11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ^AĞUSTOS 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Tol'suz Olimpiyat Stadı'nın yer seçimiyle ilgili yapılan eleştiriler dikkate alınmadı Sorun 'plan'sızlık ANTALYA-tZMlR ÇEKİŞMESÎ Bakanların Formula 1 pistiyarışı Haber Merkezi - Formula 1 yanşlan için pist seçimi bakanlan karşı karşıya getirdi. Devlet BakanıTunca Toskay yanşlann Antalya'da yapılmasının Türk turizmine sınıf atlatacağıru belirtirken Kültür Bakaru Suat Çağlayan ise Formula 1 için en uygun kentin lzmir oldnğunu söyledi. Uluslararası Formula Federasyonu (FIA), eylül ayı ortalannda Formula-1 yanşlannın hangi kentte yapılacağı konusunda son karan vereceİc. Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfi üyesi 19 oda ve borsa başkanı Devlet Bakanı Toskay'ı ziyaret ederek Formula 1 yanşlannın Antalya'da düzenlenmesi için yardım talebinde bulundu. Toskay, Antalya'nın bu alanda rakipsiz olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Turizm sektörûnde en önemli sorun yatak başına alman paranm düşük olnıasıdır. Çözüm, Antalya'nın imajım yukanya geçmek. F l'in Antalya'da yapıbnası turizme sınıf aüaür." Kültür Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan ise Formula 1 için Türkiye'de koşullan en uygun kentin Izmir olduğunu vurgulayarak "İstanbul hiçbir şeyiyle uygun değiL Antalya da turizme doymuş durumda*" dedi. Çağlayan, "Selçuk gerek ulaşım olanaklan, gerek tarihi ve turizm değerleri açKmdan en uvgun durumda. Üsteük bir de Meryemana var. İnanç turizmi açısmdan önemli bir avantaj" diye konuştu. i ı - - - İ KUMBUUDAN TEPKÎ: Aklımızıpeynir ekmekle miyedik? ANTALYA (Cumhurtjet) - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul, Formula 1 yanşlannın Antalya dışuıda bir başka şehre verilmesinin, Türkiye'ye yapılacak en büyük yanlış olacağını söyledi. Kumbul düzenlediği basın toplantısında, Formula 1 yanşlan konusundaki gelişmeleri ve düşüncelerini aktardı. Bazı gazetelerde Formula l'in Kırşehir'e verileceğinin yazıldığını ve Makbuk Sevsal adh bir kadının Türkiye Otomobil ve Motor Sporlan Derneği (TOMSFED) ile 1 milyar dolarlık teminat mektubu karşılığında anlaşma yaptığının iddia edildiğini vurgulayan Kumbul, Formula 1 'in Kırşehir'de yapılmasının hayalden öteye gitmeyeceğini öne sürdü. Kumbul şöyle konuştu."Formula l'in Kırşehir'de yapüması, aktın peynir ekmekle yenilmesi gibi bir şeydnf Antalya dünyanın en uygun yeri' Formula l'in yapılabilmesi için ilkkoşulun, o kentte 150 bin yataklı otel zinciri bulunmasının olduğuna işaret eden Kumbul, Antalya'da 400 bin yatak olduğunu belirtti. Sözlerini, "Makbule Sevsal Hanım, yannm yapmak istiyorsa Antah/a'ya gelsin. Kırşehir'e yardım etmek istiyorsa başka alanlara yönefein" diye sürdüren Kumbul, Fonnula 1 'in Istanbul'da yapılmasının da Türkiye açısından önemli bir yanlış olacağını söyledi. Kumbul, "Antalya, Formula 1 için sadece Türkiye'nin değO dünyanın da en uygun yeridir" dedi. BELEDÎYE BAŞKANI AÇIKLADI Mersiny e olimpik stat yapılacak MERSÎN (AA) : Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, belediye olarak Mersin'e olimpik bir stat yaptıracaklannı bildirdi. Özcan, yazılı açıİdamasında, Mersin için olimpik stadın büyük önem taşıdığını ve bdediye olarak büyük projelere imza almak istediklerini belirtti. Çağdaş bir olimpik stadı Mersin'e en yakın zamanda kazandıracaklannı ifade eden Özcan, "15 bin SCMTCİ kapasiteü mevcut Tevfik Sun Gür Stadı ihiyacı karşılayamryor. Yapacağınıız 35 bin Idsflik modern stat bu sıkmtryı ortadan kaidıracak" dedi. Özcan, gelecek yıl yapuruna bajlayacaklan stadyumda yüzme havuzu, spor saonu, tenis sahası, futbol antrenman saıalan, otopark ve ticaret merkezlerinin Dİıcağını da kaydetti. OKTAV EKİNCİ Yıl 1995... Istanbul'un Ataköy semtindeki "Olimpiyat Evi"nde sadece Türkiye'nın değil, Orta- doğu ve Balkanlar'ın u en bü- yük" ve "en modern" stadı ola- cağı söylenen "Atatürk Olimpi- yat Stadı"nın projesi tanıtılıyor. Toplantıda öylesine göz ka- maştıncı bir sunuş yapılıyor ki bu stadın öncelikle "y«r seçiminin" hatah olduğu yönündeki "eleşti- rimizi" dile getirmekten çekini- yoruz. Çünkü bu projeye "ohım- suz" bir şeyltr söylemek, "oKm- piyat aday hğına" da destek ver- memek şeklinde yorumlanıyor; neredeyse "vatan hainliği" ile eş tutuluyor... Buna rağmen "Mi- maıiar Odası geleneklerinden" ödün vermiyoruz ve bir pundu- nu yakalayıp görüşümüzü söylü- yoruz: "Staduı yer seçimi, tstan- bul'un Nâzon Plan ükekrive ula- şım masterplanı dikkate ahnma- dan yapılnuştır... Bu stadın kent- le entegrasyonu hem çokzor, hem de çok paralı olacaktır_" Niteİdm ertesı gün "bütün medyamız", Olimpiyat Komite- sı'ni ve stat projesini "Türk'ün gücü" sloganlannı da ekleyerek göklere çıkartırken Cumhuriyet dışuıda hiçbir gazetede bu eleş- • Olimpiyat Stadı için "imar kurallanna aykın" yer seçiminin ardında, aynı bölgedeki imara kapalı arazilerin "değerlendirilmesi" ve arsa-arazi spekûlasyonu var... Bundan kimler "rant" sağladıysa "yolsuzluğun" 29.111997-Cumlıuriyet baş sorumlusu da onlardır. tirimiz yer almıyor... Hatta kimi "her şeyi bflen" po- püler köşe yazarlanmız stada öv- gü düzerken Mimarlar Odası'na "çatmaktan" da geri kalmıyor- lar... Diyorlarki: "Alternatifsöyle- meden, yine sadece eleştiriyor- lar» Bunlar adam olmazlar._" Oysa "alternatif" bellidir... Is- tanbul'da 80.000 kişilik bir sta- dın nereye ve nasıl yapılması ge- rektiğine, "Olimpiyat Komite- si" ve "belediye siy asetçfleri" de- ğil, kentin "nâzun imar planla- ması" uzmanlan karar vermeli- dir... Şimdi gazetelere baktığım- da, 7 yıl önceki uyanlan kulak arkası eden, son 5 yılhk inşaat sü- resi boyunca da benzer eleştiri- lere tek satır bile yer vermeyen medyanın, "yolu ohnayan stat" diye ayağa kalkmış olmasına sa- dece gülebiliyorum... Dahasuıı anımsatayım... Önceki yıl Cumhuriyet gaze- tesinde, bu stadın aynı zamanda "mağaralar üzerinde" yapıldı- ğını yazmış ve kanıtlamışnk... Içi beton enjekte edilerek ve kö- pükle doldurularak haritadan si- linen mağaralann ise aynı bölge- deki ünlü "Yanmburgaz Mağa- ralan" gibi on binlerce yıl önce- sinın "ilk insan yaşanuna ait iz- leri" taşıma olasılığının bulundu- ğunu belirtmiştik... Cumhuri- yet'in bu uyansı da dikkate alın- madığı gibi, aynı "medyada" yi- ne alay konusu yapıldı... Stadın yer seçimindeki "plansEhktan" kaynaldanan bu "riskin'' günde- me gehrilmesi, olimpiyat aday- hğına karşı yine "ihanet" olarak adlandınldı... Evet... Şimdi herkes, Galata- saray - Oiympiakos maçının ya- pıldığı gece "yol ve ulaşım soru- numı" yaşayarak gördükten son- ra "isyan" etmiş durumda... Hem tüm ilgililer ve sorumlular, "Yol bizün işimiz değfl" diyerek suçu birbirlennın üzerine atıyor... Oysa bu gibi düğümlenn ve açmazlann "yaşanmadan" ön- ce görülebilmesinin tek bir bi- limsel yöntemi var; onun da adı "planlama"... Siyasetçiler, bürokratlarve "ka- muoyu" ise Atatûrk'ün planla- ma ilkelerinin de terk edildiği 50 yıl önceki o ünlü, "Plan yerine pflav isteriz" sloganının hâlâ pe- şinde gittikleri için, adı "Atatürk" olan stat "ulaşım fiyaskosuyia" ve plansız olarak açılıyor... imardakl yol'suzluK... Peki, bu plansızlıkta böylesi- ne "diretilmesinin'' ardındaki beklentiler nelerdir?.. Bu sorunun yanıtı için; "Olim- piyat Stadı için seçilen yerdeki arazilerde son 7 yılda yaşanan el değjştirmeler ve ahm saom ihş- küerine" bakmak yeterli ola- cak... Görülecek ki bu "yol"suz- luğun altında da tarihin en bü- yük "imaryolsiBİuklarr ve "ara- zispekülasyomT yatıyor... Plan- lama, işte buna engel olacağı için dışlaruyor... Marmaris'te doğal çevreye uyumlu bir turizm yapısı oluşturmak için gerekli toplumsal temellerin ortaya çıkanlmasına çahşıbyor. Marmaris 'ekotıırizm'i înceliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Güney Ege havzasında Marmaris'in turizm açısından uluslararası alanda büyük bir potansiyele sa- hip olması ve turistlerin taleplerinde meyda- na gelen değişiklikler Marmarisli rurizmcile- ri yeni arayışlara sürüklüyor. AB ülkelerinde giderek yıldızı parlayan "ekoturizm"in Mar- maris'te uygulanabilmesi amacıyla çalışmalar yapılıyor. Marmaris Turizm Vakfı (MARTAV) tara- findan geçen günlerde "ekoturizm"in masaya yaünldığı bir toplanû düzenlenmiş, Kaymakam Isa Küçük. bu toplantıda, "Marmaris kentin- de turizm, çevre ve toplumsal eğflimler" araş- tırmasının başlaüldığını açıklamışt. Küçük, pn> jeyle Marmaris turizminin mercek altına alı- nacağını, kısa ve orta radeli bilimsel yol ve yön- temler belirleneceğini söyledi. Marmaris Belediye Başkanı tsmet Kara- dinç de Marmaris'in ekoturizme çok elverişli olduğunu belirterek "ekoturizmin ön plana çıkması Marmaris için büyük avantaj. Bura- da turizmcilere büyük görevler düşüyor. Ucuz ürün yerine daha kaliteli ürünler sunmak için gayTet sarf edeceğiz. Marmaris'te oteDer yeni- kniyor. Bizim projemiz Türkiye'de örneği ol- mayan bir proje" dedi. Başlatılan projeyle turizm endüstrisinin te- mel kaynaklan olan doğal güzelliklerin plan- sız yapılaşmayla yok olmaması ve çeweye da- ha uyumlu duruma getirilebilmesinin amaclan- dığı vurgulandı. Mu|la Oniversitesi Sosyolo- ji Bölümü Öğretim Uyesi Yrd. Doç. Dr. Mu- ammer Tuna başkanlığında yürütülen araştır- mada, Marmaris'in turizm yapısının incelen- diği belirtildi. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Turnusol Meclis'in giderayak Iş Güvencesı Tasarısı'nı yasa- laştırmak ıstemesi, işverenlen tedirgin etti. Odalar ve Borsalar Bırtiği'nin il temsilcıleri, dün başkentte göv- de göstensı yaparak tasannın yasalaşmasının iş ban- şını bozacağı tehdidini savurdular. Işverenlere göre bugün Türkiye'de çalışanlann gü- venceden once, yapabilecekleri bir işi bulmalanna şukretmelen gerekiyor! Günlerden beri lıberal sol, liberal sol deyıp duranla- nn ağızlarındaki bakla, boylece çıkmış oluyor. Eilenne resmen, "işınize son venlmiştır" yazısı verilen on bin- lerce ışçınin yanı sıra çogu çalışan bu kriz dönemin- de işbaşı yapmak amacı ile gittikleri kapılarda, turnı- kelerden geçmek amacı ile kullanmak istedıklen man- yetik kartlann yanıt vermediğinı görerek acı gerçekle karşı karşıya geldiler. AB yasalannı çıkartan TBMM'nin, aynı başanyı Iş Gü- vencesi Yasası'nda gösterip gösteremeyeceği elbet- te merak konusudur. Üç konfederasyonun başkan ve temsilcileri dün gö- rüşmeler başlamadan önce toplu olarak Meclis'e gel- diler ve hem gözlerini hem de kulâklannı, milletvekil- lerinın bu tasan üzerindeki tutumlan için adeta dört aç- tılar. Parlamentoda temsil edilen 7 partinin, Iş Güvence- si Yasası'nda izleyecekleri tutum, 3 Kasım seçimleri öncesinde apaçık bir turnusol testi niteliğinde olacak. Çalışanlann bir devletten asgari beklentisi. aslanın ağzından bulabildikleri "ış "te, ahlak dışı bir eylemin sa- hibi olmadıkları sürece, çalışma garantisine kavuşa- bilmeleri olmalıdır. 57. hukümet, o garantiyı verecek bir tasanyı, uzun çalışmalar ve bir o kadar engellemelerden sonra ni- hayet pışirip kotardı ve TBMM'ye gonderdi. O tarıhte ufukta ne Ecevit'e yöneltilmek için ses- sizce hazırlanan DSP içi kudeta vardı; ne de o kude- tanın getirmesi kaçınılmaz olan erken seçim gündem- deydı. Iş Güvencesi YasaTasansı, bu ortam ıçerisinde ha- zırlanıp kotanldı ve TBMM'ye gönderildi. Ama DSP içi darbe, dün Başbakan'ın CNN-Türk'te- ki deyımi ile "kalburüstü bazı çevreler" tarafından pi- şirilip kotanldı. Gerçi Başbakan, sadece Kemal Der- viş için, o çevrelerin baştan çıkartıldığı kuşkusunu di- le getiriyor. Ama zaman, "kalburüstü bazı çevrelerin", baştan çıkartma operasyonunda sadece Derviş ile yetinmediğini, asıl hedef olarak Özkan-Cem ve çe- kirdek ekıbin seçildiğini ortaya çıkartacaktır. Işteoçekirdekekip, dün TBMM'ye gönderilen iş Gü- vencesi Yasa Tasansı için ne tür bir oy verecegini sap- tarken adamakılh ter dökmüş olmalı. O ekip, yanı YTP, milletvekili sayısı olarak bayagı ha- tın sayılır bir görünüme sahip olsa da hâlâ örgütlene- bilmek için ciddi girişimler yapabilmış değil. Çünkü, Anadolu'da taban bulamamanın sıkıntısı boy verdi. Dahası, YTP henüz çızgısıni de saptayamadı. Sosyal demokratlar mı, yoksa demokratik sol yan- lısı mı YTP'liler? Ya da Genel Sekreter'lerinin söyledi- ği gibi, bu kavramların dışında mı boy vermek istiyor- lar? Şunun şurasında. erken seçim kampanyasının başlaması için gün sayıldığı bir sırada, YTP'nin rengi- ni merak edenler, Ismail Cem'in "Galıba demokratik soldayız" dediğını öğrenmekle kalmıyorlar, dün de Iş Güvencesi Yasa Tasansı için destek isteyen sendıka- cılara aynı ağız, tıpkı Odalar ve Borsalar Birliği temsil- cileri gibi yanrt veriyor. Acele edilmemesini, bu konu- da işverenler ile işçi kesımınin anlaşmasının zorunlu- luğunu öneriyor. Sevsek de sevmesek de, demokratik arenada par- lamentolar, kıldan ince, kılıçtan keskın bir sırat köprü- sü görünümündedir. O köprüden geçmek zorunda olan partiler ve milletvekilleri, Iş Güvencesi Yasa Ta- sansı'nda temsilciliğini yaptıklan toplumun sorunlan- na bakış açılarını ortaya koyma fırsatını buluyorlar. Iş Güvencesi YasaTasansı'na "evet" diyeceklervar; "hayır" diye karşı çıkacaklar da var. Bir de durum va- ziyetini idare etmek için günün modası, liberal sol ide- olojinın yeni askerieri olarak, işçilerile işverenlerin an- laşmalannı beklemeyi önerenler. Hey gıdı Sevgilı Ismail Cem arkadaşım. Onuriu öz- geçmişinde Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanlı- ğı yaptığı da yazılı olan, cıltler dolusu sol yazılann sa- hibi Cem. Odalar Birliği'nin bir tasan ustündeki görüş- lerini neredeyse kelimesi kelimesine tekrarlayan troy- ka partisinın omuzlanna yüklediği misyondan gerçek- ten hoşnırt musun? Fikret Ünlü'nün açıklaması Gençlık ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü dünkü yazımda kendisinın de adından söz edil- diğini bildirerek şu açıklamayı yaptı: "Ben DSP'lı bırbakanım. DSP'lı bir BüyükşehirBe- lediye Başkanı 'na hükümette bulunan bir bakan ar- kadaşımın konferans verme isteğine aracı olmamda şaşıracak ne var." Sayın Ünlü'ye kendisinin Kemal Derviş'in konferans isteğinde aracı olduğunu Sayın Büyükerşen'den öğ- rendiğimi bildirerek DSP'de bulunduğunu bir kez da- ha teyit etmesinin gelecek ıçın önemli bir açıklama ol- duğu yanrtını verdim. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] Yunanistan'dan gelenler özlemlerini giderdi, yeni dostluklar kurdu îki kıyıdaki Foçalılar buluştu ŞEVTdAVCI FOÇA - Yunanistan'daki Eski Foça ve Türkiye'deki Yeni Foça- hlann, 1992 yılından beri sürege- len karşılıklı ziyaretleri sonunda her iki kentin kardeş şehir olması aşamasına gelindi. Palea Fokea Belediye Başkanı Dimitrios FlKp- pou ile Belediye Meclisi üyesi Va- sflios \ asiliou. 40 kişilik bir toplu- lukla Foça'ya geldi. Belediye mec- lislerinin yaptıklan görüşmeler- de, Foça ile kardeş şehir olma ko- nusunda bir karar aldılar. ProdromosHayimihailküs, düz- gün Türkçesiyle anlahyor: u Babam çiftçiydL 1924'de Yu- nanistan'a gfttiğimizdeTürkçeko- nuşuyorduk. Çünkü Rumca bil- miyorduk. Grubumuzda Türki- ye'de doğan ild arkadaş daha var. Biz Palea Fokea yakuundaki Ana- vissos'tan geidik. Niğde'den ve Ka- padokya'dan göçenler de çok." Sonra tutturuyor bir türkü, "Ka- • Foçalılar arasındaki 1992 yılında başlayan dostluk gezileri her iki kenti kardeş şehir olma aşamasına getirdi. Belediye meclisleri yaptıklan görüşmelerde, Foça ile kardeş şehir olma konusunda bir karar aldılar. difeden >eleği, bir anda sevdhn se- ni". Ardından ekliyor: "Bir insa- nın doğduğu yeri görme özlenıi, ancakbunuyaşayanlartarafindan anlaşılabilir." Gelenlerin çoğu Foça kökenliy- di. Kimi anne ve babasının, kimi nine ve dedesinin yaşadığı evi ara- yıp buldu. Kimileri ise betonarme bir binayı buldu karşılannda. Yu- nanistan daatalannın yaşadığı yer- lere giden Foçalılar da aynı şey- lerle karşılaşmışlardı. Burada kı- liseler, orada camıler >ıkılmışh. Sevgiler, sevdalar, dostluklar ve aşklar ise halen ayaktaydı. Yuna- nistan'dan gelen kadınlardan biri- nin adı Kadife(Lela). Ayakkabıcı olan dedesı, Foça - Midilli arasın- da gemisiyle gider gelirmiş. De- desinin yaşadığı evi buldu. Evin yeni sahibi onu dostlukla buyur eti. Sohbetler... Sevinçler... Hüzün- ler... Aynlırken Bayan Kadife, par- mağındaki yüzüğü çıkanp evin yeni sahibine hediye etti. Aynlır- ken, tıpkı dedelerinin 1924 yıhn- da yaptığı gibi, sanlıp ağlaştılar. Türk ya da Yunan sözcüklerine bile tahammül edemeyen az sayı- da da olsa siyasilerin Bayan Ka- dife'yi ve IskenderKaptanoğlu'nu anlayabilmesi olanaksızdı. Kapta- noğlu, Yunanistan'a giderken iki sözcük, bütün yaşamıydı. Köyü Bostancılı ve sevgilisi Eteni Ne ya- zık ki Kaptanoğlu 35 gün geç ula- şabildi Bostancılı'ya. Eleni'nin 35 gün önce öldüğünü ve kendisini hiç unutmadığını duyduğunda yaşam onun için de bitmişti. O kocaman yürekli adam, Eleni'nin kapısın- da gözyaşlannı gizleme gereği duymamıştı. Foçalılar arasındaki dostluk ge- zileri 1992 yılında başladı. Döne- min Palea Fokea Belediye Başka- nı Dimitrios Magiras, Başkan Yar- dımcısı Zaharo Papadopulou, Fo- ça Belediye Başkanı NihatDirim, Başkan Yardımcısı Metin Tü- tün'ün açt^ğı dostluk ve banş yo- lunda her geçen gün daha büyük adımlar atılıyor. Palea Fokea Belediye Başka- nı Dimirrios Filippou. iki şehir arasındaki dostça ilişkilerin gi- derek gelişmesinden memnun- luk duyduğunu belirterek şunla- n söyledi: "Buiüşkflerüeridede sürecek. tki halkarasındaki dost- luğun güçlenip pekişmesi için böylesi ilişkilerin çok önemli ol- duğunu düşünüyorum." Frageskou: Savaşı hissettim Foça öyküleri dinleyerek büyüdü FOÇA (Cumhuriyet) -Kurtuluş Sa- vaşı sonrasın- da yapılan karşılıklı mü- badele sırasın- dababasıFo- ça'dan aynl- mak zorunda kalmış Fra- geskou'nun. Foçave Yenifoça'dan göçenler, Atina yakın- lanndakı Palea Fokea (Eski Foça) ile Selanik yakınlanndaki NeaFb- kea'yı (Yeni Foça) kur- muşlar. "BabammFo- ça'dan aynlırken ya- nında getirdigi gemi resminLevimizinen de- ğerü eşyası olarak bO- dHn" diyen Zaharo Pa- padopoulou Frages- kou, Foça öyküleri dinleyerek büyüdüğü- nüsöylüyor. Ona göre uluslar ara- sındafarkh- lıklann ol- masıçokdo- ğal.Bufark- lıhklann dünya banşı- nı zorlaştıncı değil, ak- sine katacağı renkler- le kolaylaştıracağına inanıyor. Türk ulusu ile Yunan ulusu arasın- daki farkın, banş söz konusuolduğunda "fa- sulyeile fasülT arasın- daki kadar olduğunu söylüyor. Frageskou, "Savaşuı acüannı ya- şamadnn ama hep his- settim'' diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle