13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
g 5 Et'LÜL 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SOYLEŞI İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK FJJIÎKVLKDS MACSRALAEI KISIM TEMÎ1İ EtîDSN OJ, MîiNpu.PuJuMpıl., tâ Vü^MU<rAWîiU- j/;|7 'Tu^fJ'f; /W/ * DiİİNfTANIK. yflN OLAMAâı SAâlAMMliTl... TtKNİK VE '<*üi t NİJHfK'lAR MAKlM. Kı^il-fP- 0LpıKA2.. Turgay Ciner. Amacımız sektörde tam şeffaflığı sağlamak Dağıtımdatebhmaçağn... 'Herkesi dağıtım oranında dağıtım LEYLA TAVŞANOĞLL Daha önce de belirttiğim gıbi; Cum- huriyet'e patron olunmaz ama Cum- huriyet'tehissedar, paydaş olmak müm- kündür. Bunun için de Cumhuriyet'in yayın politikasını Cumhuriyet Vak- fi'nın Vakjf senedinde belirrilen doğ- rultuda yürütme hak ve yetkisini ka- bul etmeniz gerekJidir. Biz o ilkelere yürekten inandığımız için Cumhuriyet ailesine dahil olduk. Esasen: Maden- cilik ve enerji sektörlerinde yaptığı dev yatınmlarla yerli kaynaldanmızın ulusal ekonomimize kazanılmasında en önde gelen ulusal karakterli sermaye ve girişimci gruplanndan birisi olan Park Grubu'nun yolunun Cumhuri- yet'le birleşmesinden daha doğal bir şey düşünemiyorum. - Aydın Doğan, Vatan gazetesini çıkaran eskiSabah ekibiyle ilgiliola- rak da şunlan söylüyor: "OnlarDinç (Bilgin) battığı için gittiler." Dinç Bügin gerçekten battı mı? CtNER - Batmak başka bir şeydir. Yine bir büyüğüm bana demişti ki: "Bir işadamı için üç tane unsur var- dır. fyi top çeviren bir cambaz olmalı- dır. Burada öç topun var. Birisi kâr, bi- risizarar. Bunlaruı Udsi plastik toplar- şirketine katılmaya çağırıyoruz. Bütün gazeteler isterlerse tirajlan şirketindenpay alabilirler Paydaşların şirkette temsilcileri olacak' c'umhuriyet'e patron olunamaz ama hissedar, paydaş olmak mümkündür. Bunun için de Cumhuriyet'in yayın politikasını Cumhuriyet Vakfı'nın Vakıf senedinde belirtilen doğrultuda jürütme hak ve yetkisini kabul etmeniz gerekJidir. dır. Şirket kâr edebilir, zarar edebilir. Topu yere düşürürsün. Plastiktir, ap- lar tekrar yakalarsın. Üçüncü top na- Idt ıkışıdır. O da camdandır. Onu ve- redBşürdüğünzamancambazhk biteıf Batmak, bir şirketin kaynak ürete- memesidir; nakit akışının bozulması- dır. Sabah Grubu bugün yeni beyaz yakılılann tabiriyle posirive cash flovv, yan fazla, artı nakit akışına sahiptir. Sıbah'ın nakit akış dengesi bozul- mus. Yani alacaJdan kalitesiz, borçla- n kditeli. Ya da tersinden bakarsanız, kafresiz borca karşılık kaliteli alaca- ğı \ır. Çok dar zamanda büyük borca düşsüş. Ama bu şirketin nakit akışı ar- tıda Yani kendini geçindiriyor, perso- nelne maaşı, vergileri ödeyebiliyor. - Yaniyırttı mı? CİNER-Henüzyırtmadı. Süreç için- detorcukalitelendirmek lazım. Yani şirfctin nakit akışına paralel hale ge- tirrrek lazım. Dinç Bilgin batmış ola- bili: Ben de batabilirim. Bu ticarettir. Ayan Doğan da batabilir. Yeter ki bu ahlâ çerçevesinde yapılsuı. Bıtması o insanın kalitesinin düşük ohışmunbirgöstergesi değildirki... He- le Tirkiye gibi ülkelerde batmanız için olar unsurlar batmamanız için olan unsırlardan çok daha fazladır. Çx:ukluğumda, ailemin dükkânın- da tagâhtarhk yaparken insanlar şöy- le öıinürlerdi: ">u amcan ild defa iflas etti, ama bakborçlannı ödedL" H defa iflas etmek o kişinin tecrü- be shibi olduğunun bir göstergesiy- dı. ^ani insan batabilir. Bu ayıp bir şey min iyi, kimin kötü olacağına zaman kararverecek. Isterdaha akıllı, ister da- ha yetenekli deyin, böyle genç insan- lar gelecek ve onlar daha başarılı ga- zeteleryapacaklar. Biz de, kimsenin ga- zetesini dağıtıyoruz, diye böbürlen- meyeceğiz. Çünkü gazete çıkanldığı zaman dağıtıîmak mecburiyetindedir. - Bu dağıtım şirketindekimler var? CÎNER- Sabah Grubu gazeteleri ve yayın organlan, Akşam ya da Çuku- rova Grubu gazeteleri ve dergıleri, Cumhuriyet Grubu. Tabii Cumhuri- yet Grubu daha da gelişecek. Aşağı yukan oranlama yapılırsa bu, sektörûn 60'a 40 oranındadır. Yani yüzde 6O'ı Dogan Grubu, yüzde 4O'ı bizim tara- fimızdan dağıtılıyor. Ama bizimki ka- ülımcı bir kuruluş olacaktır. Hep, halkın haber alma özgürlüğü, diye bağınlıyorya, işte bu. Onun için de doğal bir şey yapmanız lazım. Bun- da da kâr gütmemelisiniz. Kurmuş ol- duğumuz bu dağıtım şırketi bir kâr müessesesi değildir. Yayın orgamnı dağıttırmak isteyen herkes gelip bu sistemden şeffaf bir biçimde faydala- nabilir. - Özellikle seçimlerden sonra ba- sın ve medyada çok ciddi bir altüst oluş, yeniden yapılanma yaşanaca- ğı tahminleri var. Bıına kaültyor mu- a Once sektörde başarı şart - Bizim Türkiye Gazeteciler Sendikası'nı ayağa kaldırmak gibi bir düşünceniz var mı, öyleyse? CtNER - Yani, ilk önce benim bu sektörde başanlı olmam lazım ki sözüm dinlensin. Çocuk ne yapacak, diye bakmak lazım. Geldi, dükkânı çalıştırmaya başladı. Bu işte bir iddia ortaya koyduk, ama süreç meselesi. Bir iz bırakmamız lazım. "Ha, bu adam bu işi yapıyor. Bundan akıl sormannz lazmT inancının yerleşmesı gerekiyor. Aksı halde dam üstünde saksağan olur. Oyle iddialaşma yok. - Belki de, çocuk uçtu derter... CİNER - Evet. Cocuk uçtu, derler. Onu yapacak olan bizim duayenimiz olan Aydın Bey'dir. Bu söyleşide ona çeşitli eleştiriler yöneltmiş olabilirim, ama bu memlekete çok hizmeti geçmiş bir kişidir. Anlaşamadığımız noktalar olabilir. Ama bu kişiseldir. Ama kendisi çok iyi bir girişimcidir. Bu ülkeye çok hizmet etmiştir. Önderlik edip bize yol göstermesi gerekir. Ben Aydın Bey'den her zaman destek beklerim. Benim sağlıldı olmam onun sağlıklı olmasıdır. Eğer kalıcı olursam ben, benden sonra geleceklere hep destek vereceğim. değil ki. Yeter ki başkalannın haklan- na tecavüz etmesin. Bakuı, Türkiye'de batmak için birsü- rü parametre var. Boyuna kanun deği- şiyor, yeni kanun çıkıyor. Bir dakika- da batabilirsiniz. Önemli olan batmamak için çalış- mak, her zorluğa rağmen ayakta kala- bihnek, genel kurallar çerçevesinde de ahlaklı olabilmektir. Bir de, insan- lan desteklemek lazım. Herkes bat- sın, mantığı bana ters geliyor. Bana göre herkes zengin olsun. Su yatağında akar. Önünü kesseniz de, derivasyon tünellen yapsanız da nehiryatağını bulur. Yani Doğan Gru- bu'nun yapmak istediği o suyu bir şe- kilde zaptetmek. Ama olmuyor, işte. Çocuk geliyor, dağıtım şirketini ku- ruyor. Büyük gelecek başka bir şey kuracak. Demin Vatan gazetesini çıkaran ar- kadaşlarla ilgili soru sormuştunuz. Za- fer (Mutlu) arnkbelli birolgunluğa ulaş- tı. Artık yöneticilikte kalamazdı. iyi, başanh bir gazetecidir. Bir şekilde, patronluğu denemesi lazımdı. Eğer Dinç Bilgin'le deneme imkânı olsay- dı inanıyorum ki bu işi onunla yapar- dı. Ama Dinç Bilgin'in bugün içinde bu- Iunduğu konum ona bunu deneme ola- nağını sağlayamazdı. Bunu Aydın Bey'le yapması doğruydu. Ben olaya objektıf olarakbakıyorum. Başanh ol- masını da istiyorum. - Yeni dağıtım şirketi hayata geç- tikten sonra hâlâgruplar arasında o esM, kıran kırana rekabetdevam eder mi? CtVER - Hayır, eönez. Ben bunu hiçbir şekilde yapmayacağım. Hareket tarzım tamamıyla demin dediğim sis- tem çerçevesinde olacaktır. Bu sistem ne kadar üretiyorsa o kadar kullanım yapacağız. Yani, taşıma suyla değirmen döndürmeyeceğim. Daha fazla üret- mek için de daha fazla kaliteye yönel- meye çalışacağız. Kalite göreceli bir kavramdır. Ama göstergesi de okuyucunun artan tale- bidir. Bu talep arttıkça iyiye doğru git- tiğimizi, azalıyorsa kötüye doğru git- riğimızi göreceğiz. Ama iyiye doğru gittikçe sistem ne üretirse onu payla- şacağız. Yani rekabetin gücü taleple doğru orantılı olacaktır. - Dağıtım şirketinde hedefiniz ne- dir? CİNER-Birkere tam şeffaflık. Öbür gazeteler de bu dağıtım şirketine ka- hlacaklardır. Bu benim yaptığun do- ğaldır. Hayatrm boyunca kurguladı- ğım bütün unsurlan doğallıkla elde et- tim. Doğallığın dışına çıkmamaya ça- lıştım. Şimdi bütün gazeteleri bu dağıtım şir- ketine katılmaya çağırıyoruz. Tirajla- n oranında bu şirketten pay alacaklar. Kendilerinin şirketin içinde temsilci- leri olacak. Satışlan nerede az, nere- de çok, nerede hata yapıyorlar, kendi- leri saptayacaklar. Ama şirket de on- lara raporverecektir. Bu bir kolektif ça- lışma organı olacakrır. Bunu ben bir kâr müessesesi olarak düşünmüyorum. Gazete çıkarmak isteyen herkes bu şirketten faydalanabilir. - Yani eski Gameda 'nın geliştiril- mişi mi? CtNER-Aynen öyle. Hatta gazete- leri son noktaya ulaşmayan Uzan Gru- bu dahil, bu dağıtım şirketine gelebi- lir. Bu sektörûn gelişmesi lazım. Ki- "nümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye'de çok büyük gruplar çıkacak. Türkiye bugün 10 milyar dolardan fazla turizm gelirine sahip. Şaka değil. Türkiye, büyüklüklerinin farkında değil. Bu altüst oluşlar Türkiye'nin haynnadır ve olacaktır. sunuz? CİNER-Farkında mısınız bibniyo- rum, ama Türkiye'de iş dünyasında, medya dünyasında, siyasette altüst oluş zaten başladı. Türkiye'nin kendi için- den yarattığı unsurlar artık dış kalıbı kınyor. Ben direndim. ayakta kaldım. Çünkü burada direnen ayakta kalıyor. Göreceksiniz, önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye'de çok büyük gruplar çıkacak. Türkiye bugün 10 milyar do- lardan fazla turizm gelirine sahip. Şa- ka değil. Türkiye, büyüklüklerinin farkında değil. Bu altüst oluşlar Türkiye'nin haynnadır ve olacaktır. Dediğim gibi önemli olan. kurumlann ayakta kala- bilme güçleridir. Eğer iz bırakabilirsek ne mutlu bize. Şimdi benim, bütün ob- jelerimizin, antetli kâğıtlanmızın üze- rinde bulunan birhedefimin sloganı var, elli bin elli, diye... Biliyorsunuz elli binpersonele ulaşmak ve elli okul yap- tırmak... Bu hedefı ko> r abilmek başka bir şey- dir, çok para kazanıp çocuklanma bı- rakmayı düşünmek başka şeydir. Be- nim için okullar olsun, insanlar sağlık- lı, mutlu olsunlar, daha büyük medya patronlan çıksın, daha büyük gruplar olsun, bunlar önemli. - Sizgençiiğinizdesosyalizmeprim vermiş miydiniz? CtNER - Hayır, ben 35 yaşından sonra "haksızbkiara ve statükoya kar- şı çıkmak, hak \e nrsat eşitüği ile adil pa\1aşımı talepetmek anlamında" sol- cu olduğumu anladım. BİÎTİ DUZYAZI ORHAN BİRGİT Dokunulmazlık Denilen Zırh... Jet Fadıl'ın Siirt'ten bağımsız adaylık başvuru- sunu onaylayan Yüksek Seçim Kurulu, dün cum- huriyet başsavcısınca nazikçe uyarılıyor. Sabih Kanadoğlu, bağımsız adaylık için başvu- runun, bızzat aday olacak kişi tarafından yapılma- sının, yasanın emri olduğunu anımsatıyor. Oysa, hak- kında kırmızı bültenle tutuklamayı da içeren çeşit- li davalar bulunan Fadıl Akgündüz'ün Türkiye'ye giremediği için başvurusunu avukatlan aracılığı ile yaptığı Sıirt II Seçim Kurulu'nun da yasa emri ge- reği, bu başvuruyu ret ettiği biliniyor. Avukatlan, Fadıl Bey adına il seçim kurulu kara- nna itiraz ediyorlar. YSK de bu itirazı yerinde gö- rüp, bilmem ne otomobilleri yapacağını söyleye- rek binlerce yurttaşın parasının üstüne oturan Fa- dıl Akgündüz'ün Siirt'ten bağımsız milletvekili ol- masına yeşil ışık yakıyor! Cumhuriyet başsavcısının, YSK'ye yaptığı uya- rı başvurusu, seçim yasasının bu konudaki hük- münü dikkate almalan için. Seçim yasamız, bir siyasal partinin adaylannın ülke çapında yüzde onun altında oy alması halin- de, o oyların çöpe gitmesine omuz silkiyor ama, bağımsız milletvekili olmak için bir seçim çevresin- de seçilebilecek oyu almış olmayı yeterli görüyor! Sayın Kanadoğlu, YSK'deki yargıç arkadaşlannı, muhtemelen önlerine yığılmış dosyalar arasında göz- lerinden kaçan bir hükmü yerine getirmeleri açı- sından uyarmamış olsaydı, Akgündüz 3 Kasım'da Sıirtli seçmenlerin elinden alacağı vekâletle, sınır kapılarından elini kolunu sallayarak geçecek, ken- disine selam duracak polislere gülücükler saçarak TBMM'nin yolunu tutacaktı. Çünkü, "o artık milletin vekili" idi ve anayasa ile siyasal partileryasamızin kendisinetanıdığı doku- nulmazlığın zırhını takarak, her kürsüye çıkışta, sa- çı bitmemiş yetimlerin haklarını korumak için, ken- disini ülkesine nasıl adadığının örneklerini sergili- yebılecekti. Bakalım, Sabih Kanadoğlu'nun uyarısını YSK dikkate alıp, Jet Fadıl için yaktığı yeşil ışığı, kırmı- zıya çevirecek mi? Ve bizim Akepe'li, CHP'li dokunulmazlarımız Tayyip Erdoğan'ın okuduğu manzume ile 312. maddenın gadrine uğramış olmasını içlerine sin- diremeyenlerı de, yine sayın cumhuriyet başsav- cısı, dünkü gazetelerde tam bir hukuk mantığı ile büyüteç altına almıştı. Dün de yazmıştım. Halkımız, Akepe Genel Baş- kanı'nın o manzume kıraatı nedeni ile kovuşturu- lup hüküm gıymesini de, şimdi bir kurtarıcı rolüne soyunarak Türkiye'nin başbakan adaylan arasına alınmamasını da içıne sındiremiyor deniliyor ama; bugünkü servetınin hesabını veremeyişini, çocuk- lannın ABD'deki öğrenim giderlerinin gerçek kay- nağını açıklayamayışını da, dahası CHP Istanbul II Başkanı Mehmet Bölük'ün suç duyurulan ile açı- lan davalardaki iddialan da aynı hassasiyet ile de- ğerlendirmeyenlerin ne yazık ki çoğunlukta bulun- duğu bir ülkede yaşıyoruz. Sadece Erdoğan mı? Ya birlikte yargılandığı bü- rokratlan? Yani, şimdi her birisi, Türkiye'yi kurtarma göre- vini üstlenmek için 3 Kasım akşamını bekleyen, Id- ris Naim Şahin'ler, Hüseyin Besni'ler. Binali Yıl- dınm'lar. Adem Baştürk'ler, Akrf Gülle'ler. Recep Korat'lar, Mustafa Açıkalın'lar. Zürfü Demirbağ, Mehmet Sekben, Mustafa llıcalı, Mikail Aslan, Ali Ibiş ve Ayhan Bölükbaşı lar? 3 Kasım akşamı, tümü birden ulusun değerli temsilcileri seçilebilirler ve o dakikadan başlaya- rak dokunulmazlık zırhını taşırlar. Akepe Grup Başkanvekili Bülent Arınç'ın sık kullandığı bir "bakınız" deyimi var. Ben de Akepe- mizin dokunulmazlık zırhına gelecek yasama dö- neminde de ne kadar bağlı olduğunu anlatmak için, o "bakınız" sözcüğü ile başlayarak, Tayyip Erdoğan'ın koltuğunu alması beklenılen Abdullah Gül'un dün gazetecilere yeni yasama döneminde de dokunulmazlık kurumunun bugünkü şekli ile devamından yana olduklannı söylediğinı büyülteç altına alıyorum. Akepe'nin olası lideri Abdullah Bey'e göre, milletvekillerimizin daraltılmış dokunul- mazlığı istemeyişleri, yargının siyasallaşması yö- nündeki endişelerinden kaynaklanıyormuş! Arşivleri karıştıracak olsak, daha kaç milletveki- li ve adayın aynı zırhı sürdürmek amacı ile 3 Ka- sım seçimlerini beklediğini öğrenebiliriz. Mesela es- ki DSP'li yeninin MHP'lisi Ertuğrul Kumcuoğlu, Kocaeli'den CHP liste başı Safa Sirmen, Izmir'den yine CHP liste ikincisi OLEYİS Başkanı Enver Ök- tem'in isimleri de ilk aklımıza gelenler arasında. Üstelik, bu son iki ismin üye olduğu parti hem dokunulmazlık kurumunun daraltılmasını yüksek sesle istiyor; hem de adaylıklan için yeşil ışık yak- makta sakınca görmüyor. Bir çelişki sezmiyor musunuz? Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt(S e-kolay.net CEM RAOYO DOSTANE 14.00Aynur Karabaşis Istekierinıa Paytaş* YENISESLER 16.00'dan Cyvereijürsnc OZANKARATAŞTA 18.00 1NAHABER HAYAL SANDIĞI 22.00Ayşe Acar'ın K Servet Kocakaya TURKÜLER TÜM OUNYADA www cemradyo cow. \T\ Scs Frekajıs> 7J 8 Tel. 0212 6397431 (pta) Fab 02126397435 BÎLİRMİSINÎZ SİZİN VERGtNtZt, YAZARIN EMEĞM ÇALANI? ADI: KİTAP KORSANI! Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birüği (BESAM) Turkıye Gazeteciler Cemiyetı'nın yayınladığı günluk Bizim Gazete Ulke sorunlanna ılışkın raportanyla, araştırmalanyia, koşe yazılanyla, tarafsız haberienyle sivil toplumların gazetesı. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Td: 0.212.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle