11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2002 PAZARTESİ DISBASEV İngiltere'de yaşayan Iraklı gazeteci Alkifey, asıl tehdidin Saddam'ın silahlanndan değil doğasından kaynaklandığını öne sürüyor Saddam'ı düşür, halkmkalbini kazan THE INDEPENDENT HAAÜD ALİALKÎFEY* Anavatanım Irak'ı terk edeli 22 yıl oldu. Saddam Hüseyin'in vahşi yönetimi altında daha uzun süre yaşayamazdım. Ülkeyi terk ettiğim sıralarda tran-Irak arasında yıllarca süren savaş başlamak üzereydi ve şanslıy- mışım kı Ingiltere'ye öğrenci olarak gelmek üzere vize almayı başardım. O yıllara geri döndüğümde Saddam'dan kurtulmak için Hindistan'a, Ruanda'ya hatta Afganistan'a bile gıtmeyi düşündüğümü hatırlıyorum. Hem maddı hem de ruhsal açıdan büyük bir bunalım yaşıyordum. Benden sonra birçok kışinin ülkeyi terk etmeye çalıştığını ancak çok azının başardığını bıliyomm. Saddam Hüseyin benim ailemı mahvetti ve sonuç itibanyla beni "sürgüne gönder- miş" oldu. Fabian Derneği'nden (ingilte- re'de ılımlı sosyalıst bir dernek) Saddam'ın oluşturduğu tehlike hakkında bir konuşma yapmak için teklıf aldığımda nereden başla- yacağımı bılemedım. Saddam'ın 15 yaşındayken işlediğı ilk cı- nayetten mı başlasaydım? Yoksa partisinin 1968'de masmn işadamlarmı öldürüp, mal- lanna el koyarak nasıl yönetimi ele geçirdi- ğinden mi?Belki de 1988'de Halepçe'de 5 bin sivilin ölümüne neden olan ilk kimyasal saldınsından ya da 180 bin Kürt'ün ölümü- ne neden olduğu operasyondan başlamalıy- dım. JSatı, geçmişte Ortadoğu'daki diktatörlerin, despot liderlerin dostu olmaya çalıştı. Ancak, şimdi sadece liderler yerine tüm insanlann dostluğunu kazanma şansı geçti eline Batı'nın. 1 ngiltere'de sürgün yaşayan Iraklılann hemen hemen hepsi bir gün ülkelerine dönmek istiyor. Şahsen ben, Saddam'ın düşürüldüğü günün ertesinde bir uçakta ve yola çıkmış olacağım. Belki en iyi başlama noktası, bugün Sad dam'ın elinde bulundurduğu, bütün dünya- yı korkutan kitle imha silahı potansiyeli. Ve Birleşmiş Milletler'in silah denetleme planının neden işe yaramayacağı. Tehdit sadece elinde bulundurduğu silahlardan kaynaklanmıyor. Dünyada birçok ülkenin elinde bu tür silahlar var, ancak çok az kışı bu silahlar dola- yısıyla hayatlannın tehdit altında oldu- ğunu düşünüyor ve korkuyor. Saddam'ın saplantıları Asıl tehdit, Saddam Hüseyin'in doğa- sından kaynakla- nıyor. Ülke yöne- timini ele geçirdi- ğinden beri üç saplan- tısı var: "GizfiHk, güven- lik ve silahlar." Üçünü de elde ettiği için şanslıydı, tabii bedelıni Irak halkı, komşu ülkeler ve çevreye ödeterek. Tarih, ödenen bedellerin en önemli tanığıdır. Saddam'ın her soruna yönelik tek çözü- mü o kişi veya şeyi fiziken ortadan yok et- mektır. Ve bu yok edış Irak sınırlan içinde kalmaz. 1982'de kendi- sıyle îran arasında arabuluculuk yap- mak isteyen Ceza- yir Dışişleri Baka- nı'nın tutumu hoşu- na gitmediğinde yaptığı gibi. Baka- nın uçağının düşü- rülmesini emretti ve hem onu hem de uçak- taki herkesi öldürtmüş oldu. 1986 yıhnda . Irak'ın bir uçağı ka- çınldığında ise işi banşçıl bir yolla çözmeye ça- lışmak yerine yıne uçağı vurdurdu. B ö y 1 e c e korsanlan temizlemiş oldu, ama onlarla be- raber masum yolculan da. Iran, Irak toprak- lannı işgal ettiğinde ve Iraklı askerleri rehin aldığında verdiği kimyasal silah kullanma emri de yine binlerce îranlı askeri olduğu kadar kendininkileri de öldürdü. Her gün idam kararlan alıp, "Katü vaciptir* emri ve- riyor, bir kısmını da soğukkanlılıkla kendi infaz ediyor. Bir keresinde Sağlık Bakanı'nı kabine toplantısı sırasında öldürdü ve baka- nın cesedi yan odadayken toplantıya devam etti. Askeri darbeyle basa geçtıkten sadece iki hafta sonra işbirlikçilerinın tutuklanmasını emretti ve sürgüne gönderdı. Daha sonra da birini Londra'da diğennı ise Kuveyt'te ya- kalayıp öldürttü. Savunma bakanı atadığı kızkardeşinin kocasını da fazla popüler ol- duğuna inandığı gün yine uçak düşürme yöntemıyle yok etti. Cüç kazanınca anlasmayı yırtar Anlayacağınız Saddam'ın suç dosyası an- latılmaya kalkıhrsa uzadıkça uzar. Saddam Hüseyin 1970'te Molla Mustafa Barzani'nın liderliğindeki Kürtlerle anlaşma ımzaladı. Bir yıl sonra Barzani'ye dın adamlanndan oluşan bir delegasyon gönderdi ve heyetteki "din adamlanndan biri" Barzani'nın ceketi- nin altına bir bomba yerleştirdi. Şans bu ya bu sefer taktık işe yaramadı, Barzani kurtul- du ve delegedekilerden birkaç kişi öldü. Saddam gücü azaldığı zaman "masıunu" oynar ve anlaşmalar imzalar. Kendini güçlü hıssettiğınde ise bu anlaşmalann hakça ol- madığını ve zor dönemlerde imzalandığını söyleyerek onlan yırtıp atar. Kendısınden herhangi bir alanda daha iyi olduğunu düşünen herkesten nefret eder. Onun intıkam alma isteğı sadece insanla- ra yönelik değıldir. Halepçe'dekı katliamda örneği görüldüğü gibi kentlere de yönelik. 12 yıl boyunca Saddam'ın yakın çevre- sınde yaşayan ünlü Iraklı yazar ve aydın Hasan d-Alavi, "Irak: Gizli Örgüt Devieti" adlı bir kıtap yazdı. Kıtapta Saddam'ın ül- keyi partı yönetımindekılenn bıle olanlar- dan haberdar olmadığı gizli bir şekılde yö- nettığı savunuluyor. Saddam ve silahları hakkında bıldıklenmız, hıçbir şekilde hikâ- yenın tamamı değıl. Saddam ikı şeyden hıçbir zaman vazgeç- mez: Silahlar ve ülkesini yönettıği gizlilik. Bu da silah denetımının neden işe yarama- yacağmın kanıtı. O hiçbir zaman yüzde yüz işbirliği yapmayacak. Irak halkı otuz yıldır sessizlik içinde acı çekiyor. Batı, geçmişte Ortadoğu'daki diktatörle- nn, despot liderlenn dostu olmaya çalıştı. Ancak, şımdi sadece liderler yerine tüm in- sanlann dostluğunu kazanma şansı geçti eli- ne Batı'nın. tngiltere'de sürgün yaşayan Iraklılann hemen hemen hepsı bir gün ülke- lerıne dönmek istiyor. Şahsen ben, Sad- dam'ın düşürüldüğü günün ertesinde bir uçakta ve yola çıkmış olacağım. (19 Eylül) * Alkifey, tngiltere 'de yaşayan Iraklı bir gazeteci-yazar Ingiltere'nin BBC imparatorluğu THE«âK&TIMES BBC Genel Müdürü GregDyke'ın "impant- torluk" yolundaki başansı fair-play kurallan ve makul düşünceyi hiçe sayarak sürüyor. Onun taburu dün, kurumunun dördüncü dijital kana- lı BBC 3 için bazı siyasilerin karşı çıkmasına rağmen hükümetten onay aldı. BBC 3 diğer yeni BBC kanallannın onaylandığı geçenyılred- dedilmişti. Yeni kanalın onaylanmasının duyurusu par- lamentoda, şartlann zorlaştığının konuşulduğu güne rastladı. Ancak, bu kanalın "E4" (Cha- nel Four'a ait) ve "Sky One" (News Internati- onal bünyesindeki BSkyB'ye ait) gibi özel te- levizyonlara ait kanallann ticari hizmetlerinin bir kopyası olacağından ve bu hizmet tekran- nuı vergi mükelleflerinin kesesinden yapüaca- ğından bahseden yoktu. Hükümetin geçen yıldan bu yana değişen ka- ran kimsenin cesaret edemediği bir şeyden kay- naklanıyor. O da eski tip televizyon kanallan- nın yayın aralığını açık arttırmaya çıkarma is- teği. Analogyani eski tip kanallardijitallere oran- la 10 kat daha fazla yayın aralığı kullanıyorlar. Bu da değerli yayın aralığını boşaltmak için tn- giltere'yi televizyon alanında "dijitaDeşmeye" zorluyor. Işin ilginç yanı ülkenin, hükümetin 2010 yılında analog sinyallerini kapatma hede- fine ulaşmak için yeteri kadar çabuk davran- maması. Evlerin yüzde 40'mdan 1 he Times, özel « n ı d a di J ital tele - . „ .. ' . vızyonvar. kanallan tıcarı B u yaklaşım tü- kayba uğratacak ketici içinkötü ha- olmasına rağmen ***. Bağımsız Te- u-ı^"~.~*+~~ levızyon Komıs- hukumetten yo J ( I T Q dordlUlCU blT BBC'nin yeni ka- dijital kanal onayi nallannın özel te- alan BBC'nin levizyonlara rek- , .. , lamkaybınedenıy- genel mudurunun ,e 7 Ue y 2 5 ^ ^ çalişmalaruil sterlinemalolaca- "İmparatorluk ğınıtahmin ediyor. kurma" isteği B ü £j k , k f£ 1 I l a r , , °. ayakta kalabılır, olarak yorumluyor. a n c a k ^ ^ k a . nallar için aynı şe- yi söylemek zor. Eğitim alanında yayıncılık ya- panlar da BBC'nin bu alanda kendi tekelini kurma girişimiyle ne yapacaklannı şaşınnış durumdalar. Greg Dyke'ın çok yetenekli bir işadamı ol- duğu kesin, ancak sorumluluk sahibi bir kamu yayıncısı olduğuna bu kadar kesin gözle bala- lamaz. BBC 1 'de hiç de kaliteli ohnayan prog- ramlann sayısının gün geçtikçe artması hükü- mete BBC 3'ün de iyi niyetle yola çıkacağı an- cakkötüprogramlarla sonuçlanacağı konusun- da bir uyan olmah. Bakanlar BBC ile yeni ka- nalın izleyiciye ne sunacağı konusunda pazar- lık etmek istedi. Ancak, alınan sözler o kadar garantili değil. BBC 3 'ün ileride başka biryöne kaymasını engellemek için yapılacak çok az şey var. Greg Dyke, bir işadamı olarak kendi maceralannı vergi mükelleflerine finanse ettir- mek gibi pek de alışılagelmiş olmayan bir lük- se sahip. Sorun olan güneş onun imparator- luğunda hiçbir zaman batmazken birçok baş- ka Ingiliz firma gün ışığını hiç görmeyebilir. (18 Eylül) o'grencının sesuGörüntüler Uruguay'ın başkenti Montevideo'dan. Geçen cuma günü binlerce öğrenci sokaklara dökülerek finans merkezi olan eski kent merkezinin girişini kapatü. Ellerinde pankartlarla ha\ lararak yürüyen öğrencilerin isteği dünyanın onlardan çok uzakta olan birçok ülkesindeki gençlerden farkb değüdi Özelükle üniversite gençttği eğhımlerini rahatça sürdürebilmek için devletten daha fazla maddi destek ve iş imkânı istiyordu. Hak aramak için yürüyüş düzenleven öğrencilerin sesi ve kol kola görüntüsü hiç şüphesiz Hindistan'da, l ganda'da ve hatta Türkive'de şartlannın hileştirilmesini isteyen öğrenciler adına da >ankılanrvordu Montevideo'nun sokaklarmda. (Fotoğraf:AP) İsveç, Fransa ve Almanya'da birbirinden farklı 3 sosyal demokrasi görüşü ortaya çıktı Avrupa'da devletçi olmayan sol kazanıyor THEGUARDIAN DENIS>IACSHA>fE îngiltere'nin solu -teoriyı yazanlar ve prati- ğını uygulayanlar- şu anda eşi olmayan bir fir- satı yakalamış durumda. Bu yıl seçim yanşla- rında üç birbirinden farklı demokratik sol mo- del görüldü. Fransa, Almanya ve Isveç'te sos- yal demokrasinin üç versıyonu -devletçi, küre- selleşme yanlısı (liberal ekonomi yanlısı) ve ikisinden de unsur içeren korporatif sosyal de- mokrasi- seçmenlertarafindanyargılanıyor. în- giltere'yi, 21. yüzyılın demokratik solu için ıdeolojık bir tartışma beklıyor. TonyBlair'in Işçi Partisi A\Tupa'nınhangi sos- yal demokrat modeliyle anıünak ıstediğine ka- rar vermeü. Avrupa'da kıtaya has tek bir demok- ratik sol modeli olduğu ınanışının aksine Av- rupa'nın sol politikasının değişıme uğradığını, bunun analiz edilip tşçi Partisi'nin bundan son- rakı adımlannın ona göre atılması gerektiğini görmeli. Fransa'da, Mitterrand'ın 1981 'deki zaferin- den sonra yerleşen devletçi, merkezi yönetim- ci sosyal demokrasi modeli özellikle maaşa ba- ğımlı yaşayan seçmenlertarafından reddedildi. Alternarives Economiques dergisinde Ingilte- re ve Fransa'yı karşılaştıran Guiüaume Duval, "AvTupa'daki birçok meslektaşmm aksine hâlâ yönetimde olan Blair'in başansıişgöcünü değer- Jendiren ve katma değer\ergisüıin maaşlara ek- lenen payını arttıran klasik sosyal demokrasiyi ırvgulâmasından kaynaklamyor'' dıyor. Devletçi zihniyet Fransa'da ne işyerlerinin kapanmasını ne de işsizliğin artmasını önleye- son ve Gryppen firmalannın başanlannda gö- rüldüğü gibi "üretime son" anlamına gehni- yordu. Seçimlerde yüzde 40 oy alarak birinci parti olan Isveçli Sosyal Demokratlar ne de\- letçiliğin ne de korporatifçiliğın, başka deyiş- le biraz devletçi biraz liberal olan modelin mo- dern çağımızda ınsan, kültür ve menkuller için yeterli koruma sağlayacağını düşünüyorlar. /#ence Ingiltere için 20'nci yüzyıla alternatif sunan Kuzey Denizi Modeli'ni uygulamalı. îsveç'ten sonra Almanya'da Schröder de kazanırsa İngiltere'de de aynı model başarılı olabilir ve bu olursa, devletçi Fransa'da olumsuz sonuç alındığı göz önünde tutularak "Avrupa'da devletçi olmayan sol kazanıyor" savı çıkanlabilir. bildi. Şımdi Fransa'daki bazı solcular aşm dev- letçi tanmpohtikasını eleştirmeye başladılar. An- cak, hâlâ 2 yüzyıldır süren Jakoben, tüm yetki- ler devlete politika teorisınin ülkedeki demok- ratik sol politıkalann yeniden şekillendiriLme- sinin önünde engel oluşturduğunun farknıa va- racak manhkta değiller. 15 Eylül'de Isveçli sosyal demokratlar seçim sınavından geçtiler. Onlar da endüstriyel sos- yal demokrasi yerine aydınlatıcı, bılgı çağı sos- yal demokrasisi uyguluyor . Bu, Volvo, Erics- Isveç'in sosyal demokrat partisi birçok alan- da Blairist politikadan daha çok reforma açık. Parti lideri ve Başbakan Göran Persson ülke- nin posta servisini özelleştirdi, okullara yerel ve merkezi yönetim bürokrasısinden bağımsız ohna yetkisi verildi. Persson tsveç'e Euro'yu da kabul ettirmek istiyor. Kuzey Denizi'nin etrafında bilgi çağının sos- yal demokrasisi şekillenıyor. Kendine güvenen ve sürekli reform yapan bir anlayışı benımsı- yor. Eşitlik ve yüksek kalitede toplumsal hiz- meti sağlayan ilerici politika uyguluyor. Siya- silenn eğifime bir servet harcayan parti üyele- rine ve sendıkacılara modern bir toplumu yö- netmenin ne kadarzor bir ış olduğunu anlatmış oluyor. 22 Eylül'de ise Almanya'da büyük sınav var. Avrupa'nın, devletçi ve liberal ekonomi yanlı- sı politıkalann ortasındakı -ikisinden deunsur içeren, korporatif' sosyal demokrasi modeli sınava giriyor. Başbakan Gerhard Schröder, bir keresinde Le Monde'un Lionel Jospin'in sosyahzmını destekleyip desteklemedigı yolun- daki bir soruya "hayır'' yanıtını vermişti. Çün- kü Alman polıtikası güçlü, merkeziyetçi dev- let anlayışuıa karşı çıkıyordu. Alman sosyal demokrasisi işçı, sendika, kilıse, çittçi, kısaca tüm kesimler arasında arabuluculuk yapan kor- poratif bir model uyguluyor. Ve pazar günü seçimi kazanırsa kı son araştırmalara bakıl- dığında öyle olacak gibi görünüyor. 4 mılyonu aşkın işsize ış bulmak zorunda olduğunu biliyor. Bence tngiltere için 20'nci yüzyıla alternatif sunan Kuzey Denızı Modeli'ni uygulamalı. Is- veç 'ten sonra Almanya'da Schröder de kazanır- sa tngiltere'de de aynı model başanlı olabilir ve bu olursa "Avrupa'da devletçi olmayan sol kazanıyor" savı çıkanlabilir (17 Eylül)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle