23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLUL 2002 PAZAR 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr m ^ UNESCO Kültür Bakanlan Toplantısı ile kültürleri koruma süreci başladı Z/ünya belleğini anyorZEYTVEPORAL BebekCamii'ninavlusunda, Şükran Gûngör'ü son yolculuğuna uğurlar- ken, duygularımıza anılar kanşırken, birara IsmetAy, annesinin diünden düş- meven bir cümJeyı söyledi. "Anılar, yaş- hlann bastonuduıf Anılar, yaşlılann bastonudur... Tuhafbir biçimde bu cümle, tam da o günJerde Istanbul'da Çırağan Sara- yı 'nda gerçekleştinlen UNESCO Kül- tür Bakanlan Yuvarlak Masa Toplan- tısı'nda tartışılanlara sanki bir gön- derme yapıyordu. Her ülke temsilci- si kendi toplumlannın kolektif dene- yimlerini, anılannı dile getirmekten güç alıyordu sanki... Yalnız yaşlı ül- keler değil, en genç ülkeler bile... tki gün süren. ev sahipliğini UNES- CO ve Türkiye Kültür Bakanlıği'nın üstlendiği toplantıyı günü gününe siz- lere yansıttığım için (17 ve 18 Eylül tarihli Cumhuriyet) tartışılan konula- ra ve toplantı sonunda kabul edilen Istanbul Bıldırgesı'ne yeniden dön- meyeceğim. Genel izlenimlerimi pay- laşacağım. Pünyaya açılmaK "Somut Olmayan Kültörel Miras: Kültürel Çeşidirjğin Bir Aynası" baş- lığını taşıyan toplantıya 112 ülke tem- silcisi katılmıştı. Bu temsilcilerin yak- laşık yansı kültür bakanı (ldmi kültür ve turizm, kimi kültür ve eğitim, ki- mi kültür ve spor bakanı), diğer yan- sı üstdüzey yöneticıydi. Toplantıyı, bü- yük bir kısmı yabancı oîmak üzere 200 kadar gazeteci ve yüz kadar sıvil toplum kuruluşu temsilcisi izledi. tki gün boyunca bir radyo ve televizyon ordusu tüm kameralan ve ses alma aygıtlanyla Çırağan Sarayı'nda hazır ve nazırdı. Ancak gehn görün ki, Türkiye'nın anlı şanlı medyası bu toplantıya hiç mi hiç ilgi göstermedi. Meslektaşlanmın iki gün boyunca harcadıklan çaba, verdikleri emek, genel yayın müdür- lerinin ördüğü duvarlara çarpıp çarpıp geri döndü. Mükemmel organizasyo- nu gerçekleştirenler, toplantıya birkaç "popüler" manken çağırmayı akıl ede- memişlerdi! Evet şu sırada Türkiye seçimlere omut Olmayan Kültürel Miras: Kültürel Çeşitliliğin Bir Aynası başlığını taşıyan toplantıya 112 ülke temsilcisi katıldı. Bu temsilcilerin yaklaşık yansı kültür bakanı (kimi kültür ve turizm, kimi kültür ve eğitim, kimi kültür ve spor bakanı), diğer yansı üst düzey yöneticiydi. Toplantı îstanbul Bildirgesi'yle sonuçlandı: Dünya kaybettiği belleğini yeniden bulabilme çabasına girişmişti. endekslenmış durumda, kulaklar. göz- ler yalnız politıkacılara, oy oranlan- na çevrili ve Türkiye gittikçe kendi içine kapanıyor. gözü kendinden baş- ka bir şey görmüyor... Ama işte top- lantıda ele alrnan en önemlı konıüar- dan biri de buydu. Kültürel mirası, somut olanmı ya da somut olmayanını, yalnızca içini- ze kapanarak, dış dünyayı yok saya- rak sürdüremezsiniz, koruyamazsınız, gelecek kuşaklara aktaramazsınız... Bir ülkenin kendi sınırlan içindeki ya da uluslararası arenada farİdı top- İumJann kimliğini ortaya koyan kül- türel bırikim, bu birikimin yansıma- lan, bu birikimin sürdürülmesi, çağ- daş evrensel değerlerle, insan hakla- nyla, eşitlik ve demokrasi ilkeleriyle, dayanışma, hoşgörü ve barış eylernle- riyle örtüşüyordu. Kendi içine kapan- mak, bu iJkekri yok saymaktı. Ve hiç- bir toplum kendi içine kapanarak kül- tür mirasını koruyamaz, geleceğe yö- nelik yaratıcılık İcıvılcımını ateşleye- mezdi. 300 bin nüfuslu Izlanda'nın da bir milyan aşkın nüfuslu Hindistan'ın da dünyaya açılması kaçınılmazdı. "Küttürel mirasa ilgigöstermesi için medya yeniden eğhilmeü'' bile denildi toplantıda! Başyapıt Hsteleri Kültürel çeşitliliğin, çok kültürlülü- ğün banşın garanrisi olduğu vurgu- landıkça somut olmayan kültürel de- ğerlerin korunması ağırlık kazandı. Örneğin kaybolmakta olan diller, des- tanlar, efsaneler. örneğin kaybolmak- ta olan el sanatlan, örneğin elle tutu- lur bir yapıdan çok, o yapıyı var eden beceri, o yapıyı var eden gelenek, o ya- pıya var eden ilişkiler... Ancak burada ölü kültürleri yeniden canlandırmak söz konusu değıl. Hele hele her dille yeni bir ulus yaratmak hiç değil... Doğa kendi yasalannı ye- rinegehrmeyedevamedecek. Sümer- lerin dilini yeniden de\Teye sokama- yız ama diyelim âşıklar geleneğinin yok olmasını önleyebilir, gelışmesini, ya- ratıcı dinamiklere kavuşmasını sağla- yabiliriz. Nitekim, her ülke önümüzdeki yıl- larda özellikle koruma merceği altına almayı planladığı, öncelik tanımak is- tediği "Başyapıuar" ya da "Yaşayan Hazine-Yaşayan Değerler" gibi bir lis- te hazırlıyor. Her ıkı yılda bir sunula- cak listelerde, Türkiye'nin listesinde Âşıklar Geleneği, Meddah. Hah ve Kilimcilik, Ahilik Geleneği, Mevlevı Müziği (hem sema, hem de semah) gi- bı başlıkJar var. Ancak hemen belirteyim, bunlar de- ğişmez başhklar değil, sürekJi gelışe- cek, süreç içinde yenileri eklenecek. Kapanı; gecesi Toplantırun kapanış gecesi Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. Kültür Bakanlığı ile Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat VakfVnın organizasyonunda Fa- zdSay'ın "Nâzun" oratoryusu seslen- dırildi. Önce Işık Yenersu'nun Türk- çe, Tflbe Saran'ın Ingilizce sunumla- nyla büyülenen konuklar, konserin sonunda "Nâznn" eserini ayakta alkış- lıyorlardı. Oysa, şiirlerin Ingilizce çevirilen, teknik bir anza nedeniyle altyazı ola- rak verilememişti... Ancak sahne ar- kasına gelen ve tekrar tekrar sanatçı- lan kutlayan, özellikJe Şilili, El Sal- vadorlu ve Ekvadorlu delegeler, "Önemli olan duygudaşkk, müziğin ve Türkçe her sözün anlanunı anla- (tak, taa yüreğimizde hissettik" derken eözyaşlannıtutamıyorlardı. ŞefNaci Ozgüçe sanhyor, Genco Erkal'ı, pi- yanodaki (aynı zamanda koro yönet- menlerinden) İbrahim YazKi'yı öve öve bitiremiyorlardı. (Konuklar bir akşam önce Yıldız Sarayı'ndaki Zuhal Yörganaoğhı'nun Osmanirdan günümüze uzanan defi- lesinin görkeminden de çok etkilen- mışlerdi.) "Pünya benim ailemdir Bu toplantı, "İstanbul Bfldirgesi"yle sonuçlandı ve bu bildirge ışleyen bir süreci başlatmış oldu. Bir bakıma dünya, kaybettiği belle- ğini arama ve yeniden bulabilme ça- basına gınşmişti. Şimdı bu bildirge bir sözleşme taslağma dönüşecek ve hükümetlere sunulacak. Kültürel çeşitliliğin sonsuz bir zen- ginlik olduğunu, birey ve toplumlann kimliğini belırlediğini, devamlılığını sağladığını, ancak kültürün yaşayan, her an yeniden yaratılan bir olgxı ol- duğunu vurguluyordu, tstanbul Bil- dirgesi. Kültür mirasının çok çeşitli- lıği korunurken ve gelecek kuşaklara aktanlırken, tüm aktörler, tüm taraf- lar, katılımcı olarak değerlendiriliyor- du. Ve hükümetlerden, demokratik ka- tılımı kolaylaştırması. sağlaması bek- leniyordu. Sivil toplum örgütleri de bunun denetimcisı olmalıydı. "Düma benim ailemdir'' sözünün sık sık tekrarlandığı bu toplantıdan ayrı- lırken herkes şu düşüncede buluşmuş- tu: Belleksiz toplumlann geleceği de olamazdı. Bence Ismet Ay'ın annesi "Anılar, yaşhlann bastonudur" derken, "Bel- leğimiz,geleceğirnizin bastonudur" da diyordu. A ÜLTÜR SANATSORUNLARIÎÇİN Siyasipartilere çağrı • Türkiye'de sanatın çeşitli dallannda faaliyet gösteren 59 sanat kuruluşunun oluşturduğu Özerk Sanat Konseyi Girişim Kurulu, siyasi partileri kültür ve sanat alanınm sorunlanna duyarlı olmaya, sanatın özerkJiğini tanımaya çağınyor. Artlstanbul2002-lstanbul Uluslararası Çağdaş Sanat Buluşması Kültür ve sanat alanı, son yıllarda giderek yoğunlaşan bir biçimde iki noktadan sıkıştınlmaktadır. Biryan- dan, devlet bütçesinde kültüre ayn- lan pay azalırken, öte yandan, kültür ve sanat alanını resmi bir zihniyetin dar kalıplan içine hapsetme alışkan- lığından bir türlü vazgeçilmiyor; sa- natçının bağımsızlığı ve ifade özgür- lüğünü hiçe sayan bir yakJaşımla sa- nat alanı denetlenmeye, bağımsız sa- 59 örgüt var Ozerk Sanat Konseyi 1995 yılında toplanan 'I. Saıiatçılar Kurulta>ı'ndan doğan 'Ozerk Sanat konseyi Girişimi'nin temel amacı, sanatın özerkliğini güvence altına alacak bir 'Türkiye Sanat Kuruınu'nun oluşturulması. Yazın, tasanm, müzik, plastik sanatlar, görsel- işitsel sanatlar (sinema ve tv) ve sahne sanatlan alanlannda gruplaşan 59 kültür-sanat örgütünün oluşturduğu girişim, bu amaç doğrultusunda örgütlerin ortak çalışmalar yürürmesini ve siyasal iktidarlann baskıcı, yönlendirici eğilimleri karşısında sanatın bağımsızlığını savunmayı hedefliyor. nat ve kültür kurumlannın yaşam ala- nı daraltılmaya çalışılıyor. Doğrudan De\let'e bağlı sanat kurumlannda, ye- nı bır yapılanmaya gitmek yerine, bu kurumlann sanatsal bağımsızlığına gölge düşüren baskıcı, keyfi ve kişi- sel uygulamalar sürüp gitmekte. Özel sektörün sanat alanına vere- ceği desteğe vergi muafiyeti sağlan- ması konusu hayata geçirilemedi. Si- nema. konser, v.b. sanatsal etkinlik- lerden alınan 4 eğlencerüsumu',sana- ta destek fonlanna yönlendirilebile- cekken, bu kaynak Hazıne"ye akta- nlıyor. Kültür Bakanlığı "nca verilen des- tekler ise, kimi zaman kişisel değer- lendirmelere bağlı kılınmış, kimi za- man devlet memurlannın çoğunluğu oluşturduğu komisyonlann eline bı- rakılmış... Böylece. Avrupa ülkeleri- nin tümünde geçerli olan normlar ve ilkeler göz ardı edilmiştir. Oysa, ka- musal desteğin yönlendirilmesinin meslek alanlanndaki uzman kurulla- ra bırakılması, sivilleşmenin ve de- mokrasi kültürünün kaçınılmaz ge- reğıdir. Özerk Sanat Konseyi Girişim Ku- rulu, önümüzdeki seçimler sonucu oluşacak hükümetten, kültür-sanat alanına kamusal desteğin artrnlarak, 'kültür'e aynlan payrn genel bütçe- nin en az yüzde 1 "ine ulaştınlması ile sivil toplumun güçlenmesine ve sa- nat alanının demokratıkJeştırilmesi- ne olanak \ erecek yasal düzenleme- ler yapılmasını talep ederken, tüm siyasi partileri - Anayasa güvencesin- de, kamu ile sanat alanlannın ilişki- sini düzenleyecek özerk "Türldye Sanat Kurumu"nun oluştunılması gereğini program ve seçun bildirge- lerine katarak - bu çağnya somut des- tek vermeye çağırmaktadır. Özerk Sanat Konseyi Girişim Ku- rulu: Rutkay Aziz /Mehntet Güler- yüz ı' Fuat Güner /Başar Sabuncu / Vecdi Sayar / Öner Yağcu Etkinlik kapsamında düzenlenen resim yanşmasmda birinciliği üçgenç sanatçımn yapttları paylaştı: Ahmet Can Emet (solda), Derya Altinel (sağda), Özgür Yahm faltta). Genç sanatçıya yatırımKültür Servisi - 'Yaşasın sa- nat!' sloganıyla yola çıkan. Artîs- tanbul 2002-İstanbul Uuslara- rası Çağdaş Sanat Buluşması. 24 EylüPde. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Rumeli Salonu'nda başlayacak. Ana teması 'Empati' olarak belirlenen ve 70 bin sanatseve- nn izlemesi beklenen Art Istan- bul 2002, SanatGalericileriDer- neği ile İkon AŞ tarafından dü- zenleniyor. 29 Eylül'e değin sü- recek olan Art Istanbul 2002'de resimden yerleştirmeye (ensta- lasyon), video art gösterilenn- den sanat içerikli konferanslara ve bir eğitici work shop'a kadar çeşitli sanat etkinlikleri yer alı- yor. Öncelikli amacı daha genış kitlele- ri sanatla tanıştırabilmek olan Art Is- tanbul 2002, bu buluşmayı sadece Türkiye ya da Istanbul'la sınırlı bir or- ganizasyon olarak planlamamış; yurt- dışından 9 galeriyîe birlikte 75 sanat galerisi katılırken New York Soho'dan Luhring Augustıne Galensi'nin sahı- bi Roland Augustine 'Bugünün Çağ- daş Sanat Dümasında Sanat Galeri- lerinin Rolü' konulu bir konferans ve- recek. Roma La Sapienza Cniversi- tesi Çağdaş Sanat Tarihi bölümünde ordinaryus profesör olarak görev ya- pan Simonetta Lıcc'un, îtalyan Kül- tür Merkezi'nin katkılanyla vereceği konferansın konusu ise: Dizayn Te- orisi, Tarihi ve Çağdaş Sanatla Etki- leşimi Ödül kazananlar belirlendi Artlstanbul 2002 Uluslararası Çağ- daş Sanat Buluşması kapsamında, Türkiye'deki genç ressam ve eleştir- menleri desteklemek, onlan gelecek- te yapacakJan çalışmalarda yürekJen- dirmek amacıyla da Genç res- sam ve Genç Eleştirmen yanş- malan düzenlendi. 33 yapıtın katıldığı resim yanşmasında Öz- gür Yaüm. Ahmet Can Emet. DeryaAltmel Genç Sanatçı ödül- lerini; NesKhan Devrim ise Genç Eleştirmen Ödülü'nü kazandı. Modern müzecilik kavramını be- nimseyerek sanatın gelışimi amaçlı çok önemJi bir yatınm yapan Sakıp Sabancı Müzesı'ne de ülkemize sanat alanmda yap- hğı katkıdan dolayı, 24 Eylül'de yapılacak açılış kokteylinin so- nunda, Artİstanbul Sanat Ödü- hl verilecek. Düzenlenecek etkinlikler bun- larla da sınırlı değil. ÎKSV ken- di standında, her gün bir ünlü sanatçıyı ziyaretçilerle buluşturacak. Bu sanatçılann arasında Zuhal Olcay, Zeki Demirkubuz, Türkan Şoray ve Kerem Görsev bulunuyor. Sakıp Sa- bancı Müzesi de etkinlik boyunca, bünyesinde kurulan, resim restorasyo- nu laboratuvan ile orijinal resim tes- pit ve belgeleme çalışmalannı tanıta- cak. YakJaşık 1500 sanatçımn 3 bıne ya- kınyapıtı Istanbullulara sunulurken tı- caret hacminin 1 milyon USD'yi ge- çeceği hesaplanıyor. Tabloları boyu kadar • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Yıllardır Ahnanya'da yaşayan ve 1996'dan bu yana resim yapan Ilknur Uludağ, Türkiye deki ikinci kişisel sergısini Antalya'da açtı. Boyu yaklaşık 90 cm olan Uludağın, neredeyse kendi boyunda tablolardan oluşan sergisi büyük ılgı gördü. 32 yaşındaki ressam, küçük yaştan beri resme ilgi duyduğunu. ancak 1996'dan bu yana profesyonelce çalıştığını söyledi. Tabloîannı yaparken, adeta dünyadan uzaklaştığını söyleyen Uludağ, "Bır resim eğitimi almadım. Tamamen kendi çabamla, Almanya'da iki kişisel sergı açtım ve pek çok karma sergiye katıldım. Bu da Türkiye'deki ikinci kişisel sergim" diye konuştu. Uludağ'ın, karakalem ve suluboya 30 resminin bulunduğu sergi. Aydın Kanza Parkı'nda eylül sonuna kadar görülebilecek. Kanasu'nun kîtabı Ingilizcede • Kühür Senisi - Bilge Karasu'nun Metıs Yayınlan'ndan çıkan kitabı 'Troya'da Ölüm Vardı" Ingilizceye çevrildi. Karasu, Pegasus Edebıyat Ödülü'nü kazandıktan sonra 1994 yılında da 'Gece' romanı Lousıana State University Press tarafından yayımlanmıştı. Aron Aji'nin çevırdiği Troya'da Ölüm Vardryı, ABD'nin en saygın yayınevlerinden City Lights Books bastı. Şair Lawrence Ferlinghetti'nin 1955'te kurduğu yayınevi yenilikçi, özgürlükçü fikirlere yakınlığıyla tanınıyor ve yılda sadece titizlikle seçilmiş on kadar kitap basıyor. Aji şimdi de, Bilge Karasu'nun New Directions Yayınevi tarafından basılacak olan 'Göçmüş Kediler Bahçesi' yapıtını çeviriyor. Karasu'yu 'Türkiye'nin en ilginç, en yaratıcı ve en sevilen modern yazarlanndan biri' olarak tanıtan ABD basınında 'Troya'da Ölüm Vardı' şıirsel dili ve güzel imgeleri için övülüyor, kitabın büyüleyici bir okuma serüveni sunduğu belirtiliyor. "80 Sonrası Gençlik' sergisi • Kültür Servisi - Taksım Sanat Galerisi 2002-2003 sanat sezonunu Büyük Salon'da Serhat Özşen'in fotoğraf sergisiyle açıyor. 30 Eylül'e dek sürecek olan sergi, 12 Eylül 1980 sonrasında, '83 seçimleriyle birlikte yeni bir döneme giren Türkiye'nin değışen ekonomik. siyasal ve yapısal değerlerinde doğmuş veya büyümüş genç kuşağın profilini ortaya koyarken bu dönemin gençler üzerindeki etkisini sorguluyor. '80 Sonrası Gençlik' başlıklı sergi, 3 yıllık bir sürede stüdyo ortamında çekilmiş portrelere yer veriyor. Sergi fotoğraflanna, Mine G. Kınkkanat'ın konuya uygun yorumlan eşhk ediyor. (212 243 14 01) Gevaş'ta tiyatro salonu • GEVAŞ(AA)-Ge\aş Kaymakamhğı'nca yenilenen Halk Eğitim Merkezi Salonu, Van Devlet Tiyatrosu'nun (VDT) sağladığı ışık sistemiyle bu yılki etkinliklere hazır hale getirildi. Gevaş Kaymakamı Ibrahim Halil Çomaktekin, 30 yıldır kullanılamayan salonu, iki yıldır yürütülen çalışmalarla yeniden düzenlediklerini söyledi. Çomaktekin. çalışmalann ardmdan VDT'nin desteğiyle yapılan ışıklandırma sistemiyle ilçedeki tiyatro altyapısının tamamlandığını belirterek, "Ge\aş, burıdan sonra tiyatro konusunda kendinden söz ettirecek. Burada yapılacak her türlü etkinlik, ınsanlann sosyalleşmesi açısından büyük önem taşımakta" dedi. Salondan, son 8 ayda 31 bin 370 kişınin yararlandığına dikkat çeken Çomaktekin, VDT'nin turne kapsamında bütün oyunlannı Gevaş'ta sahnelemesinin ilçenin sosyal gelişimine büyük katkısı olduğunu voırguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle