Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLUL 2002 CUMA
HABERLER
Bayfcarı Sezer'e
şlcâyet etti
• ANKARA(ANKA)-
CHP'den aday adayı
olan, ancak genel
merkez tarafindan
listelere aluımayan eski
CHP genel
sekreterlerinden
Ertuğrul Günay,
Cumhurbaşkanı Sezer'e
bir mektup yazarak
şikâyetçi oldu. "Yurttaş"
ımzası ile yazdığı
mektubu Sezer'e ileten
Günay, siyasi partilerin
iç yapılannı, lider ve
genel merkez
egemenliğini eleştirdi.
Günay, bu
uygulamalann
TBMM'nin oluşumunda
ve bö'ylelikle
egemenliğin
kullanımında kişiye ve
zümreye imtiyaz
tanuıması niteligi
taşıdığuıı kaydetti.
YSK 'cep'e
dokunamıyor
• ANKARA (ANKA) -
Yüksek Seçim Kurulu
(YSK), siyasi partilerin
cep telefonundan mesaj
göndererek yaptığı
seçim propagandasına
kanşamayacak. Edinilen
bilgiye göre, YSK konu
ile ilgili bazı
girişimlerde bulunarak
siyasi partilerin cep
telefonu ve internet
üzerinden yaptığı seçim
propagandalannın
denetlenmesini istedi.
Ancak YSK'nin bu
girişimi, yasalarda
yeterli düzenlemenin
olmaması nedeniyle
sonuçsuz kaldı. YSK'de
bu durum, "YSK,
teknolojiye hazırlıksız
yakalandı" diye
yorumlandı.
Klasik müzikte
kutlanacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Preveze Deniz
,Zaferi'nin464.
yıldönümü bu yıl, klasik
müzik konserleriyle
kutlanacak. Preveze
Deniz Zaferi'nin 464.
yıldönümü ve deniz
kuvvetlen günü bugün
Bilkent Senfoni
Orkestrası, Deniz
Kuvvetlen Komutanlığı
Bandosu ve TRT
Çoksesli Korosu'nca
verilecek klasik müzik
konserleriyle
kutlanacak. Konser ve
kutlamalara
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi
Özkök'ün dışında
kuvvet komutanlan ve
Türk Silahlı Kuvvetlen
mensuplan ve yabancı
ülkelerin askeri
temsilcileri de katılacak.
Siyasilere uyarı
• tstanbulHaber
Servisi - Doğayla Banş
Derneği Başkanı Yüksel
Üstün, yaptığı yazılı
açıklamada, siyasi
partileri seçim
kampanyalannı çevreyi
kirletmeyecek şekilde
yapmalan konusunda
uyardı. însanlann asılan
bayraklara bakarak
hiçbir partiye oy
vermeyeceğini söyleyen
Üstün, kamuoyunu bu
tür kampanyalara tepki
göstermeye
çağırdıklannı belirtti.
CHP adayı
Tamaylıgil
• Istanbul Haber Servisi
-CHP'ninIstanbul2.
bölge milletvekili adayı
Bihlun Tamaylıgil, iş
dünyasının kazandırdığı
tecrübeler sayesinde
oluşturacağı projelerin,
ülkenin yaşadığı
ekonomik krizleri
aşmada yardımcı
olabileceğini belirtti.
Finans ve turizm
sektöründe uzun yıllar
yöneticilik yapan
Tamaylıgil, sivil toplum
örgütlerinde kadın,
sağlık ve çocuk eğitimi
konulanndaki
tecrübelerini TBMM'ye
taşımayı amaçladığını
savundu.
CHP İstanbul milletvekili adayı Öymen, Türkiye gücünün farkına varmalı' dedi
Kararlı ve güçlü irade şart
BIRBAKIMA
BARIŞ DOSTER
CHP îstanbul mılletvekili
adayı, emekli büyükelçi Onur
Öymen, hiçbir ülkenin Tür-
kiye'yi göz ardı etmeyi, hafi-
fe almayı, küçük görmeyi gö-
ze alamayacağını vurgulaya-
rak "Türİdye, gücünün farkı-
na varmah. Önemli olan, ulu-
sal pofitikalann siyasüerce güç-
lü, kararb, ccsur şekilde savu-
nulması. Biz Atatürk'ten böy-
le ögrendik" dedi.
Ülkemizin en nitelikli kad-
rolannın CHP'de bulunduğu-
nu söyleyen Öymen, Türki-
ye'nin dış politikada çok
önemli kararlann eşiğinde ol-
duğuna dikkat çekti.
Saygın Türk diptomasisi
Dışişleri Bakanlığı'ndan
emekli olduktan sonra,
CHP'nin istanbul 2. bölge, 8.
sıradan milletvekili adayı olan
Oymen, Türk diplomasisinin,
dünyanın en saygın, nitelikli
ve köklü diplomasilerinden
biri olduğunu belirterek "Ama
teknik düzeyin bir saun var-
dır. Önemli kararlar. siyasi dü-
zeyde ahnır. Ne jazık ki, pek
çok diplomatik meselede, ül-
kemizin siyasi düzeyde ağırb-
ğını yeterince hissettirdiğini
söyieyemeyiz. Türkiye, son dö-
nemde, sadece savunmada ka-
fap dayak yememeye çahşan
birboksörgörüntüsü vmfi" di-
ye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı Müste-
şarlığı yaptığı 2.5 yıl boyun-
ca, 6 hükümetle çahştığmı di-
le getiren Oymen, "Ulusalko-
a'HP'nin İstanbul 2.
bölge, 8. sıradan
milletvekili adayı
Öymen, Türkiye'nin
dış politikada önemli
kararlann eşiğinde
olduğunu söyledi.
'Ne yazık ki, pek çok
diplomatik meselede,
ülkemizin siyasi
düzeyde ağırhğını
yeterince hissettirdiğini
söyieyemeyiz' diyen
Onur Öymen,
Türkiye'nin son
dönemde, yalnızca
savunmada kalıp dayak
yememeye çahşan bir
boksör görüntüsü
verdiğini dile getirdi.
nularda, tüm partilerin, ade-
ta tek partiymişçesine biıük-
te davranması gerekir. Önü-
müzde, Avrupa Birhği, Kuzey
Irak, Kıbns, Ege gibi çok
önemti konular var. Bunlara
hazn* olmaflyız" dedi.
Uluslararası hukuk ihlali
AB'nin, Güney Kıbns Rum
Kesimi'nin tam üyeliği konu-
sunda, uluslararası hukuku ih-
lal ettiğinin altını çizen Öy-
men, Türkiye'nin meşru gör-
mediği ve tanımadığı bu ülke-
nin AB'ye üye olması duru-
munda, Türkiye'nin üyeliği-
nin önüne yeni bir engelin da-
ha çıkacağını vurguladı.
"Kıbnsh Rumlann, AB'ye
bizden önce üye obnalarmı ön-
lemek lazım. Türkiye bu konu-
da daha kararlı olmalT diyen
Oymen, dış pohtikaya ağırlı-
ğını koyamayan bir devletin,
dünyada etkinliğinin azaldı-
ğını anlattı. Öymen, Türki-
ye'nin Irak'ta banşı korumak
için, aktif bir dış politika iz-
lemesi gerektiğine işaret ede-
rek "Türkiye, mudaka hesa-
ba kanlnıası gereken bir ülke-
dir. Türkiye, göz ardı edilebi-
lecek, 2. sınıf bir ülke değüdir.
Çünkü Türkiye, devlet olarak
ağırnğını koyarsa, istediğini
ahr" diye konuştu.
AB'nin, diğer aday ülkele-
re yaptığı muamele ile Türki-
ye'ye yaptığı muamelenin çok
farklı olduğunu ifade eden
Öymen, Türkiye'nin, öteki
aday ülkelerin yararlandığı
pek çok programdan yarar-
İanmadığını, 35 yıldır aldığı
mali yardımın da 1.5 milyar
Euro olduğunu belirtti.
Oymen, Türkiye'nin Güm-
rük Birliği'ne girişinin, AB
ile karşılıklı taahhütlere da-
yandığını vurgulayarak "Tür-
kiye, sözünü tuttu, gümrükle-
rini indirdi. Ama, AB sözün-
de durmadı,yapmasıgereken-
leriyapmadLFakat, bu çarpık-
hk bizde pek dikkate aluınu-
yor. Kamuoyunda geneDUde
Türkiye'nineksUderiöneçıka-
nhyor. Hiçbirülke kendine bu
kadar zulmetmez, kendini bu
kadarsuçlu,haksız,hatah gör-
mez. Bu durum, Türk ulusu-
nun özgüvenini kırdı" dedi.
Atatürk'fin yapnğı gibi
Dış politikada işın özünün,
gerektiğinde mücadele ede-
rek gerektiğinde esnek ola-
rak, ulusal çıkarlan korumak
olduğunu söyleyen Öymen,
Türkiye'nin asıl sorununun,
kötü yönetilmek olduğunu di-
le getirdi. Aynen Atatürk'ün
ve Ismet Inönü'nün yaptığı
gibi, en iyi isimleri, politika-
ya ve bürokrasiye taşımak ge-
rektiğini ifade eden Öymen
şöyle devam etti:
"Türkhe en nitelikli kadro-
lannı, en iyi yerlere getirmelL
Önümüzdeki dönemin öncefk-
leridış politika vıe ekonomi ola-
cak. Gücümüzün farkına va-
np bonu başkaianna da his-
settirmenyiz. Yabancı ülkele-
ri rahatsız eden, bir ülkenin
zayrfhğı değU, gücüdür."
Mül
adayıDSP Antalya 13. ara
mifletvekifi adayı
Abdunah Gül, 28 yıkür
finnlarda hamaflık
yapıyor. 49 yaşmdaki
Gül'ün ayhk kazana
270 miryon lirayı
aşmıyor. Adaynk
ücretmin, parn'de
toplanan bağışlarla
ödendiğıni anlatan Gül,
'Partiü arkadaşlar aday
obnamda ısrar edince
kabul ettim. Kaçuıcı
sırada olduğumun
önemi yok' diyor. Gül,
TBMM'de kendisi gibi
düşük geUr grubundan
insanlann da yer
ahnası gerektiğine
dikkat çekiyor. tki çocukbabası Gül, DSP'nin Antalya 13. sıra miDetv^kfli adavL Gül, 28 \ikfarfinnlardaun çuvah taşıyor. (AA)
Prof. Dr. Yılmaz Esmer: Seçimi erteletme çalışmalan inandıncı değil
Oyundan sonra kural değişmez
İstanbul Haber Servisi- Bo-
ğaziçi Üniversitesi öğretim
üyesi, siyasetbilimci Prof. Dr.
Yılmaz Esmer, yüzde 10 olan
seçim barajının yüksek oldu-
ğunu, ideal oranın yüzde 5 ol-
duğunu söyledi.
"1983'ten beri>ıizde 10 ba-
ran\1a seçimegirenve seçim ka-
ran alan pariamenterlerin. bu
oranı aniden yüksek bulmala-
n, tek kelimeyie aym oluyor"
diyen Prof. Dr. Esmer, doğru-
yu, doğru zamanda söylemek
gerektiğini belirtti.
TBMM'deki kimi
partilerin ve siyasetçile-
rin, "farkh gerekçelerle
de oba" seçimi ertelet-
meye çalışmalarının
inandıncı olmadığına
dikkat çeken Esmer,
"Akbnız neredeydi diye
sorariar insana. Kaldı
ki,oyun başbdridan son-
ra kural değişmez'' dedi.
Adaletten ödûn veriHyor
Yönetimde istikrar adma,
temsilde adaletten, çok fazla
ödün verildiğini, buna karşın
istikrann da sağlanamadığıru
vurgulayan Esmer, "Önemli
olan toplumsal yapKur. Eğer
yapıçok bölünmüşiseseçim sis-
temi, kolay koiay tutkal işlevi
görmez" diye konuştu.
Esmer, dar bölge sisteminin
de çok sakıncalı sonuçlar do-
guracağına işaret etti ve bu sis-
temde istikrann çok ciddi dar-
be alacağını. parti disiplininin
ortadan kalkacağını, alt kim-
liklerin, tarikat, cemaat ilişki-
lerinin, sermaye gruplannuı,
yerel dayanışma ağlannın öne
çıkacağını ifade etti.
Esmer, "Küçücük bir böl-
gede ojiann yüzde 51 'ini alan
TBMM'ye giderse, tek yapa-
cağı şey, gelecek seçimlerde de
viizde 51 almayı güvence aln-
naalmakolur" diyerek seçim
yaşadı, ama yasaklananlar
cumhurbaşkanı, başbakan ol-
du. Yasaklanan kişilerin, uzun
sürepolitika dışında kaldığı da
görüimedL Yasaklann demok-
rasinin genşünini ve ülke ima-
jını da ohunsuz etkilediği unu-
tuimamalı" dedi.
Almanya'daid anketkr
Almanya'daki anketlerin. se-
çim sonuçlannı çok küçük ha-
ta paylanyla tahmin etmesine
de değinen Esmer, tüm anket-
• Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Yılmaz Esmer,' 1983'ten beri yüzde 10 barajıyla
seçime giren ve seçim karan alan
pariamenterlerin, bu oranı aniden yüksek
bulmalan, tek kelimeyie ayıp oluyor' dedi.
Esmer, doğruyu, doğru zamanda söylemek
gerektiğine dikkat çekti.
sıstemiyle oynamanın ve ya-
saklann asla amacına ulaşma-
dığını ifade etti.
Şiddet içermeyen ve şiddet
önermeyen fikirlerin, düşün-
ce düzeyinde kaldıklan süre-
ce yasaklanmasuıa karşı oldu-
ğunu vurgulayan Esmer, "Si-
yasi tarihürniz,yasaklann ama-
cma ulaşmad^nu,aksineyasak-
lanan kişinin mağdur ve maz-
lum olarak algılanması nede-
niyle, ona yaradığuıı gösteri-
yor. Türkrve bu yasaklan çok
lerin yanılma ihtimali olduğu-
nu, en düzgün yapılan anketin
bile bu olasılıkla karşı karşı-
ya bulunduğunu vnrgulayarak
"Ama üst üste 3 kez de yanıl-
mamab" dedi.
Esmer, sorulara yanıt ver-
meyenlerin, kararsızlann ve
araştırma dışı kalanların dav-
ranışlanyla ilgili modellerin
ülkemizde eksik olduğunun
altını çizerek "En ciddi araş-
ormalarda bile bu durum, cid-
di sapmalara neden olabiliyor''
diye konuştu.
Siyaset bilimci Aydm Cmgı
da ülkemizdeki anketlerin ba-
zılannda hata paylannın yük-
sek olmasuıuı hem araştırma
kuruluşlanndan, hem de ör-
neklem kitlesinden kaynaklan-
dığını vurguladı.
"Kimi araşOrma şirketleri
geri teknoloji kullanıyor,anke-
törlerini yeterince eğitip bilgi-
lendirmhor.örneklem kitknin
saptanmasında başansız olu-
yor ve yorumlardaki esneme
paylannı, anket sipari-
şini veren kurum lehi-
ne kuDanıyorlar" diyen
Cıngı, anket sorulannı
yanıtlayanlann da ki-
mi zaman tercihlerini
gizlediklerini, oy ver-
meyecekleri bir parti-
nin admı verdiklerini
ya da o an akıllanndan
~ ~ " ~ geçen partiyi söyledik-
lerini ifade etti.
Seçime 1 gttn kala anket
Kamuoyu araştırmalannda-
ki uzmanlığıyla tanman araş-
tmnacı-yazar Tarhan Erdem
de şunlan anlattı:
"Almanya'da ankeder doğ-
ru düriist yapıtayor. Aynca se-
çimlerden bir gün önce bile an-
ket yapılabilivor. Ülkemizde,
seçimlere bir hafta kala anket-
lerin açıklanmasma yasak ge-
Kyor"
TBMM Başkanı
îzgi'den
içtüzük
önerisi
• Yasa önerisinde,
konuşma süresi ile
soru ve yanıt süresinin
10 dakika olması,
millervekillerinin
maddeler üzerinde
5'tenfazlaönerge
vermemesi dikkate
alındı.
ANKARA (CBmhuri-
yetBürosa)-TBMM Baş-
kanı Ömer tzgi, TBMM
îçtüzüğü'nün Anayasa
Mahkemesi tarafindan ip-
tal edilen hükümleriyle il-
gili yasa önerisi hazırladı.
TBMM Başkanı Izgi,
Anayasa Mahkemesi'nin
iptal gerekçelerini dikka-
te alarak TBMM Îçtüzü-
ğü'nün bazı maddelerinin
değiştirilmesine üişldn ya-
sa önerisi verdi:
• Yasa tasansı ve öne-
rilerin tümü üzerindeki so-
ru ve yanıt süresi 20, mad-
deler üzerinde ise 10 da-
kika ile sınırlanacak. Mad-
delerüzerindeki konuşma
süresi ise 10 dakika olacak.
Anayasa Mahkemesi'nin
iptal ettiği düzenlemede,
maddeler üzerinde soru
ve yanıt süresi 10 dakika,
maddeler üzerindeki ko-
nuşma süresi ise 5 dakika
olarak hükmedilmişti.
• Milletvekilleri, her
madde için 5'ten fazla öner-
geveremeyecek. Öncekin-
de, önerge sayısı 3 ile sınır-
landınlmıştı.
• Temel yasalan ve iç-
tüzüğü bütünüyle ya da
kapsamlı olarak değişti-
ren tasan ve önerilerin ge-
nel kurulda bölümler ha-
linde görüşülmesine Da-
nışma Kurulu'nun oybir-
liği ile önerisi üzerine ya
da anlaşma sağlananama-
sı durumunda siyasi par-
ti gruplannuı önerisi üze-
rine TBMM Genel Kuru-
hj'caüyetamsayısınınbeş-
te üç çoğunhıgunun oyu ile
karar verilebilecek.
İptal edilen düzenleme-
de, "ülkenin ekonomikve
teknoloji geüşimi ile doğ-
rudan ilgili yeniden yapı-
lanma yasalan"nın da te-
mel yasa kapsamında ge-
nel kurulda görüşülebil-
mesi hükmedilmişti.
SERVER TAINİLLİ
SontoaharDüşünceleri...
Yahya Kemal, Istanbul'un mevsimleri içinde,
baharlanna ayrıcalık tanır; "Istanbul'un başkadır
bahan" der.
llkbaharı başkadır, sonbaharı bir başka...
Bu gelişim, bir sonbahara rastladı. Birkaç gün-
dür onu yudumluyorum: Doğasının büründüğü o
farklı renk dünyasını, havasından yayılan o kadife
yumuşaklığını, sonra hafiften hafife kendisini his-
settiren -o gizli- sonbahar hüznünü.
Bir içe dönüş ve hatırlayış içindeyım.
Istanbul'da geçen yıllarımı ve elbet bu eşsiz ken-
tin o zamanını hatırlıyorum. Geçmişle bugünü kar-
şılaştırdığımda da, Istanbul'da; yalnız onda mı,
Türkiye'nin bütün kentlennde yok olup giden bir
şeylerin daha çok farkına vanyorum.
Nasıl mı?
•
Zaman zaman, gazetelerde, şöyle birdüşünce-
nin kimi köşelerde dolaştığını görürsünüz: Cum-
huriyetin ilk dönemini kastederek, btf'köylü top-
lumu" idik denir; 1950'lerde şehirleşmemiz baş-
ladı, ticarileştik ve eğitim düzeyimiz yükseldi.
Bu düşüncenın, Demokrat Partı'ye ve onun uzan-
tısı iktidarfara meddahlık eden ve özünde de 1923
Cumhuriyeti'ne hınç besleyen çevrelerden kay-
naklandığına dikkatleri çekelim. Ama asıl önemli-
si, söz konusu fikrin büyük yanlışlar içermesidir.
Hayır, "köylü toplumu" değildik: Anadolu, daha
yüzyıllaröncesindenbirşehircilikgeleneginiyara-
tıp yaşamıştır; Cumhuriyet ise, fazla olarak, Anka-
ra ve İstanbul başta olmak üzere, bir "planlı şehir-
cilik" anlayışını yürüriüğe sokmuştu. Temel yurt
kalkınmasının da, hele kapitalızmin dünya çapın-
daki büyük bunalımının yaşanmaya başlandığı
30'lu yıllarda, devlet öncülüğünde "planlı sanayi-
leşme" yoluy\a mümkün olduğunu görmüş ve onu
gerçekleştirmeye başlamıştı. O yıllarda "Niye libe-
ralizm uygulanmadı" diye ağlaşmak, tarihsel ger-
çeklerden uzak düşünen kafaların kârıdır. Kaldı ki,
rahmetli Vehbi Koç'tan başlayarak, ciddi ve aya-
ğı yere basan ilk ulusal girişimcilerin yetişmesi o
dönemin eseridir.
Köylüsü kentlisinden -nüfusca- fazla bir ülkede,
kitleleri okutmak için de önlemler almıştı rejim;
Köy Enstitüleri başında gelir bunların.
Ah yaşasalar ve geliştirilselerdi!
50'lerle başlayan mı?
Plansız-programsız, savurgan biryağmaekono-
misidir; bir sonucu da, ekonomiyı dışanya bağla-
mak olmuştur ve bu boyunduruk daha da ağırla-
şarak bugünlere gelmişizdir. Bundan kurtuluş da,
bana sorarsanız, devletin de bir ucundan tuttuğu
bir "karmaekonomi"dir. "Sosyalliberalizm", ken-
di içinde çelişmeli bir kavramdır ve biraldatmaca-
dır.
Aynı yağma, kentlerimiz için de olmuştur. Kent-
lerimiz, belli bir planlama disiplini içinde, doğaya
ve insana yakışır bir gelişmeyi yaşayabilirlerdi. Ter-
si olmuştur: Doğalarının altı üstüne getirilerek ran-
ta ve betona teslım edilmiştir. Sadece iki örnekle
yetineceğim. Gidin bakın Antalya ovası ile Bursa
ovasına, doğa ve şehircilik adma nasıl bir cinaye-
tin işlendiğini göreceksiniz.
ArVıa daha da büyük bir cinayetin Istanbul'da iş-
lendiğini görmemek için kör olmalıdır.
Bu söylediklerimiz, üstelik şehirciliğimizi getirip
bir çıkmaza da sokmuştur: Önümüzdeki yıllar, ya-
pılan korkunç hataları gidermenin çabalanyla do-
lu olacaktır; bir şeyler kurtarılabilir, ama çoğu şey
kurtanlamayacaktır.
Yazık olmuştur kentlerimize; hele Istanbul'a!
"Eğitim düzeyimizin yükselişi "ne gelince... Uta-
nır insan bunu söylemeye! Birkaç örnek dışında
ne lisesi kalmıştır lise adına layık bu ülkenin, ne de
üniversitesi! Ne insan yetiştirme yeteneğindedir
eğitim kurumlanmız ne yurttaş, ne de bilim ada-
mı!
Felsefesi bozuk ve yöntemi bozuktur.
Işte, akla ilk gelenler geçmişe bakarken!
Konuya böyle bakmayıp da, kimi siyasal çizgi-
lere meddahlık etmek için söylenenlerin, gelece-
ği kurtarmada da bir rolleri olmayacaktır. Türkiye
yeni bir seçime hazırlanırken, kalkınmanın yönte-
mi, şehirciliğimiz, sanayileşmemız, eğitim düzeni-
miz adına, geleceğin iktidarı olacak partilere so-
racaklarımız önemlidir.
Halkı da ona göre aydınfatmaya bakalım.
Çünkü, daha da büyuk bir aldatmacaya sahne
olacaktır 3 Kasım seçimleri belki.
Görünüş öyle değil mi?
Umut Davası Yargıtay'da
Karar 13 Kasım 'da
açıklanacak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Gazete-
miz yazarlan Uğur
Mumcu, Prof. Dr. Ah-
mef Taner Kışlan, Prof.
Dr. MuammerAksoy ve
Doç. Dr. Bahriye Üçok
suikastlannın faillerinin
yargılandığı Umut Dava-
sı'nin temyiz duruşma-
sı Yargıtay 9. Ceza Da-
iresi'nde yapıldı. Daire
karannı 13 Kasım
2002'de açıklayacak.
Üç sanığın idam ce-
zasına, 11 sanığın da çe-
şitli hapis cezalanna
mahkûm edildiği "Umut
Davjisı
n
nın, Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nce görü-
len temyiz duruşmasına
sanıklar Derviş Polat ve
Yüksel Pekdemir ile sa-
nık a\oıkatlan katıldılar.
Sanıklar Polat ve Pek-
demir, hiçbir örgütsel fa-
aliyetleri olmadığını,
Rüştü Aytufan'ın baca-
naklan olduğunu ve bu
kişiye yardım etmedik-
lerini belirterek beraat-
lannı istediler. Yargıtay
Ceza Genel Kurulu sa-
lonunda yapılan duruş-
mada, idam cezasına hü-
kümlü sanıklar Necdet
Yüksel, Ferhan Özmen
ve Rüshı Aynaan'ınavu-
katı Ibrahim Ceylan,
yaptığı sa\aınmada, sa-
nıklann terör örgütü ile
ilgisi bulunmadığını id-
dia etti. Sanıklann Iran'a
gidip geldiklerini, ancak
bu gidiş gelişlerin gezi ve
iş amacıyla olduğunu ile-
ri süren avukat Ibrahim
Ceylan, şu görüşleri sa-
vundu:
"Benim müvekküle-
rim sanal katiDerdir,ger-
çek katiDerdtşandaefle-
rini koOannı sallayarak
dolaşmaktadır."
Diğer sanık avukatla-
n da sanıklann işkence-
ye maruz kaldığını, de-
lilden yoksun hüküm ku-
rulduğunu, sanıklann
Te\'hid ve Selam dergi-
lerinde "kültürel faaö-
yetlerde bulunduklan-
m" ileri sürdüler.
Yargıtay 9. Ceza Daire-
si Başkariı HasanGerçe-
ker, temyiz istemine iliş-
kin karann 13 Kasım'da
açıklanacağını belirtti.