11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2002 ÇARŞAMBA OLAYLAR V E G O R U Ş L E R [email protected] AÇI MUMTAZ SOYSAL Hukukta Avrupa Zorlaması KİMİ yazariar "Kaçıncı Tanzımat?" dıye so- radursun, 'Tanh Yazan Meclıs"çe apar topar yapılan son yasa değışıkhklennın Turk hukuku- na getırdığı sozde "yenılıkler"\e ne gıbı çarpık- lıkların ortaya çıkacağını zaman gosterecek Ama, şımdıden bazı noktalann Anayasa'ya ay- kırılığı açıkça goruluyor Bunların, yayımlanma aşamasında Cumhur- başkanı'nca bazı maddelenn Meclıs'e gen gon- denlmesıyle ya da MHP'nın açacağı ıptal dava- sı sırasında yururluğun durdurulmasıyla bırlıkte ortaya çıkması yuksek bır olasılıktır Orneğın, "Avrupa Insan Hakları Mahkeme- sı'nın verdığı kararlarda Insan Hakları Soz- leşmesı'ne aykın bulunmuş yargı kararlarının tazmınatla gıdenlemeyecek sonuçlar doğurdu- ğu anlaşılırsa", Yargıtay Bınncı Başkanlığı'ndan yargılanmanın yenılenmesını ısteme hakkı Turk hukukunda kesınleşmış mahkeme ka- rarianndan sonra yargılanmanın yenılenmesı, yı- ne kesın kurallara bağlanmış bır durum Bunun, ne kadar "uluslarustu" ve ustun yetkılere sahıp bulunursa bulunsun bır yabancı mahkemenın karanyla başlatılabılecek değışık bır başka su- rece bağlanması, yargı bağımsızlığını zedeleyı- cı bır "yen/Wc"değıldırdenedır'? Gerçı, yasade- ğışıklığı bunun kendılığınden sonuç dogurma- yacak ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ka- rarına bağlı olarak başlatılabılecek bır sureç ol- masını ongoruyor ama, boyle başlayan zedele- melerın ulusal hukuk sıstemlerınde zamanla ne buyuk gedıkler açtığı hep gorulmuştur Zaten, asıl sorun bu değıl Asıl sorun, mandacı basının yaratmaya ça- lıştığı havanın aksıne, yapılanların gerçekten "Turkıye ıçın" yapılıp yapılmadığıdır Ankara Unıversrtesı'nın Sıyasal Bılgıler Fakul- tesı profesorlerınden Bırgül Guler, Internetara- cılığıyla "Bu yasaların 'Avrupa zoruyla da Tur- kıye ıçın' olduğu buyuk bır aldatmacadır. Bu paket 'Avrupa zoruyla Avrupa ıçın'd/r" dıyor Gerçekten, değışıklıklere baktığınızda, çoğu- nunyayabancılaraTurkıye'debırtakımhaklarve ozgurluklergetırdığını veyayabancılann, ozellık- le de Avrupalıların onem verdıklerı azınlıklara ve değışık etnık gruplara bır şeyler sağladığını go- ruyorsunuz ömeğın, "yabancılann Turkıye'dekı toplantı ve gosten yunjyuşlenne katılmaları, afış asabılme- len, açıkhava kursulennden konuşabılmelen" Turk vatandaşlannın hak ve ozguriuklenne ne ka- tacaktır 7 ? Boyle bır değışıklığın, Anayasa'ya ay- kınlığı bır yana, kımlenn Turkıye'ye koşuşup kn- tık zamanlann kntık kentlerınde ortalığı kanştır- malanna fırsat vereceğını soylemek ıçın kâhın ol- maya gerek var mı 9 Oyle durumlarda son pış- manlık kımın olacaktır? TEŞEKKUR Aılemızın temel dıreğı, değerlı varlığımız Basın tlan Kunımu Genel Mudurluğu Muhasebe Muduru YILDIZ ÎZZETOĞLU'nun anı vefatı dolayısıyla acımızı paylaşan, bızı tesellı eden, cenaze torenıne katılan, hayır kurumlanna bağışta bulunan, evımıze gelen, telefon ve telgrafla başsağlığı dıleyen, sonsuz acımızı yurekten paylaşan, başta Basuı llan Kunımu Genel Muduru Gultekin Samancı olmak uzere, tum kurum mensuplarına, arkadaşlanna, hısım, akraba ve yakınlanna şukranlanmızı en ıçten duygularla sunarız AİLESİ ACI KAYBIMIZ Uyemız Yüksek Mimar ÖZER HÜRMERİÇn vefatını üzuntüyle öğrenmış bulunuyoruz. Ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. MİMARLAR ODASI İZMİRŞUBESİ ALACAKAYA KADASTRO MAHKEMEStTVDEN E^as No 2000 56 vlahkememızın 2000 56 esas sayılı dosyasında da- vaı Fazlı Sancar ve arkadaşlan tarafindan hazıne aley- hre açılan kadastro tespıtıne ıtıraz davasında Mehmet Eş.ok \ e dığer mırasçılann davava dahıl edılmesıne ka- ravenlmış, ancak tum araştırmalara rağmen Mehmet Eş>ok un adresı tespıt edılememıştır - 3ava dosyasmın duruşması 04 09 2002 gunü saat 0Ç2^ e bırakıldığı, ılan yen olan mahkememızde dahı- lı .aYalırun anılan gun ve saatte bızzat hazır bulunma- sı sva kendısını bır vekılle temsıl etmesı, duruşmaya gememesı \eya kendısını bır vekılle temsıl ettırmedı- gı akdırde taraf teşkılı yapılmış sayılıp yargılamaya yoJuğunda devam edıleceğı hususu teblıgat yenne geç- ı m ûzere ılanen teblığ olunur Basın 48087 Lozan'dan Çıkan Sivil Toplum Dersleri... Prof. Dr. Özer OZANKAYA S on yıllarda sık sık onemı vurgulanan "sivil toplum" ola- bılmenın temel bır koşulu, ıçmde yaşa- mlan toplumda ınsanlık onuru- nun, ozgurluk ve bağımsızlığın, guvenlık ve gonencın nasıl sağ- lanabıleceğı konusunda yurttaş- lann gereklı bügı ve tutûmlarla donanmasıdır Bu tumceden olarak bıreyle- nn, uyesı olduklan ulusun baş- ka uluslarla ılışkılenrun hangı ol- çuler uzennde, nasıl oluşması gerektığını, uzennde yaşadık- lan ulkeyı hangı gerekçelerle "anavurt"lan sayabıldıklennı bılmelen de buyuk onem taşır Orneğın Turkıye'de tum ergın yurttaşlann Lozan Antlaşma- sı'yla uluslararası duzeyde bel- gelenmış olan ulusal konumu- muzu, yurt hakkımızı ve bunun Kurtuluş Savaşımızda bayrak- laşan adı "Ulusal Ant"ı (Mısak- ı Mıllı) gerekçelenyle bırlıkte bılmelen de "shil tophun" ola- bılmenın temel koşuÛan arasın- da sayılmak gerekır Uluslarara- sı ılışkılenn yaşam gerçeklığı- nın (hele bu çağda) bır parçası olduğu duşunulurse, bunun zo- runluluğu kolaylıkla kavranabı- lır Ote yandan saldırgan, ben- cıl ulusçuluk var dıye, ulusçu- luk ılkesınden vazgeçmek de uzennde yaşanılan toprağın "yurt" olarak benımsenmesı ge- reğını sav saklamak da aynı ol- çudeyıkımlı sonuçlar venr De- mokratık duzenın belırgm nıte- lıklenne dayalı bır ulus ve yurt kavramı, sıvıl toplum olabılmek ıçın vazgeçılmez oğelerdendır Acıdır kı son 50 yıllık eğıtım ve ozekın (kultur) polıtıkalan bu gereklen korkutucu ölçûler- de goz ardı etmış, ortalıkta at oynatan faşıst, dıncı ve Marksıst akımlann "cihangir''lık, "din birtiğT, "kültür mozaiği" tenm- len arkasmda somurgecılenn borazanlığı nıtehğuıdekı yay- maca ve kılıflan ya da "ulusla- rarasıcıhk" (ınternatıonalısme) cılası bombardımanlanyla, de- mokratık "yurt" ve "ulus" kav- ramı boşluğu yaratmalanna se- yırcı kalmış, dahası zaman za- man aynı emellere hızmet et- mış, boylece bu konuda duyar- lığın azalmasına yol açmışlardır Oysa Lozan'ın gereğince öğreni- hp anlaşılması, bu tür aklatma- lan boşa çıkarabilecek en etkfli yoJdur. Çunku Lozan Antlaşma- sı'nın temel ılkesı, bır ulusun ıçışlennın, yanı kendı yurdun- da nelen gerçekleştırmek ıste- dığının o ulusun dış polıtıkası- na temel yapılması gerektığıdır Başka uluslann baskılan altın- da ya da kımı yonetıcılenn ka- muya hesabı venlmeyen, kışısel değerlendırmelenne gore bıçım- lendınlecek dış polıhkaya o top- lumun ıç duzenının uydurulma- sı ve araç kılınması ıse Osman- lı orneğınde yaşayıp gorduğu- muz gıbı, yalnızca yıkım getı- nr Lozan'dan alınabılecek bır başka temel onemde ders, bugun ekonomık bağımsızlık ve gelış- memızın sağlanmasında olsun, Kıbns sorunumuzu haklı çozu- me ulaştırmada ve Ege Denı- zı'ndekı haklanmızı korumada olsun, Avrupa Topluluğu'na eşıt koşullarda tam uye olma ereğı- mızı başanyla gerçekleştırmede olsun, ana ılkeyı ortaya koyan bır derstır Bir anlaşmazhğın çö- zümknmesi, birişbiriğiya da or- takhğm gerçekleşmesi önünde- ld temel engeDer giderilniedikçe ya da isteıuien biçimde giderik- ceği inanam verecek kaıutlar or- taya konulmadıkça, hiçbir odun verflmemesi ilkesi! Eğer anlaş- mazlık ıçınde bulunduğumuz ya da ışbırlığı yapmak ıstedığımız bır başka ulus, tıpkı bugun AB, ABD ve Yunanıstan'ın yapmak- ta olduklan gıbı, bızım ıçın ya- şamsal onem taşıyan sorunlan bıze yararlı olacak bıçımde çoz- meyı duşunmuyorsa elden gel- dığuıce goruşmelen uzatarak, turlu sorunlar uzennde bızı yıp- ratarak, en sonunda kendı ya- rarlanna odunde bulunmaya bı- zı zorlamak ıstıyor demektır. bu durumda aynca bılmek gerekır kı odun ısteklennın sonu da hıç gelmez' Bencıller, en az dırenç gosterenlere karşı en çok acı- masız davrarurlar' Turk Goruş- me Kurulu'nun Atatürk'un yo- netunınde ozenle gozettığı ıÛce, "lehimizde çözümlenmesi zo- runlu olan konulann o >olda çö- zümlenmesi kabul edilmedikçe, bızi davanaksız bırakıp guç du- ruma sokacak hiçbir özveride bulunmamak" ılkesıdır "Ge- neral Rogers'm asker sozüne(!) güvenerek" hiçbir guvence alın- madan Yunanıstan'ın NATO'nun asken kanadına donmesıne olur venlmesı, Gumruk Bırlığı An- laşması 'nın tek yanlı olarak ım- zalanması, ulusumuzun yuksek yararlannın gerektırdığı koşul- İar duşunulmeksızın AB koşul- lannı neye mal olursa olsun ye- nne getırme çabalan, "AB'ye giden yol Divarbakır'dan geçer" dıyerek boluculuğun her turlu- sune yeşıl ışık yakmalar ve o doğrultudakı aymazlık ve sap- kınlıklar Atatürk'un ulusu- muzu yok olmaktan kurtarmış olan bu alhn ılkesınden de ge- reklı dersın alınmamış olması- nın orneklennden bırkaçıdır Dunyanın kabul ettığı Ulusal Ant'labeurlenen "Turkyurdu" kavramı tanhsel, hukuksal, kul- turel temellere ve başka ulusla- nn haklanna saygı, çevresınde- kı uluslarla dostluğa değer ver- me gıbı vıcdanı ve ahlakı olu- çulere dayahdır ve bu ozellığı ıle bılınmesı, sıvıl toplum olabıl- menın onkoşullan arasındadır Bu bağlamda Turkıye'nuı Lo- zan'la tum komşulanna v e dun- yaya ılan ettığı "geri-ahnacıuğı (irredentisme) ret" ılkesının, Turk ulusuna 600 yıldan ben ılk kez "79 yAk kesintisiz banş" sağ- ladığı ozellıkle vurgulanmalı- dır Aynca, Lozan'ın bu değe- nnın oğrenıhnemesı durumun- da, bır yandan "Yuıtta banş dünyada banş!" ılkesı hafife al- dırtılarak, ote yandan "bir koyup beşabnaya", "tslamdünyasmm önderhğîne" ya da "Çin Sed- di'nden AdrijTatik'e!" boş bo- burlenmelenyle "luran önder- Bğine" kışkırtılarak, nasıl so- murgecı uUcelenn maşası olma aymazlığına duşulebıleceğı de hem Orta Asya Turk devletleny- le hem de komşu Arap ulkele- nyle ılışkılenmızdekı kımı dav- ranış ve yayınlarda ortaya çık- maktadu- Oysa gerek "Ulusal Ant"a, gerekse "Yurtta banş dünyada banş!" polıtıkasına da- yanak olan, şu demokratık ve ınsancıl tutumdur "Efendfler,bü>ıikduşlerardın- dan koşan, yapamayacağımız şeyleriyapar göriinen yalana in- sanlardan değüiz. Efendiler, bü- yük ve düşsel şeyleri yapmadan yapnuş gibi gorunmek yüzün- den burun dunvanın duşmanb- ğuu, lazguıhğuu ve kinini bu ül- kenin, bu ulusun üzerine çektik. Bizpanislamizm yapmadık Bei- ki 'Yapıyoruz, yapacağız' de- dik, düşmanlar da 'Yaptırma- mak ıçın bır an once oldurelun 1 ' dedflo: Panturanizm yapmadık, 'Yaparız,vapıyoruz dedik, 'Ya- pacağız' dedikveyine 'Öldure- lım 1 ' dedfler. Bütün dava bundan ibarettir. Efendiler, dunv ava kor- ku vekaygıverenkavTamlar üze- rinde koşarak düşmanlanmızm sayısnu ve üzerimize olan baskı- lan arttırmaktan ise, doğal smı- ra, meşru sınıra çekeüm. Haddi- mizi büelim... Biz vaşamak ve bağımsızlık isteven bir ulusuz. Ve yabuz ve ancak bunun için yaşamımızı harcanz." Kemal Derviş ve Solun Toparlanması... Ganİ AŞIK16 Donem Kayserı Mılletvekılı 21 zelhkle YTP ku- | 1 rulduktan sonra V - / Sayuı Kemal Der- viş'ın sıyaset borsasında- kı değen hızla yukselmış- tır Hangı partıye katıla- cagı gunlerdır medyayı ve kamuoyunu meşgul et- mektedır TelevTzyonlarm ve gaze- telenn koşebaşlannı tut- muş parfiım kokulu ve en- tel dokulu kesım, Sayın Demş'ı, kendısıne "Pİr- ti" bıle dıyemeyen eskı DSP'lı dostlara yonlendı- rebılmek ıçın her yontemı kullanıyor CHP'nın sa- yınGenel Başkanı da -ısa- betlı bır kararla- Sayın Demş'ı kazanmak ıstı- yor Sayın Demş ıse muh- temel AKP ıktıdanna kar- şı bır blok oluşturabılmek ıçın ya da sıyasetın, rejı- mın ve ekonomının ıstüc- ran ıçın saygı duyulması gereken bır çaba ıçınde Ne varkı Sayın Dervış'ın, Cumhunyet Halk Partı- sı'nı, olası bırlıktelıklenn omurgası v e merkezı ola- rak değerlendırmesı gere- kırken parçalardan bınsı olarak gormesı, başanya gıden yolda onemh bır en- gel ve stratejık bır hata- du- Pekı, Sayın Kemal Der- vış'ın, gıdeceğı partıye ha- 'nn sayılır bır oy getırece- ğı kesın mı 9 Bence bu, bı- razkuşkulu Çunku,Sayın Kemal Defvış' ın patrona- jında uygulanan ekono- mık programdan en çok olumsuz etkılenenler, sos- yal demokrat duşuncenın yaşam alanı kesımler olan köyluler, ışçıler, memur- lar, emeklıler ve esnafhr Turk halkının şaşmaz sağ- duyusunun, Sayın Der- vış'ın yaptıklannın, zaten kaçınılmaz duruma gel- dığuıı, ekonomıyı çıkma- za surükleyenlenn, ateş- tekı kestaneyı Kemal Bey'e toplathklannı kav- rayabılme olasılığı, Sayuı Derviş'ın tek tesellısı ola- bılır Pekı, Sayın Denoş'ı, her şeye karşın çekıcı kılan nedır, dersenız Bılgı ve yetenek, dürustluk, sade- hk, guvenılırhk, alçak go- nûlluluk, ıçtenlık ve kol- tuk ıhtırasından uzaklık Böylesıne yeteneklı ve ozel bır ınsana karşı once yakın çevresı, sonra da medya durust davTanma- h, yanlış telkınde bulun- mamalıdır "Eğermerkez solutopbunakistiyorsa, gi- deceğiyerin CHPolduğu" kendısıne ısrarla soylen- melıdır Çunku tum parh- ler, GHP'nın ana rahmın- de şekıllenmış, kımısı nor- mal doğumla, kımısı de düşukle dunyaya gelmış- br, ama CHP asla sıyasal zınayapmamıştır Gunluk heveslenn değıl, ulusal ge- reksınımın ve "Baba \a- siyetPnın parnsıne gelme- hdır Sayın Kemal Dervış, denn bır duş kınklığı ya- şamamak ve solu toparla- yayım derken dağıtma- makıçın 'Rahat Lokum' AyşeÎLHAN M ıllı Kurupha- ne'deçalıştıgnn yıllarda eskı yazıyı çok ıyı bılen bırkaç arkadaşla bırhkte, bu ışın uzmanlan olarak, eskı harflı Turkçe eserler ka- taloğunu hazırladık Da- ha once de yıllarca Kıtap Verme Semsı'nı yonet- tım Ulkemızınunlubılım adamlannı ve sevgılı Denktaş'ı da o sıralarda tanıdım Ozelokumaoda- lanndan başka çok ıyı ha- zırlanmış buyuk okuma salonunda unıversıte oğ- rencılen ayırttıklan kı- taplan (çoğunu ders kı- taplan oluştururdu) alıp sessızhk ıçuıde çahşırlar- dı Bunlann arasında azımsanmayacak sayıda Arap oğrencı vardı Kom- şu ulkelerın hepsınden, ozellıkle Surıye ve Irak'tan gelıyorlardı Ve çoğu Tıp ve Zıraat fakül- telennde okuyup ulkele- nne hekım v e tanm mu- hendısı olarak donuyor- lardı Arap komşulanmız her konuda ulkemızden yar- dım gorurken Osmanlı'ya gosterdıklen ıhanen Çum- hunyet hukumetınden de esırgememışlerdır (') Genç ve ateş gıbı çahşkan servıs ekıbımız sayesınde bunlar Turkçelennı de ılerletırlerdı Aralannda ağu"başlı, efendı davra- nışlı olanlan da eksık de- ğıldı Koşulbellı Ağzma Fsraırın İ'sını bıle alma- yacaksın Ama ben korkmazdım onlardan Öğretmen ola- rak yebşmış olduğumdan onlan banşa koşullandır- maya çalışırdım elımden geldığınce Bu delıkan- ülardan bın bırtatıl donu- şu elınde bır armağanla geldı semsımıze Kutu- yu açan arkadaşlar lokum şekenylekarşılastılar Dış- satım (ıhracat) urunu ola- rak hazırlandığı ozenlı ambalajrndan bellı olu- yordu Reklamınıdaadın- da taşıyan kutunun uze- nnde "Rahat-dHalkum" ve başka oğucu yazılar vardı Turkçesı "rahatnk veren lokum" demek ol- malı Ağır ve çok şeker- h Bızım lokumlanmızın nefasetı nerede 1 NflgünCerrahoghınun son yazı dızısınde sözu- nu ettığı "rahat lokum" adı buradan gelıyor ol- malı Boylece ta Tnes- te'lere kadar uzanıp tat vermış, Cerrahoğlu'nada "Niçin rahatlokum; onun adı lokum" dedırtmış Bu bağlamda o yıllara ılışkın bır anım belleğım- decanlanıverdı Kutupha- nemıze, doğal olarak gun- luk gazeteler ve obur su- relı yayuılar erkenden ge- lır, okurlann hızmetıne sunulurdu Butçesını den- gelemek zorunda olan bır- çok oğrencı, kutuphane- ye koşup onlara goz atar sonra derslenne gıderler- dı Sorduğumuzda "Biz özeDikle tlhan Selçuk'u okumak için koşuyoruz; çünkü,onun yazısının ar- kadaşlar arasında tarûşı- lacağmı bilhoruz; okuya- mazsaknesd\1eyebfliıxz?" dıyorlardı Şımdı, gel de sevgılı UğurMumcu'yu anımsama "Bügi sahibi ohnadan fUdr sahibi olu- nur mu?" Şu karman çorman gunlerde, herkesın konuş- tuğu, duşunmeden çan çan etnğı sureçte ulkemı- ze "rahat tokumlar" dı- leğıyle Yaşamın İki Yüzü... ÂÜF.BtLİRMersm -t- nsanoğlu, başlangıçtan I bu yana hep anlamlıve X mutlu bır yaşantı sür- durmek ıstemış, bunun sa- vaşını vermış, bu yolda elınden tutacağına ınandı- ğı pek çok euk, estetık, ıde- olojık değer yaratmıştır Ancak, bellı bu- donemın yaşam gerçeklığını, ınsan ıstemlennı karşılayan bu toplumsal değerlenn za- manla tutucu kafalar ve toplumlarca bır dogma'ya ya da ınanca donuşturuldu- ğunugoruyoruz tnsanso- yunun belkı de en onemlı açmazı, olumsuz yanıdır bu Bugunden yanna, her şeyın her an değıştığının ayırdına varmaması, kulla- nım tanhı geçmış, kahplaş- mış duşunce ve ıdeolojı- lere saplantı olçusünde bağlanması, zor koşullar- da hep bır kurtancı ve tan- sık (mucıze) beklemesı Yaşamın, karanhk yuzûne baktıgımızda savaş, somu- ru, yıkım, ışsızlık, açhk, umutsuzluk ve acı ıle kar- şılaşınz Yaşamın otekı yanına, aydınlık yüzüne baküğı- mızdaıse ozgur bıreylenn kendılenne sunulan yaşa- mı guzelleştırmeye çalış- tığını gorüruz însanın ıs- tedığı mutlu ve anlamlı bır yaşantı değıl mı9 öyleyse, oncelıkle temel gereksı- nımlennı karşılayabüme- -f- h ınsan, çahşmah, uretme- h ve emeğının karşıhğını alabılmelı Sonra, doğa, toplum ve otekı ınsanlar- la saglıklı bır ıhşkı, üetışım kurabılmelı Her şeyın her an akarca- sına değıştgını ılk goren- lerden "tnsan,aynımnak- tabirkezyıkanabflir", dı- yen Anadolulu fılozof He- rakleito&'u anımsayalun Yaşam yolumuzun aydın- lanmasında her olayı, her olguyu karşıtıyla gorup de- ğerlendıren, eleştırel bakı- şımızda hiçbir dogmaya yer vermeyen dryalektik dünya göriişü bıze ışık tu- tabıİır Elbette, toplumsal ya- şamdakı ana belırleyıcının ekonomi ve üretim Oişkisi olduğunu da gözden ka- çırmamak gerekır. Bugun, ulkemızdekı ekonomık ve sıyasal açmazın temehn- de, bu büınç eksıklığının yattığını, çozum yollan ararken bu gerçeklığın ye- nıden anımsanması gerek- tığını duşunüyorum PENCERE GetoceğeDöniikRotaBef... Mahallenın bakkalı her sabah evın kapısına bır tomargazete bırakır, allı, pullu, boyalı, kadınlı, me- melı, dedıkodulu, uçuk Grafikduzenı berbat, estetıkten yoksun, gozu ra- hatsız eden bınncı sayfalar Mavı zemın uzerıne dışı beyaz yazılar, at nalı gı- bı manşetler çığırtkan başlıklar Ancak bır gazete aradan sıynlmaya başladı 'Za- man' -kı Fethullahçı olduğu soylenıyor- sayfa du- zenı ve renk kullanımı açısından rabıtalı Bır başka Islamcı gazete, 'Yenı Şafak', gazete- cılık açısından okunabılırlık oranını buyutmeye ça- balıyor, habere onem vermeye eğılımlı Gazete toman ıçınde kartel medyasına bır goz atıp geçıyorum, bu takım dunya ve ulke gerçekle- nnden gun geçtıkçe kopan bır uçukluğasarmış, her alanda kışısel dedıkodu pazan gazetecılığı genye ıtıyor Tehlıke buyuyor Halkın kafasında gazetecılıkle yalancılığın oz- deşleşmesı surecı mı başlıyor^ • Demokrası tarıhı Avrupa'da sanayıleşmeyle to- humlandı, ıkı yenı toplumsal sınıf, ınsan haklarının başını çektı Bunuva ıle proletarya1 Kılısenın toprağa dayalı tarımla bağlantılı ıktıda- rını yıkarak 1789'da geldı demokrası Musluman coğrafyasında bugun bıle sanayı dev- nmını gerçekleştırmış ulke yok Avrupa'ya bu bakımdan en yakın harrta Anado- lu'da, ama bızım ağır aksak sanayıleşmemız ulke nufusunu peşınden surukleyecek bır ulusal burju- vazıyı tam anlamında yaratamadığı gıbı emekçı sı- nıflarımız cılız Camılen Islamcı partının şubelenne donuşturme tasarımı, demokrası sıyasetı sanılıyor Anadolu'da çağlar ıç ıçe geçıyor Laık kesım parçalanıyor Sıyasal partıler ufalanıyor Lıberal sağ şaşkın Sol, bılınç ve taban yoksunu Islamcı partılenn varoşlara oturması, demokra- sı kapsamında bır tehlıkeyı ıçerıyor Ecevıt, Baykal, Cem, Murat Karayalçın bu or- tamda ne anlam taşıyorlar'? Pek bır anlam taşıyamıyorlar; çunku aynlıklan- nın açıklamasını yapamıyorlar • Pekı, bu kadar dağınık, şaşkın, tutarsız, aldatıcı goruntuler ortamında ulke yonetımının temel ağır- lıklarını saptamak olanağı yok mu 9 Var Meclıs'ten son olarak çıkanlan "AB'ye Uyum Paketı"nn anlamı, parlamento çoğunluğunun Tur- kıye'nın rotasını saptamada buluştuğunu vurgulu- yor Turkıye yuzunu Avrupa'ya çevırmış, AB'nın bır uyesı olmak karannı vermış Olur mu olmaz mı'? O ayn bır soru 1 Ekonomıde IMF'nın polrtıkası halkın ezılmesı pa- hasına uç yıldır uygulanıyor Kım uyguluyor bunu'' Parlamentonun ıyı kotu desteğındekı "Uçlu Ko- alısyon" IMF'nın aracıdır IMF'nın ekonomi programı Turkıye'yı nereye go- turuyor, sorusu ayn bır konu 1 • Sonuçta yaklaşık 70 mılyonluk bır ulkenın rota- sı saptanmıştır 1 Herkes hesabını buna gore yapsın 1 YAŞAM ZAMAHLA YAR1ŞIY0RSA' 2AMANIN ONUNDE Slft HIZMET HAVA KARA DENIZ AMBULANSLARI ( 0212 ) 505 72 72 SARIYER1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 2002 111 Mahkememızden \enlen 5 6 2002 tanh 2002 İH esas, 2002 470 karar sayılı karan ıle Bursa ılı Yıldınm Emırsultan Mah cılt 10 hane 34'te nufusa ka>ıtlı Ca- ner \e Nurav'dan olma 13 10 1995 dogumlu Sarah Ilay- da Yapah'nın adının onundekı Sarah kelımesının terkmı ıle llavda Yapalı olarak nufusa kavıt \e tescılıne karar \enlmıştır llan olunur 27 06 2002 Basın 48264 KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 2002 182VasıTa> Mahkememızce verılen 22 07 2002 tanh ve 2002/182-660 E K sayılı ılamı ıle Mustafa \e Hayn- ye kızı 1338 doğumlu Fatma Zehra Uçer rahatsızlığı sebebıyle 4721 s TMK'nın 405 maddesı gereğince vesayet altına alınarak kendısıne kızı Avhan Fevzıye Sabuncu vası tavın edılmıştır Keyfı>et ılan olunur 22 07 2002 Basın 48212 ERZURUM1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 2001 607 Davacısı Ayhan Ergun tarafindan davalı Selçuk Ust aleyhıne açılmış bulunan çek ıptalı davasının venlen ara karan gereğince Dava dılekçesının evvelce ılanen teb- lıgat yapılmış olduğundan 1 - Dav a konusu ıle ılgılı boyalar uzennde yapılan ın- celemede bılırkışı kım>a mühendısı Faruk Çelık tara- findan dosyaya ıbraz olunan raporda yapılan analız ve ıncelemelerde bo>anın ortuculuğunun az olduğu, kuru- duktan sonra elle dokunulduğunda dokülduğu, ele ya- pışnğı, mat olduğu, bağlavncı ve pıgment mıkton az, dol- gu ve çozücu (su) mıktannın fazla olduğu, boyanın ucuzlatılmış ve kalıtesının duşurulmuş olduğu, onjınal Meges marka boyadan tamamen farklı nıtelıkte oldu- ğu, başka boyayı taklıt ettığı hususunda rapor alındığı, 2- Davalı Selçuk Ust un gerek dava dılekçesı ve ge- rekse dosyaya ıbraz olunan raporlar hakkında ıstıcva- bınız yapılmak uzere duruşmanın atılı bulunduğu 03 10 2002 gunu saat 9 00 da mahkeme duruşma salo- nunda hazır bulunmanızın ıhtanna, bulunmadığınız tak- dırde ve tespıt raporuna da ıtıraz etmedıgınız takdırde raporu ve alım satım ılışkısını aynen kabul etmış sayılacağımz hususu ıstıcv ap davetıyesı v e raporun teb- lığı \enne kaın olmak uzere ılanen teblığ olunur 19 07 2002 Basın 46865
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle