilerin yetişmesi o dönemin eseridir. Köylüsü kentlisinden -nüfusca- fazla bir ülkede, kitleleri okutmak için de önlemler almıştı rejim; Köy Enstitüleri başında gelir bunların. Ah yaşasalar ve geliştirilselerdi! 50'lerle başlayan mı? Plansız-programsız, savurgan biryağmaekono- misidir; bir sonucu da, ekonomiyı dışanya bağla- mak olmuştur ve bu boyunduruk daha da ağırla- şarak bugünlere gelmişizdir. Bundan kurtuluş da, bana sorarsanız, devletin de bir ucundan tuttuğu bir "karmaekonomi"dir. "Sosyalliberalizm", ken- di içinde çelişmeli bir kavramdır ve biraldatmaca- dır. Aynı yağma, kentlerimiz için de olmuştur. Kent- lerimiz, belli bir planlama disiplini içinde, doğaya ve insana yakışır bir gelişmeyi yaşayabilirlerdi. Ter- si olmuştur: Doğalarının altı üstüne getirilerek ran- ta ve betona teslım edilmiştir. Sadece iki örnekle yetineceğim. Gidin bakın Antalya ovası ile Bursa ovasına, doğa ve şehircilik adma nasıl bir cinaye- tin işlendiğini göreceksiniz. ArVıa daha da büyük bir cinayetin Istanbul'da iş- lendiğini görmemek için kör olmalıdır. Bu söylediklerimiz, üstelik şehirciliğimizi getirip bir çıkmaza da sokmuştur: Önümüzdeki yıllar, ya- pılan korkunç hataları gidermenin çabalanyla do- lu olacaktır; bir şeyler kurtarılabilir, ama çoğu şey kurtanlamayacaktır. Yazık olmuştur kentlerimize; hele Istanbul'a! "Eğitim düzeyimizin yükselişi "ne gelince... Uta- nır insan bunu söylemeye! Birkaç örnek dışında ne lisesi kalmıştır lise adına layık bu ülkenin, ne de üniversitesi! Ne insan yetiştirme yeteneğindedir eğitim kurumlanmız ne yurttaş, ne de bilim ada- mı! Felsefesi bozuk ve yöntemi bozuktur. Işte, akla ilk gelenler geçmişe bakarken! Konuya böyle bakmayıp da, kimi siyasal çizgi- lere meddahlık etmek için söylenenlerin, gelece- ği kurtarmada da bir rolleri olmayacaktır. Türkiye yeni bir seçime hazırlanırken, kalkınmanın yönte- mi, şehirciliğimiz, sanayileşmemız, eğitim düzeni- miz adına, geleceğin iktidarı olacak partilere so- racaklarımız önemlidir. Halkı da ona göre aydınfatmaya bakalım. Çünkü, daha da büyuk bir aldatmacaya sahne olacaktır 3 Kasım seçimleri belki. Görünüş öyle değil mi? Umut Davası Yargıtay'da Karar 13 Kasım 'da açıklanacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Gazete- miz yazarlan Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ah- mef Taner Kışlan, Prof. Dr. MuammerAksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok suikastlannın faillerinin yargılandığı Umut Dava- sı'nin temyiz duruşma- sı Yargıtay 9. Ceza Da- iresi'nde yapıldı. Daire karannı 13 Kasım 2002'de açıklayacak. Üç sanığın idam ce- zasına, 11 sanığın da çe- şitli hapis cezalanna mahkûm edildiği "Umut Davjisı n nın, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce görü- len temyiz duruşmasına sanıklar Derviş Polat ve Yüksel Pekdemir ile sa- nık a\oıkatlan katıldılar. Sanıklar Polat ve Pek- demir, hiçbir örgütsel fa- aliyetleri olmadığını, Rüştü Aytufan'ın baca- naklan olduğunu ve bu kişiye yardım etmedik- lerini belirterek beraat- lannı istediler. Yargıtay Ceza Genel Kurulu sa- lonunda yapılan duruş- mada, idam cezasına hü- kümlü sanıklar Necdet Yüksel, Ferhan Özmen ve Rüshı Aynaan'ınavu- katı Ibrahim Ceylan, yaptığı sa\aınmada, sa- nıklann terör örgütü ile ilgisi bulunmadığını id- dia etti. Sanıklann Iran'a gidip geldiklerini, ancak bu gidiş gelişlerin gezi ve iş amacıyla olduğunu ile- ri süren avukat Ibrahim Ceylan, şu görüşleri sa- vundu: "Benim müvekküle- rim sanal katiDerdir,ger- çek katiDerdtşandaefle- rini koOannı sallayarak dolaşmaktadır." Diğer sanık avukatla- n da sanıklann işkence- ye maruz kaldığını, de- lilden yoksun hüküm ku- rulduğunu, sanıklann Te\'hid ve Selam dergi- lerinde "kültürel faaö- yetlerde bulunduklan- m" ileri sürdüler. Yargıtay 9. Ceza Daire- si Başkariı HasanGerçe- ker, temyiz istemine iliş- kin karann 13 Kasım'da açıklanacağını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle