12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA HABERLER BSP'i Mustafa DüzANAP'ta • ANKARA (Cumhuriyet Btirosu) - Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile tartıştığı için DSP'den istifa ettikten sonra uzun süre bağımsız kalan Istanbul Millenekili Mustafa Düz ANAP'a katıldı. Düz'ün katılımının ardından Meclıs'tekı sandalye dağılımı şöyle oldu:MHP: I25,DYP:84. ANAP:71.YTP:58.AKP: 59, DSP: 58, SP: 46. BBP: 4, ÖDP: 3. YP: 3, CHP: 3. Bağımsız-22. Boş- 14 Schvvimmer'den Güpel'e mektup • STRASBOL RG (AA) - A\Tupa Konseyi Genel Sekreten Walter Schwimmer'in. Avnıpa Insan Haklan Mahkemesı (AtHM) kararlanna uyulması konusuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'e bir mektup gönderdiği bildirildi. Avrupa Konseyi kaynaklanndan alınan bilgiye göre Schvvimmer, mektubunda. Türkiye'nin AİHM kararlannın gereklerini yerine getirme konusunda daha fazla çaba sarf etmesı çağnsında bulundu. 'Seçim ertetemek anayasayı gasptr' • AYDIN (AA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes. seçimi erteletmek isteyenleri eleştirerek "'Seçim erteletmek Anayasa'yı gasptır" dedi. Aydın Gar Gazinosu'nda basın toplantısı düzenleyen Menderes. hiç kimsenin sandığı milletin önünden kaçıramayacağını savundu. Menderes. "Hangi partı kaçarsa seçmen onu sandığa gömecektir" dedi. Cezaevmde açlık grevi • Yurt Haberleri Senisi - Kırklareli E Tipı Cezaevi'nde 20 kışilik itirafçı grup, spor yapamamalan. kültürel eğitim odalannı kullanamamalan ve ziyaretçi görüşlerinin engellenmesı nedenıyle açlık grevi başlattı. Eylem 15 gündür devam ederken. tutuklu ve hükümlülerin ailelen endişeli. Adalet Bakanlığı'nın konuya ilgi göstermesinı isteyen ailelen "Bizim yakınlanmız da insani koşullarda yaşamayı hak ediyor" dediler. Kaza kupbanları • ALANYA(AA)- Konya'nın Cıhanbeyli ilçesi yakınlannda geçirdikJeri trafik kazasında ölen Alanya 'ya bağlı Kestel Belde Belediye Başkanı Isa Küçülmez ile Antalya II Genel Meclisi Üyesi Mustafa Yüksel, Alanya'da toprağa venldi. Yüksel'in cenaze törenine Devlet Bakanı Salih Yılmaz, Antalya Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Altınkaya, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Yaşar Uçar, YTP Genel Sekreter Yardımcısı Metin Şahin katıldı. Küçülmez için de evinin önünde bir tören yapıldı. Düzeltme Gazetemizin dünkü baskısındaOrhan Birgit'in yazısı yanlışlıkla Oral Ça- lışlar'ın köşesinde de yer almıştır. Çalışlar'ın dün çıkması gereken yazısını yanda veriyor, okurları- mızdan ve yazarlarımız- dan özür diliyoruz. Meclis Başkanı, seçimi erteletmek amacıyla olağanüstü toplanma istemini reddetti Son darbe deIzgi'denANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı Ömer İzgi, 121 millet- vekilinin Meclis' in olağanüstü toplantı- ya çağnlması yönündeki başvurusunu iş- leme koymadığını açıkladı. Böylece, ola- ğanüstü toplantı istemı gündemden düş- müş oldu. Izgi. içtüzükteki 7 günlük de- ğerlendirme yetkisini kullandığını ve bu süreninde 1 Ekim'de dolduğunuvurgu- ladı. Seçimi erteletmek isteyen milletve- killeri ise kararm doğru olmadığıru, 1 Ekim'den sonra girişimlerini sürdüre- ceklerini belirttiler. TBMM Başkanlığı'na önceki gün ya- pılan başvuruda ise "Siyasi Partiler Ka- 121 VEKlL ÎMZALADI ~ Işte seçim istemeyenler ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Seçi- min ertelenmesı için imza veren mil- letv ekillerinin dağılımı şöyle: YTP: 40, SP: 38, ANAP: 23, DYP: 10, Bağımsız: 7, ÖDP: 2, DSP: 1. Milletvekillerinin adlan ve partileri ise şöyle sıralanıyor: YTP: Rıfat Serdaroğlu, Esvet Özdoğu. Tahsin Boray Baycık, Halit Dikmen, Oğuz Aygün, Nural Karagöz, Ismet Vursavuş, Evliya Parlak, Numan Gülte- kin. Sancar Sayın, Mehmet Yaşar Ünal, Hadi Dilekçi, Bekir Gündoğan, Abdü- samet Turgut, Çetin Bilgiç, Mustafa Gü- ven Karahan, Tunay Dikmen, Edip Öz- genç, Burhan Bıçaİcçıoğlu, Hasan Öz- göbek, Mahmut Erdır, Ihsan Çabuk, Sa- lih Dayıoğlu, Faruk Demır, Gönül Saray Alphan, Mustafa Karslıoğlu, Turhan Imamoğlu, Perihan Yılmaz, Tank Cen- giz, Eyüp Doğanlar, Mustafa tlımen, Halil Çalık, Akif Serin, Ahmet Zaman- tılı, C.Tufan Yazıcıoğlu, Fikret Uzunha- san, Tamer Kanber, Bülent Ersin Gök, Cihan Yazar, tbrahim Yavuz Bildik. SPlAJi Oğuz, Mehmet Zeki Okudan. Latıf Öztek, Musa Demirci, Yaşar Can- bay, Zekı Çelık, Yakup Budak, Nezir Aydın, Ahmet Karavar, Lütfı Yalman, Lütfi Doğan, Alaattin S.Aydın, Oya Ak- gönenç, Fehim Adak, Cevat Ayhan, T. Rıza Güneri, Ahmet Cemil Tunç, Şeref Malkoç, Mehmet Batuk, Aslan Polat, Lütfi Esengün, Rıza Ulucak, Mustafa Geçer, Metin Kalkan, Bahn Zengin, Mehmet Bekaroğlu, Sacit Günbey, Hü- seyin Karagöz, Niyazi Yanmaz, Ahmet Sünnetçioğlu, Suat Pamukçu, Turhan Alçelik, Mustafa Kamalak, Fahrettin Kukaracı, Osman Yumakoğullan, Fetullah Erbaş, Mukadder Başeğmez, Hüsamettin Korkutata. ANAP: Erkan Kemaloğlu, Nurettin Dilek, Sebgedullah Seydaoğlu, Macit Pıruzbeyoğlu, Şadan Tuzcu, Emre Ko- caoğlu, Hakkı Oğuz Aykut, Yaşar Top- çu, Aydın Ayaydın. Celal Esin, Haşim Haşimi, Fuat Fırat, Halil tbrahim Ozsoy. Ömer Ertaş, Ali Güner, .Ahmet Kabil, Rasim Zaımoğlu, Mehmet Güneş, Levent Mıstıkoğlu, Şükrü Yürür, Ilhan Aküzüm, Burhan Kara, Yaşar Eryılmaz. DYP: Salih Sümer, Nurettin Atık, Sait Değer, Hakkı Töre, Fetullah Gültepe. Mustafa Eren. Mahmut Nedım Bilgiç, Nihan tlgün, Mustafa Kemal Aykurt. Abdülhaluk Çay. BağimSIZİar. Ali Gören, Burhan îsen, Mustafa Düz, Mail Büyükerman, Yücel Seçldner, Mustafa Bayram, Mustafa Kemal Tuğmaner. ÖDP: Mehmet Özcan, Nazire Karakuş. DSP: Ömer Üstünkol. (Adaylistesine giremedi) • İçtüzükteki 7 günlük değerlendirme yetkisini kullanan Ömer İzgi, "Sonuç alacak bir çağn olmadığı için başvuruyu uygun bulmadım" dedi. İzgi, Meclis olağan toplandığında, olağanüstü gündemin düşeceğini kaydederken, küskün milletvekilleri 1 Ekim'den sonra girişimlerini sürdüreceklerini belirttiler. nunu veseçim kanunlan değiştirilmeden yapılacak seçimlerin bekkneni doğur- mayacağı ortadadır. Esasen bu seçim ka- ran, normal bir ortamda veenikonu mü- zakere edilerek ülkenin ve milletin men- faallan tam anlanmla tartışılarak alın- mışdeğiklir. Parti genel başkanlannın.dü- şünce suçlanndan mahkûmiyet aldıkla- nndan dolayı kanlamadıklan seçimle- rin serbest seçimler olduğunu söyiemek mümkün değüdir'' denildi. İzgi, başvuruyla ilgili olarak dün bir basın toplantısı düzenledi. Bağımsız Adana Milletvekili Ali Gören ve YTP Amasya Milletvekıli Gönül Saray Alp- han" ın seçim karannın ıptal edilmesi yö- nündeki önerilerinin önceki gün. Mec- lis'in olağanüstü toplantıya çağnlması- ERTELEMEYE KARŞIYIM - TBMM Başkanı Ömer tzgi, düzenlediği basın toplanüsında, se- çim karannın komisyonlarda değü, genel kuruMa görüşülmesi gerektiğini belirtti. Izgi, erteleme konusunda da "Seçim karan 449 millchekilinin oymla alınnuşur. Böyle bir karann. üzerinden uzun zaman geçmeden,çokönemli sebepler çıkmadan iptal edilmesi isteğine kaolmnorunT dedL na ilişkin çağn metnin ise dün işleme konulduğunu söyledi. TBMM îçtüzüğü'nde u Meclis Başka- nı, üyelerin beşte birinin imzasını taşı- yan gerekçeli önergedeki çağn istemini en geç 7 gün içinde yerine getirir" hük- münün yer aldığını anımsatan İzgi, bu sürenin 1 Ekim'de sona erdiğini, Mec- lis'in de 1 Ekim'de olağan biçimde top- lanacak olması nedeniyle başvuruyu iş- leme koymadığını açıkladı. İzgi, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Zaten Meclis, 1 Ekim'de olağan olarak toptanacak. Mec- lis'in olağan toplannsma başlamasıyla olağanüstü gündem düşer ve olağan ça- hşma düzenine geçflir. Sonuç aha bir çağn ohnayışındanveseçim atmos- feri nedeniyle milkrvekilkrinin se- çim bölgelerinde olması nedeniyle Mecfis'i olağanüstü topianüya çağır- mayı uygun bulmadun.n Gınşime öncülük edenlerden SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu 1 Ekim'de Meclis tatile gırerse. aynı imzalarla 2 Ekim'de gi- rişimlerini yineleyeceklerini belirt- ti. YTP'li Gaffar Yakm da TBMM Başkanı İzgi'nin yorumunun yan- lış olduğunu savundu. Yılmaz: Gehjmelere bakanz ANAP Genel Başkanı Mesut Y0- maz ise partisinden 23 milletveki- linin de imzasını taşıyan seçimi er- teleme gırişiminin İzgi tarafindan engellenmesini değerlendırirken "getişmelere göretavir beorleyecek- lerinT söyledi. Bırgazetecınin "çağ- nmetnineimzaatanA\\P'h23mfl- lervekili için disiptin mekanizmasj- nın işletilip işletiûneyeceğr sorusu- nu Yıhnaz, "Hayır, söz konusu de- ğiL Biz, şimdiye kadar hiçbir konu- da böyle bir tavir içinde olmadık" diye yanıtladı. Kutan: İzgi yetldsinj aşü SP Genel Başkanı Recai Kutan, izgi'nin yetkisini aştığını belirte- rek "Yasalar böyle bir tekhf veril- diğinde, 7 gün içerisinde .Meclis'i topiamasonımluhığu var" diye ko- nuştu. Kutan, bir grup milletveki- linin TBMM'yi olağanüstü top- iama girişimiyle ilgili olarak, gerek- çe ve verilen yasateküfıni inceledik- lerini belirterek "Şu anda kurum olarak bir desteğimiz söz konusu degiL ama inceledikten sonra gayet tabii destek vermemiz söz konusu olabinr" dedi. YTP grup başkanvekilliğinden aynlan Gaffar Yakın, aday da olmuyor Kii4diııleı*nı öiKİeıi partisnıe4 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YTP Afyon Millervekili Gaffar Yakın, parti yönenminin TBMM'nın olağanüs- tü toplanmasına ilişkin girişimlerine "kurumsal" destek vermemesi üzeri- ne grup başkanvekilliğinden istifa etti ve adayhktan çekildi. Yakın, 3 Kasım seçimlerinin ülkenin hay- nna olduğuna ınanmadığı gerek- çesiyle adaylıktan çeldldigini söy- lerken, "şahsuıa aitfikirierisavun- mak" için grup başkanvekilli- ğinden ayrıldığını belirtti. Meclis'in olağanüstü toplan- ması için gösterilen çabalar. YTP içinde görüş aynhklanna yol açtı. YTP lideri fsmail Cem, erteletme çabala- nnın içinde olmadıklannı söylerken, bu amaçla yapılan başvuruya partinin 59 milletvekilinden 40'ı imza koydu. YTP Grup Başkanvekili GafTar Yakın da TBMM'de bu girişimlere öncülük etti. Ancak parti yönetiminin "kurum- sal" olarak girişimin içinde görün- mekten kaçınması nedeniyle, önceki akşam olağanüstü toplanü için TBMM Başkanlığı'na yapılan başvuru met- nine Gaffar Yalan imza koymadı. YTP • Meclis'in olağanüstü toplanması girişimlerine öncülük eden YTP'li Gaffar Yakın, partisinin bu girişimlere 'kurumsal' destek vermemesini 'bağışlamadı'. grup başkanvekilleri GafTar Yakm ve ABGünay ile HakanTartan, Hasan Gü- lay, Metin Bostancmğhı \e Bahri Sipa- hi'nin imzalanmn da üstünün kara- landığı görüldü. Başvuruda, parti yö- neticilerinden sadece YTP Grup Baş- kanvekili Oğuz Aygün'ün imzası yer aldı. Yakın istifa ve çekilme gerek- çelerini şöyle anlattı: "3 Kasım seçi- mi Türkiye'nin haynna değildL O> la- nn yüzde 40-50'siboşa gidecek. Bir tür referanduma dönüşecek seçimden son- ra ortaya çıkacak iktidarlann Irak, , Kıbns, Ege meselelerinde milB menfaatleri savunama- yacak kadar zayıfolacağıka- naatindevim. Türldye, AB'den takvim almakta da sıkmüva düşecek. Bu neden- lerieTürkiye'nin haynnaol- mayacağma inand^un bir seçimde aday olmayacağım." tt Şahsi düşüncelerini saMinmakiçin'' başkanvekilhğınden istifa ettiğıni \nr- gulayan Yakm, "Kararianmı kendim vermek istiyorum" dedi. Yakın, TBMM'yi olağanüstü toplantıya ça- ğıran başvuruya kendisinin de imza- sını eklediğini vurguladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Almanya'daki seçimi en dik- katle izleyenlerden birisi de biz Türkler olduk. Türk gazeteleri. Yeşil-Kırmızı koalisyon adı ve- rilen SPD-Yeşiller ittifakının ka- zanmasını sevinçle karşıladılar. Bu seçimlerde ilginç ve dikkat çekici olan şeylerden birisi de Türkiye'deki ve Almanya'daki Türk kökenli sağcıların Alman seçimlerinde sol ittifakı des- teklemesiydi. Sağcı Turk gaze- telerinden birısinın başlığı "Üç milyon Türk'ün Schröderse- vinci" şeklindeydi. Diğer ga- zeteler de benzer başlıklar at- mışlardı. Ortada bir gariplik var, ken- di ülkemizde sağcılık ve milli- yetçilik yaparken başka ülke- nin solcusuna sahip çıkıyoruz. Türkler ve tüm yabancılar ne- den sol koalisyonu destekli- yorlar? Türkiye'nin destekle- mesinin nedeni belli: Alman- ya'da sağcılar iktidara gelse Türkiye'nin AB'ye üyelik müza- kerelerinin yolları kesilecek. Çünkü Alman sağcılan Türki- ye'yi istemediklerini açıkladılar. Türkiye'den Almanya'ya Bakınca... Almanya'da yaşayan yaban- cılar için de sol iktidar, sağa göre daha olumlu bir tutum içinde. Birtelevizyon kanalına çıkan ve kendisini "Müslüman 7ÜA/c"diyetanımlayan biryurt- taş, kime oy verdin sorusuna "Sosyal demokratlara" ceva- bını verdi. Türkiye'de olsa bir sağ partiye oy verecek olan bu yurttaşın durumunu anlamak mümkün. Almanya'da sol ikti- dar onun işine geliyor. Burada Türkiye ile Almanya arasında bir karşılaştırma yap- mak mümkün. Almanya'daki solcu partiler, yabancıların ve azınlıkların haklarını savunma- yı kendi öiçüleri içinde bir ilke tutumu olarak kabul ediyorlar. Zaten doğal olanı da bu. Sol- cular, dünyanın her yerinde ve tarih boyuncaezilenlerin, hak- kı yenenlenn, azınlıkta kalan- lann savunuculan oldular. Mark- sizmin en temel referansı da emekçileri ve ezilen halkları sa- vunmaktı. Almanya'da olanla- n normal kabul etmek gerekir. Soruna Türkiye açısından bakarsak. işte burada işler ka- rışıyor. Türkiye'deki sağcılar milliyetçi ve muhafazakâr. Bu da normal. Türkiye'nın sağcı- lan azınlıklara, yabancılara sı- cak bakmıyorlar. Burada so- run Türkiye solunun durumu. Türkiye solu. milliyetçilikte sağ- la yarış içinde. Bir sosyal demokrat partinin lideri, seçim barajının indiril- mesine karşı çıkarken "etnik kimliğin Meclis'e girmesinden korktuğunu" söyleyebiliyor. Kıbrıs'ta en milliyetçi politika- lara "sol" kimlikli uzmanlar destek verip teorisyenlık yapı- yorlar. • • • Almanya'da bu seçimlerin en başarılı partisi Yeşilleroldu. TV kanallarında Yeşillerın bü- yük bir coşkuyla seçim başa- rısını kutlamalannı izledik. Ye- şillerin aldığı oy yüzde 8.6. Bu oyu Türkiye'de alsalar baraj al- tında kalacaklar ve parlamen- toya giremeyeceklerdi. Belki desırf bu nedenle sağcılar Al- manya'da iktidara gelecekti. Baraj iktidarın niteliğini değiş- tirecekti. Alman seçim sistemini de Türkiye'deki anormal baraj mantığı açısından yeniden ir- delemekte fayda olduğu bir gerçek. Bu konudaki ilginç ör- neklerden birisi de PDS'nin (Demokratik Sosyalizm Parti- si) durumu. PDS, bu seçimler- de yüzde beşlik barajın altın- da kaldı. Buna rağmen bölge- sinde seçilmek için yeterli oyu alan ikı milletvekili parlamen- toya gırdı. Eğer bu sayı üç olsaydı, o za- man PDS barajı aşmasa da aşmış sayılacak ve aldığı yüz- de 3.8 oy oranında Meclis'e milletvekili sokabilecekti. Ge- çen seçimlerde bu yolla Mec- lis'te temsil edilmişti. Bu siste- min önemi, baraja rağmen se- çilecek derecede oy alan ada- yın hakkını korumayı amaçla- yan birsistem olması. Almanya'daki seçimin so- nuçları AB'nin ve dünyanın dengeleri açısından çok tayin ediciydi. Irak'taABDmüdaha- lesine kesinlikle karşı çıkan sosyal demokratlar ve Yeşiller seçimi kaybetseydi, Irak mü- dahalesi kolaylaşacaktı. Avru- pa'da sol sağ dengesi bozu- lacağı için AB'nin genişleme süreci kesintiye uğrayacaktı. Avrupa'da yabancılara karşı esen ırkçı rüzgâr bu seçim so- nuçlarından kuvvet alacaktı. Neyse ki, bunlann hiçbiri ol- madı ve sol koalisyon seçimi kazandı. Avrupa'da beğensek de be- ğenmesek de solun hâlâ anla- mı olduğu bir gerçek. Darısı bizim ülke solcularının başına. Millıyetçilikten, yabancı düş- manlığından arınmış evrensel bir sol Türkiye'de de önemli başanlar kazanabilir. GLOBALpOLtTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Küreselleşmecilerin 'Savı' Doğrulamyor! "Küreselleşme" yanlılarının uluslararası düzene ilişkin bir fantezisi (pardon savı diyecektim) vardı. Geçen hafta ABD bu fanteziyi gerçekleştirmeyi üs- tüne aldığını açıkladı. Böylece küreselleşmecilerin "savı" doğrulanmaya başladı. Ancak, herfantezi gi- bi, burada da gerçekleşme noktasına yaklaşıldıkça, tatmın nesnesi bir ığrenti duygusuna yol açmaya başlıyor. Fantezi ve ironi Küreselleşme teorısınin her tarafı kapladığı yıllar- da, medyada, üniversite kürsülerinde hararetle mal- lann ve sermayenin serbest dolaşımının, teknolo- jik devrimin, Birleşmış Mılletler, Dünya Ticaret Ör- gütü, hatta Avrupa Bırliğı gibi uluslar-üstü kurumla- nn, sivil toplum örgütlerinın artan etkısinin gıderekye- ni bir siyasi alan yaratmaya başladığı ileri surülü- yordu. Bu. araziye bağlı olmayan bir siyasi alandı; geliştikçe de ulus devletın egemenlıği geriliyordu. Böylece, baskıcı, kısıtlayıcı birörgüt olan devlet ge- riledikçe insan haklan, demokrasi gibi kavramlargüç- leniyor, devletler arası savaşlaryerlerini, "uluslarara- sı topluluğun" insan haklannı korumak amacıyla yap- tığı müdahalelere bırakıyor, barış ortamı güçleniyor- du. Bu çok önemli birtarıhsel momentti: 17. yüzyıl- da imzalanan VVestephalia anlaşmasından kaynak- lanan ulus devletler duzeni bitiyor, bir küresel yöne- tişim ve demokrasi dönemi başlıyordu. Geçen haf- ta açıklanan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi de belki VVestephalia anlaşmasından doğrudan söz açmıyordu ama, açıkladığı prensiplerie bu dönemin kapandığını, yenı bir küresel yönetişim ve demok- rasi döneminin de başladığını muştuluyordu. İroni şurada, devletlenn ülkelennin sınırlan ıçinde- ki hükümranlıklarını tanıyan, direkt saldın altına gir- meden başkasına saldırmayı meşru kabul etmeyen, devletler arasında eşıtliğe dayanan bir yasal zemin kuran (gerçekte ne kadar uygulandığı bir yana) VVes- tephalia anlaşmasına dayanan dönem geride kalır- ken, hiçbir yorum gerektirmeyecek kadar açık bir bi- çimde, bir ABD imparatorluğu dönemi başlıyordu. Demokrasi ve küresel yönetişim ise ABD'nin sap- tadığı ilkelerden, taşıdığı değerlerden oluşan bir zeminde işleyecek bir demokrasi ve yönetişim ola- caktı. Kartaca'ya ölüm! Bush'un cuma günü açıkladığı ABD Ulusal Gü- venlik Stratejisi (NSS) belgesinın arkasında çok önemli bir varsayım var: "Roma Imparatorluğu'ndan bu yana, dünya tanhinde, hiçbir ülke, ekonomik, teknolojik, askeri ve kültürel alanlann hepsinde bir- den hiç bu kadar baskın olmamıştı." (Krauthammer, Kagan, Kristol, Conci Rice vb. Hatta, NSS, önsöz ve sf. 29) Gerçekten de Roma Imparatorluğuyla ben- zeriikterçarpıcı. Cumartesi BBC televızyonunda ya- yımlanan bir programda ışaret edıldiği gibi, rakipsiz askeri teknolojik üstünlüğün yanı sıra dünyanın her yerinde garnızonları (ABD'nin, BM üyesi 190 ülkenin 132'sınde askeri üslerı var), bu güçle neleryapabile- ceğini göstererek korku salan bir medya imparator- luğu Hollyvvood endüstrisi var. Medya ve Hollyvvo- od aynı zamanda ABD değerierini, yaşam alışkanlık- lannı ve dilıni (dolayısıyla semboller sistemini) hızla başka halklar arasında yayıyor, diğer siyasi birimler- deki yönelişlerı doğrudan işgal etmesine gerek kal- madan semboller alanı düzeyindeki hâkimiyete da- yanarak biçımlendirebıliyor, kendı yetiştirdıği ınsan- lann, yöneticı olarak koiaylıkla kabul edilmesıne ze- min hazırlıyor. bu ışbiriikçi siyasi liderier aracılığıyla sonuç alabilıyor. Bunlar bildiğimiz şeyler, ancak cuma günü açıkla- nan belge ikı konuyaaçıklık getirerek Roma ileVVas- hington arasındaki benzerliklerin akademik bir ilgi ko- nusu olmaktan öteye geçmeye başladığını ortaya koydu. NSS'ye göre ABD tüm gücünü kullanarak potansiyel tehdit olarak gördüğü düşmanları cay- dırmaya çalışmakla vakit kaybetmeyecek, gere- kirse tek başına ilk vuruş hakkını kullanarak im- ha edecek. (s. 5-7) Ikincısi. ABD'nin askeri üstün- lüğünü, soğuk savaş döneminde olduğu gibi teh- dit edebilecek yeni bir gücün ortaya çıkmasına, uluslararası kurumlann ABD iradesini engelleme- sine de izin verilmeyecek. (s. 29-31) ABD "Karta- ca'ya yaşam hakkı yok!" diyor ve evrensel banş va- at ediyor: ABD'nin küresel düzeyde rakipsiz ve mut- lak askeri üstünlüğü, büyük güçlerin, enerjilerini as- keri değil (askeri rekabet artık imkânsız olduğu için) ekonomik rekabet üzerinde yoğunlaştırmalanna ne- den olacak. Pax Americana Bu "PaxAmaricana" projesinin, ılk anda üç sonu- ca yol açacağı söylenebilir. Birincisi, önleyici ilk vu- ruş prensıbi, BM ve NATO beratlanna aykın oldu- ğundan, bu kurumlann uluslararası-üstü hukuksal varlığı anlamsızlaşacak; ya ABD politikalarını uygu- layacaklar ya da kenara itilecekler. Ikincisi, ABD, ön- leyici ilk vuruş hakkını kullandığı takdirde, bu uygu- lama, güçlü devletlerin zayıflara yönelik saldınlannı meşru kılan bir uluslararası hukuk prensibi düzeyine çıkacak. Üçüncüsü. tüm ülkelerin ulusal çıkarları, ABD ulusal/imparatoıiuk çıkarlan tarafindan belirie- necek, bununla çelişenler, düzeni tehdit eden unsur- lar olarak, rejımleri değiştirilecek ülkeler listesine alı- nacak. Böylece ulus devletlerin meşruiyetinin tanındığı, bağımsızlığının kabul edıldiği. savaşların belli koşul- lar dışında (haklı ve haksız savaşlar kategorisi) mah- kûm edildigı, açıklanmış bir tehdit olmadan, savaş ilan edilmeden saldırmanın reddedildiği bir duzen (şu kahrolası ulus devleti düzeni!) yerini ABD impa- ratorluğuna ve güçlünün zayıfı yuttuğu (ABD onayı- nı alarak tabii ki) bir orman yasalan ortamına bıraka- cak. Evet, geçen hafta dünyanın en güçlü devleti, post- VVestphalia döneminin başladığını ve ulus devletin bir özne olarak anlamının kalmadığını muştuladı. Şim- di, Küreselleşmecilere, şeytanın şu sözünü hatıriat- manın tam zamanı: "Neyi arzuladığına dikkat et, ba- karsın arzun gerçekleşiverir!" Türk'ten Kanadoğkı'na yanıt • ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabıh Kanadoğlu'nun kendisine yönelik eleştirilerine katılmadığını belirterek "Görüşlerimi kamuoyu} la paylaşınm' dedi. Kanadoğlu. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nın AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan"la ilgili karan konusunda Türk'ün görüş belirtmesinin şık olmadığını, Yargıtay karannı eleştirmesinin kendilerini ıncittiğinı söylemişti. Kanadoğlu'nun eleştinlenne yanıt veren Türk. amacının Yargıtay'ı ıncitmek olmadığını vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle