Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL2002SALI
HABERLER
YazarMihri Belli.
Belfi ve Selek
DBlAFte
• ANKARA (AMCA)-
Türkiye'nin "en yaşh
komünisti" unvanlı yazar
Mihn Belli, Demokrarik
HalkPartısı(DEHAP)
listelerinden milletvekili
adayı oldu. Belli,
DEHAP listelerinden,
İstanbul 1 'inci Bölge
birinci sıradan adaylığını
koydu. Öte yandan,
Sosyolog Pınar Selek de
DEHAP listelerinden
milletvekılı adayı oldu.
Selek, İstanbul 3'üncü
bölge birinci sıradan
millervekilliğine
adaylığını koydu. Dikkat
çeken araştırmalan da
bulunan Selek, Mısır
Çarsısı'nda 1998 yılında
7 kişinin ölümü ve 121
kişinin yaralanmasıyla
sonuçlanan olayın
sorumlusu olarak idamla
yargılanmıştı.
Ertakan'm
adaytıği
• KONYA(AA)-
Konya'da, kapatılan
Refah Partısi'nin Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'ın da isminin
bulunduğu bağımsız
milletvekilı geçici aday
listesi askıya çıktı.
Konya II Seçim
Kurulu'nda bağımsız
milletvekili geçici aday
listesi asıldı. Adaylığı
tartışılan Erbakan'ın ismi
de listede yer aldı.
Erbakan'la birlikte 8
kişinin isminin yer aldığı
liste, 10 gün süreyle
askıda kalacak. Bağımsız
millervekili adaylığı
başvurusu yapanlann
evrakı incelendikten
sonra kesin aday listesi
26 Eylül günü askıya
çıkacak.
Ay*n:'Beni
unutmuşlar'
• ANKARA (ANKA)-
AKPde milletvekili aday
listelerine konulmayan
Siirt Millervekili Ahmet
Nurettin Aydın, "Merkez
Yürütme Kurulu üyeleri
büyük kargaşa ve 3-4
günlük uykusuzluğun
getirdiği dağuuklık
nedeniyle beni listeye
koymayı unutmuşlar.
Sorunun çözümü için
çalışılıyor" dedi. Aydın,
adaylık başvurusu
yaptığı halde, listelere
giremeyen tek AKP
milletvekilinin kendisi
olduğunu söyledi.
3 isim çekjld
• ANKARA (AA)-
Milletvekili aday
listelerindekı yerlerini
beğenmeyen adaylann
istifalan sürüyor. Alınan
bilgiye göre MHP'nin
Trabzon'da 4. sıradan
aday gösterdiği eski
MHP Trabzon U Başkanı
Zekeriya Vardaroğlu ve
Sögütlü Belediyesi eski
başkanı, 7. sıra
milletvekili adayı Osman
Akbulut, millervekili
adaylıklanndan
çekildiler. Vardaroğlu.
milletvekili aday
sıralamasuıın başında
bulunan kişinin hemen
istifa etmesi gerektiğini
belirterek, "Orhan
Bıçakçıoğlu'nun ülkücü
iradeyi temsil etmediğini
düşünüyorum. Bu
duruma tepki göstermek
ıçin çekildim" dedi.
Osman Akbulut ise
"Bulunduğum 7. sıradan
zaten seçilemezdim,
bunun için geri çekildim.
Ancak partimin her
zamanyanında
olacağırn" dedi.
Siyaset son aylarda 'namuslu-namussuz, ulusal-ulusal olmayan' diye ikiye bölündü SALI
Seçim için son direnişlerLEYLA TAY ŞANOGLU
ANKARA - Türkiye'de son
aylarda yeni bir çizgı oluşuyor.
Buna paralel olarak da yeni sa-
vaş ulusal olanlarla olmayanlar,
namuslularla namussuzlar ara-
sında kıran kırana veriliyor.
Şimdilik yengınin hangı taraf-
ta olacağı belli değil.
Bir de sağ sol arasında ıde-
olojik aynhklarda makas da iyi-
ce kapandı. Arnk insanlar oy ve-
rirken "Uhısal mı, namusiu mu?
Gerisi bana vız gefir" diye ba-
kıyor. Ulusallığı da dünyaya,
küreselleşmeye, AB'ye,
ABD'ye karşı gibi göstermeye
çalışanlar, yine bu ulusal olma-
yan takım. Aynı namus kavra-
mı gibi... Onlarca yıl "Devietin
mah deniz, yemeyen domuz"
düsturunu güdenlerin şimdi na-
mus simgesi kesilmelen gibi
Türkiye"nin kurruluşunun da
kendilerinden geçtığını söyler
oldular.
Unuttuklan tek nokta ise özel-
likle AB'ye girme aşamasın-
daki Türkiye'nin AB kurallan
gereği içindeki pisliği temizle-
me zorunluluğu. Borç ekono-
misini güçlendirmek ve borç-
lanmayı arthrmaya çahşmak da
bu takımın uluslararası olma
kriterleri... O da ne demekse...
Geriye dönüp birbakın. Fran-
sa'da, Almanya'da, Italya'da kaç
politikacı hem de bize göre ga-
bedeceklerin son direnişlenne
sahne oluyor. Buna seçimleri
engellemek de dahil.
Belli ki Türkiye'de Hazi-
ne'den geçinen bir politika-iş
dünyası yapısı bu seçimlerle
yerini başka bir yapıya terk ede-
cek. Bu izlenime bizi ulaştıran
işaretler çok net.
Ancak çaresiz olarak Türki-
de eski çarpık yapılanmanın iz-
leri hemen görülüyor. Bir par-
riden aynlıp öbür partiye ge-
çenler, bürokrasiden aynlıp "ka-
zanacak" gözüyle baktıklan,
ama sıyasi olarak uyuşmadık-
lan halde kapağı atmaya çalış-
tıklan partiler var. Burada da çiz-
gı namuslu-namussuz. ulusal-
ulusal olmayan diye keskin bir
ı • Türk politikacılann hem 'namusiu' safinda yer alıp hem de yıllardır
ı birbirlerini aklayarak ayakta kalmalanna şaşmamak doğrusu zor. Ankara,
bu hava içinde bir seçime daha hazırlamrken bu seçimle bütün politik ve
fînansal güçlerini kaybedeceklerin son direnişlerine sahne oluyor.
Buna seçimleri engellemek de dahil...
yet sudan nedenlerle yargıla-
nıp hüküm giymişlerdir.
Bizim politikacılann hem na-
musiu safinda yer alıp hem de
yıllardır birbirlerini aklayarak
ayakta kalmalanna şaşmamak
doğrusu zor. Ankara, bu hava
içinde bir seçime daha hazırla-
nırken bu seçimle bütün poli-
tik ve finansal güçlerini kay-
ye'de yapanın yanına kâr kal-
maması gerektiğine dair bir eğı-
lim var. Bu eğilim ve mevcut si-
yasi partilere karşı protesto oy-
lannı çoğaltıyor. Işte bu yapı
siyasi liderleri önce seçimleri
engellemeye ve ellerinden ka-
çacak olan güç ve parayı kay-
betmemek için savaşıma itiyor.
Yeni politik yapı içerisinde
biçımde beliriyor.
ABD'de ya da Fransa'da tır-
manan mılliyetçılıği eleştirme-
yenler, Türkiye'deki ulusal akım-
lan faşist olmakla suçluyorlar.
Fransa'ya ya da tspanya'ya eko-
nomısini düzeltmesı ya da ala-
caklann tahsil edilmesi için bir
genel vali atanması olasıhğı ola-
maz. Bu görüş telafruz edilin-
ce de ulusalcıhk küreselleşmey-
le. AB üyeliğine karşı olmak
biçımınde algılanıyor.
Benim de yıllardır temasta
olduğum yabancı devlet yetki-
lileri karşılannda ülkelerinin
çıkarlannı savunmaya çalışan
yönetici görmek ıstiyorlar. Bu
da uluslararası alanda amiyane
tabiriyle şu anlama geliyor: Bu-
gün işbirliği yaptıkJannızı ya-
nn sahşa getirmeniz olasıhğı
çok yüksek oiuyor.
Uluslararası anlamda çıkar-
lan korumak kişi için pnm ya-
pan bir da\Tanış. Ama önemli
ve asıl olan uzlaşmacılığı yaka-
layabihnek. Çıkarlan korumak
başka, uzlaşmacı ohnak başka
bir zenaat olarak algılanıyor.
Bu zor zenaatı da dünyada nes-
li tükenmeye yüz tutan devlet
adamı niteliğine sahip kişiler
başarabiliyor.
Yoksa, "Bunuvapmazsan se-
ni abilerime söylerim. Sana bir
güzel dayak atarlar" tavn bsa
vadede bile adamı bitırmeye
yetiyor. Örneklerini görüyoruz.
CHP'ye katılan tiyatro oyuncusu Çakıralp, Tolitika fikirsel anlamda gençleşmeli' diyor
Sanatçılar siyasete katıhnah
BARIŞDOSTER
Tiyatro sanatçısı Şahnaz Çakıralp. sanat-
çılann toplumsal ve siyasal sorumluluklann-
dan kaçamayacaklannı vurgulayarak CHP'ye
katıhnasının. bu düşüncesinin bir sonucu ol-
duğunu söyledi. CHP'li bir aileden geldiği-
ni belirten Çakıralp, bir sanatçı olarak önce-
likle dünyaya açılmak istedigini, zamanı ge-
lince de politikaya girebileceğini ifade etti.
Solda birlik için çalışan DSP'deki 9 mil-
letvekili arasında yer alan, partisinden istifa
ettikten sonra da MHP'ye kahlan Ertuğrul
Kmncnoğlu'nun, kendisine öneri getirme-
yen CHP'yi kastederek "Tfyatrocularkadar
değerimizyokmuş" şeklindeki talihsiz açık-
lamasıyla, kendisini bir anda siyasal bir po-
lemiğin ortasında bulan
Çakıralp, siyasetçilerin,
ilkeli tavırlanyla toplu-
ma örnek obnalan ge-
rektiğine dikkat çekti.
Politikacı aikden
Tiyatro eğitimini Mi-
mar Sinan Üniversite-
si'nde alan ve 1994 yı-
luıdan bu yana profes-
yonel tiyatro oyuncusu
olan Çakıralp, "Avukat
olan babamve diplomat
olan ağabeyim nedeniy-
le,çok politik bir afle or-
tammda büyüdüm.Dört
yidırGencayGürun'ün
tiyatrosunda çahşryor,
aynca devlet ve şehir ti-
yatrolannda sahneye çı-
krvorum. Buniann va-
• Tlyatro
eğitimini
MSÜ'de
alanve
1994'ten bu
yana
profesyonel
tiyatro
oyuncusu olan Çakıralp,
'Toplumu aydınlatmak ve
bilinçlendirmekle yükûmlü
sanatçılann, bu anlamda
politikacüaria ortak bir
noktada buluştuklanna
inandığun için CHP'ye
katddım' diye konuştu.
SANATÇILARTS SORUMLULUGU -PoHrikayadoğrubirzamanda
girdiğini belirten Şahnaz Çakıralp, sanatçılann toplumsal ve siyasal so-
nımluluktan kaçmaması gerektiğini söylüyor. (SERKAN YILDIZ)
nında dizi ve fihn çahşmalanm var. Tophımu
aydınlatmak ve bifinclendirmekle yükümlü
olan sanatçılann, bu anlamda politikacılarla
ortak bir noktada buluştuklanna inandığım
için CHP'ye kankhm'" diye konuştu.
Siyasete doğru bir zamanda girdiğine ina-
nan Çakıralp, gelişmiş ülkelerde sanata ve-
rilen öneme işaret ederek "Türkiye'nin bu dü-
zeye nlaşması için sanatçdarla si\asetçilerin
işbirliği içinde obnalan gerekir. Gerektiğin-
de sanatçılann politikaya aktif katümalan
gerektiğini de düşünüyorum'' dedi.
Sanatçı kimliğinin yannıda, halkınm yok-
sulluğundan, ülkesinin geleceğinden, eko-
nomik krizden, hayat pahalılığından, siyasi
belirsizlikten kaygı duyan bir yurttaş olarak
da siyaseti önemsediğuıin altını çizen Çakı-
ralp, toplum için mümkün olan her alanda bir
şeyler yapmak istedigini ifade etti.
Kadınlann siyasetteki etkinliği artmah
Yurtdışında "Yarasa" operetinde oynayan
ve sanatıyla Türkiye'nin adını dünyaya du-
yurmak istedigini anlatan Çakıralp, "Kadın-
lann syasettekioranı,eddnüği,ağutğı artma-
h.Türkiyebu konudaAtatürktensonrane ya-
zık ki geride kakfa. tnsanlanmız birey kimÛk-
leriyle, yurttaş kimlikle-
ri>1e siyasete kaübnaİL Bu-
nun dışındaki etikederi \e
önyargılan siyasetten çı-
karmak gerekJyor" diye
konuştu.
"Türkiye, elbette sanat-
ta beDi bir düzeye ulaşnuş
bir ülke. Ama dahajiiksek-
lerde olmahyız'" dıyen Ça-
kıralp, haftada 4 gün sah-
neye çıktığını, dizi çekim-
lerinın sürdüğünü ve ken-
dıne ayırdığı zamanlarda
da bol bol roman okuduğu-
nu anlattı.
Dildeki kirlenmenin
kendisini çok üzdüğünü
söyleyen Çakıralp şöyle
devam etti:
"PoBtikayıöğrenmekis-
tiyorum. GözJem yapmayı çok sevdiğim, bu
yeteneğime inandığım için poh'tikayi öğrenir-
ken bu yönümün bir avantaj olacağmı diişü-
nüyonnn.CHP'yçkısasüreöncegirrnemekar-
şın, çok farkb kesimlerden. çok büyük destek
akhm.İnsanlarbu karanmdandolavıbeni kut-
ladılar. SKasetin. fikirsel anlamda gençleş-
nıesi için özeDikle kadınlann ve gençlerin, si-
yasete girmeleri gerektiğini düşünüyonım."
'MİLLETVEKİLİ SAYISI30 OLSUN'
Kad bir
MecKs'e tejJd
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Siyasi par-
tilerin aday listelerinde
kadınlan alt su^lara yer-
leştirmesine tepki göste-
ren Izmir'deki 33 kadın
örgütü, cinsiyet kotasuıuı
gecikmeksizin 30' a çıka-
rümasını istedi.
Kadın Adaylan Destek-
leme Derneği (KA-DER)
tzmir Şube Başkanı Se-
maÖvgün. "Seçilebilecek
sıralarda kadın adaylara
yer vermeyen siyasi parti-
İerimiz, 3 Kasım sonrası
ohışacakyeni bir kadmsız
Mecüs'le parlamentola-
rmda en yüzde 30 kadm
temsilci bulunan Avru-
pa'da, Türkiye'yi hangi
onurla temsil edecekJer?"
dedi.
Kadın Haklannı Koru-
ma Derneği îzmir Şube
Başkanı Engin Demir, si-
yasi partilerin bu tutum-
lanyla kendileriyle dalga
geçtiğini sa^
r
una^ak "Ne-
den kadmlar pasta yapuır-
ken, tadmıve şeküni beür-
lemede söz sahibi değil.
Ama tepkimizi ortaya ko-
yacak ve susan kadın ol-
mavacağE" diye konuştu.
KA-DER Yönetım Ku-
rulu Üyesi Nuriye Çetik de
20 milyon seçmenin yüz-
de 53'ünün kadınlardan
oluşmasına karşuı yine bi-
linçli olarak unutuldukla-
nnı vurgulayarak şunlan
söyledi:
"Kadınlann yüzde 30
temsiü için kotasistemine
acil ihtiyaç var. MecHs'te
kadın yok denecek kadar
az, dünyada 179 ülkeden
140'ıncı sıradavız. Bu Tür-
krve'nin avıbıdu-."
Isimleri yolsuzluklarla anılan adaylarm yer alması tepki topladı
CHP'de liste kavgası
SERDARKIZIK
IZMİR - ÇHP tabanı tepkile-
re yol açan listelerin düzeltihne-
si için yoğun çaba harcıyor.
Aday listelerinin açıklanmasıy-
la başta tzmir ohnak üzere bir-
çok ilde tepkiler gehşti. Bay-
kalyanlılanndan oluşan lis-
telerde ithallerin yanı su^
çeşitli usuzsüzlüklerle anı-
lan adaylann yer alması, ör-
gütleri ciddi biçimde etki-
ledı.
Çalkantılann sürdüğü
kentlerden biri de Izmir.
Ege'ninincisindetanınma- L ^
yan adaylann yanı sua hak-
kında çeşitli yolsuzluk savlan öne
sürülen OLEYİS Genel Başkanı
EnverÖktem'in listeye sokulma-
sı, gerek parti tabanında, gerekse
medyada eleştirildi.
Bu eleştiriler suasuıda gerek il,
gerekse genel merkez yöneticile-
rine tepkileryöneltildi. Kulislerki-
mi zaman birbiriyle çelişen ha-
berlerle çaUcalandı. Kimileri baş-
ta 11 Başkanı Alaattin Yüksel'i
suçladı. Kimileri ise listelerin olu-
şumunda Yüksel'in de%Te dışı tu-
tulduğunu, tzmir için asıl karar
vericilerin başta Genel Sekreter
Yardımcısı Bülent Baratah ohnak
• Aday listeleriyle ilgili
çalkantılann sürdüğü kentlerden
biri de Izmir. Baykal yanlılarından
oluşan üstelerde transferlerin yanı
sıra çeşitli usuzsüzlüklerle anılan
adaylann bulunması örgütleri
ciddi biçimde etkiledi.
üzere Önder Sav, Eşref Erdem
olduğunu son onayın da Deniz
Baykal 'dan geldiğini sa\ıınuyor.
Bu çevrelere göre durum şöyle:
"D başkanı salt bir iki isim ko-
nusunda etkih' oldu. Bunun dışın-
da Hsteleri Baratah hazniadL Öy-
le ki il başkanı, son dört gün bü-
yük çabagöstermesine karşm Ön-
der Sav'a ulaşamadL Listelerin
açıklanmasmın ardhndan bu kez
tzmir'dengelentepkivedeğenen-
dirmeleri Baykal'a iletme olana-
ği buldu. Bazı adaylan kendisinin
bfletannnadığınıbeBrniBudeğer-
lendirme medyada da yer aldı.
Baykal durumu değerien-
direceğinibUdirmekleyetin-
dL Baratahise Kstenin asıl sa-
hibi ohnasma karşm tzmir
örgütünün beklentisinin ger-
çekleştiğini söyleyerek tep-
kfleri paylaşormaya çahşn."
Bu çevTeler MYK'ye gi-
ren listenın son anda değeş-
tirildiğini de öne sürüyor-
lar. Hazırlanan listede bazı
isimlerin "GerekB ölçüde Baykal
yanhsı olmadıklan^ndan son an-
da silindiklerini sa\Tinuyorlar. Ba-
ratah'nnı bu aşamada bir yandan
hazırladığı listeleri sa\r
unurken
Önder Sav'ın "ban kesimlerin
ağırhğmm dikkate ahnması gerek-
tiği" uyansı üzerine tutum değiş-
tirdiğini savnnuyorlar.
ORHAN BURSALI
Hoş Çıktın
Murat Demirel!
Son banka patronu da çıktı ve milletimizin vic-
danı rahatladı! Batırdığı ve devletin üstlendiği
para: 1.3 veya 1.4 milyar dolar. Bu, batırılan
bankalann zararları arasında, Demirel soyadına
yakışır bir rekor...
Murat Demirel, bu miktar parayla Yahya De-
mirel'ı golgede bıraktı ve Demirel Hanedanlı-
ğı'nın en parlak isimlerinden biri olarak tarihe
adını yazdırdı. Yahya'nın hayali mobilya soygu-
nunu Altan Öymen kitaplaştırmıştı. Şimdı Ege
Bankası soygunu da belgeselleştirılmeyi bekli-
yor.
Batan, batırılan banka sayısı 20.
Benim, senin, bu milletin ve vatanın sırtına
doğrudan yıktıklan külfet 20 milyar dolar.
Aynca, bu bankaların milletçe üstlendiğımiz
batık kredilerinin mıktarı da ılave olarak 8.5 mil-
yar dolar...
•Ülke, devlet ve millet olarak, rezilliğin bini bir
para günler, aylar yıllar yaşayarak;
•Türkiye'yi içeride ve dışarıda hasta adam ilan
ettirerek;
•IMF'nin ayaklarına kapandırarak;
•Itibarımızı yerlerde süründürerek, dışarıdan
bulduğumuz 20 milyar dolarta, soyulan bankala-
nn açıklarını kapatıyoruz.
• • •
Siz sanıyor musunuz kı, sahipleri tarafından
içleri boşaltılan, kendı şırketlerıne kredi olarak
kullandırılan... şu veya bu şekılde zarar ettirilen
ve sonra hoooop bizlere kakalanan bu bankala-
rın zararı 20 + 8.5 milyar dolarla sınırlı?
Veya, artı, ülkeye kaybertirdiğı itibarı da buna
katarsak, banka operasyonlarının zarar bilanço-
lan bunlaria kapanıyor?
Bankaların yarattığı mali ve ekonomik krızın
bu ülkeye kaybettirdığı değerlerın parasal mikta-
nnı hesaplayabılen yok mu?
Enflasyonla...
Üretimsizlikle...
Işsizlikle...
Yitirdiğimiz maddi, manevı ve sosyal değerle-
rin yekûnunu, bir babayiğit iktısatçı çıksa, he-
saplasa ve topluma açıklasa..
Ayrıca, kayıp 20 + 8.5 milyar doların faizini,
yerinde kullanılsaydı yaratacagı katma değeri de
bu hesaba dahil etse...
Türkiye'ye toplam kaça patlamıştır, dersiniz...
En az 50 milyar dolar ilan etsek. az mı yazmış
oluruz?
• • •
Şimdi Türkiye'yi 50 milyar dolar zarara uğrat-
mış banka patronlarının sonuncusu, en büyük
patron, dışarı çıktı.
Diğer banka patronlan da dışanda...
20 patron....
Bu yoksul milletin sırtına yükledikleri en az 20
+ 8.5 milyar doları nasıl telafi edecekler, gerı
ödeyecekler?
Vlcdanları rahat uyuduklarına zerre kadar şüp-
hemiz olsun mu?
Kendileri, çocuklan, beslemeleri, artık onlarca
yıl paçayı kurtardılar, dünyalıklarını kotardılar mı?
20 patron dışarıda...
Doğal değil mi?
Çünkü onlara bankaları batırmada kılavuzluk
eden siyasetçilerin ve bürokratlann da hepsi
dışarıda.
Üstelik hepsi "onuriu" mevkılerde...
Mitletin gözünde kirlilikleri, bütünuyle ve baş-
tan aşağı sürmüyor mu?
Ülkeyi sadece banka operasyonlanyla 50 mil-
yar dolar zarara sokan "ışadamı", politikacı ve
bürokrat işbaşında değil mi?
Bunlar yeniden ulke kaderinde rol oynamıyor
mu, oynamaya talıp olmuyor mu?
Biz de onlan alkışlamıyor muyuz?
• • •
Millete hesap vermesı gereken bir kurum da-
ha var: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu.
BDDK, bir kara kutu mu? Bugüne kadar batı-
rılan ve ödenen paralar bızım, bu yoksul milletin.
Ve bu kurum güya millet adına bu operasyonu
sürdürüyor.
BDDK minnacık bir vicdani sorumluluk duyu-
yor mu?
Eğer duyuyorsa, Başkanı Engin Akçakoca,
her ay çıkar milletin karşısına ve ne yaptıkları,
milletin parasını nasıl takıp ettikleri, hangi banka
patronundan ne kadar tahsil ettikleri konusunda
hesap verir..
Yoksa BDDK de yüzü kara bir kuruluş mu?
Bu operasyonlardaki rolu karanlıklar yaratmak
ve milletin parasının iyice iç edilmesine destek
vermek mi?
obursali(acumhuriyet.com.tr.
TÜRK TİYATROSU'ndan
bir yıldız daha kaydı.
Değerli Sanatçı
ŞÜKRAN
GÜNGÖR
sonsuzluk sahnesinde
yerini aldı.
ANKARA EKEV TİYATROSU