09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLUL 2002 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜÎVEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada "en anayasanın 76. Milletvekili Seçimi Yasası'nın 11. maddeleri RTE (ve Erbakan'la diğer iki siya- setçıyi)engelledi. Hemen ardından RTE "memnu haklannın iade- sinialabilirse milletvekili olma umudunu taşıyaca- <J/"önesürüldü. Karşı görüş, anayasanın bilinen 76. maddesi- ne dayanıyor. RTE'nin hukuksal yanı kadar, siyasal yönü bu- gün ilginç çizgiler içeriyor. Söylediğine ve söylendiğine göre; RTE, ekim ayında Anayasa Mahkemesi kararı gereği, göre- vi bırakacak ve hemen sade bır vatandaş olarak AKP'nin genel başkanlık koltuğuna tekrar otura- cak. Bu kararlılık, RTE'nin gayrimenkulü gibi gördü- ğü AKP'yi bırakmaya hiç niyetli olmadığını gös- teriyor. Her ne olursa olsun, "siyaseti bırakmayacağı- nı" daha önceleri açıklayan RTE; dün, bugün ve yarın genel başkan kalıyor. "Yasaklaha milletin önünü kesmeye çalıştıklan- nı" söylerken kimi hedef aldığını, örneğin Yargı- tay'ı mı, YSK'yı mi, ama kimi hedef aldığını söy- lemıyor. YSK karan ıle "milletin önünü kesmenin" ne ilgi- si yar? YSK karan, milletvekili olmasını engelliyor. Üstelik YSK Başkanı Tufan Algan'ın "alınan kararlann mevcut yasalara ve... AB'ye uyum ya- salarına uygun olduğunu" söylemesine karşın AKP; durmadan yasaiara karşı davranıldığını, RTE ise çelme takıldığını, Avrupa Insan Hakları Mah- kemesi'ne gideceklerini söyleyerek hukuksal açı- dan tartışmayı sürdüreceklerinı gösteriyor. Ne çare; AKP'lilerle RTE'yı ürküten bir dizi da- va gündemde. Beledıye ihaleleri ve mal varlığıy- la ilgili tam 9 ceza davası. öyle ki, 9'dan birinden alacağı mahkûmiyet, yaşam boyu siyaset yapma- sını önleyebilir. RTE ola ki, AKP iktidannda siyasal geleceğini engelleyen yasaların -başta anayasanın 76. mad- desi- değiştirilebileceği umudunu taşıyor. RTE'yi engelleyen öyle çok yasa var ki, hele koalisyon- lar döneminde, hangı birini değiştireceksin? Aynı kulvarda koşan bir başka isim Erbakan: YSK'yi ayıplarken "karann 'emirie' verildiği" gibi, ne var ki, "emrin" kim tarafından verildiğini açık- lamayan dayanaksız bir savla yenıden savaş ala- nına giriyor. • • • Seçim sanki 4 isim üzerine kurulu. Sanki sade- ce RTE ile Erbakan, Murat Bozlak'la Akın Bir- dal'ın milletvekilliğı engellenmiş. Oysa 60, belki de daha fazla adaya YSK, milletvekili yeterliliği- ne sahip olmadıklan gerekçesiyle onay vermemiş. Irili ufaklı partilerimizin aday seçiminde ne den- li duyarlı, dikkatlı olduklarını bu sonuç göstermi- yor mu? YSK olmasaydı, değişik suçlardan mahkûm olan birçok kişi milletin vekili seçilecek, duyarlı her konuda oy sahibi olacaklardı. • • • Geleceğiyle ilgili siyasal tartışmaların kimileri- ne RTE açıklık getirdi. örneğin, sicilini temizleme olanağını bulduktan sonra "ara seçimle milletve- kili olmayı 'ahlaki' bulmadığını" söylüyor. Tek ba- şına iktidan kesin görmesine karşın CHP ile ko- alisyona kapıyı aralıyor. Daha önceleri ekonomi- yi teslim etmeyeceklerini açıkladığı Derviş soru- sunu; "Oturulur, konuşulur" diye yumuşak bir ya- nıtla geçiştiriyor. "Başbakan sıkıntısı çekmeye- ceklerine" değinirken neredeyse "Bizde başba- kan çoook" der gibi. Kendini alkışlattığı AKP'li kalabalığa duygusal nutukla seslenirken ülkeyi şöyle tanımladı: "Tür- kiye bu 'karanlık tünelden' çıkacak" dedi. Bu mantığa göre, RTE aday ve milletvekili ola- mayınca ülke "karanlık tünelde!" Yoksa, YSK ülkenin karanlık tünele girmesini mi engelledi? Gerçek şu: RTE'nin tünelin ucundaki ışığı gör- mesine daha çoook var! AL GÖZÜM SEYRETLE IŞIL ÖZGENTÜRK Kuşlarneden hep uçar? I BaştarafiArka Sayfada tamayacağım geliyor. Çünkü TRT, bünyesin- deki iki tematik prog- ramını "Vr e Sinema", "Ve Perde"yi bu yıl programdan kaldırdı. Nedenini bilmiyorum. Ama bir yıldır "Ve Si- nema"yı adım adım iz- lediğim için bu prog- ram hakkında epey bil- gim var. Program dokuz yıldır sürüyordu ve sinema dünyasından gerçek anlamda haber veren ender programlardan biriydi. Sinemaya hür- met duyan ender sine- ma programlarından biriydi. Yeni bir filmin çekim haberini ilk o program sayesinde öğ- reniyorduk, eski sine- ma adamlarının çok renkli anılannı da. He- le geçmişten portreler muhteşemdi. Dedim ya benim için sinemaya hürmet eden ender bir programdı. TRT bu, istediği programı yayımlar, is- tediğini kaldırır diye- ceksiniz. Acaba öyle mi? Malum, TRT'nin en büyük para kaynağı, bızlerin ödediği elekt- nk faturalannm yüzde 3'ü. Üstelik biz kentliler kaçak elektrik kulla- nanların parasını da ödediğimiz için katkı payımız neredeyse yüz- de 5'e geliyordur. Şim- di ben bir kentli olarak, TRT'den iyi bir sinema programını talep etmek hakkına sahibim. Diyeceksiniz, senin görev aldığın program kaldınldığı için böyle konuşuyorsun. Yapma- yın, dokuz yıllık prog- ramın ben sadece son bir yılında vardım, dört yıl sunuculuk yapan Sevgili Sevin Okyay ve her hafta koşturan, daha güzel, daha hare- ketli, izlenilen bir prog- ram yapmak için her an her saat sinema düşü- nen Huma kız, Şengfil kız, Berna ktz, Binnur kız da çok üzgün. Neredeyse klasikleş- miş bir programa yazık oldu. Şimdi kuşlann o muhteşem özgürlük dünyasını bizlere kim anlatacak? Işte böyle, bazen kuş- lan kıskanmamak ola- naksız. Filmin başında şöyle bir cümle vardı: "Göçmen kuşlara binlerce kilometre uç- mayı göze aldıran şey bir ülke vaadidir." Kuşlar kendi vadilerini yaratıyorlar ya biz, biz insanlar, kaçımızın kendi vadisi var? seyreyleısı[email protected]ın Adayların 22'si Türk GÜRAY ÖZ FRANKFURT - Federal Al- manya'da siyasi partiler son se- çim toplantılannı dün yaptılar. Sosyal Demokrat Parti Başka- nı Gerhard Schröder kap- manyayı, Dortmund'da yaptığı toplantıyla kapattı. SPD'nin son seçim toplantı- sına Nobel Ödüllü yazar Gün- ter Grass da katıldı. Muhalefe- tın adayı Edbund Stoiber ise kampanyanın son toplantısını Berlin'de gerçekleştirdi. Sosyal Demokratlar, son ka- muoyu yoklamalannda az bir farkla önde görünüyorlar. SPD, Adalet Bakanı Herta Daubler Gmelin'ın Bush-Hitler karşı- laştırması nedeniyle zor duru- ma düşmüştü. Buna karşılık ka- muoyu yoklamalannda hâlâ bir puan önde görünüyor. Bu seçimlerin önemli bir özelliği ise 400 bini aşkın Türk kökenli Alman'ın da seçimler- de oy kullanacak olması. Bin- de 8 'lik bir oy potansiyeline sa- hip Türklerin belirli seçim böl- gelerinde etkin olmalan müm- kün. Partilerin göçmenlere kar- şı tutumu, diger seçmenlerin oyunu da etkiliyor. Türklerin favori partisi Sosyal Demokrat Parti. Muhafazakâr CDU-CSU blokunu tercih eden Türkler, son günlerde Stoiber'in göç- menlere ve SPD hükümetinin çıkardığı Göç Yasası'na karşı tutum alması nedeniyle tutum degiştirdiler. Hıristiyan Birlik partileriyle ilişki içinde olan ve CDU yan- hsı olarak bilinen HürTürkTeş- kilatı yöneticilerinden Hasan Tekin, SPD Avrupa Milletveki- 11 Ozan Ceyhun'a yaptığı açık- lamada seçim kampanyasında- ki olumsuz tutumu nedeniyle CDU üyesi olmalanna rağmen Stoiber'e oy vermeyeceklerini belirtti. Türklerin yüzde 60 'ın üstün- de bir oranla SPD'yi tercih ede- ceklerini gösteren Türkiye Araştırmalar Merkezi araştır- masına göre, Yeşiller de yüzde 12 dolayında oy alabilecekler. Seçimlerde Türkler yalnız seçmen olarak değil aday ola- rak da yer ahyorlar. Bu seçimlerde Hür Demok- rat Parti dışında önde gelen di- ger partiler listelerinde Türk adaylara yer verdijer. Listelerinde Türk kökenlile- re en fazla yer veren parti De- mokratik Sosyalizm Partisi PDS oldu. PDS adaylannda Evrim Baba'nın partisi barajı aştığı takdirde milletvekili se- çilebilme şansı yüksek. Sosyal Demokrat Parti'den ön sıralar- da yer alan Lale Akgün'ün se- çileceğine kesin gözüyle bakı- lıyor. Yeşiller Partisi'nde de Ekin Deligöz'ün seçilme olanağı var. Seçimden önce fazla uçuş millerini yakınlan için kullan- dığı ve özel bir kamuoyu şirke- tinden kredi aldığı için görev- lerinden istifa eden Yeşil Mil- letvekili Cem Özdemir'in du- rumu ise açıklığa kavuşmadı. Cem Özdemir seçim bölgesin- de 6. sırada bulunuyor. Özde- mir'in durumu, seçildikten sonra açıklığa kavuşacak. Alman seçimleri Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Ed- mund Stoiber'in seçilmesi ha- linde Türkiye'nüı AB üyeliği ile ilgili olumsuz bir tutum ala- cağı biliniyor. Stoiber, Türkiye'ninAB üye- liğine sıcak bakmadığını birçok kez dile getirmişti. SPD ise Türkiye'de kabul edilen son AB yasalanndan sonra Türkiye'ye müzakereler için gün verilmesi konusunda daha olumlu düşünüyor. SPD içinde de müzakere tarihi için erken olduğunu düşünenler bu- lunmasına rağmen. parti üst yö- netimi uygulama konusunda atılacak adımlar atılırsa Türki- ye'yi destekleyecek. Son kamuoyu yoklamalann- da ortaya çıkan sonuçlar her i- ki tarafın da kazanabileceğini gösteriyor. SPD az bir farkla önde bulunuyor, ancak sayılan giderek azalan kararsızlann tu- tumu seçim sonuçlannı belir- leyecek. Seçim sonuçlannı heyecan- la bekleyen bir parti de baraj sı- nınnda bulunan Demokratik Sosyalizm Partisi PDS. PDS'nin barajı aşamaması du- rumunda parlamentoya girebil- mesi ancak üç adayının doğru- dan parlamentoya girecek mik- tarda oy almasına bağlı. RuhiSu ölümünün 17.yılında anüdı lstanbul Haber Servisi - Halk türkülerine kat- bgı yeni yorumuyla unutulmaz devrimci sanatçı Ruhi Su, ölümünün 17. yılında dostlan tarafından türkülerle ve çiçeklerle mezan başında anıldı. To- roslar'dan getirilen kekikler kabrine serpildi. Büyük ozan Ruhi Su, ölümünün 17. yılında se- venleriyle Zincirlikuyu'daki mezan başında bu- luştu. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenle- dığı anma töreninde konuşan eşi Sıdıka Su, kur- duklan kültür merkezi ile Ruhi Su'yu yaşatmaya ve onu hiç tanımamış olanlara anlatmaya çalıştık- lannı belırterek "Şu anda burada görüyorum ki, onu bilmeyen yok. Anılannı yaşatarak biz de büyüyoruz" dedi. Ruhi Su'nun arkadaşlanndan ve eski Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Nihat Sargın, Türkiye'de 194O'lı yıllann başında sosyalist düşü- nen insanlara yönelik baskılann artmaya başladı- ğını ifade ederek şunlan söyledi: , "Baslalar artmaya başlamıştı. Bir toplantı- mızı basan polisler bir arkadaşımızı pencere- den iterek öldürdüler. Arkadaşımız 6 gün bo- yunca komada kalnııştı. Biz daha öldüğünü öğ- renir öğrenmez polisler arkadaşımızm cenaze- sini çoktan gömmüşlerdi. Hiçbir şey yapama- dık. Ama Ruhi Su aldı sazını eline ve türküsü- nü söyledi." Ruhi Su Vakfı'nın düzenledıği anma töreninde ölümsüz sanatçının türküleri, sevenleri tarafından saz eşliğinde okundu. Vakıf yöneticilerinden Karabey Aydoğan ve trfan Ertel, Ruhi Su'nun unutuhnaz türkülerini seslendirirken Ruhi Su Dostlar Korosu da Ruhi Su dostlanna küçük bir konser verdi. (Fotoğraflar: HÎLAL KÖSE) Türk-Js: Işçi emeklisine zam yapılsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-Iş, memur- lara 2002 yılı için yapılan iyi- leştirme zammının işçi ve es- naf emekli ayhklanna da yansıtıhnasını istedi. Türk-Iş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıç, işçi ve esnaf emeklile- rine iyileştirme yapıhnama- sının, toplumsal huzursuzlu- ğa neden olacağını savundu. Türk-Iş, memurlara yapı- lan iyileştirmeden işçi emek- lilerinin de yararlanması için hareketegeçti. Ekim ayından itibaren geçerli olmak üzere tüm memurlara brüt 75 mil- yon lira verilecegine dikkat çeken Salih Kılıç, işçi ve es- naf emeklileri için de Bakan- lar Kurulu'nun yetki kullan- masını istedi. Memurlara yapılan son ar- hş oranı dikkate alındığında, SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetim aylıklanna aylık TÜFE doğrultusunda yapılan toplam artış oranının, memur emeklilerine yapılan artışın gerisinde kaldığını \ r urgula- yan Kılıç, halen Emekli San- dığı 'nda en düşük emekli ay- hğının 296 miryon 540 bin li- ra iken en düşük SSK emek- li ayhğının 234 miryon 76 bin 101 lira, en düşük Bağ-Kur emekli ayhğının ise 135 mil- yon 659 bin 31 lira düzeyin- de olduğunu belirtti. Türkiye AIHM'ye uymuyor ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin Avrupa tn- san Haklan Mahkeme- si'nce (AÎHM) aleyhin- de verilen birçok karan uygulamadığı öne sü- rüldü. AK Parlamenter- ler Asamblesi (AKPA) Hukuk ve Insan Haklan Komitesi Raportörü Hollandalı sosyalist milletvekili Erik Jur- gens tarafından hazırla- nan raporda, Türki- ye'nin uygulamadığı öne sürülen kararların listelerine yer verilirken cezaevindeki eski DEP millervekillerinin yeni- den yargılanmadığına, Rum Bayan Loizi- dou'ya tazminat öden- mediğine dikkat çekili- yor. AlHM'nin Türkiye aleyhinde verdiği çok sayıda karann uygulan- madığı öne sürülen ra- por, yann AKPA oturu- munda görüşülecek. AKPA'nın yann başla- yacak olan sonbahar oturumlannın günde- minde Türkiye'nin AlHM kararlanmn uy- gulamasına ilişkin bir madde de bulunuyor. Jurgens'in raporu. AİHM kararlannın yeri- ne getirilmediği dava listeleri, AKPA Türk Delegasyonu'nun bu lis- telere ilişkin görüşleri ve raportörün Türk Dele- gasyonu'nun değerlen- dirmeleri konusundaki görüşleri olmak üzere, üç bölümden oluşuyor. Bu çerçevede, rapor- da Türkiye'nin mahke- me tarafından belirlenen tazminatlan ödemediği veya geç ödediği, yeni yargılanma yapmadığı, Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirmediği gibi bir- çok iddiaya yer verilen raporun eklerinde ise Türkiye'nüı AlHM ka- rarlannı uygulamaması üzerine AK Bakanlar Komitesi"nce alınan ara kararlara yer veriliyor. Raporda aynca, AK- PA'nın yarınki oturu- munda görüşülecek olan karar tasansı öntas- lağı da bulunuyor. Taslakta Türkiye'de son dönemde gerçekle- şen anayasal ve yasal değişikliklerin olumlu karşılandığı belirtilirken bu değişikliklerin Avru- pa Insan Haklan Sözleş- mesi'nin (AİHS) ihlal- îerini önlemeye katkıda bulunacağı kaydedili- yor. Sağlanan ilerleme- İere karşın bazı önemli sorunlann çözümlene- memesinden duyulan üzüntü dile getirildigi karar tasan taslağında Türkiye'den atılması is- tenen adımlar şöyle su-a- lanıyor: - Avrupa tnsan Hak- lan Mahkemesi'nce belirlenen tazminatla- ra ilişkin ödemeler. mahkemenin kararla- nna uygun bir biçim- de yerine getirilmesi (90 dava); - Adil olmayan yargı- lamalann sonucunda mahkûm olan başvuru sahiplerinin yeni bir ge- cikme ohnadan yeniden yargılanması veya ben- zer telafi edici önlemle- nn alınması için yasal düzenlenmelerin yapıl- ması (Selim Sadak, Leyla Zana, Hatip Dic- le, Orhan Doğan); - Başvuru sahipleri- nin sivil ve siyasi hak- lannın iadesi dahil ol- mak üzere, sözleşmeyi ihlal eden mahkûmni- yetlerin sonuçlarının derhal süinmesini sağ- layacak yasal düzenle- melerin yapdması (18 ifade özgürlüğü dava- sı), - Başta Terörle Müca- deleYasası'nin uygulan- masında olmak üzere, ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi için ek ya- sal düzenlemelerin der- hal gerçekleştirihnesi; - Güvenlik güçleri- nin eğitilerek ve etldn önlemler geliştirilerek sözleşmenin hayata saygı ve işkencenin ya- saklanmasına ilişkin 2'nci ve 3'üncü mad- delerinin yeniden ihlal edümesinin önlenmesi için daha çok ilerleme sağlanması (güvenlik güçlerinin davranışla- nna ilişkin 38 dava); - Özellikle kaybolan kişilerin sorunlannın sözleşmeye uygun bir biçimde ele alınması ve Kuzey Kıbns'ta Rumla- nn haklannın süren ih- lallerinin durduruhnası amacıyla "Kıbns Tür- kiye'ye Karşı" davası ile ilgili olarak somut önlemler alınması; - Zana dosyasına iliş- kin gerekli yasal dü- zenlemelerin daha faz- la gecikmeden gerçek- leştirilmesi. Karar tasansı tasla- ğında ayrıca Türki- ye'nin AİHM'nin Rum bayan Loizidou'nun aç- tığı davaya ilişkin tazmi- nat karannı uygulamayı sürekli reddetmesinden duyulan ciddi kaygılar da dile geririliyor. Türki- ye'nüı tutumunun, ulus- lararası yükümlülükleri- nin ciddi bir biçimde göz ardı edilmesi anla- mına geldiği sa\ıınulan raporda, "Eğer Türki- ye bu talebi yerine ge- tirmezse, asamble, bu- nun sürekli reddedil- mesinin sonuçlannı O- cak 2003 oturumunda değerlendirecek" diye yazılıyor. Tavsiyeler bö- lümünde ise Türkiye AİHM'nin kararlannı uygulamaya çağnlırken Türkiye'nin Loizidou davasına ilişkin tutumu- nu sürdürmesi halinde AK Bakanlar Komite- si'nce, Türkiye'nin AK'ye üye katkısının ele konulması ve günlük ceza uygulanması dahil olmak üzere. tüm gerek- li önlemlerin alınması isteniyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada bağlar mı bağlamaz mı bilemiyonjz" dedi. Şımdi ANAP deniyor gibi yapıyor. Bu aşamadan sonra partisel destekler öne çıksa da, partilerin blok ol- ması zor... Bu arayışları kendi doğasına bırakıp gümde- min birinci sırasına yerleşen YSK kararlarına ve AKP'yegeçelim... Demokrasımizın ezeli hastalıklarından birisi de olgulara değil, kişilere endeksli olması. örneğin, Erdoğan-Erbakan olayında suçla değil, suçla- nanlarla uğraşıyoruz. YSK. bu kışilerle ilgili karar vermeden bırkaç gün önce kimi aday adaylannı değişik nedenlerle eledi. Kimse ilgilenmedi. Çün- kü Türkiye'ye demokrasinin gelip gelmedıği, ku- rumların işleyişine değil kişilere bağlıydı. Erdoğan aday mı, demokrasi geldi. Değil mi, gelmedı... Bu aşamadan sonra ne olur, sorusunu başlık- taki soruyla birleştirip sütuna yatıralım... AKP'nin seçimlerden ilk ıkide çıkması halinde iyimser senaryo şu: Arkadaşlar koalisyon ortağı oluriar. Bu partinin içinde merkez sağdan insanlar da var. Onlarla dengeli bir hükümet kurulur. Zamanla kendi ta- banlarıyla ters düşme başlar. Ancak iktidar tutka- lı bunu yapıştınr. Türkiye'de bellı bir normalleşme yaşanır... Her yurtseverin özleyeceği bir tablo... Gerçek- leşebilir mi? Çok çok zor. Yanılırsak, yanıldık de- mek boynumuzun borcu olsun ama, AKP'nin omurgasını oluşturan yapı, iktidara geldiği an Tür- kiye'yi germeye başlayacak. AKP'deki üç eğilim Bu bağlamda ger-çekçi görünüm şu olur: AKP'nin iktidara gelişinin ilk günleri sorunsuz geçer. Zamanla usul usul denemeler başlar. Bun- ların tümü, gündemdeki AB kılıfı altına sokulur ve AB'a altından siyasetlerini yerleştirmenin yolları- nı ararlar. AKP'nin koalisyon ortağı onu frenler mi? Sanmıyoruz. AKP, koalisyon ortağını sürükler... Koalisyon ortaklığı konusunda da demokrasi- nin rayına oturduğu ülkelerdeki uygulamanın ter- si bir durumla karşı karşıyayız. Isveç'te seçim ya- pıldı, sol kendi içinde sağ kendi içinde blok oluş- turdu. Bugün seçimlerin yapılacağı Almanya'da da benzer yöntemle sandığa gidiliyor. Bizde ise sağ ve sol partiler birbirıne düşman, karşıt partiler bir- birine göz kırpıyor. Bu durum görünüşte sempa- tik gibi de olsa, toplum psikolojisine ne ölçüde uy- gun, bakmak gerekir. AKP, toplumu ve devlet yapısını germeye baş- larsa ne olur? İlk çatlamalar AKP'nin içinde yaşanır. AKP üç parça görünüyor: 1 - Erbakan'ı pasif bulup, daha etkin yöntemler- le devlet olma hırsı içindekiler. 2- Erbakan'ın döneminin kapandığını düşünüp, devletle çatışmadan bu safta iktidara gelinebile- ceğine inananlar. 3- Merkez sağda siyaset yapmak isteyip, ANAP, DYP ve MHP'de kendine değişik nedenlerle yer bulamayanlar. Bulsa bile bu partilerden seçilme umudu olmayıp AKP'ye gelenler. İlk aşamada 3. grup kopar. Sanıyoruz bunların sayılan 40'ın üzerinde. Ikınci ile birinci grup ara- sında çekişme olur. AKP'nin içinde bunlaryaşanırken dışında neler olur? Bugün AKP'nin iktidara gelmekte olduğunu dü- şündüğü için ona yakfn durmaya çalışan medya yeni iktidar arayışlarına girer. Son üç dönemde hep yaşadığımız parti değiş- tirmeler hızlanır. Laiklik ve ülke bütünlüğü konusunda hassasi- yetini her fırsatta dile getiren askerler ne yapar? Başlangıçta gelışmeleri dikkatle izlerler ve siya- setin dışında durmaya özen gösterırler. AKP, AB sürecini öne koyup, laiklikle oynamaya başlarsa, şu sözü duyar gibiyim: - Laiklik ülkenin temelidir... Ne AB'si yaaa! [email protected] ANAP lideri Mesut Yılmaz: Vatan hainliğiyle suçlandık tLH.\N UYGUN ADAPAZARI-.ANAP Genel Başkaru ve Başba- kan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Türkiye'yi 40 yıllık dava Avrupa Birli- ği eşiğine taşıdığım, an- cak "vatana ihanetle" suçlandığını belirtti. Hiz- met üretenlerin binbir türlü suçlamayla engel- lenmek istendiğini ifade eden Yılmaz, "Atasözü- müzün dediği gibi it ürüyecek, kervan yürü- yecek" dedi. Başbakan Yardımcısı Yılmaz, ENKA ve ÎN- TERGEN ortakhğıyla yapılan Adapazan-Gebze doğalgaz santrallannın açılış törenine, eşi Berna Yılmaz ile birlikte katıl- dı. Yılmaz, törende yaptı- ğı konuşmada, Türki- ye'deki en büyük enerji yatınmlanndan ikisinin hizmete açıldığını belir- terek santrallann Türki- ye'deki en büyük özel sektör yatınmı olduğunu söyledi. Siyasi polemiklerin, seçim ortamına girilme- siyle yoğunlaşan tartış- maların gelip geçici oldu- ğunu vurgulayan Yılmaz, "Maalesef zaten iyice dar bir alana sıkışmış olan siyaset kurumu laf üretmeyi hizmet üret- meye tercih etmekte- dir" diye konuştu. En çok eziyeti ANAP'ın çektiğini iddia edenYılmaz, şunlan söy- ledi: "Bu eziyeti kuruldu- ğumuz günden beri çe- kiyoruz. Ülkenin bir ucundan diğerine 1500 kilometre uzunluğunda otoyol yaptık, Yüce Di- van'da hesap vermek zorunda küdık. Türki- ye'nin bilgi çağına geçi- şinin altyapısı olan ha- berleşme uydusunu uzaya gönderdik, yaka- mıza yapışılmak isten- di. Hiçbir işe yaramaz bir bataklıkta yılda 1 milyar dolar ihracat ya- pacak fabrika kurul- masını sağladık, soruş- turma komisyonlannda hesap vermek zorunda kaldık. Türkiye'yi böl- gesinin teknoloji üssü yapacak bir projeye iv- me kazandırdık, olnıa- dık iftiralara maruz kaldık. Ülkemizi her gün daha da yaklaşan enerji krizinden, karan- lığa boğulmaktan kur- tarmak için yeni proje- leri hayata geçirdik, ba- şımıza gelmeyen kalma- dı. ÜIke>i 40 yıllık dava- sı AB üyeliğinin eşiğine getirdik 'vatana ihanet- le' suçlandık."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle