23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL2002SALI HABERLER YazarMihri Belli. Belfi ve Selek DBlAFte • ANKARA (AMCA)- Türkiye'nin "en yaşh komünisti" unvanlı yazar Mihn Belli, Demokrarik HalkPartısı(DEHAP) listelerinden milletvekili adayı oldu. Belli, DEHAP listelerinden, İstanbul 1 'inci Bölge birinci sıradan adaylığını koydu. Öte yandan, Sosyolog Pınar Selek de DEHAP listelerinden milletvekılı adayı oldu. Selek, İstanbul 3'üncü bölge birinci sıradan millervekilliğine adaylığını koydu. Dikkat çeken araştırmalan da bulunan Selek, Mısır Çarsısı'nda 1998 yılında 7 kişinin ölümü ve 121 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın sorumlusu olarak idamla yargılanmıştı. Ertakan'm adaytıği • KONYA(AA)- Konya'da, kapatılan Refah Partısi'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın da isminin bulunduğu bağımsız milletvekilı geçici aday listesi askıya çıktı. Konya II Seçim Kurulu'nda bağımsız milletvekili geçici aday listesi asıldı. Adaylığı tartışılan Erbakan'ın ismi de listede yer aldı. Erbakan'la birlikte 8 kişinin isminin yer aldığı liste, 10 gün süreyle askıda kalacak. Bağımsız millervekili adaylığı başvurusu yapanlann evrakı incelendikten sonra kesin aday listesi 26 Eylül günü askıya çıkacak. Ay*n:'Beni unutmuşlar' • ANKARA (ANKA)- AKPde milletvekili aday listelerine konulmayan Siirt Millervekili Ahmet Nurettin Aydın, "Merkez Yürütme Kurulu üyeleri büyük kargaşa ve 3-4 günlük uykusuzluğun getirdiği dağuuklık nedeniyle beni listeye koymayı unutmuşlar. Sorunun çözümü için çalışılıyor" dedi. Aydın, adaylık başvurusu yaptığı halde, listelere giremeyen tek AKP milletvekilinin kendisi olduğunu söyledi. 3 isim çekjld • ANKARA (AA)- Milletvekili aday listelerindekı yerlerini beğenmeyen adaylann istifalan sürüyor. Alınan bilgiye göre MHP'nin Trabzon'da 4. sıradan aday gösterdiği eski MHP Trabzon U Başkanı Zekeriya Vardaroğlu ve Sögütlü Belediyesi eski başkanı, 7. sıra milletvekili adayı Osman Akbulut, millervekili adaylıklanndan çekildiler. Vardaroğlu. milletvekili aday sıralamasuıın başında bulunan kişinin hemen istifa etmesi gerektiğini belirterek, "Orhan Bıçakçıoğlu'nun ülkücü iradeyi temsil etmediğini düşünüyorum. Bu duruma tepki göstermek ıçin çekildim" dedi. Osman Akbulut ise "Bulunduğum 7. sıradan zaten seçilemezdim, bunun için geri çekildim. Ancak partimin her zamanyanında olacağırn" dedi. Siyaset son aylarda 'namuslu-namussuz, ulusal-ulusal olmayan' diye ikiye bölündü SALI Seçim için son direnişlerLEYLA TAY ŞANOGLU ANKARA - Türkiye'de son aylarda yeni bir çizgı oluşuyor. Buna paralel olarak da yeni sa- vaş ulusal olanlarla olmayanlar, namuslularla namussuzlar ara- sında kıran kırana veriliyor. Şimdilik yengınin hangı taraf- ta olacağı belli değil. Bir de sağ sol arasında ıde- olojik aynhklarda makas da iyi- ce kapandı. Arnk insanlar oy ve- rirken "Uhısal mı, namusiu mu? Gerisi bana vız gefir" diye ba- kıyor. Ulusallığı da dünyaya, küreselleşmeye, AB'ye, ABD'ye karşı gibi göstermeye çalışanlar, yine bu ulusal olma- yan takım. Aynı namus kavra- mı gibi... Onlarca yıl "Devietin mah deniz, yemeyen domuz" düsturunu güdenlerin şimdi na- mus simgesi kesilmelen gibi Türkiye"nin kurruluşunun da kendilerinden geçtığını söyler oldular. Unuttuklan tek nokta ise özel- likle AB'ye girme aşamasın- daki Türkiye'nin AB kurallan gereği içindeki pisliği temizle- me zorunluluğu. Borç ekono- misini güçlendirmek ve borç- lanmayı arthrmaya çahşmak da bu takımın uluslararası olma kriterleri... O da ne demekse... Geriye dönüp birbakın. Fran- sa'da, Almanya'da, Italya'da kaç politikacı hem de bize göre ga- bedeceklerin son direnişlenne sahne oluyor. Buna seçimleri engellemek de dahil. Belli ki Türkiye'de Hazi- ne'den geçinen bir politika-iş dünyası yapısı bu seçimlerle yerini başka bir yapıya terk ede- cek. Bu izlenime bizi ulaştıran işaretler çok net. Ancak çaresiz olarak Türki- de eski çarpık yapılanmanın iz- leri hemen görülüyor. Bir par- riden aynlıp öbür partiye ge- çenler, bürokrasiden aynlıp "ka- zanacak" gözüyle baktıklan, ama sıyasi olarak uyuşmadık- lan halde kapağı atmaya çalış- tıklan partiler var. Burada da çiz- gı namuslu-namussuz. ulusal- ulusal olmayan diye keskin bir ı • Türk politikacılann hem 'namusiu' safinda yer alıp hem de yıllardır ı birbirlerini aklayarak ayakta kalmalanna şaşmamak doğrusu zor. Ankara, bu hava içinde bir seçime daha hazırlamrken bu seçimle bütün politik ve fînansal güçlerini kaybedeceklerin son direnişlerine sahne oluyor. Buna seçimleri engellemek de dahil... yet sudan nedenlerle yargıla- nıp hüküm giymişlerdir. Bizim politikacılann hem na- musiu safinda yer alıp hem de yıllardır birbirlerini aklayarak ayakta kalmalanna şaşmamak doğrusu zor. Ankara, bu hava içinde bir seçime daha hazırla- nırken bu seçimle bütün poli- tik ve finansal güçlerini kay- ye'de yapanın yanına kâr kal- maması gerektiğine dair bir eğı- lim var. Bu eğilim ve mevcut si- yasi partilere karşı protesto oy- lannı çoğaltıyor. Işte bu yapı siyasi liderleri önce seçimleri engellemeye ve ellerinden ka- çacak olan güç ve parayı kay- betmemek için savaşıma itiyor. Yeni politik yapı içerisinde biçımde beliriyor. ABD'de ya da Fransa'da tır- manan mılliyetçılıği eleştirme- yenler, Türkiye'deki ulusal akım- lan faşist olmakla suçluyorlar. Fransa'ya ya da tspanya'ya eko- nomısini düzeltmesı ya da ala- caklann tahsil edilmesi için bir genel vali atanması olasıhğı ola- maz. Bu görüş telafruz edilin- ce de ulusalcıhk küreselleşmey- le. AB üyeliğine karşı olmak biçımınde algılanıyor. Benim de yıllardır temasta olduğum yabancı devlet yetki- lileri karşılannda ülkelerinin çıkarlannı savunmaya çalışan yönetici görmek ıstiyorlar. Bu da uluslararası alanda amiyane tabiriyle şu anlama geliyor: Bu- gün işbirliği yaptıkJannızı ya- nn sahşa getirmeniz olasıhğı çok yüksek oiuyor. Uluslararası anlamda çıkar- lan korumak kişi için pnm ya- pan bir da\Tanış. Ama önemli ve asıl olan uzlaşmacılığı yaka- layabihnek. Çıkarlan korumak başka, uzlaşmacı ohnak başka bir zenaat olarak algılanıyor. Bu zor zenaatı da dünyada nes- li tükenmeye yüz tutan devlet adamı niteliğine sahip kişiler başarabiliyor. Yoksa, "Bunuvapmazsan se- ni abilerime söylerim. Sana bir güzel dayak atarlar" tavn bsa vadede bile adamı bitırmeye yetiyor. Örneklerini görüyoruz. CHP'ye katılan tiyatro oyuncusu Çakıralp, Tolitika fikirsel anlamda gençleşmeli' diyor Sanatçılar siyasete katıhnah BARIŞDOSTER Tiyatro sanatçısı Şahnaz Çakıralp. sanat- çılann toplumsal ve siyasal sorumluluklann- dan kaçamayacaklannı vurgulayarak CHP'ye katıhnasının. bu düşüncesinin bir sonucu ol- duğunu söyledi. CHP'li bir aileden geldiği- ni belirten Çakıralp, bir sanatçı olarak önce- likle dünyaya açılmak istedigini, zamanı ge- lince de politikaya girebileceğini ifade etti. Solda birlik için çalışan DSP'deki 9 mil- letvekili arasında yer alan, partisinden istifa ettikten sonra da MHP'ye kahlan Ertuğrul Kmncnoğlu'nun, kendisine öneri getirme- yen CHP'yi kastederek "Tfyatrocularkadar değerimizyokmuş" şeklindeki talihsiz açık- lamasıyla, kendisini bir anda siyasal bir po- lemiğin ortasında bulan Çakıralp, siyasetçilerin, ilkeli tavırlanyla toplu- ma örnek obnalan ge- rektiğine dikkat çekti. Politikacı aikden Tiyatro eğitimini Mi- mar Sinan Üniversite- si'nde alan ve 1994 yı- luıdan bu yana profes- yonel tiyatro oyuncusu olan Çakıralp, "Avukat olan babamve diplomat olan ağabeyim nedeniy- le,çok politik bir afle or- tammda büyüdüm.Dört yidırGencayGürun'ün tiyatrosunda çahşryor, aynca devlet ve şehir ti- yatrolannda sahneye çı- krvorum. Buniann va- • Tlyatro eğitimini MSÜ'de alanve 1994'ten bu yana profesyonel tiyatro oyuncusu olan Çakıralp, 'Toplumu aydınlatmak ve bilinçlendirmekle yükûmlü sanatçılann, bu anlamda politikacüaria ortak bir noktada buluştuklanna inandığun için CHP'ye katddım' diye konuştu. SANATÇILARTS SORUMLULUGU -PoHrikayadoğrubirzamanda girdiğini belirten Şahnaz Çakıralp, sanatçılann toplumsal ve siyasal so- nımluluktan kaçmaması gerektiğini söylüyor. (SERKAN YILDIZ) nında dizi ve fihn çahşmalanm var. Tophımu aydınlatmak ve bifinclendirmekle yükümlü olan sanatçılann, bu anlamda politikacılarla ortak bir noktada buluştuklanna inandığım için CHP'ye kankhm'" diye konuştu. Siyasete doğru bir zamanda girdiğine ina- nan Çakıralp, gelişmiş ülkelerde sanata ve- rilen öneme işaret ederek "Türkiye'nin bu dü- zeye nlaşması için sanatçdarla si\asetçilerin işbirliği içinde obnalan gerekir. Gerektiğin- de sanatçılann politikaya aktif katümalan gerektiğini de düşünüyorum'' dedi. Sanatçı kimliğinin yannıda, halkınm yok- sulluğundan, ülkesinin geleceğinden, eko- nomik krizden, hayat pahalılığından, siyasi belirsizlikten kaygı duyan bir yurttaş olarak da siyaseti önemsediğuıin altını çizen Çakı- ralp, toplum için mümkün olan her alanda bir şeyler yapmak istedigini ifade etti. Kadınlann siyasetteki etkinliği artmah Yurtdışında "Yarasa" operetinde oynayan ve sanatıyla Türkiye'nin adını dünyaya du- yurmak istedigini anlatan Çakıralp, "Kadın- lann syasettekioranı,eddnüği,ağutğı artma- h.Türkiyebu konudaAtatürktensonrane ya- zık ki geride kakfa. tnsanlanmız birey kimÛk- leriyle, yurttaş kimlikle- ri>1e siyasete kaübnaİL Bu- nun dışındaki etikederi \e önyargılan siyasetten çı- karmak gerekJyor" diye konuştu. "Türkiye, elbette sanat- ta beDi bir düzeye ulaşnuş bir ülke. Ama dahajiiksek- lerde olmahyız'" dıyen Ça- kıralp, haftada 4 gün sah- neye çıktığını, dizi çekim- lerinın sürdüğünü ve ken- dıne ayırdığı zamanlarda da bol bol roman okuduğu- nu anlattı. Dildeki kirlenmenin kendisini çok üzdüğünü söyleyen Çakıralp şöyle devam etti: "PoBtikayıöğrenmekis- tiyorum. GözJem yapmayı çok sevdiğim, bu yeteneğime inandığım için poh'tikayi öğrenir- ken bu yönümün bir avantaj olacağmı diişü- nüyonnn.CHP'yçkısasüreöncegirrnemekar- şın, çok farkb kesimlerden. çok büyük destek akhm.İnsanlarbu karanmdandolavıbeni kut- ladılar. SKasetin. fikirsel anlamda gençleş- nıesi için özeDikle kadınlann ve gençlerin, si- yasete girmeleri gerektiğini düşünüyonım." 'MİLLETVEKİLİ SAYISI30 OLSUN' Kad bir MecKs'e tejJd İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Siyasi par- tilerin aday listelerinde kadınlan alt su^lara yer- leştirmesine tepki göste- ren Izmir'deki 33 kadın örgütü, cinsiyet kotasuıuı gecikmeksizin 30' a çıka- rümasını istedi. Kadın Adaylan Destek- leme Derneği (KA-DER) tzmir Şube Başkanı Se- maÖvgün. "Seçilebilecek sıralarda kadın adaylara yer vermeyen siyasi parti- İerimiz, 3 Kasım sonrası ohışacakyeni bir kadmsız Mecüs'le parlamentola- rmda en yüzde 30 kadm temsilci bulunan Avru- pa'da, Türkiye'yi hangi onurla temsil edecekJer?" dedi. Kadın Haklannı Koru- ma Derneği îzmir Şube Başkanı Engin Demir, si- yasi partilerin bu tutum- lanyla kendileriyle dalga geçtiğini sa^ r una^ak "Ne- den kadmlar pasta yapuır- ken, tadmıve şeküni beür- lemede söz sahibi değil. Ama tepkimizi ortaya ko- yacak ve susan kadın ol- mavacağE" diye konuştu. KA-DER Yönetım Ku- rulu Üyesi Nuriye Çetik de 20 milyon seçmenin yüz- de 53'ünün kadınlardan oluşmasına karşuı yine bi- linçli olarak unutuldukla- nnı vurgulayarak şunlan söyledi: "Kadınlann yüzde 30 temsiü için kotasistemine acil ihtiyaç var. MecHs'te kadın yok denecek kadar az, dünyada 179 ülkeden 140'ıncı sıradavız. Bu Tür- krve'nin avıbıdu-." Isimleri yolsuzluklarla anılan adaylarm yer alması tepki topladı CHP'de liste kavgası SERDARKIZIK IZMİR - ÇHP tabanı tepkile- re yol açan listelerin düzeltihne- si için yoğun çaba harcıyor. Aday listelerinin açıklanmasıy- la başta tzmir ohnak üzere bir- çok ilde tepkiler gehşti. Bay- kalyanlılanndan oluşan lis- telerde ithallerin yanı su^ çeşitli usuzsüzlüklerle anı- lan adaylann yer alması, ör- gütleri ciddi biçimde etki- ledı. Çalkantılann sürdüğü kentlerden biri de Izmir. Ege'ninincisindetanınma- L ^ yan adaylann yanı sua hak- kında çeşitli yolsuzluk savlan öne sürülen OLEYİS Genel Başkanı EnverÖktem'in listeye sokulma- sı, gerek parti tabanında, gerekse medyada eleştirildi. Bu eleştiriler suasuıda gerek il, gerekse genel merkez yöneticile- rine tepkileryöneltildi. Kulislerki- mi zaman birbiriyle çelişen ha- berlerle çaUcalandı. Kimileri baş- ta 11 Başkanı Alaattin Yüksel'i suçladı. Kimileri ise listelerin olu- şumunda Yüksel'in de%Te dışı tu- tulduğunu, tzmir için asıl karar vericilerin başta Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Baratah ohnak • Aday listeleriyle ilgili çalkantılann sürdüğü kentlerden biri de Izmir. Baykal yanlılarından oluşan üstelerde transferlerin yanı sıra çeşitli usuzsüzlüklerle anılan adaylann bulunması örgütleri ciddi biçimde etkiledi. üzere Önder Sav, Eşref Erdem olduğunu son onayın da Deniz Baykal 'dan geldiğini sa\ıınuyor. Bu çevrelere göre durum şöyle: "D başkanı salt bir iki isim ko- nusunda etkih' oldu. Bunun dışın- da Hsteleri Baratah hazniadL Öy- le ki il başkanı, son dört gün bü- yük çabagöstermesine karşm Ön- der Sav'a ulaşamadL Listelerin açıklanmasmın ardhndan bu kez tzmir'dengelentepkivedeğenen- dirmeleri Baykal'a iletme olana- ği buldu. Bazı adaylan kendisinin bfletannnadığınıbeBrniBudeğer- lendirme medyada da yer aldı. Baykal durumu değerien- direceğinibUdirmekleyetin- dL Baratahise Kstenin asıl sa- hibi ohnasma karşm tzmir örgütünün beklentisinin ger- çekleştiğini söyleyerek tep- kfleri paylaşormaya çahşn." Bu çevTeler MYK'ye gi- ren listenın son anda değeş- tirildiğini de öne sürüyor- lar. Hazırlanan listede bazı isimlerin "GerekB ölçüde Baykal yanhsı olmadıklan^ndan son an- da silindiklerini sa\Tinuyorlar. Ba- ratah'nnı bu aşamada bir yandan hazırladığı listeleri sa\r unurken Önder Sav'ın "ban kesimlerin ağırhğmm dikkate ahnması gerek- tiği" uyansı üzerine tutum değiş- tirdiğini savnnuyorlar. ORHAN BURSALI Hoş Çıktın Murat Demirel! Son banka patronu da çıktı ve milletimizin vic- danı rahatladı! Batırdığı ve devletin üstlendiği para: 1.3 veya 1.4 milyar dolar. Bu, batırılan bankalann zararları arasında, Demirel soyadına yakışır bir rekor... Murat Demirel, bu miktar parayla Yahya De- mirel'ı golgede bıraktı ve Demirel Hanedanlı- ğı'nın en parlak isimlerinden biri olarak tarihe adını yazdırdı. Yahya'nın hayali mobilya soygu- nunu Altan Öymen kitaplaştırmıştı. Şimdı Ege Bankası soygunu da belgeselleştirılmeyi bekli- yor. Batan, batırılan banka sayısı 20. Benim, senin, bu milletin ve vatanın sırtına doğrudan yıktıklan külfet 20 milyar dolar. Aynca, bu bankaların milletçe üstlendiğımiz batık kredilerinin mıktarı da ılave olarak 8.5 mil- yar dolar... •Ülke, devlet ve millet olarak, rezilliğin bini bir para günler, aylar yıllar yaşayarak; •Türkiye'yi içeride ve dışarıda hasta adam ilan ettirerek; •IMF'nin ayaklarına kapandırarak; •Itibarımızı yerlerde süründürerek, dışarıdan bulduğumuz 20 milyar dolarta, soyulan bankala- nn açıklarını kapatıyoruz. • • • Siz sanıyor musunuz kı, sahipleri tarafından içleri boşaltılan, kendı şırketlerıne kredi olarak kullandırılan... şu veya bu şekılde zarar ettirilen ve sonra hoooop bizlere kakalanan bu bankala- rın zararı 20 + 8.5 milyar dolarla sınırlı? Veya, artı, ülkeye kaybertirdiğı itibarı da buna katarsak, banka operasyonlarının zarar bilanço- lan bunlaria kapanıyor? Bankaların yarattığı mali ve ekonomik krızın bu ülkeye kaybettirdığı değerlerın parasal mikta- nnı hesaplayabılen yok mu? Enflasyonla... Üretimsizlikle... Işsizlikle... Yitirdiğimiz maddi, manevı ve sosyal değerle- rin yekûnunu, bir babayiğit iktısatçı çıksa, he- saplasa ve topluma açıklasa.. Ayrıca, kayıp 20 + 8.5 milyar doların faizini, yerinde kullanılsaydı yaratacagı katma değeri de bu hesaba dahil etse... Türkiye'ye toplam kaça patlamıştır, dersiniz... En az 50 milyar dolar ilan etsek. az mı yazmış oluruz? • • • Şimdi Türkiye'yi 50 milyar dolar zarara uğrat- mış banka patronlarının sonuncusu, en büyük patron, dışarı çıktı. Diğer banka patronlan da dışanda... 20 patron.... Bu yoksul milletin sırtına yükledikleri en az 20 + 8.5 milyar doları nasıl telafi edecekler, gerı ödeyecekler? Vlcdanları rahat uyuduklarına zerre kadar şüp- hemiz olsun mu? Kendileri, çocuklan, beslemeleri, artık onlarca yıl paçayı kurtardılar, dünyalıklarını kotardılar mı? 20 patron dışarıda... Doğal değil mi? Çünkü onlara bankaları batırmada kılavuzluk eden siyasetçilerin ve bürokratlann da hepsi dışarıda. Üstelik hepsi "onuriu" mevkılerde... Mitletin gözünde kirlilikleri, bütünuyle ve baş- tan aşağı sürmüyor mu? Ülkeyi sadece banka operasyonlanyla 50 mil- yar dolar zarara sokan "ışadamı", politikacı ve bürokrat işbaşında değil mi? Bunlar yeniden ulke kaderinde rol oynamıyor mu, oynamaya talıp olmuyor mu? Biz de onlan alkışlamıyor muyuz? • • • Millete hesap vermesı gereken bir kurum da- ha var: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. BDDK, bir kara kutu mu? Bugüne kadar batı- rılan ve ödenen paralar bızım, bu yoksul milletin. Ve bu kurum güya millet adına bu operasyonu sürdürüyor. BDDK minnacık bir vicdani sorumluluk duyu- yor mu? Eğer duyuyorsa, Başkanı Engin Akçakoca, her ay çıkar milletin karşısına ve ne yaptıkları, milletin parasını nasıl takıp ettikleri, hangi banka patronundan ne kadar tahsil ettikleri konusunda hesap verir.. Yoksa BDDK de yüzü kara bir kuruluş mu? Bu operasyonlardaki rolu karanlıklar yaratmak ve milletin parasının iyice iç edilmesine destek vermek mi? obursali(acumhuriyet.com.tr. TÜRK TİYATROSU'ndan bir yıldız daha kaydı. Değerli Sanatçı ŞÜKRAN GÜNGÖR sonsuzluk sahnesinde yerini aldı. ANKARA EKEV TİYATROSU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle